|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Dini Bilgiler (Ayetler, Hadisler, Dualar ve Muhtelif konular) |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
29.06.2009, 18:57 | #21 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2174
|
Maneviyat Mevsimi Üç Aylar
Zaman, bize verilen en büyük nimetlerden biri. Gece ve gündüz Allah'ın tecellilerini bize hatırlatan iki münadi. Gece ile gündüzün nimetlerinden faydalanmanın zirve imkânlarının sunulduğu bazı mevsimler vardır. Bunların başında üç aylar gelmektedir.
Üç aylarda bulunan kandil geceleri, gecenin Rabbani tecellilere ayna oluş sırrının en güzel bir yansımasıdır. "Geceyi ihya etme"nin "gündüz tutulan oruç"la birleştiği bu mübarek gün ve geceler, zamanı değerlendirmek, ömrü boşa geçirmemek için de bir terazidir. Üç aylar, İslâm'ın mübarek saydığı hicrî kamerî aylardan recep, şaban ve ramazan aylarıdır. Recep ayında, regaip ve mi'râç, şaban ayında berat; ramazan ayında ise kadir gibi dört ayrı mübarek gece bulunmaktadır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), bu aylarda daha çok ibadet eder ve: "Allahım! Recep ve şabanı hakkımızda mübarek kıl, bizi ramazana kavuştur." (Ahmet b. Hanbel, Müsned, I, 259) diye dua ederdi. Hz. Aişe, Rasûlüllah (s.a.s.)'ın bu aydaki orucu hakkında şöyle der: "Şaban ayındaki kadar çok oruçlu olduğu bir ay görmedim." (Tecrid, VI, 295) Recep ayının ilk cuma gecesi olan Regaip Kandili, Allah Teâlâ'nın kullarına bol bol bağışta bulunduğu, az ibadetlerine karşılık çok ecir verdiği bir rağbet gecesidir. "Regaip" kelime olarak rağbet olunan şey ve büyük ikram anlamına gelmektedir. Rağbet nedir? İstek, arzu ve beğenme. İnsan rağbet ettiği değerlere göre rağbet görür. İçtiği kaynağın berraklığına göre berrak sözler söyler. Mevlânâ "Nereye gidiyorsun sen; işte O'sun sen" der. Vahye râm olan vahiyden bahis açar. Kur'an'a giden ayetten, hac-giden Kâbe'den Medine'den dem vurur. Kötülüğe rağbet eden de kötüye vurgu yapar. Kısaca rağbet ettiğini heceler insanoğlu. Rağbet, insanlık tarihinin özetidir aslında. Hakkı duyanlarve duymayanlar. Duydukları halde kulak verenler ve vermeyenler. Rağbetini ucuz bahanelere yöneltenler; rağbetini baki bir ebediyet yolunda sabrın ve iradenin iklimine sevk edenler. Peygamberler tarihi rağbet edenler ile rağbet görenlerin hikâyesidir. Nuh'un çağrısına evet diyenlerin rağbeti ile hayır diyenlerin rağbeti. Hz. Musa'nın sabırlı davetine rağbet edip denizi onunla geçen, geçtik ten sonraki davetine ise rağbet etmeyenlerin öyküsü. Efendimizin (s.a.s.) ganimet dağılım zamanına rağbet edip,Tebük'te mücadele çağrısına hayır diyen münafıkların rağbeti. Rabbinin burhanı sayesinde harama rağbet etmeyen Yusuf'un (a.s.) rağbeti de bir rağbet. "Bir elime ayı bir elime güne-şi verseniz yine davamdan vazgeçmem" diyen Hz. Peygamberin dünyalık tekliflere rağbet et-memesi de bir rağbet. Rağbeti tartacak terazilerden biri de şu ayetlerdir: "Ey iman edenler! Allah veResulü size hayat verecek hakikatlere sizi davet ettiğinde ona icabet edin." (Enfal, 24) "Eğer onlar Allah ve Resûlü-nün kendilerine verdiğine razı olup, "Allah bize yeter, yakında bize Allah da lütfundan verecek,Resûlü de. Biz yalnız Allah'a rağbet edenleriz" deselerdi (daha iyi olurdu)." (Tevbe, 59) "Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul ve yalnız Rabbine rağbet edipO'na yönel. (İnşirah, 7-8) Rağbeti tartan başka bir te-razi de "Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir." hadis-i şerifidir. Üç aylar ne ifade eder bizim için? Üç aylar ile olan arkadaşlığımızda hayatımızda neye rağbet ettiğimizi sorgulamalıyız. Ülkemizde tarihten bugüne üç aylar sevgisi hep canlı kalmıştır. İbn Batuta Anadolu'nun muhtelif merkezlerini ziyareti sırasında dinî hayatın çeşitli görünümlerini anlatırken cuma günleri, kandil geceleri, üç aylar ve bilhassa ramazan ayı vb. gün ve gecelerin nasıl büyük bir istek ve heyecanla değerlendirildiğini ortaya koyuyor. (İbn Batuta'yı şaşır-tan Misafirperverlik, Diyanet Aylık s. 122) Tarihte olduğu gibi bugünde toplumlumuz yediden yetmişe üç aylar geldiğinde hayatı-na olumlu anlamda yeni bir istikamet vermektedir. Üç aylar kalplerimizin manevî doyum ve duyum mevsimidir. Takva, ihlâs, muhasebe, yakîn, marufa sabır, masiyete direnme vb. değerler üç aylarda benliğimize yeniden dolar, âdeta tazeleniriz. Üç aylar, keşkelerin öğütülüp iradî başlangıçların yapıldığı anlardır. Gidişimiz, dönüşümüzün haritasıdır. Bakmasını bilen, yürüyüşümüzün kafiyesinden varış hızımızı tayin edebilir. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "İyi arkadaşla kötü arkadaşın misali, misk taşıyanla körük çeken insanlar gibidir.Misk sahibi yasana kokusundan verir veya sen ondan satın alırsın.Körüğe gelince; ya elbiseni yakar yahut da sen onun pis kokusunu alırsın." (Buhari, Büyü, 38) Ne güzeldir üç aylardan misk devşirmek takva libasımıza.. Üç sırdaş ile on iki aylık uzun seyahatimizi kısa eylemek. Yorucu yokuşları düz eylemek. Üç sadık yâran ile yâre olan hasretimizi daha bir dillendirmek. Zikrimizi onların zikriyle, fikrimizi onların fikriyle tazelemek. Kaybolan umudumuzu gürül gürül kulağımıza okudukları reca âyetleriyle yeniden gün ışığına çıkarmak. Üç aylar Hakkın rahmetine bir sergidir. Mevlânâ ne güzel der. "O'ndan iste, başkasından bir şey umma. Suyu deryada ara,ırmakta değil. Başkasından da istesen ihsan eden Hakk'tır. Onun elini cömertliğe meylettiren de O'dur. (Mesnevi, IV/1203) Sadece ritüel kalıplarda üç ayları geçirmek değil, üç aylar sonrasında bize kifâyet edecek ilim irfanı da amele yoldaş kılarak biriktirebilmek. Neden oruç tutuyoruz, niçin regâib? Neden berat, neden miraç? Okumadan, dinlemeden,araştırmadan ucuz bir idrake müşteri olmamalıyız. Regaip dendiği anda hemen recep ayı ile yüz yüze geliyoruz.Recep dendi mi, şaban, o akla gelince de ramazanı hatırlıyoruz. Recep ayı nedir? Ona Efendimiz nasıl bir anlam yüklemiştir? Bu ay içinde bizi bekleyen sürpriz saadet anları nelerdir? Hangi hikmet bizi sahura kaldırıp nafile bir oruç için akşama kadar haramlardan bizi uzak tutuyor? Neden binlerce insan teravih namazına koşuyor? Kandil gecesini sair akşamlardan ayıran vasıf nedir? Receb'e rağbetimiz değil midir bizi Regaip Kandili'nin iman nurundan ışık devşirmeye yönelten sebep? Recep ayını da sair ayları da yaratan Rabbimize olan rağbetimiz ve yönelişimiz değil mi bizi regaibin hediyelerini feyizlerini almaya sevk eden? "Bu şeb fahru'l-leyâlî leyle-ipâk-i Regâibdir Bu şeb takdîse şâyân bir şeb-i âl-i merâtibtir." diyen şair, acaba varacağı hangi mertebeye basamak olarak Regaip Gecesi'ni seçmiştir. Nedir bir müminin mertebeleri geçip de karar kılacağı ideal durak? Dünyada şöhret, makam,mevki mi, yoksa dünyada yansıması iman olan Allah'ın rızasınakavuşmak samimiyeti mi? "Allah, mümin erkeklere ve mümin kadınlara, içinde ebedî kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vaat etti.Allah'ın rızası ise hepsinden büyüktür. İşte büyük kurtuluş da budur." (Tevbe, 72) ayetinde vaat edilen büyük hedefe koşan kişi,regaibi de, beratı da miracı da Kadir Gecesi'ni de bu yüksek ideal uğrunda değerlendirecektir. Sair zamanlarda istediğinden daha fazla bu gecelerde rızayı düşleyecek, rızaya eğilecek, başkalarının istifadesi için daha bir fedakâr olacaktır. Zira bu gecelerin rahmetine,feyzine imanı tatmış olanlardan daha çok, iman gibi bir lezzeti duyamayan, evinde işyerinde sokağında mahallesinde Ku'ran'ın,namazın, orucun hazzını misafir edemeyenler muhtaçtır. Üç aylara rağbetimiz bu aylardan habersiz olanlara onları ulaştırma şevkimizden de kaynaklanmaktadır. İyiliği emretmek kötülüğü hayatımızdan uzaklaştırmak, nezih imkânlardan herkesin istifadesini düşünmek demektir de aynı zamanda. İman paylaşılması en lüzumlu imkân olduğuna göre sahip olduğumuz güzelliklerin başkalarına bir örneklik olarak sunulması, en sade temsillerle takdimi bize düşmektedir. Regaibi sevmek ama sadece kendi kemâl âtımız için değil, beratı benimsemek;ama sadece şahsî affımız için değil, miracı sevmek ama sadece kendi kulluğumuzla yüceliklere ermek için değil, Kadir Gecesi'ni sevmek ama sadece kendi ibadetimizle Kur'anın feyzine varmak için değil. Güzellikler paylaşıldıkça çoğalır. Üç aylarda değişik usul ve üslûplarla bir şekilde bu ayların ruhaniyetini insanlığa ilâhî bir ziyafet olarak armağan edebilmeliyiz. Mübarek gün ve geceler üç ayların künhüne vakıf olmak için ecdadımızın bu vadide ortaya koyduğu aşk terennümlerinden oluşan büyük mirasın izini sürmek gerekiyor. Üç ayları görmek, kelebeklerin ateşe daldığı gibi nisyana, gaflete dalış dakikalarımızda, ensemizde, önümüzde bizi ateşe koşmaktan kurtarmaya çalışan Efendimizin şefkatli elini görmek demektir. Üç aylar, gençler için başarıya giden yolu ibadet refleksleriyle tezyin etmede keskin bir viraj... Büyük zaferlere vurgu yaparken küçük tedrici mihnetlerin kılavuzluğundan da nasiplendirmeliyiz çocuklarımızı. Üç aylarda mütevazı başlangıçlarla yevmiyelik kazanılan başarı şuurunun ramazanda bir ay boyunca tekrarlanması, yıl boyu elde edilecek zafer özgüveni için fevkalâde güçlü bir referans olacaktır. Modernleştikçe yalnızlaşan,imkânları arttıkça ruhi hijyenini kaybeden günümüz nesilleri için üç aylara serpiştirilen bu eğitim önemlidir. Hz. Ali (r.a.) mescidleri kan-dillerle aydınlatan Hz. Ömer için"Mescitlerimizi aydınlattığı gibi Allah da onun kabrini aydınlatsın" diye dua etmiştir. (İbn AsâkirXLIV, 80) Üç aylarda maddî aydınlığı tamamlar mahiyette camilerimizi, mescitlerimizi, halkı aydınlatma onlara rehberlik etme imkânı olarak iyi değerlendirelim. Tatil mevsimine denk gelen üç aylar içinde geleceğin büyükleri olan çocuklarımız camilerde Kur'an ile tanışsınlar. Kendi öz benliklerini, Kur'an'ı hecelerken,Efendimizi anarken keşfetsinler. Salât ü selâmlar ile kandillerde kâinata "Işık saçan bir kandil"(Ahzâb, 45-46) olan peygamberlerine saygılarını ifade etsinler. Ve dua.. Ellerimiz üç aylarda duaya kalksın.. Tevekkülümüzü duaya devam, duada istikrar ile sınayalım... Duanın gücünü keşfedelim. Bütün âlemlerin ihtiyacını gören, herkese nimetini sebil eden Rabbimizin bizim niyazlarımızı samimi dileklerimizi de duyacağı şuurunu yenileyelim. Elest bezminde bizimle konuşan, bize değer veren Rabbimizle dualarımızda hasbi hal edelim.Zira O, bizim sesimizi duymak istiyor. Perişan hallerimizden ötürü özür dileyelim. Islah dolu zamanlara ulaşmak için güç ve kuvvet isteyelim. Birlik ve dirliğimizin daimi olması için açalım ellerimizi Rabbimize. Not: Bu yazı, Diyanet Aylık Dergi 2005 Ağustos sayısında yayınlanmıştır. Hüseyin Karaca Vaiz/Haseki Eğitim Merkezi
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] CANDA ÖZÜR OLMAZ... |
29.06.2009, 19:09 | #22 |
Moderator
Salim58 Şuan
Üyelik Tarihi: 11.05.2009
Yaş: 58
Mesajlar: 59.381
Tecrübe Puanı: 10
|
Cevap: Maneviyat Mevsimi Üç Aylar
güzel paylaşımın için sonsuz teşekkürler ellerine sağlık sağol
__________________
Asil İnsan İdare Eder, Aciz İnsan Şikayet Eder, Basit İnsan İftira Eder, Dürüst İnsan Sabreder... |
29.06.2009, 19:17 | #23 |
Navigator
Kardelencicegi Şuan
Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5463
|
Cevap: Maneviyat Mevsimi Üç Aylar
Perişan hallerimizden ötürü özür dileyelim. Islah dolu zamanlara ulaşmak için güç ve kuvvet isteyelim. Birlik ve dirliğimizin daimi olması için açalım ellerimizi Rabbimize.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] COK Sükür RABBIM bizi bugünlerede eristirdin. Dualarim kabul oldu.
__________________
|
20.06.2011, 07:08 | #24 |
Navigator
Kardelencicegi Şuan
Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5463
|
Cevap: Maneviyat Mevsimi Üç Aylar
Şaban Ayı başlangıç: 2 Temmuz 2011 Enes Radiyallâhu Anha rivayet ediyor: Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellemden sordular: “Ya Resulallah, Ramazan’dan başka en faziletli oruç ayı hangi aydır?” Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: “Ramazan’ı tazim için (Ramazan hürmetine) Şaban’da tutulan oruçtur” cevabını verdi. (Tirmizî, Zekât: 28) Başta Hz. Âişe Validemiz olmak üzere sahabilerin beyanına göre, Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bazen Şaban ayının tamamını, çok kere de çoğu günlerini oruçlu geçirirdi. Hz. Âişe Validemiz Radiyallâhu Anhâ anlatıyor: “Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem bazı aylarda çok oruç tutardı. Hatta biz, onu bu ayda hiç iftar etmedi sanırdık. Bazı aylarda da çok iftar ederdi. Hatta biz, onu bu ayda hiç oruç tutmadı derdik. “Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellemin Ramazan’dan başka bir ayın orucunu tamamladığını görmedim. Hiçbir ayda da Şaban ayında tuttuğundan daha fazla oruç tuttuğunu görmedim.” (Buhari, Savm: 51, Ebû Dâvud, Savm: 59) Hz. Âişe başka bir rivâyetinde bu konuda şunları söylüyor: “Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem senenin hiçbir ayında Şaban ayındakinden fazla oruç tutmazdı ve şöyle buyururdu: “Amellerden gücünüzün yettiğini yapın. Çünkü siz bıkmadıkça, Allah da size asla bıkmış muamelesi yapmaz. Allah yanında amelin en makbulü, kişinin az da olsa devam üzere işlediği ameldir.” (Müslim, Sıyam: 177) Yine Hz. Âişe, İbni Mâce’de geçen başka bir rivâyette de, “O (Resul-i Ekrem) Şaban ayının tamamını oruçla geçirerek sonunda Şaban’ı Ramazan’la birleştirirdi” diyerek Peygamberimizin bu ayda daha çok oruç tuttuğunu ifade ediyor. (İbni Mâce, Savm: 4) Her iki rivâyetten, Şaban ayının tamamını oruçlu geçirmenin veya bir kısmında oruç tutmanın câiz olacağı hükmü çıkarılıyor. Üsame ibni Zeyd Radiyallâhu Anhümâ da bu konuda Resulullah Sallallâhu Aleyhi Veselleme şu soruyu soruyor: “Yâ Resulallah, Şaban ayında tuttuğunuz kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu görmedim.” Peygamber Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “Recep ve Ramazan ayları arasında şu Şaban ayında insanlar gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Âlemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Ben oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim.” (Neseî, Savm: 70) Zaten Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem diğer aylara göre Şaban’da daha çok ibadet ederdi. “Şaban benim ayımdır”, “Şaban günahları temizleyendir” buyurarak Şaban ayının değerini yüceltirdi. (Keşfu’l-Hafâ, 2:9) Mehmet Paksu
__________________
|
20.06.2011, 07:09 | #25 |
Navigator
Kardelencicegi Şuan
Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5463
|
Cevap: Maneviyat Mevsimi Üç Aylar
Receb’in; 1’i ile 10’u arasında, 11’i ile 20’si arasında ve 21’i ile 30’u arasında olmak üzere sadece birer defa kılınacak 10’ar rek’at Hâcet namazı vardır. Bunların her üçünün de kılınış şekli aynıdır. Yalnızca namazların sonlarında okunacak duâlarda fark vardır. Bu namazlar, akşamdan sonra da, yatsıdan sonra da kılınabilir. Fakat, cuma ve pazartesi gecelerinde ve bilhassa teheccüd vaktinde kılınması efdaldir. Bu namaz, mü’min ile münâfığı ayırır. Bu 30 rek’at namazı kılanlar, hidâyete ererler. Münâfıklar bu namazı kılamazlar. Bu namazı kılanın kalbi ölmez. Bu 30 rek’at namaz Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz’in berberi, Selmân-ı Pâk (r.a.) hazretleri tarafından rivâyet edilmiştir. Kılınış şekli: Hâcet namazına şu niyetle başlanır: “Yâ Rabbî, beni, dünyayı teşrifleriyle nûra gark ettiğin Efendimiz hürmetine, sevgili ayın Receb-i şerif hürmetine, feyz-i ilâhine, afv-ı ilâhine, rızâ-i ilâhine nâil eyle. Âbid, zâhid kulların arasına kaydeyle. Dünya ve âhiret sıkıntılarından halâs eyle. Rızâ-i şerifin için, Allâhü Ekber.” Her rek’atte 1 Fâtiha, 3 Kulyâ eyyühe’l-kâfirûn, 3 İhlâs-ı şerif okuyup, 2 rek’atte bir selâm verilir. Böylece 10 rek’at tamamlanır. İlk on gün içinde kılınan namazdan sonra, 11 defa “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît. Ve hüve hayyün lâ yemûtü biyedihi’l-hayr. Ve hüve alâ külli şey’in kadîr” okunup duâ edilir. ` İkinci on gün içinde yani Receb’in 11’i ile 20’si arasında kılınan 10 rek’atten sonra, 11 defa: “İlâhen vâhıden ehaden sameden ferden vitren hayyen kayyûmen dâimen ebedâ” okunup duâ edilir. ` Üçüncü on gün içinde, yani Receb’in 21’i ile 30’u arasında kılınan 10 rek’atten sonra da 11 kere: “Allâhümme lâ mânia limâ â’tayte, velâ mû’tiye limâ menâ’te, velâ raadde limâ kadayte, velâ mübeddile limâ hakemte, velâ yenfeu ze’l-ceddi minke’l-ceddü. Sübhâne rabbiye’l-aliyyi’l-â’le’l-vehhâb. Sübhâne rabbiye’l-aliyyi’l-â’le’l-vehhâb. Sübhâne rabbiye’l-âliyyi’l-â’le’l-kerîmi’l-vehhâb. Yâ vehhâbü yâ vehhâbü yâ vehhâb” okuyup duâ edilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat) (Şaban ayı salı günü giriyor.Son 10 gün namazını kılmak için iki günümüz var.)
__________________
|
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
maddiyat mı_? maneviyat mı_? | - - toprak - - | Serbest Kürsü | 2 | 19.09.2008 02:33 |