Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Arşiv
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Arşiv Güncelliğini Yitirmiş Konular



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Konu Kapatılmıştır
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 07.02.2008, 09:24   #1
KAFKASKAR
Yiğido
 
KAFKASKAR - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
KAFKASKAR Şuan KAFKASKAR isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.09.2012 15:08

Üyelik Tarihi: 03.12.2007
Yaş: 77
Mesajlar: 175
Tecrübe Puanı: 640 KAFKASKAR FAZLA SÖZE GEREK YOKKAFKASKAR FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart İnsanlar İkiye Ayrılır(aslında cok daha fazla parcaya ayrılır ya neyse)

İnsanlar ikiye ayrılır: Tanıdıkça büyüyenler, tanıdıkça küçülenler...


Bu sözü ilk defa daha üniversitede hazırlık sınıfını okurken söylemiştim...
Uzaktan bakıp da boyuna posuna, havasına; moda deyimle karizmasına hayran
olduğum bir insanla tanıştıktan sonra yaşadığım hayal kırıklığının
şaşkınlığıyla...


Düşünüyorum da aslında o zamanlar, bilmeden ne kadar büyük bir laf
etmişim... Onca gençliğe, onca tecrübesizliğe rağmen... Şimdi saz çalma
yaşına yaklaştığım, teneşirde paklanma olgunluğuna eriştiğim bu günlerde,
özetleseydim insanlarla ilgili hayal kırıklığımı bu kadar kısa ve net
anlatabilir miyim?


Sanmam... Eminim eveler geveler uzatır, üstelik bu kadar da açık
anlatamazdım.


Oysa durum ortada...


Evet insanlar ikiye ayrılıyor biraz önce söylediğim gibi...


Aslında bir de ne büyüklükleri, ne küçüklükleri belli olmayan silik insanlar


var hayatımızdan gelip geçen, ama, zaten onlardan bahsetmeye bile değmez...


Şimdi şöyle bir aklımızdan geçirelim hayatımıza bire bir giren ya da
kıyısından köşesinden dokunan insanları... Arkadaşlarımızı, dostlarımızı,
işyerinde birlikte çalıştığımız amirlerimizi, memurlarımızı...


Bir de özel dediğimiz o insanları...


Kaç insana sıfırdan başlayıp 10 puana çıktınız, ya da kaç insana peşin 10
puan verip sıfırlara indirdiniz...


Kaç insan?


Skor tabelasında durum ne?


Kendi adıma, benim 10 dan geriye saymalarım daha çok, hatta ezici üstünlüğe
sahip...


Bu belki de iyimser bir bakışla, benim notu bol gönlümün bir yanlışı...


Ya da kötümser bir bakışla insanları değerlendirme kıstaslarımın katılığının
cezası...


Çok mu şey bekliyorum insanlardan, daha doğru bir deyişle hayatımda bir
şekilde yer alan arkadaşlarımdan, dostlarımdan, birlikte çalıştığım
insanlardan...


Hem evet hem hayır...


Evet; çünkü ben onlara güvenmek istiyorum en azından onlara benim sağladığım
güven kadar... Ben onların sözlerine inanmak istiyorum, en azından benim
onlara söylediğim sözlerin doğruluğu kadar... Benim aklımın, zekamın
varlığının farkına varmalarını istiyorum, en azından benim onların aklı ve
zekasının farkında olduğum kadar...


Niye mi?


Çünkü...


Hiç kayıtsız şartsız güvendiğiniz, her sözünün doğruluğundan adınızdan bile
daha emin olduğunuz bir insanın, aslında kağıttan bir kaplan olduğunu
gördünüz mü?


O kağıttan kaplanın yüreğinizdeki inanç kalesini büyük bir gürültüyle yerle
bir ettiği anı yaşadınız mı? O yıkılan kalenin altında sadece sizin ve onun
kalmadığını, tüm insanların kaldığını fark ettiniz mi?


Ya da... İçinizdeki acıya dayanamayacak kadar yıkıldığınız günlerde,
burnunuzu gömüp, göğsünde ağladığınız, dostum dediğiniz insanın, bir yandan
için için, iyi ki ben bu durumda değilim şükür duaları yaparken, bir yandan
da dedikodu malzemesi topladığı gerçeğini yaşadınız mı?


Ve ya başarının adını onun adı ile özdeşleştirdiğiniz, yanında konuşurken
sesinizin ve ellerinizin titremesini saklayacak delik bulamadığınız bir
insanın, yakaladığı ilk fırsatta ilkel benliğinin en temel dürtüsünü arsızca
ortalığa kusuşuna şahit oldunuz mu?


En önemlisi, o en çok sevdiğim dediğiniz insanların, sırtınızı koca bir
kayaya dayarcasına güvenle yaslandığınız o özel insanların, içinizdeki sırça
sarayı, onun kırılganlığını unutup büyük bir şangırtıyla yıktıklarını, tuzla
buz ettiklerini gördünüz mü?


Sahi siz içinizde o şangırtıyı hiç duydunuz mu? Duymadıysanız ya çok
şanslısınız, ya da sizin sarayınız sırça değil...


Ve bütün bunları yaşarken nasıl da aptal yerine koyulduğunuzu fark edip,
hatta bir an aptal olduğunuza inanıp kendinizi aşağıladınız mı?


İçinizdeki aşağılanma duygusu ile hesabınızı gördükten sonra, daha aklı
selim bir soru sordunuz mu kendinize... Hatırladığınız ya da
hatırlamadığınız bütün bu hayal kırıklıklarını yaşarken hata kimdeydi
diye...


Yanlış diğer insanlarda mı? Ya da sizin, insanların içerisinde aynı anda
kötülüğü ve iyiliği barındırdığını unutan beklentilerinizde mi? Yaşadığınız
her kırılmada tekrar tekrar sordunuz mu bu soruyu kendinize...


Ve içinizden bir hesaba giriştiniz mi, çok mu şey bekliyorum insanlardan
diye...


Sizi bilmem ama ben artık çok şey beklediğime inanır oldum...


Evet çok şey bekliyorum hayatımda var olan insanlardan...


Eğer dürüstlük, samimiyet ve özen çok sayılıyorsa...


Bütün bunlar çok da sayılsa ben beklemekte kararlıyım...


Beklediklerimi bulayım ki onlar, notu bol gönlümün ilk adımda verdiği 10
puanda kalsınlar ve tanıdıkça daha da büyüsünler...


Yoksa ben göstermelik aranıp sorulmaların, sonsuz sadakatların, ömür boyu
sürmesi şart arkadaşlıkların, dostlukların peşinde değilim...


Sadece ve sadece hayatımda varoldukları sürece aklıma, yüreğime ve
samimiyetime saygının peşindeyim, 10 puanlarda dostlara ve arkadaşlara sahip
olmak için... Her ne kadar hayatımın skor tabelasında yenikmiş gibi dursa da
bu 10 puanlık insanların sayısı, yok sayılacak kadar da az değil...


Hem düşünsenize sonsuz sayıda sıfırı toplasanız sıfırdan öte kaç edebilir
ki?


Haa... Sıfırdan başlayıp 10 puanlara yükselenler, yani tanıdıkça büyüyenler
mi? Yukarıda yazdıklarımı tersinden düşünün...


Cevap ortada değil mi?
KAFKASKAR isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Konu Kapatılmıştır


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 17:38.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.