|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Gemerek Gemerek İlçesi ve Köyleri |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
11.05.2007, 20:13 | #1 |
Editör
SivasLady Şuan
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 44
Mesajlar: 2.501
Tecrübe Puanı: 10
|
GEMEREK-Eskiyurt
Sivas iline 148 km, Gemerek ilçesine 24 km uzaklıktadır.
Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. Ptt şubesi ve ptt acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
__________________
Sadece Susmak İstiyorum... Yalan İnsanları Kaale Almadan... Haklıyken Haksız Gözüksem Bile Kendimi Savunmadan... HUZUR Bulmak İstiyorum Gözlerimi Kapayıp Kimseyi Anmadan... Sessizliği Dinlemek İstiyorum,Yüzüme Gülüp Arkamdan Konuşulanları Duymadan... |
18.10.2008, 21:07 | #2 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2174
|
--->: GEMEREK-Eskiyurt
Eskiyurt Köyü, Emlek yöresi diye adlandırılan bir coğrafi ve kültürel alan içinde yer alır. Emlek yöresi coğrafi olarak İç Anadolu Bölgesi’nde Kızılırmak'ın akışı yönünde Yıldızeli ile Akdağmadeni arasında kalan Kızılırmak Vadisi’ndeki alanı ifade eder. Şarkışla’nın batı ve kuzeybatısında Kızılırmak Vadisi'nde yer alan Turna, Şeme, Kılıç, Karababa, Nalbant, Akdağ ve Sırıklıdağlarla çevrilmiş olan bölgedir.
“Emlek” Osmanlı idari taksimatında Eyalet-i Rum’a bağlı Bozok Sancağı içinde anılmıştır. Bu yüzyıla ait arazi tahrir defterlerinde Emlek, Bozok Sancağı'nın nahiye merkezlerinden biri olarak kayıtlı bulunmaktadır. Kayitlara göre Emlek Nahiyesi'ne bu yüzyıda 62 köy bağlı bulunmaktadır. Sonraki uygulamalarda Emlek Nahiyesi'nin köyleri çeşitli kazalar arasında dağılmış ve Emlek idari bir birim olmaktan çıkmıştır. Eskiyurt Köyü Ermeni yerleşkesi iken bilinen ilk adı "Alaşehir"dir.(Bu ismi buraya kim yazdıysa lütfen kaynak göstersin) Daha sonraları "Alakilise" adını almış, 1915 tehcirinde Ermeniler'in göç ettirilmesi ve köyün tamamının Alevi nüfusa geçmesi ile adı "Eskiyurt" olarak değiştirilmiştir. Eskiyurt'ta şu anki sülalelerin yerleşmesinin yaklaşık 150 - 200 yıl önceye dayandığı sanılıyor. Köyün önceleri bir yaylak olarak kullanıldığı, her yıl hayvanlarıyla buraya gelen bazı ailelerin zamanla burada kalarak yerleştiği, daha sonra yeni gelen ailelerle köyün büyüdüğü söylenebilir. Köye ilk gelen aileler bugün Battallar ve Ceritler diye ikiye ayrılmış olan "Kürdoğlu Çil Süleyman Oğulları"dır. Ceritler bu sülaleye, sonradan gelin gelen bir kadın dolayısıyla verilmiş bir addır. Sülalenin kökeniyle ilgisi yoktur bu adın. Bu sülale, Erzurum'dan Adana'ya oradan da Kayseri'ye en son olarak da Eskiyurt'a göç etmiştir. Bunların, Sünni inançlı komşu Keklicek köyünde akrabaları vardır ki eş zamanlı olarak bu yöreye geldikleri tahmin edilmektedir. Köy nüfusunun büyük bölümünü oluşturan Kılıçlar sülalesi ise Osmanlı'nın büyük bölümünü Kahramanmaraş yöresine, bir bölümünü de Sivas bölgesine yerleştirdiği Kılıçlar adlı Kürt aşiretine mensuptur. Ancak bunlar aradan geçen 150 yıl içinde asimile olarak Kürt kimliğini yitirmişlerdir. Şu an Sarıahmetler ve Bıyıklar şeklinde iki kabineye ayrılmış olan sülale Yozgat'ın Deremumu Köyü'nden Şarkışla'nın Meçit Köyü'ne geçmişler, oradan da Eskiyurt Köyü'ne yerleşmişlerdir. Sarıahmetlerden, Ali Duman (Şıh Ali) yanına bir de akrabasını alarak Deremumu'na gitmiş ve oradaki akrabalarını bulmuştur. Sarıahmet oğulları ile Kılıçlar arasında yıllarca süregelen bir mücadele söz konusudur. Ama günümüzde bu durumdan söz edemeyiz. Bu mücadeleyi en ilginç kılan ve hâlâ da söylenegelen biraz da komik bir olaydan bahsedilir. Buna göre, Sarıahmetler'in cesareti ve iyi boğuşması ile ünlü köpekleri ile Kılıçlar'ın köpekleri boğuşmaya başlamış ve olay neticesinde Kılıçlar'ın bir köpeği ölmüştür. Bunun üzerine Kılıçlar, ölü köpeği kağnıya bindirerek mahkemenin yolunu tutmuşlar ve Sarıahmetler'i ölmüş olan köpeği de delil göstererek suçlamışlardır. Olayı hayretle dinleyen yetkili biraz da gülümseyerek ve şaşırarak Kılıçlar'a dönerek; "Siz it cinsi misiniz?" diye alaylı bir soru sormuş, bu olay Kılıçlar'ın günümüze kadar bu lakabla anılmasına neden olmuştur. Sarıahmetler'den köy muhtarlığı da yapmış olan Rüstem Ağa yaşadığı dönem içerisinde sözü geçen ve etkili bir şahıs olarak görülmüştür. Hüseyinağagil diye adlandırılan dede sülalesi, Tunceli'nin (Dersim) Pertek ilçesi yakınlarındaki Zewe köyünde yatan Üryan Hızır soyundan olup, bu sülalenin Erzurum Aşkale'de yerleşik bir kolundan gelmedir. Hüseyinağagil, Üryan Hızır Ocağı'nın Eskiyurt Köyündeki temsilcileridir. Osmanlı döneminde ve Cumhuriyet döneminin başlarında oldukça nüfuzlu bir aile olan Hüseyinağagil sülalesinin Rahim Ağa, Akif Ağa gibi büyükleri, çevrede sayılan, sözü geçen önemli kişiler olarak anlatılır. Bu sülaleden Alişan Ağa, dedelik yapmış, fakat onun da Hakka yürümesinden sonra aileden dedelik postuna oturan olmamıştır. Başta Almanya olmak üzere, Ankara ve Bolu'da aileden bir çok insan hâlâ yaşamını sürdürmektedir. Eski adları "Kolağasıoğulları" olan, ancak halen "Askergil" ve "Fakılar" şeklinde ikiye ayrılmış olan sülale, Malatya'nın Akçadağ ilçesine bağlı Kürtçe konuşulan "Karapınar Köyü" nden gelmiştir. Bu sülalenin de Kayseri'ye bağlı Sünni inançlı Tuzhisar, Kermelik ve Topardıç köylerinde akrabaları vardır. Bir kan davası yüzünden Akçadağ'dan göç etmek zorunda kalan dört kardeşin her birinin bu köylerden birine yerleştiği söyleniyor. Eskiyurt'a yerleşen Kolağası Mustafa, Osmanlı Ordusu'nda bu rütbeyle görev yapmış bir subaydır. Köyün en cok okumuş (mimar, mühendis, avukat, gazeteci, ögretim görevlisi, ögretmen, TSK ve Emniyet mensubu vb.) çıkarmış sülalesidir. Kolağasıoğulları sülalesinden merhum Hatem Bakır, Rıza Çavuş (Akdağ), Öğretmen Bayram Akdağ (Bayram Hoca) ve Gazi Akdağ ile halen köyde yaşamını sürdüren Nuri Bakır, civarda saygıyla anılan insanlardan sadece birkaçıdır. Köyün, Alikahyagil, Emirler, Bebekgil, Kayışlar, Resuloğulları (Bayramlar, Ağgızgil) vb. diğer sülalelerinin tamamına yakını da Malatya taraflarından gelmedir. Kamerler, Deli Ahmetler ve Haytalar sülaleleri aynı kökten olup, Tokat Zile taraflarından gelmişlerdir. Bu sülalelerin 50 yaş ve altındaki kuşakları, büyük oranda kentlere göçtüğü için köydeki nüfusu son derece azdır. 1930'lu yıllarda Yozgat taraflarından getirilerek yerleştirilen Abdallar (Teberler) artık köy nüfusunun çoğunluğunu oluşturmaktadır. (Lütfen, kulak dolgusu bilgileri rastgele yazmak yerine, elinde hem kendi sülalesinin hem de köyün tarihine ilişkin sağlam kaynak, bilgi belge olan hemşerilerimiz, bunları
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] CANDA ÖZÜR OLMAZ... |
18.10.2008, 21:08 | #3 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2174
|
--->: GEMEREK-Eskiyurt
Eskiyurt (Alakilise) Köyü, Gemerek İlçesi'nin nüfusunun tamamı Alevi olan tek köyüdür. Köyde Alevi inancı ve gelenekleri hâkimdir. Bunun yanında çok kültürlülükten de bahsedilebilir. Bunun nedeni ise uzun zamandır Ermeni halkla iç içe yaşanması ve daha sonraları kendilerine "Teberler" diyen topluluğun da köye yerleşmesidir. Köyde Alevi inancına bağlı olarak göçebe Türklerin çok önceleri benimsedikleri Şamanizm inancıyla da örtüşen bir inanç sistemi bulunmaktadır. Eskiyurt Köyü denince, yöre halkı tarafından kutsal olarak kabul edilen "Bozarmut" ve "Ziyaret" ilk akla gelenlerdir. Bunlar, kutsal olarak görülen ağaçlardır. Bu da bahsedilen inanç sisteminin en büyük göstergesidir. Daha önceki yıllarda buralarda kurbanlar kesilip dualar edilirdi.
Köyde önceleri âşıklık geleneği varken şimdi bundan bahsedemeyiz. Köyün bilinen en değerli ozanı Mehmet Özkan ulusal düzeyde tanınmasa da aynı zamanda Emlek yöresinin ve Alevi müzik geleneğinin gelmiş geçmiş en yetkin temsilcilerinden biridir. Eskiyurt Köyü, bilinen türkülere de konu olmuştur. Bunun en güzel örneği; Neşet Ertaş'ın da seslendirdiği "Seher Vakti Çaldım Yarin Kapısını" adlı eserdir. Türküde sözü edilen olay Eskiyurt Köyü'nde yaşanmıştır. Neşet Ertaş, Şarkışla'nın Kılıççı Köyün'nden 19. yüzyılda yaşamış Aşık Agahi'ye ait olan ve Ozan'ın Eskiyurt Köyü'nde yaşadığı bir olay üzerine bu köyde yaktığı bu türküyü, Eskiyurtlu ozan merhum Mehmet Özkan'dan almış, Kırşehir yöresine uyarlayarak (değiştirerek) piyasaya sunmuştur. Köyde kendilerine "Teber"ler diyen ve "Abdal"lar olarak da bilinen topluluk ise apayrı bir kültürel yapıya sahiptir. Bugün köyün büyük bir kısmı onlardan oluşmaktadır. Teberler, sazlı sözlü eğlence kültüründe bu yörede önemli bir yere sahiptirler. Teberler içinde dışarıya yoğun olarak göç yaşanmamış ve bu nedenle köy nüfusunun genç potansiyelini bünyelerinde barındırmaktadırlar. Bunlar arasında okuma yazma oranı çok düşüktür. Köklü bir kültür demetine sahip olmakla beraber işsizlik, eğitim sorunu ve bu nedenle yaşanan yoğun göç, köyün nüfusunun azalmasına neden olmuştur. Bahsedilen nedenlerle köyden Anadolu'nun bir çok bölgesine, özellikle de büyük şehirlere ve Avrupa'ya doğru göç yaşanmıştır. Eskiyurt Köylüleri yoğun olarak Bolu, Ankara, İstanbul, Mersin ve bir çok şehirde yaşamaktadırlar. Şehirlerde yaşayan bu insanlar zamanla iletişim kopukluğu sorunu yaşamışlardır. Bu sorunu çözmek, Eskiyurt Köyü'ne ve köylülerine hizmet etmek amacı ile Ankara merkezli Eskiyurt Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği kurulmuştur. Dernek, yapmış olduğu çalışmalarla dağınık halde bulunan Eskiyurt Köylülerini zaman zaman bir araya getirerek birlik ve beraberlik ruhunu canlı tutmaktadır.
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] CANDA ÖZÜR OLMAZ... |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|