|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Hertelden Her Telden Muhabbet Burada |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
|
26.09.2009, 16:39 | #1 |
Usta Yiğido
65serdal58 Şuan
Son Aktivite: 07.05.2016 11:20
Üyelik Tarihi: 17.04.2009
Yaş: 42
Mesajlar: 7.612
Tecrübe Puanı: 1330
|
OSMANLI DEVLETİ’NİN, HÜKÜM SÜRDÜĞÜ ÜLKELER VE SÜRELERİ
OSMANLI DEVLETİ’NİN
Hüküm Sürdüğü Ülkeler ve Süreleri [72 Buçuk Millet] [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Kayı Boyu‘nun temiz soyundan gelen Osmanlılar, Söğüt ve Domaniç‘de ektikleri beylik filizinin gelişip serpilerek, üç kıtaya kök salacak bu derece görkemli bir devlete dönüşeceğini belki de bilmiyorlardı… [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] 3 kıtada 623 yıl hüküm süren, 20.000.000 kilometrekareye kadar ulaşan uçsuz bucaksız topraklarında bugünün 50‘den fazla ülkesini 36 Padişah, 219 Sadrazam ve 129 Şeyhülislam’ın idaresinde bir arada yöneten ve bu yapı içinde birbirinden farklı dil, din ve kültürdeki milletleri birbirleriyle kaynaştırıp asırlar boyu hoşgörüyle idare etmeyi başaran Osmanlı Devleti gibi bir başka imparatorluğu tarih henüz kaydetmemiştir. İşte o yapı içerisinde Osmanlı Devleti’ne değişik şekillerle bağlı olan devletler ve bu devletlerin bağlılık süreleri: Avrupa 1.Türkiye (Anadolu) 2.Bulgaristan (545 yıl) 3.Yunanistan (400 yıl) 4.Sırbistan (539 yıl) 5.Karadağ (539 yıl) 6.Bosna-Hersek (539 yıl) 7.Hırvatistan (539 yıl) 8.Makedonya (539 yıl) 9.Slovenya (250 yıl) 10.Romanya (490 yıl) 11.Slovakya (20 yıl) Osmanlı adı:Uyvar 12.Macaristan (160 yıl) 13.Moldova (490 yıl) 14.Ukrayna (308 yıl) 15.Azerbaycan (25 yıl) 16.Gürcistan (400 yıl) 17.Ermenistan (20 yıl) 18.Güney Kıbrıs (293 yıl) 19.Kuzey Kıbrıs (293 yıl) 20.Rusya’nın güney toprakları (291 yıl) 21.Polonya (25 yıl)-himaye- Osmanlı adı: Lehistan 22.İtalya’nın güneydoğu kıyıları (20 yıl) 23.Arnavutluk (435 yıl) 24.Belarus (25 yıl) -himaye- 25.Litvanya (25 yıl)-himaye- 26.Letonya (25 yıl) -himaye- 27.Kosova (539 yıl) 28.Voyvodina (166 yıl) Osmanlı adı: Banat Asya 29.Irak (402 yıl) 30.Suriye (402 yıl) 31.İsrail (402 yıl) 32.Filistin (402 yıl) 33.Ürdün (402 yıl) 34.Suudi Arabistan (399 yıl) 35.Yemen (401 yıl) 36.Umman (400 yıl) 37.Birleşik Arap Emirlikleri (400 yıl) 38.Katar (400 yıl) 39.Bahreyn (400 yıl) 40.Kuveyt (381 yıl) 41.İranın batı toprakları (30 yıl) 42.Lübnan (402 yıl) Afrika 43.Mısır (397 yıl) 44.Libya (394 yıl) Osmanlı adı:Trablusgarp 45.Tunus (308 yıl) 46.Cezayir (313 yıl) 47.Sudan (397 yıl) Osmanlı adı: Nübye 48.Eritre (350 yıl) Osmanlı adı: Habeş 49.Cibuti (350 yıl) 50.Somali (350 yıl) Osmanlı adı: Zeyla 51.Kenya sahilleri (350 yıl) 52.Tanzanya sahilleri (250 yıl) 53.Çad’ın kuzey bölgeleri (313 yıl) Osmanlı adı: Reşade 54.Nijer’in bir kısmı (300 yıl) Osmanlı adı: Kavar 55.Mozambik’ in kuzey toprakları (150 yıl) 56.Fas (50 yıl) -himaye- 57.Batı Sahra (50 yıl) -himaye- 58.Moritanya (50 yıl) -himaye- 59.Mali (300 yıl) Osmanlı adı: Gat kazası 60.Senegal (300 yıl) 61.Gambiya (300 yıl) 62.Gine Bissau (300 yıl) 63.Gine (300 yıl) 64.Etiyopya’ nın bir kısmı (350 yıl) Osmanlı adı: Habeş Halifeye Bağlı Olan Ülkeler 65.Hindistan Müslümanları -Pakistan 66.Doğu Hindistan Müslümanları -Bangladeş 67.Singapur 68.Malezya 69.Endonezya 70.Türkistan Hanlıkları 71.Nijerya 72.Kamerun Osmanlı Donanması’nın Değişik Sürelerde Bulunduğu Ülkeler 73.Fransa 74.İspanya 75.İngiltere 76.Monako 77.Hollanda 78.Norveç 79.İzlanda 80.İrlanda 81.Cebelitarık 82.Danimarka 83.İskoçya 84.Myanmar 85.Japonya Osmanlı Ordusunun Değişik Sürelerde Bulunduğu Ülkeler 86.Almanya 87.Liechtenstein 88.San Marino [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı 65serdal58'e Teşekkür Ediyor... |
26.09.2009, 16:57 | #2 |
Moderator
Salim58 Şuan
Üyelik Tarihi: 11.05.2009
Yaş: 58
Mesajlar: 59.381
Tecrübe Puanı: 10
|
Cevap: OSMANLI DEVLETİ’NİN, HÜKÜM SÜRDÜĞÜ ÜLKELER VE SÜRELERİ
bir zamanlar biz o ülkelere hükmediyorduk şimdi çoğu bize hükmediyor neden acaba
paylaşım için teşekkürler kardeşim sağol
__________________
Asil İnsan İdare Eder, Aciz İnsan Şikayet Eder, Basit İnsan İftira Eder, Dürüst İnsan Sabreder... |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı Salim58'e Teşekkür Ediyor... |
26.09.2009, 17:22 | #3 |
Usta Yiğido
Dilsad Hatun Şuan
Son Aktivite: 29.10.2010 21:09
Üyelik Tarihi: 27.12.2008
Mesajlar: 4.441
Tecrübe Puanı: 1085
|
Cevap: OSMANLI DEVLETİ’NİN, HÜKÜM SÜRDÜĞÜ ÜLKELER VE SÜRELERİ
Bizim Fransiz Tarih hocasi bunlari kabul etmiyor ama
Cok sagol hocam bilgiler için .
__________________
"ATAM IZINDEYIZ" 1453! |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı Dilsad Hatun'e Teşekkür Ediyor... |
26.09.2009, 17:28 | #4 |
Moderator
Cley Şuan
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 8.021
Tecrübe Puanı: 10
|
Cevap: OSMANLI DEVLETİ’NİN, HÜKÜM SÜRDÜĞÜ ÜLKELER VE SÜRELERİ
Kardeş senin hocan olaylara Fransız kalmış
__________________
Edep ile gelen Saygı ile karşılanır |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Cley'e Teşekkür Ediyor... |
26.09.2009, 17:58 | #5 |
Usta Yiğido
LaEdri Şuan
Üyelik Tarihi: 12.06.2006
Mesajlar: 6.011
Tecrübe Puanı: 1282
|
Cevap: OSMANLI DEVLETİ’NİN, HÜKÜM SÜRDÜĞÜ ÜLKELER VE SÜRELERİ
O halt etmiş.........
__________________
Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.(Enbiya-52) |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar LaEdri'e Teşekkür Ediyor... |
26.09.2009, 19:04 | #6 |
Usta Yiğido
hamitgüneyli Şuan
Son Aktivite: 24.09.2014 22:46
Üyelik Tarihi: 09.01.2008
Yaş: 52
Mesajlar: 772
Tecrübe Puanı: 692
|
Cevap: OSMANLI DEVLETİ’NİN, HÜKÜM SÜRDÜĞÜ ÜLKELER VE SÜRELERİ
serdal kardeşim çok sağol ellerine sağlık tam ödevlik bir çalışma olmuş
|
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar hamitgüneyli'e Teşekkür Ediyor... |
26.09.2009, 20:55 | #7 |
Usta Yiğido
Siyahnur Şuan
Son Aktivite: 15.09.2013 01:22
Üyelik Tarihi: 09.09.2008
Mesajlar: 1.846
Tecrübe Puanı: 777
|
Cevap: OSMANLI DEVLETİ’NİN, HÜKÜM SÜRDÜĞÜ ÜLKELER VE SÜRELERİ
Mehmed Akif diyor ya:
Gül devrini bilseydim onun, bülbül olurdum; Ya Rab, beni evvel getireydin ne olurdu ?... Safahat´i cok hüzünlü...
__________________
-Bedeli ne olursa olsun müslümanca yasamanin haysiyetine talibiz.- Ismet Özel |
01.10.2009, 09:43 | #8 |
Usta Yiğido
65serdal58 Şuan
Son Aktivite: 07.05.2016 11:20
Üyelik Tarihi: 17.04.2009
Yaş: 42
Mesajlar: 7.612
Tecrübe Puanı: 1330
|
Cevap: OSMANLI DEVLETİ’NİN, HÜKÜM SÜRDÜĞÜ ÜLKELER VE SÜRELERİ
................konu güncelleme....................
|
11.10.2009, 21:56 | #9 |
Tecrübeli Yiğido
cebe Şuan
Son Aktivite: 17.08.2016 15:36
Üyelik Tarihi: 12.01.2009
Mesajlar: 245
Tecrübe Puanı: 602
|
Cevap: OSMANLI DEVLETİ’NİN, HÜKÜM SÜRDÜĞÜ ÜLKELER VE SÜRELERİ
“Kayı Boyu‘nun temiz soyundan gelen Osmanlılar, Söğüt ve Domaniç‘de ektikleri beylik filizinin gelişip serpilerek, üç kıtaya kök salacak bu derece görkemli bir devlete dönüşeceğini belki de bilmiyorlardı…
3 kıtada 623 yıl hüküm süren, 20.000.000 kilometrekareye kadar ulaşan uçsuz bucaksız topraklarında bugünün 50‘den fazla ülkesini 36 Padişah, 219 Sadrazam ve 129 Şeyhülislam’ın idaresinde bir arada yöneten ve bu yapı içinde birbirinden farklı dil, din ve kültürdeki milletleri birbirleriyle kaynaştırıp asırlar boyu hoşgörüyle idare etmeyi başaran Osmanlı Devleti gibi bir başka imparatorluğu tarih henüz kaydetmemiştir.” OSMANLI PADİŞAHLARININ ANALARI 1- Sözde Osman Beyin iki eşi vardı, Mal ve Bala Hatunlar. Her ikisininde Mogol asıllı olduğu iddia edilse de herhangi bir kanıt yok. 2- Sözde Orhan Bey: Osman Bey'in Mal Hatun isimli eşinden doğdu. Eşleri Rum asıllı Horofira (Nilüfer Sultan), Rum Asporçe ve Rum Teodora. 3- 1. Murad: Horofira'dan doğdu. Eşleri Bulgar-Yahudi melezi Marya ve Bulgar Tamar. 4- Yıldırım Beyazıd: Marya'dan doğdu. Eşleri: Sırp kökenli Olivera, Devlet Hatun, Bulgar Olga, Maria, Angelina ve Anita. 5- Çelebi Mehmed: Olga'dan doğdu. Eşleri: Sofia, Anna, Veronica. 6- 2'ci Murad: Veronica'dan doğdu. Eşleri: Nache de la Bazory (Fransız), Mara Despina, Stella. 7- Fatih: Mara Despina'dan doğdu. Eşleri: Rum Zaganoz paşanın kızı Kornelya, Anna, Helen, Tamara. 8- 2.ci Beyazıd: Kornelya'dan doğdu. Eşleri: Beti, Anita, Suzi, Liliana, Katherin, Nina, Martha ve Danilova. 9- Yavuz Sultan Selim: Annesi (Beti, Anita, Suzi, Liliana, Katherin, Nina, Martha ve Danilova... tartışmalı). Eşleri: Polonyalı Helga (Havza Sultan), Sırp Aleksandra (Ayşe Sultan). 10- Kanuni Sultan Süleyman: Polonya'lı Helga'dan doğdu. Eşleri: Bir Rus papazının kızı Roksalan (Hürrem Sultan), Sicilya'lı Rozaline (Gülfem Hatun). 11- 2'ci Selim (Sarı Selim Roksalan'dan doğdu. Yahudi Rasel (Nurbanu Sultan). Sarı Selim, kızı Esmahan'ı Hırvat kökenli Sokullu Mehmet Paşa ile evlendirdi. 12- 3. Murat: Raşel'den doğdu. 130 cariyesinden 112 çocuğu oldu. Eşleri: Venedik'li Sofia Baffo (Safiye Sultan), Polonyalı Mona (Mihriban Sultan), Macar Ninuska (Nazperver Sultan), Rus Olga (Şahhüban Sultan), Romanyalı Meri (Fahriye Sultan). 13- 3'cü Mehmet: Sofia Baffo'dan doğdu. Eşi: Yunanlı Helen (Handan Sultan), İspanyol Sinderella Violetta (Mahpeyker Sultan). 14- 1'ci Ahmet: Helen'den doğdu. Eşleri: Rum Evdoksia (Mahfiruz Sultan), bir Rum Papazının kızı Anastasia (Mahpeyker Köşem Sultan). 15- 1'ci Mustafa (Deli Mustafa 3'cü Mehmed'in eşi Sinderella Violetta'dan doğdu.. 16- 2'ci Osman (Genç Osman Evdoksia'dan doğdu. 17- Tekrar Deli Mustafa (15. numarada konu edildi). 18- 4'cü Murad: Anastasya'dan doğdu. Eşleri:Keti, Anna (Atifet Sultan), Helena (Cihannüma Sultan). 19- 1.ci İbrahim (Deli İbrahim 4'cü Murad'in kardeşi. 20- 4'cü Mehmet (Avcı Mehmet Nadya'dan doğdu. Eşleri: Rum Evemia (Emetullah Gülnüs Sultan), Korsika'lı Bella (Afife Sultan), Romanyalı Cesika (Güner Sultan), Ermeni Flora (Gülbeyaz Sultan), Rum Helen (Hatice Sultan). 21- 2'ci Süleyman: Katrin'den doğdu: Eşleri: Yok. Cariyeler: çok. 22- 2'ci Ahmet: Lehistanli Yahudi Eva. Eşleri: Giritli Rum Yeremiye (Rebia Sultan), Mora'li Diana (Sayeste Sultan). 23- 2'ci Mustafa: Evemia'dan doğdu. Eşleri: Rus Vera (Mahfiruze Sultan), Sırp Mari (Hafize Sultan), Giritli Rum Aleksandra (Saliha Sultan). 24- 3'cü Ahmet: Rum Emevia'dan doğdu. 25- 1'ci Mahmut: Aleksandra'dan doğdu. Eşleri: Fransız Julienne (Hatem), Sicilyalı Lili (Raziya), Macar Maggi (Tiryal), Rus Olga (Verdinaz). 26- 3'cü Osman: Mari (Şehsuvar Sultan)'dan doğma. Eşleri: Sırp Olga (Ferhunde), Sicilyalı Olivya (Zerki). Cariyeler: Yok! 27- 3'cü Mustafa: Gürcü Janet (Mihrisah Sultan)'dan doğdu. 28- 1.ci Abdülhamid: İda (Rabia Sultan)'dan doğma). 29- 3'cü Selim: Gürcü Janet (Mihrisah), Eşleri: Patricia (Afitab), Linda (Nefizar), Berti (Pakize), Alis (Tabisefa), Lisa (Hüsnümah), Rosa (Nurisems), Anna (Rafet), Magdalena (Ziybifer). 30- 4'cü Mustafa: Bulgar Sonya (Seniyeperver Sultan)'dan doğma. Eşleri: Flora (Dilpezir), Adela (Seyyare), Sofi (Peykidil, Gloria (Sevkidil). 31- 2'ci Mahmut: Fransız Aimee (Naksidil)'den doğma. 32- 1. Abdülmecid: Rus Suzi (Bezmialem Sultan)'dan doğdu. Eşleri: Safiraz Ermeni, Bezmara (Bezmican) kökeni bilinmiyor, Fransız Vilma (Şevkefza), Ermeni Verjin (Tirimüjgan - Abdülhamid'in annesi), Rum Karoli. 33- Abdülaziz: Hamam natırı Çingene Besime'den doğma. Eşleri: Camelya (Dürrünev), Asporce (Gevher), Anna (Edadil), Adela (Hayranidil) ve Alis (Nesrin). 34- 5. Murat: Fransız Vilma (Şevkevza Sultan)'dan doğma. Eşleri: Carmen (Cananiyar), Marone (Elaru), Elfi (Filiztan), Clarissa (Gevheri), Henna (Reşan) v.b. 35- 2. Abdülhamid: Ermeni Verjin (Tirimüjgan Sultan)'dan doğma. 36- Mehmet Reşat: Rum Sofi (Gülcemal Sultan)'dan doğma. 37- Vahdeddin (5. Mehmet Abdülmecid'in karısı Henriet (Gülüstü Sultan)'dan doğma. Eşleri: Emine Nasik Eda ve saray bahçıvanının kızı Nevzut. Kökeni bilinmiyor; Çerkez olduğu iddiaları var. GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ TEK BİR TÜRK YOKTUR OSMANLININ İÇİNDE. (Ali Kemal Meram: Padişah Anaları ve 600 yıl bizi yöneten devşirmeler) Soru: Eğer bu veriler doğruysa ve bu doğrular soyun temizliğini gösteriyorsa, “kirli soy” ya da soysuz” nasıl olur? Sadrazamlar Osmanlı Devletinde adları belli 215 sadrazam milliyetleri şöyledir: Bunların sadece 78’i Türk 15’i belki Türk 31’i Arnavut 2’si belki Arnavut 11’i Boşnak 1’i Boşnak veya Hırvat 3’ü Hırvat 11’i Gürcü 4’ü Rum 1’i belki Rum veya İtalyan veya Hırvat 2’si Ermeni 2’si İtalyan 9’u Abaza 3’ü Çerkez 1’i Rus 1’i Sırp 1’i Bulgar 1’i Pomak 1’i Hırvat veya Macar 2’si Rum yahut Hırvat 2’si Arnavut yahut Rum 1’i Frenk yahut Rum 1’i Hersekli İslav 1’i Dalmaçyalı İslav 1’i Çeçen 3’ü belki Arap 8’i milliyeti meçhul devşirme 1’inin de milliyeti hiç belli değildir 122 Türk olmayan sadrazamlardan asıl ve menşeileri bilinmeyen 33’ü Çıkarıldıktan sonra dağılımı şöyledir: 33’ü Arnavut, 24’ü Kafkas, 20’si İslav, 3’ü Sami, 5’i Rum, 2’si Latin. Kaynak:Osmanlı Devlet Erkanı Yayıncı:Türkiye Yayınevi Yazar:İsmail Hami Danişmend Alıntı: (http://www.sanalalemvadisi.com/osmanli-sadrazamlarinin-milliyetleri) Şeyhülislamlar : Soner Yalçın ve Yalçın Küçük’e göre Şeyhülislamların bazıları Yahudi idi. Örneğin, 118. Şeyhülislamı Mehmed Ziyaüddin Efendi (1846-1917), Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi (1869-1954), Şeyhülislam Musa Kazım Efendi de masondu . Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, Türkiye’deki Gümrük ve Tekel Bakanlığı ve Başbakanlık yapmış olan Suat Hayri Ürgüplü’nün babasıydı. Prof. Dr. Türkan Saylan’ın annesi Şeyhülislam geliniydi. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]) Ama, Hıristiyan kimliğiyle yaşamış, ömrünün son yıllarında Müslüman olmuştu; önce converso, ölürken kripto. Bürokrasi 700 yıl boyunca Osmanlı’da yaklaşık 170 kişi Kaptan-ı Derya oluyor. Yine birden fazla göreve gelenleri saymazsak yaklaşık; 115’i çeşitli milliyetlere mensup dönme-devşirmelerden oluşurken, 55 kişi ise Türk kökenlidir. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]). Osmanlı’da önemli bir kurum da Başdefterdarlık denilen ve bugün Maliye Bakanlığı’na tekabül eden kurumdur. Bu göreve getirilenlerin de milliyetlerine baktığımızda Türk kökenli Başdefterdarların yine sayılarının az olduğunu görüyoruz. Birkaç kez göreve gelenler sayılmazsa Osmanlı’da yaklaşık 210 Başdefterdar görev almıştır. Bunların 160’ı milliyet olarak dönme-devşirmelerden oluşurken, 50’si Türk kökenlilerden oluşuyor. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]) NOT: Kuşkusuz, o günkü Türkler de bugünkü Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Ağlama Duvarı’na tapınan Genelkurmay Başkanları gibi Türkler (!) idi. Veya anadili Ladino olan Doğramacı ya da Türkiye siyasetine, ekonomisine yön veren Sabancılar gibi Türkler idiler. |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar cebe'e Teşekkür Ediyor... |
11.10.2009, 22:02 | #10 |
Tecrübeli Yiğido
cebe Şuan
Son Aktivite: 17.08.2016 15:36
Üyelik Tarihi: 12.01.2009
Mesajlar: 245
Tecrübe Puanı: 602
|
Cevap: OSMANLI DEVLETİ’NİN, HÜKÜM SÜRDÜĞÜ ÜLKELER VE SÜRELERİ
EY OSMANLI GERİ GEL !
Israel Shamir Kermil Dağı'nda, köyden az büyük Zichron Yaakov adında bir sevimli kasaba vardır. Şimdi şarapları ve Fransız restoranlarıyla tanınan bu yer 1. Dünya Savaşı'nda İngiliz yanlısı bir Siyonist casus şebekesi olan NILI'nin (Türkiye gizli Yahudileri kız çocuklarına Nil, Nili, Nili-fer adlarını koyarlar, cebe) idi. Şebeke üyeleri öndegelen Siyonist göçmenler ve Osmanlı vatandaşı olan bu kişiler Mısır'daki İngiliz ordusu ile ilişki kurup onlara Türk kuvvetlerinin konum ve harekat bilgilerini sızdırarak sonuçta imparatorluğun yenilgisini hazırladılar. İlişkili oldukları kişilerden biri Haim Weizman'dı. O, isteksiz İngilizlerden zorla Balfour Deklarasyonu'nu koparacak ve Yahudi Devleti'nin ilk cumhurbaşkanı olacaktı. Bugüne dek NILI İsrail'de saygıyla anıldı. Okul çocukları onun müzesine götürülerek onlara Yahudilerin ancak Yahudilere sadık olacağı öğretildi; eğer bu sadak için gerekiyorsa herhangi bir güce ihanet edilebilirdi. Onların ülkeleri Osmanlıya ihanet için iyi bir nedeni vardı; çünkü eğer imparatorluk yaşasaydı, ne Yahudi Devleti denen canavar, ne tecrit duvarı ardına sürülen milyonlarca toprağın yerlisi, ne aynı derecede ezilmiş ve gecekondulara doldurulmuş göçmen işçiler ve karşılarında malikaneler içinde birkaç zengin Yahudi olmayacaktı. aynı şekilde çaresiz bir Irak'a ABD saldırısı ve sonuçta yüzbinlerce ölü ve acı hiç olmayacaktı, çünkü Irak o güçlü imparatorluğun parçası olacaktı. İmparatorluğun yıkılışından sade Ortadoğu çekmedi. NATO uçakları asla Belgrad'ı da bombalayamazdı, eğer imparatorluk bizimle olaydı. Hatta ilk ayrılan eyalet Yunanistan'ın şimdi Euro tarafından ekonomisi mahvedilmiş ve zengin Kuzeylilerin otelcisi haline getirilmezdi. Onun da, Rumların, İskenderiye'den İstanbul'a dek imparatorluğun kalburüstü ahalisi olduğu günleri özlemek için iyi bir nedeni var. İmparatorluk kurucu unsur olan Türklere Avrupa hayrandı ve onlardan korkuyordu, oysa şimdi onlar da Frankfurt ve Londra'nın çöpçü-bulaşıkçıları için işlerinde istenmeyen rakipler. Şimdi kimi Türk liderler AB'ye girmek hülyalarıyla kendilerini avuturken, belki de artık imparatorluğu geri getirmeyi düşünmeye başlamamızın tam sırası. Aslında imparatorluk çok büyük ve etkisiz olduğundan yıkılmadı: En görkemli zamanlarında bile Brezilya ya da Rusya'dan küçüktü. O yıkıldı, çünkü toy yerel elitler zehirli ulusçuluk meyvasından yediler; bunu onlara Batılı lafazanlık üstadları sunmuştu. Avrupa'nın icadı olan ulusçuluk, muhtemelen Ortaçağ'ın kara veba salgınından daha çok insan öldürdü. Dahası, o imparatorluğa makul bir seçenek de sunamadı. Oysa orada düzinelerle kavim, kabile barış içinde birlikte yaşıyordu. Kopan ülkelerin hiçbiri başarılı bir devlet kuramadı. Ve Batılı yırtıcılar, giderek daha ve daha da küçük gruplar arasına kavga ekmeye devam ettiler, şimdi Türkiye ve Irak'taki Kürt hadiselerinde görüldüğü gibi. Nasır ve Baas Pan-Arabizmi, Bin Ladin İslamcılığı, Ziya Gökalp ve Halide Edip Pantürkizminin hepsi de Batı'nın ilerleyişini durduracak güvenilir bir ideoloji oluşturmakta aynı başarısızlığa uğradılar. Belki Batılı kardeşlerin kitabından kendimize bir yaprak ödünç almalıyız. AB ile Avrupa, bin yıl önce çökmüş Şarlman imparatorluğunu yeniden kurdu; bizim İmparatorluğumuz ise hala insanların zihninde, görkemli saraylarda, kalelerde, camilerde ve kiliselerde dipdiri. Tekrar kurulan imparatorluğumuz tüm Bizans sonrası kazanımları kucaklamalı: Türkiye'nin, Ortadoğu'nun, Balkanların, Rusya, Ukrayna ve Orta Asya Türki cumhuriyetlerinin birlikte parlak bir geleceği var. Bizans'ın iki parlak varisi Rusya ve Osmanlı İmparatorlukları, yüzlerce yıl birbiriyle savaştılar. ama aynı şey, Batı Roma'nın varisleri Fransızlar ve Almanlar için de doğru. Eğer Batının ezeli düşmanları birleşiyorsa bu niye Doğu'da da olmasın? Bu yaz Rusya ve Ukrayna'yı gezdiğimde, Ruslar ve Türkler (ya da Rus tabiriyle Tatarlar arasında çok benzerlik gördüm. "Bir Rusu hamamda keseleyin, altından Türk çıkar," Churchill'in purosundan derin bir duman çekerken söylediği söz. "Tersi de doğru," der büyük Rus tarihçisi ve Rus Doğuculuğunun babası Leon Gumilev. Gerçekten Rusya Müslüman Türkler ve Ortodoks Slavların ortak ülkesi olarak doğdu. Gumilev Batılı "Tatar (Türk) boyunduruğu" efsanesini yıktı ve Moskova devletini Cengiz evladı Altınordu'nun varisi ilan etti. "Rusya cesur Türklerle birliği sayesinde yenilmezdir," diyen Gumilev, Batı'yı Rus kimliğine en büyük tehdit gördü. Milli Bolşevik lider ve ünlü yazar Edward Limonov geçenlerde yazdığı yazıda Rusya için "Alman kaplamalı Türkiye" dedi. Ruslar halen "şarovari"yi (şalvar) çok sever, ki aynısı Anadolu köylüsü ve eski Osmanlının giyimidir. Aynı Türkler gibi çömelir, bağdaş kurarlar der Limonov. Rusların Türklere bu yakınlık hissi Avrupa'nın Türk kuşkusundan çok farklıdır. Sinemada da bunun etkisi görülür: Yeni Rus süper prodüksiyonu "Türk Gambiti" Plevne'deki Rus-Türk savaşını, Hollywood'un (Amerikan düşmanlarına, ç.n.) takındığı ırkçı tavırdan çok farklı sergiler ve Gazi Osman Paşa'yı bir kahraman olarak gösterir. Türk-Slav beraberliği çok gerilere gider. Ukrayna'nın kuzeyinde eski Rus prensliklerinin başkentleri Novgorod, Çernigov ve Kiev'i ziyaret ettim. Bu şehirlerin Rus beyleri Türk prensesleriyle, steplerin kızlarıyla evlenmişler ve Türk savaşçıları, onların saray heyetlerinin hep bir parçası olmuş. 12. y.y.dan kalma bir Rus destanında Novgorod Prensi İgor Türk steplerine akın yapar, ama yenilgiye uğrar. Onu esir eden Konçak Han, onu kızıyla evlendirir ve Novgorod'a dönerler. Rus soylularının önemli bölümü hala Türk adları taşır, "Lolita"nın yazarı Nabokov ya da 2. Nikola zamanının en zengin prensi Yussupov gibi. Son çıkan kitabı "Avrasya Senfonisi"nde St. Petersburg'lu yazar van Zaichik küremizin bu bölümü için farklı bir kurgusal tarih yazar: Eğer Türk Altınordu İmparatorluğu'nun hakanı bilge Sertak Han (Aziz Aleksandr Nevski onun arkadaşıdır) kendisine düzenlenen suikastten kurtulsa ve Ruslarla Türkler müreffeh bir devlette birlikte yaşamaya devam etselerdi ne olurdu? Van Zaichik devam eden imparatorluğa "Ordus" (orj: Hordus) der. "Ordus", "Ordu" ve "Rus" kelimelerinin bir bileşenidir. Avrasya'nın çok daha geniş bölgelerine yayılmıştır. Hordus'ta modernlik gelenek ve dinle buluşur; aile kurumu ayaktadır; tektük zengin kapitalistler varsa da sınırsız servet birikimi hoşgörülmez. "İşbirliği (imece) yapıyor, bencilliğimize engel oluyoruz", Ordus'un sloganıdır; bu Doğu'nun modelidir. Camiler ve kiliseler çok sayıdadır; vatandaşlar ise birlik içinde yaşar. Bu farklı dünya seçeneği Ruslar için o kadar çekici olmuştur ki, caddelerde, tamponlarında "Xochu v Hordus" ("Ordus'ta yaşamak istiyorum") yazan kaç araba gördüm. Bu arada Ordus'un bir de Kudüs "vilayet"i (orijinal kelime, ç.n.) vardır. Hitler Almanyası'ndan kaçan birçok Yahudi buraya sığınır (evet bu farklı dünyada da Hitler Almanyası vardır), ama burada yerli halkla eşit vatandaşlar olarak yaşarlar. Yeni ve parlak Rus tarihçisi Fomenko "heretik" bir tarih seçeneği sunar : Onun dünyasında bir büyük devlet ya da "İmparatorluk" hep vardır ve Boğaz kıyısındaki şehir onun doğal başkentidir. Geçmişte böyle olsun ya da olmasın, gelecekte böyledir. Avrasya'da hakimiyet kavgaları vermek yerine Türkler, Slavlar, Araplar (ve küçük komşuları) güçlerini birleştirebilir, Konstantiniye'yi (İstanbul bu ismin farklı okunuşudur) ortak başkent ve imparatorluk hükümeti payitahtı yapabilir. Konstantiniye bizim Brüksel, New York ve Pekin'e cevabımız olabilir. Yüzyıllar sürmüş hakimiyet kavgaları Avrasya'da nice savaşlar çıkarmış iken, birlik tüm istekleri tatmin edebilir: Ruslar da Türkleri oradan çıkarmadan İstanbul'u başkent edinebilirler; Türkler ise Kırım ya da Taşkent'le komşu olur, Yakutistan'ın uzak elmas madenleri ve Pravoslav Türklerinin diyarları, tek bir Rusla savaşmadan elde edilir. Ortadoğu birkez daha, hep ait olduğu Avrasya'ya dahil edilir; Washington'dan, Londra'dan, Brüksel'den gelecek emirlere boyun eğmez. Çok uzak bir yer olmaktan çıkan Türkiye Bağdat'la Kiev'den, Belgrat ve Kahire'den, Vladivostok ve Ankara'dan gelenlerin buluşma yeri olur. Bir kez daha çift başlı kartalı Doğu uygarlığımızın, Ortodoks ve Müslümanların birliğinin sembolü olarak yükseltelim, hükümdarımıza iki ünvanı, İslam halifesi ve Ortodoksların imparatoru sıfatını verelim, küçük milliyetçilikleri geçmişe gömelim ve tarihte yepyeni bir çağ başlatalım. Bu Doğu Milletler Topluluğu (Commonwealth), Doğu Roma'nın, Bizans'ın Rus ve Osmanlı imparatorluklarının bu varisi devasa maddi ve manevi kaynaklara hakim olacak, bir süpergüç olacak, Birleşik Avrupa, ABD ve Çin'in karşısına çıkacaktır. Bu Milletler Topluluğu hem manevi hem maddi amaçlarla birleşecektir. Doğu ve Batı metafizik temellerde bölünmüştür. Batıda Mammon (Para Tanrısı) galip gelmiştir. Batı iştaha korkunç bir imanı, bireyci başarıya dizginlenemez hırsı, alabildiğince tüketme hak hatta görevini kabul etmiştir. Dayanışmaya, "insanın mutlak özgürlüğü" adı altında egoizmi tercih etmiştir. O kadını erkeğe benzetmeye çalışarak yoketmiş, erkeği kadınla rekabete sokup yoketmiştir. Tanrı'yı reddetmiştir, kiliseleri bomboştur, şehirleri iş merkezlerinin etrafına kuruludur; bizimkiler ise bilgi, sanat ve duanın etrafına kurulu. Doğu daha Hıristiyan kalmıştır; bence İslam Ortodoks Hıristiyanlıktan, Jean Calvin'in Kalvinist Protestanlığının olduğundan daha uzak değildir. Doğu Mammon'u reddeder, çünki biz Tanrı'ya inanırız; bizce manevi ihtiyaçlar maddeden önce gelir, hiçbirimiz Hz. İsa'yı reddetmeyiz. Kadınlara saygı gösteririz, çünkü Hz. Meryem'i reddetmeyiz. Doğu hala tabiatı sever, ahlaksız zenginliği kötüler, emeğe saygı duyar, uyumu başarının üstünde tutar. Adam gibi erkekleri ve hanım gibi kadınları severiz, çünkü gelenek ve aileye saygılıyız. Batı göçebe bir uygarlık düşler; burası aile ve topraktan kopuk atomize bireylerin bir açık toplumudur. Doğu illetler Topluluğu'nda biz başka yönde ilerleyeceğiz. Göçü zorlaştırıp sermaye hareketini teşvik edeceğiz. Özerklik taraftarıyız; çünkü özerk iradeler kendi yerel ihtiyaç ve isteklerini daha iyi bilirler. Batı özel mülkiyetin kutsallığını savundu. Biz de o küçük iken ona saygılıyız, ama aşırısını reddediyoruz. Biz süper zenginlere ağır vergi koyacağız, gerekirse malını millileştirecek, şirin bir Anadolu ya da Sibirya köyüne yeniden eğitime göndereceğiz. Milli kaynaklar özeleştirilmeyecek, yabancılara toprak satışı yasaklanacak, köylüler toprağından edilmeyecek. Kenti değil köyü teşvik edeceğiz. Batı özel hayatın her alanına müdahale ederken biz Doğu'nun kadim özgürlüklerini savunacağız. Komşularımıza çok iyi dost olacağız; ama bunu istemezlerse de yaman düşman olacağız. Bu hayal, Avrupalı Kuzey Amerikalı ve Çinli süpergüçlerin vatanlarımızı sömürgeleştirmesine karşı tek çıkış yoludur. Yoksa sömürgeleşme devam eder.(http://cihanhakimiyeti.blogcu.com/Siyonculuk/) |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar cebe'e Teşekkür Ediyor... |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|