|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Arama | Bugünki Mesajlar | Forumlar? Okundu Kabul Et |
Hertelden Her Telden Muhabbet Burada |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
22.08.2008, 19:21 | #1 |
Usta Yiğido
WåñTêd_øØ7 Şuan
Tournaments Won: 2Üyelik Tarihi: 05.02.2008
Mesajlar: 1.335
Tecrübe Puanı: 761
|
Osmanlı Padişahlarına ve sadrazamlarına atılan iftiralar
Yıldırım Bayezid İçki İçti ve İntihar mı Etti?
Bursa’da Ulu Câmi’yi yapan, Emir Sultan Buhari’nin kayınpederi olan ve İslâm’a aykırı işlere mânî olmadıklarından dolayı bazı kadıları cezalandırmaya kalkışan Yıldırım Bayezid’in, bir içki müptelâsı olduğu aslâ iddiâ edilemez. Ayrıca Molla Fenâri veya Emir Sultan’ın, içki içtiği için Yıldırım Bayezid’in şâhitliğini kabul etmediği iddiası da doğru değildir. Belki Molla Fenâri’nin, bir konuda şâhitliği arzu edilen Yıldırım’ın, cemaatle namazı terk etmesinden dolayı şâhitliğini kabul etmediği doğrudur; o da bunun üzerine cemaatle namazı terk etmemek için sarayının yanına yeni bir câmi inşâ ettirmiştir. Ancak, Yıldırım Bayezid devrinde işin biraz gevşediğini kaynaklar kaydetmiştir; lâkin bu, onun içki içtiğini göstermez. Hattâ bazı kaynaklar, Bayezid’in Sırp Kralı Lazar’ın kızı Marya (Despina) ile evlendikten sonra, bu kadının Müslüman olmaması veya başka sebeplerle, az bir süre için de olsa içki kullandığını ifade etmektedir. Ne zaman içki içmeye başladığı belli değildir; fakat hemen tövbe ederek Ulu Câmi’yi inşaya başladığı ise, yine kaynaklar tarafından açıklanmaktadır. Şâyet geçici süre içki içmiş olsa bile, bu günahı açıktan yaptığını ve içkili sofralar düzenlediğini söylemek söz konusu olamaz. Şer’an içtiğinin ispatı da hemen hemen mümkün değildir. Yıldırım’ın intiharı iddiâsı ise, muteber yerli ve yabancı kaynaklarda yer almamaktadır. Sadece, Fuad Köprülü’nün bazı zayıf rivâyetleri zorlama yorumlara tâbî tutarak, Cumhuriyetin ilk yıllarında dile getirmesinden sonra mesele alevlenmiştir. Mükrimin Halil Yinanç ve İsmail Hakkı Uzunçarşılı gibi tarihçiler, bu iddiânın tamamen yanlış olduğunu delilleriyle ortaya koymuşlardır.(1) Fatih’in İçki İçtiği Doğru mu? Fatih’le alâkalı iddiâların hiçbir güvenilir kaynakta yeri yoktur. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) övdüğü bir devlet adamına, bu nevî iftirâ ve isnatları hiçbir delile dayanmadan seslendirmek ise, belli çevrelerin kasıtlı yayınları olarak değerlendirilmelidir. Mevcut Osmanlı ve hattâ Bizans tarihlerinin hiçbirinde, Fatih’in içki içtiğine dâir yazılı belge sayılabilecek bir bilgi bulunmamaktadır. Yalnızca, Fatih’in şiirlerinde geçen bazı tâbirleri, İstanbul’un fethinden dolayı gururları incinen bazı Batılı tarihçilerin kendilerine göre yorumları vardır. Fatih, Avnî mahlasıyla yazdığı şiirlerde, kadından ve şaraptan bahsetmiştir; ancak bunlar, divan edebiyatımızdaki mecaz ve istiare gibi kurallar çerçevesinde söylenmiştir ve özel mânâlar taşımaktadır. Divan edebiyatını bilenlerin hiçbiri 500 yıl boyunca, bu şiirlere bakarak Fatih’e böyle bir iftirada bulunmamıştır. Fatih, yazdığı gazellerde kullandığı şarap ve benzeri kelimelere, ince remizler, mecâzî mânâ ve mazmunlar yüklerken, bir gün gelip de birtakım araştırma ve ilim özürlü insanların bu kelimelere gayr-ı meşru anlamlar yükleyeceklerini tahmin bile edemezdi. Onun şarabı Mevlânâ’nın, Hacı Bektaş’ın ve Hacı Bayram’ın kasîdesinde demlenmektedir ve ilâhî aşkın mest eden şarabıdır.(2) IV. Murad Sefih ve İçkici miydi? IV. Murad’ın sefâhat içinde olduğunu söylemek tamamen yanlıştır ve hiçbir temel tarih kitabında böyle bir şeye rastlanmamıştır. IV. Murad ve diğer padişahların gayr-ı meşru kadınlarla beraber olmaya ihtiyaçları yoktu. Zirâ, teserrî dediğimiz câriyelerle, meşrû dairede hayat yaşamaları her zaman mümkündü. Nitekim, IV. Murad’ın, Ayşe Sultan isimli bir hanımı ve karı-koca hayatı yaşadığı yedi sekiz de câriyesi olduğu nakledilmektedir. IV. Murad’ın açıktan içki kullandığına dâir rivâyetler de kesin doğru değildir. Gizlice ve buhran dönemlerinde içki kullansa bile, açıktan içki içtiği ve sarhoş olduğu söylenemez. İçki düşmanı olan bir pâdişahın, içkici ve sarhoş biri olduğunu söylemek çok zordur. Fakat yine de gençliğinde böyle bir günaha girdiğini de ihtimâl dâhilinde görüyoruz. Gizlice içse dâhi, bundan pişmanlık duyduğunu anlıyoruz.(3)
__________________
Nefsini baş tacı eden , Dinini hor görür...
|
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
|
|