Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Sivas Rehberi > Sivas Belediyeleri > Gümüşdere Belediyesi
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
 
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 19.02.2009, 02:28   #11
cafer_ank
Yiğido
NO AVATAR
 
cafer_ank Şuan cafer_ank isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 07.04.2009 02:02

Üyelik Tarihi: 04.02.2009
Mesajlar: 79
Tecrübe Puanı: 622 cafer_ank FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: GÜMÜŞDERE'LİLERİN SOHBET ALANI

Günümüzde çeşitli fikir akımları ve cereyanlar var; bunlar olacaktır da. Her şeyden evvel insanımız, boğucu bunalımlar içindedir. İlimlerin esası araştırmaya götüren şüpheler olduğu gibi, fikir akımlarının menşei de, bir bakıma bunalımlardır.

Asra göre ihtiyaçlarını tam temin edebilmiş ve tabiî gelişmesini sürdüren topluluklarda (içtimaî) sıkıntılar yok denecek kadar azdır. Maddî-mânevî ihtiyaçları giderilememiş ve fıtrî gelişmesini hızlandıramamış topluluklarda ise, iç ve dış baskı ve zorlamaların giderek artmasıyla, buhranlar da o kadar fazladır.

Bunalımlar ve içtimaî hercümerç; kar, tipi ve fırtınalara benzerler ve çok defa neticeler itibarıyla da güzeldirler. Zira toplum, buhranlarla yeni oluşum ve yeniden şekillenmeye zorlanır ve bu sayede yaşadığı devrin idrakine erer. Bir cemiyet, yaşadığı devri bilmiyor, aksiyon ve reaksiyonlarıyla o devrin hâdiselerinin içinde olamıyorsa, o cemiyeti yaşıyor kabul etmek mümkün değildir; zira o, mecbûrî bir çöküş yolundadır.

Günümüzde, tabakât-ı beşer çapındaki çalkalanmaların arkasında hiç şüphesiz işte bu tarz bunalımlar ve iç-dış baskıların statükonun duvarlarını zorlamasıyla da yeni oluşum ve yapılanmalara açılmalar var. Bu umumî çalkalanma ve oluşumdan yıkılmadan sıyrılabilen milletler, paylarına düşeni alacak ve yepyeni bir dünya kuracaklardır.

Milletimiz ve bağlı bulunduğumuz milletler topluluğunun da, bunun dışında kalması herhalde düşünülemez. O da, ihtimal; bunalımdan bunalıma mâruz kalacak, sıkıntıdan sıkıntıya düşecek ve bin türlü sancı çekecek; ama neticede kendi olarak mutlaka dirilecektir.

Asıl mesele ise, bütün bu olup bitenlerden sonra, yeni oluşu, köklü, eskimez ve sarsılmaz prensiplere uygun olarak mükemmel hazırlayabilmektir. Aksine, içtimâînin kanunları bilinemez, tedavi de ilmî olarak yapılamazsa, ters ve olumsuz davranışlar, her şeyi alt üst de edebilir.

İşte bugün biz, böyle bir “olma” veya “olmama” durumuyla karşı karşıya bulunuyoruz. Ya bütün bu buhranlardan sonra derin bir idrak ve iz’anla, milletçe kurulmasını tasarladığımız dünyayı kuracak ve huzura ereceğiz veya bir kısım küçük hesap ve çıkarlar uğruna, çekilen binlerce ızdırabı semeresiz kılacak bir anlayış ve davranışla –Allah korusun– gerisin geriye gideceğiz.

Doğrusu ittifak ve iftirak (birlik ve ayrılık) mevzuu, günümüzde ehemmiyetini koruyan en aktüel konulardan biridir. O, her devirde ehemmiyetini korusa bile, yeni bir dünyaya göre hazırlanmanın gerekli, hem çok gerekli olduğu bir dönemde, ciddiyeti giderek artan ve bütün içtimâî meselelerin önüne geçen bir mevzu hâline gelmiştir. Asırlardan beri faturasını milletin ödediği anlamsız bir ihtilâf ve iftirak, hissîliğin ön aldığı günümüzde endişe verici buutlara ulaşmıştır. Çok rahatlıkla söylemeliyim ki, dirilişimiz için bundan daha büyük bir tehlike tasavvur etmek mümkün değildir.

Toplumumuz, bugün ilmî ve fikrî yapısı itibarıyla olabildiğine sığ, kalbî ve ruhî hayatı itibarıyla oldukça fakir; lider ve rehberleri itibarıyla sahipsiz ve acınacak bir hâldedir. Bağnazlık ve müsamahasızlığın beslenip kaynaklandığı böyle bir vasat yok edilmedikten sonra, ittifak ve ittihadı düşünmek oldukça zor olsa gerek.

Zira, anlaşma ve uzlaşma, her şeyden evvel bir akıl ve mantık işidir. Akla ve mantığa dayalı bir vahdet ve gönül birliğidir ki, dayanabilir ve uzun ömürlü olur. Ne var ki, günümüzde daha çok hissî bir vahdet ve kardeşlik söz konusu. Bu ise zayıf, yetersiz ve kısa ömürlüdür.
Fethullah Gülen
cafer_ank isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
 


Konuyu Toplam 2 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Elbeyli'lerin sohbet alanı umit_koc Köylerimiz (Sivas Köyleri) 24 27.03.2011 21:00
Fuar alanı olmazsa olmaz Sivaslilar.Net Anasayfa Haberler 13 03.03.2010 11:47
Edukeyf (Online Radyo , Video , Tv, Sohbet , Burç , Haber, Gazete vb) edukeyf Full Program Download 0 10.12.2009 18:56
Ücretsiz Web Alanı Veren Siteler Serd@r Bilgisayar ve İnternet Dünyası 3 26.03.2008 13:25
Sanal sohbet neden tehlikeli? seva Arşiv 2 26.03.2008 11:29


WEZ Format +2. ?uan Saat: 17:44.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.