|
|||||||
| SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
| Anasayfa Haberler Sivas Haberler |

![]() |
|
|
Seçenekler | Arama | Stil |
|
|
#1 |
|
Site Habercisi
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sivaslilar.Net Şuan
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 1.847
Tecrübe Puanı: 956
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Önceki gece Sivas’a gelen Ak Parti Sivas Milletvekili ve Milli Savunma Bakanı İsmet, Sivastaki ziyaretlerini dünde sürdürdü. Cumhuriyet Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan Prof. Dr. Kocacık'a hayırlı olsun ziyaretinde bulunan Bakan Yılmaz, yapımı devam eden Sivas Adliye Sarayı binasında incelemelerde bulundu. Sivas'taki temasları kapsamında esnaf ziyaretinde bulunan Yılmaz, vatandaşlarla sohbet ederek, sorunlarını dinledi. SİVAS EĞİTİMDE ÇOK GERİDE DEĞİL ANCAK İLERDE DE DEĞİLİl Milli Eğitim Müdürlüğü'nce yürütülen ''Sivas'ta Eğitimin Kalitesini Artırma Projesi'' ile ilgili Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen toplantıya katılan Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, eğitimin önemine dikkati çekerek, ''Eğitim, bir millete çağ atlatan ve gelecek yüzyıla hiçbir kaygı duymadan taşıyacak en önemli unsurdur'' diye konuştu. Sivas'ın eğitimdeki durumunu değerlendiren Yılmaz, ''Sivas'ta eğitim konusunda bir kaygı var. Çok geride değiliz ama çok ileride de değiliz. Sivas bulunduğu yerden daha ileriye de gidebilirdi. Gidebilmesi lazım. Sınav sonuçlarımıza baktığımızda geçtiğimiz yıllarda Bitlis, Türkiye'nin doğusunda ancak Seviye Belirleme Sınavı'nda iyi bir netice yakaladı. Aynı şeyi biz Sivas'ta yakalayabilir miyiz- İyi bir çalışma gösterirsek yakalayabiliriz'' ifadelerini kullandı. Başarının detayda gizli olduğunu belirten Yılmaz, ''Dolayısıyla detaya da dikkat etmemiz lazım. Evlatlarımız, gelecek nesillerimiz, bizden sonraki Türkiye'nin geleceği onlar. Sonuçta burada yetiştirdiğiniz insanlar da bilin ki yarın Türkiye'nin yöneticileri olacak. Onlar bizlerin geleceği. Emanet aldığımız çocuklar inşallah yarının yöneticileri olarak, yarın bu ülkeye daha çok katkı sağlayacak insanlar. 'Bize emanet edildi' diye bakarsak çok daha iyi olur diye düşünüyorum. Kesinlikle bu projenin başarılı olacağına inanıyorum. Bu projeyi mutlaka geliştirerek devam ettirmek lazım. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.''dedi. VATANI VATAN YAPAN ŞEHİT VE GAZİLER Sivas Valiliği'nin şehit ve gazi aileleri için bir otelde verdiği iftara katılan Bakan Yılmaz burada terörü değerlendirdi. Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, ''Bu ülkede biz özgürce yaşayalım diye can veren, kan veren şehitlerimize, gazilerimize şükran borçluyuz'' diye konuştu. Uğrunda ölenlerin olmadığı toprağın vatan olamayacağını ifade eden Yılmaz, bu toprakları vatan yapanın şehit ve gaziler olduğunu vurguladı. Bakan Yılmaz, herkesin gönlünce, özgürce, incinmeden, kavga ve düşmanlık olmadan yaşamasını istediklerini dile getirerek, ''Ancak bu her zaman mümkün olmuyor. Hepimizin bildiği üzere, ülkemizin 30 yıldır gündeminden hiç düşmeyen ciddi bir terör sorunu var'' dedi. Terörün bir anda ortaya çıkmadığı gibi bugünden yarına hemen ortadan kalkacak bir sorun da olmadığını vurgulayan Yılmaz, ''İnsan birden birde hastalanmadığı gibi birden bire de iyileşmez. Bir süreç alır. Terör örgütü birileri için bir geçim kapısı, bazı dış güçlerin de Türkiye'ye karşı yürüttükleri örtülü operasyonların taşeronudur. O güçler, böyle ucuz bir taşeronu, yerine yenisini koymadıkça, daha etkilisini bulmadıkça ellerinden çıkarmak istemezler. Bugün teröre karşı verilen mücadele, İstiklal Harbimiz için söylenen yedi düvele karşı verilen mücadele ile eşdeğerdir. Terörün ardındaki odakların hesabı, Birinci Dünya Savaşı'nda gerçekleştirilemeyen planların gerçekleştirilmesidir. Bu nedenle terörle mücadelede verdiğimiz şehitler, İstiklal Harbi şehitlerinin son halkalarıdır dersek yeridir.''açıklamasında bulundu. Yılmaz, halkın desteğiyle bu süreci de aşacaklarını belirterek, ''Şundan emin olun ki bu hükümet, bu milletin zerre kadar hakkına zarar verecek hiçbir çalışma yapmaz. Milletimizin içi rahat olsun. Bu sürecin kaybedeni kesinlikle Türkiye olmayacaktır. Terörden menfaat elde etmek isteyenler bilin ki zerre kadar mesafe alamayacaktır. Mehmet Akif'in dediği gibi 'Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak'. Ne zamana kadar- 'Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak'. Son bir ocak olan kalana kadar bu ülkenin birliğini savunan birileri olacaktır. Bundan dolayı gazilerimiz, şehitlerimiz var. Bizim yapmamız gereken bir olmamız, birlik içinde olmamızdır.''dedi. Hürdoğan |
|
|
|
|
|
#2 |
|
Yiğido
![]() ![]() 35gürün58 Şuan
Son Aktivite: 21.03.2014 16:15
Üyelik Tarihi: 23.12.2005
Mesajlar: 170
Tecrübe Puanı: 746
![]() |
Doğru söz ,terörle mücadele istiklal harbine eşdeğerdir . ancak söz başka uygulama başka, İstiklal harbi işgal kuvvetlerinin taşoranı yani eşbaşkanı yapılarak kazanılmadı, özbe öz Türk milleti ve namuslu Silahlı kuvvetine güvenerek yapıldı, İstiklal harbi düşman kuvvetlerini Haburda davulla karşılanarak değil Çanakkale de İzmirde Denize dökülerek yapıldı, Bugün bile İstiklal savaşı kahramanlarının Başta Atatürk olmak üzere isimlerini kaldırmaya,İstiklal savaşının sembol günlerini (30 Ağustos,19 Mayıs,29 Ekim) iptal edenlerin samimiyetlerini elbet bu yüce ulus sorgulayacak ve laf cambazlığına itibar etmeyecektir. İşte eş başkanlığı görevi verenler dostuz diyenler ve bunların ne olduğunu bütün dünya bilirken bile bile Ülkemizin altını oyanlarla işbirliği yapanların foyası aşağıdaki Arslan bulut'un bugünkü yazısında bir kere daha hatırlatılmıştır. Türk Ulusu uyuma oyuna gelme (gerçi yeni hazırladıkları anayasa taleplerinde Türk kelimesi bile kaldırılıyor, tahammül edemiyorlar Türküz demeye...
ARSLAN BULUT - YENİÇAĞ - 16.08.2012 PKK'ya C-4 LERİ VEREN KİMMİŞ ? ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Frank Ricciardone, İran'ın Suriye'ye silah verdiğini, bu silahların da Beşşar Esad tarafından PKK'ya gönderildiğini iddia etti. Oysa Amerikalılar PKK'ya silah veren askerlerinin soruşturmasını neredeyse kapattı. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Bölücü Terörle Mücadele Şube Müdürü Nafiz Yüksel, 25 Kasım 2006 günü Bahçeşehir Üniversitesi'nde düzenlenen terör konferansında bir konuşma yaptı. Amerika Birleşik Devletleri Gizli Servisi CIA yetkililerinden aldıkları bilgiye göre Irak'ta 5 bin ton C-4 patlayıcısının kaybolduğunu anlatan Yüksel, bu patlayıcıların hem Irak'ta hem Türkiye'de kullanılabileceğini ifade etti. 2007 yılında PKK'nın Nisan-Mayıs aylarında çok büyük miktarlarda patlayıcıyı Türkiye'ye sokmaya çalışacağını anlatan Yüksel, kendilerinin de sınırlarda tedbir aldığını dile getirdi. *** Gazeteci Saygı Öztürk 24 Şubat 2007 tarihli Hürriyet'te şu bilgileri verdi: "Kuzey Irak'tan yalnız silah değil, C-4 plastik patlayıcılar da sokuluyor. Danıştay saldırısında kullanılan 'Glock' da, Rahip Santoro cinayetinde kullanılan 'Glock' da 'temiz'di yani daha önce Türkiye'de başka bir olayda kullanılmamıştı. Balistik kontroller bunu ortaya koyuyordu. Bunun üzerine Türkiye, 'silah menşei araştırması' başlattı. İnterpol aracılığıyla, silahın üreticisinden, son kullanıcısına giden yolu belirlenecekti. Araştırma kısa sürede sonuçlandı. Avusturya, 'Silahı biz ürettik. Cinsi, seri numarası belirtilen bu silahı ABD makamlarına biz sattık' dedi. Benzer uygulama, Rahip Santoro cinayetinde kullanılan silah için de gerçekleşti. O silah için de aynı cevap verildi. Türkiye ABD yetkilileriyle temasa geçti. 'Size satıldığı bildirilen silahlarla, Türkiye'de eylemler yapılıyor' denildi. Amerikan makamlarının cevabı gecikmedi. 'Doğru, biz sözünü ettiğiniz silahları aldık. Bu silahlar, Irak ordusu ve Irak polisinin yeniden yapılandırılmasında kullanılacaktı. Değişik tip ve markada 720 bin adet silah alındı. Ancak, bu silahların Irak'ta kayıtlarının tutulmadığı, tamamına yakının da depolarda bulunmadığı anlaşıldı' denildi." *** 2008'in Eylül ayında teslim olan "Sefkan" kod adlı 26 yaşındaki terörist N.Ç. "Irak'ın kuzeyindeki kamplarda bizi ABD'li askerler eğitti. Stella füzesi, havan, bomba atar, sabotaj ve silah eğitimi aldık. Örgütün doğrudan irtibatlı olduğu parti DTP'dir. DTP örgütün legal kanadı olup siyasi faaliyetten sorumludur. Şırnak-Hakkari-Irak hattında kaçakçılık yapan koruculardan yüzdelik komisyon alınır. KDP'den temin edilen C-4 patlayıcılar Gare bölgesinden Zap'a, buradan da Türkiye'ye giriş yapacak gruplara dağıtılır. İhtiyaç olduğu takdirde sınırdaki korucular ve kaçakçılar tarafından bize ulaştırılır" dedi. ABD, ordu depolarındaki C-4 ve A-4 patlayıcıları KDP'ye veriyordu, KDP de "kaçakçı" korucular üzerinden PKK'ya! *** Nitekim o patlayıcıların PKK'ya verildiği resmen de açıklandı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Türkiye'ye Irak'tan yüksek miktarda C-4 ve A-4 patlayıcının sokulduğunu söyledi. Yıllar sonra MİT görevlisi, Oslo'da PKK temsilcisi ile görüşürken de "Her tarafı bomba ile donattığınızı biliyoruz(!)" diyecekti.. Türkiye, ASALA saldırılarından beri ABD'nin terör saldırısı altındadır! ABD, Türkiye'deki patlamalarda kullanılan C-4 ve A-4'leri teröristlere vermekle kalmamış, her türlü ihtiyaçlarını da karşılamıştır. *** Önce ABD'nin eski Türkiye Büyükelçisi Pearson "Erzurum'dan Bağdat'a kadar uzanan bölge tek bir ekonomik bölge olacaktır" dedi, ardından Barzani, "Bu bölge aynı zamanda tek bir siyasi bölge olacaktır. TSK, bu bölgede işgalcidir" diyerek İnternet sitesinde Büyük Kürdistan haritası yayınladı! İtalya'daki NATO toplantısında Amerikalı subaylar, bölünmüş Türkiye haritasını Türk subaylarının gözüne soktu! Peki ama bu ülkenin bir çocuğu, nasıl olur da Türkiye'yi hedef tahtasına koymuş, vatandaşını, askerini A-4'lerle, mayınlarla şehit eden bir projenin eş başkanı olur? Ve Ricciardone, Trük halkını kandırma cüretini kimden buluyor? |
|
|
|
![]() |
| Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|