![]() |
#341 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5479
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Dudakla Bardak Arası [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Eski Sisam krallarından Ancee adında bir zalim, yeni yaptırdığı bir bağa üzüm kütükleri diktiriyormuş İşlerin bir an önce bitmesini sağlamak için de kölelerini hiç dinlenmeden çalıştırıyormuş O zavallı kölelerden biri, bir gün pek bitkin düştüğü için dayanamaz ve zalim krala: - Niçin bu kadar acele ediyorsunuz efendim? Siz bu bağın üzümlerinden yapılacak şarabı hiçbir zaman içemeyeceksiniz ki! deyivermiş Kral biraz kızmışsa da sesini çıkarmamış Nihayet gün gelip üzümler yetiştikten sonra, kral köleler de dâhil herkesin hemen toplanmasını emretmiş Bir müddet sonra da o bağın üzümlerinden yapılmış şaraptan bir bardak getirilmesini emretmiş Daha önce kehanet gösterisinde bulunan köleyi de huzuruna çağırtmış Şarap bardağını eline alarak: - Söyle bakayım, benim bu şaraptan hiçbir zaman içemeyeceğimi tekrar iddia edebilir misin? diye sormuş Köle söyle cevap vermiş: - Belli olmaz efendim İçebileceğinizi söyleyemem Çünkü dudak ile bardak arasındaki mesafe çok uzundur O arada başınıza neler gelebileceğini de bilemem! Köle sözlerini bitirir bitirmez, içeri kralın adamlarından biri girmiş Bir yaban domuzunun bahçeye girdiğini ve asmaları kırıp döktüğünü söylemiş Kral elindeki bardaktan bir damla dahi içmeden hemen dışarı fırlamış Bahçede domuzun bulunduğu yere koşmuşKral ve domuz arasında öldüresiye bir mücadele başlamış Sonunda yaban domuzu mızrak gibi azı dişleriyle, Sisam kralının karnını yarıp ölümüne sebep olmuş Kral bostanda, bardak masada kalmış Şu söz bu olayı güzel bir şekilde ifade ediyor: "Nasip ise gelir Hint'ten Yemen'den, Nasip değil ise ne gelir elden?" Kalbinize yakin bulduklarınızı çantada keklik sanmayın Sıkıca asilin onlara tıpkı hayata asıldığınız gibi Çünkü onlarsız hayat da anlamsızdır Hayati çok hızlı koşmayın, nereden geldiğinizi ve nereye gittiğinizi unutmayın Hayatin bir yarış değil, her saniyesinin tadı çıkarılması gereken güzel bir yolculuk olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Dün tarih oldu Yarin bir sır Bugünün kıymetini bilin [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#342 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5479
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] ZAMANIN DEĞERİ HAKKINDA UYGULAMALI BİR DERS [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Aşağıdaki gerçek hikâye Kellog Business School’da (Northwestern Üniversitesi) iş idaresi master öğrencileri ile Zaman Yönetimi dersi profesörü arasında geçer: Profesör sınıfa girip karşısında duran dünyanın en seçilmiş öğrencilerine kısa bir süre baktıktan sonra, “Bu gün Zaman Yönetimi konusunda deneyle karışık bir sınav yapacağız” dedi. Kürsüye yürüdü, kürsünün altından kocaman bir kavanoz çıkarttı. Arkadan, kürsünün altından bir düzine yumruk büyüklüğünde taş aldı ve taşları büyük bir dikkatle kavanozun içine yerleştirmeye başladı. Kavanozun daha başka taş almayacağına emin olduktan sonra öğrencilerine döndü ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu. Öğrenciler hep bir ağızdan “Doldu” diye cevapladılar. Profesör “Öyle mi?” dedi ve kürsünün altına eğilerek bir kova mıcır çıkarttı. Mıcırı kavanozun ağzından yavaş yavaş döktü. Sonra kavanozu sallayarak mıcırın taşların arasına yerleşmesini sağladı. Sonra öğrencilerine dönerek bir kez daha “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu. Bir öğrenci “Dolmadı herhalde” diye cevap verdi. “Doğru” dedi profesör ve gene kürsünün altına eğilerek bir kova kum aldı ve yavaş yavaş tüm kum taneleri taşlarla mıcırların arasına nüfuz edene kadar döktü. Gene öğrencilerine döndü ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu. Tüm sınıftakiler bir ağızdan “Hayır” diye bağırdılar. “Güzel” dedi profesör ve kürsünün altına eğilerek bir sürahi su aldı ve kavanoz ağzına kadar doluncaya dek suyu boşaltı. Sonra öğrencilerine dönerek “Bu deneyin amacı neydi” diye sordu. Uyanık bir öğrenci hemen “Zamanımız ne kadar dolu görünürse görünsün, daha ayırabileceğimiz zamanımız mutlaka vardır” diye atladı. “Hayır” dedi profesör, “bu deneyin esas anlatmak istediği " Eğer büyük taşları baştan yerleştirmezsen küçükler girdikten sonra büyükleri hiç bir zaman kavanozun içine koyamazsın" gerçeğidir”. Öğrenciler şaşkınlık içinde birbirlerine bakarken profesör devam etti: “Nedir hayatınızdaki büyük taşlar? Çocuklarınız, eşiniz, sevdikleriniz, arkadaşlarınız, eğitiminiz, hayalleriniz, sağlığınız, bir eser yaratmak, başkalarına faydalı olmak, onlara bir şey öğretmek! Büyük taşlarınız belki bunlardan birisi, belki bir kaçı, belki hepsi. Bu akşam uykuya yatmadan önce iyice düşünün ve sizin büyük taşlarınız hangileridir iyi karar verin. Bilin ki büyük taşlarınızı kavanoza ilk olarak yerleştirmezseniz hiç bir zaman bir daha koyamazsınız, o zaman da ne kendinize, ne de çalıştığınız kuruma, ne de ülkenize faydalı olursunuz. Bu da iyi bir iş adamı, gerçekte de iyi bir adam olamayacağınızı gösterir”. Profesör, ders bittiği hâlde konuşmadan, oturan öğrencileri sınıfta bırakarak çıktı... [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Kardelencicegi'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#343 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5479
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Nereden Geldiğini Unutmayacaksın!!! Ünlü basketbolcu Hidayet Türkoğlu esiyle birlikte Eminönü’nde geziyordu. Nereden Geldiğini Unutmayacaksın!!! Önce akvaryumcuları dolaştılar Kapalıçarşı Nurosmaniye Yerebatan Sarnıcı Ayasofya Sultanahmet Topkapı Sarayı Gülhane Parkı derken Yeni Caminin önüne kadar geldiler. Orada bağıra bağıra simit satan bir çocuk vardı. Basketbolcu birden durakladı... Sonra simitçiye yaklaştı: - Simit'in kaça koç ? - 300 bin abi. Çıtır çıtır.... - Tezgahta kaç simit var ? - 70-80 tane var herhalde... - Hepsini alsam ne tutar ? - Seksen desek 24 milyon. - Al sana 30 milyon... Farz et ki hepsini aldım... -Sağ ol abi... sağ ol... Basketbolcu üç onluk çıkartıp simitçinin önüne bıraktı. Eşi şaşkındı. Üç beş adım yürümüşlerdi ki eşine yaklaşıp fısıldadı. - Hidayet sen deli misin ? - Yooo - Peki yemediğimiz simitlerin parasını niye verdin ? - Boş ver sorma. - Diyelim ki soruyorum. Hem de ısrarla soruyorum. - Öyleyse söyleyeyim. - Lütfedersiniz beyefendi. - Tablanın kenarı dikkatini çekti mi ? - Hayır. - Baksan görecektin. Tahtaya bir isim kazınmıştı. - Nasıl bir isim ? - Hidayet ! - Yoksa ? - Evet o tezgah eskiden benimdi. (Bu hikayeyi Hidayet tv8 de katıldığı bir programda kendisi anlatmıştır..) Alıntı... [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 4 Kullanıcı Kardelencicegi'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#344 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() altuntas58 Şuan
![]() Son Aktivite: 11.10.2012 20:24
Üyelik Tarihi: 29.08.2006
Yaş: 71
Mesajlar: 38.469
Tecrübe Puanı: 4540
![]() |
![]() güzel ve anlamı bir hikaye hideyette geldiği yeri unutmamış
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı altuntas58'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#345 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5479
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() YAŞLI ADAM... [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Yaşlı bir adam emekliye ayrılır ve kendine bir lisenin yanında küçük bir ev alır. Emekliliğinin ilk bir kaç haftasını huzur içinde geçirir ama sonra ders yılı başlar. Okulların açıldığı ilk gün, dersten çıkan öğrenciler yollarının üzerindeki her çöp bidonunu tekmelerler, bağırıp, çağırarak. Bu çekilmez gürültü günler sürer ve yaşlı adam bir önlem almaya karar verir. Ertesi gün çocuklar gürültüyle evine doğru yaklaşırken, kapısının önüne çıkar, onları durdurur ve, "Çok tatlı çocuklarsınız, çok da eğleniyorsunuz. Bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum sizden. Ben de sizlerin yaşındayken aynı şekilde gürültüler çıkarmaktan hoşlanırdım, bana gençliğimi hatırlatıyorsunuz. Eğer her gün buradan geçer ve gürültü yaparsanız size her gün 1 dolar vereceğim" der. Bu teklif çocukların çok hoşuna gider ve gürültüyü sürdürürler. Birkaç gün sonra yaşlı adam yine çocukların önüne çıkar ve onlara şöyle der, "Çocuklar enflasyon beni de etkilemeye başladı, bundan böyle size sadece 50 sent verebilirim." Çocuklar pek hoşlanmazlar ama yine devam ederler gürültüye. Aradan bir kaç gün daha geçer ve yaşlı adam yine karşılar onları. "Bakın" der, "Henüz maaşımı alamadım bu yüzden size günde ancak 25 sent verebilirim, tamam mı?" "Olanaksız bayım" der içlerinden biri, "Günde 25 sent için bu işi yapacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Biz işi bırakıyoruz."... [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı Kardelencicegi'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#346 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5479
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Eğer... Onu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz... Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla o hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... Ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin... Onunlayken pervaneleşen yelkovanlar, onsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain... Sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, ondan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa ve o, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa... Dünyanın en güzel yeri onun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse... Hayat onunla güzel ve onsuz müptezelse... Elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, onun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar... Her şiirde anlatılan oysa... Her filmin kahramanı o... Her roman ondan söz ediyor, her çiçek onu açıyorsa... Bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa, iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa, iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa... Eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire onu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın o olduğunu adınız gibi biliyorsanız... Mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona o diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi ona yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke o anlatsa" diye iç geçiriyorsanız... Kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü... Özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu... Hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız... Onsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse... Ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse... Gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de; bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep onun yüzü suyu hürmetine... Uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa... Dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa... Nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız... Kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim... Gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa... Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla... O halde bugün sizin gününüz!.. "Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz. *Can Dündar* [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Kardelencicegi'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#347 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5479
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Çam Ağacı ve SEVGİ
Bilir misiniz sevgi aslında bir çam ağacına tırmanmak gibidir. Kolay değildir çam ağacına tırmanmak.Bazen ona bakarsınız,ne kadar heybetli deyip,korkarsınız. Bazen de haydi bir cesaret başlarsınız tırmanmaya. Yavaş veya hızlı bu size kalmıştır. Dallarına tutunarak tırmanırsınız.Her bir dalı sevginin kollarıdır aslında. Her adımda dinlenmek için,yaşamak için durursunuz ama o kadar ağırsınızdır ki 50 kg. bile olsanız o dal sizi tutamaz.Çünkü sadece et ve kemikten değilsinizdir. Zaman ilerledikçe ağırlığınız artar.Geçmişte yaşadıkları insanı 200kg.a ulaştırıverir. Sonunda tırmanmaya başladıkça dallar kırılmaya başlar. Yükseldikçe elinizi attığın her dal incelir ve biran gelir düşüverirsiniz. Çoğunlukla iki düşünce vardır düşenlerin yüreklerinde; -Bu ağaçın dalları çok ince , bu ağaç çok yüksek . Vazgeçersiniz -Başka çam ağaçlarını denemeliyim. Sevgide aynı şeyleri yaşar ve sonunda yeniden düşer ve Vazgeçersiniz Yeniden,yeniden,yeniden düşmek;Kafaüstü,yüzüstü,oturar ak veya ayaklarınızın üzerine ne farkeder ki! Canınız yanar,öylesine yanar ki;Can acınızı unutur,kalp acınızı ömür boyu çekersiniz. Nedir unuttuğunuz ? ÇAM AĞACININ DALLARI DEĞİLDİR SEVGİ,SEVGİ ÇAM AĞACININ GÖVDESİDİR. ÖYLE BİR YAPIŞICIKSINIZ Kİ GÖVDESİNE BİR BÜTÜN OLACAKSINIZ. HER BİR DAL KIRILMAYA BAŞLADIĞINDA SİZ GÖVDESİNE TUTUNACAKSINIZ. SONUNDA, EN TEPEYE ÇIKTIĞINIZDA BÜTÜN DALLAR KIRILMIŞ OLSA BİLE ÇAM AĞACININ GÖVDESİ SAĞLAM KALMIŞTIR. İŞTE SEVGİ BUDUR. Kolay değildir sevgi;Çam ağacının tepesine çıkmak da öyle.Başaranlardan olmanız dileğiyle Ve Son Söz Çam ağacının solmuş yapraklarını toprakta göndünüz mü? Göremezsiniz,o sevgi ağacıdır,sevginin dalları vardır ancak küçük bir meltemle bile kopacak yaprakları yoktur. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Kardelencicegi'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#348 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5479
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Benden size bugün şuan yazılmış bir hissedilmişlik ![]() Ballı börekli bir sabaha merhaba derken göz bebeklerim, kapitalist sistemin çığırtkan bandocuları gibiyim … her bir sabah güneşle birlikte aydınlatır ruhum dünyayı.. sevecen uykumdan uyanırken sabaha karşı ,eğriliyor doğrucu Davut düşüncelerim .. penceremden izliyorum günün ilk ışıklarının yanışını sokak lambalarından… hayat kimilerine her sabah yeniden işkence ederek zulmediyor, kimilerine ise verdiği şansı yineleyerek açık çeklerini dağıtıyor arsızca… peki ya ölüm… ölüm nasıl bir girdap ,nasıl bir bilinmez labirenttir ki ,hep çeker içine her saniye yeni birini .. yok oluş bir varoluş aslında .. her daim birileri yok oluyor ,birileri var oluyor.. bu kısır döngünün en acımasız ikilemi ise , yok oluşun insanın ciddiye almadığı gerçekliği… bir gün yok olacaksak bu dünyadan her zerremizle , her zerremizle insan olmaya çalışmak gelmeli en öncelikli listemizde… bir uyku kadar kısa geçiyor ömür insanoğlu için … gözünü bir kapatıp bir açana kadarki filmin bari yakışıklı bir insaniyet taşısın en azından.. en azından ezbere yaşadığın replikleri daha bir düşünerek söyle , film aralarında soluklanırken sessizce dön de bir bak geride ne çekmişsin film kaydına, ne kadar uzun bir filmin var ,ne kadarı dolu ne kadarı boş çerçevelerde saklı … sen ey insanoğlu ! bir gün elinde çektiğin filmle duracağın ilahi adaletin önünde , seni hayvandan ayıran özelliklerden ne kadar nasibini almışsın göreceksin.. kendin kendini izlerken mutlu olabileceğin,vay be diyebileceğin şeyler yap da bari yaşamaya değer bir hayat yaşamış olasın … şimdi sormaya başla kendine . kaç tane yetimin başını okşadın ? kaç dertlinin derdine çare oldun ? kaç yanılmış insanı yanlışından döndürdün? kaç kere cebinden bir simit parası da olsa çıkarıp bir fakire fukaraya verdin ? kaç kişiyi affettin ? kaç kişiye söylediğin ve pişmanlık duyduğun şeyden ötürü, özür dilemeyi küçük düşmek olarak değil de yüce bir erdem olarak görüp özür diledin ? kaç kere çok kin duyduğun birine hadi affettim seni , bu seferlik de böyle olsun dedin ? kaç kere düşündün Yüce yaratıcıyı ? kaç kere O’nunla konuşup derdini yandın ,yardım diledin ? İhtiyacın olmadığı anlarda da o YÜCE YARATICI ile kaç kere sırdaş oldun ? Her şeyin Ondan geldiğini düşünerek kaç kere sabrettin olaylar karşısında ? İnsanın en başına gelmeyecek türden kötü bir şey başına geldiğince kaç kere buna da şükür, ALLAH´ım beterinden koru dedin ? Kaç kere sevmeye çalıştın hiç sevmediğin birini ? Yalnızca ALLAH için kaç kere unutarak barıştın küstüklerinle ? İşte hayat kıyamete kadar uzayıp giden sorularla dolu iken biz hala nerdeyiz hiç düşündün mü ? Hiç düşündün mü aynanın karşısına geçip de ben kimim diye ? Kendi sorularımızaa verdiğimiz cevaplarımız olumlu yönde değiştikçe biraz daha insanız demektir… Ne kadar insansak da o kadar yaşamış, o kadar bu dünyaya ve kendimize değer katmış ve insan olarak ölmüşüz demektir… Şimdi herkes eline bir ayna alsın ya da aynanın karşısına geçsin .. Herkese kolay gele .. C)alinti [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Kardelencicegi'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#349 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5479
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Bazen kaybetmek gerekiyor be kardeşim [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Bazen kaybetmek gerekiyor be kardeşim, Nasıl olduğunu anlamak için sevginin, saygının... O zaman daha bir kıymetli oluyor aşk Daha bir özen gösteriyor insanoğlu... Bazen kaybetmek gerekiyor be kardeşim, Ağladığın omzu, hoş sohbetleri... O zaman insan daha bir sıkı sarılıyor eşine, dostuna, Daha bir değerli oluyor ilişkiler... Bazen kaybetmek gerekiyor be kardeşim, Sabah güneşini, çayın kokusunu, denizin dalgasını O zaman daha bir anlam kazanıyor yaşamanın önemi Daha bir tadı oluyor sabahları şükretmenin Bazen kaybetmek gerekiyor be kardeşim, Elde avuçta ne varsa, dibe vuracak kadar belki de O zaman daha bir kıymetli oluyor eldeki kuruşun değeri, Daha bir düşünüyor insan harcarken parasını Bazen kaybetmek gerekiyor be kardeşim, Elinden yitirip gitmesini görmek hayallerinin, arzularının... O zaman daha bir bağlanıyorsun umutlarına Daha özenle seçiyorsun kelimelerini dualarında Ve daha bir mutlu ediyor sunulan nimetler Bazen kaybetmek gerekiyor be kardeşim Sadece kaybetmek... Sonrasında neler kazanacağını daha iyi anlaman için Daha bir itinayla seçilmeye başlanıyor hedefler, hayaller... Bazen kaybetmek gerekiyor be kardeşim Sadece elindekinin kıymetini bilmen için.... [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Kardelencicegi'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#350 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() aysima58 Şuan
![]() Son Aktivite: 07.12.2015 00:23
Üyelik Tarihi: 19.03.2010
Mesajlar: 12.478
Tecrübe Puanı: 1800
![]() |
![]() canım ellerine sağlık hepsi birbirinden güzel paylaşım için teşekkür ederim gülüm.
|
![]() |
![]() ![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar aysima58'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Günün, Ayet ve Hadisi | altuntas58 | Serbest Dini Konular | 19 | 13.11.2011 16:09 |
-CUMA SOHBETLERİ- | Abdurrahman 58 | Dini sohbet | 50 | 28.08.2009 08:50 |
Peygamber Efendimizin tüm Ramazan boyunca okuduğu dua:)) | seva | Dualar | 0 | 19.08.2009 17:02 |
Acıklı bir aşk hikayesi :) | gürün_güzeli | Hertelden | 0 | 27.06.2008 18:09 |
Bİr Gelİncİk Hİkayesİ | bayatlı kenan58 | Arşiv | 0 | 23.05.2008 16:58 |