|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
27.01.2009, 10:48 | #1 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2174
|
u: Filistin'de Isgalin ve Direnisin Tarihçesi
Filistin'de son birkaç yildir yasananlar Oslo'da baslayan "baris süreci"nin sonu degil sonuncusuydu. Bir çok siyasî gözlemci, dirilen intifadayi baris olasiligina vurulmus bir darbe olarak gördü. Hatta daha da ileri gidip Filistinlilerin bu süreci adeta baltaladigi ve onunla da kalmayip çocuklari askerlerin önüne sürüp, ölmelerine neden olduklari yazildi. Yüzlerce müslümanin katledilmesinin faturasi yine onlara çikartilmaya çalisildi ve hala da çalisiliyor. Tüm bu isabetsiz gözlemler sorunun baslangicindan beri Filistin'in sömürgelestirilme tarihinin parçasidir ve bu yüzden de anlasilir açiklamalardir. Filistin direnisini tam manasiyla anlayabilmek için onun tarihine bir göz atmak gerekir:
1896'da siyasi siyonizmin babasi olarak bilinen Theodor Herzl bir Yahudi devletinin gerekliligi tezini ortaya atti. Ancak o dönem çok fazla taraftar toplayamadi. Bir yil sonra Isviçre'de toplanan "Birinci Siyonizm Kongresi"nde Yahudi Devleti'ni kurmak amaçli bir takim kararlar alindi: Filistin Allah tarafindan Yahudilere verilmis topraklardir. Filistin'e Yahudi göçünü özendirmek gerekir. Bunu basarmak için malî destek saglayacak örgütlenme gerçeklestirilmeli ve diger ülkelerin destegi saglanmalidir. Böylece bölgede sömürgeci çikarlari olan Ingiltere'nin destegi saglandi. 1904'te Herzlöldü, ancak onun temelini attigi siyonizmin ana siyasî taktigi hiç degismedi. "Emperyalist bir merkezin güdümünde ve onun çikarlarinin hizmetinde bir Yahudi Devleti kurma fikri ve bunun olasi yerel direnisleri kirmanin tek çaresi olarak görülmesi." Her zamanki gibi sömürgeci iktidar, yaptigi haksizliklari "ilerleme ve aydinlanma" kilifiyla örtüyor. Yahudilerin büyük kismi, bu devletlesme hareketinden uzak duruyor ve Filistin'i bir vatan olarak görmüyor. Siyonist örgütlerin malî destegi ile göç eden 120 bin Yahudi'nin çogu sonradan geri dönüyor. 1917 Balfour Deklerasyonu ile Israil Devleti'nin kurul masinin ilk adimi atiliyordu. Filistin Yahudiler için "millî yuva" ilan ediliyor ve bunun yerli halkin varligim tehdit etmedigi ileri sürülüyor. Hem göç eden Yahudilere destek olmak, hem de Filistin'de olabildigince çok toprak satin almak için, özellikle Amerikali Siyonistlerin destegi ile "Millî Yahudi Fonu" olusturuluyor. Satin alinan topraklar Yahudilerin kollektif mali kabul ediliyor, baska birisine satilmasi ve kiralanmasinin önüne böylece geçilmis oluyor. 1929'da Zürih'deki kongrede "millî yuva" Yahudi Devleti olarak aniliyor, Akabinde Filistin'de gerçeklesen gösteride bir çok Arap ve Yahudi ölüyor. Kisa bir süre sonra Hitler'in Almanya'da basa geçmesi ile baslayan Yahudi soykirimi Siyonistlerce kullanilarak, göçün hizi arttirilmaya çalisiliyor, ancak bir hizlanma görülmüyor. 1936'da Yahudi göçmenlerinin sayisinin Ingilizlerin koydugu kotayi bile asmasi Filistinlilerin silahli ayaklanmaya baslamalarina sebep oluyor. Bu kargasada Yahudiler 10.000 kisilik silahli "Haganah"i kuruyor. 1939'dan itibaren baris görüsmeleri basladi. Ingiltere ayaklanmanin büyüyüp, sömürgeci emellerinin sekteye ugramasindan korktugundan, Yahudi yerlesimcilerin azalmasi yönünde baski yapip, Yahudilerin formal bir ordu kurmalarim da reddetti. Ancak Yahudi gerillalari Irgun ve Haganah düzenli saldirilara çoktan baslamislardi. 1946'da Amerika'daki seçimleri Truman kazandi ve Filistin'de iki devletin kurulmasini destekledigini açikladi. Ingiltere 1947'de konuyu BM'ye havale ederek bölgeden çekildi. Ayni yil BM tarafindan kabul edilen "Filistin taksim plani" iki bagimsiz devlet kurulmasini ve Kudüs'ün uluslararasi bir sehir olmasini öngörüyordu. Ancak bu da sürecin devamindan baska bir sey demek degildi; nitekim: 1) Nüfusun %31'i Yahudi oldugu halde Filistin'in %56'si Yahudi Devleti'ne birakildi. Bu bölgede yasayan nüfusun yarisinin da tüm etnik temizlige ve göçe zorlamalara ragmen Araplar olusturuyordu. 2) Yahudilere ayrilan topragin %90'i ve narenciye agaçlarinin da %87'si resmen Filistinliler'indi ki, bu Filistin tarafinin iktisadî gelisimini baltaliyordu. Böylece Yahudi devletine ve diger ülkelere bagimli bir devlet olmus olacakti. 3) Bu karar göçe zorlanmis 3.200.000 Filistinli mültecinin ülkelerine dönmesini de içeriyordu. Ancak Israil tarafindan buna müsaade edilmedi, aksine tüm Filistin'e yayilan Siyonist terörü 750.000 Filistinlinin daha sürülmesine neden oldu. Köyler basilip, köylüler yerlerinden edildi, direnenler katledildi, çocuklu kadinli 254 kisinin katledildigi Dir Yasir katliami bu saldirilardan sadece biriydi. Katliami Irgun ve Israil'in Özgürlügü komandolari gerçeklestirdi. BM kararindan sadece 6 ay sonra durum suydu: Siyonistler Kudüs'ü ikiye böldüler ve Ürdün'le paylastilar. Filistin'in %77'sini isgal ettiler. 340 köy, sehir yikilmis, nüfusun %70'i sürgün edilmisti. Filistin toplumunu mahveden bu yil "nakbah (felaket)" adiyla anilmaya baslandi. Nakbah'i takip eden 1,5 yil içinde sürgün edilen Filistinlilerin yerine 648.000 Yahudi yerlestirildi. 19481956 arasinda 5000'e yakin Filistinli memleketine dönmeye çalisirken can verdi. Israil'in gözü doymuyor ve Filistinlilere kalan %23'lük dilimde de saldinlara ve iskencelere devam ediyordu. Han Yunus'ta 275, Refah'ta 3 Filistinli öldürüldü. Ariel Saron'un basinda oldugu bir gerilla Kibya köyünde 45 evi bombaladi ve onlarca kadinin ve çocugun ölümüne sebep oldu. Israil tüm bu saldirilari, kendilerim savunduklari kilifiyla örtmeye çalisiyordu. Ancak bu açiklamalar dünya kamuoyunu tatmin etmiyordu, nitekim yalan olduklari da ortaya çikiyordu. Israil uluslararasi arenada sarsilmis pozisyonunu düzeltmek için yeni bir taktikle Misir'a ajanlar gönderip,
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] CANDA ÖZÜR OLMAZ... |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|