Arşivler Çöpte!

[Sivaslilar.Net]

Türkiye'de sayılı adet basılan, dağıtımında da bir o kadar titizlikle hareket edilen, kamu kurumlarınca itina ile arşivlenen Resmi Gazete'nin ortalama 4 yıllık arşivi ayaklar altında!...

Kim yada kimler tarafından bırakıldığı bilinemeyen Resmi Gazeteleri, bulunduğu arazi ise madde bağımlılarının meskeni haline gelmiş durumda.

limizde bulunan atık ve mezbelelik durumundaki yerlerin sayısı her geçen gün geçtikçe çoğalıyor. Artan bu tabloya yetkililer çare bulamazken, ortaya çıkan görüntüler ise herkesin aklında soru işaretleri bırakıyor.
Alkol ve uyuşturucu madde bağımlısı vatandaşların mesken edindiği yerler arasına Örtülüpınar Mahallesi de eklendi.
Hacıoğlu Camii arkasında bulunan mezbelelik ve atık halindeki boş arazi, halk arasında müptezel olarak tabir edilen insanların adeta yuvası haline gelmiş durumda. Ortaya çıkan görüntüler arasında ayrı bir durum ise, resmi kurum ve kuruluşların titizlikle arşivlediği, sakladığı Resmi Gazete'nin ortalama 4 yıllık arşivinin, arazide atık halde bulunması.

ARŞİVLER KİME AİT!
Osmanlı Devleti'nin çıkardığı dünyanın en eski Resmi Gazeteleri'nden olan ve II. Mahmut döneminden bu zamana kadar yayınlanan, ismi hususunda birçok değişiklik yapılarak en son Resmi Ceride adıyla 17 Aralık 1927 tarihinde 763. sayısından sonra Türkiye Cumhuriyeti Resmi Gazete adını alan mecmuanın bu yere kim veya kimler tarafından atıldığı akıllarda soru işareti bırakıyor.
Haftalık çıkan ve Türkiye genelinde 2 bin adet dağıtılan gazetenin, hangi kimlik ve vasfa sahip insanlar tarafından atılması, bu durumun yetkililer tarafından göz ardı edilmesi, vatandaşları oldukça tedirgin ediyor. Birçok kamu ve kurumların özenle sakladığı gazete arşivinin, bu gibi yerlerde gün yüzüne çıkması, "Acaba yetkililer, arşivi burada mı saklıyor?" sorusunu akıllara getiriyor.
Türkiye Cumhuriyeti Resmi Gazete'nin geçmişteki tarihine baktığımızda ise, cevaplanması gereken başka bir soru ortaya çıkıyor. "Acaba tarihe ne kadar saygımız var?"
Kuruluş yıllarından bu zamana kadar bakıldığında birçok tarihi aşamaları beraberinde getiren gazete, ilk olarak Takvim-i Vekayi adı altında Osmanlı Devleti'nin çıkarttığı dünyanın en eski resmi gazeteleri arasına girmişti.
II. Mahmut döneminde 11 Kasım 1831 yılında Takvim-i Vekayi olarak haftada birgün yayınlanan gazetenin "Resmi" olan bir bölümü bugünkü Resmi Gazete'nin nüvesini oluşturmaktadır. 1878 yılında yayımı durmuş, 1891 yılında yeniden yayıma başlamış bir müddet sonra tekrar kapanmıştır. Meşrutiyeti müteakip 15 Eylül 1908 tarihinde yeniden faaliyete geçirilmiştir. Son nüshası 2 Kasım 1922 tarihini taşımaktadır.
TBMM'nin 23 Nisan 1920 tarihinde teşekkülünden sonra dahi İstanbul Hükümeti'nce bir yandan Takvim-i Vekayi'nin neşrine devam edilirken 7 Teşrinievvel 1336'da (1920) TBMM Hükümetinin Resmi Gazetesi olarak Ceride-i Resmiye haftada bir yayınlanmak üzere çıkarılmaya başlanmıştır. Bu Gazetenin yayınında da zaman zaman aksamalar olmuştur. 10 Eylül 1339 (1923) tarihini taşıyan 22 nci sayıdan itibaren Resmi Ceride adı altında yeniden yayıma başlanmıştır. Ancak yayında gene aksamalar olmuştur. Bakanlar Kurulunun Mayıs 1341 tarih ve 1970 sayılı kararnamesi ile yürürlüğe konulan "Resmi Ceridenin Sureti Muntazamada Neşir ve Muamelatının Tarzı İcrası" hakkındaki Talimatnamenin kabulüyle muntazaman yayına geçmiştir.
Resmi Ceride 17 Aralık 1927 tarihini taşıyan 763. sayısından itibaren Türkiye Cumhuriyeti Resmi Gazete adını almış olup o günden bugüne muntazaman yayınlanmaktadır. Bütün bu özellikleri taşıyan değerli bir evrakın ayaklar altında, atık halde bulunması ve bulunduğu yerin hangi amaçla kimler tarafından kullanılması bilinmezlik taşırken, vatandaşlar en kısa sürede bu bölgenin temizlenmesini ve yetişen çocuklar açısından güvenli bir hal almasını istiyor.