|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Arama | Bugünki Mesajlar | Forumlar? Okundu Kabul Et |
Köşe Yazıları Köşe Yazarlarının Yazıları |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
10.03.2011, 00:32 | #1 |
Usta Yiğido
Sabiha Serin Şuan
Son Aktivite: 21.05.2014 19:16
Üyelik Tarihi: 07.09.2006
Yaş: 69
Mesajlar: 1.396
Tecrübe Puanı: 819
|
BOŞANMALAR NEDEN ARTTI
BOŞANMALAR NEDEN ARTTI
Türkiye İstatistik Kurumunun araştırması sonucunda Türkiye genelinde toplam 2001 yılında 91 994 evli çift boşanmıştır. 2009 yılında ise bu sayı 114162 olmuştur. Sivas genelinde ise 2001 yılında 770 evli çift boşanmış, 2009 yılında bu sayı 649 olmuştur. Erzincan’da 2001 yılında 271, 2009 da boşanan çiftler 276 dır. Bu sayı Antalya’da 2001 yılında 2907 iken 2009 yılında 4870 e yükselmiştir. İstanbul’da 2001 yılında 18625 iken 2009 yılında 24492 sayıya yükselmiştir. Bu rakamlara baktığımızda boşanma oranları illere göre değişmektedir. Çünkü Geçim zorluğu, Aile geçimsizliği, Yaşam koşulları, Hissi ilişkiler,İstediği ile evlenememe, Çocukların öğreniminin zorlaşması ( Dershaneler, Kurslar,Servis ücretleri) Kadının ekonomik özgürlüğüne kavuşması, Eğitim, Evlenme yaşı, Çocuk sayısı, İşsizlik, Geçimsizlik , Televizyondaki diziler, Giyimde marka modası, Sevgi ve saygının biterek saygısızlığı, aldatmayı sözüm ona batılaşma olarak nitelendiren zihniyetler ve etkenler bence boşanma sayısını yörelere göre etkilemektedir. Ayrıca son yıllarda Aile hukuku ile çıkan bazı kanunlar boşanmayı kolaylaştırdı . Nişanlanma,Evlenme,Ayrılık ve Boşanma davaları, Mal paylaşımı, Şiddet,Velayet, Nafaka ve Tazminat davaları, Babalık davası, Ailenin Korunması Hakkındaki Kanun,Çocuk Haklarının Korunması Hakkındaki kanun, v.s bu ve buna benzer kanunlar artık istenmeyen evlilikleri daha kolay ve çabuk boşanmaları için bazı kanun maddeleri getirmiştir. Oysa eskiden boşanmak daha zor ve uzun süre alıyordu. Bence boşanmayı kolaylaştıran bu kanunlar hem iyi hem kötü diye düşünüyorum. Çünkü: Eskiden aile yuvasının temel taşı olan anne ve babalar her türlü zorlukları göğüsleyip yaşamını iyi ve kötü,acı ve tatlı günleri mücadele ederek sürdürüyorlardı.Yani yeri geldiğinde aç, yeri geldiğinde ise tok yatıp uyumayı biliyorlardı. Eşler arasında birbirine karşı sevgi ve saygı daha güzeldi. Erkek eve gelince çocuklar kapıda karşılar, babaya olan değer çocuklara öğretilirdi. Şimdi ise baba ve anne eve gelmiş mi gelmemiş mi çocuklar babalarına, annelerine Hoş geldin baba veya anne dahi demiyorlar. Sizleri bilmem ama ben eski aile terbiyesinin daha güzel ve aile mutluluğuna yararlı olduğunu düşünüyorum. O halde anne ve babalar çocukların karnını doyurmadan çok daha önemli olarak düşündüğüm manevi değerlerimizi, sevgi ve saygıyı öğretmelidirler. Bu değerleri öğrenmeyen ve uygulamayan aile her an yıkılmaya hazırdır diyorum. İstatistiklere bakıldığında batı illerinde bu değerlerin azalması boşanma sayısını artırmakta ama Orta Anadolu bölgelerinde bu sayı biraz daha düşüktür. Bu demek değildir ki kadın şiddet ve zulüm görsün ama evliliğe katlansın elbette hayır. Ama evliliklerde aile fertleri yeri geldiğinde peynir ekmek, yeri geldiğinde et yemeyi bilmeli,öğrenmeli. Yoklukta bilmeli varlıkta bilmelidir. Ama şimdi öylemi ne yazık ki evlilikler tamamen para üzerine kuruluyor. Kadınlarımızın bir çoğu eskiden annelerimizin yaptıkları fedakarlıkları yapmıyorlar. Erişte yapma, biber kurutma gibi kış hazırlıklarını unuttular. Her şey çarşıdan gelsin, hazır yiyelim, hazır giyinelim diyorlar. Bizler çocukluğumuzda annem terliğin arkasında yırtık çorabı diker bizlere giydirirdi. Acaba son yıllarda yeni kuşak kaç kadın çorap yamıyor, yama yapmayı bile bilmezler. 8 Mart Dünya Kadınlar günü yaklaşıyor . Bütün anaların, bütün kadınlarımızın şimdiden Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.Kadınları her zaman korurum.Kadınlarımızın haklarını savunan bir çok makaleler ve şiirler yazdım. Kadın haklarını savunurum ama boşanma konusu olunca bu konuda aile yuvasında “YUVAYI DİŞİ KUŞ YAPAR” sözüne inanıyorum. Aileyi ayakta tutan kadın ve erkektir.Bir elmanın yarısı ana yarısı babadır. Ancak, yuvayı ayakta tutmak daha çok kadının elindedir.. 39 yıllık evlilik hayatımda maddi ve manevi her türlü sıkıntı yaşadım. Bazen düşünüyorum da yıllar önce benim yaşadığım sıkıntıları yeni kuşakta evlenenler bir gün dahi katlanırlar mıydı acaba?Bazen çocuklarıma yamalı çorap giydirdim ama bazen de en pahalı marka giysiler de giydirdim. Şiddet ve dayak ve ihanet olmayan evlilikler sanmam ki olsun,parmakla gösterilir. Yıllar önce kapımın önünde sobada yakmak için aldığımız odun dışarıda beklerken eşim rahat rahat çarşıda geziyordu. Ben ise odunlar dışarıda yağmurdan ıslanmasın diye memur olduğum işimden eve gelip saat 17.00 den sonra şalvarımı giyip elime nacak alıp yarım ton odunu tek başıma nacakla parçaladım ve üç kat merdivenden un telisine doldurup sırtımda odunda kömürde taşıdım. Ertesi gün memur olduğum işyerime gittiğimde nacak tutmaktan avucumda sulanan yaraların acısı ile daktilomda yazımı yazıp işimi yaptım.Şikayetçi olmadım mı elbette oldum. Yükümden ağır sorumluluklar çok yordu beni. O yıllarda gençlik vardı gücüm vardı ama odun taşımak aslında erkeğin işidir diye üzülürdüm fakat aile mutluluğum ve çocuklarımın hatırı için susardım. Benim evimin işidir diye düşünürdüm, şimdi ise poşetleri zor taşıyorum. Artık doğalgazlı evdeyim ama bu kez de hastalıklar başladı. Demek ki evliliklerde her şeye sabretmek ve evliliği ayakta tutmak için mücadele etmek gerekiyor. Şimdiki hanımlar odun parçalamak değil, sadece parmaklarına dokunup otomatik makinelerde işlerini yapıyorlar. Ama yine de bir çoğu mutsuzlar. Evlilikleri ayakta tutmak için her şeyden önce sevgi, saygı, sabır ve hoşgörü şarttır diyorum. Şu iş benim işim, bu iş senin işin demeden evin erkeği ve hanımı birbirleri ile ortaklaşa dayanışma içinde olmalıdırlar. Boşanmak çok kolaylaştı ama çocukların ruhsal dengesi ve gelecekleri de düşünülmeli. Önemli olan evlilikleri uzun süre yaşatmaktır. Burada en büyük görev evin hem hanımına hem erkeğine düşmektedir. Erkek ve kadın kendi sorumluluklarının bilincinde olmalı evin bütün yükü erkek olsun, kadın olsun tek tarafa yüklenmemelidir. Herkes kendi sorumluluğunu bilirse sorun olmaz. Çevrenin ve televizyon dizilerinin etkisinde kalan aileler, bilhassa ekonomik özgürlüğünü elde eden kadınlar ve erkekler aile yuvasını bozmakta tereddüt etmiyor ve ani kararlar ile boşanıyorlar. O zamanda bu durumdan en çok çocuklar zarar görüyor ve ömür boyu annesiz veya babasız yaşamak onların ruh dengesini bozduğu gibi eğitimini ve güncel yaşamını, karakterini etkileyerek geleceğimiz olan çocuklarımızın hayatını karartmış oluyorlar. O halde kadınlarımız elbette başımızın tacıdır ama erkeklerde başımızın tacıdır.Kadınında, erkeğinde kusurları mutlaka olabilir ama hoşgörülü ve sabırlı olmalı. Kadın ve erkek her iki tarafta çocuklarının gelecekleri ve mutlulukları için hemen boşanmayıp, birbirlerine hoşgörü ve sabırla tahammül etmeye çalışmalı, çok mecbur olmadıkça evliliklerini sürdürüp mücadele etmelidirler. Türkiye’de memur,işçi ve emekli maaşlarındaki adaletsiz düzen, işsizlik , siftah edemeyen esnaf, hayvanını ve tarlasını satıp köyünü terketmek zorunda kalan çiftçinin sorunları, geçimsizlik,parasızlık, kadın ve erkekte eğitimsizlik, kısacası ulusça sosyal ve ekonomik olarak insanca bir yaşam, geçim şartları düzene girmediği sürece hem boşanmalar hem de intihar olayları zor biter diye düşünüyorum. Unutmayalım ki hoşgörü ve sabır oldukça gökyüzünden yağan her karın ardında kalan bulutların arkasında günün birinde kızdırıcı sıcaklığı ile güneş bir gün mutlaka doğacaktır. Ancak; bunun için de asıl büyük görev bizi yöneten yetkililere düşüyor.Türkiye’yi yöneten yetkililerimizin ülkemizde geçim sıkıntısı ve yaşam mücadelesi veren halkın sorunlarını görmezden gelmeleri boşanmaları artırmaktadır..Ailelerin aile çatısını ayakta tutmak sadece ailelere değil yetkililerimize de çok görev düşmektedir diye düşünüyorum. Boşanmaların ve intiharların az olduğu,insanca yaşanabilen bir ülkede soluk alabilmeyi diler, selam ve saygılarımı sunarım. SABİHA SERİN sabiha_serin@mynet.com SİVAS POSTASI GAZETESİ KÖŞE YAZIMDIR [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 4 Kullanıcı Sabiha Serin'e Teşekkür Ediyor... |
10.03.2011, 09:07 | #2 |
Navigator
_DuMaN_58 Şuan
Son Aktivite: 04.02.2016 21:29
Tournaments Won: 3Üyelik Tarihi: 20.08.2006
Yaş: 33
Mesajlar: 9.619
Tecrübe Puanı: 10
|
Cevap: BOŞANMALAR NEDEN ARTTI
Boşanmaların azaldığı bir ülke duymadım şuana kadar, bilen varsa lütfen paylaşsın. Yani diyeceğim o dur ki, dünya değişiyor insanlar daha teknolojik daha özgür(sözde özgürlük).. İnsanlarımızın fikirleri de değişiyor, eski örflerimiz adetlerimiz değişiyor, aile yapımız değişiyor, bunun sonucunda sadakat azalıyor, tembelleşme artıyor, sorumluluk duygusu azalıyor, böyle olurken boşanmaların artması da biraz normal birşey. Ha keşke olmasa.. Ama bazı şeyleri engelemek imkansıza yakındır, bence boşanmaları önlemek de bunlardan biri..
|
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar _DuMaN_58'e Teşekkür Ediyor... |
10.03.2011, 09:28 | #3 |
Usta Yiğido
ÖnceVatan_58 Şuan
Son Aktivite: 15.07.2012 09:54
Üyelik Tarihi: 03.05.2008
Mesajlar: 3.605
Tecrübe Puanı: 971
|
Cevap: BOŞANMALAR NEDEN ARTTI
Boşanma nedenleri sıralayacak olursak;
1-Her geçen gün alım gücü azalıp ekonomik sıkıntıların artması. 2-Artan TV. Kanallarıyla birlikte örf, adet ve ahlaktan uzaklaşılması. 3-İnternetin hemen hemen her eve girdiği şu günlerde, aslında birer tuzak konumunda olması. Bence başlıca nedenler bunlar. |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı ÖnceVatan_58'e Teşekkür Ediyor... |
10.03.2011, 12:03 | #4 |
Usta Yiğido
burak5866 Şuan
Son Aktivite: 19.08.2021 16:47
Üyelik Tarihi: 10.12.2008
Yaş: 34
Mesajlar: 2.221
Tecrübe Puanı: 808
|
Cevap: BOŞANMALAR NEDEN ARTTI
bence birçok sebebi var ama.en önemlisi kişilerde karşılıklı sevgi saygı yok.büyük aşklar diye evlenen kişilerin 2 ay sonra boşandığını hepimiz biliyoruz.öncelikle kimse evliliğin ciddiyetinde değil ne anlamda olduğunu hala anlayamamışlar.diğer bir sebebide flört etme de olabilir.kişiler birbirlerine karşı hep iyi davranıyorlar hep güzel yönlerini gösteriyorlar sonra evlenince gerçek yüzlerini görüyorlar ve oşanıyorlar ama iş işten geçiyor.bunlar en büyük nedenleri bence.
__________________
gençliğine güvenip vakit çok erken derken belki elveda bile diyemezsin giderken... |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar burak5866'e Teşekkür Ediyor... |
10.03.2011, 16:51 | #5 |
Usta Yiğido
erhan 58 Şuan
Son Aktivite: 01.03.2012 09:51
Üyelik Tarihi: 29.08.2010
Mesajlar: 2.903
Tecrübe Puanı: 814
|
Cevap: BOŞANMALAR NEDEN ARTTI
artar tabi ekonomik kriz teknoloji hepsi birarada hergün cikan aile drami diziler nolacak olacagi bu yakinda avrupa olacagiz bu gidisle allah yardimcimiz olsun......
|
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı erhan 58'e Teşekkür Ediyor... |
10.03.2011, 17:26 | #6 |
Usta Yiğido
LaEdri Şuan
Üyelik Tarihi: 12.06.2006
Mesajlar: 6.011
Tecrübe Puanı: 1287
|
Cevap: BOŞANMALAR NEDEN ARTTI
Boşanmamak için evlenmiyorum..
__________________
Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.(Enbiya-52) |
12.03.2011, 10:18 | #7 |
Usta Yiğido
özgüven Şuan
Son Aktivite: 04.04.2015 07:50
Üyelik Tarihi: 12.11.2009
Mesajlar: 1.572
Tecrübe Puanı: 710
|
Cevap: BOŞANMALAR NEDEN ARTTI
bana göre en önemli nedeni ekonomik sıkıntı.
__________________
Yaşam gülmeyi ,sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı, dostluk sadık kalmayı bilenler içindir... |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı özgüven'e Teşekkür Ediyor... |
13.03.2011, 22:00 | #8 |
Usta Yiğido
mansur58 Şuan
Son Aktivite: 29.07.2014 06:38
Üyelik Tarihi: 15.10.2010
Mesajlar: 1.491
Tecrübe Puanı: 668
|
Cevap: BOŞANMALAR NEDEN ARTTI
Degerlı yazarımıza teşekkür etmek gerekir. Önemli bir konuyu köşesine taşımış.
Toplumumuzu saran boşanma hastalığının asıl nedeni kapitalizmdir. Kapitalzmin tek hedefi vardır. Bütün insani değerleri, tüketim toplumu oluşturarak bir tusunami acımasızlıgı ile yok etmektır. Bır ulusun en önemli değerlerinden biriside sağlam ve sarsılmaz bir aile yapsıdır. Ne yazıkki vahşi kapitalizm sarsılmaz aile yapımızı daha doğrusu en önemli kalemizi yıktı yıkmayada devam ediyor. Evliliklerinin 40-50 hatta 60. yıllarını gören bir ale yapsı artık bıtti. O dönem hatır gönül toplumu dediğimiz zamanlarda kaldı. Gönül toplumu olma özelliğimizi çoktan kaybettik. Dolayısıyla utanma, arlanma, ayıp, günah, hatır, gönül kalmadı. Bu özellikler toplumsal otokontrolümüzü saglardı. Evli çiftler boşanmaya kalkıışmadan önce Anne, baba ve akrabalar bu işi nasıl karşılar gibi bir soruyu kendilerine sorduklarında boşanmayı kolay kolay göze alamazlardı. Cönkü böyle bir karar eskiden ekmek su kadar çok değer verdiğimiz akrabalık bağlarını ortadan kaldırıp toplumdan dışlanmamıza neden olurdu. Ayrıca ınanıp iman ettiğimiz değerler manzumesine göre boşanmanın ne büyük bir günah ve vebal olduğunu herkes bilir ve iman ederdi. Şimdi ise toplumsal değer yargılarımız değişti, insani ölçü birimlerimiz değişti, aşkların, sevdaların, sevgilerin rengi ve nedeni değişti. Yukarıda bazı arkadaşlar yazmışlar ne büyük aşklarla evlenip iki ay sonra boşanıyorlar diye. Bu ne demek acaba? Aşık olarak evleneceksiniz hem de en büyüğünden sonrada bu evlilik iki ay bile sürmeyecek. Aşk, sevgi, sevda böyle bir şey değildir kardeşim. Aşk ömür boyu sürerndir. İki ayda biten değildir. O sizin dediğiniz şey yoğunlaşmış cinsel arzuların aşırı isteğe dönüşmesinden ibaret geçici hayvani duygulardır. O hayvani arzularıın tatmini gerçekleşincede her şey bitiyor. Dolayısıyla günümüzde yaşananlarda böyle bir şeyden ibarettir. Kalın sağlıcakla
__________________
“belki” ler dünyasında… “keşke” lerle yaşarken… “iyiki” diyeceğimiz insanlarda var |
13.03.2011, 23:18 | #9 |
Tecrübeli Yiğido
AĞAOĞULLARI Şuan
Son Aktivite: 08.11.2017 13:02
Üyelik Tarihi: 08.12.2009
Mesajlar: 311
Tecrübe Puanı: 581
|
Cevap: BOŞANMALAR NEDEN ARTTI
Boşanmalar neden arttı? Doyumsuz bir toplum olduk aza kanaat yok .Evlenecek gençler suuni yapmacık aşkla birbirlerini aldatıyorlar. Para ve eğlence peşinde koşuyorlar .Neticede birbirlerinden kopuyorlar. Bu günkü gençlik çılgınlık peşinde koşuyor.Mazbut ve sağlam bir yuva kurma azminde değil kerpiçten temel atıyorlar suda eriyip gidiyor. Evlilik azim, irade, sabır, hoşgörü, sevgi ,saygı ister. Bunlardan yoksun olan toplumun geleceği hüsrandır. Örf,adet,gelenek, kalmadı kozmopolit bir dünya da yaşıyoruz. Gelenek ve göreneklerimizden uzaklaştık.
Bugün kü genç toplum sokakta anlaşıyor,Parkta sevişiyor, Pastanede sözleşiyor. Elinden tutup ailesine getiriyor dünürler düğünde birbirlerini tanıyorlar. Böyle evliliğin temeli sağlam olurmu. Netice itibariyle gençler aradıklarını birbirlerinde bulamadıkları için adliye kapılarında boşanmak için sıra bekliyorlar. Ne Türk kültürüne uyum sağlıyabiliyoruz ne de islam kültürüne uyum sağlıyabiliyoruz. Gözümüz Avrupa kültüründe onu da beceremiyoruz. Doğuya giden bir gemi içerisinde batıya doğru koşuyoruz. Türkiye genelinde yapılan araştırmalar görücü usuliyle yapılan evlilikler daha sağlam ve mutlulukla sonlanıyor. Çünkü sevgiye saygıya çok değer veriliyor gelenekler bozulmuyor. Allahın vermiş olduğu lütfe şükrediliyor. Allahın vermiş olduğu nimetlere şükrediyorlar. Evlilik bir nevi iki kişilik bir müessesedir karşılıklı anlayış ister. İşte başarısızlığımızın baş aktörleri bunlardır. İnsanlar birbirlerinin dırdırlarını dinlemeye tahammül edemiyor çatışma çıkıyor. Bugün sanayiide gelişmiş metropol kentlerde sosyal yaşamın geliştiği kentlerde 50 -60 yıllık bir yastığa baş koymuş eşleri kınıyorlar bu nasıl olur hiç birbirinizden bıkmadınız mı diye yeriyorlar. Birbirini çok yakinen tanıyan illerde mahalle baskısı var,korku var ,utanma var .Büyük kentlerde insanlar kayboluyor kimkime dumduma her şey çok rahat oluyor. Kız oğlana oğlan kıza rest çekiyor. Öyle bir zaman çemberinde dönüyoruz ki, evlat babaya baba evlada söz geçiremiyor. Evlat babaya ,baba evlada hile yapıyor. Kadın kocasına koca karısına güven duymuyor. Bunlar hayatın gerçekleri isteyen kabul eder isteyen etmez. Bu konularda çiltler dolusu kitaplar yazılır. |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar AĞAOĞULLARI'e Teşekkür Ediyor... |
13.03.2011, 23:46 | #10 |
Usta Yiğido
goramaz Şuan
Son Aktivite: 14.09.2024 15:55
Üyelik Tarihi: 06.07.2008
Mesajlar: 7.310
Tecrübe Puanı: 1334
|
Cevap: BOŞANMALAR NEDEN ARTTI
Değerlerin korunması mı bireyin mutluluğu mu? Bu iki olgu çatışınca bireyin mutluluğuna doğru kayıyor ibre.
Mesela eski zamanlarda erkek karısını daha çok dövermiş ama kadınlar sabredermiş. ''Şunun şurasında 30 yıl sonra ölürsün 30 yıl idare et eşini''... Ama şu da var ailede mutlu olunmuyorsa mutsuzluğu, sırf aile parçalanmasın diye sürdürmenin de bir mantığı olmasa gerek.
__________________
Hoştur bana senden gelen, Ya hil'at ü yahut kefen, ya goncagül ya da diken, kahrın da hoş lütfun da hoş.
|
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar goramaz'e Teşekkür Ediyor... |
Konuyu Toplam 2 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Şuanda Ne Dinliyosunuz...? | PusatBjk58 | Forum oyunları | 17875 | 16.06.2014 21:28 |
Sizce siz neden varsınız? | HaZaN | Menkıbeler & Dini Hikayeler | 3 | 18.11.2009 01:27 |
GELECEGIMIZ BÖYLE OLMASIN.... | SivasLady | Serbest Kürsü | 28 | 02.12.2008 17:39 |
Sizce siz neden Varsınız?Hiç düşündünüz mü? | amandagelo | Hertelden | 2 | 04.11.2008 19:54 |
Bilmeceler... | _DuMaN_58 | Arşiv | 45 | 19.03.2008 18:15 |