Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
BANA VERDİĞİN ACILAR İÇİN - Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar
Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Serbest Kürsü
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Arama Bugünki Mesajlar Forumlar? Okundu Kabul Et

Serbest Kürsü Serbest Konular



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 18.05.2009, 16:40   #1
gönül3458
Usta Yiğido
 
gönül3458 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
gönül3458 Şuan gönül3458 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 08.10.2010 21:54

Üyelik Tarihi: 10.02.2009
Mesajlar: 1.279
Tecrübe Puanı: 704 gönül3458 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart BANA VERDİĞİN ACILAR İÇİN

Verdiğin acılar için sana şükürler olsun Allah’ım!



“Gün gelecek Allah’a bana yaşattığı bu sıkıntılar için şükredeceğimi biliyorum” demişti bir arkadaşım. Belki de hayatının en zor günlerini yaşıyordu. Zorlukların insana ne kadar büyük dersler verdiğini uzun uzun konuşmuştuk. Bir acının öğrettiğini bin kahkahanın öğretemeyeceği üzerine birçok örnekler vermiştik o konuşmamızda.

Aradan iki yıla yakın bir zaman geçince arkadaşımın haklı çıktığını gördük. O günlerin acı görünen olaylarının, kendisine ne kadar büyük kapılar açtığını gördükçe “verdiğin acılar için sana şükürler olsun Allah’ım!” demeye başladı.

Gündüzleri fırsat buldukça bir araya geldiğimiz arkadaşıma o günlerde aşağıdaki hikayeyi yollamıştım.

“Strese girenin imanından şüphe ederim!” başlıklı yazımı anlamayan ve/veya yanlış anlayan arkadaşlar umarım bu sefer beni doğru anlarlar.

Yaşlı kadın, bir antika dükkanından aldığı yüzyıllık fincanı özenle salon vitrinine yerleştirdi. Fincanın biçimi, üzerindeki işlemeler, renkler onun bir sanat eseri olduğunu söylüyordu. Ödediği fiyatı hatırladı; hayır, hiç de pahalıya almamıştı.

Hayranlıkla fincanı seyretmeye devam etti. Derken, birden fincan dile geldi ve kadına şöyle dedi;

“Bana hayranlıkla baktığının farkındayım. Ama bilmelisin ki, ben hep böyle değildim. Yaşadığım sıkıntılar beni bu hale getirdi.

Kadın şimdi hayret içindeydi. Önündeki kahve fincanı konuşuyordu!

Kekeleyerek: “Nasıl? Anlayamadım?” diyebildi yaşlı kadın.

“Demek istiyorum ki, ben bir zamanlar çamurdan ibarettim ve bir sanatkâr geldi. Beni eline aldı, ezdi, dövdü, yoğurdu. Çektiğim sıkıntılara dayanamayıp:

“Yeter! Lütfen dur artık!” diye bağırmak zorunda kaldım.

Ama usta sadece gülümsedi ve; “Daha değil!” diye cevapladı beni.

“Sonra beni alıp bir tahtanın üzerine koydu. Burada döndüm, döndüm, döndüm. Döndükçe başım da döndü. Sonunda yine haykırdım:

“Lütfen beni bu şeyin üzerinden kurtar. Artık dönmek istemiyorum!”

Ama usta bana bakıp gülümsüyordu:

“Henüz değil!”

“Derken beni aldı ve fırına koydu. Kapıyı kapayıp ısıyı arttırdı. Onu şimdi fırının penceresinden görebiliyordum. Fırın gitgide ısınıyordu. Aklımdan şöyle geçiyordu: Beni yakarak öldürecek”

Fırının duvarlarına vurmaya başladım. Bir taraftan da bağırıyordum:

“Usta usta! Lütfen izin ver buradan çıkayım!”

“Pencereden onun yüzünü görebiliyordum. Hala gülümsüyor ve “Daha değil!” diyordu.

“Bir saat kadar sonra, fırını açtı ve beni çıkardı. Şimdi rahat nefes alabiliyordum, fırının yakıcı sıcaklığından kurtulmuştum. Beni masanın üstüne koydu ve biraz boyayla bir fırça getirdi.

“Boyalı fırçayla bana hafif hafif dokunmaya başladı. Fırça her tarafımda geziniyor ve bu arada ben gıdıklanıyordum.

“Lütfen usta! Yapma, gıdıklanıyorum!” dedim. Onun cevabı ise aynıydı: “Henüz değil!”

“Sonra beni nazikçe tutup yine fırına doğru yürümeye başladı. Korkudan ölecektim. “Hayır! Beni yine fırına sokma, lütfeeen!” diye bağırdım.

Fırını açıp beni içeri iteleyip kapağı kapattı. Isıyı bir öncekinin iki katına çıkardı. “Bu sefer beni gerçekten yakıp kavuracak!” diye düşündüm. Pencereden bakıp ona yine yalvardım, ama o yine “Daha değil!” diyordu. Ancak bu defa ustanın yanaklarından bir damla gözyaşının yuvarlandığını gördüm.

“Tam son nefesimi vermek üzere olduğumu düşünüyordum ki, kapak açıldı ve ustanın nazik eli beni çekip dışarı çıkardı. Derin bir nefes aldım, hasret kaldığım serinliğe kavuşmuştum. Beni yüksekçe bir rafa koydu ve usta şöyle dedi:

“Şimdi tam istediğim gibi oldun. Kendine bir bakmak ister misin?”

Ona “Evet” dedim.

Bir ayna getirip önüme koydu. Gördüğüme inanamıyordum. Aynaya tekrar tekrar baktım ve “Bu ben değilim. Ben sadece bir çamur parçasıydım.”

“Evet bu sensin!” dedi usta. Senin acı ve sıkıntı diye gördüğün şeyler sayesinde böyle mükemmel bir fincan haline geldin.

Eğer seni bir çamur parçası iken üzerinde çalışmasaydım, kuruyup gidecektin.

Döner tezgahın üstüne koymasaydım, ufalanıp toz olacaktın.

Sıcak fırına sokmasaydım, çatlayacaktın.

Boyamasaydım, hayatında renk olmayacaktı.

Ama sana asıl güç ve kuvveti veren ikinci fırın oldu.

Şimdi arzu ettiğim her şey var üzerinde.”



Ve ben kahve fincanı, şu sözlerin ağzımdan çıktığını hayretle fark ettim:

“Ustam! Sana güvenmediğim için beni affet!

Bana zarar vereceğini düşündüm.

Beni benden fazla sevip iyilik yapacağını fark edemedim.

Bakışım kısaydı, ama şimdi beni harika bir sanat eseri yaptığını görüyorum.

Benim sıkıntı ve acı diye gördüğüm şeyleri bana verdiğin için teşekkür ederim…

Teşekkür ederim.”


Usta fincanı, yaratıcı insanı şekillendirir. Yeter ki acı da ki hikmeti görelim.

Kahrın da hoş, lûtfun da hoş demesini bir öğrenebilsek…
__________________

Bana bir mutluluk söyleyin ki, acı karşılığında elde edilmiş olmasın.
gönül3458 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 18.05.2009, 16:48   #2
ukba
Usta Yiğido
 
ukba - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
ukba Şuan ukba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 28.11.2015 17:33

Üyelik Tarihi: 12.03.2009
Mesajlar: 1.039
Tecrübe Puanı: 677 ukba FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: BANA VERDİĞİN ACILAR İÇİN

Kahrın da hoş, lûtfun da hoş demesini bir öğrenebilsek…[/i][/b][/color][/quote]

ne kadar doğru... paylaşım için teşekkürler abla
__________________
İYİ Kİ VARSIN CAN...
ukba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 18.05.2009, 16:49   #3
Salim58
Moderator
 
Salim58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Salim58 Şuan Salim58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 11.05.2009
Yaş: 58
Mesajlar: 59.381
Tecrübe Puanı: 10 Salim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekannt
Standart Cevap: BANA VERDİĞİN ACILAR İÇİN

çok güzel ve anlamlı ellerine sağlık teşekkürler
Salim58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 18.05.2009, 16:57   #4
Kardelencicegi
Navigator
 
Kardelencicegi - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kardelencicegi Şuan Kardelencicegi isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5463 Kardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: BANA VERDİĞİN ACILAR İÇİN


Yaşlı kadın, bir antika dükkanından aldığı yüzyıllık fincanı özenle
salon vitrinine yerleştirdi.
Fincanın biçimi, üzerindeki işlemeler, renkler onun bir sanat
eseri olduğunu söylüyordu. Ödediği fiyatı hatırladı; hayır,
hiç de pahalıya almamıştı.

Hayranlıkla fincanı seyretmeye devam etti.
Derken, birden fincan dile geldi ve kadına şöyle dedi;

“Bana hayranlıkla baktığının farkındayım.
ma bilmelisin ki, ben hep böyle değildim.
Yaşadığım sıkıntılar beni bu hale getirdi.

Kadın şimdi hayret içindeydi.
Önündeki kahve fincanı konuşuyordu!

Kekeleyerek: “Nasıl? Anlayamadım?” diyebildi yaşlı kadın.

“Demek istiyorum ki, ben bir zamanlar çamurdan ibarettim
ve bir sanatkâr geldi. Beni eline aldı, ezdi, dövdü, yoğurdu.
Çektiğim sıkıntılara dayanamayıp:

“Yeter! Lütfen dur artık!” diye bağırmak zorunda kaldım.

Ama usta sadece gülümsedi ve; “Daha değil!” diye cevapladı beni.

“Sonra beni alıp bir tahtanın üzerine koydu.
Burada döndüm, döndüm, döndüm.
Döndükçe başım da döndü. Sonunda yine haykırdım:

“Lütfen beni bu şeyin üzerinden kurtar. Artık dönmek istemiyorum!”

Ama usta bana bakıp gülümsüyordu:

“Henüz değil!”

“Derken beni aldı ve fırına koydu. Kapıyı kapayıp ısıyı arttırdı.
Onu şimdi fırının penceresinden görebiliyordum.
Fırın gitgide ısınıyordu. Aklımdan şöyle geçiyordu:
Beni yakarak öldürecek”

Fırının duvarlarına vurmaya başladım.
Bir taraftan da bağırıyordum:

“Usta usta! Lütfen izin ver buradan çıkayım!”

“Pencereden onun yüzünü görebiliyordum.
Hala gülümsüyor ve “Daha değil!” diyordu.

“Bir saat kadar sonra, fırını açtı ve beni çıkardı.
Şimdi rahat nefes alabiliyordum, fırının yakıcı sıcaklığından kurtulmuştum.
Beni masanın üstüne koydu ve biraz boyayla bir fırça getirdi.

“Boyalı fırçayla bana hafif hafif dokunmaya başladı.
Fırça her tarafımda geziniyor ve bu arada ben gıdıklanıyordum.

“Lütfen usta! Yapma, gıdıklanıyorum!” dedim.
Onun cevabı ise aynıydı: “Henüz değil!”

“Sonra beni nazikçe tutup yine fırına doğru yürümeye başladı.
Korkudan ölecektim. “Hayır!
Beni yine fırına sokma, lütfeeen!” diye bağırdım.

Fırını açıp beni içeri iteleyip kapağı kapattı. I
sıyı bir öncekinin iki katına çıkardı.
“Bu sefer beni gerçekten yakıp kavuracak!”
diye düşündüm.
Pencereden bakıp ona yine yalvardım, ama o yine
“Daha değil!” diyordu. Ancak bu defa ustanın yanaklarından
bir damla gözyaşının yuvarlandığını gördüm.

“Tam son nefesimi vermek üzere olduğumu düşünüyordum ki,
kapak açıldı ve ustanın nazik eli beni çekip dışarı çıkardı.
Derin bir nefes aldım, hasret kaldığım serinliğe kavuşmuştum.
Beni yüksekçe bir rafa koydu ve usta şöyle dedi:

“Şimdi tam istediğim gibi oldun. Kendine bir bakmak ister misin?”

Ona “Evet” dedim.

Bir ayna getirip önüme koydu.
Gördüğüme inanamıyordum.
Aynaya tekrar tekrar baktım ve “Bu ben değilim.
Ben sadece bir çamur parçasıydım.”

“Evet bu sensin!” dedi usta.
Senin acı ve sıkıntı diye gördüğün şeyler sayesinde
böyle mükemmel bir fincan haline geldin.

Eğer seni bir çamur parçası iken üzerinde çalışmasaydım,
kuruyup gidecektin.

Döner tezgahın üstüne koymasaydım, ufalanıp toz olacaktın.

Sıcak fırına sokmasaydım, çatlayacaktın.

Boyamasaydım, hayatında renk olmayacaktı.

Ama sana asıl güç ve kuvveti veren ikinci fırın oldu.

Şimdi arzu ettiğim her şey var üzerinde.”



Ve ben kahve fincanı, şu sözlerin ağzımdan çıktığını hayretle fark ettim:

“Ustam! Sana güvenmediğim için beni affet!

Bana zarar vereceğini düşündüm.

Beni benden fazla sevip iyilik yapacağını fark edemedim.

Bakışım kısaydı, ama şimdi beni harika bir sanat eseri yaptığını görüyorum.

Benim sıkıntı ve acı diye gördüğüm şeyleri bana verdiğin için teşekkür ederim…

Teşekkür ederim.”


Usta fincanı, yaratıcı insanı şekillendirir.
Yeter ki acı da ki hikmeti görelim.

Kahrın da hoş, lûtfun da hoş demesini bir öğrenebilsek…

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

Sait ÇAMLICA
__________________
Kardelencicegi isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 18.05.2009, 17:07   #5
altuntas58
Usta Yiğido
 
altuntas58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
altuntas58 Şuan altuntas58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 11.10.2012 21:24

Üyelik Tarihi: 29.08.2006
Yaş: 70
Mesajlar: 38.469
Tecrübe Puanı: 4524 altuntas58 isimli Üye Tecrübe Puan?n?zını Kapatmıştır.
Standart Cevap: BANA VERDİĞİN ACILAR İÇİN

Yeter ki acı da ki hikmeti görelim.Kahrın da hoş, lûtfun da hoş demesini bir öğrenebilsekemeğine sağlık kardeşim
__________________
altuntas58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 18.05.2009, 20:03   #6
gönül3458
Usta Yiğido
 
gönül3458 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
gönül3458 Şuan gönül3458 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 08.10.2010 21:54

Üyelik Tarihi: 10.02.2009
Mesajlar: 1.279
Tecrübe Puanı: 704 gönül3458 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: BANA VERDİĞİN ACILAR İÇİN

tşk edrim arkadaşlar
__________________

Bana bir mutluluk söyleyin ki, acı karşılığında elde edilmiş olmasın.
gönül3458 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar gönül3458'e Teşekkür Ediyor...
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Verdiğin acılar için sana şükürler olsun Allah’ım! seva Menkıbeler & Dini Hikayeler 3 19.11.2010 23:36
-CUMA SOHBETLERİ- Abdurrahman 58 Dini sohbet 50 28.08.2009 09:50
bilgisayarla iLqili 100 konu.. selocan58 Bilgisayar ve İnternet Dünyası 3 04.07.2009 16:32
PEYGAMBERİMİZİN ÖRNEK AHLAKI WåñTêd_øØ7 Muhtelif konular 10 19.06.2008 14:15
msnde cıkan her türlü uyuz edici soruna çözüm 80072ee6 bulutum Arşiv 6 19.03.2008 17:52


WEZ Format +2. ?uan Saat: 08:50.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.