--->: Bid’at ve bid’at ehli olanlar
Neden sordum bunu?
Çünkü bu konuda çok farklı yorumlar var. Ama genel olarak tüm islam alimlerinin vardığı sonuç:
Mevlid bidat'tır. Ama nasıl bir bidat; bid’at-i hasene (güzel bidat)
O zaman burada bir çelişki ortaya çıkıyor. Faydalı bidat olmaz...
Ulema arasında bid’at geniş ve dar kapsamlı olmak üzere iki ayrı şekilde mütalâa edilmiştir. Bid’atı geniş kapsamlı olarak inceleyen başta İmam Şâfiî, İmam Nevevî olmak üzere İbn Âbidin ve benzeri âlimler bu kısaca şu tarifi getirirler: “Bid’at, Resûlullah’tan Sallallahu Aleyhi Vesellem sonra ortaya çıkan herşeydir.”
Bu tarife göre, dinî özellik taşıyan amel ve davranışlarla birlikte günlük hayatla ilgili olarak sonradan ortaya çıkan yeni düşünceler, uygulama ve âdetler de bid’at olarak kabul edilmiştir.
Bu âlimler, meseleye delil olarak da şu hadisi zikrederler: “Kim benim bir sünnetimi ihya ederek insanların onunla amel etmelerine vesile olursa, o insanların kazanacağı sevaplardan hiçbir şey eksiltmeden onların sevaplarının bir katını almış olacaktır. Kim de bir bid’at icat ederek onunla amel edilmesine sebep olursa, o bid’at ile amel edenlerin yüklenecekleri günahlardan hiçbir şey eksiltmeden onların günahlarının bir katını yüklenmiş olacaktır.” (İbn Mâce, Mukaddime, 15)
Bu tarifle birlikte aynı ulema bid’atı, hasene ve seyyie olarak ikiye ayırır, yapılması mahzurlu olmayanlara bid’at-ı hasene (iyi bid’at), yapılması mahzurlu olanlara da bid’at-ı seyyie (kötü bid’at) derler. Minare ve medrese yapmak bid’at-ı hasene, kabirlerin üzerine mum yakmak da bid’at-ı seyyiedir. Buna göre, hadislerde reddedilen bid’atler, kötü bid’atlerdir.
Hz. Ömer (r.a), Mescid-i Nebevi’de teravih namazını cemaatle kılanları görünce, “Bu ne güzel bir bid’attır” diyerek teşvik etmiş ve bid’at-ı haseneyi belirtmiştir. (Buhârî, Teravih, 1)
İmam Rabbani ise daha dar kapsamlı düşünenlerden. bidat'ı hasene yoktur; sünnet-i hasene (güzel adet) vardır diyor.
Bir de şu var:
Bugünkü mevlid'ler nasıl yapılıyor? Nasıl niyet ediliyor?
__________________
İnsan yaklaştığınca yaklaştığından ayrı
Belli ki, yakınımız yoktur ALLAH’tan gayrı...
|