|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
25.07.2009, 16:59 | #1 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2173
|
En Kısa Hadis
En Kısa Hadis
ONİKİ YIL önce gönül koyduğum bir çalışmaya son şeklini vermek üzere Kütüb-ü Sitte’yi okuyor olduğum şu günlerde, belki doğrudan bu çalışmada yer almayacak olan ama hayatıma nur ve sürur taşıyan nebevî incilerle de yüzyüze gelmiş bulunuyorum Resûl-i Ekrem’in sözlerini muazzam bir cehd ve hassasiyetle bugünlere kadar taşıyan muhaddislere ve de bu sözlerin anlamı ve amacı konusunda muazzam bir himmet sarfetmiş alimlere karşı da hürmet ve minnet hisleriyle dolmamı sağlayan bu hadis okumalarım hengâmında, görebildiğim belki en kısa hadis ise, şöyle: "Lâ tağdab!" Sahîh-i Buhârî, Sünen-i Tirmizî ve Muvatta’da yer alan ve Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın rivayet ettiği bu hadis, çok latif vecihler taşıyor Ashabın Resûl-i Ekrem’e ne derece safi bir kalble muhatap olduğunun da nişanesi olan bu hadis rivayetinden anladığımıza göre, bir adam Resûl-i Ekrem’e geliyor ve "Yâ Rasûlallah!" diyor "Bana kısa bir nasihatta bulun, uzun yapma! Tâ ki, nasihatini unutmayayım" Ve, bu sözünü birkaç kez tekrarlıyor İddiasız, saf, samimi bir hal içinde kendi unutkan halini de ivazsız ve hesapsız biçimde dile getirerek nasihat isteyen bu sahabiye, Resûl-i Ekrem arzusuna muvafık kısa bir nasihat ile cevap veriyor: "Lâ tağdab!" Yani, "Öfkelenme!" Bu hadisten şahsen ne anladığımı burada zikredecek değilim Çünkü, hadisin şarihinin kaydettiği üzere, ulema bu kısa hadis üzerinde o kadar derinlikli ve ciddi biçimde durmuşlar ki, fazla söze hacet bırakmıyor Meselâ, Ahmed b Hanbel ve İbn Hibbân’ın kaydettikleri bir rivayetin sonunda, ismi belirtilmeyen bir kimseden şu açıklama ziyade edilmekte imiş: "Resûlullah’ın söylediğini düşününce, gördüm ki, öfke bütün kötülükleri cem’etmektedir" Ki, bu bakımdan, öfke bütün kötülükleri cem’eden bir haslet olduğuna göre, "Öfkelenme!" buyurarak Resûl-i Ekrem’e adı geçen hafızası zayıf sahabiye esasında çok nasihatlar içeren câmi’ bir nasihatta bulunmuş oluyor Nitekim, İbnu’t-Tîn demiş ki: "Aleyhissalâtu vesselâm, ‘Öfkelenme!’ sözünde dünya ve ahiretin hayrını cem’etmiştir Çünkü öfke, kişileri birbirlerinden kopmaya, rıfkı bertaraf etmeye götürür Bazan, kızılan kimseye eza vermeye sevkeder Bu ise kişinin dinini noksanlaştırır" Bu meyanda, İbn Hacer ise, şu açıklamayı getirmiş: "Hadisin büyüğü zikrederek küçüğe uyarıda bulunmuş olması da ihtimal dahilindedir Zira, kişinin en büyük düşmanı, şeytanı ve nefsidir Öfke de bu iki şeyden neş’et eder Kim bu iki düşmanla bütün zorluğuna rağmen onları yeninceye kadar mücadele ederse, nefsinin şehvetini ezmede daha kuvvetli olur" Bazı alimler, benzer bir çerçevede şöyle bir tahlilde bulunmuşlar: "Öfkelenme, zira öfkenin neş’et ettiği en büyük kaynak kibirdir Zira kişinin arzu ettiği birşeye muhalefetten kibir vukua gelir Kibir de onu öfkeye atar Bu durumda, mütevazi olan kimseden izzet-i nefis çabuk zâil olacağı için, öfkenin şerrinden selamette kalır" Başka bazı alimler ise, "Hadisin mânâsı, ‘Öfkenin emrettiği şeyi yapma!’ demektir" demişler Ki, "Kadı öfkeli iken hükmedemez" mealinde başka bir hadis de var ki, bu mânâyı açıyor ve destekliyor Ulemanın sünnetin edebiyle edeblenme yönündeki ciddi bir gayret ile değişik veçhelerden tahlile çalıştıkları bu en kısa hadisin bana göre en câmi ve en mükemmel şerhini ise, et-Tûfî gerçekleştirmiş Her bir hali ve her bir sözü ile bize tevhid ve ubudiyet dersi veren Resûl-i Ekrem’in bu kısacık sözünden, şu tevhid dersini çıkarmış Tûfî: "Öfkeyi defetmenin en kuvvetli çaresi, hakikî tevhidi hatıra getirmektir Bu, Allah’tan başka failin olmadığını, O’nun dışındaki her failin O’nun bir aleti olduğunu bilmektir Kime bir başkasından hoşuna gitmeyen birşey gelecek olursa, hemen hatırlasa ki eğer Allah dileseydi bu olmazdı, öfkesi dağılır Çünkü, böyle düşündüğü halde öfkesinin devamı, onun Allah’a öfkelendiğini ifade eder Bu ise, ubudiyete aykırıdır" Vâkıa, zannımca budur O yüzden, her ne yaratılmış ise O’nun izni dahilinde cereyan ettiğinin bilinmesinde fayda vardır ve zaten, mü’minin âyette vasfedildiği üzere "öfkesini tutanlar"dan olması, ancak öfkelendiği anda bu tevhid sırrını hatırlamasıyla mümkün olabilecektir Rabbimizin bizi böylelerden kılması duasıyla Alıntı:
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] CANDA ÖZÜR OLMAZ... |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
HAYIRLI CUMALAR... | sibelYILMAZ | Dini sohbet | 1230 | 08.02.2013 03:13 |
HZ. ALİ ile ilgili konular | Esengül | Dini Bilgiler | 331 | 15.03.2010 14:33 |
Evlilikle ilgili hadisler | seva | Hadisler | 1 | 25.07.2009 17:30 |
KAÇ YAŞINDASIN EY GENÇ? KAÇ | Kardelencicegi | Serbest Kürsü | 6 | 28.05.2009 10:10 |
Mızrakların Uçlarına Uydurma Hadis Takanlar | seva | Hadisler | 1 | 15.04.2008 18:20 |