Feyzullah Seçkin (Feyzi)

[Feyzullah]

1953 yılında Şarkışla Ortaköy'de doğdu. Ortaokul ikinci sınıfa kadar bu köyde okudu. Ailesinin Sivas'a göçmesi nedeniyle öğrenimine burada devam etti.

Eski adıyla YSE (Köyhizmetleri) de ve Yol-İş Sendikası'nda çalıştı. Sivas'ta yaşadığı süre içerisinde siyasi parti yöneticilikleri, sendikacılık gibi toplumsal görevlerde bulundu. Emekli olduktan sonra yurtiçinde ve yurtdışında mesleki çalışmalarına devam etti.

Çocukluğu: Babasının dostları olması nedeniyle; Aşık Veysel, Aşık Ali İzzet, Sefil Selimi ve dayısı olan Mihmani (Yüzbaşıoğlu) gibi ozanları yakından dinlemekle geçti. Mahlasını (Feyzi) bu ozanların adını kısaltarak çağırmalarından aldı.

Gençlik yıllarından itibaren zaman zaman şiirler yazan Feyzullah Seçkin; 2004 yılından itibaren daha da yoğunlaştırdı. Halk şiiri türünde, hece vezini ile yazmakta ve halk şiirinin diğer şiir türlerinden ayırt edilebilmesi için "deyiş" sözcüğünü kullanmaktadır. Deyişleri: Koşma, ağıt, taşlama gibi türkü formatında olup; yazarken de düz olarak yazamadığını ifade eden Feyzi, Şarkışla "Emlek Yöresi Ağzı" şeklinde türkü söyleyerek yazmaktadır.

Deyişleri: Ozanlar Birliği'nin çıkardığı Antoloji I-II. ciltlerinde ve kendi sitesi başta olmak üzere, çeşitli intenet sitelerinde yayınlanmaktadır.

Halen Ankara'da yaşamını sürdüren Feyzullah Seçkin evli, bir çocuk babası ve iki torun dedesidir.

Sivas için yazdığı son deyişinde, Sivas'tan şöyle bahsetmiştir:

SİVAS ELİNDE

Bir zaman eğleştim Sivas elinde,
Ezelden başında türlü hallar var.
Bin şifa bulunur esen yelinde,
Tadını bilene türlü ballar var.

Halayı, türküsü, örfü, töresi;
İnsanın geliyor dostu göresi.
İnişi, yokuşu, dağı, deresi;
Gelip te geçene türlü yollar var.

Karlar yağar Tecer Dağı başına,
Kurban olam ekmeğine aşına.
Namert gölge etmez insan hasına,
Olsa da muhannet, türlü kullar var.

Başlara bağlarlar çeşit alları;
Güzeller güzeli dili balları.
Unutmam ilimde gönlü bolları,
İnsanı saracak türlü kollar var.

Feyzi'yim içinde uzun eğleştim,
Yolum şaştı gurbet ele yerleştim.
Ne bir şifa buldum ne de genleştim,
Varıp ta tutacak türlü dallar var.

[Feyzullah]

YARİM

Yıllar geldi geçti yari göremem,
Bildiğim oturur Sivas'ta yarim.
Öldü mü kaldı mı onu bilemem,
Yaşam cephesinde savaşta yarim.

Alınca mektubum gözleri dolmuş,
Hüzünle kahrından sararmış solmuş.
Yıkılmış hayali bir viran olmuş;
Ayrılık derdinden çok hasta yarim.

İntizar eylemiş ondan onmadım,
Kuş oldum uçtum da, dala konmadım.
Aşkın deryasında daha yunmadım,
Şu gönül hay hayda telaşta yarim.

Feyzi'yim diyeler bana halini,
Unuttum yüzünü ve eşkalini.
Görmedim ömrümde bir emsalini;
Unutmam adını her yaşta yarim.


GÜLÜM GÜLÜM

Karanlık üstüne karanlık çökmüş,
Yıldızdan kandili yak gülüm gülüm.
Sevdamız üstüne şimşekler çakmış,
Şavkıdan kendine bak gülüm gülüm.

Aşıklar kendine zor yolu seçer,
Kimi mecnun gibi yurdundan göçer.
Kimi sarhoş olup kendinden geçer,
Görme kusurumu çok gülüm gülüm.

İnsana zulümdür ayrı gayrılık,
Can cana değmezse olur sayrılık.
Ölümden beterdir zalım ayrılık,
Vermesin kimseye Hak gülüm gülüm.

Feyzi'yim neyleyim artık bu yaşta?
Kendim gurbetelde gönlüm Sivas'ta.
Ahırında ettin sen beni hasta,
Ellerine kına yak gülüm gülüm.


DİLEDİM TANRI'DAN

Girmişim dönülmez çetin bir yola,
Sarplara düştüm de dönemedim ben.
Can nefeste dursa değmez bir pula,
Diledim Tanrı'dan ölemedim ben.

İçimde açıldı küllenen yara,
Merhemi sorayım hangi diyara?
Ağustos ayında tutuldum kara,
Böyle bir kaderi dilemedim ben.

Kan damarda durmaz akarsa akar,
Felek sillesini göğsüme çakar.
Bir hoyrat acısı sinemi yakar,
Acıtan yaşamı sevemedim ben.

Sevgi deryasında boşum dolmadım,
Sahip oldum amma yaren olmadım.
Şu yalan dünyada murat almadım,
Doğuştan dertliyim gülemedim ben.

Feyzi'yim yorgunum takatim yoktur.
Nesini söyleyim yareler çoktur.
Tatlı sözler bile sineme oktur,
Ne günah işledim bilemedim ben.

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

[SivasLady]

elinize yüreginize saglik
hepsi birbirinden güzel
bende Sarkisla`liyim
ama acikca söyleyeyim sizi hic duymadim ozanlar arasinda

[altuntas58]

Güzel sivasımın güzel insanları bu harika şiirlerinizi çok beğendim süper olmuş kalem tutan elleriniz dert görmesin bundan sonraki çalışmalarınızda başarılar dilerim yolunuz acık olsun

[Feyzullah]

DERTLİ

Diyardan diyara koştuk eğleştik,
Gurbete darılan bol dertli, dertli.
Kuzu olduk bazen kurda meleştik,
Yabana sarılan kol dertli, dertli.

Bir sevda oluştu gamlı yürekte,
Kaderin cilvesi yoktu erekte.
Elene, elene kaldık elekte,
Umarı çalınan kul dertli, dertli.

Anlamak imkansız Felek işini,
Kimi ağlamaklı sıkar dişini.
Kimisi yitirmiş nazlı eşini,
Sokakta salınan dul dertli, dertli.

Şöyle bir bakınsam kıza, geline:
Türküler yakılır seher yeline!
Ağılar sürülmüş tatlı diline;
Dudakta al'ınan bal dertli, dertli.

Feyzi'yim sinemde gurbet yarası,
Yüzümüze vurdu hasret karası.
Gidilip gelinmez uzak arası,
Sılaya varılan yol dertli, dertli.

17 Eylül 07 / Ank.

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

[Serd@r]

Aramıza hoşgeldiniz,şeref verdiniz!Biribirinden güzel eserler için sağolun!

[Feyzullah]

Sevgili Dostlar: Bu sabah yazdığım deyişi sizlerle paylaşmak sitedim...

BİRGÜN

Baharda açılan bir yeşil yaprak;
Solmaz deseler de solacak birgün.
Gün gelip üstüne şu kara toprak;
Dolmaz deseler de dolacak birgün.

Dertlerin merhemi yoktur tabipte!
Arama boşuna, çare Habip'te.
Azrail karşına çıkıp gelipte;
Almaz deseler de alacak birgün.

Düzensiz dünyada yandık yakıldık,
Ne esirgendik biz, ne de sakındık.
Koyun sürüsünden kurda takıldık;
Yutmaz deseler de yutacak birgün.

Yargılanıp durduk sevgi suçundan,
Bizler çıkarmadık hançeri kından.
Göçünce yarenler salın ucundan;
Tutmaz deseler de tutacak birgün.

Zalimin zulmünden üzülen canlar:
Dertlinin halinden dertliler anlar.
Merhemsiz yaradan dökülen kanlar;
Durmaz deseler de duracak birgün.

Taş kondu araya bozuldu düzen,
Mazlumun ahvali gönlümü üzen.
Feyzi'ye ölünce senin cenazen;
Yunmaz deseler de yunacak birgün.

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

[altuntas58]

Feyzullah Nickli Üyeden Al?nt?

Sevgili Dostlar: Bu sabah yazdığım deyişi sizlerle paylaşmak sitedim...

BİRGÜN

Baharda açılan bir yeşil yaprak;
Solmaz deseler de solacak birgün.
Gün gelip üstüne şu kara toprak;
Dolmaz deseler de dolacak birgün.

Dertlerin merhemi yoktur tabipte!
Arama boşuna, çare Habip'te.
Azrail karşına çıkıp gelipte;
Almaz deseler de alacak birgün.

Düzensiz dünyada yandık yakıldık,
Ne esirgendik biz, ne de sakındık.
Koyun sürüsünden kurda takıldık;
Yutmaz deseler de yutacak birgün.

Yargılanıp durduk sevgi suçundan,
Bizler çıkarmadık hançeri kından.
Göçünce yarenler salın ucundan;
Tutmaz deseler de tutacak birgün.

Zalimin zulmünden üzülen canlar:
Dertlinin halinden dertliler anlar.
Merhemsiz yaradan dökülen kanlar;
Durmaz deseler de duracak birgün.

Taş kondu araya bozuldu düzen,
Mazlumun ahvali gönlümü üzen.
Feyzi'ye ölünce senin cenazen;
Yunmaz deseler de yunacak birgün.

Bu güzel şiirlerinizi bizlerle paylaştığınız için size çok teşekkür ederim iyiki varsın

[banu58]

Şu son şiirinize bayıldım ya çok güzel olmuş,şairane bir ruha sahip olmayı çok isterdim,emeğinize sağlık Feyzullah Bey!

[Feyzullah]

KARALI GÜZEL

Sallana, sallana gelir yamaçtan:
Elleri kınalı karalı güzel.
Beyhude bakışı yoksun amaçtan,
Elleri kınalı karalı güzel.

Başına bağlamış kara puşuyu,
Yaşamda yitirmiş aşkı huşuyu.
Kader kurmuş ona gamlı pusuyu,
Elleri kınalı karalı güzel.

Eşini kaybetmiş aranır durur,
Saçlarını yolup göğsüne vurur.
Yanakları solmuş dudağı kurur,
Elleri kınalı karalı güzel.

Kınası çıkmadan daha elinden,
Kara haber gelmiş şehit erinden.
Ciğere saplanmış hançer derinden,
Elleri kınalı karalı güzel.

Feyzi'yim söylerim ben bir gelini,
Dertleri ağartmış saçın telini.
Kahpe felek bükmüş ince belini,
Elleri kınalı karalı güzel.

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]