Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar - Tekil Mesaj Gösterimi - SEVDİM İŞTE....
Tekil Mesaj Gösterimi
Alt 25.10.2009, 22:34   #10
muhali
Yeni Yiğido
 
muhali - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
muhali Şuan muhali isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 08.11.2009 21:01

Üyelik Tarihi: 25.10.2009
Mesajlar: 45
Tecrübe Puanı: 536 muhali FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: SEVDİM İŞTE....

Bu “şiir seli”nde “aşk” yok; "akıl" ve "mantık" var. Baştan sona tüm satırlarda koşullar sıralanıyor; sevgiliyle “eşitlik” kurgulanıyor: ‘Ben sana bunu bunu yaparsam, sen de bana şunu şunu yapmalısın…’ deniliyor. Başka bir söylemle, “ben sana ne kadar ekmek verirsem sen de bana o kadar köfte vermelisin” mantığının işlediği çok açık görülüyor.

Örneğin,


Bir anda dört mevsimi yaşatmalısın bana.
Sevginle kış ortasında baharı getirmelisin,

Ben beni, sende yaşamalıyım
Sende seni,bende yaşamalısın


Bütün duyguların bende yoğunlaşmalı
Seviyorsan tek sevdiğin ben olmalıyım


Sana ve bana ait ne varsa paylaşmalıyız
Sevmeliyim hissetmeliyim seni.
Düşüncelerinde yalnız ben olmalıyım
Hayalimle yüreğini ben süslemeliyim.

Gözlerindeki aşk kıvılcımıyla yalnız ben yanmalıyım.
Ve de benim ateşimle sen yanmalısın

Yüreğinle sarmalı,gözlerinle ısıtmalısın
Tenime her dokunuşunda ben inlemeliyim

Sen hiç tatmadığın kadar haz almalısın
Ve hiç bir zaman doymamalısın bana bende sana doymamalıyım
…”

Akıl, kelime olarak; "insanda düşünme, bilme, kavrama, davranış belirleme, denetleme ve yargılama, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, faydalıyı zararlıdan ayırt etme kabiliyeti" anlamına gelmektedir. Mantık ise, doğru ile yanlış akıl yürütmenin ayrımını yapmaya çalışan, böylece aklın doğru kullanılmasını sağlayan beyinsel fonksiyon.

Oysa, “aşk”ta akıl blokedir, dolayısıyla mantık da yürütülemez. Seven, sadece “aşık” olduğunu bilir, gerisi onu ilgilendirmez. Örneğin, sevgili –yarım ağız- “susadım” dediyse seven kazmayı alıp önüne çıkan ilk dağı –su bulma ümidiyle- kazmaya başlar. O dağda suyun olup olmayacağı, varsa bile onlarca, belki de yüzlerce metre derinlikte olduğu ve bunun da kazmayla çıkarılmasının çok uzun yıllar alacağı, hatta bir insan ömrünün yeterli olmayacağı ve daha korkuncu, aşık dağı kan ter içinde büyük bir özlemle/hırsla kazarken sevgiliye göz koymuş olan bir başkasının oracıktaki bir bakkaldan (veya şimdiki gavurca adıyla marketten) hazır plastik şişelerdeki sulardan götürerek sevgilinin gönlünü fethettiğini, -her toplumun ve her devrin olmazsa olmazı olan bir kaynana Semra’nın-, bu haberi -sanki memlekette başka haber yokmuş gibi-alelacele aşık’a koşarak ve iki elinin işaret parmakları kafasında dikili vaziyette , “oğlum Edirne, oğlum herkes seni bunlarla tanır, böyle bilir…, vb” münafıkça sözleri aşık’ı ilgilendirmez; o kazmaya devam eder, çünkü sevgili “susadım” demiştir, hatta aşık, sevgilinin “susadım” dediğini kendi kulaklarıyla duymamıştır da (çünkü o kadar yakın mesafede olması, aşkı yaralayabilir) böyle bir rivayet olduğunu işitmiştir.

Aşk’ta “denge” değil, tam tersine seven ile sevilen arasında –her bakımdan –uçurumlar vardır. Seven’in, bu soyut ilişkideki asıl işlevi sevgiliyi yüceltmek, kendini de az çok değersizleştirmektir. Örneğin, eğer sevgili gerçekte bodur ise, sevenin gözünde “usul boylu”, eğer şaşı ise “şehla bakışlı”, topalsa “keklik sekişli”, tembelse “nazlı”, vb olur. Buna karşın, “aşık=seven” ne kadar soylu, ne kadar boylu, iyi huylu, cömert, vb olursa olsun kendinden söz ederken, “ben kemter kulun”, “ben aciz kulun”, "ben basıp geçtğin toprak",vb der, yoksa “aşk” geçersiz olur.

Sonuç olarak, eğer eşitlik varsa, ya da olacaksa o zaman niye seveyim, aşık olayım; değer mi (!)

Aşk, “the more ekmek, the more köfte” değildir, lütfen aşk’a saygı duyalım…!
muhali isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar muhali'e Teşekkür Ediyor...