|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Arama | Bugünki Mesajlar | Forumlar? Okundu Kabul Et |
Sivaslı Önemli Şahsiyetler Sivaslı Önemli Şahsiyetler |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
03.12.2009, 20:17 | #41 | |
Usta Yiğido
Kibrisli Şuan
Son Aktivite: 15.04.2015 05:22
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 4.738
Tecrübe Puanı: 1186
|
Cevap: 2.CUMHURBAŞKANIMIZ İSMET İNÖNÜ
Alıntı:
Saygılar...
__________________
TÜRKİYE İÇİN AB'YE HAYIR üzä kök tänri basmasar, asra yir telinmeser, Türk budun ilingin törüngün kim artatı udaçı erti?
|
|
05.12.2009, 08:25 | #42 | |
Usta Yiğido
Urumçi Şuan
Son Aktivite: 07.06.2011 16:22
Üyelik Tarihi: 31.08.2009
Mesajlar: 988
Tecrübe Puanı: 655
|
Cevap: 2.CUMHURBAŞKANIMIZ İSMET İNÖNÜ
Alıntı:
İlk olarak Atatürkçülük diye temellendirilen düşünce sistemi zaten 1923-1940'ı baz alır. Buna müteakip 1939lardan başlayarak inönü çizgisine kayma vardır. Bunu nereden anlıyoruz TDK tarafından daha önce çıkartılan kitaplara dahi ölümünden sonra Atatürk ile ilgili onca asılsız laf girmiştir ki günümüzde dahi bunu Atatürk düşmanları propaganda olarak kullanıyor biliyorsunuz zaten. İkinci olarak betimlediğiniz bir şey var Atatürk yanından uzaklaştırmadı diyorsunuz. Şu günlerde gündemde olan Dersim olayından sonra Atatürk'ün hükümetten istifasını sağladığı ve İnönü ile görüşmelerini kısa ve resmiyete tabii tuttuğu bilinen bir gerçek. İşte orada bir husus var İnönü varlıklı bir paşa idi ve varlıklı bir devlet adamı olarak yoluna devam ederken hiçbir mali kaygısı olmamıştır da neden Atatürk çocuklarının eğitimini karşılamayı vasiyetnamesine yazmıştır. Bu biraz da konu üzerinde döndürülen spekülatif bazı anlatıları destekler bir durumdur. Demekki İnönü'ye ve varlığına karşı bir tehdit vardı birileri tarafından demekten alıkoyamıyor insan kendisini. Velhasılı kelam bu spekülatif söylevlerde de zaten Atatürk, İnönü'nün öldüğünü duyunca rahatlar... Neyse İnönü'nün denge politikasından 1942 yılında tamamen sapıp, Sovyetlere şirin görünme vasıtasıyla uydurma bir Türkçülük davası peydah ettiğini biliyoruz ki, bunlar faşizan eğilimler olarak günümüzde yaftalanıyor ancak bu olaydan seneler önce mussolini faşizmini yeren yazılar yazmıştır ve mussolinin faşist toplum ve iktisat teorilerine belki de bu ülkede en çok karşı duran bir insan olurken, Türkçü düşünce sistemini ve Atatürkçülüğü savunan yegane bir insan olmuştur. Görüyoruzki o dava esnasında zabıtlarda Alparslan Türkeş dahi kemalist olarak adlandırılmıştır. Neyse konuyu daha bir açarsak, Atsız'ın Saraçoğlu'na mektupları bu davaya sebep olarak gösterildiğinde hemfikiriz. Peki bu mektuplarda devlet kadro ve kademelerin gayri milli görüşler etrafındaki insanlar tarafından dolduruluyor olması, o gayri milli görüşlerin 1939'da daha Azerbaycan'ı işgali ve o görüşlere dahil insanların bu ülkenin geleceği olan eğitim sisteminin tepesinde ve içinde yer almasına karşı çıkmış, bunun yanında ister sabahattin ali isterse Hasan Ali Yücel ve bunun fikir prensipleri köy enstitülerinde konuçlanmalarının yanı sıra milli eğitim sistemine konuçlanmaları sonucu ülkede ilk marksist-materyalist-leninist eğilimler baş göstermiş ardında 60 kırılması başgöstermiştir. Bunları biliyoruz. 27 Mayıs ihtilaline İnönü nufuzu sonrasında oluşturulan konjonktürel yapılar ve 70'li yıllarda chp vasıtasıyla, bu olaylara kayıtsız kalınması ya da desteklenmesi sosyalist yayılmacılıktaki tutumuna aşikar bir durumdur. Neyse oralara tekrar ileride dalıcağım Türkçülük davası ile ilgili ilişkisi ispatlanamamıştır derken karşımıza 19 Mayıs 1944 nutku çıkıyor, ve bu davada taraf olduğunu ispatlıyor bu durumda. Şu Erdal İnönü meselesini ortadan kaldıralım önce. Önce teşekkür ederim çünkü çoğu sosyalist o eylemi sağcılara maal etmekte hala, bunun farkında olmanız sevindirici ancak Seksen öncesi sol konjonktürlerin birbirleriyle çatışması bir gerçektir... Bu çatışmalar belgelenir ve hatta bu grupların taraf yayınları tarafından dillenir. Ancak günümüzde ister medya ister yanlı yayınlar olsun onları da sağ olarak nitelendiriyor. 80 öncesi sol gruplar içinde çatışmalar buna rağmen aşikar. Mesela 1968'de odtü seçimlerinde - ki Erdal İnönü'nün rektör olduğu yer ve zaman dilimi - Taylan Özgür ve grubunun Demokratik Sol diye adlandırdıkları bir gruba "Devrimci Şiddet" uygulamaları gösterilebilir. Üstelik o seçimleri sol bir grup kazanırken buna rağmen şaibe katıldığını iddia ederek rektörlüğe karşı bir harekette düzenleyebilirler. Neyse Erdal İnönü'nün Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına sahip çıkması, odtü'de onları polise teslim etmemesi de aşikar bir durum. Erdal İnönü'nün siyaset arenasında CHP devamı SHP'yi Sosyalist/marjinal çizgiye taşıdığı da aşikardır... Neyse kopmayalım. Evet Ecevit'in yani inönü'nün karaoğlan'ının da CHP içinde bu oluşumlara yer verdiği bir gerçektir, daha önce bu forumda bunu da dillendirmiştim. Ancak, ilk kadrolaşma hareketleri İnönü dönemine rastlar ve bunu dillendiren adamlar Türkçülük davasıyla muhattap olur. Neyse 27 Mayıs ihtilaline İnönü ve yandaşlarının katılım sebebi Asker olmalarından ziyade İnönücü bir darbeyi engelleyecek oluşuma sahip olmakken pek yazıkki bunda başarılı olamamış ve bununla beraber 14 adı altında sürgün ateşeliklere gönderilmişler sonrada istifa etmişlerdir. Bu dönemde günümüzde müzmin sosyalist olarak adlandırılan insanlar peki ne yapmaktadır, hala kadrolaşmaya devam etmektedirler. Ve 1968 sonrası olaylar patlak verir ki bu olaylar esnasında inönü sağdır ve o dönemden 80 öncesi olaylara ışık tutan ayrışmaya ve desteğe sebep verir. İnönü'nün oğlunun üniversitesi de kurtarılmış bölge diye adlandırılan bir bölgedir. Peki bu olaylara ilişkin bir hareketin 70 cuntasından sonra vasıfsız kalmasını nasıl açıklayabiliyoruz. Sebebi şiyardır, 70 cuntasının yaratıcıları İnönü yanlısı komutanlardır, bunda herkes mutabıktır. Peki 70 cuntasından sonra gelişen siyasi olaylar kimin lehine olmuştur, Türkiye'de onca kurtalırmış bölge, onca devrim mıntıkası olmasına kolluk kuvvetlerinin yetersizliği sebebiyet verip bu neticede Türk Milliyetçileri sokaklara dökülmüştür. 80 öncesi sol hareketleri 60lı yıllarda destekleyen insanlar kimlerdir peki: Hasan Cemal, Ahmet Emin vs. Yani İnönü Cumhuriyeti ve onların yazarları... Pekala bu gazetenin 1942 kırılmasından sonra Türkçülük ve Milliyetçilik karşıtı tutumu da aşikar idi... Aynı tarihlerde sosyalist düşünce sistemine dahil tutumları oluşmakta 1950lerde alevlenmekte 1960lardaysa meyvalarını vermekte idi. Köy enstitüleri mevzusuna gelelim, köy enstitülerine karşı olunmasının sebebi köy enstitülerinin içinde konuçlanan marksist/materyalist düşünce sistemidir. Bunda mutabıkız, milli eğitim sistemimizin içerisinde gayri milli görüş ihtiva eden müdürlere ve öğretmenlere sahip, üstelik bu müdürler ve öğretmenler seçmece olarak atanan bir müesseseye karşı olunmuştur sadece. Peki köy enstitülerinin müdürleri kimlerdir: Halit Ağanoğlu, Remzi Özyürek, Rauf İnan gibi daha sonraları kendilerini sosyalist düşünceye adayacak ve hatta 60lı yıllardaki ilk eylemleri tertip edecek olanlar idir. Sabahattin Ali meselesine hiç değinmeye gerek yoktur zaten. Hım evet bu arada kapatılması İnönü dönemine rastlar ama dönemin başbakanı dolayısıyla Milli Eğitim sisteminin bağlı olduğu kişi. Kapanmasına vesile olan Adnan Menderes idir, İnönü sadece buna seyirci kalabilmiştir. Hah aynı zamanda Atatürk'ün kapattığı Mason localarını İnönü açtırmıştır. 1948 marshall yardımı yansımasıdır. Marshall yardımı esnasında amerika-rusya arasındaki bloglaşma tam manasıyla oluşmamıştır, müttefiklik arkası çekinceler ve sürüncemeler zıtlıklara vesile olmaktadır. O esnada Amerika bölge üzerinde müttefik arayışına marshall yardımıyla ulaşmaya çalışmış ancak hiçbir zaman ulaşamamıştır. Bunun yaptırımı olarakta ülke sanayileşmesine marshall anlaşmasıyla ket vurulmuş ve Türk ekonomi sistemini oluşturan sanayileşme durdurulmuştur. Buna müteakip Adnan Menderes'in başbakanlığa gelmesi, demokrat-liberal bir başbakanlık Sosyalist düşünceye yakın bir oportünist Cumhurbaşkanlığı çekişmesinde Türkiye'ye bilinçsizde olsa bir inisiyatif kazandırmış ve Sovyet-Amerikan çekişmesinden az da olsa fayda sağlanmıştır. Amma velakin ne yazıkki bu durum biraz da şansa tekabül ediyor... Bu esnada ister askeriye de Cumhurbaşkanının atamalarıyla, isterse öncesi milli eğitimde İnönü zihniyetinin yerleşmesiyle bir leninist konjonktür oluşmakta. Daha sonra meyvelerini bir güzel görüyoruz zira. Peki bakıyoruz İnönü döneminde Türk Milliyetçiliği adına neler yapılmış diye? 1944 hürriyet filamalarıyla sokağa dökülmüş Atatürkçü Türk Milliyetçisi gençlik bastırılmakta, Hükümetler Türk Milliyetçiliği politikalarından uzaklaşmakta bunu da en fazla CHP ve İnönü müdahaleleri sağlamakta, CHP ve İnönü yanlısı medya boy boy güney amerika devrimi örneklemekte, Sosyalist kalemlerin övgüleriyle politika izlemekte ve Milliyetçiliğe karşı bir propaganda içermekte. Esasında temeline baktığımız zaman Türk Milliyetçiliğinin, Atatürk Milliyetçiliği diye tanımlanan 82 anayasasıyla önümüze servis edilmiş milliyetçilikten pek bir farkı olmadığını ve Türk Milliyetçiliğinin oluştuğu yılların Atatürk'ün vefatı sonrası uygulanan projelerin ve eylemlerin neticesinde olduğunu görmemiz mümkün. Peki budöneme en hakim insan kimdir? İsmet İnönü elbette. Cumhuriyet Tarihindeki Atatürk'ten sonraki en etkin insandır ve 2. Adamdır denildiği gibi. Peki bu dönemde neden Türk Milliyetçiliği oluşmuş neden İslami içerikli partiler etkinleşip yek başlarına iktidara taşınmıştır. Bunun sebebi inönü politikalarıyla izah edilebilir. Türk Milliyetçiliğinden uzaklaşıldığı için Türk Milliyetçiliği oluşmuş ve güçlenmiş aynı zamanda, devlet din düşmanı olarak lanse edilebilecek projelere adım atılmıştır. Adnan Menderes'in seçim propagandasıdır "Ankara'nın kalbine öyle bir mabet dikeceğimki her yerden görülecek". Yani toplumu Türk ve Müslüman olan bir devlette, devlet Müslümanlık ya da Türklüğe uygun politikalar yürüteceğine Marksist-Leninist ve dialektik materyalist düşüncelere imtiyaz sağlamıştır. Bunu da az önce betimlerdiğimiz gibi mimarı İnönü'dür. Ancak inönü icraatları neticesinde bundan paye Atatürk'e biçilir zira o dönemin şartlarıyla oluşturulan kemalizm ve Atatürk muzmin bir sosyalist olarak tanımlanır. İşte bu da inönü kemalizmidir. Bu noktada kemalizme sahip çıkanların büyük çoğunluğu inönü kemalizmi yaptığıiçindir ki ben Atatürkçülük olarak tanımlıyorum o farikayı NOT: Halide Edip ve Adnan Adıvar her daim cuntayı savunmuşlardır. Rauf Orbay "dahi" demişimdir. İnönü'nün kurtuluş savaşına katılımı sovyet desteğinin ardına zirayet ederki düşündürücüdür. İnönü'nün gerçekleştirttiği Dersim Harekatı'nı da canı gönülden destekleyenler Sovyetler ve dünyadaki sosyalist kalemlerin olması - ki bundan sonra Hükümetten uzaklaşır devlet adamlığından - gibi gibi gibi.. Açıklayamadığım hususlar varsa mazur görün, fazla vakit bulamıyorum şu sıralar aceleci bir yazı oldu... Ha unutmadan İnönü/Ecevit çekişmesi aynı Türkeş/Yazıcıoğlu ayrılığına varır. Liderlik çekişmesidir birisi başarılı olmuştur, biri ayrılmıştır. Başarılı olan çekişmede eski liderlerin çoğunun yapacağı gibi İnönü'de Ecevit'e asıllı ithamlarda bulunmuştur ama aynı hareketleri çok seneler evvelinden kendisi yapmaya başlamıştır.
__________________
Türk Tarafından, Türk İçin, Türk'e Göre... |
|
05.12.2009, 08:34 | #43 |
Usta Yiğido
Urumçi Şuan
Son Aktivite: 07.06.2011 16:22
Üyelik Tarihi: 31.08.2009
Mesajlar: 988
Tecrübe Puanı: 655
|
Cevap: 2.CUMHURBAŞKANIMIZ İSMET İNÖNÜ
birçok yanlış yapmışım değiştiremiyoruzda
buradan redakte edeyim, mussolini faşizmini eleştiren Nihal Atsız, adıvarlar da mandayı savunur, hoş o da bir nevi cunta ama :=)
__________________
Türk Tarafından, Türk İçin, Türk'e Göre... |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Sabiha Serin Siir Kösesi | Sabiha Serin | Şiirler | 169 | 02.09.2010 11:50 |
Dünyanın en iyi 4. stadı! İnönü | WåñTêd_øØ7 | Spor Haberleri- Sivas Amatör Takımları - Diğer Sporlar | 1 | 12.08.2009 10:37 |
Fasıl Dinle - İsmet ATEŞ / Ferdi ATEŞ | bademix | Arşiv | 0 | 17.08.2008 00:59 |
İsmet Arzuman Hakemliğ Bıraktı | _DuMaN_58 | Spor Haberleri- Sivas Amatör Takımları - Diğer Sporlar | 1 | 04.04.2008 17:49 |