|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Birbirimizi Tanıyalım Yiğidoların Buluşma Noktası |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
24.10.2010, 21:31 | #21 |
Usta Yiğido
goramaz Şuan
Son Aktivite: 14.09.2024 15:55
Üyelik Tarihi: 06.07.2008
Mesajlar: 7.310
Tecrübe Puanı: 1330
|
Cevap: Gurbette Yaşayanlarin Dertleşme Köşesi
tarlalarda toplardık gargozağını
koştukça yutardık tozu topragı sokardık kürüne tozlu ayağı oyunlarda güzelce yenmemiz gerek
__________________
Hoştur bana senden gelen, Ya hil'at ü yahut kefen, ya goncagül ya da diken, kahrın da hoş lütfun da hoş.
|
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 6 Kullanıcı goramaz'e Teşekkür Ediyor... |
25.10.2010, 08:48 | #22 |
Moderator
Salim58 Şuan
Üyelik Tarihi: 11.05.2009
Yaş: 58
Mesajlar: 59.381
Tecrübe Puanı: 10
|
Cevap: Gurbette Yaşayanlarin Dertleşme Köşesi
Açık mapushane gurbet elleri
Onun icin dertli söyler dilleri Yanık yanık çalar sazın telleri Bırakta sılama gideyim gurbet.
__________________
Asil İnsan İdare Eder, Aciz İnsan Şikayet Eder, Basit İnsan İftira Eder, Dürüst İnsan Sabreder... |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 5 Kullanıcı Salim58'e Teşekkür Ediyor... |
30.10.2010, 14:33 | #23 |
Usta Yiğido
altuntas58 Şuan
Son Aktivite: 11.10.2012 21:24
Üyelik Tarihi: 29.08.2006
Yaş: 70
Mesajlar: 38.469
Tecrübe Puanı: 4523
|
Cevap: Gurbette Yaşayanlarin Dertleşme Köşesi
Bu güzel konuyu acanada ve bu konuya güzel yorumlarıyla katılanlarada çok teşekkür ederim emeğinize sağlık
__________________
|
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 5 Kullanıcı altuntas58'e Teşekkür Ediyor... |
30.10.2010, 15:17 | #24 |
Usta Yiğido
mansur58 Şuan
Son Aktivite: 29.07.2014 06:38
Üyelik Tarihi: 15.10.2010
Mesajlar: 1.491
Tecrübe Puanı: 664
|
Cevap: Gurbette Yaşayanlarin Dertleşme Köşesi
Bir mektup yollamış nazlı yar bana,
Bekletme yolların gel diye yazmış. İnan buralarda sensiz olmuyor, Perişan halim gör diye yazmış.
__________________
“belki” ler dünyasında… “keşke” lerle yaşarken… “iyiki” diyeceğimiz insanlarda var |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı mansur58'e Teşekkür Ediyor... |
31.10.2010, 14:10 | #25 |
Usta Yiğido
bilal kose Şuan
Son Aktivite: 16.02.2015 15:33
Üyelik Tarihi: 18.11.2008
Yaş: 50
Mesajlar: 27.062
Tecrübe Puanı: 3292
|
Cevap: Gurbette Yaşayanlarin Dertleşme Köşesi
Gurbet
Elime bağlayıp çelik kelepçe Oturup karşımda ağlama gurbet Bana karalara bulup gerekçe Kendine mor’unu sağlama gurbet Önce ekmek deyip çekip içine Saçları aklara yeğleme gurbet Azgını beğ görüp sümbül reçine Kimsize ümidi yağlama gurbet Çullu zalimlere verip fidemi Beni yad'ellerde eyleme gurbet Sırtımın terinde duyup midemi Çökük viranemde çağlama gurbet Halden anlamayan yaban tayını Vuslatıma araç yollama gurbet Çakala kaptırıp aslan payını Kuru dağarcığı sollama gurbet Kurtlara verip de kuşun tahtını Sahte adaleti böyle’me gurbet Zalimlere açıp haşin bahtını Yılana azığın söyle’me gurbet Düşürüp Aslanı kalleş ağına Yârene teselli yollama gurbet Baykuşa yurt edip gülleş bağını Garibi çöllerde dallama gurbet Bırak devam olan oynak âhına Taze tomurcuğa ağlama gurbet Al götür kendini acem şahına Beni sürmelimden eğleme gurbet Abdurrahim KÜÇÜK |
31.10.2010, 14:35 | #26 |
Usta Yiğido
mansur58 Şuan
Son Aktivite: 29.07.2014 06:38
Üyelik Tarihi: 15.10.2010
Mesajlar: 1.491
Tecrübe Puanı: 664
|
Cevap: Gurbette Yaşayanlarin Dertleşme Köşesi
Siz hiç kuşlarla dertleştinizmi
Akreple yelkovan arasında süren yarış artık ilgilendirmiyor beni. Çoktandır duvarlarımda takvim de eskitmedim... Zaman, en çok sahip olduğum; ancak, bir o kadar da sahiplenmekten nefret ettiğim tek sermayem. Dünyam, herkesin dünyası kadar geniş de değil. Ben bu küçük odayı bilirim, bu küçük oda da beni. Bir de, benimle birlikte bu garip mahkumiyeti paylaşan muhabbet kuşum... Siz hiç kuşlarla konuştunuz mu? Ben ürkütmekten korkarak, pencereme konan, küçük serçelerle konuşurum. Uzak yerlere, içimdeki hasreti gönderirim onlarla. Aslında, bilirim uzak yerlere gidecek dermanları olmadığını... Ama; ya giderse diye de, içimdeki hasreti onlara anlatmadan edemem. Artık serçelerde konmaz oldu pencereme. Şimdileri muhabbet kuşumla dertleşir oldum. Vakitsiz kaybedince eşini, aynı kaderi paylaşır olduk. Öyle mahzun boyun büküşü, öyle içli seslenişi var ki, bilirim beni anladığını. Bir saksı begonyam vardı. Yeşil yaprakları arasında pembe çiçekler açardı. Kuşlara anlatamadıklarımı ona anlatırdım. Bazen, pembe pembe gülümsediği, bazen de, sarı sarı hüzünlendiği olurdu. O da vefasız çıktı. Belki de dayanamadı anlattıklarıma.Bir sabah, küçük saksısında kurumuş buldum. Gerçekten vefasızlık begonyada mıydı, yoksa begonyayı kurutan kaderimde mi? Sabahın ilk ışıklarından, gecenin koyu karanlığına kadar, karşı evlerin ruhsuz duvarlarını seyrederim. Bir de benim kadar yalnızlık çeken komşu bahçedeki elma ağacını. Bütün dünya aynı noktada donar kalır. Rüzgarlar da esmese, sadece silik bir tablodur seyrettiğim. Renklerin değişmesi için, mevsimlerin merhametine sığınmış olmak ne acı. Ve küçük bir pencereden küçük bir dünyayı yaşamak... Kimi zaman uzak bir yerdeki kalabalıkların anlaşılmaz uğultuları dolar odamın yalnızlığına. Duvarlarımda, eskiden yankılanan küçük kahkahalar ve sevda dolu şarkılar, yerlerini anlamını bilmediğim uğultulara bırakır. Koridorlardan çekilen ayak sesleri, parkeler üzerindeki sıcaklığı bile yanında alıp götürmüştür çoktan. Eşyaların üzerlerine sinen mutlu dokunuşlar, duvarlar arasında büyüyen çatlaklarda kaybolmuştur. Siz hiç kuşlarla konuştunuz mu? Geceler ağır bir yük gibi omuzlarınıza çöktüğünde, yalnızlığın girdabında boğulmamak için, bir kuşun kanadına yazdınız mı en içli sevda şiirlerini? Kendi gözyaşlarnızı, bir kupaya doldurup, yalnızlığın can çekiştiren acılarına inat, bir hayalin şerefine kadeh kaldırdınız mı? Yıldızların bile göz kırpmaktan çekindiği, ayaz bir gecede, avuçlarınızda geçmiş yıllardan kalma dost bir sıcaklıkta ısındınız mı? Siz hiç yüreğinizde sevda taşıdınız mı? Yağmurlar ıslatır camlarını penceremin. Bir eski şarkıda can bulur umutlarım. Geçmişin tatlı hatıraları ıslanır geceler boyu. Ben, yağmuru hep pencerenin gerisinden seyrederim. İçimde, kaldırımların ıslaklığında yansıyan ay ışıltıları gülümser. Bir sokak lambasının altında sarhoş narasını dinlemek isterim. Bir sokak kedisiyle dost olmak, bir garibin akşam yemeğinden bir lokma tatmak isterim.Yurtları ellerinden zorla alınmış mülteci çocukların muşamba çadırlarında ay ışığı olmak isterim. Boşlukta kalan ellerim, manasız savaş meydanlarında atılan mermileri yakalasın isterim. Yakalasın da, çocuklar tatmasın yalnızlığı isterim. Siz hiç içinizde umut taşıdınız mı? Ben çoktan yitirdim zamanı. Geçmiş günlerde kaybettiklerime ağlamıyorum, gelecek günlere de ulaşacak hayallerim yok. Zamansız bir hayatın en ortalık yerindeyim. Gözlerimde şekillere mana verecek ışık, dizlerimde beni taşıyacak güç kalmadı. Bir pencere boyundaki dünyamda, bir muhabbet kuşum var, bir de; içimde hiç eksilmeyen sevdam. Siz yalnızlığın vampir gibi ruhunuzdaki güzellikleri emmeye başladığında içinizdeki sevdaya sığındınız mı? Siz, hiç kuşlarla konuştunuz mu? Mahzun boyun büküşlerinde, yarınlara uzanan bir umut arayıp, sessiz çığlıklarında yalnızlığınızı boğmaya çalıştınız mı? Geceler ağır bir yorgan gibi sarar etrafınızı. Sesler çekilir, şekiller silinir. Duvarlara sinmiş eski kahkahalar çınlar sofalarda. Defalarca seyretmek zorunda bırakıldığınız siyah beyaz bir filmi yeniden seyreder gibi geçmişinizi yeniden yaşamaya başlarsınız. Gözyaşlarınız bilmem kaçıncı kez ıslatır yastığınızı. Sıkıca sarıldığınız yorganınız, bir ısırgan otu merhametsizliğinde yakar bedeninizi. Hıçkırıklarınız, yalnızlığınızın koyu karanlığında boğulur. Bir dostun sıcacık elini arayan elleriniz, çaresizlikle dökülür yanlarınıza. Sadece dualarınız kalır dudağınızda. İçinizde, hep gelecek yarınlara ertelediğiniz umudunuz körelmeye başladığında; varlığınızın, kendinize bile yük olmaya başladığını düşünürsünüz. En zorlu fırtınalarda sığınacak bir limanınız olsun istersiniz. O zaman; içinizde hiç eksilmeyen sevdanız sahiplenir sizi. Siz, hiç sevdanızı kuşlara anlattınız mı? Gün doğumu saatlerde yeni umutlara açarsınız gözlerinizi.Ya bir postacının hiç alışık olmadığınız vuruşlarıdır beklediğiniz, ya da; eski bir dostun, sokaktan geçerken şöyle ayak üstü uğrama ihtimali. Saatin, zamanı her aşındırdığında, umudunuz, umutsuzca ertelenmeye başlar. Kendi gönlünüzce, sıralamaya başladığınız ihtimallerin arkasına sığınmaya çalışırsınız. Unutulmuş olma ihtimali hiç geçmese de aklınızdan, içinizdeki garip ürperti bedeninizi sarsar. Sararmaya yüz tutmuş mektupların solgun satırlarında mutluluk ararsınız. İkram etme hevesiyle hep elinizin altında bulundurduğunuz sigaranın dumanında huzur ararsınız. O en umutsuz anınızda kafesinde ötmeye başlayan muhabbet kuşu, umudun hiç bitmemesi gerektiğini fısıldar. Onun tatlı şakımalarında yeniden umut yüklenirsiniz. Bütün beklentileriniz, bilinmeyen bir zamana ertelenir. Siz, hiç ertelenmiş umutlarda mutluluk aradınız mı? Siz, hiç kuşlarla konuştunuz mu? SIZ HIC BAYRAMLARI GURBETTE, GURBETI BAYRAMLARDA YASADINIZMI YAPAYALNIZ? Ben...
__________________
“belki” ler dünyasında… “keşke” lerle yaşarken… “iyiki” diyeceğimiz insanlarda var |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 4 Kullanıcı mansur58'e Teşekkür Ediyor... |
31.10.2010, 15:01 | #27 |
Usta Yiğido
OSMAN ECE Şuan
Son Aktivite: 21.01.2018 15:36
Üyelik Tarihi: 10.02.2009
Mesajlar: 27.526
Tecrübe Puanı: 3328
|
Cevap: Gurbette Yaşayanlarin Dertleşme Köşesi
GURBET
sılamın yollarını duman bürümüş genç ömrüm buralarda çürümüş yerli yabancı zihniyeti alıp yürümüş tutacak bir dalım yok gurbet elde felek bölmüş gurbet düşmüş payıma düğün olmuş bayram gelmiş neyime hele kısmet olsada gitsem köyüme bağrıma batıyor ok gurbet elde diyariyim yaram döndü çibana yine iş düştü çarığa kara tabana yağmurda soğukta yırtık kabana sarılıp yattığım çok gurbet elde |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı OSMAN ECE'e Teşekkür Ediyor... |
31.10.2010, 15:25 | #28 |
Usta Yiğido
mansur58 Şuan
Son Aktivite: 29.07.2014 06:38
Üyelik Tarihi: 15.10.2010
Mesajlar: 1.491
Tecrübe Puanı: 664
|
Cevap: Gurbette Yaşayanlarin Dertleşme Köşesi
Yatağı sırtlayıp düştük yollara,
Çok rastladık o muhannet kullara, Düştük buralarda haldan hallara, Efkarlı bir cigara yak gurbet elde.
__________________
“belki” ler dünyasında… “keşke” lerle yaşarken… “iyiki” diyeceğimiz insanlarda var |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı mansur58'e Teşekkür Ediyor... |
31.10.2010, 17:31 | #29 |
Yiğido
dertli58 Şuan
Son Aktivite: 20.01.2012 00:16
Üyelik Tarihi: 18.11.2008
Mesajlar: 135
Tecrübe Puanı: 598
|
Cevap: Gurbette Yaşayanlarin Dertleşme Köşesi
Oncelikle Tum gurbettte yasayan gurbetcilerimize Fransa Mulhouse dan selamlar
konuyu ilk actigimda biraz sasirmistim acaba gurbette kimse yasamiyormu diye kimse bir yorum veya derdini dile getirip kaleme dokup bir sey yazmamislardi oysaki suan baktigimda iyikide konuyu acmisim diyorumm bende bir gurbetci olarak gurbetin ne demek oldugunu nasil yasandigini bilenlerdenim bazi arkadaslar gurbeti en guzel siirleriyle kimi arkadaslarda dertlerini dokerek anlatmislar gurbette olupta silasini vatanini ozlemeyen herhalde yoktur varsada ona diyecek sozumuz yoktur Rabbim bir gun InsAllah bir gun vatanimiza donmeyi kaybettigimiz degerlerimizin ne oldugunu bilmemizi Rabbim nasip etsin diyorum burdan derdi olan arkadaslarimiza zaten hemen hemen ayni dertler aslinda ufakta olsa bu kosede dertlerimizi dile getirelim ufak bi 4 lukle iyi gunler diliyorum Gece basar Dertler Artar dertlerime bin dert katar gonlumde olmus gatar gatar cekilmez bir siziymis Gurbet
__________________
Adaletin amenna
Azametin amenna Ama biz aciz kullarını Merhametle yargıla Sana layık kul olamadık Doğruyu bir türlü bulamadık Sözümüze sadık kalamadık Şimdi affet Sen bizi Ya Rab |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı dertli58'e Teşekkür Ediyor... |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|