[mansur58]

Bu günlerde tekbir sesleri duyar gibi olabilirsiniz. Hatta yiğitlerin Allah Allah nidaları uğuldayabilir kulaklarınızda. Şaşırmayın her fetih dönencesinde olur böyle şeyler. Hele mayıs ayının sonuna yaklaştıkça bu coşku kendini hissettirmeden edemez.

Yüz yıllar önce, geçilmez denilen engellerin önünde, aşılmaz denen surların berisinde bekleşen, savaşan, zikreden kutlu bir kalabalık vardı. Yiğitlerden, cengaverlerden, serdengeçtilerden oluşan bir asker kalabalığı. Top sesleri, mehter çağıltısı, canlarını teslim eden Osmanlı askerlerinin kızgın alevleri, şahadet arifesinde şerbet niyetine kana kana içerlerken bahtiyar inlemeleri…

Çaresiz, surların gerisinden gelen mağlubiyet feryatları. Hepsi birbirine karışır rüzgârda, mayıs ayı geldiğinde. Macar Ustası Topçu Urban’ın döktüğü gülleler gümler bu şehrin paslı kulaklarında. Hazreti Fatih’in sorgucu bir o yana bir bu yana sallanır esen bahar yeliyle. Kaftanı öpülmeyi bekler, adaleti özleyen Bizans halkı tarafından.

Ulubat’lı Hasan ruhunu tebessümle teslim eder. Elindeki sancağı sağlamca iliştirmiştir nasıl olsa. Ve sultan eliyle gösterirken haykırıyor o günkü gibi; “Kimdir bu yiğit bilmek isterim.” Korna seslerini, anlamsız kavgaları, gereksiz gürültüleri, müzikleri, eğlence çığırtılarını, televizyonun ayarını, radyodaki müziği biraz kısarsak, hepimizin duyacağı şekilde seslenir tarih bizlere. Evladı Fatih an’ın muştuları, bir peygamber müjdesinin yankıları sevindirir kulaklarımızı.

Payitaht-ı Zemin, Yeryüzünün merkezi, Peygamber Efendimizin, Müslümanların eline geçeceğini, yıllar öncesinden müjdeleyip dualadığı şehir. Gemilerin karalarında yürütüldüğü zorlu mücadelenin merkezi. Hazreti Halit’in bu sevdayla doksan yaşında savaşmaya azmettiği
surlarla kaplı inci.

Bu vuslatı, inancı ve zekâsıyla, gayreti ve ileri görüşlülüğüyle gerçekleştiren büyük kumandan. Fatih Sultan Mehmet. Deha bir insanoğlu. Senin gibi benim gibi, evlatlarımız gibi etten kemikten bir insan. Gencecik yaşında ulvi bir rüyanın peşine düşmüş ve gerçekleştirmek için ne gerekiyorsa yapmış bir mühendis, bir şair, bir edip, bir sanatçı, bir çizer.

Projesini hazırladığı topları ustalara döktürtüp işini sağlama alan, hülyalarının şehrini hiçbir açık kalmadan kuşatan ve fethe mazhar olan büyük kumandan.

Peygamberin sevgisini hak etmiş askerlere yaraşan güzel ve başarılı, övülmüş komutan. Eline geçen kutlu şehre esenlik ve huzur armağan eden imparator.
Eşitlik, hürriyet ve emniyeti hayata geçiren adaletli hükümdar.

Şanlı geçmişinin ikbalini süsleyen, tamamlayan bu güzel belde artık ona emanet. Ve O’nun gibi düşünenlere. Kucağına güller atılmıştı ayağına halılar serilmişti Fatih’in. Tüm dinlerden herkesin ümidi olmuştu Fatih. Kızılelma düşünü Otranto’ya kadar taşırken bütün amacı bu sevgiyi ve huzuru taşımaktı dünyanın her yerine. Tabiatı ve tarihi olduğu gibi muhafaza ederken Peygamber hoş görüsünün en güzel örneği olmayı başarmıştı.

Kimseyi zorlamayan, inançlarında serbest bırakan kuşatıcı bir zihniyete sahipti. Bu kutsal sevdayla Osmanlı topraklarını 2,5 kat genişletti. Çağının ileri gelen ulemalarındandı.

Yunan felsefesini iyi bildiği gibi, İtalyanca, Latince, Rumca, Slavca, Fransızca, İbranice, Geldanice dillerini bilirdi.

Her yönden kendisini donatmış, yetiştirmiş ne dünyasını ne ahiretini ihmal etmemişti. Her fırsatta hocalarına danışır onların dualarını alırdı. Şimdi evlatlarımıza Fatihi anlatma zamanı. Yalandan saatine basarak hilkat garibesi yaratıklara dönüşen uzaylıların önüne geçirmeliyiz. Sahte başarıları, biriktirilmiş kartlarda endam eden vahşi bakışları geride bırakabilmeliyiz sahici kahramanlarla.
Tarihte bizim kadar karakter bolluğu bulunup da çocuklarını Çin malı dövüşçülere esir eden bir toplum daha yoktur herhalde. Şanlı geçmişimizde bulunan malzemeleri önce bizler doğru öğrenmeli sonra da çocuklarımıza aktarmalıyız. Ki onlar da Roma’yı fethedecek Fatihlerden olabilsinler. Fatih Sultan Mehmet’in, Molla Gürani’nin, Akşemsettin’in sadece birer köprü, viyadük veya çocuk parklarına verilmiş isimler olmadıklarını bilmeye hakları var. Büyük Fethin seneyi devriyesi hepimize kutlu
olsun. Ve ecdadımızın ruhu bir kez daha şad olsun.

NOT: Bu bağlamda İstanbul’da yaşayanların muhakkak ziyaret etmelerini istediğim bir yer var. Özellikle çocukların görmesini önemsediğim bir mekan; Topkapı Panoroma 1453 İstanbul Tarih müzesi. Çalışmalarından dolayı Kültür Aş’yi ve İBB’yi tebrik ederiz. Böyle güzel çalışmaların devamını bekleriz. Örneğin Çanakkale’de tüm gerçekliğiyle atalarımızın dünyaları geri püskürtmesine şahitlik etmek isteriz.

BETÜL ŞATIR

İstanbulumuzun Fethi münasebetiyle;

Tarihten bu güne Anadolu kıtasını bize vatan yapmak için bu toprğın bağrında yatan 50 Milyon şehidimizi, başta Sultan Fatih olmak üzere kahraman ecdadımızı minnet, şükran ve rahmetle anıyoruz.

İstanbulumuzun fethinin 559. yıl dönümünü yürekten kutluyoruz.