|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Arama | Bugünki Mesajlar | Forumlar? Okundu Kabul Et |
Hertelden Her Telden Muhabbet Burada |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
11.08.2009, 23:34 | #1 |
Usta Yiğido
65serdal58 Şuan
Son Aktivite: 07.05.2016 11:20
Üyelik Tarihi: 17.04.2009
Yaş: 42
Mesajlar: 7.612
Tecrübe Puanı: 1336
|
KIZILDERİLİ BİLGELİĞİ
KIZILDERİLİ BİLGELİĞİ
Son ağaç kesildiğinde, Son nehir kirlendiğinde, Son balık avlandığında, Paranın yenemeyeceğini anlayacaksınız. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Batıl İnanç mı? Yoksa Süper Algılama mı? Günümüzün mantıksal dünya görüşü açısından bakıldığında, bu sezgisel ruhsallığı yanlış anlamak çok kolaydır. Kızılderililerin yaşam felsefesine, antropologların sürekli inceleyecekleri ve kendine özgü bir çekiciliği olduğu kadar inkar edilmeyen ama bugün inanabileceğiniz türden de olmayan harika hikayeler ve batıl inançlarla dolu ilginç bir kutsal miras olarak bakmak da kolaydır. Oysa batıl inanç olarak görülen şey aslında süper algılamadır. Modern insanın ruhsallığı algılama eksikliği, bu halkları, “ilkel” olarak görmelerine yol açmış olabilir. Fotoğrafları çekildiğinde ruhlarını kaybettiklerine inanmaları gibi basit bir örnekten sıklıkla söz edilir. Bu, bizim teknolojik bakış açımıza göre saçma veya gülünçtür ancak ayrıntılı incelemeler göstermiştir ki, onlar çok daha derin bir gerçekliği deneyimlemektedirler. Kızılderililer için her şey kutsaldır ve ruhla hayat bulur. Bu nedenle tüm eylemlerimiz ruhsal eylemlerdir ve onlara görünmez dünyanın ruhuyla yaklaşılmalıdır. ESKİ YOLLAR Fırtına Kuşunun Ruhu Yeryüzü’nün dört köşesine uçar Ve insanları geri getirir Yaşamın doğal yoluna, Ne din yolundan Ne de Kızılderili yolundan, Bir zamanlar tüm insanlığın olan “Eski Yol”dan… WA’NA’NEE’CHE’ [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Sioux’lar, eski günlerde, Kutsal Bizon’un nasıl da dört ayak üzerinde durduğundan söz ederlerdi. Bizim zamanımızda ise bizon tek ayak üzerinde sendelemektedir. Bu, insanlığın her şeyin mükemmel dengede olduğu “Altın Çağ”dan günümüzdeki uyumsuzluk durumuna “düşüşünün” efsanesini hatırlatmaktadır. Dünyanın her tarafında, başka başka kültürlerde de buna benzer öyküler vardır. Hindistan’ın Vedik Hinduları çağımızı Kali Yuga-Karanlık Çağ olarak adlandırırlar, Antik Yunanlılar buna Demir Çağı, Mayalar ise Son Güneş der. Altın Çağ’da, atalarımızın ütopyası olan “Yaşamın Kutsal Çemberi” kırılmamıştı. Şifacı Şamanlar büyük mucizeler yaratırlardı, ruhsal dünya ile fiziksel dünya arasındaki iletişim açık ve kolaydı, insanlar “Eski Yol” a göre Toprak Ana’yla uyum içinde, tüm yaşama saygı duyarak yaşarlardı. Sioux Şifacı Şamanı Aksak Karaca, “Kızılderili dinleri bir biçimde aynı inancın, aynı gizemin birer parçasıdır” der. Bu orta ruhsallık “Eski Yollar” ın bir yankısıdır; Aborijinler, Afrikalılar, Asyalılar ve diğer eski halklar tarafından da işitilen bir yankı. Onların gelenekleri de bir şekilde “aynı inanışın, aynı gizemin” bir parçasıdır. Gerçekten de, atalarımızdan kalan anılara baktığımızda, onların yaşama karşı ortak bir yaklaşımları olduğunu görebiliriz. Bu kadim ruhsallık, ölü bir dinsel gelenek değildir, aksine “Altın” zamanların bir yankısıdır, hatırasıdır. Ve şimdi bütün bu eski kültürlerin yok edilmesiyle bizlere kalan, yankının yankısı, hatıranın hatırasıdır. Bu Altın Çağ’ın gerçekten var olup olmadığı önemli değildir. Önemli olan, bunun güç ve tını taşıyan bir söylence olmasıdır. “Eski Yollar”ın hatırasını yitiren modern dünya kayıptır artık. Modern dünya yaşamın ruhsal boyutunu anlamaktan çok uzaktır. Eski Halkların söylencelerinde zaman doğrusal değil, daireseldir ve bu “Karanlık Çağ” elbet bir gün “Altın Çağ”a dönüşecektir. Belki de, bizi gelecekteki “Altın Çağ”a götürecek olan, eski halkların belleklerindeki “Eski Yollar”a ait anılardır. Önce geriye bakmalıyız ki, ileriyi görebilelim. ÇALIŞMA: YAŞAM AĞI Doğanın sözsüz öğreticiliğine dikkat kesilin. Bu büyük Yaşam Ağı’ndaki yerinizi duyumsayın. Sizi var eden bu yere ruhunuzla uzanın. Ayrı bir kişi olma kimliğinizi aşın ve “Bütünün Bilgisi”ne ulaşın. Kara Geyik şöyle der: “Evren ve onun bütün güçleriyle ilişkiyi, onunla birliği fark ettiklerine, huzur insanların ruhuna girer ve Wakan Tanka’nın evrenin merkezinde olduğunu anladıklarında bilirler ki, bu merkez her yerdedir, her birimizin içindedir.” Kalbinizi, kıymeti bilinen ama hiçbir zaman çözülemeyen, yaşamın bu Büyük Gizem’ine açın. Buradayım, Gör beni. Ben güneşim, Gör beni. Kaynak: Kızılderili Bilgeliği Timothy Freke, Wa’Na’Nee Che - Meta Basın Yayın [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
KIZILDERİLİ ATASÖZLERİ | 65serdal58 | Hertelden | 11 | 03.08.2009 21:32 |