Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar - Tekil Mesaj Gösterimi - Alevilik Nedir
Tekil Mesaj Gösterimi
Alt 27.04.2009, 15:17   #1
seva
Usta Yiğido
 
seva - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
seva Şuan seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 31.08.2010 20:51

Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2155 seva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz sein
Standart Alevilik Nedir

Alevilik Nedir

Kitabın Muhtevası
Bu kitabı üç ana bölüme ayırdım
1-Alevilik'in tanımı
2-Şiiliğin ve Alevilik'in doğuşu
3-Şüpheci sorular

1-aleviliğin Tanımı

Kelime manasıyla Alevi Hz. Ali'yi seven demektir
Başlıca iki gruba ayrılır Samimi sevenler siyasi sevenler
Bir Müslüman Hz. Ali'yi iki sebeple sever

a-Yüksek kemalatı ve üstün meziyetleri sebebiyle
b-Ehl-i Beyt silsilesinin mümessili olması hasebiyle

Diğer Manada Sevenleri Genel İtibarla 5’e Ayırabiliriz

1-Dinde mutaassıp ve muhakeme-i akliyede noksan insanların sevgisi
2-Münafık ve Yahudi dönmelerinin kasıtlı sevgisi
3-Emevi’lerin ırkçılığından rahatsız olarak Hz. Hasan ve Hüseyni Efendilerimizin yanında yer alan taifeler
4-İranlılar
5-İran’daki Mecusi dininin reis ve ruhanilerinin, İran’daki ırkçılar ve eski saltanat hanedanı mensuplarının kasıtlı sevgileridir

2-Şiiliğin Ve Aleviliğin Doğuşu
Hıristiyanlık’ın zuhuru ile yok oluş tehlikesi geçiren Yahudi’ler önce Hıristiyanlık’ı yok etmek için büyük gayret sarf etmişler bunu başaramayacaklarını anlayınca hile ve desise yoluna başvurmuşlardı Şöyle ki

Hristiyanlık’a uydurma hurafeleri ikame ederek çürütmek üzere feylesof bir Yahudi olan gerçek adı ile Seul, takma adı ile Pavlos’u kullandı Bu zeki ve kurnaz Yahudi beyi güya Hıristiyanlık’ı kabul etmişti daha sonra bu hususta kendini ispatlamak amacıyla çok muttaki yaşayarak Hıristiyan’ların hüsn-ü zannına sebep oluyordu Hatta o kadar ki Hıristiyan’lar ona bir Havari gibi hürmet etmeye başladılar Hz. İsa ile görüştüğüne dahi herkesi inandırmıştı zamanla bu özelliklerini kullanarak Hıristiyanlık’a teslisi sokarak batıl bir din haline getirmeyi başardı

Lakin Yahudi’lerin İslamiyet karşısındaki tehlike, eskisinden çok daha büyüktü. Buna da bir çare aradılar. Nihayet Abdullah ibn-i Sebe’yi sahneye sürdüler İbn-i Sebe hahambaşı ve büyük bir komiteciydi Hz. Osman zamanında Yemen’den Medine’ye geldi Zahiren Müslüman olmuştu. Pavlos Metoduyla ilk nifak ve ihtilaf tohumlarını burada atmaya başladı. Bu Yahudi dönmesinin maksadı Pavlos’un Hıristiyanlık’a yaptığı gibi, İslam akaidin ifsad ederek Müslümanlığı çığırından çıkarıp Müslümanları birer hurafeci ve hayalperest haline getirmektir

Yahudi’ler son peygamberin kendi milletlerinden geleceğini zannediyorlardı Lakin son peygamber Kureyş’ten gelince bu hal onların kin ve hasedine mucip oldu Bütün gayretlerine rağmen Efendimiz (sav ) ve Hz. Ebubekir ve Ömer (ra.) zamanında Müslümanlar arasında en ufak bir fitne sokmaya muvaffak olamadılar Ama Hz. Osman devrinin son zamanlarına doğru bu fırsat ellerine geçti İbn-i Sebe bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeyi başardı Şimdi bu fitne hareketini kısa kısa sıralayalım

Fitne hareketi yapabilmek için sırasıyla Basra, Kufe Şam ve Mısır'a gitti Metodu idarecilere küskün kişileri toplayarak kışkırtmak idi Mısır’da çok başarılı oldu Bu yerlere komiteci adamlarını yerleştirdi Daha sonra halkı kışkırtmak amacıyla sürekli idare aleyhinde iftira dolu mektuplar yazarak (bu şehirlere) halkı hazırlıyordu

Fitne ve fesat haberleri Hz. Osman’a ulaşınca durumun tetkiki için buralara güvenilir istişare etmek amacıyla Medine’ye çağırdı Ancak kurt gövdenin içinde girmişti

İbn-i Sebe ilk çekirdeği olan Sebeiyye mezhebini kurdu. Mısır da kurmuş olduğu bu mezhebine yeterince taraftar buldu. Onları Hz. Osman aleyhine şartlandırdı. Yeni bir halife adayı tespit ettikten sonra, sıra Hz. Osman’ı katletmeye gelmişti.

Bu iş için Hz. Ali’yi uygun gördü. Onu bir masal kahramanı gibi göstererek birtakım aşırı abartılmış hikayelerle adeta putlaştırmaya çalışıyordu. Etrafındaki insanlar birer Hz. Ali meczubu haline geliyorlar, Hz. Ali’nin halifelik hakkının gasbedildiğini iddia ediyorlardı.

İbn-i Sebe Basra, Kufe, Mısır gibi merkezlere Hz. Aişe, Ali, Talha ve Zübeyr imzalı uydurma mektuplar yazarak Hz. Osman’ın Hilafet’den uzaklaştırılması gerektiğini empoze ediyordu. Bu haberlere kanan gruplar Medine’ye yürüdüler. Hz. Osman, Hz. Ali’nin de yardımıyla isyancıları mescidde toplayarak yatıştırmayı başardı. Bu durumdan aratsız olan İbn-i Sebe sahte bir mektupla isyancıları yeniden kışkırtmayı başardı İsyancılar yeniden ayaklanarak Hz. Osman’ı şehid ettiler Bu vaka ile İslam’ın fütuhat ve tebliğ devri kapandı bir tevakkuf ve keşmekeş devri başladı

İbn-i Sebe Haşimi’lerle Emevi’leri karşı karşıya getirmek için Hz. Osman’ı Emevi, Hz. Ali’yi Haşimi olduğu için Hz. Osman’ı, Hz. Ali’nin öldürttüğünü gizlice yaydı Haliyle Emevi’leri tahrik etti Öbür taraftan Hz. Ali’nin halife olması için çaba sarfediyordu ki, bu yalanı daha gerçekçi olsun

Neticede Hz. Ali halife olmak zorunda kaldı Ancak Hz. Aişe Zübeyr ve Talha ile aralarında isyankarların cezalandırılması hususunda ihtilaf çıkacak ve on bin Müslümanın hayatına mal olan Cemel Vak’ası zuhur edecekti Yatışmış olan bu kavganın ateşlenmesinde yine İbn-i Sebe rolünü üstlenmişti

Bundan sonra Muaviye ile çıkan ihtilafta İbn-i Sebe tekrar rolünü üstlenecekti ve kanla neticelenecekti.

Bu vakalardan sonra İbn-i Sebe, bulanmış olan ortamı bir daha hiç düzelmemesi amacıyla, tıpkı Hıristiyanlık’da olduğu gibi yersiz uluhiyyet isnadlarıyla hurafeleştirecek ve böylece İslam dinini de tahrip etmiş olacaktı Kısmen de olsa bunu başarmış oldu

İbn-i Sebe Hz. Ali'nin ölümünden sonra da faaliyetlerine devam etti Bu hurafeleri en iyi sokacağı yer İran’dı ve orada hurafelerini başlattı

Alevilik, Anadolu’ya Timur zamanında müthiş bir duygu sömürüsüyle İran’dan sıçradı

3-Şüpheci Sorular
Bir Müslüman Hz. Ali'yi ve Ehl-i Beyt'i sevmekle ibadet mükellefiyetinden kurtulabilir mi
Hz. Ali'nin kendisine muhabbet edenlerin namazlarını kıldığı söyleniyor, bunun bir hakikati var mı
Bazı kimseler Hz. Ali camide şehid edildiği için camiye gitmiyor
Deniliyor ki oruç aslında üç Gün olarak farz kılınmıştır
Bazı kimseler Hz. Ali'ye uluhiyyet isnad ediyorlar
Bazı kimseler Hz. Ali'ye peygamber diyorlar
Bazıları Tarafından Kur'an-ı Kerim Hz. Ali’ye gönderildiği halde Cebrail (as. ) onu Muhammed’e (sav ) getirdi diye iddia ediyorlar.

Deniliyor Ki
Kur'an aslında 6666 ayetten daha fazlaydı
Hilafet öncelikle Hz. Ali’nin hakkıydı
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle,
Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle.


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


CANDA ÖZÜR OLMAZ...
seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı seva'e Teşekkür Ediyor...