[ÖnceVatan_58]

"Efendiler ve ey millet, biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz"

Bu satırları hiç sevmezler,

Kimler ?

Nurcular
Kadiriler
Süleymancılar
Menzilciler
Nakşiler
Fethullahçılar

‘’Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için yeterlidir’’

Böyle söylenmiştir. Ama böylemidir ?

Onlar için insan olmak, cemaat, tarikat üyesi olmak demektir.

Bu da yetmez,

Kul olmak gerekir,

Kimin kulu,

Ağbilerin,
Hocaların,
Şeyhlerin,
Faizin,
Haramın.

''Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır.

Böyle yazılmıştır da öğretmeleri kimdir ?

Said i Nursi
Derviş vahdeti
Melanzade Rıfat
Zahit Kotku
Mehmet Kırkıncı
İsimler uzayıp gider, hepsinin yolu aynıdır.


Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.

Tam tersi yapılmıştır.
Buda yetmemiş yalan söylenmiş ve söylenmektedir,

Türkiye hür değildir,
Müstakil değildir,
Türkiye ekonomik olarak bağımlı yeni sömürge bir ülkedir.

Mualimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmenleri ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.

Her şey tam da tersinedir.

Cumhuriyet öğretmenleri ve eğitimcileri ışık evlerinde, tarikat köşelerinde yetiştirilmiyormu ?

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır.
Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve
bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır,
ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir.
Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını
koruyacaktır.

Öylemidir ?

Ülkenin,

Adalet örgütü,

Polisi çoktandır tarikat, cemaat denetimindedir.

Mustafa Kemal Atatürk demiştirki,

Onu hapse atacaklar.

Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana,

başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için

salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.

Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım.

Araya girişimde ve eylemimde haklıyım.

Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan

neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”İ


İşte Mustafa Kemal !

İşte Türkiye !

İşte tarikatlar

İşte Ergenekon !

İşte savcı !

İşte polis !

Şimdi ben bir suçmu işliyorum

Ya da ''ETÖ'' üyesi olabilirmiyim ?


Özkan Özgür