Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
Hayata Dair! - Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar
Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Hertelden
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Hertelden Her Telden Muhabbet Burada



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
 
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 25.07.2009, 03:01   #21
Kardelencicegi
Navigator
 
Kardelencicegi - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kardelencicegi Şuan Kardelencicegi isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5470 Kardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: HAYATA DAİR......

Şaka yoluyla birçok doğrunun söylenebilineceği unutma.
Zaten ben diyorum her sakanin ardin da birazda gercek yatar.
Hice yanilmiyorum galiba


HAYATI TERSTEN YAŞAMAK YAHUT HAYATA DAİR

Dünyaya gelişimiz de buradan göç edip gidişimiz de irademiz dışındadır. Yüce Allah bize hayat denen nimeti hiçbir ücret istemeden bahşediyor. Fakat bizden sadece kendisine sadık ve sorumlu bir kul olmayı istiyor. Bu mükellefiyet de ayrı bir nimetin kapısını açacak bir anahtar hükmünde sunuluyor biz kullara. Gerçek bir kul gibi yaşayanlar ve yaradılış gayesine vakıf olanlar ebedî cennetle ödüllendiriliyor.

Yaşamak pek çok güzelliğin yanında acıları da beraberinde getiriyor şüphesiz… İnişli çıkışlı bir güzergâhtır hayat yolculuğu. Yorulanları affetmiyor bu zorlu yarış. Geride kalanlar kolay kolay menzile varamıyor. Yere düşüp kalanları eziyor geriden gelenler. Demek ki düşmemek gerek bu uzun ve zorlu yarışın dikenli etaplarında. Düşenin dostu olmaz.

Hayat onca zorluğu beraberinde getiriyor. Çocukluktan ihtiyarlığa varıncaya kadar nice badirelerden geçiyor insan. Çocukluk günlerinde her şey tozpembe oluyor. Yaş ilerledikçe sıkıntılar da ona paralel bir biçimde ilerliyor. Meslek edinmek için uzun yıllar okula bağlı bir hayat sizi çepeçevre sarıp sarmalıyor. Evlilikle beraber çocuklar giriyor hayatımıza. Onların meseleleriyle uğraşırken yaş da bir taraftan ilerliyor. Tam huzura kavuşacağınız anda hastalıklar yokluyor yorgun bedeni. Onlarla savaşırken bir de bakıyorsun ki musalla taşındasın. Zaten bundan ötesi iraden dışında kalıyor. Durum bundan ibaret olmasına rağmen muzip ve kurnaz bir insan, hayatı tersten yaşamanın güzelliğini dile getirmiş bir yazısında. İsmi belli olmayan bir kişinin kaleme aldığı bu enteresan metin hem güldürüyor hem de düşündürüyor bizi. Keşke" diyoruz ama keşkeler yapayalnız ortada kalıveriyor. Dilerseniz "Hayatı Tersten Yaşamak" konulu bu anonim kurguyu gözden geçirelim. Bakalım nasıl olurdu hayatı tersten yaşamak. Bugünküne benzer miydi yaşadıklarımız? İşte hayatın tersten yaşanışı ve bunun hayatımıza kattığı güzellikler:

"Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş şeklidir. Şüphesiz ki yaşamı tersten yaşamak daha güzel, hatta mükemmel olurdu? Nasıl mı?
Camide uyanıyorsunuz. Bir tahta sandık içerisinde, herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyorlar ve tüm haklar helal edilmiş vaziyette. Tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve ağırbaşlı olarak. Herkes etrafınızda, büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar, torunlar, hepsi hazır. Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.

Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz. Ne güzel, hazır maaş, hazır ev...
Altmışlı yaşlara kadar her şey garanti, huzur içinde yaşıyorsunuz. Sağlığınız gittikçe düzeliyor, kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. Bir gün çalışmak istiyorsunuz ve işe ilk başladığınız gün size hoşgeldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol saati veriyor patronunuz. Genel müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan olarak işe başlıyorsunuz. Herkes karşınızda elpençe divan…

Vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler de başlıyor. Gittikçe zayıflıyor, forma giriyorsunuz. Diğer hormonal aktiviteler artıyor, fevkalade…

Aman ne güzel günler başlıyor… Derken bir gün patron size "Artık üniversiteye gitsen daha iyi olur." diyor. Bu arada babanız ortaya çıkmış, "Fazla çalıştın" diyor "Artık eve dön, işi bırak, okumaya başla, harçlığın benden olsun." Keyfe bakar mısınız? Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor. Ekmek elden, su gölden bir dönem başlıyor. Partiler, diskotekler... Kızların sayısı artıyor. Derken anne ve babanız sizi götürüp getirmeye başlıyor, araba kullanma derdi de yok artık...

Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, "Evde otur, keyfine bak, oyuncaklarınla oyna" diyorlar. Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor

ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz. Derken anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor. Mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde hazır. Bir gün karanlık ve sıcak bir ortama giriyorsunuz. Beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok, bir kordondan besleniyor, sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırtısız bir ortamda yaşıyorsunuz. Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini alıyorsunuz. Ve günün birinde müthiş keyifli bir orgazm ile hayatınız bitiyor...

Nasıl ama; işte yaşamak!.."

Gerçekten de tadına doyum olmazdı hayatı tersten yaşamanın. Şayet böyle bir imkân olsaydı bugünkü mutsuz ve gelecekten ümitsiz insan kitleleri olmazdı. Dünya daha yaşanır bir hâl alırdı. İnancı ne olursa olsun bütün insanlık barış ve huzur içinde yaşama fırsatı kazanırdı.

Hayat güçlü ve hazırlıklı insanların tutunabildiği bir limandır. Zaten hayat biraz da inanmak ve mücadele etmek değil midir? Yarı yolda yorulanlar, hayat yokuşlarında yürümeyi her halükârda devam ettirmelidir. Yokuş çıkılmadan menzil görülmez. İnsanoğlu nefsin fesatlarından arındıkça kendi muhayyilesi berraklaşacak ve görüş alanı kat kat genişleyecektir.

Hayat sanıldığı kadar uzun değildir. Gerçi mühim olan zamanın uzunluğu değil, içinin nasıl doldurulduğudur. Yaşamak bir nehir misali sonsuzluğa akmaktır. Bu akışta tılsımlı bir güç vardır. Böyle olmasaydı insanoğlu yaşamını güzelleştirmek için bu kadar çırpınmazdı. Bizler hayatı tersten yaşayamıyorsak da mevcut durumda ve şartlarda en güzel hayatı yaşayıp kötü anıları bertaraf etmeliyiz. Son olarak şunu söylemek istiyorum. Yaşarken bin düşünüp bir karar verin. Çünkü hayatın kalemi olsa da silgisi yoktur. Yaşananlar bir şekilde bizim birer parçamız olur.

İyi veya kötü anılar hayatımızın vazgeçilmezleridir. Bir anlamda hayatın tuzu biberidir onlar. Bunu böyle bilmeli ve yaşadıklarımızı zaman zaman gözden geçirmeliyiz. Hayat denen bu çetin oyunda herkes kendi rolünü oynuyor. Her ne kadar yaşayacaklarımız evvelden planlanmışsa da bu bizim irademizi devre dışı bırakmaz. Kul günahını da, sevabını da kendi çağırır. Bu yönüyle hayat, gönüllü kurbanlarla beslenen bir canavardır. Bu canavarı kuzuya dönüştürmek de maharetli gönüllerin işidir.

M.Nihat Malkoç
__________________

Konu Kardelencicegi tarafından (25.07.2009 Saat 05:46 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Arka Arkaya Mesajlar Yazdığınızdan Dolayı Flood Önleyici Devreye Girdi.Mesajlar Sistem Tarafından Otomatik Olarak Birleştirilmiştir..
Kardelencicegi isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
 


Konuyu Toplam 3 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 3 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hayata Gülümseyen Gözlerle Bakmak Kardelencicegi Serbest Kürsü 19 16.06.2009 19:24
Bir engelli Hayata nasıl bakar... seva Hertelden 31 20.04.2009 14:56
Fikra(lar) RaZZcE Köşe Yazıları 273 23.03.2009 16:44
HAYATA DAIR KAFKASKAR Serbest Kürsü 6 27.11.2008 22:20
HAYATA DAİR 40 ALTIN KURAL fratt Arşiv 2 26.09.2007 15:15


WEZ Format +2. ?uan Saat: 10:12.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.