|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Serbest Kürsü Serbest Konular |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
10.08.2009, 10:07 | #1 |
Yiğido
Naksidamlasi Şuan
Son Aktivite: 14.01.2013 11:50
Üyelik Tarihi: 08.03.2009
Mesajlar: 195
Tecrübe Puanı: 593
|
Düzceli Mehmed Nasil Sehid Oldu?(okumadan gecmeyin)
Düzceli Mehmed Nasil Sehid Oldu?
Onunla o kadar yakinlik icindeydik ki,o ailemden bir fert gibiydi.Düzceli Mehmet,deprem günü Cuma namazindan sonra beni aramisti.Uzun uzun sohbet etmistik.Derhal telefona sarildim ama ulasmak mümkün olmuyordu. Düzceli Mehmetin cok ibretli,cok hazin ve cok anlamli bir hayat hikayesi,bizlere defalarca gözyasi döktürmüstü.Düzceli Mehmed,sira disi bir gencti.Cok acik sözlü,cok atilgan ve cok pervasizdi. Cok zekiydi, ama calismiyordu.Daginik,ölcüsüz ve amacsiz bir hayatin icinde kaybolmus üniversiteliydi.Kendisiyle sinifta tanistigim ani hic unutamiyorum.Son derece rahat ve kendinden emin bir edayla: -"Hocam ben Düzceli Mehmed"demisti."Hocam ben okumaya gelmedim.Ne yapayim annem,babam cok israr ettiler,bende onlar üzülmesin diye ciktim geldim.Beni böyle kabul edin.Bu isi bastan konusalim.Beni cok Sikistirirsaniz birakip giderim." Tavirlarinda,dünyaya ve hayata bosvermislik ve hicbirseyin umurunda olmayisi okunuyordu.Bu davranislarinda son derece ilgisiz gibi görülen bu gencte,aslinda bir mertlik,bir cesaret sezmistim.Kendisini tesvik edip moral vermek icin: _"Hayir Mehmed,"dedim."Sen her ne kadar herseye bos vermis bir eda icindeysen de,bu söylediklerinin espri oldugunu kabul etmek istiyorum.""Senin gibi son derece acik,mert ve cesaretli bir insanin,hayata ve dünyaya böylesine bos vermesi mümkün degil.Sen yetenekli ve zeki bir insansin ve cok önemli yerlere layiksin.Bütün kalbimle basarili olacagina inaniyorum." Düzceli Mehmed bu sözlerim karsisinda mahcup olmustu."Hocam cok tesekkür ederim."demisti."Beni ilk defa ciddiye alan ve bu kaba davranislarima tepki göstermeyen ve beni dislamayan bir insanla karsilasiyorum.Umarim sizinle anlasabiliriz." Iste Düzceli Mehmed böyle bir gencti.Dersler basladi.Düzceli Mehmedin de derslerde cok anlamsiz hayati gibi darmadagin sorulari da geliyordu.Bende mümkün oldugu ölcüde,kirmadan,kizmadan ve kendisine deger vererek,sorularini cevaplamaya calisiyordum. Hatta bazi ögrenciler,bu duruma zaman zaman itiraz ediyorlardi."Neden bu adama bu kadar deger veriyorsunuz,Hocam?"diyorlardi ."Onunla muhatab olmak bile yanlistir" Hayir...Ben o kanaatte degildim.Her problemli ögrencinin problemlerini cözecek bir yol vardir.O yol bilinmedigi takdirde,bu problem cözülemez denilmemeli.Belki o problemi cözecek bir yolun bulunmasi icin daha fazla gayret gösterilmelidir.Bu noktaya dikkat ceken Bediüzzaman hazretleri,insani yüz kapili sayraya benzetir."O kapilardan hepsi kapali olsada yanliz birisi acik olsa,o saraya girilmez."denilmeyecegini ifade eder.Insanda bütün olumsuz davranislar ve ele alinmaz tavirlar olsada,mutlaka ona yaklasacak,bazi dogrulari gösterecek bir yönünün,bir tarafinin,bir damarinin bulunabilecegini anlatir.Bu tesbit,egitim acisindan son derece önemlidir. Kötü,yanlis,eksik ve yaramaz diye vasiflandirilan insanlar bütün bütün dislanip,bir kenara itilmemeli. Onlarla sonuna kadar diyalog kurulmali.Görülecek ki, bir tarafindan onun kalbine ve aklina giden bir yol bulmak ve bazi hakikatleri anlatmak mümkün olacaktir. Düzceli Mehmed`le iyi bir dialog kurmustuk..Karsilastigimiz zaman ceketinin dügmesini ilikler,saygiyla egilir ve hal hatir sorardi. Bir gün odama geldi; "-Hocam sizinle konusmak istiyorum,"dedi.Zaten ben de böyle bir seyi hem istiyordum,hem de bekliyordum.Buyur ettim.Kendisine has acik sözlülükle: "-Hocam,sahiden beni siz ciddiye aliyormusunuz?yoksa rol mü yapiyorsunuz?" dedi. Güldüm; "Sen ciddiye alinacak bir gencsin.Ben geleceginde cok ciddi seyler görüyorum"dedim.Bir an mahcuplasarak: "Sagolun Hocam"dedi. "-Biliyor musunuz,bana verdiginiz deger beni biraz umutlandiriyor.Bazen düsünüyorum,bir gün daha kötü olup büsbütün dislanir miyim?Yoksa davranislarim normallesip,insanlari beni kabul edecegi bir sekle girbilir miyim?"Gözlerime bakarak,bunlardan birini tasdik etmemi bekledi"Tabii ki ikincisi" dedim. "-Inaniyorum ki seni bir gün bu insanlarin arasina almakla kalmayacaklar,hatta olumlu davranislarindan dolayi takdir edecekler." "-Hocam yine rüya görüyoruz galiba,"diye gülümsedi.Inanmak istemedi.Konuya biraz ciddiyet ve derinlik kazandirmak icin sorular sordum: "-Mehmed sence insan nedir,hayatin gayesi nedir,ne icin yasiyor?"dedim.Hic düsünmeden atildi."Hocam"dedi. "-Benim hayat felsefem sudur:Insan bir cesid hayvandir.Zevk ve lezzet icin yasiyorum.Beni ne mutlu ediyorsa öyle davraniyorum.Benim icin hayatin anlami,bir kurali yoktur.Yasayabildigin kadar ve yasayabildigim sekilde,bir hayat sürüp cekip gidecegim.Ölüncede ne olursa olsun benim icin hayat bitmistir." "-Yani hayvan gibi basi bos ve serbest yasamak,istedigin herseyi yapmak,ölüncede bir tarafa atilmak..." "-Evet Hocam aynen öyle." Bu degerlendirme icime ok gibi saplanmisti.Egitim sisteminin canli mahsullerinden biriydi.Insanin maymundan geldigine,hayatin zevk ve lezzet icin olduguna.ölünce de bir hesabin olmadigina inanan bir mantik... "-Sana bir soru daha sorabilir miyim?"dedim. "-Buyrun Hocam",dedi. "-ALLAH korusun senin akli muhakemen yerinde olmasa da bir hekime gitsen sihhate kavustursa,o hekime karsi nasil bir borc altina girdigini düsünürsün?" "-Hocam ne demek?Deli bir insan insani akillandiran bir doktora ömür feda edilir.Cünkü hekim bir hayat sunmus" "-Peki gözlerin olmasa ve dünyayi hic görmesen.Birisi gelip sana göz taksa ve görmeye baslasan,gözünü acan kisiye nasil bir minnet altina girecegini var sayarsin." -"Yani ona da bir ömür verilir.Cünkü fiyati cok fazla olmalidir." "-Konuyu uzatsak,dil,agiz,dudak,burun,k ulak ve özet olarak bütün organlar icin ayni seyi düsünürsek,insanin borcu ne kadar olur?" "-OOO Hocam bu hesaplanmaz.Buna ömür yetmez.Insan köle olsa yine ödeyemez bu borcu..." "-Peki Mehmetcigim" dedim."Hic bugüne kadar su sahip oldugun biyolojik ve psikolojik dünyanin ve onun mükemmel ve harika nimetlerini,bunlarin nicin ve kim tarafindan verildigini hic düsündün mü? Veya söyle söyleyeyim:Iki göz,bir akil,bir dil veya herhangi bir uzuv icin,karsiliginda köle gibi calismak göze alinir ve bu aklin geregi ise,su mükemmel psikolojik alemi bize sunan,kainati icindeki milyarlarca nimetlerle doldurup,bize veren kudret sahibine ne gibi borcumuz oldugunu hic düsünmez miyiz?Bu zati merak edip,bilmek ve tanimak istemezmiyiz?"Mehmed sustu ve bir müddet daldi.Bende devam ettim: "-Hayatimiza binlerce nimet sunan zat,bunlari hic bedava verir mi?Bunlarin bir hesabi olmaz mi?"Mehmed üzgün ve bitkin bir sekilde: "-Hocam"dedi."Lütfen bu konulara girmeyin.Bu konulari düsünmek istemiyorum.Bunlar ince seyler.Icinden cikamiyorum ve rahatsiz oluyorum.Birakin nasil yasiyorsam öyle devam edeyim" "Bu savunma bir care degil"dedim."Bizi bu dünyaya gönderen,bizlere bedava nimetler sunan zat bir gaye icin göndermis olmali ve alip götürdügü zaman da bir hesaba cekilmelidir.Cünkü her alis-verisin bir karsiligi ve bir hsabi vardir.Bak bu konuyla ilgili degerli bir alim sunlari ifade ediyor: "Insan bu dünyaya keyif sürmek ve lezzet almak icin gelmedigine mütemadiyen(devamli) gelenlerin gitmesi ve genclerin ihtiyarlasmasi ve mütemadiyen zeval(yok olma) ve firak(ayrilik)ta yuvarlanmasi sahittir.Demek insan dünyaya yalniz güzel yasamak icin rahatlamak ve safa ile ömür gecirmek icin gelmemistir."Bediuzzaman said nursi. Düzceli Mehmed birden ayaga firladi. "-Hocam,"dedi"Bunlar cok ciddi seyler. Ben henüz bunlöari kaldirmaya hazir degilim.Benim bir dünyam var,yuvarlabip gidiyorum.Bu gibi seyleri dinlersem,ya degismem lazim,ya intihar etmem lazim.Rica diyorum bana simdilik dokunmayin ne olursunuz."Ic aleminde bazi firtilarin estigi ve bazi hesaplasmalarin oldugu belliydi.Ben de ayaga kalktim. "-Peki"dedim."Senin dedigin gibi olsun.Bu konuyu kapatalim.Ancak senden bir ricam var,bu kitabi okumani istiyorum.Sonrada birlikte degerlendirme yapariz."Düzceli Mehmed`e "Kendini arayan adam"kitabini verdim.Tesekkür ederek ayrildi.Bu ayrilis iste o müthis hikayenin baslangiciydi.Verdigim kitabi okuyor ve her kitaptan sonra da kafasina takilan sorulari konusuyorduk.Hizla degisiyordu. Davranislari,tavirlari,görüsle ri ve yorumlari...Cok zekiydi.Iyi anliyor,olaylari ve püf noktalari cok rahat yakalayip,önemli noktalari cikarip aliyordu.Cevresinde basi bos arkadas grubunu terketmisti.Artik kendi aleminde,yeni bir olusum vermeye ugrasiyordu. Düzceli Mehmed`in mücadelesi tam sekiz ay sürmüstü.Inceleyen,arastiran,s oran ve hazmederek ilerleyen bir yapisi vardi.Bu süre icinde yüzlerce defa birlikte olduk,sohbet ettik,defalarca sabahladik.Artik ondan bir müjda bekliyordum.Ama bu müjde bir türlü gelmiyordu.Fakültenin ilk yili bitti Düzceye dönmesi gerekiyordu.Gece beni telefonla aradi. "-Hocam,yarin bana bir zaman ayirin sizinle konusmam lazim,"dedi.Kendisiyle yine odamda bulustuk.Karsima oturdu.Söyle bastan asagiya süzdüm.Ne kadar degismisti,o yerinde durmayan,pervasiz acik sözlü darmadagin Mehmed gitmis,yerine;olgun,oturakli agir basli ve tam bir beyefendi gelmisti.Icimden"Ya Rabbi"diyordum,"Bu gence hidayet nasp et.Cok kabiliyetli ve cok zeki bu genc zayi olmasin.Eger bazi hakikatleri anlayamasa topluma cok zararli bir hale gelecektir."Bir ara göz göze geldik.Yüzünde durgun,bugulu ve nemli ifadeler vardi.Göz pariltilarindan bazi bulutlarin oynastigi belliydi. "Hocam",dedi titrek ve aglamakli bir ses tonuyla."Bu gün Namaza basladim.Saatlerce agladim.Beni bir kuvvet kendine cekti,icimdeki elemi,kederi ve sikintiyi sanki aglaya aglaya döktüm."Hem konusuyor,hem de o bulutlu gözlerden yaslar bosaniyordu.Benim de icim yerinden oynadi Aglamamak icin kendimi zor tutuyordum.Söyle devam etti: "Hocam bu namaz,ne tatli,ne kadar ulu,ne kadar haz veren bir ibadettir.ALLAH ile karsi karsiya olmak ona istekleri bizzat takdim etmek,halini arz etmek,yalvarmak af dilemek insani ne kadar rahatlatiyor ve huzura kavusturuyor..Artik ALLAHa söz verdim.Bundan sonra O`na layik kul olmaya calisacagim.Ama benim o kadar günahlarim var ki,acaba ALLAH bunlari affeder mi?"Son cümleyi zor tamalanmisti. Nasil agliyordu,hickira,hickira.... Dayanmak mümkünmüydü?Ele avuca sigmaz,kontrolsüz ve darmadagin bir delikanlinin,masum bir cocuk gibi oturup aglayisi,icimi yakmisti.Gözyaslarimi göstermemek icin kendimi sıktıkca sıkıyordum.Sen ne büyüksün ALLAH`im?Sen hidayet nasib edince,kimler önünde diz cökmüyor ki?Kimler secdeye kapanmiyor ki?Bunlarin sayisini artir...Kim derdi ki Düzceli Mehmed,o dillere destan hasereligini birakip namaza basliyacak ve ALLAHa tam kul olmak icin söz verecekti.Karsimda hickiriklara bogulan Mehmeti teselli etmeye calistim.Cenab-i Hakkin ne kadar magfiret sahibi oldugunu,kullarini affetmeyi ne kadar sevdigini ifade ettim. Kendisi kucakladim,öptüm ve tebrik ettim.Düzceli Mehmedin ilk halini bilenler,degistigine bir türlü inanamiyorlardi."O yine rol yapiyor," deyip geciyorlardi.Evet o bir rol yapiyordu.Ama bu sefer gercek bir kulluk rolüydü.Bu rolü öylesine benimsemisti ki,sanki bütün zerrelerine sindirmisti.Bu rol Düzceli Mehmede cok yakisiyordu.Mehmet düzceye,ailesine kavusunca, anne ve babasi bayram etmislerdi.Babasi,ailenin duydugu sevinci,bana uzun bir mektub yazarak anlatmisti. Mehmed o yaz Düzceden Ankaraya gelirken,Ankara yakinlarinda bir kaza gecirmisti.Otobüsteki yolculardan on kisi ölmüs.kendiside agir yarali olarak,Ankara Numune hastanesine kaldirilmisti.Gercekten cok ibret verici ve cok müthis bir hadise... Mehmed hastanede bir kac gün yatiyor ve suuru aciliyor.Ama gözlerini acamiyor ve konusamiyor..Ama sürekli olarak ALLAHa dualar ediyor.Iste o esnada bir doktor geliyor,"önemli bir misafirin var biraz toparlan"diyor.Mehmed biraz toparlaniyor.Bir müddet sonra odaya sarikli,cübbeli,nurani simali ve cok ciddi bir zat giriyor. "Gecmis olsun kardesim,"diyor."Bu kaza senin bir cok günahlarina keffaret oldu diyor.ALLAH bir seyi murad ederse onda mutlaka bir hayir vardir.Sen ölümden döndün.Sana bir miktar daha ömür verildi.Bu süreyi cok iyi degerlendir ve günahlarini affettirecek ameller isle...Isle ki,Huzur-u ilahiyeye temiz cikasin." Bu cok ciddi zatin söyledigi bu cok ciddi sözlerini dinleyen Mehmed panik icinde gözlerini aciyor ve konusmaya basliyor."Bana cabuk su getirin,"Diyor"Ömrüm az,günahlarim cok,yapacaklarim daha cok.." Bu hadiseyi Mehmed hastaneden cikinca dinlemistim.Mehmed bun olayin tesirinde,hem kendisi aglayarak anlatti,hemde bizleri aglatti..Cok ibretli bir hadise...Bu kaza hadisesi Mehmedi apayri bir insan haline getirmisti.Dünyadan öylesine koptuki nerdeyse bir melek hayati yasar gibi,gece gündüzALLAHa ibadet ediyor,tevbe ve istigfarla zamanini geciriyordu..Simasi,bakislari hareketi,konusmasi ve her hali insana ders veriyordu.Adeta,herseyiyle,yak inda gelecegine inandigi ölüme hazirlaniyordu... Bir gün bana: “Hocam,” dedi. “Size bir hususu anlatmak istiyorum.” “Buyrun,” dedim. “Ben, önceleri, ölümden ALLAH’ın huzuruna çıkıp hesap vermekten korkuyordum. Şimdi, ölümü sevmeye başladım. Ölüm beni ALLAH’a Peygambere (a.s.m) ve nice muhterem insanlara kavuşturacak. Bunun için ölümü seviyorum ve asla korkmuyorum.” İşte, hakiki iman, mükemmel iman, gererek, duyarak, hissederek ve anlayarak iman bu olması gerektir. Önceleri talebemiz olan Mehmet’i dinlemekten, onunla sohbet etmekten, halinden ve tavırlarından büyük lezzet alıyordum. Artık o bizlere, bir öğretmen olmustu. O bizi değil biz onu arayıp buluyorduk. Mehmet’in trafik kazası hadisesinin üstünden sekiz ay gibi bir zaman geçmişti. Kasım ayının 12’si 1999 Cuma günü beni telefonla aradı. “Hocam,” dedi. “Dün Düzce’ye geldim. Sıla-i Rahim edeyim, ailemi göreyim diye... Şimdi Cuma namazından çıktım. Sizlere de dualar ettim. Anne ve babamın da selamları ve duaları var.” Bende teşekkür ettim ve anne babasına hürmetlerimi ilettim. Ama telefonu kapamıyor, ayrılmak istemiyordu. Bir şey söylemek istediğini anlamıştım. Tekrar, “Hocam” dedi. “Bu Cuma namazı bir başka oldu.” “Nasıl? ” dedim. “Camide, başka yerlerden gelmiş olan çok mübarek ve çok nurani insanlar vardı. Onlarla birlikte namaz kılmak, sınırsız bir lezzet verdi. Namaz boyunca ağladım durdum. Ben böyle bir cemaati hiç görmemiştim.” Mehmet’in iç aleminde çok ulvi ve çok kutsal hadiseler cereyan ediyordu. Artık inanmıştim ki o evliyalarla namaz kılıyordu. Ama kendisi bunun farkında değildi. Fazla hislendirip üzmemek için telefonu kısa kestim. Dualarla birbirimizden ayrıldık. Bu telefon konuşmasının üzerinden 5 veya 6 saat geçmemişti. Ziyarete gittiğim bir dostumun evinde yemek yiyorduk. Aksam saat 8 sıralarıydı. Televizyonda, DÜZCE’DE 7.2 SIDDETINDE BIR DEPREM OLDUGU HABER VERILDI Olduğum yerde kaldım, tam anlamıyla şok oldum, sanki bütün reaksiyon sistemim bitmişti. Sanki Mehmet, aylardan ve günlerden beri ölüme koşar adım giderken, bizlere bu haberi veriyordu. Ama biz bunu anlamamıştuk. Derhal telefona sarılıp, Mehmet’e ulaşmaya çalıştım. Ama irtibat kurmak mümkün olmuyordu. Depremin üçüncü günü Düzce’ye gittim. Birkaç kez misafir olduğum Mehmet’lerin evine gidince 4 katlı apartmanın yerle bir olduğunu gördüm. Adeta, oraya yığılıp kaldım. Eğer, o gece bu evde iseler, sağ çıkmaları mümkün değildi. Çünkü dört katlı ev, karton gibi ezilerek, caddeye serilmişti. Çevredeki insanlara sordum. Orta yaşlı, Kamil ismindeki bir bey, korktuğumuz hadiseyi haber verdi. Ama tam bir ibret belgesi olarak. “Hocam,” dedi. “Bahsettiğin aile bana uzaktan akraba olurdu. On beş yıldır da komşuyduk. Çok değerli bir aileydi. Enkaz altından cesetleri çıkarken bende vardım. Böyle bir enkaz, böyle bir manzara ilk defa yaşanıyordu. Çevredeki kurtarma görevlileriyle cesetlere ulaştık ki ne görelim... Evin bütün halkı, yani Mehmet, anne ve babası, bir kız, birde erkek iki kardeşi, deprem olurken namaz kılıyorlarmış... Yerde seccadeler serili, Mehmet’in sırtında namaz cübbesi, sarığı ve elinde bir Risale-i Nur kitap...” Anlaşılan namazı kılmışlar, Kur’an tefsiri okuyorlarmış, o esnada deprem sallamış ve o insanlar da rahmetli olmuşlar. Toprak altından Mehmed’in cesedini çıkarırken görevliler, sırtında cübbesi, başında sarık ve elinde Kur’an tefsirini görünce yanaşamadılar. ‘bizler bu kirli ellerimizle dokunmayalım. Abdestli bir kişi çağırın, bir imam gelsin,’ dediler. Evet öyle yapmışlar... Bir imam gelip, kucaklamış kaldırmış. Elindeki kitabı da alıp camiye götürmüşler. Kitap Haşir Risalesi... Yani, ölümün ve ahiretin güzelliğini anlatan bir kitap... Deprem esnasında namaz kılmış, ahiretin güzelliklerinden bahseden kitapta sohbet yapılıyormuş. Ya Rab, Senin rahmetin, Senin inayetin, Senin mağrifetin ne kadar Yüce... Seni çok seven bir kuluna, en yüce makamı, şehitlik makamını nasip ettin. Bu senin şanındandır. O da seni çok seviyordu. “ALLAH’a söz verdim, ona layik kul olacağım” diyordu. Sana layık kul olduğunu rahmetinle tescil ettin. Düzce çok şehitler verdi. İçinde, Mehmet gibi, tertemiz bir şehitle birlikte.... Artık bize düşen, hem depremden, hem de Mehmet’ten ders almaktır. Ölüm için yeni bir depremi beklemek gerekmez. Çünkü ölüm her an beklenmelidir. Ve ona hazırlanılmalıdır. ALLAH bizi, ölümü Mehmed gibi bekleyen kullarından etsin ve böylesi kullarının sayısını arttırsın. 20.11.1999 Halit Ertugrul KIRSEHIR(beyan dergisindede mevcuttur) Konu Naksidamlasi tarafından (10.08.2009 Saat 10:14 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Arka Arkaya Mesajlar Yazdığınızdan Dolayı Flood Önleyici Devreye Girdi.Mesajlar Sistem Tarafından Otomatik Olarak Birleştirilmiştir.. |
10.08.2009, 10:28 | #2 |
Tecrübeli Yiğido
beyza66 Şuan
Üyelik Tarihi: 03.04.2009
Mesajlar: 247
Tecrübe Puanı: 596
|
Cevap: Düzceli Mehmed Nasil Sehid Oldu?(okumadan gecmeyin)
bu yazının kitabını okumuştum gerçekten ibret alınması gereken bi hikaye ve çok güzel bir ölüm....
__________________
zaman gösterdi ki, cennet ucuz değil; cehennem dahi lüzumsuz değil. |
10.08.2009, 10:32 | #3 |
Usta Yiğido
sibelYILMAZ Şuan
Son Aktivite: 05.09.2014 10:55
Üyelik Tarihi: 13.12.2007
Yaş: 36
Mesajlar: 2.927
Tecrübe Puanı: 916
|
Cevap: Düzceli Mehmed Nasil Sehid Oldu?(okumadan gecmeyin)
Bu nasıl güzel bir paylaşımdır okumuş olmama ve tekrar okumama rağmen aynı çoşku ile okudum çok güzel ve ibret dolu bir hayat Rabbim cümlemize böyle hayırlı bir hyat ve ölüm nasip etsin inşallah....
__________________
"Çöplüğe attılarda mukaddes emaneti, Hak bellettiler Hakka en büyük ihaneti." |
10.08.2009, 10:36 | #4 |
Moderator
Salim58 Şuan
Üyelik Tarihi: 11.05.2009
Yaş: 58
Mesajlar: 59.381
Tecrübe Puanı: 10
|
Cevap: Düzceli Mehmed Nasil Sehid Oldu?(okumadan gecmeyin)
başından sonuna kadar büyük bi dikkatle okudum ellerinize sağlık kardeşim sağolun konunun başından başlarsak konunun başlangıç yaklaşımı nekadar güzel bu güzel anlayışın karşısında rabbim mehmetin kalbine güzellikler veriyor doğruyu ve doğru yolu buluyor nerelerden nereye düşünmek lazım sonu bizim için kötü olarak düşünsekde mehmet için güzel bi ölüm böyle ölüme yakalanmak ne güzel rabbim bizleri doğru olandan doğru yoldan ayırmasın rabbim bizlerede güzel ölümler nasip etsin inşallah duygu dolu bi yazı kardeşimize rabbim rahmet eder inşallah onu ve onun gibi doğru yolu bulanları rabbim cennetine koymayı nasip eder inşallah bizler gibi yanlış yolda olanlarada rabbim inşallah doğru yolu bulmamızda yardımcı olur ölümün nezaman nerde nasıl ne şekilde geleceği belli değil rabbim bizleri doğru yoldan ayırmaz inşallah
__________________
Asil İnsan İdare Eder, Aciz İnsan Şikayet Eder, Basit İnsan İftira Eder, Dürüst İnsan Sabreder... |
10.08.2009, 13:48 | #5 |
Yiğido
ZALIM_58 Şuan
Son Aktivite: 27.12.2011 19:32
Üyelik Tarihi: 03.06.2006
Yaş: 40
Mesajlar: 150
Tecrübe Puanı: 690
|
Cevap: Düzceli Mehmed Nasil Sehid Oldu?(okumadan gecmeyin)
ÇOK GÜZEL ELLERİNİZE SAGLIK
__________________
BEN TÜRK' ÜM TÜRK MUHSİNSİZ OLMAZ BEN TÜRK 'ÜM TÜRK BAŞBUGSUZ OLMAZ BEN TÜRK' ÜM TÜRK SİVAS' SIZ OLMAZ |
15.08.2009, 16:29 | #6 |
Yiğido
Naksidamlasi Şuan
Son Aktivite: 14.01.2013 11:50
Üyelik Tarihi: 08.03.2009
Mesajlar: 195
Tecrübe Puanı: 593
|
Cevap: Düzceli Mehmed Nasil Sehid Oldu?(okumadan gecmeyin)
Allah cümlemize zikir üzere ölüm nasib etsin..Akibetimiz güzel olsun ins..Ama suda var ki nasil yasarsaniz öyle ölürsünüz,nasil ölürseniz öyle dirilirsiniz..Rabbim hayirli yasayip huzuruna tertemiz olarak cikan kullarindan yazsin cümlemizi..Amin..
okuyan gözleriniz dert görmesin ins.. |
15.08.2009, 17:54 | #7 |
Usta Yiğido
WåñTêd_øØ7 Şuan
Tournaments Won: 2Üyelik Tarihi: 05.02.2008
Mesajlar: 1.335
Tecrübe Puanı: 757
|
Cevap: Düzceli Mehmed Nasil Sehid Oldu?(okumadan gecmeyin)
ders alınacak ibretlik bir hayatı var Yüce Rabbimde bizleri Böyle ölüm nasip eder inş
__________________
Nefsini baş tacı eden , Dinini hor görür...
|
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
0SMANLI VEZİRLERİ | *AHISKALI* | Serbest Kürsü | 0 | 24.09.2008 11:51 |
Fatih Sultan Mehmed | Kaptan-58 | Sivaslı Önemli Şahsiyetler | 0 | 22.07.2008 09:53 |