[NECMEDDİN ÖZBEK]

geçenlerde bir ermeni hemşerimizin istanbulda vefat ettiğini öğrendim toprağı bol olsun kirkor elmas dağlı büyük postahaneden aşagı kepçeliye doğru inerken akça pasacı vardır orda merdivenlerin solunda kirkor elmasdağlının şen çalar plak evi vardı kırk yaşın üstünde olanlar hemen anımsarlar iyi bir udi idi günün hemen her saatınde müzisyen arkadaşlarıyla meşk etmeye bayılırlardı o anlatmıştı safiye aylanın en meşhur olduğu dönemlerde sivasa konser için davet edilir ama safiye ayla her nedense bu davete bir türlü itibar etmez araya giren hatırlı insanlar zorda olsa safiye hanımı razı ederler ve sivasa gelir gerisini kirkor elmasdağlıdan dinleyelim " kirkor akşamı iple çektim büyük bir heyecanla eve gittim çok şık bir biçimde konserin yapıldığı yalçın sinemasına koştum kendi kendime bu gecenin en şık izleycisi ben olmalıyım diyordum birde gördümkü kos koca sinemada benden paspalı yok konseri büyük bir zevk ve heycanla izledikten sonra dışarı çıkarken safiye aylaya sordular safiye hanım sivası nasıl buldun diye safiye hanım ben sivasa gelene dek 17 vilayet gezdim ne sivastaki gibi böyle nezih bir topluluk nede müzikten bu kadar iyi anlayan insanlar gördüm şimdi bu güzel vilayete daha önce neden defalarca gelmedim diye hayıflanıyorum ve çok üzülüyorum" dediğni anlatır sonundada ben bu sivası çok özlüyorum her ne kadar istanbulda ikamet etsemde sivas burnumda tütüyor derdi. işte sivas aşkı böyle bir aşktır nerede olursan ol o torağın kokusu bir biçimde seni kendisine doğru çeker.