Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar - Tekil Mesaj Gösterimi - İlk teravih bu akşam
Tekil Mesaj Gösterimi
Alt 10.08.2010, 18:02   #20
Cley
Moderator
 
Cley - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Cley Şuan Cley isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 8.021
Tecrübe Puanı: 10 Cley isimli Üye Tecrübe Puan?n?zını Kapatmıştır.
Standart Cevap: İlk teravih bu akşam

Saat gece yarısını geçtiği zamanlarda, sokağın köşesindeki davul sesiyle başlar ilk sahur. Olanca gücüyle gerilmiş deriyi çomakla buluşturur davulcu. Bildiği popüler şarkı ve türkülerdir çınlattığı. Notaya bağlı kalmaksızın, ritmi yakalama telaşındadır. Birde ve en önemlisi herkes duymalıdır bu sesi. Ama davulcunun tüm çabasına rağmen duymamaktır çocuklar. Çünkü “ramazanda çocuk olmak” bunu gerektirir. Uykunun en derin yerinde şafkatli bir elin dürtmesi seni. Sıcacık bir sesin “Hadi yavrum kalk sahur oldu” demesidir. Ramazanda çocuk olmak. Kimbilir hangi oyuna ara vermektir, hangi oyuncağı oracıkta bırakmaktır rüyalar aleminde de olsa.
Gözlerini ovalayarak kalkamamaktır ramazanda çocuk olmak. Ama yinede direnmektir uykuya. Çoğu zaman yüzünü bile yıkamadan oturmaktır sofraya. Ne yediğini nasıl yediğini bilmeden atıştırmak ve tekrar soğumadan yatağın, el yordamıyla bulmaktır. Ama havası vardır ertesi gün, ne kadar zor olsa da dün geceki sahur. Mahalledeki çocuklar arasında bir itibar meselesidir. Oruç olan delikanlı gibi durmaktır onların arasında.

Tatlı hatıralardır ramazanda çocuk olmak. Bütün ilmihal kitaplarının dışında, “tekne orucu” diye bir şeyin olmasıdır hayatında. Direğe bağlanan oruçlardır. Gazete kağıdının üzerine konabilen oruçlarının olmasıdır, öğlen yemeğini atıştırırken. Sonra bırakılan yerden yada bağlanan direkten alabilmen ve kaldığın yerden devam edebilmendir ramazanda çocuk olmak. Ağlamaktır ramazanda çocuk olmak. “Anne neden çöpe attın orucumu” diyerek. Öğlen yemeğini yerken gazetenin üzerine koyduğun oruç hala gazetenin üzerindedir senin için, ama annen o gazeteyi buruşturup çöpe atmıştır. O zar zor sahurda biriktirdiğin en değerli varlığının çöpe gittiğini görünce çığlık çığlığa ağlamaktır ramazanda çocuk olmak. Ama her şeye rağmen çöpten alabilmektir orucunu. Gazeteyi açıp orucuna kavuşmak tatlı bir gülümsemeyle kaldığın yerden devam edebilmektir. Ramazanda çocuk olmak, sadece çocuk olmaktır çocukca durabilmektir hayatın karşısında.
Akşamı iple çekmektir her şeye rağmen, ve akşam herkesten önce oturmaktır iftar sofrasına. Elinde kaşık çatal herkesten çok önce beklemektir hocanın vereceği “Allahuekber” sesini. Eğer fazla acıkmamışsan enerjiksen ve sokaktaysan üç beş kafadar bir araya gelmek.

-“Patt” diye bağırmaktır. Böyle yaparak iftar topunun taklidini yapmış oluyorsun aslında. Ama bunu senden ve etrafındaki arkadaşlarından başka kimse bilmeyecektir. Senin niyetin aslında bu sesle insanları vaktin geldiğine inandırmaktır. Ama kimse bu sesi duymamıştır. Duysa bile o sese inanacak kadar inancı zayıf değildir. Ama sen inanmaya devam edecek ve her fırsatta bu numarayı deneyeceksindir. Ama ramazanda çocuk olmak zaten bunun böyle olduğuna inanmaktır.

Ve teravihlerin olmasıdır ramazanda çocuk olmak. En çocuksu yanlarının orda saklı olmasıdır.

Teravih namazında ön saftaki arkadaşına “ şiit lan nuri” diyebilmektir. Ön saftaki arkadaşının çorabını herkes secdedeyken çekebilmektir. Hoca “…veleddallin” dediğinde hep bir ağızdan olanca gücünle “ AMİN” diye bağırmaktır.

Aralarda bir yerde “tısss” deyip kikirdemek, ve ne kadar çocuk varsa camide onları bu sesin tılsımına çağırmaktır. Sonra otomatik komut almışcasına kikirdemeye devam etmektir. Namazın neresinde olursa olsun bir kahramanın çıkıp selam verildikten sonra o kocaman elini ensenle buluşturması, “şırank” sesini camide herkesin duymasıdır. Ama yılmamaktır “ramazanda çocuk olmak”. Bir sonraki dört rekat arasında yine gülümseyebilmektir. Hemde enseye tokat atan adamın koltuğunun altında. Çünki o kahraman amca, seni çekip almıştır çocuk korosunun arasından, “gel bakıyım kerata” deyip. Ama orası her ne kadar güvenli bir bölge olsa da, caminin o güzelim havası her yerde aynıdır. O muhabbet sinmiştir her anına. Hangi noktada olursa olsun sen çocuksun, hangi safta bulunursan bulun sen yine ramazanda çocuktursun.

Bazen zar zorda olsa oruç tutmaktır, babaanne yada dedenin sırtında akşamı etmektir. Üç kuruşa satmaktır sonra orucunu. Bir öpücüktür bu alışverişin protokolü ve sen karşılığında dedenden dünyaları almıştırsın. Bu bazen bi ayakkabı, bazen bir oyuncak bazen üç beş kuruş paradır. Ama iyi bir alışveriştir nihayetinde. Ayrıca o iftarın bir başka olmasıdır. İyi iş yapmış bir tüccar gibi durmaktır sofrada, ramazanda çocuk olmak.

Teravih sonraları sokaklarda olmaktır ramazanda çocuk olmak. Takkenin hafif yana kayması. Hakkahalarla gülebilmektir. Birbirini çimdiklemek. Yalandan öksürmek. İçindeki çocuğun “ramazan yüzünü” ortaya çıkarmaktır. Bayrama yaklaşan günlerde yani arefede mahallenin çocuk korusunu toplayıp etrafına. Tanıdık tanımadık demeden çalmaktır kapıları ve bağırmaktır avazının çıktığınca.

- “Memecimin giliği, amin amin kırk gilik” Gülen yüzler görmek karşında ve avuç dolusu şekerlinin olmasıdır. Ve naylon poşetler dolusu şekerle ve birazda harçlıkla, ganimetine kavuşan komutan gibi karşılamaktır bayramları, ramazanda çocuk olmak.

Onsuz olmaz, o olmadan asla olmaz. Çocuk cıvıltıları ve kıkırdıları olmadan kılınacak namazın tutulacak orucun tadı da olmaz. Onlar olmayınca "ramazanlarda çocuk olmaz". O çocuklar olmayınca yarınlarda ramazanlarda olmaz…
****Bilal TIRNAKÇI
__________________
Edep ile gelen Saygı ile karşılanır
Cley isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı Cley'e Teşekkür Ediyor...