Navigator
Kardelencicegi Şuan
Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
|
Cevap: Günün hikayesi
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
Hz.Ebubekir (r.a) hızla odaya girdi.
Peygamberimiz (s.a.v) yatıyordu.
'Dostum, kalksana...' diyordu.
Peygamber, gözleri açık hafifçe gülümsüyordu.
Hz.Ebubekir (r.a) sedirin önünde diz çöktü,
'Kardeşim, kalkar mısın? ' diyordu...
'Peygamberim, kalkar mısın? '
Ses yoktu.
Peygamberimiz gözleri açık,
Nurlu yüzüyle hafifçe gülümsüyordu..
Medine oraya yığılmıştı!
Bütün müslümanlar kapıda bekliyordu.
Kapı önünde Hz.Ömer (r.a) ,
Bütün sahabiler bekliyordu.
Herkes Hz.Ebubekir'in (r.a) dışarı çıkıp,
Ne olduğunu açıklamasını bekliyordu.
Sevenlerin yüreğine ateş düşmüştü.
Sevenler yanıyordu,
Sanki Medine sessizdi ,
Ama yanıyordu...
Bir ara,
Hz.Ebubekir (r.a) kendine gelir gibi oldu.
Resulullah'ın (r.a) açık gözlerini,
Eliyle incitmeden kapattı...
Üzerini örttü.
Bütün gücünü toplayıp,
Sendeleyerek kapıya yöneldi.
Kapıda herkes iyi bir haber,
İyi bir şeyler bekliyordu.
Sonra içeride iken,
Hz.Ömer'in (r.a) gür sesini duymuştu:
'Hz.Peygamber (r.a) yaşıyor, o ölmedi...'
'Her kim ki öldü derse, şu kılıcımla'
'Boynunu vuracağım! ' diyordu.
Hz.Ebubekir (r.a) kalabalığı sıyırıp,
Minbere doğru yöneldi.
' Hattaboğlu Ömer (r.a) bilesin ki:'
' Her kim ki, Hz. Muhammed'e (s.a.v) tapıyor...'
' O peygamber ölmüştür! '
' Her kim ki, Yüce Allah'a (c.c) tapıyor...'
' O Yüce Allah (c.c) bakidir, ölümsüzdür! ...'
Diyerek, yanan yüreklere,
Bir serinlik getirdi...
İşte o an,
Hz.Ömer (r.a) kılıcını elinden düşürdü..
Yıkılmıştı...
Birden, içeri odaya daldı.
Resulullahı (s.a.v) sedirin üzerinde,
Yatıyor görünce...
Bütün gücüyle, bütün sevgisiyle
Kucakladı...
Sonra o da, üzerine kapandı.
Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu...
Hz.Ömer (r.a) hayatında ilk defa,
İki büklüm olmuş hüngür hüngür ağlıyordu...
Dışarı çıktığında,
Ağladığını gizlemek için kenara kaydı.
Daha sonra Hz.Ali (r.a) içeri girdi.
Yanında Hz.Abbas (r.a) ve oğlu vardı.
İçeri kimseyi sokmadılar!
Peygamber (s.a.v) ölmüştü...
Vasiyeti üzerine onu Hz.Ali (r.a) yıkayacaktı.
Üzerindeki elbiseyi çıkarmakta tereddüt etti.
Etrafta çıt yoktu...
Birden gaipten bir ses,
'Elbiselerini çıkarmadan yıka! ...'
Diye duyuluverdi.
Belli ki Hz.Cebrail (a.s) bildiriyordu.
Sahabiler,
Medine'deki bütün kuyulardan,
Çekilen suyu elden ele,
Yürekten yüreğe içeriye gönderdiler...
Müslümanlar ağlıyordu.
Medine ağlıyordu...
Hz.Ali (r.a) yıkayıp kefenlerken
Yanında Hz.Abbas (r.a) ve oğlu vardı.
İçeriye girmek için can atan müslümanları,
Odaya almıyorlardı.
Cenaze namazına gelmişti sıra,
Kim imam olacaktı...
Namazı kim kıldıracaktı?
Hz.Ali (r.a) ,
'Hayır! O en büyük imamdı...'
'Ona kimse imam olamaz! '
'Herkes kendi kılacak...'
'Resululah'a (s.a.v) kimse imamlık yapamaz! '
Diyordu.
Bir ara, odadan herkes dışarı çıktı.
Sadece yıkanmış ve kefenlenmiş,
Tertemiz Resullah'ın (s.a.v) kendisi kaldı...
İşte, o esnada Hz.Cebrail (a.s) yardımcı melekleriyle,
Cenaze namazını kıldırıyordu...
Yüce Peygamber (s.a.v) her canlı gibi,
Ölmüştü...
Ama kendisinden sonra İslam dini,
Çığ gibi büyüyerek...
İnanç dolu yürek yürek,
Bu günlere ulaştı.
O büyük insan,
Ölümsüzdü...
__________________
|