|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Arama | Bugünki Mesajlar | Forumlar? Okundu Kabul Et |
Arşiv Güncelliğini Yitirmiş Konular |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
|
26.03.2008, 10:04 | #1 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2174
|
Sanal sohbet neden tehlikeli?
Sanal sohbet neden tehlikeli?
Son zamanlarda internet ortaminda chat odalarina girip yabanci kisilerle sohbet etme ile ilgili yasanan sorunlar hepimizi uzuyor... Bu sorunlari goz ardi etmeyerek duyarli olmak zorundayiz. Aksi takdirde birbiri ardina yasanan hadiseler sosyal patlamalari da beraberinde getirecektir. Bunu onlemenin yolu kisilerin bilinclenmesi ve problemlerinin farkinda olarak cozum yollarini arastirmalaridir. Sohbet etme duygu ve dusuncelerini baska kisilerle paylasma herkesin ihtiyaci. Bununla beraber uygun kisilerle yapilmayinca da bircok sikintiya yol aciyor. Kisi en yakinlari, ailesi, arkadaslari dururken duygu ve dusuncelerini hic tanimadigi kisilerle paylasmaya neden ihtiyac duyar? Bunun bircok nedeni vardir. Bunlardan baslicalari sunlardir: • Yalnizlik duygusu. • Kisinin kendisiyle ilgilenen, ona zaman veren yakinlarinin olmamasi. • Bos vakti olup bir gayesinin olmamasi. • Kitap okumamasi, bir sanatla mesgul olmamasi. • Arkadaslarinin olmamasi. • Yakin kisilerin elestirilerinden, yanlis anlamalarindan endise edip dusuncelerini onlarla paylasmak istemeyip tanimadigi kisilerle bu ihtiyacini gidermeye calismasi. • Kendisiyle ayni fikir, duygu ve dusuncede oldugunu, ortak noktalara sahip oldugunu dusundugu kisilerle bu ihtiyacini gidermeye calismamasi. Butun bu nedenlere bagli olarak bakiyoruz ki bazi hanimlar chat odalarinda yabanci kisilerle (baslangicta hemcinsleri bayanlarla) sohbet ihtiyacini karsilamaya calisiyor, gerekce olarak da eslerinin is yogunlugu veya arkadas toplantilari sebebiyle kendisiyle ilgilenmedigini gosterip buna mecbur kaldiklarini iddia ediyorlar. Yine bazi beyler chat odalarinda sohbet ihtiyaclarini gidermeye calisip kimisi eslerinin aileleri, isleri, saglik sorunlari, kucuk cocuklari, arkadaslari gibi nedenlerle kendilerine vakit ayiramadiklarindan buna itildiklerini soyluyorlar. Yine anne-babasi calisan veya aralarindaki fikri farkliliklari sebebiyle onlarla anlasamayan, uygun arkadas ortami da bulamayan gencler sohbet ihtiyaclarini chat odalarinda karsilamaya calisiyorlar. Kultur ve mizac farkliliklari vb. nedenlerle ortaya cikan kari-koca gecimsizligi gibi durumlarda da esler sorunlarina makul cozum yollari aramak yerine chat odalarinda sohbet arkadaslari bularak kendilerini oyaliyorlar. Bir kismi bunun sadece sorunlardan kacis oldugunu, mazeretlerle bir yere varilamayacagini bilse de bircogu yaptiginin dogru oldugunu veya caresiz kaldigini dusunuyor. Bu konusmalarin bir kismi kisinin hemcinsiyle iken, bir kismi da bazen farkinda olmadan karsi cinsle olmakta ve sorunlari daha da buyutmektedir... Kisi ister evli ister bekar olsun birbirinden farkli, cesitli sorunlarla karsilasmaktadir. Chat yapma, bazen bagimliliga donusmekte bazen de yabanci bir kisinin verdigi zarar, kisinin kacmak istedigi sorunlardan kat be kat daha da zorlanmasina yol acmaktadir. Buna ait bircok ornek medyada yer almakta ve baska bircok sorun yaninda ruhsal sorunlara da yol acmaktadir. Kisinin gercek kisiler yerine tanimadigi kisilerle konusmayi aliskanlik haline getirmesi, gercek ortamda yuz yuze sohbet etmek yerine sanal ortamdaki arkadasliklardan hoslanmasi, icki kumar gibi zararli bir aliskanliga donusebiliyor, ailevi sorunlara yol acip genclerin ders basarisini, calisanlarin verimliligini dusuruyor. Bazi forumlar ve tartisma odalarinda kisi kendisiyle ortak yanlari olan kimselerle sohbet etme imkani buldugunu zannederken tanimadigi yabanci ve zarar verebilecek kisilere yakinlasip korumasiz kaliyor. Zira sanal ortamda bircok kisi, kimliklerini cok kolay gizleyip karsi tarafi yanlis bilgilerle yaniltarak hayal kirikliklarina yol aciyor. Ozel konulara girmeyin Kisi tanimadigi kisilerle internet ortaminda konusmamali, kendisi hakkinda bilgi vermemeli, is vb. gerekli konularda haberlesmek gerekiyorsa sadece isle ilgili konusup tanidigi kisi de olsa ozel konularda sohbete girmemelidir. Internet ortaminda iletisim bircok yonuyle eksik oldugundan yanlis anlamalar gercek dunyadakinden de daha fazla olmaktadir. Herhangi bir kisi tarafindan rahatsiz edilme durumunda en yakin kisilere bilgi verilmeli. Internet bagimliligi ve yabancilarla chat yapma bagimliligina son vermek icin hayatin olumlu, guzel yonlerine bakarak mutlu olabilmeyi ogrenmeli, hedef sahibi olmali. Kitap okuma, kurslara katilma, spor yapma, vb. seklinde cozumler uretmeli. |
26.03.2008, 10:44 | #2 | |
Moderator
Arif Coşkun Şuan
Son Aktivite: 10.05.2016 19:12
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 61
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10
|
--->: Sanal sohbet neden tehlikeli?
Alıntı:
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin" |
|
26.03.2008, 11:29 | #3 |
Usta Yiğido
fertelliyim Şuan
Son Aktivite: 02.10.2011 18:21
Üyelik Tarihi: 12.12.2007
Yaş: 50
Mesajlar: 1.253
Tecrübe Puanı: 745
|
--->: Sanal sohbet neden tehlikeli?
Gençlik, 'sanal alem'in tehdidinde
-------------------------------------------------------------------------------- Hem yararları, hem de zararları bulunan internet, içerisinde her şeyi barındıran koca bir sanal dünya. Bu dünyada aradığınız her şeyi bulduğunuz gibi istemediğiniz şeylerle de karşılaşabilirsiniz. Özellikle müstehcen filmler ve resimlerin, gençliğin önünde en büyük tehdit olduğu kaydediliyor. Halkın özellikle de gençlerin dilinde internetin tanımı, kolay erişim ve argo tabiriyle “beleş” iletişim. Gençlerin ödevlerini hazırlamada, daha ziyade chat ve oyun oynama da kullandığı internet son yıllarda hayatımızın büyük bir bölümünü işgal etmektedir. Hem yararları, hem de zararları bulunan internet, içerisinde her şeyi barındıran koca bir sanal dünya. Bu dünyada aradığınız her şeyi bulduğunuz gibi istemediğiniz şeylerle de karşılaşabilirsiniz. Özellikle müstehcen filmler ve resimlerin, gençliğin önünde en büyük tehdit olduğu kaydediliyor. Bu tehdit ne kadar kaale alınıyor bilinmez ama uzmanlar bu tehlikeye kulak verilmesini ve buna karşı önlem alınması gerektiğini söylüyor. İnternet kafelerde neler yasak Türkiye’de, henüz kişisel bilgisayar kullanımı gelişmediğinden, bilgisayar kullanıcılarının ortak adresi internet kafeler oluyor. Basık ve karanlık ortamlarda, sigara dumanları altında, insanlar internetin nimetinden (!) faydalanmaya çalışıyorlar. Daha önce kafelerde yapılmaya çalışılan düzenlemeler ne kadar etkili olmuştur tartışılır; ama hergün yeni kararlar alınıp, uygulanmak için yürürlüğe giriyor. Sanal dünyanın, kişisel kullanıma sunulduğu internet kafelerde, bilgisayar dışındaki bütün elektronik ve mekanik eşyaların kullanıma sunulması yasak. Bilgisayarlarda oyun oynatılması, internet üzerinden zararlı yayın yapan internet sitelerine girmek yasak. Kumar, bahis ve pornografik siteleri kullanmak yasak. Devletin bölünmez bütünlüğünü ve anayasal düzeni yıkmaya yönelik yayın yapan sitelere erişim yasak. Lisanssız ve denetim pulu olmayan her türlü film, yazılım, bilgisayar oyununu, çoğaltmak ve satışa sunmak, sayılan yasaklar arasında. Gençlik tehdit altında Kafelerin açılış ve kapanış saatlerinin valilik tarafından onaylanıp belediyeler tarafından belirlenmesi gerekmektedir. Sabah saatlerinden, 24.00’a kadar açık olan kafelerde hatta bazen kapalı kapılar ardından 24 saat boyunca açık olan kafelerde, dünya ellerinizin ve klavyenizin ucunda. Bütün bu kurallar varken ve bu kurallara riayet edildiğinde internetin bir zararının olmadığı görülüyor. Evet, kurallara uyulsaydı bugün hapishaneler boş kalır, suçsuz günahsız insanlar hayatını kaybetmez, insanlarda birbirlerine karşı duyulan güvensizlik, yerini güvene ve kardeşliğe bırakırdı. İnternet kafelerde de hayatın her alanında olduğu gibi kural ihlalleri yaşanmakta. Daha çok para kazandıran bilgisayar oyunlarını tercih eden kafe işletmecileri bunun yasak olduğunu belki de bilmiyorlardır. Son zamanlarda artan internet kullanımından dolayı haber bültenleri, yeni cinayetlerle, boşanmalarla ve kavgalarla tanışıyor. Özellikle Chat diye tabir edilen, Türkçesi sohbet olan internet odalarının kullanımından çıkan bu problemler, gençlerimizin ve aile kültürümüzün temellerini dinamitleyen öğelerden biri olmaya başladı. Bu gelişmelerin aldatmaları kolaylaştırdığı ve örttüğünü, daha gizli konuma getirdiğini söyleyen uzmanlar, bu problemin önüne geçilmesi gerektiğini söylüyor. Eskiden buram buram hasret kokan mektuplarımızın yerini, şimdilerde alan e-posta (mail) mektup kültürümüzü de yok etme tehdidi taşıyor. Henüz birkaç kuşaklık ömrü daha kalan mektup yeni yetişen neslin artık tercihleri dışında kalıyor. Askerler yavuklularına artık saf aşklarının barındığı mektupları değil, soğuk sayfalarla, ilginç karakterler barındıran e-postalar gönderiyor. Sanal çöpçatan görevini de gören internet, karşınızdaki insanın gerçek kişiliğini örten, onu melek sıfatıyla tanıtan, maskeler ardına gizleyen bir perde. Çeşme başında tanışmalar yerini renkli sitelerde samimiyetsiz buluşmalara terk etti. Korsan yayınların yaygın olduğu bu sitelerde, emek hırsızlığı da had safhaya ulaşıyor. İstediğiniz sanatçının, istediğiniz albümünü, gösterime girmesini sabırsızlıkla beklediğiniz filmlerin, ilk önce izleme ve dinleme fırsatının sunulduğu bu teknoloji (!) sizi birkaç dakikada emek hırsızı yapabiliyor. Öğrencilerin aklı fikri oyunda Konu ile ilgili düşüncelerini sorduğumuz Abdulkadir Uztürk İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi Burak A. interneti bir eğlence ve iletişim aracı olarak tanımlıyor. Kitap okumaya vakit ayıramadığını söyleyen Burak A. “İnternete gitmezsem ders çalışamam ve oyunlarda aklım kalır” diyerek internetin aslında bir de farklı yönüne, bağımlılık yapma özelliğine dikkat çekti. İnternetin zararlarının ise gözleri bozması ve dersleri aksatması olduğunu söyleyen Burak A., evinde bilgisayarının olmadığını fakat olduğu takdirde daha fazla vaktini harcayabileceğini söylüyor. İnternetin önem bakımından yüzyılın buluşu olduğunu söyleyen Sefa Saygılı ise, “İnternetin kapsadığı bilgi sonsuz denecek kadar çoktur. İnternet sayesinde dünyanın dört bir tarafına kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz ve en önemlisi de tekel medyaya muhtaç değilsiniz. İstediğiniz bilgiyi istediğiniz ölçüde elde edebilirsiniz. Bu kadar faydalı olan internetin tabiî ki bir de zararı vardır” dedi. İnternetin zararlarını şöyle sıralayan Saygılı, “Sanal sohbet özellikle gençleri esir almaktadır. Karşılıklı, genellikle lüzumsuz tartışmalar zamanı boşa harcatmakta ve zihinleri gereksiz yere işgal etmektedir. Bilgisayarda saatler süren karşılaşma ve yarışmalar, bazen kumar oynamaya dönüşmekte, öğrenme, eğitimle beceri ve yetenekleri geliştirme çağı olan bu çağı boşa harcanmaktadır. Böylece üniversite eğitimi baltalanmakta ve bazen de yarım kalmaktadır” dedi. Tarih kaynaklarında iletişim üzerine birçok söylenti var. Rüzgârla, dumanla, kuşla, habercilerle. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte zor şartlarda yapılan iletişim, masa başına, cebimize hatta parmaklarımıza kadar indi. Telefonla başlayan bu kolaylık, daha sonra cep telefonuna ve ardından da çağın iletişim kaynağı olan internetle son noktasına ulaştı. Günümüzde iletişimin gelişmesi ile insanların arasında muhabbetin ve sohbetin değerini yitirdiği, akşamsefası sohbetlerinin yerini kan ve gözyaşı dolu haber programları, sanal dünyalarda kurulan hayatlar aldı. Teknoloji zararlı mı dersiniz? Eskilerin anlattığı sıra geceleri, dostluklar, kardeşlikler, aile bağlarının yerini bugün ne aldı sizce? Biz çağımızda büyük bir nimet olan; fakat yanlış kullanıldığında hayatı tamamen altüst eden internet diyoruz. Ya siz? ‘www’ ile başlayan, hayatınızın tamamını içine aldıktan sonra bir ‘nokta’ (.) koyup, com, net, org veya gov’la biten ve bir tıkla yeni bir hayat başlatan internetin, ne manaya geldiğini ve nasıl kullanıldığına bakalım. Bugüne kadar üzerinde uzlaşmaya varılmış ortak bir tanım olmamasına karşın çeşitli elektronik arşivlerdeki dokümanlara bakarak internetin dünya üzerindeki mevcut milyonlarca ağın ortak bir protokol çerçevesinde iletişim kurmasını ve birbirleri ile kaynaklarını paylaşmasını sağlayan ağlararası ağ olduğu söylenebilir. Diğer bir tanımda ise internet, ‘TCP/IP protokolünü tanıyan ağların oluşturduğu büyük bir ağdır.’ diye tarif ediliyor. Bu protokolü tanıyan ağlardan erişebilecek bir kaynaklar kümesidir. Kullanılan ortak protokol TCP/IP’dir. Bu akademik ve bilimsel tanımdan sonra internetin halk arasından dolaşan tarifi ise, “haber takibi, mesajlaşma, ucuz olduğu için sesli ve görüntülü görüşme, dosya aktarımı, kolay bilgiye ulaşma yolu, bir konu hakkında bilgi toplamak için tarama yapma” diye tarif ediliyor. Bu tarif meslek dallarına göre de değişim gösteriyor. Örneğin; site tasarımcıları interneti; “hayatım, elim ayağım, haber kaynağım, dünyaya açılan kapım, ekmek teknem” diye tarif ediyor. İlköğretim çağındaki öğrenciler ise interneti eğlence aracı olarak tarif etmektedirler. Son on beş yılda bu kadar gelişme kaydeden çağın teknoloji harikası internet, acaba ne kadar zararlı, ne kadar faydalı? Yalnızlık ve depresyona sürüklüyor Yapılan araştırmalar sonucu, “chat”ın ilk dönemlerde insanlarda geçici bir hoşluk meydana getirdiği, sonrasında ise yalnızlık ve depresyonla karşı karşıya bıraktığı tesbit edilmiş. Bilgisayar kullanımı, özellikle de internetin hayatımızdaki yeri sizce nedir? Cansız olan her nesne fayda ve zarar açısından nötr bir işleve sahiptir. Bilgisayar da, donanım dediğimiz birçok elektronik aygıtın bir araya gelmesiyle belli birtakım işlevleri yerine getiren bir nesneler bütünlüğüdür. Bu açıklama bilgisayarı kullanmak yararlı, mı zararlı mı sorusunun cevabı olarak düşünülebilir. Günümüz internet kullanımında istatistikler bireysel ve geçici doyumun internet kullanımında büyük bir orana sahip olduğunu göstermektedir. İnternet kafelerin kullanım amacıyla ilgili Chip dergisi tarafından internet üzerinden yapılan bir ankette; kullanıcıların yüzde 81,16’sı oyun, sörf ve chat yapmak amacıyla interneti kullanmaktadır. Bu oran eğitim içerikli siteleri ziyaret edenlerin arasında yüzde 38 civarındadır. İnternet hayatımızın her yerinde ve gençliği kendisine mecbur kılmaktadır. Birçok insanın hayatında bir yaşam tarzıdır. Zihinsel kirlenmenin yanında zaman israfı, aile ilişkilerinde yalnızlaşma, duygusal ilişkilerde eşiyle yetinememe, var olan eş yerine daha farklı alternatifler arama ve bulma gibi olumsuzluklara sebep olmaktadır. Yapay ilişkiler bağları zayıflatıyor Bir psikolojik danışman olarak sizce internetin zararları var mıdır? İnternetin zararları ve yararları çok tartışılan konulardan biridir. İnternetin etkileri hakkında bir görüş; teknolojinin sunduklarından mahrum kalmamak, sonsuz seçeneklerden yararlanmak biçiminde düşüncesini ifade ederken; diğer bir görüş ise, insanların zaten izole edildiğini, internetin bu izolasyonu arttırdığını ileri sürmektedir. Buna da cevap: “Zaten izole hayatlar yaşıyoruz, internet bu izolasyonu kırıyor. İnternet aracılığıyla bile olsa, yeni insanlar tanıyoruz” şeklindedir. Ancak, sanal sohbetin bir yaşam tarzı haline gelmesi gerçek hayatta adaptasyonu oldukça olumsuz etkiler. Suni gündem oluşturur, yapay ilişkiler ve gerçekle bağların zayıflamasına sebep olur. Amerika’da yapılan bir araştırma, Chat’ın geçici bir hoşluk meydana getirdiğini ama uzun vadede yalnızlık hissini ve depresyonu arttırdığını ortaya çıkarmıştır. Ruh sağlığını olumsuz etkiliyor İnsanlar sanal sohbete neden ihtiyaç duyar ve neden kendini kontrol edemez? Bu sorunun cevabını yukarıda çeşitli satır aralarına serpiştirdik. Genel eğilimle ilgili analitik bir değerlendirme yapacak olursak şunlar söylenebilir. İlkel arzular her insanda vardır. Bu arzular sürekli doyum sağlama eğilimindedirler. Karşı cinsi arzulamak ilkel benliğin bir arzusudur. Alt benlikte, kişi karşı cinsi arzular. Onun yanında olmak, onunla iletişime geçmek kişiyi hoşnut eder. Sorumsuzluk ve kuralsızlık alt benliğin hoşlandığı bir başka durumdur. Kişi saldırgan olmak ister. Bu saldırgan içgüdüsünü bazen dijital oyunlarla bazen sanal odalarda küfrederek deşarj etmeye çalışır. Sanal âlemde sanal sohbetler; bu duygulara (cinsellik, saldırganlık ve sorumsuzluk) doyum sağlar. Üst benliğin bu noktada güçsüz olması kişide oto kontrol kaybına sebep olur. Peki, bu sorunları sıraladıktan sonra neler yapılabilir? Kontrollü bir şekilde interneti kullanmak zarar vermez. Otokontrol olmalı. İnternette geçecek zaman ve sohbetler belirli saatlerle sınırlandırılmalıdır. Araştırmalar için daha çok kütüphaneleri kullanmalısınız. İnternet kütüphane öncesi çalışmalarınızda size ön hazırlık imkânı sunmalıdır. İletişim için chat kanallarını kullanmak yerine, sadece tanıdıklarınız MSN Messenger adreslerini listelerinize ekleyip, geçici ve kısıtlı bir süre sohbet edebilirsiniz. Tanımadığınız mail adreslerinin listeleme talebini olumlu onaylamayınız. İnternette tanışılan kişilere resimlerinizi yollamayınız. Çünkü bir internet kullanıcısı şunu ifade ediyor: “… Kız rumuzları ile Chat odalarına girip bize fotoğraflarını yollayan erkeklerin 1–2 dakikada kafalarını kesip, yine internetteki porno sitelerden indirdiğimiz fotoğraflara monte edip onlara geri yolluyorduk.” Bu durum bayanlar için de aynı -hatta daha fazla- riski taşımaktadır. Photoshop çıktıktan sonra birçok yorumcu resmin delil olma özelliğini kaybettiğini söylüyor. Yani Photoshop’la dileyen dilediğini dilediği kılığa sokabilir. İnternet; asosyalleşmeyi tetikliyor İnternet sosyal hayatımızda da birçok olumsuzluklara yol açabilir. Bu konuyu psikolojik danışman ve [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] sitesi editörü Maruf Beçen’e sorduk. Beçen, verdiği cevaplarla “sanal alem”in çarpıcı fotoğraflarını koydu önümüze. Chat veya Sohbet’in bu kadar problem olması ve yaygın olmasını neye bağlıyorsunuz? Genelde Sanal Sohbeti hayatında bir tarz olarak kalıcı hale getiren kişilerde gerçeğe karşı bir özgüven probleminin varlığı dikkati çekmektedir. Genelde sosyal hayata açık kişilerin internette çok zaman geçirmedikleri gözlemlenmiştir... Daha çok içe dönük insanlar sanal sohbetle daha ilgililer. Chat bu yapıyı daha çok besliyor. Gerçek hayatta konuşamayan, beğenilmeyen, dışlandığını düşünen bir kişi zamanının çoğunu internette, chat yaparak geçirmektedir. Beğenilme ve kabul görme problemi olmayan kişiler de chat yapmakta ancak; bir yaşam tarzı halinde değil. Bunlarla beraber chat yapmanın zararları konusunda dikkate değer bir başka konu ise aile hayatına olan negatif etkileri. Geleneksel algıda evlilik kutsal bir kurum olarak kabul edilir. Bu bütün toplumlarda böyledir. Evliliği sonlandıracak gerekçeler çok güçlü sebeplere dayanmak durumundadır. Ancak internetteki sohbet ve çöpçatan siteleri vasıtasıyla artık birçok alternatif söz konusudur. Evliliğin sıkıcı olması durumunda sıkıcılığı oluşturan problemi çözme noktasındaki girişimler ya çok az ya da az kararlı bir anlayışla ele alınmaktadır. Çözüm noktasındaki isteksiz girişimler, farklı alternatifler vardır mantığıyla sonlandırılmaktadır. Eşiyle çok yüzeysel tartışmalar yapıp problem yaşayan birçok kadın ve erkek internet üzerinden tanıştıkları kişilerle bu problemleri paylaşmaktadır. Bu paylaşım farklı cinsleri birbirlerine yakınlaştırarak yeni bir ilişkiye kapı aralamakta ve var olan bir kurumu yıkmaktadır. Bazen bu durum aile kurumunu dağıtmasa da aldatma diye ifade edilen bir başka soruna sebep olmaktadır. Ebeveynler dikkat! İbn-i Sina’nın tabiriyle “çocuklar muma benzer, çocukluklarında kolay şekil alır, geleceğe bunları sağlam taşırlar”. Dolayısıyla çocukluk yaşantıları insanın geleceği ile ilgili çok büyük önem arz eder. Böyle hassas bir dönemde çocuklarımızın her konuda olduğu gibi internet konusunda da ebeveynlerinin rehberliğine ihtiyacı var. Okulların kapanmasıyla öğrenciler ve çocuklar özellikle yazın kavurucu sıcağından evdeki bilgisayarlara ve internete sığınmış durumdalar. Çocuk gelişimi nazarıyla bu konuyu değerlendirir misiniz? Öncelikle çocuk ve internet konusunu gündemine aldığı için gazetemizi, bu röportajı okudukları için tüm gençlerimizi ve onların geleceğini özenle hazırlayan ebeveynlerimizi tebrik ederim. Konu çok önemlidir. Çünkü daha geçen hafta çocuğumuzun seyretmesi için internetten indirdiğimiz bir çizgi filmi müstehcen görüntüler sebebiyle silmek zorunda kaldık. Bunun şokunu atlatmadan bir arkadaşımızın çocuklarının bu tür sakıncalı videolar izlemiş olduğunu dehşetle öğrendik. Tüm anne babalara sesleniyorum. “Güven çok önemlidir ama kontrol her şeydir”. Okullar kapanmış, bilgisayarların modelleri yükseltilmiş, internet hızlanmış ve kesintisiz sınırsız imkânlar sunulmaya başlamıştır. Bilgisayar karşısında 10 yaşındaki çocukla 30 yaşındaki yetişkin eşit bir konuma gelmiş, aynı bilgiye ulaşmada benzer bir mesafeye erişmişlerdir. İnternetin hızlanmasıyla video dosyaları popülerleşmiş, indirilen videolar pornografik görüntülerle kirletilmiştir. İnternette kapitalizm reklâm ve marka ile körüklenmiş, yanlış ve eksik bilgi bombardımanıyla bilgi kirlenmesi yaşanmıştır. Böyle korkunç bir ortamda çok dikkatli olmak, dipsiz kuyulara taş atmamak gerekmektedir. İbn-i Sina’nın tabiriyle “çocuklar muma benzer, çocukluklarında kolay şekil alır, geleceğe bunları sağlam taşırlar”. Dolayısıyla çocukluk yaşantıları insanın geleceği ile ilgili çok büyük önem arz etmektedir. Böyle hassas bir dönemde çocuklarımızın her konuda olduğu gibi internet konusunda da ebeveynlerinin rehberliğine ihtiyacı vardır. İnternet birçok bilgisayarın birbirine bağlanması, bilgisayar aracılığıyla bilgilerin paylaşılması demektir. Evinizin görünmeyen penceresi, çalınmayan kapısı demektir. İnternet de diğer birçok unsur gibi kullanıma bağlı olarak çocuğun gelişimini olumlu ve olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Çocuğun özgüveni zedelenmemeli Kullanım bağlı olarak derken neyi kastettiğinizi biraz açar mısınız? Kullanıma bağlı olmaktan kastımız; kullanım amacı, türü, süresi, tekrarı, yöntemi ve kullanıcının kendisidir. Aslında internet çocuğun zihinsel, sosyal, akademik, dil gelişimine olumlu katkı sağlayabilir. Teknolojiyi kullanma, zaman yönetiminde tecrübe, bilgiye ulaşma yollarını kavrama gibi artılar da kazandırabilir. Burada dikkat edilmesi gerekilen nokta; dinimizin ön gördüğü yaşam tarzında her şeyi yerli yerince ve ölçüsünde yapmanın daha faydalı olduğunun hatırlanmasıdır. Eğer bazı ölçülere riayet edecek olursak internetin zararlarını minimuma indirir faydalarını da nispeten arttırırız. İnternetten kaçış yok, ancak kontrol altına alabiliriz. Bir önceki kuşağın televizyonlara verdiği tepkiyi hatırlayalım. Şimdi herkesin evinde en geniş ekranlarından en son modellerinden televizyonlar var. Özel televizyon kanalları açıldığında ülkemizin başbakanlarından birisi kötü içerikli yayınları seyretmek istemeyenlere kumandayı göstererek kanal değiştirmesini öğütlemişti! Burada maksadımız haddimizi aşıp aynı saygısızlığı tekrarlamak değil. Buradaki kastımız kontrolün önemini vurgulamak. Öyle bir kontrol ki, çocuğun özgüvenini zedelemeyecek, lakin haberi olmadan da izlenecek. “İnternetteki Çocuğun Riskleri...” Dediklerinizden internet çocuk gelişimi için faydalı bir şey değil manasını mı çıkaracağız? İnternette çocuk güvenliği diye bir kavram var sebepsiz değil muhakkak. Symantec ve International Crime Analysis Association (ICAA) tarafından çocukların internette dolaşırken karşılaştıkları riskleri ve buna tepkilerini tespit etmeyi amaçlayan ‘İnternetteki Çocuğun Riskleri’ adlı araştırma sonuçlarına göre: Çocuklar pornografik bir materyalle karşılaştıklarında sadece yüzde 24’ünün olumsuz bir durumla karşılaştığını düşünmekte, yüzde 30’u böyle bir materyalle karşılaştığında merak duyduğunu söylerken, bunu olumsuz olarak algılamayanların oranı ise yüzde 46’dır. Çocukların yüzde 27’sinin İnternet’te tümüyle denetimsiz dolaşmakta. Uzmanlar uyarıyor İnternetin sosyal hayatımıza etkilerinin büyük olmasının yanı sıra özellikle gençlerimizin gelişiminde, çocukluk döneminden itibaren başlayan bu süreçte büyük etkilerinin olduğu uzmanlar tarafından vurgulanmaktadır. Bu etkilerin olumsuz olanlarının dışında, olumlu etkileri de söz konusudur. Onların gelişme ve eğitim sürecine birçok alanda katkı sağlayan, çağın iletişim kaynağı, internet; sunduğu kolaylıklarla hayatımızdaki yerini korumaya devam ediyor. İnsan hayatının özellikle de gençlerin gelişim sürecindeki etkilerini çocuk gelişim uzmanı, psikolojik danışman Ömer Akgül’le konuştuk. Çocuk gelişimi ile ilgili internetin fayda ve zararlarını bizlerle paylaşan çocuk gelişim uzmanı, psikolojik danışman Ömer Akgül çarpıcı bilgiler verdi. ‘Sınırsız internet’ yanlışa yönlendiriyor En önemli sorunlardan biri de internet kullanımının süresi ve sıklığıdır. Sınırsız bağlantı propagandası sebebiyle internetten düşmeyen gençler sosyal hayattan bir bir düşmeye başlıyorlar. Kişiliğin gelişmesinde asosyal bir boyut kazanan genç ileriki yaşlarda içinden çıkılması zor bir sarmala yakalanıyor. Peki çocuk gelişimi açısından incelediğimizde somut olarak ne tür zararlardan bahsedebilirsiniz? Bunları kategoriler halinde söylemenin daha faydalı olacağı kanaatindeyim. Mesela çocukların % 10’u interneti araştırma amaçlı kullanırken diğerleri sohbet, oyun ve vakit geçirmek için web sitelerinde zaman öldürmektedir. Hâlbuki bizim medeniyetimiz “zaman geçirme” medeniyeti değil “zaman değerlendirme” medeniyetidir. Somut olarak birinci tehlike: Sohbet (chat; msn, icq, vs…): Çocuklar tanımadıkları insanlarla sohbet ettiklerinde ne de olsa sanal bir ortam diyerek yalan söyleyebilmekte, kendilerini farklı şekillerde tanıtmakta, kimlikleriyle ilgili yanlış bilgiler vermektedirler. Kişilik gelişimlerinin oluştuğu dönemlerde bu tür asılsız sunumlar kimlik gelişimlerini olumsuz etkileyebilmektedir. Zamanla oluşturdukları bu hayali kişiliğe bürünme ihtimalleri bulunmaktadır. İkincisi ise çevirim içi (online) oyunlar: Knight (korkunç yaratıklarla, başka korkunç varlıkları öldürdükçe rütbenizin arttığı, arttıkça daha kolay adam öldürebildiğiniz, yalan dolanla başkalarından çaldığınız silahlarla oynanan oyun, üyesi olduğunuz klanla –adam öldürme topluluğu- özdeşleşme), omarta (hırsızlık, öldürme gibi davranışları yaptıkça rütbe kazanılan suç işlemeyi özendiren mafyavari oyunlar) ve bu oyunlarda hızlı yükselmek için silver ve gold gibi paralı üyelikle belli başlı internet risklerinden olan kumara özendirmektedir. Üçüncüsü ise internette vakit geçirmek için amaçsız dolaşma, yani şeytanın musallat olmasını teşvik etmek gibi bir şey. Nedir musallat olan şey. Uygunsuz içerik: Pornografik resim, video, ses dosyalarının istenerek veya beklenmeden aniden karşınıza çıkması, satanizm, intihar, kafa kesme, ameliyat, kadavra inceleme gibi çocukların duygusal gelişimlerini olumsuz etkileyecek içerikler internette bazen açıktan bazen masum isimler ardında kullanıcılara ulaşmaktadır. En büyük sıkıntılardan biri ise kafelerde internete girilmesi: Gençlerin bir kısmı evde internet bağlantısı olduğu halde internet kafeye gitmeyi tercih etmektedir. Tercih sebepleri, eve gelecek olan yüklü telefon paralarını azaltarak aile içi çatışmaları aza indirmek, kendi kullanım sürelerini kısıtlamak ve internet kafedeki ağ grubuyla birden fazla kişiyle oyun oynamak şeklinde sıralanabilir. Evde aşırı kontrol, baskı ve yasaktan sıkılan çocuklar denetimsiz kafelere gitmektedir. İnternet kafenin ortamını daha rahatsız edici bularak evde daha sağlıklı kullanıldığını düşünen ayrı bir kesim de var. “İnternet kafelerde gürültü, sigara, beni rahatsız ediyor. Evde bilinçli ve sağlıklı kullandığım için interneti olumlu buluyorum. Ev daha sağlıklı bir mekan” diyebilen aklı selim gençleri tebrik etmek lazım. Bir diğer tehlike internet kullanımının süresi ve sıklığıdır. Sınırsız bağlantı propagandası sebebiyle internetten düşmeyen gençler sosyal hayattan bir bir düşmeye başlıyorlar. Kişiliğin gelişmesinde asosyal bir boyut kazanan genç ileriki yaşlarda içinden çıkılması zor bir sarmala yakalanıyor. Bazı gençler interneti kontrollü kullandıkları, dolayısıyla sosyal hayatlarını engellemediklerini ve bu vesileyle de internette yeni insanlarla tanışmış olmalarının kendilerini hayattan koparmadığını da söyleyebilmektedirler. Diğer bir sıkıntı ise güvenlik. Düşünün bir kameranız var. Sizin haberiniz yok. Casus programlarla web camdaki canlı görüntüler bilgisayarınız aracılığıyla başkalarına ulaşıyor. Veya aile fotoğraflarınız var… Veya kredi kartınızla alışveriş yapıyorsunuz. Çocuğunuzu casus programları kurması için kandıran kişiler işbaşında aman uyanık olun. İnternette en çok karşınıza çıkan olgu ise reklâm ve propagandadır. Dezenformasyonun çok yüksek olduğu bu iletişim aracı birden çocuğunuzu nike veya barbie sitelerinde marka bağımlısı haline getirebilir. Sorunlar nasıl aşılabilir? İnternet kurulu bu konuda bazı açıklamalar yapmıştı: 1. İnternet kullanımına ilişkin yalnız ergenlerin değil, ailelerin ve tüm toplumun bilinçlendirilmesi, 2. Toplumun bilinçlendirilmesi için çeşitli iletişim araçlarında (medyada) halkı bilgilendirecek fakat endişelere yol açmayacak nitelikte yayınlar hazırlanması, 3. Okullara bilgisayar kullanımını geliştirecek dersler konulması, 4. İlgili sektörlerin ve servis sağlayıcılarının Türkçe içerikli referans sağlayacak ve eğitim konusunda yardımcı olacak siteler hazırlamaları, 5. “Zararlı” olarak nitelendirilen sitelerin denetlenmesi ve bu siteleri hazırlayanların eğitilmesi, 6. Sosyo- ekonomik düzeyi düşük olan yerlerde okuyan öğrenciler için devlet eliyle okullara bilgisayar laboratuarları kurulması ve internet bağlantısının sağlanması, 7. Eskiden bilgiye ulaşmada zorlanan insanlar internet sayesinde sınırsız bilgiye ulaşıyor fakat bu sefer maharet faydalı bilgiyi ayıklamak olarak ön plana çıkıyor. O kadar bilgi bombardımanından doğru bilgiye ulaşmak çok zorlaştı. Gençler ve çocuklar iyi ve faydalı siteleri ziyaret etmek isteseler bile bu konuda gerçek bir kılavuz yok. Vicdan sahibi ehil kişilerce kılavuzlar hazırlanmalı, millî ve manevî değerlerimiz ışığında internet kullanım kılavuzları yazılmalı. Bu tür çözüm önerilerinin daha büyük çapta çalışmalarla daha kapsamlı hazırlandığı ve uygulandığı takdirde, internet kullanımı hem sağlıklı hem de yaygın bir şekilde kullanılacaktır. Kültür, toplumsal bir olgu olup, internetin kendi kültürünü oluşturabilmesi ancak toplumun geniş bir kesimiyle paylaşılmasıyla mümkündür. Uygun önlemler ve politikalarla internetin sağlıklı bir şekilde yaygınlaşması mümkündür ve aynı zamanda gereklidir. Gerekli politikaların ve önlemlerin saptanıp hayata geçirilmesi için gecikmeksizin kaynak ayrılmalı ve bir uygulama planı hayata geçirilmelidir. Sorumsuz bir özgürlük Çocukların büyük bir çoğunluğu sohbet odaları, haber grupları ve diğer interaktif servisler gibi, yabancılarla iletişim kurabilecekleri ortamları düzenli olarak ziyaret etmekte, Araştırma kapsamındaki çocuklar cinsellikle ilgili konulara ilgi duymakta, Ebeveynlerin % 47’si çocuklarının internette ziyaret ettiği siteleri nadiren denetlemekte, Çocukların % 27’si tümüyle denetimsiz internette dolaşabilmekte, Çocukların % 34’ü Internet kullanım prensipleri konusunda büyüklerinden hiçbir bilgi ve öneri almamakta Durum bu. Zararlı mı faydalı mı? Bu tespitler zararlarından korunmak için ifade edilmiş. Zaten DSL bağlantısı sayesinde “sınırsız internet” propagandasıyla çok büyük bir hata yapıldığını düşünüyorum. Burada “sınırsız” olan “bağlantı süresi”dir. Hâlbuki körpe zihinler bundan “hiçbir sınırın olmadığı” anlamını çıkartarak sorumsuz bir özgürlük anlayışını internete aksettirmekteler. Ailelerin kontrolü nasıl olmalı Yasak konulması bilinçsiz kullanımın önünü açtığı gibi, tamamını kaybetmemek adına kontrollü bir kullanıma da teşvik edebiliyor. O zaman kontrol her şey diyoruz. Fakat çocuğa güvenilmediği anlamına gelecek bir kontrolden bahsetmediğimizin altını çiziyoruz. Ailelerin kontrolü nasıl olmalı peki? Ailelerin kontrolü konusunda, görüşülen gençler farklı görüşler sunmuşlardır. Bir grup genç bu durumu olumlu karşılamış ve ailelerinin koyduğu yasakların gençleri daha düzenli bir kullanıcı yapacağını savunmuşlardır. Diğer bir grup ise, bu tür yasaklardan ters etki yaptığını ve gençleri interneti daha çok ve gizlice kullanmaya yöneldiği belirtmişlerdir. Bu gençlerden biri bu yasaklamaların gençleri internet kafelere yönlendirdiğini söyleyerek görüşlerini şu şekilde özetlemiştir: “Aileler bizlere güvenmiyor, bu nedenle bu tip bir fırsat elimize geçtiğinde daha çok kullanmak istiyoruz. Bu nedenle bize güven duygusu aşılanmalı. Ergenlik dönemindeki aşırı korumacı tutum bizleri kısıtlıyor. Ben istediğim zaman kafeye gidip internete girebilirim. Evde kısıtlayınca kafeye giderek bu sorundan kurtuluyorum”. Bir diğer grup ise, Aile yasaklarını olumlu bulmakta, diğer yandan internet kullanımı üzerindeki inisiyatiflerini yitirmemek için kendi kendilerini kontrol etmeleri gerektiğini savunmaktadırlar. Bu gençlerden biri görüşlerini şu şekilde ifade etmektedir: “Aslında kendi kendimizi kontrol etmemiz uzun vadede bizim işimize yarar. Aileler fazla Chat gibi şeyler yaptığımız için bize bunları yasaklayabiliyorlar ama ileride gerçekten ihtiyacımız olduğunda bu imkânı kullanamayacağımızı düşünmüyoruz. Daha bir sene önce chatten başka bir şey yapmazken, şimdi web sayfası tasarımı ile uğraşıyorum. Şimdi de Chat yapıyorum ama kendimi sınırlıyorum”. Gençlerin aileleri ile yaşadığı sorunlara ilişkin dikkat çekici bir diğer tartışma konusu ise ailelerin bu yeni gelişme karşısında bilgisiz olmalarıdır. Özellikle hem interneti tanımayan ve çocuk yetiştirmek konusunda tecrübesiz olmaları nedeniyle gereğinden fazla kontrole ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir. Bu görüşe karşı çıkan öğrenciler ise ailelerin güvenini kazanmanın kendi ellerinde olduğu görüşünü savunmaktadırlar. Bu öğrencilerden biri “Bu bizlerin yaptığı bir seçim, sorumlu bizleriz. Eğer biz ICQ’yu yükleyip chat yapıyorsak, bunu sorumlusu ICQ’yu programlayan değil, biziz. İnternet kullanmak hata değil, böyle bakılmamalı ama Chat gibi şeyleri belirli sınırlarda yaparsak sorun olmaz” diyerek, kişisel bilince sahip olmanın önemini vurgulamıştır. Bu noktada gençler ‘zararlı’ sitelere girdiklerini belirtirken, konu hakkında bilgilendirilmemelerini sebep olarak göstermektedirler. Çözüm için toplumun bilinçlendirilmesi şart. Ayrıca illa ki başkaları bizi sınırlandırmak zorunda kalmamalı, kendi sorunlarımızı çözebilmeliyiz. Televizyon, radyo gibi araçlarla internetin sadece chat ve oyundan oluşmadığı anlatılmalı. İnsanlar hayatları boyunca seçimler yapıyorlar, duygu ve düşüncelerini dizginleyebilecek kapasitedeler (otokontrol). Toplum bilinci artırılmalı böylece otokontrol kolaylaşır. Özetle anlaşılacağı gibi yasak koyması bilinçsiz kullanımın önünü açtığı gibi, tamamını kaybetmemek adına kontrollü bir kullanıma da teşvik edebiliyor. O zaman kontrol her şey diyoruz. Fakat çocuğa güvenilmediği anlamına gelecek bir kontrolden bahsetmediğimizin altını çiziyoruz. Peki iyi niyetli çocuklar içinde aynı tehlikeler geçerli mi? Ergenler interneti derslerine yardımcı olamaya ve entelektüel birikimlerini artırmaya yönelik kullanmak isterler; fakat bu tür kaynaklara nereden ulaşacaklarını bilemedikleri için daha çok oyun ve Chat amaçlı kullanıma yönlenmektedirler. Son dönemde internet kullanımıyla ilgili haberler özellikle internet kullanımının yaygın olmadığı ailelerde endişeyi artırırken, aile içinde çatışmaların artmasına da sebep olmuştur. Yapılan araştırmalarda ergenler, genel olarak yasaklara karşı ve yasaklamaların internet ortamını daha çekici hale getirdiğini ve asıl çözümün bilinci artırarak otokontrolü sağlamak olduğunu vurgulamışlardır. Bu anlamda en çok yardım bekledikleri kurum okullardır. Okullara bilgisayar derslerinin konulması temel talepleridir. Gençlerin denetim konusundaki düşünceleri iki grup altında toplanmaktadır: * İnternet üzerinde yasaklamalar yoluyla denetim sağlanmasını isteyenler. * İnternetin bir özgürlük ortamı olduğunu ve yasaklamalar yerine toplumsal bilicin artırılması gerektiğini savunanlar. Birinci düşünceyi savunan öğrencilerin hepsi sosyo-ekonomik düzeyleri düşük ailelerden gelmekte olup, evlerinde kendi bilgisayar ve internet bağlantısına sahip değillerdir. Bu grup, internet konusunda bir deneyime sahip olmamaları nedeniyle medyadaki söylemlerden olumsuz etkilenmekte ve internete karşı olumsuz bir tutum sergilemektedirler. Ülkemizin yarınlarının sorumluluğunu taşıyacak gençlerimizin, internet hakkında yanlış önyargılar geliştirmesinin engellenmesi hızla gelişen bu teknolojini ülkemizdeki geleceği acısında önem arz etmektedir. Bu noktada, okullarda düzenlenecek seminerler ve medyada yayınlanacak programlar, gençlerin internet ile doğru bir biçimde tanıştırılarak bilgilenmelerinin sağlanması açısından olumlu bir adım olacağı kanısı internet otoriteleri tarafından belirtilmektedir. İkinci gruptaki öğrenciler, internetin özgürlük olduğunu ve internet ortamında yapılacak yasaklamaların internetin doğasına aykırı olduğunu savunmaktadırlar. Bu alana ait sorunların toplumsal bilincin artırılması gibi uzun vadeli bir çalışmaya ile çözülebileceğine inanmaktadırlar. Gençler bu tür yaklaşımın gerçek çözüm olduğuna inanırken, bu uygulamanın ne kadar zor olduğunun da farkındalar. Örneğin, bir gencin “Otokontrol gerekli yasaklar işe yaramaz ama Türk milletinde bu da işe yaramaz” ifadesi durumun farkında olduklarını ve Türkiye’de internet kullanımı konusundaki görüşlerinin ne denli olumsuz olduğunu yansıtması açısından önemlidir. Bu gruptaki gençlerin, internet kullanımı konusunda olgun bir kültür geliştirdiği ise altı çizilmesi gereken bir noktadır, bu özellikleri ile internet hakkında bilgisi olmayan gençler için eğitici bir rol üstlenebilirler. Bir öneri olarak, bilgisayar ve internet donanımı konusunda yeterli denetimi olan okullar ile bu donatıma sahip olmayan liseler arasında “kardeş lise” eşleştirilmesi yoluna gidilerek, internet kullanımı konusunda gençler arasındaki eşitsizliğin giderilmesi sunulabilir. İnternet yasaklanmalı mı? Aşırı sınırlama ve yasaklama daha zararlı. Çocuk otokontrolünü geliştiremiyor. Dıştan denetimli kişiler çoğu zaman aldatmaya meyillidir. Bu çocuklar daha sonra sağlıklı bir internet kullanıcısı olamıyorlar, tıpkı küçükken televizyon izlemesi yasaklanmış çocukların ileriki yaşlarda televizyonkolik olması gibi. Mesela çocukların bu konudaki fikirlerine bakarsanız çok nettir: İnternet kurulunun “Gençlerin internet kullanımı” konusunda yaptığı araştırma sonuçlarına göre çocukların interneti değerlendirmesinde 2 farklı fikir ön plana çıkmaktadır. Birinci grup internetin zararlı yönlerine vurgu yaparken, diğer grup internete daha olumlu bir bakış açısı sergilemiştir. İnterneti boşa zaman harcamak olarak gören veya hiçbir şekilde bilmeyen ve müsaade etmeyen ebeveyn çocukları ise internete karşı olumsuz tavır sergilemekte internet olgunluğunu daha yavaş kazanmaktadır. Ailelerin internete bakış açısı çocuklarınkini etkilemekte; interneti bilen ve olumlu yaklaşan ailelerin çocukları internet olgunluğunu kolay kazanmaktadır. Ailenin eğitimli olması, evde bilgisayar ve internetin bulunması gençleri internetin kullanıma ilişkin olgunlaştırmakta, olumlu kullanım kültürünü edinmelerini kolaylaştırmaktadır. Yasaklamanın çözüm olmadığını tekrar hatırlatır bir öğrencinin sınırlamayı nasıl olumlu karşıladığını size onun cümleleriyle şöyle ifade edebilirim: “Ben küçükken (9 yaşındayken) benim gelişimimde olumsuz bir rol oynamaması için babam ya monitörü saklardı, ya bir kablosunu saklardı. Birey olma vasıflarım yerine gelince tekrar geri verdi. İnsan tamamen kaybettikten sonra bir saat kullanıp yerinden kalkmasını öğreniyor”. Hazırlayan: Selim AKDUMAN ALINTI.....
__________________
<<Ömür Dediğin Bir Gündür O da Bu Gündür...>> "Her Kim Hakkımda Ne Düşünürse Allah İki Katını Versin" [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
|
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar fertelliyim'e Teşekkür Ediyor... |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
|
|