Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
UYAN TÜRKİYE... - Sayfa 8 - Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar
Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Köşe Yazıları
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Arama Bugünki Mesajlar Forumlar? Okundu Kabul Et

Köşe Yazıları Köşe Yazarlarının Yazıları



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 19.09.2010, 11:40   #71
ÖnceVatan_58
Usta Yiğido
 
ÖnceVatan_58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
ÖnceVatan_58 Şuan ÖnceVatan_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 15.07.2012 09:54

Üyelik Tarihi: 03.05.2008
Mesajlar: 3.605
Tecrübe Puanı: 967 ÖnceVatan_58 FAZLA SÖZE GEREK YOKÖnceVatan_58 FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart Cevap: UYAN TÜRKİYE...

100 AKP GERÇEĞİ

RTE: “Irak’ta savaşan ABD’li kahraman bay ve bayan askerlere, en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en kısa zamanda dönmeleri arzusuyla dua ediyoruz.”


1. Başbakan Erdoğan bir Amerikan gazetesine yazdığı makalede Irak’a savaşmaya giden ABD’li askerlere dua etti:
“Irak’ta savaşan ABD’li kahraman bay ve bayan askerlere, en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en kısa zamanda dönmeleri arzusuyla dua ediyoruz.”
“We further hope and pray that the brave young men and women return home with the lowest possible casualties, and the suffering in Iraq ends as soon as possible.”
By Recep Tayyip Erdogan
The Wall Street Journal
March 31st, 2003

2. Dışişleri Bakanı Gül “Dünya barışı için, barışı korumak için, son 50 senede dünyada en çok Amerikalılar kendi çocuklarını feda etmişlerdir.”dedi. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

3. Yirmibeş İslam ülkesinin sınırlarını değiştirip hepsini Irak gibi yapma projesi olan ABD kaynaklı BOP’la ilgili Sayın Gül’ün görüşü: “Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Türkiye’nin dış politika ilkelerine uygun. ABD ile hareket ediyoruz. Amacımız İslam ülkelerine özgürlük ve demokrasi getirmek.” ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])
Not: Vatandaşlarımızın % 72’si BOP’u tehlikeli görüyor.(25.07.2004 – Yeni Şafak)
4. Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın diyor ki:
“Ben Avrupa’ya gittiğimde kiliseye çok giderim, büyük zevk duyuyorum.”
(II. Din Şurası Tebliğ ve Müzakereleri cilt:2 sayfa:375)

5. Diyanetten sorumlu Devlet Bakanı yapılan Sayın Mehmet Aydın, İslam dinini Müslüman olmayanlara tebliğ etmeye ‘en DİNSİZCE hakarettir’ dedi:
“Bazı müslüman kardeşlerimiz diyor ki yahu bir fırsat düştü, müslümanlığı anlatalım hıristiyanlara; Allah belki hidayetini gösterir. (Diyalog çalışmalarında)… işin ucunda bilmem adam kazanmak, üye kazanmak varsa, açıkçası bu bir din mensubuna yapılacak en DİNSİZCE bir hakarettir.” (II. Din Şurası Tebliğ ve Müzakereleri cilt:2 sayfa:322)

6. ABD Savunma Bakan yardımcısı Paul Wolfowitz: “Biz Irak’a müdahale konusunda tereddüt ediyorduk, Tayyip Erdoğan bize cesaret vermiştir.” (Irak işgalinden üç ay önceki Türkiye ziyareti esnasında yaptığı açıklamadan.)

7. Erdoğan, AJC örgütünden bugüne kadar “cesaret ödülü” alan 10 kişi içinde Yahudi olmayan tek kişi.
Tayyip Erdoğan’a “cesaret ödülü” veren “American Jewish Congress” (AJC) adlı kuruluş, WJC’ye bağlı. Theodore Herzl tarafından Dünya Musevilerini bir “ulusal yurda” kavuşturma amacıyla 19. yüzyıl sonunda kurulan “World Jewish Congress” (WJC) İsrail devletini kurmakla amacını gerçekleştirmiş bir Yahudi teşkilatıdır. Daha önce AJC tarafından 10 kadar kişi ödüle lâyık görülmüştü; bunlar arasında İsrailli veya Musevi olmayan tek kişi Tayyip Erdoğan. Listede İsrail’in önemli bütün başbakanları var. Türkiye başbakanına bu ödülün verilmesi de, verildiği mekân da anlamlı: HSBC bankasının New York merkezi… ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

8. Bush, Erdoğan’a “Sen ne harika bir adamsın” dedi. (You are a great man) Kasım 2004

9. Çeçenler Rusların dilinde terörist. Erdoğan 3 Kasım seçimi sonrası AKP genel başkanı olarak 170 kişilik heyetle ziyaret ettiği Rusya’da teröre karşı işbirliğinden söz etti.

10. Erdoğan genel başkan sıfatıyla gittiği Çin’de de şöyle dedi:
“Tek Çin anlayışını destekliyoruz. Çin’in toprak bütünlüğü konusunda Türkiye’nin herhangi bir tereddüdü yok, saygısı vardır. Terörün dini, milleti, ırkı olamaz.”
(Çin, işgal ettiği Doğu Türkistan’ı kendi toprağı sayıyor. Özgürlük mücadelesi veren 30 milyon Uygur Türkü kardeşimize de terörist diyor. Tayyip Bey’in sözü bu manada nasıl değerlendirilecek?)
(Tayyip Erdoğan, diline pelesenk olduğu üzere, Pekin’de de “Han, Mançur, Moğol, Doğu Türkistanlı, Tibetlisi ile Çin bir büyük mozaiktir. Bu da büyük zenginliktir” demeliydi (!) alıntı)

11. Yurtdışı turları ve ilginç temasların ardından Erdoğan, milletvekili oldu. Aradan dört buçuk yıl geçmesine rağmen AKP “Acil Eylem Planı”nı bile tatbik edemedi.

12. Kuzey Irak’ta askerlerimizin başına çuval geçirildi. Buna ciddi hiçbir tepki gösterilemedi.

13.Üstelik ağır ve ciddi çuval olayı sonrası “ABD’ye nota verecek misiniz?” sorusuna başbakan şöyle veciz(!) bir cevap verdi: “Bu müzik notası değil. Öyle aklınıza her estiğinde verilmez. Ağırlığı ve ciddiyeti vardır.” ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

14. Erdoğan’dan enteresan bir açıklama: “Amerika’nın düşündüğü Büyük Ortadoğu Projesi var ya, Genişletilmiş Ortadoğu Projesi; Diyarbakır işte bu proje içinde bir yıldız, bir merkez olabilir. Bunu başarmamız lazım.”
(15 Şubat 2004, Kanal D, Teke Tek Programı) 18.02.2004. Hürriyet Gazetesi, sayfa: 20.

15. Sözde Ermeni Soykırımı meselesinde Dışişleri bakanlığı, yetersiz kaldı. Üstelik Sözde Ermeni soykırım yasasını kabul eden ülkelere yenileri eklendi: İsviçre (2003), Slovakya (2004), Hollanda (2004), Polonya (2005), Litvanya (2005), Arjantin (2006)…

16. 1 Mart Tezkeresi reddedilmesine rağmen, bir genelgeyle, ABD’nin savaş araç-gereçleri Türkiye üzerinden nakledildi.

17. İsrail’in talebiyle ve onun güvenliği için, kamuoyuna rağmen Lübnan’a asker gönderildi.

18. Başbakan Erdoğan, İspanya Başbakanıyla beraber Medeniyetlerarası İttifak(!?) eşbaşkanı oldu. (Medeniyetler arası ittifak, Dinlerarası diyaloğun diğer bir ismidir.Gösterilen tepkiden dolayı, medeniyetler arası ittifak ifadesi kullanılıyor.)

19. Başbakan Erdoğan, BOP’un da (Büyük Ortadoğu Projesi) eşbaşkanı oldu. İkinci başkan, Bush.

20. Erdoğan, Gül ve bakanların baskısına rağmen 1 Mart tezkeresine ‘hayır’ diyen milletvekilleri, 22 Temmuz seçiminde aday gösterilmediler.

21. Tezkereye ‘evet’ denmesini isteyen Erdoğan “Her zaman ‘hayır’da hayır yoktur. Rahat olun, gelişmeler kontrolümüzde” dedi.

22. Erdoğan, tezkere geçse de geçmese de ABD’nin harekatta kararlı olduğunu belirterek, Türkiye’nin 2003 yılı içinde 73 milyar dolar borç ödemesi olduğunu söyledi ve tezkerenin çıkmaması halinde Türkiye’nin ekonomik olarak çok sıkıntıya gireceğini ifade etti.
(Hatta Erdoğan’ın “Tezkereye hayır diyen, bana hayır demiş olur”… “Tezkere geçmezse memur maaşlarını ödeyemeyiz” dediği ifade edildi.)

23. Devlet Bakanı Ali Babacan, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, tezkerenin yararlarını sıraladı: “ABD ile her platformda stratejik ortaklığımız artarak gelişir.”
(Irak’a ve Iraklılara yapılanlar da mı?)

24. AKP önderleri tezkerenin geçmemesi durumunda olacakları da hatırlattılar:
“Tezkereyi reddetmemiz Müslüman ülkelerden destek bulsa da dünyada etkili bir güce sahip olan Yahudi lobisinin desteğini kaybederiz.”

25. Irak savaşında ABD’ye verilen destek, KREDİ pazarlığına dönüştü.
Bakanlar Kurulu toplantısı sırasında Başbakanlık’a giden Dışişleri Müsteşarı, ABD Büyükelçisi Pearson’ın getirdiği ABD önerilerini hükümetin onayına sundu. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])
· Türkiye’nin asgari “6 milyar dolar hibe”, “20 milyar doları bulan kredi” ve “ticaret desteğini” içeren seçenek üzerinde durduğu, bu seçeneğin hibe bölümünü artırmak üzere pazarlık ettiği öğrenildi.
· 92 milyar dolarlık bir kayıp faturası gündeme getiren Ankara, 2003′te 25, sonraki dört yılda 15-17 milyar dolar desteğe ihtiyaç duyulabileceğini belirtti. ABD, Türk ekonomisini ayakta tutma güvencesi verdi.

26. CIA’nin işkence uçakları hava sahamızı ve hava limanlarımızı kullandı. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

27. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül açıkladı: “Irak savaşında ABD , İncirlik’i kullandı ve buradan 4 bin 990 sorti gerçekleştirdi.” (Vecdi Gönül’ün “Los Angeles World Affairs Council” adlı kuruluşun düzenlediği konferansta yaptığı “Avrasya’da değişen güvenlik ortamı ve Türkiye’nin stratejik önemi” konulu konuşmasından.) AA

28. Erdoğan ve Gül, 29 Ekim 2004 tarihinde AB Anayasası’nı imzaladılar. Nerede? “Bütün Türkler yok edilmeden Hristiyan dünyası rahat etmeyecek.” diyen Papa Cixtus’un (1585-1590) heykeli altında, manevi huzurunda…

29. AB müzakere haberi, Kızılay’da gündüz gözüne havai fişeklerle kutlandı.

30. Erdoğan “Küresel sorunlarla mücadelede dünyanın ABD’ye ihtiyacı olduğunu; Türkiye ile ABD’nin temel hedeflerinin örtüştüğünü” söyledi. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

31. AKP milletvekili Ömer Çelik, kadınları tecavüze uğrayan ve ülkesi işgal edilmiş Iraklı direnişçilere: “Katiller sürüsü!” dedi. (21.08.2004 – Vakit)

32. Erdoğan’ın danışmanı Cüneyd Zapsu, Amerikalılara Tayip Erdoğan hakkında, “Bu adamı kullanın!” dedi.
İşte American Enterprise Institute adlı düşünce kuruluşundaki konuşmanın teyp kaydı:
This man is an honest man. And he has his own beliefs and he is true to his beliefs. Please try to… I’d say “exploit”(sömürmek,istism ar etmek, kendi çıkarına kullanmak) is a bad word, but kullanmak or use… (Zapsu burada Türkçe kullanmak sözcüğünü telaffuz ediyor ve İngilizce nasıl denir anlamında dinleyicilere bakıyor ve bir Türk dinleyicinin hatırlatması üzerine sözlerine devam ediyor) take advantage of this man. Because this person has so much credibility, because of his own beliefs in the Muslim world and he believes in the Western style democracy. I think instead of pushing him down, putting him to the drain, use… Here and in Europe you should take advantage of that. This is my offer… ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

33. En büyük ortaklarından biri Yunan Kilisesi olan National Bank af Greece(NBG), ülkemizden banka satın aldı. ( Fakat aynı Yunanistan, Ziraat Bankası’nın Atina’da şube açmasına izin veriyor mu?)

34. Başbakan Erdoğan; “etnik, coğrafi ve dini temele dayalı ekonomik birliktelikleri, küreselleşme sürecinin reddettiği bir durum olduğu için, doğru bulmadığını” söyledi.Etnik denilen: Orta Asya Türk Devletleri. Coğrafi denilen: Komşularımız. Dini denilen: İslam Ülkeleri… (AB ile ABD bize yeter denilmek mi isteniyor?)

35. 4928 No.lu ve 15.07.2003 tarihli Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da ‘cami’ kelimesi ‘ibadethane’ olarak değiştirilerek apartman kiliselerinin önündeki yasal engel kaldırıldı.
(25173 sayılı Resmi Gazete – Yayın tarihi:19 Temmuz 2003 Cumartesi)

36. Van Akdamar Kilisesi’nin onarımını Başbakan gizlice denetledi. ( Peki ama niçin gizli?..)
Erdoğan, Hakkari’den Van’a gelirken beklenmedik bir şekilde Van Gölü üzerindeki Akdamar Adası’na indi. Görevli bekçinin dışında hiçbir yetkilinin bulunmadığı adaya konan helikopterden inen Erdoğan ve beraberindeki bakanlar, Ermeni Kilisesindeki restorasyon çalışmalarını inceledi. Hakkari’den havalanan diğer 2 helikopter, Van Ferit Melen Havaalanı’na inerken protokol üyeleri bir süre Erdoğan’ın içinde bulunduğu diğer helikopteri bekledi.
(Yetkililer, Başbakan’ın Akdamar Adası ziyaretiyle ilgili ısrarlı soruları cevapsız bıraktı.) 21.11.2005
· Bu denetlemeden 16 ay sonra (Kur’an Kursu yıkımından 5 gün önce), onarılan kilisenin açılışı gerçekleştirildi.
3 yıl süren bu kilise tamiratının yaklaşık 3milyon YTL’ye (3 trilyon lira) mal olduğu belirtildi.

37. “Kur’an Kursu Yıkımı” ülke tarihinde bir ilk oldu.
Tarih: 3 Nisan 2007 ( Mevlid kandilinden 3 gün, Akdamar Kilisesi açılışından 5 gün sonra…)
Yer: Kasımpaşa ( Sayın Erdoğan’ın mahallesi…)
· Yüzlerce polisin hazır bulunduğu yıkımda cemaate biber gazı sıkıldı.
· Yıkımı Beyoğlu Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri yaptı.
· Büyük Piyale Kur’an Kursu, “yürütmeyi durdurma kararına rağmen” yıkıldı.
(30 günlük yürütmeyi durdurma kararı: İstanbul 5. İdare Mahkemesi. Esas No: 2007/647)
· Tüm ısrarlara rağmen yıkım için okullar kapanana kadar (2 ay) beklenmedi.

38. Kur’an Kursu Yıkımına şöyle gelindi:
· “Piyalepaşa Câminin etrafının açılması için Anıtlar Kurulu’nun kararıyla kursun kaldırılacağı” bildirildi.
· Dernek mensupları, aylar süren koşturmacayla ilgililerle görüştüler. “Bu kursta 1959’dan beri binlerce talebeye hizmet verildiğini, yıkımın yanlış olacağını, kendilerine proje ve imkân verilirse, kursu, câminin mîmârî yapısına uygun hale getireceklerini” söyledilerse de kabul ettiremediler.

39. Yıkımla ilgili tavırlar gittikçe sertleşti. Önce çözümden bahseden Bakan Mehmet Ali Şahin sonra tavrını değiştirdi. Zira parmaklar yukarıları işaret ediyordu. Şöyle ki:
· Dernek mensupları, vakıfların kendisine bağlı olduğu Bakan Mehmet Ali Şahin’le görüştüler. Bakan Bey, derhal İstanbul Vakıflar Bölge Müdürü’yle görüştü. Görüşme bittikten sonra da dernek mensuplarına, “Kur’an kursunun yıkımının yanlış olacağını” söyledi ve “Rahat olun” deyip uğurladı.
· Ancak Bakan Bey, daha sonra İstanbul’a bir geldiğinde, “Kur’an kursu binasının câmiyi kapattığını” söylüyordu.

40. Kur’an Kursunu yıkanlar, kursun kaçak olduğunu söyleyerek kamuoyunu yanılttılar. “Derneğe başka bir yer gösterdik kabul etmediler ” yalanını söylediler. İşte o yerler (!):
· Sinan Paşa Câmii’nin avlusundaki tamamlanmamış bina.
(Hem burası hakkında da yıkım kararı vardı; hem de yıkımdan sonra burayı da vermeyeceklerini söylüyorlardı)
· Kulaksız’daki Okçular Tekkesi ile Okçular Tekkesi’nin yanındaki top sahası.
(Bu iki yer daha önce Beyoğlu Belediyesi’ne verilmişti. Belediye “Buraya çivi bile çaktırmam” diyordu.)
· Sütlüce’deki Elif Tekkesi (Büyükşehir Belediyesi burayı da kesinlikle vermeyeceğini söylüyordu.)

41. Kur’an Kursunu yıkanlar KUL HAKKINA ne kadar dikkat ettiklerini göstermiş oldular.
Çünkü Kur’an kursunun bulunduğu vakıf arsası, dini ilimlerin okutulması için vakfedilmişti.
Vakfın dini hükmü şudur : Bir yer, ne şartla vakfedildiyse kıyamete kadar o iş için kullanılır.Vakfedenin istediği şart, Allah’ın emri gibidir… Bu vebalin altından kim kalkabilir?
Yıkılan Kur’an kursunun ne için yapıldığı hakkında tarihi kayıt: “Piyale Mehmed Paşa; cami, medrese, tekke, sıbyan mektebi, türbe, çarşı, hamam ve sebilden kurulu bir külliye yaptırmıştır.” (Beyoğlu Belediyesi Web Sitesinden)

42. İçişleri Bakanlığı’nın emri ile, Papa Jean Paul’ün ölümü dolayısıyla tüm yurtta bayraklar yarıya indirildi. İçişleri Bakanlığı, 8.4.2005 Cuma günü tüm resmi dairlerde gündoğumundan-günbatımına bayrakların yarıya indirilmesini istedi.
Emir örneği için: ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])
· Papa için Rusya’da bile bayraklar yarıya inmedi (!?) (Ortodokslar ya, o yüzden indirmemişlerdir…)
· Diyanet İşleri Başkanımız vefat etse hangi ülke bayrağını yarıya indirir?
· Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanı vefat etse AKP bayrakları yarıya indirtir mi?
· Laik bir ülkede müslümanlar aleyhine Papa için bu ayırım niçin yapılır?
· Milli sembolümüz olan bayrağımızın yalnızca bir dinin ruhani lideri için yarıya indirilmesi, o dini kayırma anlamı taşımıyor mu?

43. Yeni Papa 16. Benedict’in sevgili Peygamberimiz’i eleştiren sözlerine ciddi bir karşılık verilmedi.
· “Muhammed kılıçla din yaymaktan başka ne yapmıştır…” sözünün alıntı olduğunu söyleyen papaya, hiçbir yetkilimiz “SAYIN PAPA, ÖYLEYSE PEYGAMBERİMİZLE İLGİLİ SİZİN GÖRÜŞÜNÜZ NEDİR?” diyemedi.

44. Önce Papa’yla görüşmeyeceğini söyleyen Başbakanımız, aksine Papa’yı uçağın merdivenlerinde karşıladı.

45. Erdoğan, “Yahudi karşıtlığı utanç verici bir akıl hastalığının tezahürüdür, katliamla sonuçlanan bir sapkınlıktır” dedi. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])
Sorulmaz mı: İslam karşıtı papayı düşmanca konuşmasının ardından uçak merdiveninde karşılamak nedir?

46. Orman Bakanı Osman Pepe’nin danışmanı Tacettin Ural, yazmış olduğu kitaba “Papa Bir Puttur” ismini verdiği için bizzat Bakan tarafından istifa ettirildi.

47. AKP iktidarı, Danimarka’da yayınlanan ÇİRKEF KARİKATÜRLERE gereken tepkiyi gösteremedi.

48. Eyüp Belediyesi’nin Pierre Loti Kahvesinin bulunduğu tepeye “Eyüp Sultan Tepesi” adı verilmesi teklifi, Büyükşehir Belediye Meclisi ve Kadir Topbaş tarafından reddedildi. (14.02.2007 – Zaman)

49. Kapalıçarşı’da, Başkan Topbaş’ın misafiri yabancı belediye başkanlarına ilahi eşliğinde içki ikram edildi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ev sahipliğini yaptığı 4. Dünya Belediye Başkanları Zirvesi’nde toplantıya iştirak eden belediye başkanlarına 14.04.2007’de Kapalı Çarşı’da yemek verdi.
Birlikte Yaşamak Konseri adı altında ‘Demedim mi demedim mi? Gönül sana söylemedim mi?’ ‘Allahu Allah’ ve ‘Aşkın Ateşinde Yanalım Dost Dost’ isimli ilahiler söylenirken içkiler de su gibi aktı.
İslam ülkelerinden gelen Suudi Arabistan’ın Uhud Belediye Başkanı, İran’ın Tebriz Belediye Başkanı, Sudan, Nijerya, Endonezya gibi ülkelerden gelen belediye başkanları yemeklerini tamamlamadan Kapalı Çarşı’dan ayrıldı.

50. Erdoğan 2002 seçimi öncesi Of’ta şöyle dedi: “Türkiye’de 30’a yakın etnik grup ve 4 hak dine mensup herkesi kucaklıyoruz”. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])
Erdoğan birden fazla hak din ifadesini 3. Din Şûrâsı’nda da tekrarladı: “Bütün gerçek din ve inançlar, insanlığı hayra, iyiliğe, güzelliğe çağırmıştır.” (21/9/2007 Vakit)
(Halbuki Kur’an’a göre tek hak din İslamdır. Bütün peygamberler İslam peygamberidir.)
Kur’an’da Hz. İbrahim için “Allah’ı bir tanıyan dosdoğru bir MÜSLÜMANDI” deniyor. (Âli İmran, 67)
Yine Şûrâ Suresi 13. ayette İbrahim, Musa ve İsa peygamberlere gönderilenle peygamberimize gönderilen dinin aynı olduğu ifade edilmektedir. Birden fazla hak din olduğu söylense de: “Allah katında din İslam’dır” (Âli İmran, 19)

51. Antalya’da Dinler Bahçesi açıldı. (Aralık 2004)

52. Şanlıurfa’ya da “Dinler Parkı” açmaya kalktılar. Urfalıların Dinler Parkı’na tepki göstermesi üzerine proje “Halepli Bahçe” adıyla değiştirildi.

53. Müslümanları belirli mahfillere şikayet eden Tayyar Altıkulaç’ı milletvekili ve TBMM Milli Eğitim Komisyonu başkanı yaptılar. (Altıkulaç’ın şikayetlerinin yer aldığı belge: Kenan Evren ve Konsey üyelerine sunulan Diyanet İşleri Başkanlığı Brifingi 1981, sayfa:77-80.)

54. İslami cemaatlerden kopan ve onlarla mücadeleye girişen bazı kişiler seçimlerde liste başı yapıldı. Hemde seçmen desteği olmamasına rağmen ve kitleleri küstürmek pahasına.
Bunlardan bazıları, aday adayı dahi olmadıkları şehirlere kontenjandan yerleştirildi.
Bu adayları istemeyenler; telefon, faks, mektup yoluyla tepkilerini AKP genel merkezine iletti; ama nâfile…

55. Camilerden elektrik ve su parası alınmaya başlandı. ( Oysa kiliseler bu parayı ödemiyor. )
İlginç olan, önceki hükümetlerin çekindiği bu uygulamaya AKP’nin 2005 yılında başlaması.
Derneği olan camiler, şu anda faturalarını ödemeye çalışıyor. Peki kiliseler ibadethane değil mi, niçin ödemez?

56. Yüzlerce talebe yurduna mülkiyetine bakılmasızın el koymak için yasa teklif edildi. Vakıf, dernek, hatta şahsa ait binaları işgal anlamına gelen korkunç maddeyi, tepkiler üzerine tasarıdan çıkarmak zorunda kaldılar.
( Tasarı yasalaşsaydı bu YURTLARI boşaltmayan kişi ve dernekler, mülki idare tarafından 3 ay içinde tahliye edilecekti.) ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]) “Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” Madde 35
· Bu yasa teklifini cumhurbaşkanlığı ile ilgili MAĞDURİYET EDEBİYATI’na sebep olan süreçte verdiler.
(Birileri (!) AKP ile uğraşırken, “Bildiri mağduru(!) AKP”nin vazifesi dindar kesimle uğraşmak mı olmalıydı?)

57. AKP, gömleğini çıkardığı Milli Görüş’ü de terör listesine almıştı. ( Tabii ki yanlışlıkla!)
4 Nisan 2003 Cuma günü hükümet, “Türkiye-Almanya Arasında Terörizm, Örgütlü Suçlar ve Büyük Önemi Haiz Suçlarla Mücadelede İşbirliği Anlaşması”nı onaylanmak üzere Meclis’e sevk etti.
11 maddelik bu anlaşmada “Milli Görüş Teşkilatı” terörist örgütler arasında sayılıyordu.
Almanya Federal Cumhuriyeti (AFC) İçişleri Bakanı Dr. Otto Schily’nin 3-4 Mart 2003 tarihindeki Ankara ziyaretinde bu anlaşma karşılıklı imzalanmıştı. (Bir bakanımız, anlaşmayı okumadan imzaladığını söyledi.)Eh, gözden kaçmış…

58. Genelkurmay başkanı Özkök “İslam devleti de, İslam ülkesi de değiliz” dedi.
Başbakan yorumladı: “Kendi düşüncelerini söylemiş.” (Ama başbakanımız kendi görüşünü açıklayamadı.)
(Harp Akademileri Komutanlığı Yıllık Değerlendirme Konuşması, 20 Nisan 2005, Hilmi Özkök)

59. Erdoğan, yeni AKP genel merkezindeki motiflerin Yahudi sembollerine benzediğini kabul etti:
“Ankara Selçuklu medeniyetinin yansımaları olduğu bir ilimiz. Ayrıca Osmanlı’dan da mimari uslüba bağlı kaldık, bunun yanında cumhuriyet çizgilerini katarak bu hale getirdik. Selçuklu yıldızları, Yahudi yıldızlarını da çok andırıyor.”
([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

60. AKP’li Belediye Başkanı Kadir Topbaş: “Ayasofya turizme açılmış, tekrar camiye çevirelim demek gereksiz bir polemik.” dedi. (29 Şubat 2004 – Pazar Postası)

61. Erdoğan, Rotaryen toplantısına katılan ilk başbakan oldu.
· Ali Babacan da masonik bir kuruluş olan Bilderberg toplantısına katıldı.
Vakit Gazetesi, 17.05.2003 (Yorum yok; çünkü orada neler konuştuğunu bilmiyoruz…)

62. ‘AKP, sulandırılmış İslam projesiyle geldi’ iddiasını haklı gösteren bir olay:
Başbakanın başdanışmanı Cüneyt Zapsu’nun eşi, kadın-erkek aynı safta namaz kıldı.
Beyza Zapsu “Cuma’yı ben kıldırayım. Türkiye’de bir ilk olsun.” dedi.

63. Türkiye’de ilk defa Siyonizm konferansı yapıldı. Theodor Herzl, Milli Kütüphane’de anıldı. (7.12.04 – Vakit)

64. AKP’li belediye başkanı Kadir Topbaş, Hür ve Kabul Edilmiş Büyük Masonlar Locası’nın toplantısına katıldı. (14.12.2004 – Vakit)

65. Hür ve Kabul Edilmiş Büyük Masonlar Locası’nın üstadı Asım Akin 22Temmuz’da AKP’yi destekleme emrini masonlara tebliğ etti. Bu, uluslararası bir talepti. İşte masonların gerekçeleri:
“Şayet AKP’nin önü kesilirse, sıcak para ülkeyi terk eder ve ekonomik kriz gündeme gelir.” ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

66. AKP’li Bülent Arınç, Rotaryanlara “Siz veren elsiniz, öpülecek elsiniz” dedi. Rotary rozeti takan Arınç, plaketini 2430. bölge Guvernörü’nün elinden aldı. (18.052003 – Vakit)

67. Türkiye Ermenileri Patriği II. Mesrob, 22 Temmuz seçimlerinde AKP’yi destekleyeceklerini açıkladı. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

68. AKP’li Beyoğlu Belediyesi tarafından hazırlanan “Kültürleri Buluşturan Kent 22” adlı kitapta, alkollü içki teşvik ediliyor. (18.02.2004 – Vakit)

69. Umuma açık içkili yerlerin okullara uzaklığı 200 metreden 100 metreye indirildi. Turizmi teşvik kapsamında olan yerlerde ise mesafe şartı aranmayacak. (4.4.2004 – Türkiye)

70. AKP’den bir ilk: Gay ve Lezbiyen Filmleri Festivali’ne onay verildi. (27.09.2004 –Vakit)
“Outistanbul 1. Uluslararası İstanbul Gay ve Lezbiyen Filmleri Festivali”

71. Aile Sağlığı adı altında bazı okullarda “eşcinsellik” dersi verildi. Tepki gelince uygulama durduruldu. (16.03.2007 – Zaman)

72. Türkiye’nin ilk eşcinsel oteli açıldı. (31.05.2007 – Posta)

73. AB mevzuatına uygun Türk Gıda Kodeksi yayınlandı. “Çiğ Kırmızı Et ve Hazırlanmış Kırmızı Et Karışımları Tebliği” Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])
· Domuz ve yaban domuzu kasaplık hayvanlar arasına alındı.

74. AKP’nin meclisten geçirdiği TCK’nın 230. maddesi: “Aralarında evlenme olmaksızın dini nikah yapanlar, 6 aya kadar hapisle cezalandırılırlar.” (2004)
· Peki ya nikahsız yaşayanlar? Cezası yok, çünkü: “Zina suç olmaktan çıkarıldı.” (2004)
· Iğdır valisi açıkladı: “Fuhşun suç sayılmaması ve yaygınlığı yüzünden namuslu kadınlarımız neredeyse sokağa çıkamaz hale geldi.” (23.11.2005 – Vakit)

75. Başbakan “Çocuğum işsiz” diyen vatandaşı “Senin çocuğun da işsiz kalsın! Otur, otur! Bana kişisel sorunlarını getirme…” diye azarladı. (AKP Keçiören İlçe Kongresi) [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
· “Lan…Sus…Hadi ananı al git buradan!” diyen başbakanın arkadaşları da benzer üslupla konuştular:
Tarım Bakanı, çiftçilere hitaben: “Gözünüzü toprak doyursun.”dedi.
Maliye Bakanı: “Babalar gibi satarım.”dedi.
AKP Urfa Milletvekili, sel mağduru vatandaşı şöyle azarladı: “Fazla konuşma!”

76. Zaman zaman “Savcılar ne güne duruyor?” diye yakınan AKP yönetimi, Şemdinli davası savcısını harcadı. (Adalet Bakanı tarafından HSYK’ya sevk edilen savcı Sarıkaya, meslekten ihraç edildi.)

77. Erdoğan’ın talimatıyla 2006 yılında yargıç ve savcılara %50’ye varan oranlarda zam yapıldı. (Asgari ücretliler “AKP çekindiği kurumlara mı zam yapıyor?” diye sormaya başladı.)
· Daha yakınlarda AKP’ye gereken teşekkürü(!) yapan Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu’yu arayan Bülent Arınç zam müjdesini şöyle vermişti: “Tasarı hazırlandı. Komisyonlardan hızlı şekilde geçirilip, en kısa sürede Genel Kurul’dan geçirilecek.” ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

78. Başbakan Erdoğan, İHL ve meslek liseleri hakkında “Biz hükümet olarak bu bedeli ödemeye hazır değiliz” dedi.
Birlik Vakfı’nca İstanbul Grand Cevahir Oteli’nde düzenlenen ‘Meseleler ve Çareler’ konulu sempozyum. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

79. Din Kültürü kitaplarına Hz.Musa’nın, Hz. İsa’nın ve Sevgili Peygamberimizin resimleri kondu. (2004)

80. Din Kültürü kitaplarında mezhep sayısı 4’ten 5’e çıkarıldı.
(Bakınız: Orta Öğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı 11. Sınıf, MEB Yayınları, İstanbul-2006, sayfa 65, İslam Düşüncesinde Ameli-Fıkhi Yorumlar)

81. Din Kültürü kitaplarına göre, mezheplere gerek yok.
(2005’ten beri okutulan 8. sınıf Din Kültürü Kitapları, Dinde Anlayış Farklılıkları/Mezhepler bölümü.)
Bazı kitaplarda bu görüş yumuşakça (!) ifade edilse de ilköğretim öğrencisinin kafasını karıştırmaya yetiyor.

82. Okullara gönderilen genelge ile Kuran-ı Kerim’de geçen bazı kelimelerin kullanılması yasaklandı: cemaat, cihad, fetva, halife, hicret, imam, imamet, kafir, medrese, mücahid, mümin, münafık, şehadet, şehit, şeriat, şirk, tağut, tebliğ, tekke, tevhid… Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı’nı sözkonusu genelgeyi göndermekle görevlendirdi. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

83. Sekizinci sınıf Din Kültürü kitabının namaz tarifinde, bayanlar için “başı yarı açık” resim kullanıldı.
Aynı kitabın 91. sayfasında cemaatler için : “Bunlar tarikatlar gibi insanların din ve vicdan özgürlüğünü, ulusal birlik ve beraberliğini ortadan kaldıran gruplardır” ifadesi kullanıldı.

84. Bazı köylerde ilköğretim 1. sınıf öğrencilerine dağıtılan okuma-yazma öğreniyorum kitaplarında 13 ve 15. sayfalarında haç işareti bulunan, 3 çocuğun kilisede aldığı eğitimi ve kilise dualarını gösteren fotoğraflar kullanıldı. (MEB-TTKB’nin 12.07.2004 tarih / 115 sayılı onayını taşıyan AB destekli bu kitaplar, ücretsiz dağıtıldı.)

85. 2005’te onaylanan 5. sınıf Din Kültürü kitaplarında “Kelime-i Tevhid, Lailâhe illallah’tır” deniyor. (“Muhammedur-rasûlullah” ifadesine yer verilmiyor.)
(AB projelerini ve ders kitaplarındaki değişimi düşündüğümüzde “Muhammedur-rasûlullah” bölümünün yazılmaması, her şeyi anlatıyor. “Muhammedur-rasûlullah” ifadesi; Hz. Muhammed’in Allah’ın rasulü olduğunu söyleyen Müslümanları, Hz.İsa’yı rab ve oğul kabul eden Hıristiyanlardan ayırır. Bunu kaldırmak hangi düşünceden ileri gelir?)

86. Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in başörtüsü sorununa bakışı:
“Başörtüsünü sorun sayanların sayısı yüzde bir buçuktur. Halk hangi konuların öncelikle çözülmesini istiyorsa biz hükümet olarak bu sorunlara odaklandık. Bizim gündemimizde halkın sadece yüzde 1,5′inin gündeminde olan bir konu öncelikli olarak yoktur. Olması siyaseten de yanlıştır.” 24.05.2006 – Milliyet ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

87. Erdoğan, başörtülüleri 3-5 ağaca benzetti: “Yani burada bizim bireysel özgürlük anlayışlarımız eğer genel özgürlük anlayışının önüne çıkarsa herhalde yanlış yaparız diye düşünüyorum. Geneli kucaklamak durumundayız. Ormanı düşünelim, oradaki birkaç ağacı değil. Birkaç ağaç üzerinden hareket edersek yanlış yaparız. Nitekim Türkiye’de yapılan kamuoyu araştırmalarının bu konudaki neticeleri çok açık net ortadadır.”
([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

88. Urfa’dan Ankara’ya yürüyen başörtü mağdurları Meclis’e girerken ‘terörist’ muâmelesi gördü. Üç kişilik heyet, polis tarafından ayrı bir odaya alınarak üzerlerindeki paradan çoraplarına kadar arandı. (6.1.05–Vakit)

89. MEB’e bağlı Yurt-Kur’un başörtülü ve sakallı fotoğraf veren öğrencilere burs vermeyeceği açıklandı. (09.10.2006 – Vakit)

90. AKP’li Kuşadası Belediyesi, hediyelik eşya dükkânı açmak isteyen bayana, başörtülü fotoğrafla başvurduğu için ruhsat vermedi. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

91. Meclis kitabında dedesinin sarıklı fotoğrafını gören AKP milletvekili: “Benim dedem sarık takmazdı; aydın bir insandı” dedi. (01.05.2004 – Vatan) (Sarığı karanlık sembolü görenler, başörtüsü için ne düşünür?)

92. Bülent Arınç: “Başörtü meselesi bizim namus meselemizdir. Bu sorunu çözmek bizim namus borcumuzdur.” demişti. (Kahramanmaraş mitingi – 2002)
· Arınç:“Başörtüsü sorunu çözülecektir; ama demokrasi çerçevesinde ve zamanı geldiğinde.”(28.12.04– Vakit)

93. Başbakana örtü mağdurlarından mektup: Sözünüzü tutun. (23 Nisan 2004 – Vakit) (Bu mektuba hâlâ cevap verilmedi.)

94. Öğrenci affı getirildi. Yani zamanında başını açmadığı için okullarını bitiremeyenlere bir fırsat (!) tanındı. Peki nasıl mezun olacaklardı. Erdoğan, sorunu çözdü: “Peruk taksınlar girsinler.” ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

95. Abdullah Gül, YÖK’ün kurucu başkanı olan ve üniversitelerde başörtüsü yasağını başlatan İhsan Doğramacı’ya 2007 Meclis Onur Ödülü verilmesini teklif etti. (17.02.2007 – Zaman)
Bülent Arınç da Doğramacı’ya telefon ederek ödülün kendisine verileceğini müjdeledi.
· Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Gül’ün teklif ettiği ödül, daha sonra Gül tarafından takdim edildi. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])
96. Şubat 2003’te “Benim bu davayı geri çekmem bütün kadınlara hakaret olur” diyen Hayrunnisa Gül, bir yıl sonra AİHM’deki başörtüsü şikayetini geri çekti. (3 Mart 2004 – Vakit)

97. Abdullah Gül, Ahmet Vakur Gökdenizler’i Denizcilik-Havacılık genel müdür yardımcılığından büyükelçilik statüsüne yükselterek Montreal’e daimi temsilci olarak atadı. (30.10.2006 – Vakit) Adı pek çok skandala karışan bu kişiyi hatırlayalım: A.Vakur Gökdenizler, 1999’da Merve Kavakçı’nın ABD vatandaşı olduğunu Dallas Göçmen bürosundan öğrenerek yıldırım kriptoyla Ankara’ya bildiren kişidir.

98. Başbakan Erdoğan: “Başörtüsü konusunda hiçbir yerde, kimseye söz vermedim. Vaat etmediklerimizi, vaat edilmiş gibi gösteren, provake edenler var.” dedi. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])

99. Başörtüsü sorunuyla ilgili vaadi olmadığını açıklayan Başbakan, Fener Rum Patriği’ne söz verdi: “Bütün sorunlarınızı çözeceğiz.” (11.12.2004 – Vakit)

100. Yüz maddeye sığmayan A’dan Z’ye diğer gerçekler:
A. Yabancılara toprak satışına izin veren yasa çıkarıldı. (Dikkat: Ev, daire, bina değil; arazi satılıyor.)
B. Erdoğan, çocuk katiline “Sayın” dedi.
C. Dışişleri Bakanlığı, Ebu Garip cezaevinde işkence gören Türkler ve diğerleri için harekete geçmedi.
Ç. Şimon Peres “AKP, Türk lokumu” dedi. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]) Demek onlara göre öyle.
D. Devlet bakanı Kürşat TÜZMEN bir defile sonrası F. LOPES isimli kadınla kadeh tokuşturup şarap içti (10.02.2077 – Posta) Not: Bakan içki başında, başı örtülü öğrenciye öğretim yasak.
E. ATO raporuna göre son 4 yılda, yıllık ortalama 546.000 dosya, zaman aşımından düştü. (AKP’nin A’sının resmidir…)
F. Yasaklar devam ediyor:a- Başörtüsü yasağı, b-12 yaşından küçüklere Kuran öğretme yasağı…
G. AB hatırına Mardin-Midyat Bardakçı köyünün camisini kiliseye çevirmeye kalktılar.
Ğ. Kuzey Irak yönetimi AKP’yi zor durumda bırakmamak için 22 Temmuz seçimine kadar sessiz durma kararı aldı.
(İlnur Çevik ve bölgede görev yapan gazeteciler bildirdi.)
H. AKP 22 Temmuz seçim beyannamesine Başörtüsü, YÖK ve terörle mücadeleyi almadı.
I. 273 üyeli İsrail Dostluk Grubunun 173’ü AKP milletvekiliydi.
İ. Bazı AKP milletvekilleri, yolsuzluklara tahammül edemediklerini söyleyerek partilerinden ayrıldı.
J. Kıbrıs için “Çözümsüzlük çözüm değildir” diyen başbakan, “toplumsal mutabakat” diye bir şey uydurup başörtüsünü
çözümsüz hale getirdi.
(Başbakanın bizim icadımız dediği “Toplumsal mutabakat”, cumhurbaşkanlığı seçiminde kullanılamadı.)
K. Misyonerliğe yasal izin verildi. (AKP’nin gerekçesi Misyonerlik faaliyetlerini denetim altında tutmakmış…)
L. Bazı müftülüklerde ilk defa orkestra eşliğinde “Kutlu Doğum” Konserleri(!) düzenlendi.
(Vatandaş sordu: Peygamberimiz bu toplantılara katılır mıydı?)
M. Ezan sesinin kısılması için genelge yayınlandı.
N. Uygun görülen yerlerde Cuma namazının son 6 rekatı kıldırılmıyor. Yer yer bu konuda kavgalar oldu.
O. Kuran öğrenimi yasağını TCK’ya koyarak; dedelerin, ninelerin torunlarına Kuran okutmasını yasak saydılar.
Ö. Bir yandan özelleştirme yapılırken bir yandan da belediye şirketleriyle yeni KİT’ler oluşturuldu!
P. Ülkemizdeki yabancı şirket sayısı 3’e katlandı.
R. Borçlu vatandaşlarımızın sayısı 4,4 kat arttı.
S. Köylüler, çiftçiler, fındık üreticileri… protesto mitingi yapacak derecede mağdur edildi.
Ş. Ülkemizin toplam borcu (iç-dış), dolar bazında 2 katına çıktı.
T. Bankacılık sektörünün % 51’i yabancıların eline geçti.
U. Resmi açılışlar ve devlet törenleri, AKP seçim mitinglerine dönüştürüldü.
Ü. “Kuraklık destek” haberini, seçim meydanından Dışişleri Bakanı açıkladı.
V. Erdoğan, parti mitinglerine başbakanlık uçağı ile gittiği için tepki çekti.
Y. 5 senedir garibanların başörtüsü için toplumsal mutabakatı bekleyen iktidar mensupları, sıra kendi eşlerine ( Cumhurbaşkanlığı seçimine) gelince bunun demokratik hak olduğunu hatırladılar.
Z. Babası dışişleri bakanı olmayan kızlar, mezuniyet törenlerine başörtüsü ile katılamadı…

Not: Buradaki tüm maddeler, doğruluğu araştırılarak hazırlanmış, bu konuda hassas olunmaya çalışılmıştır.

İftiracı konuma düşmekten Allah’a sığınırız.

Alıntı

Alıntı:
Siyahnur Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster

Yanlis degil ama insafsizca ve hakkaniyetden cok uzak geliyor...cünkü rakamlara baktigimizda bu hükümet dönemi 80 yillik cumhuriyet tarihinin en parlak dönemi gözüküyor,acalim isterseniz:
1923 2002 kadar emekli ayligi:276 Tl ,2010: 635 Tl artis 130% civari!
1923-2002 en düsük memur maasi:300 TL iken,2010: 1534 TL !
1923-2002 asgari ücret 184 Tl , 2010: 599,12 Tl !

Liste uzayip gider bunlar yanina onlarca kalem eklenebilir,vatanimiz fevkalade refaha sahip, insanlar müthis rahat ve zengin demek elbette imkansiz. Lakin gecmisi hatirlamamak, balik hafizali olmak gercekten kötü.

Sadece 2002'de memlekette kac araba olduguyla, bugün kac araba oldugunu bir arastirin isterseniz.Ne kadar yol yapildi, demiryoluna, egitime, sagliga ne kadar para harcandi.Zor degil gözlügünüzü takip google den okuyabilirsiniz.
Sizde bilirsiniz ki Ekonomide bir yeri yükseltip, bir yeri alcaltirsaniz basarili olmazsiniz.
Yani maaslari artirip, milli geliri düsürürseniz olmaz, önemli olan bütün alanlarda istikrar saglamaktir.

80 yilda yapilanlarin iki katini 8 yila sigdirmis bir hükümete biraz SAYGI, sevmeyebilir nefret edebilirsiniz o ayri.


Türkiye’nin dış ticaret ve cari işlemler açıkları ile iç ve dış borçlarını ise tehlikeli boyutlara taşıdı. AKP’nin büyüme modeli, Türkiye’nin değil, başka ülkelerin üretim ve istihdam artışına katkı yaptı. Büyümenin istihdam yaratmaması nedeniyle, işsizlik azalmak bir yana daha da artarak kronikleşti. AKP döneminde gelir dağılımı daha da bozuldu; faiz, rant ve kar elde edenlerin milli gelirden aldığı pay artarken, ücretlinin payı geriledi, çiftçi ise en fazla yoksullaşan kesim oldu.

SICAK PARANIN SERÜVENİ

2002 yılında 8.9 milyar dolar dolayında bulunan sıcak para stoku, tek parti iktidarının iş başında olduğu son dört buçuk yılda küresel finansal sisteme entegrasyonu artan Türkiye’nin verdiği aşırı yüksek faizin spekülatif kara dayalı yabancı fonları giderek artan biçimde kendisine çekmesi sonucu, kartopu gibi büyüdü. 2003 sonunda 15.9 milyar, 2004′te 30 milyar, 2005′te 58 milyar, 2006′da 65.4 milyar dolar olan sıcak para hacmi, bu yıl 27 Temmuz itibariyle 95.9 milyar dolara kadar yükseldi.

SICAK PARA DÖVİZİ UCUZLATTI

2002 yılında 1.50 olan ortalama dolar kuru, küresel şoklara ve bazı iç gelişmelere bağlı çıkışlar dışında süren yoğun sıcak para girişleri nedeniyle sürekli düşerek, 2003′te 1,49, 2004 yılında 1,42, 2005′te 1,34 YTL oldu. 2006 yılı ortalamasında mayıs-haziran dalgalanmasının etkisiyle biraz yükselerek 1.43 YTL’ye çıkan ortalama dolar kuru, yılbaşından bu yana olan döneminin ortalamasında ise 1,35 YTL düzeyinde oluştu.

DİBS faizlerinin yüzde 18-20 dolayında seyrettiği, İMKB’nin yıllık getirisinin yüzde 50′ye yaklaştığı ortamda, kurların gerilemesi, sıcak para getirenlerin karını katladı. Dışarıdan döviz getirip Türkiye’de değerlendirenler, başka ülkelerde 10-15 yılda alabileceği getiriyi, bir yılda elde ettiler. Bu yolla Türkiye ekonomisinden dışarıya rekor boyutta bir kaynak transferi yaşandı.
DÜŞÜK KURLA SANAL BÜYÜME

Türkiye, 2003 başından bu yılın nisan ayına kadar olan 22 çeyrek boyunca kesintisiz büyüme rekoru kırdı. Ancak, ucuz dövize bağlı ithalat artışının etkili olduğu büyüme, Türkiye yerine başka ülkelerin üretim ve istihdamını artırdı.

Kurlardaki aşırı düşüş, toplam ve kişi başına milli gelirin olduğundan yüksek gözükmesine de yol açtı. 2003-2006′yı kapsayan dört yıllık dönemde deflatör bazında enflasyon yüzde 58′e ulaşırken, dolar kuru cari olarak yüzde 5, reel olarak yüzde 40 geriledi. Milli gelir dört yılda sabit fiyatlarla sadece yüzde 32.7 büyürken, reel kurdaki düşüş nedeniyle, 2002 sonunda 181 milyar dolar eden GSMH yüzde 122′lik artışla 2006 yılında 400 milyar dolara dayandı. Bu dönemde kur enflasyon kadar artsaydı, 1 dolar 2006 ortalamasında 2.4 YTL olacak ve 399.7 milyar dolara yükselen milli gelir 240 milyar dolar, 5 bin 477 dolar çıkan kişi başına milli gelir ise 3 bin 598 dolar çıkacaktı.

GELİR DAĞILIMI KÖTÜLEŞTİ

AKP’nin ekonomi modeli gelir dağılımını daha da bozdu. Milli gelirden rantiyenin aldığı pay büyürken, ücretli ve çiftçinin payı küçüldü. Üretim ve ithalat vergileri ile sabit sermaye tüketimi çıkarıldıktan sonra geriye “paylaşılan gelir”den faiz, rant ve kar elde edenlerin 2002 yılında yüzde 53,5 olan payı 2006′da yüzde 56.1′e çıkarken, ücretlilerin payı yüzde 34.5′ten yüzde 34.4′e, çiftçinin payı ise yüzde 12.1′den yüzde 9.5′e geriledi.

80 YILDAKİ KADAR BORÇLANMA

Kasım 2002′de kurulan 58. ve Mart 2003′te kurulan 59. AKP hükümetleri, bu yılın Mayıs sonuna kadar olan dönemde Cumhuriyet tarihindekinin toplamından daha fazla net iç borç borçlanmaya gitti. Özel sektör, Merkez Bankası ve yerel yönetimler hariç olmak üzere sadece merkezi yönetimin tasarrufundaki iç borç stoku Kasım 2002′de 94.1 milyar, 2002 sonunda da 91.7 milyar dolardı. Merkezi yönetimin iç borç stoku, Temmuz 2007′de 196,9 milyar dolara ulaştı. İç borç stoku, 58 ve 59′uncu AKP hükümetleri döneminde yüzde 109 büyüdü. Merkezi yönetimin dış borcundaki artış ise daha yavaş oldu; söz konusu borç 55.8 milyar dolardan 67.7 milyar dolara yükseldi. Merkezi yönetim toplam borcu Kasım 2002-Temmuz 2007 arasında yüzde 76,5 artışla 264.6 milyar dolara çıktı.

REKOR DIŞ AÇIKLAR

Döviz kurunun, dalgalanma dönemleri dışında 2002 sonu düzeyinin altında seyrettiği 2003-2006 döneminde yıllık ihracat yüzde 136 büyüyerek 36.1 milyar dolardan 85.5 milyar dolara yükseldi. Ancak, üretim ve ihracatın giderek ithal girdiye bağımlı hale gelmesi nedeniyle, ithalatta daha yüksek oranlı bir artış yaşandı. Aynı dönemde Türkiye’nin ithalatı yüzde 168 artarak 51.6 milyar dolardan 138.3 milyar dolara çıktı. Bunun sonucunda dış ticaret açığı yüzde 241′lik bir artışla 15.5 milyar dolardan 52.8 milyar dolara ulaştı.

Bu yıl temmuz sonu itibariyle yıllık ihracat 97 milyar dolar olurken, ithalat 154 milyar, dış ticaret açığı da 57 milyar dolara ulaştı.

Dış ticaret açığındaki büyüme Türkiye’yi görülmemiş bir cari işlemler açığıyla karşı karşıya bıraktı. 2002′de sadece 1.5 milyar dolar olan cari işlemler açığı yüzde 2 bin 13′lük bir büyümeyle 2006 yılında 31.7 milyar dolara çıktı. Türkiye 2006 yılında 100 dolarlık büyüme için yaklaşık 82 dolarlık cari işlemler açığı vermek zorunda kaldı. Bu yılın haziran sonu itibariyle yıllık cari işlemler açığı 33 milyar dolara yaklaştı.

AB ile müzakerelerin başladığı 2005′ten itibaren hızlanan doğrudan yabancı sermaye girişleri sayesinde rekor cari açığın finansmanında “şimdilik” sorun yaşanmadı.

ÖZELLEŞTİRME Mİ, YABANCILAŞTIRMA MI?

Türkiye’de 2002′ye kadar gerçekleştirilen özelleştirme uygulamalarının toplam değeri 8 milyar dolarken, AKP iktidarında 21.3 milyar dolarlık özelleştirme işlemi yapıldı. Doğrudan yabancı sermaye girişleri de özellikle 2005′ten itibaren hızlanarak rekor kırdı. 2003 sonuna kadar 1 milyar doları aşmayan Türkiye’ye doğrudan yabancı sermaye girişleri 2006 yılında 20.2 milyar dolara ulaştı. Ancak bunun tamamına yakınını, üretim ve istihdam artışına katkıda bulunacak yeni yatırımlar için değil, özelleştirilen mevcut kamu kuruluşları ya da özel şirketlerin hisse devirleri kapsamında geldi. Sıfırdan yatırım için gelen yok denecek düzeydeki doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının hacmi değişmedi.

İŞSİZLER ORDUSU 5 MİLYONU AŞTI

AKP döneminde kaydedilen ucuz kura bağlı ve ithalata dayalı yüksek oranlı büyüme, Türkiye’den çok diğer ülkelerin üretim ve istihdam artışına katkı yaptı. Milli gelir kağıt üzerinde hızla büyürken, işsizlik azalmadı. Umudunu yitirerek iş aramaktan vazgeçenler ve eksik istihdamdakiler de dahil edildiğinde 2002 yılında 4.8 milyon olan geniş tanımlı işsizler ordusu, 6 milyonu geçti. (ANKA)

Kaynak: (Ankara Haber Ajansı)

Konu ÖnceVatan_58 tarafından (19.09.2010 Saat 11:40 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Arka Arkaya Mesajlar Yazdığınızdan Dolayı Flood Önleyici Devreye Girdi. Mesajlar Sistem Tarafından Otomatik Olarak Birleştirilmiştir..
ÖnceVatan_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı ÖnceVatan_58'e Teşekkür Ediyor...
Alt 19.09.2010, 14:08   #72
Arif Coşkun
Moderator
 
Arif Coşkun - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Arif Coşkun Şuan Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 10.05.2016 19:12

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 61
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10 Arif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende Zukunft
Standart Cevap: UYAN TÜRKİYE...

Alıntı:
LaEdri Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
Sorun ne abi biliyor musun?
Birilerinni hayellerine bile girmeyen icraatler,bu ülkede gerçekleşiyor artık.Ve CHP mantığı bunu asla görmedi görmeyecek de.Her tarafa çok iyi yollar yapıldı,dağlar taşlar parçalandı,delindi yapıldı o yollar.Başka illere hiç bakmaya gerek yok.Sadece Sivas'a bakmak bile kafi yollar bakımından.
Hem yalan söylediğimi düşünüyorsan araştır öğren sonucu paylaş,ikimizden biri özür dilesin.

"Ülkemizde toplam karayolu uzunluğu köy yolları hariç 63.899 km’dir. Otoyol uzunluğu 1.987 km (% 3.1), bölünmüş (duble) yol uzunluğu 13.052 km (% 20.4), devlet yolu uzunluğu 31.333 km (% 49) ve il yolu uzunluğu da 30.579 km (% 47.9)’dur. "



Hollanda'nın kuzey-güney uzunluğu 306 km, doğu-batı genişliği ise ortalama 250 kilometredir.ancaak karayolu uzunluğu ise 134.981 kmdir..

Hollanda gibi küçücük bir ülkede bu uznulukta karayolu varsa,2200km otoban varsa,bizim ülkemizde 12.000 km duble yol çok azdır bile.Ancak CHP mantığına çok bile!


Tamam olduktan sonra 63. bin değil 163 bin de olur ona birşey dediğimiz yok ancak Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan normal yol 5.bin km. iken son sekiz yılda 5 bin normal yol hariç, Sadece 12.000 km. duble yol akp yaptı demek yine abartılı, iddia ediyorum Türkiye'nin bir uçtan bir ucuna yani Edirne'den Kars'a kadar duble 6 kez gidip gelmek uzunluğu demektir. Başka bir deyişle hemen hemen iller arasında normal yol kalmayıp duble yolla örülmüş demektir.
Araç sayısına gelince bugün 3 binlira cebine koy alırsın ayağını yerden kesen bir araç, bir 10 yıl sonra çıkar araç sayısı belkide 50 milyona, nasıl olsa memurum, emeklim, çiftçim,işçim aldığı maaş zamlarıyla aldığı parayı harcayacak yer bulamıyor ne yapacak araçlarıda olsun artık.
Takmışın bir chp mantığına, ben senin mantığını hiç anlayamadım. Bunları chp li biride yazsa abartılı yok bunu yaptık yok şunu yaptık diye aynı eleştiriyi onlarada yazarım çünkü görünen köy klavuz istemez.Amacımız particilik oyunu değil ülkenin gerçek gündemi, kimki bu ülkeye faydalı yararlı şeyler yapar hepisine saygımız vardır, bugün akp hükümeti hepmi kötü yaptiği iyi hiçmi birşey yokmu? Var elbette, yaptığı güzel şeylerde var ancak klasik bir söz ama "üç yanlış bir doğruyu götürüyor" derler.
Ha bu arada bir metre sen al bir de ben alayım, işi gücü bırakalım ülkeyi tarayalım not tutalım bakalım hangimizin hesabı doğru çıkarsa o zaman özürümüzüde dileriz.
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin"
Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 19.09.2010, 17:33   #73
LaEdri
Usta Yiğido
 
LaEdri - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
LaEdri Şuan LaEdri isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 12.06.2006
Mesajlar: 6.011
Tecrübe Puanı: 1284 LaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDI
Standart Cevap: UYAN TÜRKİYE...

Alıntı:
Arif Coşkun Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
Tamam olduktan sonra 63. bin değil 163 bin de olur ona birşey dediğimiz yok ancak Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan normal yol 5.bin km. iken son sekiz yılda 5 bin normal yol hariç, Sadece 12.000 km. duble yol akp yaptı demek yine abartılı, iddia ediyorum Türkiye'nin bir uçtan bir ucuna yani Edirne'den Kars'a kadar duble 6 kez gidip gelmek uzunluğu demektir. Başka bir deyişle hemen hemen iller arasında normal yol kalmayıp duble yolla örülmüş demektir.
Araç sayısına gelince bugün 3 binlira cebine koy alırsın ayağını yerden kesen bir araç, bir 10 yıl sonra çıkar araç sayısı belkide 50 milyona, nasıl olsa memurum, emeklim, çiftçim,işçim aldığı maaş zamlarıyla aldığı parayı harcayacak yer bulamıyor ne yapacak araçlarıda olsun artık.
Takmışın bir chp mantığına, ben senin mantığını hiç anlayamadım. Bunları chp li biride yazsa abartılı yok bunu yaptık yok şunu yaptık diye aynı eleştiriyi onlarada yazarım çünkü görünen köy klavuz istemez.Amacımız particilik oyunu değil ülkenin gerçek gündemi, kimki bu ülkeye faydalı yararlı şeyler yapar hepisine saygımız vardır, bugün akp hükümeti hepmi kötü yaptiği iyi hiçmi birşey yokmu? Var elbette, yaptığı güzel şeylerde var ancak klasik bir söz ama "üç yanlış bir doğruyu götürüyor" derler.
Ha bu arada bir metre sen al bir de ben alayım, işi gücü bırakalım ülkeyi tarayalım not tutalım bakalım hangimizin hesabı doğru çıkarsa o zaman özürümüzüde dileriz.
Bunlar resmi veriler abi.Kanıtlamak için son sekiz yılda yapılmış duble yolları adım adım sayacak değiliz ya.Hükümetimiz tabi ki mükemmel dört dörtlük bir hükümet değil ancak vasatın üstünde.Duble yol yağımı,ücretsiz kitap dağıtımı,tüm hastanelerden ve eczanelerden faydalanbilme gibi yatırımlar eleştirilemez.Bazı yatırımalr kimine göre iyi kimine göre kötü,bazıalrı da herkesçe kötü..12.000km yolun neresi abartı bilmiyorum anlamadım.Hollanda'da sadece 2220 km otoban varken,ülkemizde bu 12.000 km dublenin neresi abartı?
__________________
Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.(Enbiya-52)
LaEdri isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı LaEdri'e Teşekkür Ediyor...
Alt 19.09.2010, 18:03   #74
sandalli
Usta Yiğido
 
sandalli - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
sandalli Şuan sandalli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.04.2016 19:58

Üyelik Tarihi: 20.02.2006
Mesajlar: 38.277
Tecrübe Puanı: 4524 sandalli ist jedem bekanntsandalli ist jedem bekanntsandalli ist jedem bekanntsandalli ist jedem bekanntsandalli ist jedem bekanntsandalli ist jedem bekannt
Standart Cevap: UYAN TÜRKİYE...

Gercekten cok kisa bir zamanda büyük isler yapildi, gözümüzün gördügünü bile inkar edecek kadar partizanlik yapmayin, yapilan isleri taktirle karsiliyorum, tüm engellere ragmen cok üstün bir calisma gerceklestirildi. 8 yil sonra Türkiye dünyanin sayili ülkelerinden olacak insaallah.
__________________
Yağmurlar Islanıyor
sandalli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı sandalli'e Teşekkür Ediyor...
Alt 19.09.2010, 18:11   #75
bilal kose
Usta Yiğido
 
bilal kose - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
bilal kose Şuan bilal kose isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 16.02.2015 15:33

Üyelik Tarihi: 18.11.2008
Yaş: 50
Mesajlar: 27.062
Tecrübe Puanı: 3293 bilal kose BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart Cevap: UYAN TÜRKİYE...

Ak Partinin icraatlarıdır:

Acil Eylem Planı

AK PARTİ iktidarı "Türkiye'de artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak" sözü doğrultusunda henüz işbaşı yapmadan bir İLK'e imza attı, yapacaklarını Acil Eylem Planı'yla kamuoyuna açıkladı. 1 ay, 3 ay, 6 ay ve 1 yıllık periyotlar halinde hazırlanan Acil Eylem Planı ile AK PARTİ iktidarının sanayide, ticarette, tarımda, üretimde, eğitimde, sağlıkta, sosyal güvenlikte, hukuk ve adalet sisteminde atacağı her adım takvime bağlanarak, taahhüt altına alındı.

Tek Parti İktidarı

3 Kasım 2003 seçim sonuçları ile AK PARTİ, 1991'den sonra İLK kez "gitti-geldi", "çatladı-yıkıldı" tartışmalarıyla ülkeyi kaos ve istikrarsızlık ortamında tutan "sağlı-sollu koalisyonlar dönemini noktaladı. Tek başına iktidar, istikrarı sağladı. Koalisyonlar, kaos ve kavgalarla kaybedilmiş yılların, yitirilmiş inancın kazanılması için kollar sıvandı, çalışmalar başladı. Kısa sürede, Türkiyenin yolu ve ufku açıldı. Pek çok başarıyı İLK kez AK PARTİ iktidarıyla tattık, büyük işlerin EN iyi noktasına AK PARTİ ile ulaştık.

En Düşük Enflasyon :

Enflasyon 35 yıl aradan sonra İLK kez AK PARTİ İktidarı ile tek haneli rakamlara indi. Önceki dönemlerde yüzde 130'lar seviyesine kadar çıkan enflasyon, 35 yıl aradan sonra İLK kez 2004 yılında yüzde 9.32 oranı ile EN düşük seviyesine geriledi. Türkiye enflasyon canavarını İLK kez kalıcı biçimde dizginledi. 2005 yılı sonu enflasyon rakamı olarak da yüzde 8 hedeflendi.

Negatif Enflasyon

AK PARTİ İktidarı ile Türkiye 1987 yılından sonra ilk kez negatif enflasyonla tanıştı. 2003 ve 2004 yıllarının bazı aylarında TÜFE ve TEFE'de eksi enflasyon sağlandı.

En Yüksek Büyüme

EN yüksek oranda ekonomik büyümeyi AK PARTİ iktidarı sağladı. 2001'de 9.5 oranında küçülen ekonomimiz, 2004'te yüzde 9.9 büyüdü. Türkiye, 2004'te Dünyanın EN hızlı büyüyen ekonomisi olurken, son 39 yılın da büyüme rekoru kırdı. Hatırlatalım, AK PARTİ iktidarı öncesi 23 yılın büyüme oranı ortalaması yüzde 3.76.

Kişi Başına Milli Gelir

Kişi Başına Milli Gelir, AK PARTİ iktidarında rekor seviyeye çıkarak, tarihimizin EN yüksek rakamına ulaştı. 2002'de, 2 bin 160 dolar düzeyinde olan kişi başına milli gelir, 2004 yılında, iki yılda iki katına yakın bir artışla 4 bin 172 dolara tırmandı.

Toplam Milli Gelir

Koalisyon krizleriyle sürekli küçülen Türkiye ekonomisi, AK PARTİ iktidarı ile tüm zamanların EN yüksek büyüklüğüne erişti. 2002 yılında 184 milyar dolar olan toplam milli gelirimiz, 300 milyar doları aştı. Bu alanda da AK PARTİ milletimizin güvenini karşılıksız bırakmadı.

Azalan Bütçe Açığı

İLK defa bütçe açığı tahminlerin altında kaldı. 2003 yılında bütçe açığı 45.2 katrilyon lira olarak öngörüldü, 40.2 katrilyon lira olarak gerçekleşti. 2004 yılı sonunda, da 45.8 katrilyon lira olarak öngörülen bütçe açığı, 15.5 katrilyon lira eksikle, 30.3 katrilyon lira olarak gerçekleşti.

Artan Tasarruf

Öngörülen bütçe harcamalarında EN büyük tasarruf AK PARTİ iktidarı ile sağlandı. Bütçe harcamaları, 2003 yılında hedeflenenden %3.8, 2004'te ise %5.7 oranında daha az gerçekleşti.

Lojmanlar Boşaldı

Daha İLK günden 37 olan bakanlık sayısı 23'e indirildi. Kamuda tasarrufa, milletvekili lojmanlarından başlayan AK PARTİ iktidarı ile İLK kez milletvekilleri lojmanları boşaltılarak, satışa çıkarıldı.

İhracat Rakamları

1988'den bu yana EN yüksek oranda ihracat artışı AK PARTİ iktidarı ile sağlandı. Türkiye 1980'lerde bir yılda yaptığı ihracatı, bir ayda yapar hale geldi. Önceki yıllarda ortalama yüzde 9 oranında artan ve 2002 yılı sonunda 36 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracatımız, 2003'te yüzde 31, 2004'te ise yüzde 33.4 arttı. Böylelikle, 203 yılında 47 milyar olarak gerçekleşen ihracatımız, 2004'te 63 milyar dolara ulaştı. 2005 hedefimiz ise 75 milyar dolar.

En Düşük Faiz Düzeyi

EN yüksek oranda faiz indirimi AK PARTİ iktidarı ile sağlandı. Borçlanma faiz oranları yüzde 90'lardan yüzde 15'lere çekildi.

Faizde Tasarruf

Düşük faiz oranlarıyla Türkiye İLK kez faiz ödemelerinden katrilyonlarca lira tasarruf elde etti. Faiz ödemelerinden sağlanan tasarrufun tutarı, 2003 ve 2004 yıllarında toplam 14.8 katrilyon TL'ye erişti.

Faizin Vergiye Oranı Düştü

Faiz harcamalarının vergi gelirlerine oranında EN büyük iyileşme AK PARTİ iktidarı ile sağlandı. 2001 yılında vergi gelirlerinin tamamı faiz harcamalarını karşılamada yetersiz kalırken, 2004'te vergi gelirlerinin sadece yüzde 56'sı bu amaçla kullanıldı. 2005'te bu oranı yüzde 47.5 seviyesine düşürerek, bütçe üzerindeki faiz baskısını daha da kıracağız.

Faiz Baskısı Azaldı

2001 yılı sonunda Milli Gelirin yüzde 23.3'ü olan faiz yükünde EN büyük düşüş AK PARTİ iktidarı ile gerçekleşti. Yüzde 23.3 oranı, 2003 yılında AK PARTİ ile yüzde 16.4'e, 2004 yılı sonunda ise yüzde 13.3'e geriledi.

Vergi Kaybı Azaldı

Türkiye, EN yüksek oranda vergi tahsilatı rakamına da AK PARTİ iktidarı ile ulaştı. Vergi gelirlerinin tahsilat tahakkuk oranı 2003 yılında %92.5 iken, 2004 yılında %93'e yükseldi.

Faiz Dışı Fazla Arttı

Vergi gelirlerinin faiz dışı harcamaları karşılama oranında en büyük iyileşme, AK PARTİ iktidarı ile sağlandı. 2004 yılında son 10 yılın EN yüksek oranı olan %106 seviyesine ulaşıldı. Artık vergi gelirlerimiz faiz dışı harcamalarımızı aşmış bulunmakta.

Borç Oranı Azaldı

Ekonomilerin borç yükünü tartmada EN önemli gösterge, kamu net borç stokunun milli gelire oranıdır. Kamu net borç stokunun milli gelire oranında EN büyük iyileşme AK PARTİ iktidarı ile sağlandı. 2001'de yüzde 90.5 olan kamu net borç stokunun milli gelire oranı AK PARTİ ile 203 yılı sonunda yüzde 70.4'e, 2004 yılı sonunda ise yüzde 63.5 düzeyine geriledi. Maastricht Kriteri olan yüzde 60'a sadece 3,5 puan kaldı.

Vergi İndirimleri

EN fazla alanda ve EN yüksek oranda vergi indirimini AK PARTİ iktidarı yaptı. Kurum kazancı üzerinde yüzde 65'lere varan vergi yükü, yüzde 45'lere çekildi. Kurumlar vergisi oranı yüzde 30'a indirildi. Ücret gelirleri ile diğer gelirlerin vergileri 5 puan düşürüldü.

TL, YTL oldu

Düzelen ekonomik göstergeler sayesinde Türkiye İLK kez parasından altı sıfır atmayı başardı. Türk Lirası itibar ve güven kazandı.

Nema Ödemeleri

Yıllardır Tasarrufu teşvik fonu'nda toplanan ve nereye harcandığı bilinmeyen katrilyonlar İLK kez ödeme planına bağlandı.

Hedefler Tuttu

Ekonomide öngörülen hedeflerde yüzde 100'lere varan sapmalar yaşayan Türkiye'de çeyrek asırdır İLK kez bütün makro hedefler AK PARTİ iktidarı ile gerçekleşti. "Enflasyon 2003 yılı sonunda yüzde 2 olacak" dendi, yıl sonunda enflasyon yüzde 18.4'e geriledi. "2003'te Türkiye yüzde 5 büyüyecek" dendi, büyüme yüzde 5.9 oranında gerçekleşti. "Faiz dışı fazla yüzde 6.5 olacak" dendi, yüzde 6.5 olarak gerçekleşti.

KOBİ'lere Kredi

İlk kez AK PARTİ iktidarı ile KOBİ'lere sıfır faizle ihracat kredisi sağlandı.

Esnafın Kredi Faizi

Esnaf kredi faizlerinde EN büyük indirimi AK PARTİ iktidarı yaptı. 2002 yılında yüzde 52 olan faiz oranı yüzde 18'e kadar çekildi. Esnafın kredi borçları yeniden yapılandırıldı.

Esnaf Kredilerinin Miktarı

Esnafa EN düşük faizle EN yüksek miktarda krediyi AK PARTİ iktidarı sağladı. 2002 yılında 154 trilyon TL olan kredi miktarı 2003'te 686 trilyona çıkarıldı. 2004'te esnaf kredilerinin tutarı 1 katrilyon 164 trilyon TL'ye ulaştı. 2005 yılında ise düşük faizli kredi tutarı 2 katrilyon TL'yi aştı.

İstihdamın Önü Açıldı

Her yıl iş gücüne 60 bin kişinin katıldığı ülkemizde, 2004 yılında 64 bin vatandaşımız İLK kez iş bularak çalışmaya başladı.

Genç Girişimciler

Girişimci Sermaye Şirketleri Mevzuatı ile üniversiteyi bitirmiş, projesi olan ama sermayesi bulunmayan genç girişimcileri teşvik için, genç girişimcilerin sermaye şirketlerine İLK defa vergi muafiyeti sağlandı.

Özürlü İstihdamı

Yasal bir zorunluluk olan özürlü istihdamı konusunda EN önemli ilerlemeyi AK PARTİ iktidarı yaptı. Yeni düzenlemeler neticesinde, 17 bin 295 özürlü vatandaşımız İLK defa işe girdi.

Kapasite Kullanım Oranı

İlk kez AK PARTİ iktidarı ile imalat sanayinde kapasite kullanım oranı yüzde 84'e tırmandı. Üretim ve istihdam arttı.

Bürokrasi Azaldı

Girişimcileri bıktıran şirket kuruluş işlemleri İLK defa 19 aşamadan 3 aşamaya, süresi de bir kaç haftadan bir kaç saate indirildi.

Yabancı Sermaye Girişi

Yabancı sermaye girişinde EN yüksek rakam AK PARTİ iktidarı ile sağlandı. Ülkemize fiilen giren yabancı sermaye tutarı 2004'te, önceki dönemlere oranla EN büyük artışı yakalayarak , yüzde 48 oranında arttı. Geride bıraktığımız iki yıl içerisinde Türkiye'de 3095 yeni yabancı sermayeli firma kuruldu.

Turizm Gelirleri

2004 yılında Türkiye 17.5 milyon kişi ile EN çok sayıda turisti ağırladı. 15.9 milyar dolar turizm geliri kazandı. Turizmde çeşitlilik arttı, rakamlar değişti.

Tarımsal Kredi Faizleri

Tarımsal kredilerin faiz oranlarında EN yüksek indirimi AK PARTİ iktidarı sağladı. 2001'de yüzde 90 olan tarımsal kredi faiz oranı yüzde 18'e kadar çekildi.

Tarım Gönüllüleri

AK PARTİ iktidarı ile uygulamaya konulan "Köy Merkezli Tarımsal Üretime Destek Projesi" yle köylerimize İLK defa, çiftçilerimize tarım ve hayvancılık konusunda danışmanlık hizmeti vermek üzere 1000 uzman tarım danışmanı gönderildi.

Tarımsal Destek Miktarı

İki yılda 5.7 katrilyon TL ile EN yüksek tarımsal desteklemeyi AK PARTİ iktidarı yaptı. Çiftçiye ucuz mazot desteği uygulamasını da İLK kez AK PARTİ iktidarı başlattı. Mazot ödemelerinin tutarı 700 trilyon TL'yi aştı.

Çiftçinin Faiz Borcu Silindi

Çiftçilerimizin birikmiş 1.9 katrilyon TL tutarındaki borçları İLK kez yeniden yapılandırılarak, 1 katrilyon TL'si silindi. Kalan miktar ise 3 yıla vadelendirildi. Ağır faiz yüküyle haciz ve hapis kıskacına alınan köylülerimiz İLK kez bu kadar kısa bir sürede, bu kadar büyük bir borçtan kurtuldu. Hak yerini buldu.

Ürün Destek Primi

Türkiye'de İLK defa "ürün kalite destek primi" uygulamasına geçildi. Böylece üreticilerin daha fazla gelir elde etmeleri temin edildi.

Traktör Satışları

Tarım kesimine yapılan desteklemelerle traktör satışları EN yüksek düzeyine ulaştı. Çiftçimiz yeniden toprağıyla barıştı. 2002 yılında sadece 6300 traktörün satıldığı ülkemizde 2003 yılında 16 bin, 2004 yılında ise 20 bin adet sıfır kilometre traktör satışı yapıldı.

Bağ-Kur'lu Çiftçi Maaşı

Bağ-Kur'lu çiftçiye EN yüksek oranda maaş artışını AK PARTİ iktidarı yaptı. İli yılda yüzde 130 artışla Bağ-Kur'lu çiftçi aylığı 110 milyon TL'den 254 milyon TL'ye yükseltildi.

Bağ-Kur Maaş Artışı

Bağ-Kur'luya bu kadar kısa zamanda EN yüksek maaş artışını AK PARTİ iktidarı yaptı. Yüzde 91'lik artışla, 189 milyon TL olan Bağ-Kur'lu aylığı 361 milyon TL'ye çıkarıldı.

SSK Maaş Artışı

SSK maaşlarına EN kısa sürede ve EN yüksek oranda artışı da AK PARTİ iktidarı yaptı. SSK aylığı yüzde 58.9'luk artışla 282 milyon TL'den 448 milyon TL'ye çıkarıldı.

Emekli Maaşı

55 milyon emeklimiz EN yüksek maaş artışını AK PARTİ iktidarı ile yaşadı. Ekim 2002'de 189 milyon TL olan ortalama emekli maaşı, Ekim 2004'te 361 milyon TL'ye ulaştı. Emeklilerimize program dışı ödemelerin tutarı 3 katrilyon TL'yi aştı.

Asgari Ücret

Asgari ücret rakamı da EN yüksek artış oranına AK PARTİ iktidarı ile erişti. 2002'de 184 milyon TL olan asgari ücret rakamı, rekor artışlarla, 2005 yılı başında 350 milyon TL'ye ulaştı.

İlaçta Büyük İndirim

İlaç fiyatlarında yüzde 80'lere varan indirim İLK kez AK PARTİ iktidarı ile gerçekleşti. İlaç fiyatlarındaki indirim oranı, ortalamada yüzde 30 olarak gerçekleşti. Böylelikle hem vatandaşımız rahatladı hem de devletin sırtında milyar dolarlara ulaşan ilaç yükü yüzde 30 oranında azaldı.

Ücretsiz Tedavi

AK PARTİ iktidarı ile İLK kez yeşil kart sahibi olmayan vatandaşlarımızın sağlık harcamalarının tamamının, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'ndan karşılanması uygulamasına başlandı.

Ücretsiz İlaç

Yeşil kart sahipleri tamamen ücretsiz ilaç alabilme hakkına İLK kez AK PARTİ iktidarıyla kavuştu.

Rehineler Kurtuldu

Hastane kapılarında rehin alındığımız günler İLK kez AK PARTİ iktidarı ile sona erdi.

Sağlıkta Tek Çatı

Kamu sağlık hizmetleri İLK kez AK PARTİ iktidarı ile tek çatı altında toplandı. Artık SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığına bağlı hastalarımız, sağlık sistemi içerisinde yer alan bütün sağlık kuruluşlarından hizmet alabiliyor. Aile hekimliği uygulaması ve genel sağlık sigortası da Türkiye'nin AK PARTİ iktidarı ile ulaştığı İLK'ler arasında yerini alacak. Sağlık güvencesine sahip olmayan hiç bir vatandaşımız kalmayacak.

Kaçak Elektrikle Mücadele

Kaçak elektrikle mücadelede EN büyük başarı AK PARTİ iktidarı ile sağlandı. 1 Ocak 2003 tarihinde başlayan kayıp-kaçakla mücadele ve tahsilatın artırılması çalışmaları kapsamında 25 milyon abonenin 13 milyonu tarandı.

Elektrikte İndirim

Önceki iktidarlar döneminde her ay otomatik zam yapılan elektriğe İLK kez 30 ay boyunca hiç zam yapılmadı. Fatura başına kesilen güç bedeli uygulaması İLK kez kaldırıldı.

Elektrikte TRT İndirimi

Elektrik faturalarında TRT'ye kesilen %3.5 oranındaki pay İLK kez %2'ye düşürüldü ve bu indirim Mart 2003 tarihinden itibaren halkımıza yansıtıldı

Akaryakıt Zamları

İLK kez Türkiye'de akaryakıt fiyatlarındaki artış oranı, ham petrol fiyatlarında yaşanan artışın altında kaldı. 2003 ve 2004 yıllarında üretici ülkelerde ham petrol fiyatı ortalama yüzde 75 oranında artarken, bu oran Türkiye'de yüzde 60 seviyesinde kaldı.

Doğalgaz Hatları

EN uzun doğalgaz boru hattı döşeme işi

Doğalgaz İndirimi

Türkiye'de İLK kez doğalgaz fiyatlarında indirim AK PARTİ iktidarı ile gerçekleşti. 2003 yılında doğalgaz satış fiyatlarında sanayi sektörü için yüzde 27, konut sektörü için ise yüzde 24 oranında indirim sağlandı.

Doğalgaz Üretimi Arttı

Doğalgaz üretiminde EN yüksek artış da AK PARTİ iktidarı ile sağlandı. Türkiye'nin toplam doğal gaz üretimi 2002'de 271 milyon metreküp iken, bu rakam 2003'ün ilk 9 ayında %50 oranında üretim artışıyla 407 milyon metreküpe ulaştı.

Bor Enstitüsü

Bor kaynaklarının kullanımına ilişkin İLK büyük adım AK PARTİ iktidarı ile atıldı. Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü kuruldu ve çalışmalarına başlandı.

Yakacak Yardımı

İhtiyaç sahiplerine sistemli ve yaygın yakacak yardımını İLK kez AK PARTİ iktidarı yaptı. 2003 yılında 800 bin ton, 2004 yılında ise1.2 milyon ton olmak üzere, iki yılda toplam 2 milyon ton ücretsiz kömür dağıtımı yapıldı.

Sosyal Yardımlar Arttı

Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'na İLK kez ciddi miktarda kaynak sağlandı. Kuruluşundan bu yana İLK kez Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu kaynaklarının tümü, ekonomik ve sosyal yoksunluk içinde olan kişi ve ailelerin temel ihtiyaçlarına tahsis edildi.

Aile Yardımı

Yoksulluk nedeniyle çocuklarını okula gönderemeyen ailelerin ekonomik yönden desteklenmesine İLK defa süreklilik kazandırıldı.

Aile Araştırma Kurumu

On yıldır teşkilat yasası olmadan hizmet veren Aile Araştırma Kurumu ile Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, çıkarılan yasa ile İLK kez resmi statüye kavuşturuldu.

Tüketiciyi Koruma

Tüketicinin korunması hakkındaki kanunda değişiklik yapılarak İLK kez faiz artımının tüketiciye EN az 30 gün önceden bildirilmesi zorunluluğu getirildi. Böylelikle tüketici kredilerindeki faiz artımının geçmişe dönük uygulanamayacağı hükme bağlandı.

Milli Eğitim İlk Sırada

İlk kez bütçeden EN yüksek pay milli eğitime ayrıldı. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi diğer tüm bakanlıkları geride bıraktı.

Ücretsiz Ders Kitabı

İLK kez İlk ve orta öğretimde tüm ders kitapları ücretsiz dağıtıldı. 2003'te olduğu gibi 2004'te de öğrenciler İLK ders günü kitaplarını sıralarında buldular.

Eğitim İçin Herşey

İLK kez 2005-2006 eğitim-öğretim yılından itibaren liselerin 4 yıla çıkarılması karara bağlandı.

Eğitime %100 Destek

İLK kez eğitim harcamalarının tamamının vergiden düşülmesine imkan sağlandı. İLK kez Eğitime %100 destek kampanyasıyla iki yılda yaklaşık 10 bin derslik, Türk Milli Eğitimi'ne kazandırıldı.

Burs Artışı

45 milyon TL olan yükseköğrenim bursları EN yüksek artış oranıyla 110 milyon TL'ye çıkarıldı.

Öğrenci Bursları

EN fazla sayıda öğrenciye EN yüksek miktarda öğrenim kredisini AK PARTİ iktidarı sağladı. İLK kez talep sahiplerinin tümüne öğrenim kredisi sağlandı.

Orta Öğretim Bursları

AK PARTİ iktidarı ile ilk ve orta öğretim bursları İLK kez yüzde 192'lik rekor düzeydeki artışla 13 milyon 750 bin liradan 40 milyon 540 bin liraya çıkarıldı.

Demokrasi Meclisleri

İlk kez uygulamaya konulan "Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Projesi" ile geleceğimizin teminatı öğrencilerimiz arasında demokrasi bilincinin yerleştirilmesine yönelik önemli adımlar atıldı.

Okullaşma Oranı

En yüksek okullaşma oranı AK PARTİ iktidarı ile sağlandı. Yüzde 11 oranında olan okul öncesi okullaşma oranı yüzde 16.1'e çıkarıldı.

Bilimsel Araştırmalar

Bilimsel Araştırmaya İLK kez AK PARTİ iktidarı ile yüksek miktarda kaynak ayrıldı. 2005 yılında TÜBİTAK'a, Türkiye'nin Ar-Ge politikasının gelişimi için tam 456 Trilyon TL kaynak sağlandı.

Haydi Kızlar Okula

İLK kez hayata geçirilen "Haydi Kızlar Okula" kampanyası ile eğitim sürecinin dışında kalmış kız çocukları eğitime kazandırıldı. Bu kampanyayla 113 bin kız çocuğu okula başladı.

Karayolu Taşıma Kanunu

Modern Türkiye için çok gecikmiş bir reform olan " Karayolu Taşıma Kanunu" İLK defa AK PARTİ iktidarı ile yürürlüğe girdi.

Duble Yollar

Duble yol yapımında EN büyük atılımı AK PARTİ iktidarı yaptı. İki yılda 3600 km duble yol tamamlanarak hizmete açıldı. Kararlıyız.. 15 bin kilometre duble yol hedefine erişeceğiz.

98 Bin Konut

EN yüksek sayıda toplu konut yapımını AK PARTİ iktidarı gerçekleştirdi. 1984'ten 2002 sonuna kadar geçen süre içerisinde 43 bin 145 konut üreten TOKİ, AK PARTİ iktidarı ile son iki yıl içerisinde rekor düzeyde bir başarı sağlayarak, tam 94 bin 993 konutun inşasına başladı.

Artık Uçuyoruz

Hava ulaşımında sağlanan indirimle, on binlerce vatandaşımız İLK kez uçağa bindi. Yılın ilk çeyreğinde de yolcu sayısı son on yılın EN yüksek artışını göstererek, yüzde 22.6 ile 2 milyon 961 bine ulaştı.

250 Milyon Fidan

İLK kez 2005 yılında, bir kaç yıl içinde 250 milyon adet fidanın toprakla buluşturulması planlandı.

Ağaçlandırma Hamlesi

Ağaçlandırmada hamle kabul edilen İLK çalışmayı AK PARTİ iktidarı yaptı. 2004 yılında ücretsiz 5 milyon adet fidan dağıtıldı.

Kent Ormanları

AK PARTİ iktidarı ile İLK kez Kent Ormanları kuruldu. 33 ilde hizmete açılan kent ormanlarının sayısı bu yıl 40'a çıkacak, gelecek yıl ise ülke geneline yayılacak.

Çevreye Karşı Suçlar

İLK kez "çevreye karşı işlenen suçlar" a müeyyide getirildi. Yeni TCK'nın "topluma karşı suçlar" kısmına "Çevreye Karşı Suçlar" ifadesi eklendi.

Her Yerde Türkiye

İLK kez bir Türk Başbakanı 2.5 yılda 55 ülkeye 99 ziyaret gerçekleştirdi.

Başı Dik Dış Politika

AB üyesi ülkelerin tamamına resmi ziyaret ilk kez bu dönemde gerçekleştirildi. ABD ve AB ile köklü ilişkilerimizin yanında Asya, Afrika ve Ortadoğu ve Uzakdoğu ile de ilişkilerimiz derinleşti.

Kıbrıs'ta Kuşatma Kalktı

AK PARTİ iktidarının Kıbrıs Konusundaki yapıcı, uzlaşıya açık ve çözümden yana samimi tutumu sayesinde, Kıbrıs tarihinde İLK kez sorunun esas kaynağının Türk Tarafı olmadığı uluslararası camiaya kanıtlandı.

Mekik Diplomasisi

İLK kez uygulanan "mekik diplomasisi" ile Avrupa Birliği müzakerelerinde büyük başarı sağlandı. Türkiye AB'den müzakere tarihi aldı.

Kopenhag Kriterleri

Avrupa Birliği resmi belgelerinde İLK kez ülkemizin "Kopenhag Kriterlerini yerine getirdiği" açıkça vurgulandı.

AB Uyum Komisyonu

TBMM'de LK kez Avrupa Birliği Uyum Komisyonu kuruldu. Türkiye'nin AB ülkelerinde tanıtılması amacıyla İLK kez AB İletişi Grubu oluşturuldu.

Nato Zirvesi

Türkiye NATO zirvesine İLK kez AK PARTİ iktidarı ile ev sahipliği yaptı. 52 yıllık NATO üyeliği tarihinde İLK kez böylesi önemli bir organizasyona ev sahipliği yapan ülkemiz, bu zorlu görevi başarı ile tamamladı.

İslam Konferansı

İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreterliği görevine İLK kez bir Türk getirildi. 2004 yılında İstanbul'da gerçekleştirilen İslam Konferansı Örgütü Zirvesi'nde Genel Sekreterlik görevine Ekmeleddin İhsanoğlu seçildi.

Başbakan Selanikte

Başbakan Erdoğan, Mayıs 2004'te gerçekleştirdiği Atina ziyaretiyle 16 yıl aradan sonra Yunanistan'a giden İLK Türk Başbakan oldu. Selanikte Atatürk2ün evini ziyaret etti ve yarım asırlık hasretten sonra Batı Trakya'da Türk Toplumuyla kucaklaştı.

İlk Kez Afrika

Başbakan R.Tayyip ERDOĞAN, gerçekleştirdiği Afrika gezisinde Etiyopya'yı da ziyaret ederek, büyükelçiliğimiz olan bu ülkeyi ziyaret eden İLK Türk Başbakan oldu.

İşbirliği Arttı

Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı TİKA İLK kez AK PARTİ iktidarı ile bir yılda 500'e yakın proje ve faaliyet gerçekleştirdi.

Gelmeyenler Geldi

Güney Kore Cumhurbaşkanı İLK kez Türkiye'yi ziyaret etti. Suriye Devlet Başkanı 57 yıl aradan sonra, Rusya Devlet Başkanı ise 30 yıl aradan sonra İLK kez Türkiye'ye geldi.

TBMM Gücüne Güç Kattı

TBMM EN verimli yasama dönemini AK PARTİ ile yaşadı. TBMM'ye gönderilen kanun tasarı ve tekliflerin yüzde 75'i yasalaştı. Bu oran, 21.dönemde yüzde 51.5, 20.dönemde yüzde 37.1, 19. dönemde ise yüzde 15 olarak gerçekleşmişti.

Meclis Halka Açıldı

TBMM İLK kez geniş halk kitleleriyle kucaklaştı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kapıları 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında düzenlenen sosyal etkinliklerle halkımıza açıldı.

Yolsuzluklarla Mücadele

Yolsuzluklarla mücadeleye etkinlik ve işlerlik kazandırıldı. İLK kez yasa destekli ve sistemli bir kararlılık vurgusu yapıldı. Geçmiş dönemlerin büyük yolsuzluklarına ilişkin EN kapsamlı tahsilat süreci AK PARTİ iktidarı ile başladı. İLK kez vurguncuların yediği yanlarına kalmadı.

Kamu Etik Kurulu

İLK kez AK PARTİ iktidarı ile oluşturulan Kamu Görevlileri Etik Kurulu ile; sorumlu kamu yönetim anlayışının gelişmesine katkıda bulunmanın yanı sıra, yolsuzluk, usulsüzlük ve haksızlığa karşı duyarlığın güçlendirilmesi amaçlandı.

İnsan Hakları

İLK kez AK PARTİ iktidarı ile insan hakları istatistikleri çıkarıldı. Türkiye,uygulamada yaşanan aksaklıkları zaman içinde aşacağını ve bu alandaki özgüvenini kanıtladı.

DGM'ler Kaldırıldı

Yurt içinde ve yurt dışında bir çok eleştirilere maruz kalan DGM'ler kaldırıldı. Siyasi partilerin kapatılması güçleştirildi, düşünce özgürlüğünün önündeki engeller kaldırıldı.

Sivil Toplum

Dernek kurma yaşı İLK kez AK PARTİ iktidarı ile 18'e indirildi. Çıkarılan 4. Uyum Paketi ile dernekleşme özgürlüğü alanında önemli ilerlemeler sağlandı. Yapılan yasal düzenlemelerle, İLK kez farklı dil ve lehçelerde yayın yapılmasına imkan sağlandı.

Suçlar Cezasız Kalmadı

İLK kez töre cinayeti, intihara azmettirme, çocuk düşürme, işyerinde taciz, fuhuş, işkence, bozuk gıda üretme suçlarına önemli müeyyidler getirildi. Türk Ceza Kanunu'nda,78 yıl aradan sonra İLK kez köklü değişiklikler yapıldı.

bunları inkar edecek kadar vicdansiz değiliz herhalde.
bilal kose isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 19.09.2010, 20:43   #76
AĞAOĞULLARI
Tecrübeli Yiğido
NO AVATAR
 
AĞAOĞULLARI Şuan AĞAOĞULLARI isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 08.11.2017 13:02

Üyelik Tarihi: 08.12.2009
Mesajlar: 311
Tecrübe Puanı: 578 AĞAOĞULLARI FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: UYAN TÜRKİYE...

Dünya uyandıkca Türkiye de uyanıyor. Dünya nın uyanması Türkiye ye bu kadar yansıyor. Bunu böyle kabül etmek gerekir. Türkiye de bu geçen zaman
diliminde çok yol kat etti derin uykulardan uyandı yoluna devam ediyor. Bundan sora kimse Türkiyeyi duraklama dönemine sokamaz. 1980 den 2010 yılı arasında Türkiye de ekonomik ve sanayı alanında başarılı işler yapıldı . Bu gün
Türkiye de insan yapacak sanayı ve iş makineleri var. Yavaş yavaş insan gücü
makineleşiyor. Yani on kişinin gördüğü işi bir makine yapıyor. Dolaysıyla her konuda Türkiye nın iş kapasitesi çok yüksek. Şu an aklıma bir konu geldi insan gücü makineye dönüştürülünce insanlar ne yapacak. İşsizlikmi başlayacak veya Dünya bir dar boğaza mı girecek .Bilimsel açıdan düşündürücü bir konu.
Hızlı yaşamak ömrün törpüsüdür hızlı uyanmak ta yanlış yanlışlıklara sebebiyet verebilir. Her şeyin yavaş ve bilinçli hareket edilmesi başarı sağlar.
Türkiye de kültür yüzeyi yükseltikce bilinçli toplum uyanıyor. Uyanan Türkiye kendini yeniliyor. Türkiye uyuyor denilince akla şu geliyor Türkiye de toplum olarak zengin olalım varlıklı olalım yapılması gereken diğer işleri kimler yapacak .
Türkiye de her türlü meslek dalına ihtiyaç var . Fakiri,yoksulu olmayan bir ülke yok her devletin yoksulu da var zengini de var. Bu doğa ve toplumun kanunu dur. Örnek Türkiye de herkes zengin olsa pazardan aldığımız bir sepeti eve kim taşıyacak .Yani hamala dahi ihtiyaç duyuluyor taksiye, vasıflı ,vasıfsız işçiye,
dilençiye, sadaka verecek kişiye dahi ihtiyaç var. Dolaysıyla erken uyanmış sanayısı ekonomisi gelişmiş ülkelerin de uyanları fakirleri ,yoksulları bulunmaktadır. Aksini iddia etmek toplum felsefesine ters düşer. Türkiye normal seyrinde gitmektedir.Türkiye de hoş olmayan olaylar olacaktır bu da
türkiyenın gelişmekte olduğunun bir göstergesi dir.
Bu olaylar böyle gelişmekte iken dünya da da hoş olmayan olaylar oluyor
bunlarda olacaktır.Bunların içinde en önemlisi islam ve hırıstiyan çekişmeleri
bütün hızıyla devam ediyor. her köyün bir ağası her ilçenin her şehrin her beldenin bir ağası olduğu gibi dünya nın da bir ağası var her ülkede çıkan bir olayın içinde parmagı olan Amerika dünya da nefret kazanmiş bir ülkedir. Dünya
tarihi Amerikanın tek başına bir savaş kazandığını yazmamıştır. Başkalarının sayesinde sayeban olmuştur. Böyle olmasına rağmen dünyaya meydan okuyor
ve ağalık yapıyor. Dünya düzeniyle oynuyor savaş çıkarıyor silah satıyor silah ağalarının gönlüne hızmet ediyor silah sanayiini geliştiriyor. Adaletli davranmadığı için bütün islam ülkeleri tarafından dışlanmaktadır. Dünya üzerinde bulunan hırıstiyan toplumlar Amerikanın şemsiyesi altındadır. Her olayın içinde Amerikanın parmağı bulunmaktadır.Sessiz harp yöntemi ile dünyayı yönetiyor ağalık yapıyor. Birleşmiş milletler topluluğu ne zaman çözülürse Amerikanın da gücü son bulur.
Türkiye yi uyuyor olarak düşünmeyelim. Yıl 1919- 2010 (91 yıl) içinde Türkiye nereden nereye geldi yavaş geldi ama temelini sağlam attı. Gerek imalat sanayi gerek montaj sanayii ne derseniz deyin. Günümüze kadar gelen
hükümetler aşama aşama birşeyler yapmışlardır. Türkiye nin uyuduğuna ben inanmam. Hayvan gücünden motor gücüne geçtik 91 yılda büyük işler başarıldı
Bu gün kü gelişmiş ülkelerde aynı merhalelerden geçtiler. Onlar sanayici ve teknolojik olarak doğmadılar onların sevyesine gelmek için çalışmalıyız. sevgiler.
Ağaoğulları
19/09/2010
AĞAOĞULLARI isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı AĞAOĞULLARI'e Teşekkür Ediyor...
Alt 20.09.2010, 11:20   #77
goramaz
Usta Yiğido
 
goramaz - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
goramaz Şuan goramaz isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 14.09.2024 15:55

Üyelik Tarihi: 06.07.2008
Mesajlar: 7.310
Tecrübe Puanı: 1331 goramaz BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart Cevap: UYAN TÜRKİYE...

BİRBİRYLE FARKLI GERÇEKLİĞE İŞARET EDEN faklı yazılar yazılmış. Kşm ne derse desin tRKİYE DIŞA BAĞIMLI BİR ÜLKE.

1. ekonumi

2. adalet

3. halkın yönetimi için siyaset

4. ordu

bu dördü sırasıla iyi olursa yönetim de iyi olur. Kmse kendini kandırmasın akp den önce de milli değerlerimiz peşkeş çekilmedi mi ? Akp de bu z
ncirin bir halkası kimse kimseyi suçlamasın.Nasıl yaşarsanız öyle yönetilirsiniz
__________________
Hoştur bana senden gelen, Ya hil'at ü yahut kefen, ya goncagül ya da diken, kahrın da hoş lütfun da hoş.
goramaz isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 4 Kullanıcı goramaz'e Teşekkür Ediyor...
Alt 20.09.2010, 11:45   #78
ÖnceVatan_58
Usta Yiğido
 
ÖnceVatan_58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
ÖnceVatan_58 Şuan ÖnceVatan_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 15.07.2012 09:54

Üyelik Tarihi: 03.05.2008
Mesajlar: 3.605
Tecrübe Puanı: 967 ÖnceVatan_58 FAZLA SÖZE GEREK YOKÖnceVatan_58 FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart Cevap: UYAN TÜRKİYE...

30 AYLIK AKP İKTIDARI DÖNEMİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN, 60 AK YOLSUZLUK DOSYASI

1-İZMİR TCDD LİMAN TAŞIMA İHALESİ

TCDD İzmir Liman’ı için, yıllık 70 milyon $’lif yükleme-boşaltma isleri için ihale hazırlığı yapılıyor. Daha sonra ihaleden vazgeçiliyor. İhalesiz olarak 15 yıllığına Reha Denizcilik ve Raden Lojistik isimli 2 şirkete veriliyor. Şirketlerin, 15 yılın sonunda arzu ettikleri takdirde 15 yıl daha ise devam edebileceği sözleşmede yer alıyor. (Toplam 30 yıl süreli) Toplam 2 milyar 100 milyon $’lif is ihalesiz veriliyor. Bu firmalardan biri, sözleşme tarihinden 2 gün önce kuruluyor, diğeri de ayni gün kurulusu gerçekleşiyor. Bu şirketin büyük hisseli ortaklarından biri AKP’nin Bakırköy İlçe Başkanlığı’nı yapmış olan Rahmi Genç. Sözleşme imzalandıktan sonra bu kişi, hisselerini devredip, ayrılıyor. Olayın usulsüzlüğü dile getirilince, TCDD Reha Denizciliğin sözleşmesini iptal ediyor. Bu şirketin Genel Müdürü de, diyor ki; “TCDD’nin aleyhine dava açtık, davayı TCDD kaybederse 225 milyon $ tazminat ödeyecek, haberleri olsun.”SONUÇ: TCDD yapılan islerin usulsüz olmadığını açıklıyor.

2-İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ARAÇ SİGORTA İHALESİ

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ağır taşıtlar için, sigorta ihalesi açıyor. Bu ihale, 197 milyar lira ile AKP İstanbul Milletvekili Alaattin Büyükkaya’nin, önceden ortağı olduğu Büyükkaya Sigorta Aracılık A.S’ye veriliyor.SONUÇ: İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ihalenin usule uygun olduğunu açıklıyor.

3-TCDD İSTASYON YENİLEME İHALELERİ

TCDD’den 10 istasyon yenileme ihalesi AKP Kadın Kolları MKYK Üyesi Emine Alioglu’na veriliyor. Bu AKP’li müteahhit hanim, ayni zamanda yeşil kart sahibi. Önce devletten yeşil kartı alıyor, sonra da 10 İstasyon yenileme ihalesini alıyor.SONUÇ: TCDD ihalelerin usule uygun olduğunu açıkladı.

4-GEBZE AKARYAKIT KAÇAKÇILIĞI OLAYI

5 trilyonluk bir hadise. Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Kemal Albayrak dahil, bir çok bürokrat halen yargıda. Kemal Albayrak, AKP Kurucular Kurulu üyesi ve AKP Kırıkkale eski Milletvekili. Türkiye’de, yılda 1,5 milyar $’lif akaryakıt kaçakçılığının olduğu açıklanıyor.SONUÇ: Halen dava yargıda devam ediyor. Olayı ortaya çıkartan Kocaeli Emniyet Müdürü bilahare görev yeri değiştirildi.

5-TMSF OTEL İHALESİ

TMSF, Ceylan Grubu’ndan, banka borcuna karşılık 52,5 milyon $’a Antalya’daki Deluxe Resort Otel’i alıyor. Devir öncesi otel fiyatı, ekspertif raporunda bu şekilde belirtiliyor. TMSF, ayni oteli bu sefer 25.3 milyon $’a satıyor. Ulu soy Grubu alıyor. 27 milyon $ devlet zarar ediyor.SONUÇ: TMSF, yapılan işlemin usule uygun olduğunu açıkladı.

6-DERİNCE ARAZİ ALIMI OLAYI

Özelleştirme İdaresi, Yarımca Porselen Arazisi’ni, 30.5 milyon $’a bir özel şirkete satıyor. Erdemir, 82 milyon $’a ayni araziyi, bu sefer söz konusu özel şirketten satın alıyor. Devlet, 52 milyon $ kendi arazisinden zarar ediyor. Ve Erdemir yönetimi, 2 yıldır bir liman için arazi aradıklarını ifade ediyor, 20 gün içinde en pahalısını seçiyor.SONUÇ: Erdemir, yapılan işlemin usule uygun olduğunu açıkladı.

7-BALIKESİR SEKA KAĞIT FABRİKASI İHALESİ

Fabrika, 30 Haziran 2003′te 1.1 milyon $’a Albayraklar A.S’ye satılıyor. Özelleştirme İdaresi, piyasa değerini 51 milyon $ olarak belirliyor. Sonra Selüloz-Iş Sendikası, mahkemeden satışı iptal ettiriyor. Bu arada ihale iptal edildiği için, bu parayı Özelleştirme İdaresi talep ediyor. Şirket bununla ilgili henüz ödemede bulunmuyor. 12.7 trilyonluk bir varlık kaybı tespit ediliyor. ( Yaklaşık 10 milyon $’lif ) Bu rakam stoktaki malların satılmasından ve alacakları tahsil etmesinden kaynaklanıyor. Mahkemenin iptal kararı Nisan 2004′te. Yani 10 ay sonra.SONUÇ: Maliye Bakanı, gerekenin yapılacağını açıkladı.

8-HALKBANKASI’NDA 30 MİLYON $’LIK KREDİ ZARARI OLAYI

Devlet Bakanı Ali Babacan’a, Net Holding’in 30 Milyon $’lif kredisinin geri alınamayacağı ve hemen müfettiş görevlendirilerek olaya el konulması, aksi takdirde zaman asımına uğratılacağı, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nca ve resmi yazılarla uyarıldığı halde, bir işlem yapılmamış ve30 milyon $ gibi bir alacak zaman asımına uğruyor. Benzeri bir iddia ile, 57. Hükümet’in Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın, Yüce Divan’da yargılanmakta oldukları bilinmektedir.SONUÇ: Bakan ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadı. Müfettişle ilgili, görevi ihmalden dava açıldı.

9-TEKSTİLDE 1 KATRİLYONLUK HAYALİ İHRACAAT OLAYI

2004 yılında, 915.3 trilyonluk Katma Değer Vergisi tahsil edildi. Buna karşılık, 2 katrilyon 83 trilyonluk vergi iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 katrilyonluk hayali ihracata yapıldığı iddiası var. Bu konu ile ilgili Maliye Bakanı Unakitan; “Denizli’de 50 milyon $ ihraca ati olan bir firma, inceleme görmüş. 100 bin $’lif Rusya’ya yaptığı ihracaatlarin alicisi bulunamıyor. Yahu Rusya’da kimi buluyorsun ki? Arasan Rusya’da Başbakan’ı bile bulamazsın. Bu adamın adi olmuş hayalici. İnceleme yapılmış. İnceleme elemanı böyle demiş. İnceleme elemanı kim Allah askına? Maliye Bakanı adına inceleme yapıyor. Maliye Bakanı kim? Yahu Bakan benim ya!” diye konuşabilmiştir.SONUÇ: Bu konu ile ilgili bugüne kadar resmi bir soruşturma açılmamıştır.

10-MAVİ AKIM DOGALGAZDA EK PROTOKOL OLAYI

19 Kasım 2003 tarihinde, Ruslarla ek protokol imzalanıyor. Türkiye, “F1 Formülü” nden vazgeçip, Rusların istediği Fo’i kabul ediyor. Ve 1 Nisan 2005 tarihi itibariyle 8,5 milyar dolar fazladan ödemeye Türkiye razı oluyor. Ana Muhalefet Partisi, konuyla ilgili gensoru verdi. Sayın Başbakan bizzat oylamaya katılıp, gensorunun reddedilmesini sağladı.SONUÇ: Konu ile ilgili yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmemiştir. Ayni ve benzeri konudan, geçen dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer’in, formül değişikliği yaptı diye ve sonucunda devleti 257 milyon $ zarara uğratılmasına sebep olduğu iddiasıyla, Yüce Divan’da yargılanmakta olduğu biliniyor.

11-281 MILYARLIK “HUZURLU ORTAM BULMA” OLAYI

Atilla Basoglu’nun Adana’da şirketi var. Şirketinde Maliye vergi incelemesi başlatıyor. Atilla Basoglu’nun ailesine ait Adana-Yüregir’deki “Yüksel Tekstil” de, vergi kaçırdığı gerekçesiyle, bir süre önce baskın yapılıyor. Ve usulsüzlük dolayısıyla şirkete, 600 milyarlık ceza kesiliyor. Atilla Başoğlu CHP Adana Milletvekili. Bir müddet sonra CHP’den istifa edip, AKP’ ye geçiyor. Ve AKP’ ye geçtiginde ” huzurlu bir ortam buldum” diye bir açıklama yapıyor. AKP Adana Milletvekili Atilla Basoglu’nun aile şirketiyle ilgili 600 milyarlık cezasının, 319 milyara indirildiği ifade ediliyor.SONUÇ: Bu olay kamuoyuna “281 milyarlık huzur ortamı” diye yansıyor.

12-İZMİR HALKAPINAR KAPALI SPOR İNŞAATI İHALESİ

İzmir’de yapılacak Kapalı Spor inşaatı ihalesi için, ilan verilmemiş. 30 trilyonluk bir is. AKP Çankaya Belediye Başkan Adayı’nın sahibi olduğu şirkete, usulsüz olarak verildiği ileri sürülüyor. Hatta 2004 yılı Yatırım Programı’nda, söz konusu salon için, ödeneğin bulunmadığı da ifade ediliyor.SONUÇ: İhalenin usule uygun yapıldığı açıklandı.

13-ULUSAL MARKER TEMİN İHALESİ

Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) 2002-2004′te ihale sürecini başlattı. EPDK önce Ekim 2004′te bir yeterlilik ilanına çıktı ve denildi ki; “ben bu ihaleyi 1 Ocak 2005′te bitireceğim ve marker kullanımına başlayacağım”. Bu ilandan sonra, 3 defa yeni teknik ve idari şartlar getirildi. Ve 2 ayda 200 adet detektör temin etme zorunlulugu getirildi. Tek firmaya yönlendirildi. O da “John Hogg” adli İngiliz firması. 100 trilyonluk iş.SONUÇ: İhale bitirildi. Onaylanma safhasında.

14-SSK’DA İLAÇ YOLSUZLUĞU OLAYI

Roche’un, SSK’ya piyasaya sattiginin 2-3 misli fazla fiyatla ilaç verdigi tespit edildi. Bu konuyla ilgili dava açıldı. Dava sürecinde, SSK’nin 2 üst düzey yöneticisi tutuklandi. 16 sanikli dava, Istanbul 10 Agir ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Savcilik iddianamesinde, SSK’nin nasil batirilmaya çalisildigina yer verildi. Ve Türkiye’nin, ilaç sirketlerine fazladan 6 milyar $ ödedigi ifade edildi.SONUÇ: Yargilama devam ediyor.

15-AYCELL-ARIA BİRLEŞMESİ KONUSU

İtalya Basbakani Silvio Berlusconi’nin ricasi üzerine, AYCEEL-ARIA birlesmesinden dogan AVEA’nin yaklasik 3 milyar $’lif zarari, Hazine’ye yüklendi. Ileri sürüldügüne göre; ” Başbakan Recep Tayyip Erdogan, Basbakanlik Teftis Kurulu’nun, kamuyu zarara ugratan ve “hizmet nedeniyle emniyeti suiistimal suçu” isledigini öne sürülen Aycell yöneticilerinin, Savciligin soruşturma istemine onay vermedi. Erdogan eski yöneticilerin uyarilmasina, haksiz edinildigi düsünülen bir paranin tahsiline onay verdi. Yüksek Denetleme Kurulu’nun (YDK) Aycell’e iliskin 2003 yılı raporuna göre, sirkette Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı ve Danismanlar’a, “ortalama yasal ücret tavanindan” fazla ücret baglandi. Bu konuda YDK’nin istegi ile Hazine’ce yapılan uyarilara ragmen Türk Telekom A.S. ve Aycell yasalara aykiri bu durumu sürdürdü. Bunun üzerine YDK, “ivedi durum raporu” hazirladi. Bu rapor üzerine, Basbakanlik Teftis Kurulu soruşturma başlattı. Hazirlanan raporda, Basbakanlik ve Hazine’nin bagli olduğu Devlet Bakanligi’nin talimati ve mevzuata aykiri olarak, Aycell yönetiminin yüksek serbest ücretlere soruşturma asamasinda da yüzde 15 zam verdigi ve bunu uyguladığı bilgisi yer aldı. Raporda, “Şirket yönetiminde yetkilerine verilen kamu kaynagini sorumlulukla kullanmayan, bu suretle kamu zararina yol açan Aycell Yönetim Kurulu Başkanı, Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyeleri’nin durumunun, “hizmet nedeniyle emniyeti suiistimal” hükümlerine uydugu cihetle haklarinda kamu davasi açilmasi ve gereğinin takdir ve ifasi için raporun Ankara Cumhuriyet Bassavciligi’na gönderilmesi istendi. Ancak, Başbakanlığa sunulan bu onay teklif yazisi, Erdogan tarafindan, “raporun Ankara Cumhuriyet Bassavciligi’na gönderilmesi” sikki hariç, digerleri “uygun” görülerek, onaylandi. Oysa, Devlet eski Bakanı Hüsamettin Özkan’i Yüce Divan’a gönderen olayda da, YDK raporlarina göre, Halkbankasi’ni zarara ugratan bürokratlarla ilgili olarak Teftis Kurulu’nca hazirlanan raporun geregi yapılmamış ve bir buçuk yil Özkan’ın masasında bekletilmişti.”SONUÇ: yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmedi. Aycell ile Aria kanun çıkartılmak suretiyle birleştirildi.

16-İKTİSAT GAYRİ MENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI OLAYI

İktisat Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı şirketi, Güneş Turizm Seyahat A.S.’ye18 milyon 250 bin $’a satılıyor. 30 Aralık 2004′te. Para 4 yıl vadeli ödenecek, bir açık arttırma yapılmıyor. Güneş Turizm, “Albayraklar Grubu”nun bünyesinde bir şirket. 31 Aralık 2004′te TMSF bir portföy raporu hazırlıyor, bağımsız denetim kurulu raporu çıkartıyor. İstanbul ve Bodrum’da bina,arazi,otel toplam değeri 38 trilyon.( Resmi rapora göre) 31 Aralık 2004′te kasada 10.9 trilyon nakit var olduğu ifade ediliyor. Bunu 30 Aralık 2004′te satıyor. Toplam 48 trilyonluk şirket, 25 trilyona satılıyor. 23 trilyon zarar edildiği ifade ediliyor.SONUÇ: yapılan işlemin usule uygun olduğu açıklandı.

17-AYCELL-SIEMENS ANLAŞMASI OLAYI

Siemens’ten alacağı 10 milyon Euro’nun tahsili için harekete geçen Aycell, Bakan Binali Yıldırım’ın engeline takıldı. Aycell, 2001 yılında Siemens ile sözleşme imzaladı. Ancak, Siemens yükümlülüklerini yerine getirmedi. Konuyu araştıran Aycell Komisyonu ve Hukukçular, bu nedenle Siemens’in günlük 96 bin Euro ceza ödemesi gerektiğini belirledi. Miktar artınca, Aycell alacağını tahsil etmek için girişimlere başladı. Bu aşamada devreye Bakan Yıldırım girdi. Aycell Yönetimi, apar topar değiştirildi. Yönetim Kurulu Başkanlığı’na, Bakan Yıldırım’ın Gemi Sanayi A.S.’de beraber çalıştığı Cahit Paksoy getirildi. Bu sırada Siemens de, milletvekillerine Aycell hattı karşılığında bedava cep telefonu dağıttı. Bunun ardından alacaklar rafa kaldırıldı.SONUÇ: Konu ile ligimi yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmedi.

18-BAŞBAKANLIK TADİLATI İLE İLGİLİ KONU

Başbakanlık Yeni Bina, Başbakanlık Konutu ve Başbakanlık Merkez Bina’da büyük çaplı tadilatlar yaptırıldı. Ana Muhalefet Partisi, 3 Kasım seçimlerinin ardından, 58 ve 59′ncu Hükümetler döneminde, Başbakanlık Yeni Bina, Başbakanlık Konutu ve Başbakanlık Merkez Bina’da yapılan bu büyük çaplı tadilatları, TBMM gündemine taşıdı. Ana Muhalefet Partisi, 2003-2004 bütçelerinde bakim-onarım için cüzi ödenekler dışında bu tür bir tadilat için kaynak ayrılmazken, bu is için hangi kalemden ne kadar ödenek kullanıldığı ve ihale açılıp açılmadığı sorularının Başbakan Recep Tayip Erdoğan tarafından yanıtlanması için bir soru önergesi verdi. Verilen soru önergesinde, Erdoğan’a su sorular yöneltildi:” -2003-2004 yıllarında yenilenen Başbakanlık Merkez Binası, Başbakanlık Konutu ve Başbakanlık Yeni Binası’nda yapılan tadilat ve yenileme için hangi kalemden, ne kadar ödenek ayrılmıştır?-Bu yenileme ve tadilatlar için ihale açılmış midir? Bu isler hangi yöntemle verilmiştir? Hangi şirket veya şirketler ne kaderlik bedeller söz konusu isi üstlenmişlerdir?-Merkez Bina’nın sil alanı içinde olması sebebiyle yenilenmesi için Anıtlar Yüksek Kurulu’ndan izin alinmiş midir?-İşlemleri Mücahit Aslan mi yaptı? Önergesinde, bu yenileme ve tadilat işlemlerinin Başbakanlık Danışmanı Mücahit Aslan’ın koordinasyonuyla yapıldığını öne süren Ana Muhalefet Partisi, Erdoğan’a “Mücahit Aslan’la cezaevinde birlikte hapis yattınız ve sonrasında Aslan’ı yanınıza Danışman olarak aldığınız doğru mudur? Doğruysa Aslan’ın cezaevinde yatma sebebi nedir? diye sordu.-Ödemeler örtülü ödenekten mi? Yine önergede, yenileme ve tadilat için müteahhitlere ödemelerin Vakifbank’taki bir hesaptan yapıldığının belirtildiği de ifade edilerek, “Bu hesap hangi hesaptır? Bu islerle ilgili tutarla örtülü ödenekten mi yapılmıştır? “SONUÇ: Bu konuyla ilgili bugüne kadar bir açıklama yapılmadı.

19- EMLAK GAYRİ MENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI OLAYI

Emlak Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı (GYO) A.S.’nine, 2003-2004 yıllarında gerçekleştirdiği kat karşılığı arsa projelerinde, 1.1 milyar YTL (katrilyon lira) tutarındaki kamusal servetin müteahhit firmalara “örtülü kazanç” seklinde aktarıldığı ileri sürüldü. TOKI’ YE ait Emlak GYO’nun projeleriyle ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulu ile SPK’nin ortak soruşturma yapması istendi. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK), 2003-2004 yıllarında ihale edilen ve inşaatı devam eden yedi projeyle ilgili özel inceleme raporu hazırladı. Besi İstanbul Atasehir’de, ikisi de İzmir Mavisehir ve İstanbul Yukarı Dudulu Köyü’ndeki projelerde, Emlak GYO’nun arsalarının gerçek değerinin altında gösterildiği, müteahhitler tarafından yüklenilen inşaat maliyetlerinin ise şişirildiği ileri sürüldü.SONUÇ: Konu ile ligimi yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmedi.

20-KAYSERİ ELEKTRİK DAĞITIM ŞIRKETİ KATKI PAYI KESİNTİSİ OLAYI

Kayseri Elektrik A.S.’de, %10′luk enerji fonu katkı payı kesintisi Enerji Bakanı Hilmi Gülercin oluruyla %1′e indiriliyor. Oysa Bakanlık Teftiş Kurulu’nun bu şirkete açtığı davadan 74 trilyonluk alacağı var. 2002′den beri devam ediyor. Sadece böyle bir şey Bakanlığın aleyhine yıllık 20 trilyonluk bir fondan vazgeçme anlamına geliyor. Söz konusu firmanın daha önce Genel Müdürlüğü’nü yapmış olan ve halen AKP Kayseri Milletvekili olan Taner Yıldız’ın, bu kararda etkisinin olup olmadığı merak ediliyor.SONUÇ: Kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmadı.

21-BİNGÖL DEPREM KONUTLARI OLAYI

Bingöl’de Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nca 2016 konut insaf ediliyor. Tanesini 38 milyardan yaptırıyorlar. TOBB de ayni yerde ve ayni projeyle 480 konut yaptırıyor ve ayni konutu 30 milyara mal ediyor. 1 konutta 8 milyar fark ediyor. Toplam TOKI, 12 trilyon fazla ödemede bulunuyor. Başbakan’ın da katıldığı görkemli törenle teslim edilen konutların daha içine girmeden çürüdüğü ileri sürülüyor.SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmadı.

22-TEKEL TOKAT SİGARA FABRİKASI MAKİNA İHALESİ

Tekel, 10 Haziran 2004 tarihinde Tokat Sigara Fabrikası’na, sert paket kutulu sigara paketleme makineleri alimi için ihale açıyor. Ve sözleşme şartnamesinde “makinelerin kullanılmamış ve yeni olması koşulu” bulunuyor.13 milyon 840 bin Euro’ya malalan makinelerin bazılarının yeni, bazılarının da kullanılmış olduğu anlaşılıyor. Tekel’e tanesi, 1,7 milyon Euro’ya satılan bu makineler, Beyaz Rusya’ya 570 bin Euro’ya satılmış. Bu fark edilince AKP, Meclis’e Torba Yasası ile bir madde getiriyor. Tekel tarafından ithal edilen kullanılmış makinelerin, satın alınmasına izin verilmesi öngörülüyor. Bu isi örtbas etmek için, Tekel ile ilgili maddenin yürürlük tarihi ihale öncesine çekiliyor. Böylelikle, yaklaşık 24 trilyonluk kullanılmış mal satan İspanyol Firması’ndan alınan makineler, aklanmış hale getirilmek isteniyor.SONUÇ: Tekel’in bu ihalesi, “Tütün,Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK)” ca iptal ediliyor. Tekel Yönetim Kurulu da, makinelerin iade edilmesi kararını alıyor. Ancak, konu ile ilgili tazminatların miktarı ve bunun sorumlularının kimler olduğu konusu, henüz sorusturulmus değil.

23-HUMMER CİP’Lİ 9.8 TRİLYONLUK İHALE OLAYI

Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in oğlunun düğününe, Milli Eğitim Bakanı’nın esi Şahsenem Çelik’le birlikte, Hammer Cip’le giden Melek İpek’in ortak olduğu şirketin, okullarda dağıtılan bedava kitap kampanyasına katıldığı ve bedava kitap ihalesine katılıp, 9.8 trilyonluk ihale aldığı ifade ediliyor.SONUÇ: Konu ile ilgili yapılan açıklama, kamuoyunu tatmin edici olmamıştır.

24-ULAŞTIRMA BAKANI’NIN OĞLUNUN GEMİ KİRALAMA OLAYI

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın 24 yasındaki oğlu Erkan Yıldırım, ihalesiz olarak Ankara Feribotu’nu alıyor. Santur isimli şirket almış oluyor. Bu feribotun, günlüğü en az 15 bin $’dan kiralanması gerekirken, 9 bin $’a kiralandığı ifade ediliyor. Burada önemli bir konu da, Çeşme- Bindisi arasında Devlet, Samsun Feribotu’nu isletiyor. Madem bu hat is yapıyor da, Devlet 2 feribotu neden isletmiyor? Ankara Feribotu ucuza kiralandığı için, bilet fiyatlarında indirim yapılıyor. Ankara Feribotu, 740 yolcu ile Çeşme’ye gelirken, Samsun Feribotu 400 yolcuda kalıyor.SONUÇ: Konu ile ilgili Ulaştırma Bakanı’nın yaptığı açıklamalar, kamuoyunu tatmin edici olmamıştır.

25-İZMİR SORU KİTAPÇIĞI İHALESİ OLAYI

İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, seviye tespit sınavı soru kitapçığı için, 320 bin öğrencinin durumunu belirlemek üzere, ihale açıyor. İhale; öğrenci basına 265 bin lira teklif veren firma yerine, 470 bin lira teklif veren, Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen’in kardeşi Ömer Faruk Ergezen’e ait “Sarakuska” adli şirkete veriliyor. İhalenin teknik şartnamesinde yer alan “kesinleşmiş SSK ve vergi borcu bulunmadığına dair belge istendiği” maddesiyle ilgili evrak, 14 Aralık’ta Milli Eğitim Müdürlüğü’ne geliyor. Ancak, 13 Aralık’ta sözleşme imzalanıyor. 120 milyarlık bir is.SONUÇ: Kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmadı.

26-THY 36 AİRBUS UÇAK ALIMI KONUSU

THY’nin, Özelleştirme kapsamında iken halka arzı, %51′den fazlası amaçlandığı halde THY’nin uçak alimini, özelleştirilmeden sonra gerçekleştirilmesi beklenirdi. THY, Mayıs 2004 tarihine kadar Kamu İhale Yasası’na tabii idi. Çıkartılan bir yasa ile THY uçak alımlarını, İhale Yasası’na tabi olmadan gerçekleştirilmesi imkan dahiline getirildi. THY Genel Müdürü, uçaklara 1,5- 2 milyar $’lif bir ödeme yapılabileceğini söylemişti. AirBus ise, rakamın 3 milyar $’i geçecegini açıkladı. Uçakların kaç liraya alındığını, başka firmalarla bir görüşme yapılıp, fiyat istenip istenmediği açıklanmıyor.SONUÇ: Konu ile ilgili yapılan resmi açıklamalar, kamuoyunu tatmin etmemiştir.

27- BOTAŞ’IN FERNAS ŞİRKETİ’NE İHALESİZ 24,5 MİLYON $’LIK İŞ VERİLMESİ OLAYI

Fernas şirketi, CHP’den Akü’ye geçen Batman Milletvekili Mehmet Nezir NASIROGLU’nun kuzenine ait. İhalesiz is sözleşmesini BOTAS yapıyor. BOTAS Genel Müdürü; ” İsi yapsa da, yapmasa da Fernas şirketi’nin 24,5 milyon $ ödeyeceğini ve bunun doğru bir karar olduğunu ” savunuyor.SONUÇ: yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmemiştir.

28- MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI 62 İLKÖĞRETİM OKULU İHALE OLAYI

Konuyla ilgili Ana Muhalefet Partisi, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK hakkında soruşturma önergesi veriyor ve bizzat Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın talimatıyla, AKP Grubu çoğunluğu ile soruşturma açılmasını reddediyor. Bilindiği gibi, Milli Eğitim Bakanlığı (Yatırımlar ve Tesisler Daire Başkanlığı), 07.06.2004 tarihinde, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın (IMKB) 8 yıllık Temel Eğitimi desteklemek amacıyla, kendi kaynaklarından sağladığı 500 trilyon liralık kaynak ile, 44 farklı ilde toplam, 958 bin 166 metre karelik, 135 adet ilköğretim okulu inşaatı ile ilgili bir paket içinde 62 adet ihaleyi yaptı… Akabinde, Bakanlık değerlendirmesini tamamlayarak sonuçları ihaleyi kazananlara bildirdi… Bir taraftan, farklı illerde, ayni sınıf ve standartta inşaatlar için çok farklı fiyatlar onaylanırken; diğer taraftan ayni ihalede teklif edilen en düşük fiyatlar gözerdi edilmiş, kabul edilen teklifler, daima ortalamanın üstünde fiyat veren firmalara ait olmuştur… En düşük fiyatlı teklif, BIRINCI sıra olmak ve tüm tekliflerin küçükten büyüğe sıralanması halinde, toplam 62 ihale içinde, örneğin, “en ucuz teklif sıralamasında” BIRINCI, IKINCI ve ÜÇÜNCÜ firmalara HIÇ IHALE VERILMEMISTIR… Sonuç olarak; Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, EN YÜKSEK TEKLIFLERI ONAYLAYARAK, (KDV hariç) 86 trilyon 291 milyar liraya kadar bir Kamu kaynağı kaybına yol açacak işlemlere göz yummakta hiç bir sakınca görmemiştir. – M.E.B.’nine ONAYLADIGI Fiyatlarla İhale toplamı.. 379.944 milyar TL. -M.E.Banin REDDETTİĞİ, En düşük Fiyatlarla İhale toplamı 293.653 Milyar TL. -Kamu kaynağı KAYBI………………..: 86 trilyon 291 milyar TL. -KDV dahil, Kamu kaynağı KAYBI.. : 101 trilyon 823 milyar TL.SONUÇ: Resmi açıklamalar kamuoyunu tatmin etmemiştir.

29- 2. BEYAZ ENERJİ YOLSUZLUĞU OLAYI

Enerji davasında 3 AKP’li var. Ankara Cumhuriyet Savcılığı, Enerji Bakanlığı’ndaki ihale yolsuzluklarıyla ilgili dava açtı. İddianamede, 18 sanık, “çete kurmak, ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet”le suçlanıyor. İddianamede ayrıca, işadamı İbrahim Selçuk’un AKP Genel Sekreter’i Idris Nadim Şahin’le görüşerek, Bakanlığın Teftiş Kurulu’nu etkilemek için, baskı yaptığı da yer aldı. Ankara Cumhuriyet Savcısı Şemsettin Özcan’in hazırladığı iddianamede, sanıklarla ilgili ulaşılan sonuçlar söyle yer aldı: ” İbrahim Selçuk’un, Enerji Bakanlığı’nda aldığı siyasi güç ve çeşitli yöntemlerle oluşturduğu baskı, şiddet ve tehdit sonucu çıkar amaçlı suç örgütü oluşturduğu, bu örgütü yönettiği, örgüt adına faaliyette bulunduğu anlaşılmıştır. Bu faaliyetler doğrultusunda Bakanlığa bağlı anonim şirketler tarafından çıkarılan tüm ihalelerle ilgilendiği, ihaleleri kendi şirketi Ezgi adına almasa dahi, şirket sahibi diğer sanıklar adına alınması için, yoğun çaba sarfettigi, bu amaçla ihalelerin ertelenmesini, şartnamelerin değiştirilmesini temine yönelik faaliyetlerde bulunduğu ortaya çıkmıştır.” İddianamede, işadamı İbrahim Selçuk’un, AKP Ağrı Milletvekili Cemal Kaya ile olan telefon görüşmelerine vurgu yapıldı. Kaya’nın, Selçuk’u arayarak esi üzerine kayıtlı Aram Şirketi’ne, EÜAS’dan ihale alma girişiminde bulunduğunun anlatıldığı iddianamede, “Bu amaçla Karga mis, Özlüce ve Urca ihaleleri ile ilgili ayrıntılı görüşmeler yaptıkları, bu görüşmelerde sanık Selçuk’un, Milletvekili Cemal Kaya’ya yapması gereken kırımları dahi söylediği, Cemal Kaya’nın teklif edilen bazı ihaleleri küçük bularak, kendisine daha büyük ihaleler vermesini istediği ifade edildi. İddianamede, Selçuk’un, müfettişlerce hazırlanan teftiş dosyasının Adliye’ye intikal ettirilmemesi için Teftiş Kurulu Başkanı Cevdet Malkoç’a baskı yapması için, AKP Genel Sekreteri Idris Nadim Şahin’le görüştüğü ve Malkoç’a Şahin aracılığıyla baskı yapıldığı dosyanın halen Teftiş Kurulu’nda incelendiği kaydedildi.SONUÇ: Yargılama devam ediyor. CHP’den Akü’ye geçen ve iddianamede suçlanan Ağrı Milletvekili Cemal Kaya, Milletvekilliği’nden istifa etti. AKP Genel Sekreteri Idris Nadim Şahin ile ilgili herhangi bir fezleke düzenlenmedi.

30-JOKEY KULÜBÜ’NDEN SHÇEK PAYININ ALINMAMASI OLAYI

Türkiye Jokey Kulübü, at yarışları hasılatından %1′lik payın, SHÇEK’ alınmamasının engellenmesi olayı. SHÇEK Kuruluş Yasası’nın 18.maddesinin h bendine göre, “kanuna göre şans oyunları tertip eden kurumların, hasılattan %1′lik payın SHÇEK’ verilmesi” gerekir. Türkiye Jokey Kulübü, bu parayı ödememiş ve Tarım Bakanlığı’nı mahkemeye vermiştir. Ankara 6. İdare Mahkemesi, SHÇEK lehine karar vermiş ve bu kararın uygulanmaya konulması beklenirken, Devlet Bakanı Gül dal Akait, özel bir avukatlık bürosunun talebi doğrultusunda, yasaya aykırı işlem yapılması talimatını veriyor. Bu özel avukatlık bürosunun ortaklarından birisinin Murat Aksu olduğu ve babasının da, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu olduğu anlaşılıyor. Kanunu uygulamayan Tarım ve Köy isleri Bakanı Sami Güçlü ile görevini kötüye kullandığı için Devlet Bakanı Gül dal Akait için, Ana Muhalefet Partisi tarafından soruşturma açılması isteniyor. Fakat, Meclis’te AKP Grubu’nun çoğunluğu tarafından reddediliyor.SONUÇ: Konuyla ilgili yapılan resmi açıklamalar, kamuoyunu tatmin etmemiştir.

31- MALİYE BAKANI’NIN OĞLUNUN MISIR İTHALİ OLAYI

Maliye Bakanı Kemal Unakitan’in oğlu, Gümrük Vergisi % 70′e çıkmadan hemen önce, 4 bin ton çerezlik mısır ithal ediyor. Ve ithalden sonra, Gümrük Vergisi miktarı yükseltiliyor. Maliye Bakanı, konu ile ilgili yaptığı açıklamada “oğlum o mısırları, tavuklarına yedirecek” diye ilginç bir görüş sergiliyor. İfade edidigine göre, 4 bin mısırla bir yıl boyunca 175 bin tavuğun beslenmesi söz konusudur. Ve bu miktarda bir tavuğun da olmadığı ileri sürülmektedir. Yine ifade edildiğine göre, mısır ithalinden 360 milyar kar elde edilmiştir. İleri sürüldüğüne göre, 17 Nisan 2003′te mısır İthali’nde Gümrük Vergisi %20′ye indiriliyor. 15 Temmuz 2003′te 4400 ton ADB menselli mısır ithal kontrol belgesi alıyor ve 4 Ağustos 2003′te 4000 ton mısır ithal ediliyor ve Gümrük Vergisi hemen bu ithalden sonra yükseltiliyor. 8 Ağustos 2003 tarihinde % 45′e yükseltiliyor. Daha sonra da söz konusu vergi, % 70′e yükseltilmiştir.SONUÇ: Maliye Bakanı’nın açıklamaları kamuoyunu tatmin edici olmamıştır.

32- MALİYE BAKANI’NIN KAÇAK VİLLASI VE RESMİ MÜHÜRLERIN SÖKÜLMESİ OLAYI

Üsküdar Belediyesi’nin 3 kez mühürlenmesine rağmen, mührü kırarak oturduğu viladin bahçesine bir de kaçak villa inşa eden Unakıtan, depreme dayanıklı bina yaptırmak için belediyeye başvurunca, kaçak viladin hikayesi de ortaya döküldü. Kaçak villanın şikayet konusu olması üzerine, İçişleri Bakanlığı Başmüfettişi Şahin Demir, olayı incelemeye başladı. Bir gün sonra Üsküdar Belediyesi, bir gazeteye villanın yıkılması için ilan verdi. Gerekçe olarak da, evin bulunamadığı belirtildi. Yıkım için verilen ihale ilanına başvuran kimse de çıkmadı. Demir, raporunda önemli ifadelere yer verdi. Raporda, “Belediye Başkanı, bu olayda görevini kötüye kullanarak, adeta ruhsatsız inşaatın bitirilmesi için gayret göstermiştir. İnşaat, kalitesi ve mevkii açısından son derece rantı yüksek bir halde tamamlanmıştır. Bu durum da dikkate alındığında kaçak yapının tamamlanmasında ilgililer ile inşaat sahibi (Kemal Unakitan) arasında yasal olmayan ilişkilerin olabileceğini akla getirmektedir” denildi.SONUÇ: Maliye Bakanı, oğlu ve kızının villalarının kaçak olduğunu; ancak Belediye’nin kendisine düsen hizmetleri yerine getirmediği için kaçak duruma düştüklerini açıkladı.

33- TÜPRAŞ İHALE OLAYI

2004 yılında 15 milyar $ cirosu bulunan ve 500 milyon $ net kar eden TÜPRAS’in, Zorlu Grubu ve Rus TAF-NEFT Konsorsiyumu’nun iptal edilen satışında, değeri 1,3 milyar $ idi. Bilahare TÜPRAS’in % 14.7′si 446 milyar $’a satılıyor. Bu durumda TÜPRAS’in bu fiyattan hesap edildiğinde, toplam piyasa değeri yaklaşık 3 milyar $ ediyor. Yani ayni TÜPRAS’in çok kısa bir süre içerisinde, fiyatı ortalama % 50 artmış oluyor . ve halen TÜPRAS, AKP iktidarı tarafından satılmaya devam edilen bir kurum olarak ortada duruyor. TÜPRAS gibi, stratejik bir kurulusun, yangından mal kaçırır gibi satılmaya çalışılmasının amacının ne olduğunu ve eğer mahkeme yapılan satışı iptal etmeseydi, meydana gelen yaklaşık 1,5 milyar $’lif zararın sorumluluğunun kimlere ait olacağı merak edilmektedir.SONUÇ: İktidardan, kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

34- ÇORLU MOTİF TEKSTİL A.Ş.’NİN TPAO’YA BORCU KONUSU

Çorlu’daki Motif Tekstil San.Tic.A.S., TPAO’dan doğalgaz alıyor. Borcu 1,5 trilyonu asıyor ve ödeme yapmıyor. Bunun üzerine TPAO, doğalgazı kesiyor ve söz konusu firmayı icraya veriyor. İddiaya göre, Başbakan Recep Tayip Erdoğan devreye giriyor. Verdiği talimatla gaz tekrar bağlanıyor. Ve konu resmi yazışmalara da yansıyor. Merak edilen hususlar şunlar; -TPAO’ya 1,5 trilyon borç takan ve hakkında icra işlemleri başlatılan bu firmaya, gazin bağlanması konusundaki emir, bizzat Başbakan tarafından verildi mi? Verilmişse sebebi nedir? -firmanın sahipleri kimlerdir? Bunların Başbakan’la ve AKP ile bir siyasi yakınlığı var midir? firmanın sahipleri, Başbakan’a nasıl ve kimleri aracı koyarak ulaşmışlardır? -Söz konusu firmanın borcunun daha sonra 3 trilyona yükseldiği söyleniyor. Bu doğru mudur?Söz konusu olan firmanın, TPAO’ya olan borcunu ödemeden kapandığı ileri sürülüyor. Bu gerçek ise, Devlet burada ne kadar zarara uğramıştır? V e bunun sorumluları kimlerdir? eğer Başbakan bir talimat vermemişse, Basbakan’nin ismini kullanıp belge düzenleyenlerle ilgili bir soruşturma açilmismidir?SONUÇ: Konu ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

35- TOKİ’DEN BAKAN KARDEŞİ’NİN İHALE ALMASI OLAYI

TOKI 24 Mart 2004′te toplam bedeli 1 trilyon 580 milyar lira olan İstanbul Halkalı 3.Etap Konut Projesi’nin sosyal donatı, alt yapı ve çevre düzenlemesi isi için ihaleye çıktı. İhaleyi Ticaret Sicil Kayıtları’nda Fatih Demir yürek ve Dede Sahbudak’in ortak gözüktüğü Demars İnşaat şirketi % 31,69 fiyat kirimi yaparak kazandı. 8 Ekim 2004′te teslim edilmek koşulu ile 7 Mayıs 2004′te şirket ile sözleşme imzalandı. Ancak, teslim tarihi geçmesine rağmen is tamamlanamadı. İhaleyi kazanan Demars İnşaat’ın kağıt üzerinde gözükmemesine rağmen, asil sahibinin Ömer Faruk Ergezen olduğu ifade edildi. Ömer Faruk Ergezen’in, geçen hafta görevden alınan Bayındırlık Bakanı’nın Zeki Ergezen’in kardeşi’nin olduğu ve kardeş Ergezen’in TOKI’nin yani sıra Adalet Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’ndan da ihaleler aldığı ileri sürülüyor. İfade edilen Bayındırlık Eski Bakanı Zeki Ergezen’in kardeşinin ihalelerde kayrıldığı seklindedir. Geçen hafta görevden alınan Bayındırlık Eski Bakanı Zeki Ergezen, Milliyet Gazetesi’nden Safiha Çolak’a yaptığı açıklamada; ” Ye yiyen Bakan’ı görevden alırlar, ye da yedirmeyeni ” demişti. Ulaştırma Eski Bakanı Yasar Topçu, Zeki Ergezen’in Bakanlığı döneminde kendisine geldiği ve kardeşi için kendisinden ihale istediğini de açıklamıştı.SONUÇ: Konuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmamıştır.

36- DATA TEKNİK ŞİRKETİ’NİN İHALE ALIMLARI OLAYI

Ülker Grubu Şirketleri’nden Data-Teknik Bilgisayar’a, bazı kamu ihalelerinin usulsüz olarak verildiği ileri sürülmektedir. PTT Genel Müdürlüğü’nün otomasyonu için 3 bin, büro için de bin olmak üzere toplam 4 bin adet bilgisayar Data-Teknik Bilgisayar kazandığı, PTT’nin bu bilgisayarlar karşılığında Data-Teknik’e 4 trilyon 348 milyar ödeyeceği ve Data-Teknik’in30 Eylül 2004′te başlamak üzere 4 yıl içinde söz konusu sözleşme süreci içinde teslim edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Ayni şirketin Adalet Bakanlığı’nın 20,5 trilyon lira bedelli teknik donanım ihalesini kazandığı ve Türk Telecom’a ADLS kurulumu ve servis desteği ihalesini yine Data-Teknik tarafından kazanıldığı ve ayrıca Adalet Bakanlığı’nın UYA kapsamında Mahkeme Kalemleri’ne dağıtılmak üzere 10 bin masa üzeri bilgisayar, Hakim ve Savcilar’a verilmek üzere 8 bin diz üstü bilgisayar temini isini de üstlendiği ifade edilmiştir. İleri sürüldüğüne göre, Ülker mamullerinin dağıtım ve pazarlamasını yapan şirkette Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın da bir müddet öncesine kadar ortak olduğu, bu nedenle söz konusu ihalelerde belirtilen firmanın kayirildigi ileri sürülmektedir.SONUÇ: Konu ile ilgili herhangi bir soruşturma ve açıklama bugüne kadar yapılmamıştır.

37- EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GİYİM İHALESİ

İçişleri Bakanlığı’nın açtığı, toplam 22,8 trilyonluk ihalenin büyük bir bölümü Albayrak Turizm İnşaat A.S.’nine aldığı ve 12 trilyon 680 milyar liraya 200 bin adet polis monte dikimi isini, SIYASI NEDENLERLE söz konusu firmaya verildiği ileri sürülmektedir. Yine, Sümer Holding A.S.’ye ait TÜMOSAN ihalesini de Albayraklar Şirketleri’ne bağlı ALÇELIK yapı Is.A.Senin aldığı ve bu ihalenin de sorusturulmasi gerektiği ifade edilmiştir.SONUÇ: Bu ihalelerle ilgili herhangi bir soruşturma ve açıklama yapılmamıştır.

38- TOKİ’NİN 280 TRİLYONU ASYA FİNANS’A YATIRMASI KONUSU

Toplu Konut İdaresi’nin (TOKI) Bütçe Yasası’ndaki “kamu kurumları, kaynaklarını kamu bankalarında tutar” ilkesini çiğneyerek, 280 trilyon lirasını özel finans kurumu (ÖFK) Asya Finans’ta tuttuğu belirlendi. Faizsiz bankacılık yapan Asya Finans ilişkisiyle ilgili belge ve dokümanların da üzerine “gizli” damgası vurularak, Erdoğan’a iletildiği öğrenildi. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’nun (YDK) TOKI faaliyetleriyle ilgili raporunda, kurum yönetiminin “kamu zararına neden olduğu” sonucuna varildi. Birçok konunun “iz bırakılarak” ifade edildiği ana raporun ekinde, İstanbul ve Ankara’da özel firmalarla ortak inşa edilen toplu konutlara “özel inceleme raporunda” yer verildi. TOKI, hızlı toplu konut üretimi amaçlı projelerde “gelir paylaşımı modeli” Nis esas aldı. İstanbul Halkalı, Ataköy, Ümraniye ve Kozyatagi’nda, Ankara Eryaman’da gerçekleştirilen 10 bine yakın konut üretilmesini amaçlayan 10 proje için açılan ihalelerde firmalar, tekliflerini “idareye bırakacakları paylar” üzerinden hazırladı. İhaleler sonuçlandığında, geçmiş yıllarda yüzde 50′nin üzerindeki “TOKI paylarının” yüzde 25-30 civarına çekildiği ortaya çıktı. Bir firmadan gelen istek üzerine, sözleşmelerin “satış hasılatını kullanma yöntemini” düzenleyen hükmünde değişiklik yapıldı.”Yüklenici, İdare’nin uygun göreceği bir bankada İdare adına TL hesabi açacaktır” seklindeki hüküm “bir bankada veya bir özel finans kurumunda hesap açılacaktır” seklinde değiştirildi. Böylece, satış hasılatının Asya Finans’ta tutulmasının yolu açıldı. Hukuk Müşavirliği ile İdari Mali İsler Dairesi’nin karsı çıkması sonuç vermedi. TOKI Başkan Vekili Erdoğan Bayraktar ise, yaptığı açıklamada, ÖFK’lara yatırılan paranın kuruma ait olmadığını belirterek, “O para bizim paramız değil. Müteahhitlere “paranızı oraya yatırmayın” diyemeyiz” demişti. YDK, kurum parasının bir ÖFK’ da tutulmasının, kamu kurumlarının bütün kaynaklarını kamu bankalarında tutulmasını (kamu haznedarlığı) öngören Bütçe Yasası’nın 10.maddesi’ne uygun olup olmadığının belirlenmesini, durumun soruşturma konusu yapılabileceğini ifade etti. Bütçedeki kamu haznedarlığı hükmü, istisnai uygulamalar için Başbakan’ın iznini şart koşuyor. TOKI’nin ise, Asya Finans’ta hesap açmak için izin de almadığı belirlendi.SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

39- – THY’DA E-POSTA VE İHALELER KONUSU

THY’nin, çeşitli alim ve hizmetlere ilişkin yapmakta olduğu ihalelerin, Kamu İhale Yasası uygulamaları dışında, ilginç metotlarla yapıldığı ifade edilmektedir. bazı ihalelerin gerçekleşmeden önce, THY Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hamdı Topçu tarafından bazı işadamları, bazı kamu görevlileri, bazı gazeteciler, bazı milletvekillerine ihale bilgileri içeren e-postalar gönderdiği ifade ediliyor. Konu KIT Komisyonu’nda THY hesapları incelenirken gündeme getiriliyor. AKP’LI Hemze Albayrak, Hamdı Topu’nun E-posta adresinden 40 kişiye gönderilen ve THY tarafından 19 Nisan-25 Mayıs 2004 tarihleri arasında açılan ihalelerle ilgili bilgileri içeren notları dağıttığı, buna mukabil THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlitekin’in “Bütün ihaleler davul zurna ile ihale edilir. Bütün ihale duyurularını elimizden geldiğince ese dosta gönderiyoruz. Böylece varsa ihale mafyasının kafasını kırıyoruz” diye açıklama yaptığı ifade edilmektedir. Cevabi aranan sorular şunlardır:” Bu 40 özel kişi kimlerdir? Bunlar, bunların yakınları veya bunların aracılık yaptığı yakınları THY’nin açtığı ihalelere girmismidir? Girmişlerse ihale almışlar midir? THY ile bağları naladır? Hangi ölçülere dayanarak bu40 özel kişiye E-posta göndermişlerdir? İhale süreci Internet sitesinde neden yer almamıştır? E-posta gönderilenlerin arasında AKP yakınlığı ile bilinen bir gazetenin Ankara Temsilcisi de var midir? Ve yine cevap aranılan bir diğer soru; Kıt Komisyonu’nda AKP’li bir milletvekili, E-posta ile bildirilen ihalelerin araştırılması için önerge veriyor ve bu önerge diğer AKP’lilerin oyları ile reddediliyor. Neden? “SONUÇ: Hükümetten konu ile ilgili hiçbir açıklama yapılmamıştır.

40- TCDD İSKENDERUN LİMAN BAKIM – ONARIM İHALESİ

İskenderun Limanı sınırları içindeki yaklaşık 11 bin 16 m2′lik kizaklama tesisinin, ilave yatırımlar ile mevcut amacına uygun islerde ve tersane nitelikli olarak kullanılmasına yönelik 1 Nisan 2004 tarihinde yapılan ihaleyi, TESKO Endüstriyel isimli firma aldı ve tesis 30 yıllığına bu firmaya kiralandı. TCDD ile TESKO Endüstriyel arasında yapılan yap-islet-devret sözleşmesine göre, sözleşmeyi takip eden ilk 6 aylık sürede, firmanın aylık kira bedeli olarak 4.7 milyar lira ödemesi ve bu süre zarfında Liman’a 1 trilyonluk yatırım yapması karar altına alindi. TCDD’ye ait kilavuzlama hizmeti veren deniz araçlarının bakim onarım hizmetlerini eskiden kendi personeli ile gören TCDD, bu hizmetin TESK O’YA devredilmesinin ardından ilk 6 ayda firmaya 1 trilyon 200 milyar lira ödedi. Buna karşılık firma TCDD’ye ilk 6 ayda kira bedeli olarak toplam 28.2 milyar lira ödedi. TESK O’NUN en büyük ortağı Sadık Bal, Reha Denizciliğin de ortakları arasında yer alan bir isim. Reha Denizcilik, TCDD İzmir Limanı yıllık 70 milyon $’lif yükleme boşaltma isini ihalesiz olarak, 30 yıllığına alan 2 şirketten birisidir. TCDD İzmir Limanı olayında, AKP Eski Bakırköy İlçe Başkanı’nın da isminin yer almış olması dikkat çekmektedir. İskenderun’daki ihaleye sadece TESK O’NUN teklif verdiği ve 6 aylık süre içinde tesislere 1 trilyon liralık yatırım yapma sözü vererek isi aldığı, ama buna mukabil söz konusu süre içerisinde bu yatırımın yapılmadığı öne sürülmektedir. Yine ifade edildiğine göre, TCDD’nin denize girişi bile sakıncalı bulunan, 30-40 yıllık ekipmanlarını kullanmaya devam eden TESK O’YA yatırım yapacağı için kirada da kolaylık sağlandı. Tesisin 23 milyar lira olarak belirlenen kira bedeli, 6 aylık süre için 4.7 milyara düşürüldü.SONUÇ: TCDD, konu ile ilgili yaptığı açıklamada yapılan işlemlerin usule uygun olduğunu bildirdi.

41- ÖZÜRLÜLER İDARESI’NIN KİTAP İHALESİ KONUSU

Özürlüler İdaresi Başkanlığı “İşlevsellik ve Sağlığın Uluslararası Sınıflandırılması” baslıklı bir kitap hazırlıyor. Nehir Yayınevi ihaleyi alıyor. Ve 21.12.2004 tarih ve 821672 numaralı fatura ile 12 milyar 750 milyon liralık faturayı, ÖIB’den tahsil ediyor. ÖIB’nin Başkan Vekili’nin Mehmet Aksoy olduğu, kitabin basımı için olur verenin de, ayni ismin bulunduğu, Aksoy’un “AB Sürecinde Özürlüler Politikası” ve “Geleneksel Sonrası Toplum Üzerine” isimli kitapların, yayınlanmış olduğu basımevinin “açı kitaplar” olduğu ve ÖIB’den ihale alan Nehir Yayıncılık ile açı Kitaplar firmasının, ikisinin de adresinin “Ankara Cad. Vilayetler Han Cagaloglu-İstanbul” da bulunduğu ileri sürülüyor ve yine iddia edildiğine göre, söz konusu yayınevinin eski ortakları arasında, Devlet Bakanı Besin Atalar bulunmaktadır. İddiaya göre, ÖIB söz konusu Bakanın eski yayınevini ihalelerde kollamaktadır.SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir soruşturma ve açıklama yapılmamıştır.

42- ENERJİ BAKANLIĞI AVUKATLIK BÜROSU SÖZLEŞME KONUSU

Enerji Bakanlığı’nın bünyesinde güçlü bir hukuk müşavirliği ve çok sayıda resmi avukatları bulunduğu halde, Enerji Bakanlığı’nın dava takipleriyle ilgili olarak bir özel hukuk bürosu ile avukatlık sözleşmesi imzaladığı ifade edilmektedir. Coşar Hukuk Bürosu’nun, bu anlaşma gereği, ÇEAS,KEPEZ davasını 1 trilyon 262 milyar lira vekalet ücreti ile almış olduğu ifade edilmektedir. Bakanlığın söz konusu büroya, konu ile ilgili olarak 631 milyar ödemede bulunduğu anlaşılıyor. Coşar Hukuk Bürosu’nun sahibinin Av.Aydın Coşar olduğu ve Başbakan Erdoğan’ın Danışmanı ve AKP Kurucuları’ndan Cüneyt Zapsu’nun da ayni zamanda avukatlığını yaptığı ifade edilmektedir.SONUÇ: Konuyla ilgili Enerji Bakanlığı’ndan kamuoyunu tatmin edici bir açıklamada bulunulmamıştır.

43- MALİYE BAKANI’NIN BEYKOZ’DAKİ ORMAN ARAZİSI KONUSU

Maliye Bakanı Unakitan’in, Beykoz Çavusbasindaki biri 34 dönüm, diğeri 17 dönüm olmak üzere toplam 51 dönüm, 2 B orman arazisini zilyetle üzerine geçirdiği ifade edilmektedir. Bugünkü parasal değerinin 10 milyon $ olduğu ve tapusunun bulunmadığı bu arazinin, Başbakan Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, 16 Haziran 1997′de zilyetle aldığı söylenmektedir. TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, raporunda “Orman arazileri, rant grupları ve arazi mafyaları tarafından parsellenerek, köy el senetleriyle, orman köylüsüyle hiç ilgisi olmayanlara satılıyor” denilmiş idi. Bilindiği gibi AKP iktidarı, 2B orman arazileri satışlarını kolaylaştıran bir yasa çıkartmış ve kanun Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla veto edilmişti. Kanunun yeniden çıkması halinde Unakitan’in söz konusu orman arazisinin de tapu alınır hale getirileceği ifade edilmiştir.SONUÇ: Maliye Bakanı’nın konu ile ilgili açıklamaları kamuoyunu tatmin etmemiştir. Ve iktidar 2B orman arazileri ile ilgili yasayı çıkartma gayretlerini sürdürmektedir.

44- SSK FAKTÖR-8 VE SU İHALESİ

Hemofili hastalarının kanamalarını durdurmak için kullanılan Faktör-8 ilacının ve suyunun birlikte satılması gerekirken, SSK’ya ayrı ayrı satıldığı ve bu şekilde Kurumun 3 trilyona zarara uğratıldığı iddia ediliyor. SSK’nın İstanbul satın Alma Müdürlüğü aracılığıyla, 22 Aralık 2003′te açılan ve SSK Yönetim Kurulu’nun 23 Ocak 2004′te onayladığı, KDV hariç 78 trilyon liralık ilaç ihalesinde Faktör-8 ilaç alımlarında usulsüzlük yapıldığı ifade edilmektedir. KDV hariç toplam 8 trilyon liralık Faktör-8 alimi ihalesinin şartnamesinde garip bir şekilde Eritropoietin (NeoRocorman ve Eprex) ve Interferon (Roferon) kalemlerinde, olduğu gibi alınacak üniteler ayrı ayrı tanımlanmış, ( 250 IÜ, 500 IÜ, 1000 IÜ gibi) bu da yetmiyormuş gibi, kurutulmuş Faktör-8 fraksiyonunun sulandırılması için kullanılan distileraf) su miktarları da ayrı ayrı belirlenmiştir. 5 ml, 10 ml ve 20 ml olarak ayrı ayrı tanımlama yapılarak 10 firmanın rekabet ettiği bu pazarda, SSK’nın rekabetle fiyat kırma gücü azaltılmıştır. İhale Komisyonu,12 Ocak’ta uyarı yapmasına rağmen, 23 Ocak’ta SSK Yönetimi onay vermiş ve İhale komisyonu, ihalenin teknik şartnamesinin hatalı yazılması nedeniyle başlangıçta 8 trilyon lira olan Faktör-8 alim tutarındaki yanlısı, son anda görerek, tuttuğu tutanakla bir ölçüde hatayı telafi etmeye çalışmıştır.SONUÇ: Konuyla ilgili SSK’dan herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

45- BAŞBAKAN IÇIN SATIN ALINAN VIP UÇAĞI KONUSU

Başbakan’ın kullanımı için İtalya’dan alınan AIRBUS JIJI -319 tipi uçağın Türkiye’ye maliyetinin ne olduğu ve uçağın aliminin niçin ihalesiz gerçekleştirildiği açıklanmamıştır. Bir iddiaya göre, tadilatlarıyla birlikte yaklaşık 50 trilyona malalan uçağın, ihalesiz alınması, bazı usulsüzlük iddialarını da gündeme taşımıştır. Konu ile ilgili kendisine yöneltilen sorulara Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım yazılı olarak verdiği cevapta; ” Havacılık sektöründe uçak alim ve kiralamalarına ilişkin mali hususların gizliliği temel kuraldır. Gizlilik hususu tüm uçak alim-satım sözleşmelerinde zorunlu olarak yer alan bir madde olup, uçak fiyatlarının açıklanması mümkün olmamaktadır. Ancak, söz konusu uçağın fiyatı makul piyasa rayicinin bir miktar altındadır.” İleri sürüldüğüne göre, uçağın esas fiyatının açıklanmamasının esas sebebinin, alim fiyatının normal piyasa şartlarının çok üzerinde olduğu içindir.SONUÇ: yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmemiştir.

46- ASYA KALKINMA BANKASI GENEL KURUL İHALESİ

Asya Kalkınma Bankası’nın 38.Genel Kurul Toplantısı ihalesiyle ilgili usulsüzlük yapıldığı, ihalenin kamu ihale mevzuatına tabi tutulmadığı ve isin doğrudan temin yöntemleriyle yapıldığı ifade edilmektedir. Teknik şartnameye göre belirtilen kalemler için, ihalede en düşük teklifi veren Lavada Tomur- Symeon Turizm Konsorsiyumu 1 trilyon 380 milyar vermiş iken, yerine en yüksek teklifi veren Seter- Visitur Ikın Konsorsiyumu 4,5 trilyona verildiği ileri sürülmektedir. KDV dahil, toplam rakam yaklaşık 6 trilyonu bulan bu ihalenin usulsüz olduğu iddia edilmektedir.SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

47- TCDD ANKARA-ESKİŞEHİR TREN YOLU İHALESİ

TCDD, Ankara-Eskişehir tren yolu ihalesi yapılmış, 206 km.lik yolun yapımı için maliyet, 435 milyon $ olarak belirlenmiştir. İfade edildiğine göre, ek islerle söz konusu ihale 600 milyon $’a ulaşmıştır. Yine ileri sürüldüğüne göre, projeyi yapan firma ile imalatı yapan firma ayni firmadır. Bir firmanın hem projesini, hem de isin maliyetini üstlenmesi İhale Yasası’na uygun olmadığı, böyle bir durumda, proje maliyetine yansıyacak imalat rakamlarını da firmanın çıkarları doğrultusunda belirleneceği ve hiçbir yerde bu tarzda bir ihalenin yapılmadığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, söz konusu ihalede usulsüzlük olduğu ve kamunun ciddi manada zarara uğratılacağı ileri sürülmektedir.SONUÇ: Konuyla ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

48- ISKUR’DAKİ EĞİTİM İHALESİ KONUSU

Uskur Ankara İl Müdürlüğü, 31.01.2003 tarihinde “Özelleştirme Sosyal Destek Projesi” kapsamında Dünya Bankası Kredili, Yönetici Sekreterlik Eğitimi için ihale açmıştır. 63,5 milyar liralık bu ihalenin usulsüz olarak Denge Bilgisayar Şirketi’ne verildiği ileri sürülmektedir. Yine ileri sürüldüğüne göre, Uskur bünyesinde bazı ihaleler konusunda, baskı gördüğü için Uskur’da Şube Müdürü olarak çalışan Ali han Turan’ın, bu ihale baskılarına dayanamayıp, beyin kanaması geçirmek suretiyle öldüğü ve bu konuyla ilgili olarak da esinin açtığı davanın halen sürdüğü ifade edilmiştir. İddiaya göre, bu ihalelerde usulsüzlük ve kayrılma vardır.SONUÇ: Konu ile ilgili olarak resmi bir açıklama yapılmamıştır. Ancak söz konusu Denge Bilgisayar şirketi, kazandıkları ihalede herhangi bir usulsüzlük olmadığını ifade etmiştir.

49- ÇAYKUR NAKLİYE İHALESİ

Çay İsletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (ÇAYKUR) 2005 yılı çay nakliyesi isinin, Başbakan Erdoğan’ın yakınları iki tasıma kooperatifi ile 2 nakliye firmasına ihalesiz bir biçimde ve yüksek fiyatlar karşılığında verildiği iddia edildi. Aküyüz Uluslararası Nakliyat’ın sahibi Sayım Aküyüz, olayı suç duyurusu ile yargıya taşırken, durumu mektupla Başbakan ve Bakanlara şikayet etti. Çay kur, toplam 70 bin 500 tonluk 2005 yılı paketli çay nakliyesi için 1,2 ve 3 Şubat 2005 tarihlerinde İstanbul, İzmir, Ankara, Kayseri, Samsun, Mersin, Diyarbakır ve Erzurum hatları için ihale açtı. Ankara, İstanbul, İzmir, Samsun ve Mersin için en düşük teklifi Aküyüz Nakliyat verdi. Ancak, Aküyüz İnşaat kısa bir süre sonra ihalelerin iptal edildiğini öğrendi ve iptal gerekçelerinin bildirilmesini talep etti. Birkaç hafta önce ikinci en iyi teklifi verdiği hatlar için Akyüz’e “fiyatı aşağı çekebilir misiniz?” diye soran Çay kur, iptal gerekçesinde kurumun tüm nakliye isinin tek bir firmaya verilmesinin “riskli” olacağı endişesinin kararda etkili olduğunu ifade etti. Aküyüz Nakliyatlar’in yıllardır 7-8 katrilyonluk TEKEL ürünlerini taşımakta olduğunu ifade eden Aküyüz, iptal gerekçelerinin hiçbirinin doğru olmadığını söyledi. Aküyüz, 25 Mart’ta yazdığı bir mektupla, olayı Başbakan Erdoğan’a da şikayet etti. İadeli taahhütlü gönderilen mektubuna, Erdoğan’ın “Yolsuzluğu kim yaparsa, bizim getirdiğimiz adamlar dahi olsa kafasını koparacağız” sözünü anımsatarak başlayan Aküyüz, “Bilginiz olmadığına inandığımız, size yağcılık adına yapılan ihale yolsuzluğu ile Hazine’ye milyarlara malalan olayı arz etmek istiyoruz” dedi. Çay kur ise, suç duyurusuna konu olan olayla ilgili sessiz kalmayı tercih etti.SONUÇ: Konuyla ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

50- 30 TRİLYONLUK BUĞDAY VURGUNU DOSYASI

şirketler Toprak Mahsulleri Ofisi’nden (TMO) 140 bin liraya ihracata yapmak kaydıyla, aldıkları 10 bin ton buğdayı ortalama 300 bin lira fiyatla iç piyasaya sürdüler.Trilyonluk vurgunda, Toprak Mahsulleri Genel Müdür Vekili İsmail Kemaloglu ise, şirketlerin haksiz kazanç sağlamasını “ihraç etmek için ucuza alınan buğdaylarla şirketler, istediğini yapabilir” diye savundu. TMO, Kırşehir Kaman, Adapazarı, Konya, Bolu, Ankara, Aksaray’da Dahilde İsleme İzin Belgesi (DIIB) kapsamında, yani ihracata yapılması kaydıyla piyasanın yari fiyatına, bazı özel şirketlere buğday sattı. Un yaparak ihraç etme sözüyle, buğdayları ucuza alan şirketler, buğdayları iç piyasada sattı. Bu kapsamda, Ocak-Şubat ayları içinde, Kırşehir Kaman’da TMO tarafından, Satışlar Emirler Gıda Sanayi, Kısmet Un Sanayi ve Fatoglu firmasına toplam 10 bin ton buğday satıldı.TMO buğdayları, üreticiden 290-390 bin lira arasında almıştı. Ancak, söz konusu firmalar, ihracata sözü verdiği için buğdayların kilosu için yaklaşık 140 bin lira ödedi. Ihracaat taahhüdünde bulunan firmaların, kısa bir süre sonra buğdayların büyük bir kısmini iç piyasada sattığı ileri sürüldü. Kırşehir ve Mucur civarında, şirketlerin ihracata yapmak için aldıkları buğdayları sattıklarının ortaya çıkmasının ardından, Kırşehir Kaman Ziraat Odası Başkanı Selamı Kayhan durumu önce Kaman’daki TMO ajansı ile görüştü, ancak buradaki yetkililer emrin TMO Genel Müdürlüğü’nden geldiğini belirttiler. Durumu Tarım Bakanı’na ve TMO Genel Müdürlüğü’ndeki yetkililere aktaran Kayhan’a, TMO Genel Müdür Vekili İsmail Kemaloglu imzası ile bir bilgi notu gönderildi.bilgi notu, İç Ticaret Şube Müdürü Hafit Tekin, Ticaret Daire Başkanı Faruk Mor tas imzalı üst yazı ile gönderildi. Yazıda, TMO’nun Kaman’da DIIB kapsamında 10 bin tonluk buğday satışı yaptığı, bu buğdayı ise Satışlar Emirler, Kısmet ve Fatoglu firmalarının aldığı ifade edildi. Yazıda, “Firmalar zaman zaman piyasadan mevcut fiyatlarla aldıkları buğdayı isleyerek, un ihraç etmektedirler. Bu firmalar, DIIB kapsamında ihraç ettikleri un karşılığında, hak ettikleri buğdayı TMO’dan aldıklarında, tekrar un ihraca ati söz konusu değil ise aldıkları bu buğdayları istedikleri şekilde değerlendirme imkanına sahiptirler” denildi. Yazıda, ucuza alınan bu buğdayların ülke içinde satılmasında bir sakınca olmadığı ifade edildi. Yazıda, “sistem içerisinde bu uygulama zaman zaman yapılmakta olup, firmaların ne şekilde hareket edecekleri firmaların tercihidir” denilerek, TMO’nun konu ile ilgisinin sadece firmalara DIIB kapsamında buğday satışından ibaret olduğu ifade edildi. Kaman Ziraat Odası Başkanı Selamı Kayhan, TMO’nun bu buğdayları 360-390 bin lira arasında bir fiyatla üreticiden aldığını dile getirerek, bu buğdayların zararına şirketlere satılıp, devletin zarara uğratıldığını belirtti. Kaman’da devletin zararının 30 trilyon lirayı bulduğunu ve üreticinin emeğinin şirketlere peşkeş çekildiğini dile getiren Kayhan, yaşananların dünyada bir örneğinin daha olmadığını söyledi.

SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

51- ERZURUM’DA PASİNLER SİGARA FABRİKASI VE ARAZİSİ OLAYI

Erzurum’un Pasinler İlçesi’ne bağlı Cögender Köyü’nde, trilyonlar harcandıktan sonra yarim bırakılan Pasinler Sigara Fabrikası ve arazilerinin, usulsüz olarak MÜSIAD Üyeleri’nden kurulduğu söylenilen bir şirkete verildiği iddia edilmektedir. 27 yılı askın süredir ekilip, biçilemeyen 1000 dönümden fazla fabrika arazisine organik tohum üretimi yapmak için bir araya gelerek, Cögender A.S.’yi kuran köylüler, araziyi satın almak, kiralamak, tahsis yapılmasını sağlamak için ilgili makamlara ve Özelleştirme İdaresi’ne 2003 yılından bu yana 7 kez başvurmuşlar. Buna karşılık söz konusu fabrika ve arazileri ortakları MÜSIAD üyesi olduğu ileri sürülen EGES A.S.’ye bedelsiz olarak verildiği ileri sürülmüştür. Ve konuyla ilgili 9 Mayıs’ta Güneş Gazetesi’nde bir ilan yayınlatmışlar. İlanda “Arazisi köyümüze ait iken, yöre insanından 400 kişi çalıştırılacak vaadiyle, değerinin altında istimlak edilen Pasinler Sigara Fabrikası, hayata geçirilemedi. Atıl kalan arazide AÜ Ziraat Fakültesi’nin görüşleri doğrultusunda organik tohum üretmek için köy halkı, Çögender A.S.’yi kurdu. Araziyi satın almak, kiralamak ve tahsis kapsamı dahilinde isletmek üzere ilgili bütün makamlara ve Bakanlıklara müracaat ettik. Yedi resmi müracaatımıza rağmen bize menfi veya müspet cevap vermeyenler, 4 ay önce kurulan ve isminin önünde “MÜ” olan SIAD’in bir ay önce kurduğu EGES A.S.’ye bedelsiz olarak peşkeş çekmekte,katkılarından dolayı; Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’i, Tarım Bakanı Sami Güçlü’yü Milletvekilleri Ömer Özyilmaz, Mustafa Ilıcalı, Muzaffer Gül yurt’u, Vali Cehalettin Güvenç’i ve MÜSIAD Erzurum Şubesi’ni kınıyoruz” demişlerdir.SONUÇ: Erzurum Valisi, arazinin karşılıksız, içindeki binaların ise kira karşılığında EGES’ verileceğini açıklamıştır. Konu ile ilgili başkaca bir soruşturma söz konusu değildir.

52- İSTANBUL İL SAGLIK MÜDÜRLÜĞÜ’NDEKİ 750 MİLYARLIK USULSÜZLÜK OLAYI

İstanbul İl Sağlık Müdür Yardımcısı’nın, Sağlık ocağı yaptıracağım diye usulsüz olarak 750 milyar para topladığı ve sonra bu parayla alınan malzemeleri sattığı ileri sürülmektedir. Sağlık ocaklarından sorumlu İstanbul İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Celal Şahin hakkında, Güngören’de, Akıncılar Sağlık Ocağı’nı yaptırmak için çeşitli şirketlerden makbuz karşılığı para topladığı, elde edilen miktardan kalan 750 milyar liralık tıbbi malzeme ve inşaat malzemesini gazete ilanı ile satışa çıkardığı iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Sağlık ocağı yanına, kayınbiraderi eczane açan Dr. Şahin, makbuzların sahte, imzasının da taklit olduğunu öne sürerek, “Bunları İstanbul dışına, rüşvet aldıkları için sürdüğüm iki teknisyen yapıyor. Akıncı Sağlık Ocağı’nın yerinde market vardı, marketi sağlık ocağı ve eczaneye dönüştürdük. Esnaftan 30-40 milyar lira bağış topladım. Bağışçıların ismini de pirinçten bir plakayla, Sağlık Ocağı’nın girişine astım. diğer makbuzlardaki imzalar bana ait değil, sahte” dedi. Sağlık Müdürlüğü’nde memurluk yapmaya maddi olarak ihtiyacı olmadığını öne süren Dr. Şahin, “Benim Sentez Temizlik şirketim, Melihan medikal malzeme firmam, Zeytin burnu’nda bir polikliniğim vardı. Bu islerimi devrettim. Ben bu görevde isteyerek durmuyorum. Temizlik İhale Komisyonu Başkanıyım. İstesem çatır çatır ihale alırım. Bir ihale 3-4 trilyon lira, ama almıyorum” diye konuştu.SONUÇ: Konu ile ilgili soruşturmanın sürdüğü ifade ediliyor.

53- ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI BÜROKRATLARININ İHALE KAZANAN FİRMA TARAFINDAN AĞIRLANMASI OLAYI

Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Bünyemin Kara ve Devlet Meteoroloji İsleri Genel Müdürü Adnan Ünal, Bakanlığın ihalelerine giren VAISALA firması tarafından, Finlandiya’da ağırlandıkları ve bütün faturaların söz konusu firma tarafından ödendiği ifade edilmektedir. 6-10 Haziran 2004 yılında Finlandiya’da ağırlanan söz konusu bürokratların tüm harcamalarının, Bakanlıktan çok sayıda ihale alan VAISALA firması tarafından ödendiği, daha sonra konu kamuoyuna intikal edince de, söz konusu bürokratların, söz konusu firmaya bu paraları geri ödedikleri ileri sürülmektedir. Yine bir başka iddia, açılan bir ihalenin iptal edilmesi ile ilgilidir; “Çevre ve Orman Bakanlığı, Devlet Meteoroloji İsleri Genel Müdürlüğü (DMI) 10 adet havsalanda Otomatik Meteoroloji sistemi satın almak üzere, Ağustos 2004′te ihale açar. Bu ihale için 4 Ekim 2004 tarihinde VAISALA firması ile 1.674.590 Euro bedel karşılığı sözleşme imzalanmış. DMI yine 2004′te 76 adet Otomatik meteoroloji istasyonu için ihale açılmış. Bu ihaleye üç firma katilmiş. Jinyang firması 1.631.066 ABD Doları, Elice firması 1.820.000 ABD Doları, Vansala firması 2.376.360 ABD Doları teklif vermiş. Bu ihaleyi en yüksek fiyatı verdiği için VAISALA alamaz. Bunun üzerine “Ödenek yetmedi, fiyatlar biraz pahalı” gibi gerekçelerle, ihale tamamen iptal edilir.SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

54- TOKİ’DE MİLLETVEKİLİ AYRICALIKLARI KONUSU

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, TOKİ’de usulsüzlükler saptadı. Cumhurbaşkanlığı DDK müfettişleri Toplu Konut İdaresi’nde gerçekleştirdikleri denetimlerin sonuçlarını raporlaştırdılar. Rapora göre, 26 Eylül 2003 günlü 1059 şayili Başkanlık onayıyla, Bilkent 3′ncü Etap, C3 ve C4 Blok konutlarının açık satış yöntemiyle satışa çıkarılmasına karar verildi. açık satış, ilk gelenin konutu alması biçiminde uygulanıyor. satışı ilan edilen lüks konutlarla ilgili olarak milletvekillerinin giriştiği usulsüzlük rapora söyle yansıdı: “satışı ilan edilen konutlarla ilgili olarak “bir grup milletvekili adına” bir milletvekili, 8 Ekim 2003 tarihli bir dilekçeyle İdareye başvurarak, C1,C2,C3 ve C4 tipi konutlardan 19′unun “blok satış” yöntemiyle kendilerine satılmasını istemişlerdir. Önerilen fiyat, idarece belirlenen satış bedelinin çok altında olmasına karsın, İdare Başkanı’nın 8 Ekim 2003 günlü onayıyla 21 konut satıştan çekilmiştir. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Raporu’nda konunun eleştirilmesi üzerine, satıştan çekilen konutlar 19 Şubat 2004 tarihinde “açık arttırma” ile satışa sunulmuştur. ilan edilen ve devam eden bir ihalede bir kişim konutun satıştan çekilmesinin dayanağı yoktur. Konut satışlarında rekabeti esas tutan, hiçbir gruba ayrıcalık tanımayan yöntemler kullanılması gerekmektedir.” Söz konusu olay, raporun “Usulsüz Olarak satıştan Çekilen Konutlar” baslıklı bölümünde yer aldı. Olayda AKP’li bir milletvekilinin de adı geçmişti. Milletvekilinin TBMM’nin en önemli komisyonlarından birinde Başkan olduğu belirtilmişti.SONUÇ: Konu ile ilgili yapılan açıklamalar, kamuoyunu tatmin etmemiştir. Söz konusu daire satışlarındaki ayrıcalığının kaldırıldığı ve işlemlerin usule uygun sürdürüldüğü açıklanmıştır.

55- YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ PERSONEL TAŞIMA İHALESİ

Yüksek İhtisas Hastanesi’nin ayni koşullarda yaptığı iki ihale arasında, yüzde bine yakın fark olduğu ifade edilmiştir. Hastane’nin, 2004′te gece vardiyası personel tasıma isi, 7 kişiden oluşan ihale komisyonunun beş üyesinin “yüzde 92 pahalı” muhalefetine karsın 420 milyar 480 milyon liraya verildi. 2005 yılı için ayni isin ihalesinin ise 43 milyar 690 milyon liraya verilmesi dikkat çekici bulundu. Hastane’nin 2004 yılı gece vardiyası personelinin taşınması isi için ihaleye çıktı. 29 Aralık 2003 tarihindeki ihaleye 2 şirket katildi. Kokar Turizm Taşımacılık 481 milyar, Koçlar Turizm Taşımacılık Limitet şirketi ise 420 milyar 480 milyon lira teklif verdi. Kokar Turizm Taşımacılık şirketi eksik belgeleri tamamlamadığı gerekçesiyle ihale dişi bırakıldı. Koçlar Turizm’in 420 milyar 480 milyon liralık teklifini, 7 kişiden oluşan ihale komisyonunun Başkan da dahil, 5 üyesi ” geçen yıla göre yüzde 92″ daha yüksek olduğuna ilişkin şerh koyarak karsı çıktılar. Ancak, ihalenin ita amiri olan Prof. Dr. Adnan Çobanoglu ihaleyi uygun görerek onayladı. Ayni isin 2005 yılı ihalesine ise 10 şirket katildi. İhale komisyonu verilen tekliflerden 6′sini geçerli bularak incelemeye aldı. Komisyon, en düşük teklif olan 43 milyar 690 milyon 500 bin lirayı veren Onursal Otomotiv Turizm Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi’ne ihalenin verilmesini uygun buldu. İki ihale arasındaki farkın kaynağı, merak konusu olmuştur.SONUÇ: Konu ile ilgili Sağlık Bakanlığı’ndan herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

56-SAĞLIK BAKANLIĞI BÜROKRATLARININ İLAÇ ŞİRKETİ TARAFINDAN YURTDIŞINDA AĞIRLANMALARI OLAYI

Yurtdışındaki gezilere Sağlık Bakanı’nın onay vermesinin ciddi kuşku uyandırdığı ve ilaç şirketlerinin Sağlık Bakanlığı üzerinde etkin bir rol oynadıkları iddia edilmektedir. Sağlık Bakanlığı’nda ruhsatlandırmadan sorumlu üç bürokratın Pfizer İlaç firması sponsorluğunda Almanya’ya gönderildiği ifade edilmiştir. Pfizer İlaçları Limitet şirketi, 16 Aralık 2003′te Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Necdet Ünü var’a yazı yazarak, Bonn kentinde 12-13 Ocak 2004 tarihleri arasında toplantı yapılacağı bildirdi. Müsteşar’dan, toplantıya, İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü’nde ruhsatlandırmadan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ile onun uygun göreceği, iki ruhsatlandırma görevlisinin gönderilmesini isteyen Pfizer, tüm masrafların firma tarafından karşılanacağını iletti. Sağlık Bakanı Recep Akdag ve Müsteşar Ünü var ise, 7 Ocak 2004 tarihinde, İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü İlaç ruhsatlandırma Dairesi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Tokaç ile ruhsatlandırma Dairesi Şube Çalışanlarından Eda Cindoglu ve Ahu Güney’in toplantıya görevli olarak katılmasına olur verdi.SONUÇ: Konuyla ilgili bir açıklama yapılmamıştır.

57-EÜAS SEYİTÖMER,AFSİN-ELBİSTAN SANTRALLERİ’NDEKI İHALELER

Elektrik Üretim A.S. Genel Müdürlüğü Malzeme ve Yönetim Ticaret Dairesi Başkanlığı’nın 2004 yılı içinde yaptığı Seyitömer Termik Santral İsletme Müdürlüğü personel tasıma ihalesi için Kamu İhale Kurumu’na başvuruda bulunuldu. yapılan incelemelere Elektrik Üretim A.S.’nine isteklilere ihale sonucunu bildirmeden sözleşme imzalamış olduğu belirlenerek, bu yöntemle ilgili firmaların şikayet haklarının dahi ellerinden alındığını saptandı. Kurum, usulsüzlükler için suç duyurusunda bulunma kararı aldı. EÜAS’in 2003-2004 yıllarında gerçekleştirdiği Seyitömer Termik Santrali’nin bakim ve onarım ihalesi, Afşin- Elbistan B Termik Santrali Tesis Müdürlüğü’nün hizmet alimi ihaleleri de başvuru üzerine, Kamu İhale Kurumu tarafından denetime alindi. Yasaya aykırılıklar nedeniyle iki ihalenin de iptal edilmesi benimsendi. EÜAS’in 2004′te gerçekleştirdiği “120 bin ton kıraç tası alimi” ne ilişkin ihaleyse, başvuru yapılmasına karsın, Kamu İhale Kurumu’nun yetkisi dışında kaldığı için incelenemedi.SONUÇ: Bakanlıktan konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmadı.

58- TOKİ’DEKİ TAŞIT VE PERSONEL ALIMI OLAYI

Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nca “hasılat paylaşımı” ile yaptırılan yedi adet toplu konut projesinde, 773 trilyon lira tutarındaki kaynağın müteahhitlere aktarılarak, kamunun zarara uğratıldığı müfettişlerce saptanırken, konut şantiyeleri için müteahhitlere aldırılan taşıtların da makam aracı olarak kullanıldığı belirlendi. TOKİ, son iki yılda 70 sözleşmeli personeli de sınavsız, duyurusuz ise aldı. TOKİ’nin hasılattan aldığı payın yüzde 30′lar seviyesinde kaldığı, bazı projelerde bu oranın yüzde 23′lere kadar gerilediği belirlendi. Bu şekilde sözleşmeyle bağlanan 2.3 katrilyon liralık 7 projede, kamunun 773.9 trilyon lira zarara uğratıldığı saptandı. Konut ihaleleri yoluyla TOKİ’nin zarara uğratıldığı YDK raporlarına yansırken, konut projeleri şartnameleri kapsamında müteahhitlere aldırılan taşıtların da sözleşme hükümlerine aykırı olarak şantiyelerde kullanılmadığı, TOKİ yöneticilerine tahsis edildiği belirlendi. Bu yöntemle müteahhitlere satın aldırılan ve her türlü bakim ve akaryakıt ihtiyacı müteahhitlere karşılatılan 37 araçtan ikisi TOKI Başkanı Erdoğan Bayraktar’a, üçü Başkan Yardımcıları’na, besi Bayraktar’ın Danışmanları’na, diğerleri de Hukuk Müşaviri, Daire Başkanları, Şube Müdürleri’ne tahsis edildi. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın kuruma personel alımında da sınav şartını asmak için isçi ve memur yerine sözleşmeli personel yöntemine başvurduğu belirlenirken, 70 kişinin bu yöntemle ve ülke çapında herhangi bir duyuru yapılmadan alındığı ileri sürüldü. İdarenin 2003 ve 2004 yıllarında iktidar partisi milletvekilleri ile Başkan Erdoğan Bayraktar ve başkan yardımcısının, akraba, es-dost ve hemsehrilerinin ise yerleştirildikleri iddia ediliyor.SONUÇ: Konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.

59- TRT’DEKİ İZLENMEYEN BAZI DİZİLERE 10.5 TRİLYON LIRA ÖDENMESİYLE ILGILI KONU

TRT’de 2004′te 28 diziye 10 trilyon 448 milyar lira harcandığı, “Paydos, Üvey Ana, Dudaktan Kalbe, Yol Palas Cinayeti, Aşk Mahkumu ve Sihirli Lamba” Programları’na 944 milyar ödendiği, yayını devam eden dizilerin program basına maliyeti, 1 trilyon 403 milyar olduğu, basarisiz olan programların da çoğunun yayından kaldırıldığı ileri sürülmektedir. Yine ileri sürüldüğüne göre, TRT’ye yapım satan şirketlerin kurucuları ve ortaklarının arasında, TRT’de görev yapan müşavirlik, danışmanlık hizmeti veren kişiler ve yakınlarının var olduğu ileri sürülmektedir. Ve yine TRT’de birçok yerli-yabancı film ve dizilerin usule uygun olmadan ve fazla fiyatla satın alındığı ileri sürülmektedir.SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

60- MALİYE BAKANI’NIN HAYALİ İHRACAAT DOSYASI

Devlet Bakanı Kür sat Tümen’e bağlı olan Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı, bir soruşturma raporu hazırlıyor. Bu raporda, 1 milyar 162 milyon $’lif hayali ihracata olayının gerçekleştirildiği ifade ediliyor. Ve yine bu raporda, Kemal Unakitan’in 1995-1998 yılları arasında Albaraka Türk Yöneticisi iken, yaklaşık 200 trilyonluk bir hayali ihracattan sorumlu olanlar içinde ismi zikrediliyor. Teşekkül halinde hayali ihracata yapmak ve evrakta sahtecilik iddiasıyla yargıya intikal ettirilmesi isteniyor. Maliye Bakanlığı, hayali ihracata yapan firmalara aracılık eden firmalardaki yöneticilerin cezai sorumluluğunun kaldırılmasını öngören bir kanun tasarısı hazırlıyor. eğer tasarı bu şekilde kanunlaşır ise, Unakitan ile ilgili yeni bir af çıkacağı ifade ediliyor.SONUÇ: Maliye Bakanı’nın açıklamaları, kamuoyunu tatmin etmemiştir. Affın çıkartılması çabası sürdürülmektedir.


Sizde haklısınız goramaz kerdeş,
Elbetteki geçmiş hükümetler dönemindede yolsuzluk usulsüzlük olmuştur, oluyorduda. Zaten kimse iddia etmiyorki, önceden yapılmıyordu bunlar geldi yapıyor diye!.. Ama herşey bu kadar aleni değildi,
Üstteki yolsuzluklar 2007 yılına kadar, bu son 3 seneyide katsak sayfalara sığmaz, şimdi daha iyi anlaşılmıyormu 2002 de seçim meydanlarında geldiğimizde "bir yıl akabinde dokunulmazlıklar kalkacak" deyip te sekiz yılda hala neden kalkmadığı?
Herşey noktasına virgülüne kadar belgeli bunlar, yorum artık vatandaşın tabiki yorumlayabilirse.
ÖnceVatan_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı ÖnceVatan_58'e Teşekkür Ediyor...
Alt 20.09.2010, 17:43   #79
murat tugrul
Usta Yiğido
 
murat tugrul - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
murat tugrul Şuan murat tugrul isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 06.06.2015 16:33

Üyelik Tarihi: 28.06.2008
Yaş: 50
Mesajlar: 1.682
Tecrübe Puanı: 768 murat tugrul FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: UYAN TÜRKİYE...

Futbol yorumlarını izliyorsanız göreceksinizki herkes futbolu futbolcudanda teknik adamdanda iyi biliyor.
Halka indiginizde herkes futbol dehası bu yorumcuları alıp hadi şu takımı yönet deseniz ne yaparlar .
Tabiki hiçbirşey çeneyle bu işler olmuyor icraat lazım icraat.

Ne yaparsınız işte kafası çalışmayan adamlar iktidar
kafası çalışanlarda köşe yazarı oluyor.

---Şu köşe yaz köşesi bu köşe kış köşesi---
Hani bizim köşe nerde diye aglanıp duruyorlar çarşaf çarşaf
murat tugrul isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı murat tugrul'e Teşekkür Ediyor...
Alt 21.09.2010, 12:01   #80
ÖnceVatan_58
Usta Yiğido
 
ÖnceVatan_58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
ÖnceVatan_58 Şuan ÖnceVatan_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 15.07.2012 09:54

Üyelik Tarihi: 03.05.2008
Mesajlar: 3.605
Tecrübe Puanı: 967 ÖnceVatan_58 FAZLA SÖZE GEREK YOKÖnceVatan_58 FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart Cevap: UYAN TÜRKİYE...

Alıntı:
murat tugrul Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
Futbol yorumlarını izliyorsanız göreceksinizki herkes futbolu futbolcudanda teknik adamdanda iyi biliyor.
Halka indiginizde herkes futbol dehası bu yorumcuları alıp hadi şu takımı yönet deseniz ne yaparlar .
Tabiki hiçbirşey çeneyle bu işler olmuyor icraat lazım icraat.

Ne yaparsınız işte kafası çalışmayan adamlar iktidar
kafası çalışanlarda köşe yazarı oluyor.

---Şu köşe yaz köşesi bu köşe kış köşesi---
Hani bizim köşe nerde diye aglanıp duruyorlar çarşaf çarşaf


Ergenekon diye inanmadığım bir örgüt yaratıldı. Aydınlar, hükümete karşı olanlar, kısacası vatansever insanlar kanaatimce suçsuz yere yargılanıyor. Bugün onlar açısından çok güzel dönen bir çark var ve bu çarka çomak sokmak isteyenleri Ergenekon’a dahil ediyorlar. Her vatandaş gibi bende darbecilere karşıyım. Hükümette buna karşıdır. Lakin 1980 yılında darbe yapmış olan Ressam Kenan Evren hala hayatta ve hala Ergenekon’da yargılanmadı. Bu durumda aklıma bir soru geliyor. Acaba Darbe yapmak suç değil de, AKP’ye karşı yapmak mı suç oluyor. Nerede kaldı adalet?

Hükümet medyayı kendi bünyesinde kullanıyor. Medyada taraflı yayın görmekten gınahı geldi. Artık her televizyon kanalı sanki, aralarında bir sözleşme imzalamışlar gibisince TRT’in yaptığı taraflı yayının bir değişiğini yapıyorlar.

TRT 6 ile Anayasa ihlal edildi. Bu ülkenin resmi dili Türkçe’dir. Lakin hükümet devlet yayını olan TRT’de kürtçe yayın yapmaktadır. Bize öğretilen Tek Millet, Tek Vatan, Tek Dil, Tek Bayrak ve Tek Devlet. Şimdi nerede kaldı bunlar.

Yolsuzluklar arttı. Oysaki benim inandığım Allah, “Neyle gelirsen gel ama kul hakkıyla gelme” diye emretmiştir.

Yurdumuzu niye AB yönetiyor. Ülkemizi yönetsinler diye seçilen insanlar bu ülkeyi yönetmek için niye dışa bağlıdırlar ki.

Bugün ikamet ettiğim kentte ulaşım sorunu yok, hastaneler var ve doğalgaz hattı kapıma kadar geldi. Bunlar güzel. Peki ben ulaşım araçlarına binecek, hastane hizmetlerinden yararlanacak ve doğalgazdan yararlanacak parayı nereden bulacağım. Bunlar parası olanlar içindir.

1980 askeri harekatının yaratmış olduğu bu ürkek ve korkak olan yeni toplum, dalmış olduğu bu derin ve vahim uykudan ivedi olarak uyanması gerekmektedir. Öyleyse Kuvay-i Milliye ruhunun tekrar dirilmesi gerekmektedir. Halk gerçekleri ayırt edebilirse bunu yapabilecek güçtedir.

Sayın Pamukoğlu, oluşumunuzu tamamen destekliyorum. Tüm siyasi kuruluşları birileri finanse etmektedir. Lakin HEPAR’ı halk finanse ediyor. Bu çok önemli bir ayrıntıdır. Partiniz için cebinizden 1 lira çıkmadığını söylüyorsunuz. Bu doğru olabilir. Neticede kitle partisidir. Ben 24 yaşında ve işsizim. Samimi olarak yazıyorum, eğer bir gelirim olsa cebimdeki paranın yarısını partinize bağışlamazsam namerdim. Onurlu millet, başı dik bir millet ve tam bağımsız bir Türkiye için elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım.

Ve ben, bu topraklarda yaşayan tüm etnik kökenli, aynı yada farklı düşüncelere sahip olan tüm halkımızı yaşanabilir Türkiye için Hak ve Eşitlik Parti’sine davet ediyorum.

Bu arada Sayın Başbakan, fikir özgürlüğünü savunuyor. Bir vatandaş olarak, eğer benim yazdıklarımdan Başbakan haberdar olursa, bu bir fikir özgürlüğümü diyecektir yoksa, beni Ergenekon Davası’na mı dahil edecektir?

Sonuç olarak ;

Biz ne zaman ham yeraltı kaynaklarımızı %100 işlersek o zaman bu ülkenin İMF’ye olan borcu biter. Ülkede ne işsizlik kalır ve buna bağlı olarak ne de fakirlik kalır ve ülkenin dışarıya karşı prestiji de artmış olur. Bu arada AKP Hükümeti’ne, ülkemize vermiş olduğu bu hizmetlerden dolayı ve etnik milliyetçiliği de körüklediği için feragat madalyası verilmesi gerekir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Bursa Nutkundan alıntı yaparak sözlerimi noktalıyorum.

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek”
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!

Mustafa Kemal Atatürk
Bursa, 5 Şubat 1933

Size, göre öyle gelebilir murat kardeş, araştırmadan, soruşturmadan, düşünmeden sırf o dediyse doğrudur, mantığıyla haraket etmektense
Peşin hükümle bunlar zaten böyle deyip geçiştirme yerine
böyle araştırmaya, belgeye dayalı çarşaf,çarşaf yazıları okuma ve ne okuduğunu da anlayan biri olmayı tercih ederim.
Gerçi "Ne kadar bilirsen bil söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır" demişler ama,
tarihi gerçekler göz ardı ve yok edilemez,
ÖnceVatan_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı ÖnceVatan_58'e Teşekkür Ediyor...
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Gümüşdere'lilerin sohbet alanı. Güner Gümüşdere Belediyesi 4696 27.09.2013 19:31
bu gün hepimiz askeriz hepimiz şehit: gul-i_ahmer Diğer Konular 4 06.10.2008 10:57
CUMHURİYET TARİHİ EKONOMİ KRONOLOJİSİ WåñTêd_øØ7 Arşiv 3 19.06.2008 20:54
Muhsin Yazıcıoğlu'ndan başörtüsü kararına sert tepki.. kasparix Arşiv 15 07.06.2008 17:36


WEZ Format +2. ?uan Saat: 22:18.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.