|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Arama | Bugünki Mesajlar | Forumlar? Okundu Kabul Et |
Dünya ve Türkiye'den Haberler Dünya ve Türkiye'deki tüm haberleri burada bulabilirsiniz |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
15.09.2008, 15:24 | #1 |
Yasaklı
AYDIN70 Şuan
Son Aktivite: 18.09.2008 13:53
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 54
Mesajlar: 27
Tecrübe Puanı: 0
|
Milliyetçiliğe Farklı bir Bakış (Genel)
Milliyetçilik, yaşamaya ve yaşatmaya gücü yetmeyen insanların kendilerini ancak ölümün aynasında görebildikleri bir çaresizliktir.
Milliyetçilikten hayata dair bir söz duyamazsınız... Duyduğunuz her şey ölüme dairdir. Ölmekten ve öldürmekten söz ederler sürekli. Kendilerine milliyetçi diyenleri dinleyin bir, bakın bakalım hayatla ilgili bir şey söyleyecekler mi size. İnsanı değil toprağı severler. Küçümserler insan hayatını, önemsiz bulurlar. İnsan sadece bir ölüm objesidir onlar için. Trabzon’da binlerce insanın dört çocuğu öldürmek için şehvetle koşmasını seyrettik, aynı insanlar birilerini yaşatabilmek için aynı şehvetle koşarlar mıydı sizce? Koşuyorlar mı? Ölmemesi mümkünken ölen bebekler, çürük yapıldığı için yıkılan binaların altında can veren öğrenciler için koştular mı, onların hayatının hesabını sordular mı, yeni ölümleri önlemek için ayağa kalktılar mı? Hayır. Hayat ilgilendirmiyor onları. Belki de yaşamla ilgili ümitlerini kaybettikleri için sadece ölüme doğru bakıyorlar. Ölümde bir eşitlik arıyorlar. Hayattan öylesine korkuyorlar ki bu korku bir öfkeye dönüyor. Ana dillerini bile doğru dürüst konuşamıyorlar, ana dillerinde bir sayfa yazı yazmak ölmekten de öldürmekten de zor onlar için. Bir kitap okumak, bir matematik problemi çözmek, biraz karmaşık bir filmi izlemek, felsefi bir konuşmayı dinlemek neredeyse imkansız geliyor onlara.. İnsan zekasının yarattığı her şeye yabancı gibiler. Bir mimari şahesere, bir heykele, bir resme hayran olamıyorlar. Tarih, ancak onların atalarını öven bir yalanlar zinciri olarak sunulursa ilgilerini çekiyor. Ve gerçekle yüzleşecek cesaretleri bile yok. Ait oldukları toplumun gerçek yüzünü, eksiklerini, hatalarını duyduklarında çılgına dönüyorlar, ne gerçeği taşıyacak ne de o gerçeğin yüzlerine vurduğu çarpıklıkları düzeltecek bir güçleri var. Toplumlarının fakir olması, gelişmemiş olması, özgürleşememesi umurlarında bile değil yeter ki bu gerçekler söylenmesin. Ortak bir yalanın içine kendilerini hapsedip, kanlı bir hayal aleminin içinde yaşamayı tercih ediyorlar, gerçeği söyleyen herkes düşmanları, çünkü gerçeği öğrendiklerinde, gerçeği kabullendiklerinde bunları düzeltmek için bir çaba göstermeleri gerekiyor. O çabayı gösteremiyorlar. Aslında içten içe kendilerini ve toplumlarını öylesine aşağılıyorlar ki herhangi bir sorunu çözebileceklerine olan inançlarını daha baştan kaybediyorlar, o yüzden de sadece yalanlarla avunmayı istiyorlar. Gerçeği söyleyen herkesi ölümle tehdit etmeleri bundan. Aynı ırktan, aynı dilden, aynı dinden, aynı milletten olduğum bu insanları görmek utandırıyor beni. Korkaklıkları içimi acıtıyor. Milliyetçilikten iğrenirim ama anadilimi de, tarihini ve kaderini paylaştığım insanlarımı da, yeryüzünün en güzel yerlerinden biri olan topraklarımı da, bir mizah hazinesi olan folklorumu da severim. Arkamda derin ve zengin bir tarihim, dünyanın en zengin şiir damarlarından birini besleyen güzel bir dilim, hiçbir zaman esaret görmemiş bir toplumum, yeryüzünde eşine as rastlanır bir insanlık birikimine sahip topraklarım var. Hiç kimseyi ırkından, geçmişinden, dilinden, dininden dolayı kendimden aşağı görmem ama hiç kimse karşısında da kendimi eksikli hissetmem. Milliyetçi değilim çünkü ne dünya ne de hayat korkutuyor beni. İnsanlarını sevdiğim için seviyorum toprağımı. Ve, bir tek insanımın hayatını kurtarabilmek için gerekirse bütün dünyanın toprağından vazgeçerim. İyisi ve kötüsüyle bütün gerçekleri kucaklayacak bir gücü ve kendimi insanlığın ortak kaderine rahatça bırakacak bir güveni bu toplum veriyor bana. Bu gücü ve güveni bulamayanlar korkaklıklarının nedenini bu toplumda değil kendilerinde arasınlar. Onların korkaklıklarında bizim paylaşacağımız bir şey yok. 11 Nisan 2005, Pazartesi -Yazar ? |
Konuyu Toplam 2 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
MERKEZ ÇAYGÖREN KÖYÜ (CİRİN) | iozgur | Köylerimiz (Sivas Köyleri) | 1367 | 26.05.2012 09:25 |
Genel Kültür | seva | Arşiv | 20 | 21.06.2009 05:53 |
50 ALEVİ DERNEĞİNDEN ÇAĞRI | Sivaslilar.Net | Haberler | 88 | 22.11.2008 15:00 |
Kâfirlere farklı azap | bayatlı kenan58 | Muhtelif konular | 3 | 02.08.2008 18:40 |
Sivas'lı Madımakla Anılmaktan Rahatsız | sivaslıgenç | Arşiv | 49 | 01.07.2008 18:31 |