Türk Solundan Yazıcıoğluna Çirkin Saldırı.

[haythuyt]

yahu bu sıte sakınlerı cok patavatsız bır yapıya sahıp......!!!!!!
ustune alınacaklar kendılerını cok ıyı bılıyor

[Alperen.]

Türk solu dergisine cevap

Siz ve sizin gibilerin, anlatılan gerçekleri hikâye olarak nitelendirmesi şahsım adına söylüyorum ki; beni hiç şaşırtmadı. Zira; siz sadece istediğini anlama yetisine haiz bir topluluksunuz. Kuran-ı Kerim, Bakara Suresi, 171. Ayet adeta sizin için yazılmış “O küfre sapanların durumu, bağırıp çağırma dışında bir şeyi işitmeyen varlıklara ve onlara haykıranın durumuna benzer. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bu yüzden akıllarını işletemez onlar.”

Sizin bildiğiniz Muhsin Yazıcıoğlu ile gerçek Muhsin Yazıcıoğlu arasındaki farkı ne kadar anlatmaya çalışsak boş. Çünkü siz sağır, dilsiz ve kör bireyler olarak aklınızı işletip bunu idrak edemezsiniz. Evet! Evliyaydı Muhsin Yazıcıoğlu… Evliya; Veli kelimesinin çoğulu olup, Bir tasavvuf terimidir. Allah'ın dostları anlamındadır. Yalnızca Allah'a güvenen, onu dost edinen, o nedenle dünyevi herhangi beklentileri olmayan, tasavvuf edebiyatı içerisinde "Hak'tan aldığını halka veren" olarak da tanımlanan bir ünvandır. Tanımımıza istinaden kendisinin Evliya olmaması için bir mahsur söz konusu değildir. Ve bu elbise, bu ülkede en çok ona yakışırdı.
Düşünce adamlığı derseniz, sizin o çok sevdiğiniz Deniz Gezmiş’ten çok daha sağlam ve tutarlı düşüncelere sahip bir siyaset adamıydı.
Evet! Büyük bir birlik ideali içerisinde güzel bir parti kurmuş ve birleştirici tüm unsurları seferber etme uğraşında bir siyaset adamıydı.
Bu Devlet’i Komünizm denen illetten kurtarmak için gençliğini harcamış bir komutan, bu savaşta galip gelmiş bir siyaset adamıydı.
Tabi bu gerçekler size acı geliyor; sizin bu tantananızın sebebi ne onu da ayrıca araştırmak lazım aslında.
Muhsin Yazıcıoğlu, davasından asla taviz vermemiştir, Dolayısıyla asla Kürtçü bir siyaset izlememiştir. Kaldı ki aktif siyaset yaşamında, değil Kürt Faşizmi, Türk Faşizmini dahi benimsememiştir. Ümmetçilikle itham ettiğiniz kişiye Faşist demekte apayrı bir saçmalık! Yani bir Türk Faşistse, Nihal Atsız gibi; Ben Arab’ın Peygamberini ve onun dilinde İbadeti kabul etmem derdi.

Çok iyi bir insan olması onun illa iktidar olmasını gerektirmez, Yani madem bu kadar seviliyordu neden oy almıyordu demek kadar cahilane bir yorum olamazdı sanırım. Sizin de her fırsatta yerden yere vurduğunuz Komprador Sol, aslında hepimizin ortak düşmanıydı. Parayı verenin düdük çaldığı bir ortamda, diğerleri devletten aldıkları paralarla propaganda yaparken bu adam devletten beş kuruş yardım almadan siyaset yapıyordu.
Ülkücü gençler terörist değildi, Muhsin Yazıcıoğlu hiç değildi! Vatanını Komünizm denen zehrin ve bu zehirli idealin getireceği infial ortamından kurtarmak için savaşan Türk evlatlarıydı Ülkücüler. Terörist demişken ben size terörist örneği vereyim mi? Polisle çatışmaların, banka soygunlarının başında ve içinde hep o vardı... Polisleri taramış ve iki polisi yaralamıştı. Dört Amerikalı askerin kaçırılmasını o organize etmişti. Nihayet Sivas Gemerek'te Jandarma ile çatışmaya girdikten sonra yakalanmıştı. Acaba kimdi kimdi düşünmeye ne hacet pek tabi ki sizin o pek muhterem süper kahramanınız Deniz Gezmiş! Yani tutup ta Deniz Gezmişi idol Muhsin Yazıcıoğlu’nu terörist yapma girişiminizde taktire şayan bir hareket… Ne yani solcular Ülkücülere çiçek attı da Ülkücülermi onlara kurşun attı. İki tarafında canı yandı objektif olun, insanların yaralarını kaşımaktan vazgeçin. Mesnetsiz iddiaların bini bir para, lakin eğer siz bugun “Muhsin Yazıcıoğlu için, geçmişi asla aklanmamıştır. Tersine ÜGD bir silahlı terör örgütü olarak resmen damgalanmıştır. Muhsin de silahlı terör örgütü kurucusudur.” derseniz, kendinizle çelişirsiniz. Zira sürekli savunduğunuz Ergenekon’da silahlı bir terör örgütü pozisyonundadır.
Leyla Zana ile bir ortamda karşılaşmış ve selamlaşmış olması Muhsin Yazıcıoğlu’nu terörist yapıyorsa, TBMM külliyen PKK’lı olmuştur; Zira hepsi birer defa el sıkıştı Ahmet Türk’le.

Gelelim sorularınıza;
Evet! Muhsin Yazıcıoğlu Türkoğlu Türk’tü. Kaldı ki biz sizin kadar faşist değiliz. Etnik kökeni ne olursa olsun. Bu topraklarda, bu vatan için çalışan ve çatışan, Bayrağımızı bayrak edinmiş, Atatürk’ümüzü Ata bilmiş her vatandaş; bizim için Kardeştir, Dosttur, Candır.
Türk Dünyasına olan katkılarını ve liderliğinin sebebini aşağıdaki linki tıklayıp, Roza Kurban’ın “Muhsin Yazıcıoğlu ve Türk Dünyası” adlı yazısını okuyup öğrenebilirsiniz. Aslında Komünizm denen belayı başımızdan savmış olması yeter ama genel bağlamda kim olduğunuda okuyun öğrenin. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
İslam dünyasına olan katkısı hususunda, Marksist - Leninist bir düzene karşı çıkması ve buna karşı savaşması yeterlidir. Zira bu düşünce sisteminde “Din halkın afyonu (uyuşturucusudur)”
Müslüman ülkeler Muhsin Yazıcıoğlu’nu tanır. Filistin Büyükelçisi İsrail – Filistin savaşı esnasında kendisinden destek almak için görüşmüşlerdir.

Kardeş kavgaları için bir günah keçisi aranıyorsa bu o değildi. Kaldı ki siz bizden daha faşistsiniz, hatta şu an bile alenen halkı kışkırtmaktan, çarpıtılmış iddialarla ölmüş bir insanın arkasından konuşmaktan ve infial ortamı yaratıp ortalığı karıştırmaktan geri kalmayacak kadar düşüncesiz insanlarsınız ve müstakbel kardeş kavgası müsebbiplerisiniz.
Asla gerici olmamıştır. Atatürk’e dil uzatmamıştır. Ve faşist değildir, zira olsaydı Leyla Zana’ya selam vermez yüzüne tükürürdü.
Ümmetçi olsaydı, Hrant Dink gibi Ermeni bir Hristiyan’a şiir yazmazdı, Cem evlerini ziyaret etmezdi, Sivas olaylarında Arif Sağ dahil 33 kişiyi Parti binasında koruma altına almazdı.
Türban meselesi demokratik bir özgürlüktür. Bakın siz 1 Mayıs’ta Taksim’e giremediniz diye savaş çıkartıyorsunuz, Bu kızların ne günahı var? Sırf başörtüsü yüzünden okullarına giremiyorlar.
Solcu Türk dediğin kesimle, Mamak’ta avuç içi kadar hücre paylaşmış, Dostluk etmiş. Ayrıca Ermeni’si, Kürdü insan değil mi? Onlarla dostluk kurulamaz mı? Onlara dostluk kardeşlik adına şiir yazılamaz mı? Böyle faşist bir düşünce olabilir mi?
Fikir adamıydı. Belli idealleri vardı ki 14 yaşından itibaren siyasetin içinde oldu, bir parti kurdu. Bu partinin bir çok açılımı ve projeleri vardı bunları okumadan etmeden yorum yapmakta büyük bir kesime hitap eden gazeteci ağabeylerimize yakışacak bir hadise değildir.
Şiirleri Milyonlarca insanı ağlattığına göre güzeldi. Şahsen; Türkiye’de şiir albümü çıkaran birçok sanatçı arasında sırıtmayacak bir şair olabilirmiş

Bu Millet, Bu Halk, Bu Vatan; Etnik kökeni ne olursa olsun. Bu Topraklarda, bu Vatan için çalışan ve çatışan, Bayrağımızı Bayrak edinmiş, Atatürk’ümüzü ATA bellemiş; Komünizm'e, Kapitalizm'e, Faşizm’e ve her türlü Emperyalizme karşı savaş açmış hiçbir Şehidini unutmamıştır. Unutmayacaktır!
Varsın birileri kötü bilsin Muhsin Başkanımızı, Varsın birileri balçıkla sıvayacağını sansın güneşi! Karanlık geceler olmasa, ne hikmeti kalırdı güneşli sabahların

TÜRK MİLLİYETÇİSİ GAZLA ÇALIŞMIYOR TÜRK SOLU,
GİT BAŞKA YERDE YAP YIKICI PROVAKASYONUNU!!!


Serhat Kağan ODABAŞI



Linkteki yazı

Roza KURBAN

Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatından sonra Türk Dünyası yetim kaldı. O, Türk Dünyasının acı ve üzüntülerini paylaşan gerçek bir liderdi.

Muhsin Yazıcıoğlu Türk Dünyasında olup bitenlerden haberdar ve yakından takip eden biriydi. Biz de bunu bildiğimiz için kendinden randevu talebinde bulunmuştuk. Aldığımız randevu üzere, 19 Ocak 2009 günü Muhsin Yazıcıoğlu ile TBMM’deki makam odasında görüşmek için eşim İklil Kurban ile yola koyulduk. Muhsin Bey hakkında önceden sağdan-soldan duyduklarım bilgilere dayanarak onu hayalimde canlandırmıştım ve onu bir an önce görmek ve konuşmak istiyordum. Sözleştiğimiz gibi Türk Ocakları Genel Sekreteri Prof.Dr. Orhan Kavuncu ile TBMM kapısında buluşup, Muhsin Bey’in makam odasına gittik. Oraya geldiğimizde Muhsin Bey daha gelmemiş, ama onu Ankara dışından gelip bekleyenler vardı. Bizim yarım saatimiz vardı görüşmek için. Bizden sonra Filistin Büyük Elçiliğinden gelecek olan misafirleri varmış (o sıralar İsrail-Filistin çatışmaları sürüyordu). Görüldüğü üzere Muhsin Yazıcıoğlu arı gibi çalışıyor, herkese yardım elini uzatma çabası içindeydi. Bize ayrılan yarım saat içinde Ona Tataristan’daki son durum hakkında bilgi verecek ve Tatarların yaşadığı sıkıntıları dile getirecektik. Muhsin Bey tam zamanında gelmişti. Önce tanıştık, Orhan Kavuncu Bey’i tanıdığı için daha çok biz kendimizi tanıttık. 20 Aralık 2008 tarihinde düzenlenen Tatar Milli Meclisi toplantısı, Milli Meclis toplantısında ilan edilmiş beyanat, Tataristan’ın Devlet Egemenliğinin tanınması dileğiyle dünya parlamentolarına yazılan Müracaat, Sürgündeki Tatar Milli Hükümeti, 24 Aralık 2008’de FSB tarafından Tatar Milli Meclis üyelerine yapılan gece yarısı saldırısı, tarihçi-yazar-siyasetçi Fevziye Bayramova’ya Rusya Federasyonu Anayasasının 282.maddesinin 2.fıkrası olan “MİLLETLER ARASI DÜŞMANLIĞI KÖRÜKLEME” suçu ile açılan dava ve saire konular ele alınmıştı. Muhsin Bey anlattıklarımızı büyük bir dikkatle dinlemiş ve bahsettiklerimizin çok üzücü olduğunu dile getirmişti. Bizim acımız onun da acısıydı ve bunu tüm kalbiyle hissediyor, bize nasıl yardımcı olabileceğini düşünüyordu. Sonunda, Tataristan’daki durum hakkında Parti Genel Başkanlarına Mektup göndereceğini ve konuyu TBMM gündemine taşıyacağını söylemişti. Aslında Muhsin Bey bizi kabul ederken bile her şeyi göze almıştı. Rusya’nın bu olaya tepki göstereceğini bile bile Tatarların problemine ilgi göstermişti. Onun bu cesaretine hayran olmuştum. Aradan çok zaman geçmeden Uygurların meselesini de TBMM gündemime taşımış ve Uygurların lideri Rabia Kadir’in Türkiye’ye girmesine neden izin verilmiyor diye soru önergesi vermiştir. Böylece, Muhsin Yazıcıoğlu Türk Dünyasının problemlerini TBMM’ye taşıyan tek liderdir. Özellikle Rus ve Çin zulmü altında ezilen ulusların TBMM’de tercümanı olmuş insandır.

25 Mart 2009 akşam saatlerinde Muhsin Yazıcıoğlu’nun da bulunduğu helikopterin düştüğünü duyup ailece büyük bir üzüntüye büründük ve sağ salim bulunur dileğiyle televizyon başında bekledik, dualarımız onunlaydı. Muhsin Bey’i yakından tanıyan Orhan Kavuncu geçenlerde “Muhsin Bey kolay kolay pes etmez, mücadeleci ruhludur, sonuna kadar mücadele eder” demişti, ama bu sefer nedense pes etti, belki böyle olması gerekiyordu, kader işte kaderin önüne geçilmez. Bugüne (28.03.2009) dek bekledik iyi bir haber, ama iyi haber gelmedi. Çok acı, kalbimize hançer gibi saplandı kötü haber... Bu satırları yazarken bile karmaşık duygular içindeyim. Bir taraftan keşke bu insanı hiç tanımasaydım, yarım saatlik bu görüşme olmasaydı bu kadar üzülmezdim diyorum. Yarım saat içinde bize bu kadar üzüntü bıraktıysa yakınları ve arkadaşlarının ne derece üzüldüğü tahmin bile edemiyorum. Diğer yandan iyi ki bu mütevazı insanı tanımışım, ne mutlu bana diyorum. Muhsin Bey, geriye 19 Ocak 2009’da onun odasında çekilen bir kare fotoğraf ve büyük bir üzüntü bırakıp gitti...Sesi hala kulağımda, içi gülen gözleri gözümün önünde.

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

Makam uğruna ideallerini bırakmayan, dik duruşunu, dürüstlüğünü hiçbir zaman kaybetmeyen, menfaat gütmeyen bu koca yürekli insanı unutmak mümkün değildir. Vatanını, milletini kendinden çok seven bu asil insan, Türk Dünyasını ve dış Türkleri de sevgi ile kucaklamış bağrına basmıştır. Böyle insanlar yüz yılda bir dünyaya gelir. İşte Muhsin Yazıcıoğlu böyle biriydi. Ruhu şad olsun, Türk Dünyası Onu asla unutmayacaktır!

Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk,
Üşüyorum...

Roza KURBAN

Sürgündeki Tatar Milli Hükümeti üyesi

28.03.2009

[veysel]

ölmüs bir liderin arkasindan konusulan ve yazilanlar hic yakisik almiyor ayni yazi lari baskan hayat tayken yaza biliyorlarmiydi ?biz zaten kiybet yapmayi seven milletiz vesselam

[SİVASLIM-58]

EY SEN TÜRK ULUSUN İT NE BİLSİN ULUSUN
İT İTİR KURT ULUSUN İT NE BİLSİN ULUSUN

[yakamozz]

Bu türk solu denen sözüm ona zerzevatlar ki bunların solu falan temsil ettiklerine de inanmıyorum, Muhsin Yazıcıoğlu hayattayken neden bunları gündeme getirmediler de şimdi böyle işlerle meşgul oluyorlar acaba???

Yoksa koca reis bunları çok mu korkutmuş da ölümünün hemen ardından zehirlerini kusmuşlar???

Bizim inancımızda bir laf vardır.Ölen insanın arkasından kötü söz söylenmez...

Bu gürüh inançsız da olabilir, ama saygı duymak zorundalar!!!

[SİVASLIM-58]

Dağlara Adını Yazdık

Dağlara adını yazdık
Seni seviyoruz reis
Türkün tarihine kazdık
Seni seviyoruz reis

Kansa bedel kan veririz
Cansa bedel can veririz
Yüreğe hicran veririz
Seni seviyoruz reis

İnadına Türküm söyle
Bellidir ırkım söyle
Turandır farkım söyle
Seni seviyoruz reis

Seni unutan utansın
Tarihe ışık tutansın.
Seni tanımayan yansın.
Seni seviyoruz reis

Ne kahpe eylüller gördük
Ne yiğitler şehit verdik
Yine çağıl çağıl gürdük
Seni seviyoruz reis.
Senin yolundayız reis.




Veysel Kızlarkayası

[seva]

Dağlara adını yazdık
Seni seviyoruz reis
Türkün tarihine kazdık
Seni seviyoruz reis