|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Köşe Yazıları Köşe Yazarlarının Yazıları |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
28.03.2013, 19:48 | #11 |
Moderator
Arif Coşkun Şuan
Son Aktivite: 10.05.2016 19:12
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 61
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10
|
Cevap: Bekir COŞKUN Yazıları
OBAMA'NIN SESİNİ ÖZLEMİŞ.. “Sesinizi özlemişim...”“Oh İrdoğan...” “Benim ben...” “Hov ar yuuuu...” “Sizi sormalı...” “????????” * (Şu son ?’li satır, bizimki İngilizce anlamadığı için, kafasından geçenler...) * Ben hiç böyle diplomasi görmedim... Bir devlet adamı, bir başka ülkenin devlet adamı (İsrail) ile konuşurken “Barack Obama oradaymış, ver bi de onu duyayım, sesini nasıl da özlemişim” derse... Ancak elçilikte ambar memuru yaparlar adamı... *O ses mühim... Mesela şu sırada kazara çavuşun tüfeği patlayıp da bir teröriste değse var ya... Çavuş “Analar ağlamasın”ı engellemekten gitti... Çünkü devlet adamı bu kez terör örgütüne “güvenli çıkış” arıyor...Yeryüzünde teröristinin güvenliğini düşünen ilk devlet... Özlediği sesin söylediği bu çünkü... *Düne kadar askerlerin savaştığı teröristlerin yanlarına yakın koruma birer komando verilse yeridir... Önde de general yürür... Mayın varsa o uçsun... Daha iki hafta önce “teröristleri yakalayıp teslim etmiyorsunuz bize” diye Batı ülkelerine kızan devlet adamı, teröristlerin selametle çıkışı için önlem alıyor... Özlediği sesin talimatıdır... * Neler oluyor derseniz... Hiçbirisi rastlantı değil, büyük projenin “sürecidir” olanlar: 2002’de sıfıra inmiş terörün sistemli ve düzenli tırmanışı... Kuzey Irak’tan sonra Suriye’de de Kürt bölgesinin çizilmesi... BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasından ve idamın tekrar gelmesinden söz eden Başbakan’ın bir anda çark ederek BDP ile kucaklaşması... Arkasından...“Terör örgütü ile pazarlık eden ********dir” diyen ağızların, bu kez pazarlığa kızanlara “şerefiz” demeleri... Eşzamanlı televizyonlarda beyin yıkama yayınları... Bir anda terörden kurtulmanın yol haritasını terörist başından bekleyen bir Türkiye...Nasıl olduysa teröristleri gördükleri yerde yaylım ateşi açan askere, teröristlerin can güvenliğini sağlama görevinin düşmesi... Kürtlere devlet kuran “ses” artık ne derse... *Sesini özlemiş... Sanki Zeki Müren bu?.. 28 Mart 2013 - bcoskun@cumhuriyet.com.tr
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin" |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı Arif Coşkun'e Teşekkür Ediyor... |
06.04.2013, 09:50 | #12 |
Usta Yiğido
sivaslınet Şuan
Son Aktivite: 02.03.2016 06:48
Üyelik Tarihi: 11.09.2011
Mesajlar: 2.221
Tecrübe Puanı: 705
|
Cevap: Bekir COŞKUN Yazıları
Sevgi Sana Yakışmaz...
Barış... Kardeşlik... Kucaklaşma... Sevgi... * Herkese yakışır... Sana yakışmıyor... * Sadece çıkarın olduğunda, işine geldiğinde ama en çok tiyatro yaptığında, sevgi sözcükleri dilinden düşmüyor... Ama dön bir bak: Nefretin hapishanelere sığmaz oldu... * İnsanların evlerine girdiniz... Yatak odalarını dinlediniz... Sabah karanlıklarında gazetecileri, yazarları, bilim insanlarını, şerefli askerleri, öğrencileri, kim ağzını açmışsa alıp götürdünüz... Çocuklar babasız büyüdüler... Sevgililer yıllarca beklediler camların önünde... Kimisini sedye ile geri verdiniz, kimisini tabutta... Babalar kahırlarından öldü... Anneler hâlâ ağlar geceleri... * Tuhaf biçimde; iki ay önce “idamlarından” söz ederken şimdi terör örgütü ile “barıştan, kucaklaşmadan, helalleşmeden, sevgiden” söz ediyorsun ya... Deli oluyorum... Sen kim, sevgi kim?.. * Barış... Kucaklaşma... Hoşgörü... Sevgi... Türk, Kürt, biz hiç düşman olmamıştık ki... Bunlar özlemlerimizdir... Kim karşı çıkabilir, nasıl karşı durulabilir? Ama seninle olmaz... * Çünkü birleşik kaplar gibidir bunlar... Kininiz, nefretiniz, sevgisizliğiniz, tahammülsüzlüğünüz, hukuksuzluğunuz, saygısızlığınız, intikamınız, ihanetiniz bir yanda dibe vururken... Aynı kabın öte yanında barış, sevgi yükselmez... Olmaz... * Hesaplaşmalar... Öç... Kin... Tepeden tırnağa nefretsin... Sevgi sana yakışmaz... Bekir COŞKUN
__________________
Ezberlerimizin yerini bilgiler almalı.. |
09.04.2013, 11:10 | #13 |
Yiğido
35gürün58 Şuan
Son Aktivite: 21.03.2014 16:15
Üyelik Tarihi: 23.12.2005
Mesajlar: 170
Tecrübe Puanı: 708
|
Cevap: Bekir COŞKUN Yazıları
Köşeye bir de misafir yazar olsun..
AHMET TAKAN - 09.04.2013- YENİÇAĞ AKBİLLER ''GİRİT AÇILIMI''NI BİLİYOR MU?.. Tarihimizde, Girit isyanlarının geniş bir yeri ve adanın elimizden çıkışının da ayrı bir önemi vardır. Peşinen söyleyeyim!.. Uzmanlığının kıyısından bile geçemeyeceğim bir alanda ahkam kesmek haddime bile değil. Ama, bir haberci gözüyle aynen hey’et-i nasiha-akbiller karşılaştırmasında yaptığım gibi, tarihten günümüze ışık tutabilecek çok önemli bir kesiti dikkatlerinize sunmaya çalışacağım. Balkanlardaki toprak kayıplarımız ve Yunanistan’ın kurulmasının ardından Girit’teki Rum isyanları Osmanlıyı epey uğraştırdı.Türk düşmanı Haçlılar o zamanlar da Osmanlıyı “açılıma” zorladılar. Ve gelelim “Girit açılımı”nın özet hikayesine; Açılımın birinci aşaması: Genel af çıkarıldı(1866-1867). Rumlar, Mihail Korakas liderliğinde ayaklandı. Türk ordusu tam isyanı bastıracakken devreye İngiltere ve Fransa girdi. Teklifleri şuydu: “Girit Yunanlılara verilemezdi, ancak Osmanlı da Girit açılımı yapmalıydı. İlk şart, askeri harekat hemen durdurulmalıydı. Silah bırakacak isyancılar için umumi af çıkarılmalıydı.” Tanıdık geliyor mu?.. Devam edelim.. Girit yoksuldu; Ada halkı iki yıl vergiden muaf olmalıydı. Padişahın atayacağı Valinin biri Türk, diğeri Rum iki yardımcısı olmalıydı. Ayrıca resmi yazışmalarda Türkçe zorunluluğu kaldırılmalıydı. Osmanlı “açılım”ı kabul etti. Türkler rahatladı; köy ve mezralarına döndü. Müslüman nüfus, “bu açılım ne kadar güzelmiş” demeye başladı. Açılımın ikinci aşaması: Jandarma yeniden düzenlendi. Osmanlı 1878’de Ruslara yenilince, Girit’te ayaklanma oldu. Olan, köylerine dönen açılım kurbanı Türklere oldu; Evleri, tarlaları yakıldı; canlarından oldular. Türk ordusu yine isyancıların peşine düştü. Ve devreye yine Avrupalılar girdi. Girit’e özel imtiyazlar tanındı; Yani yeni bir sözleşme/açılım yapıldı. 25.10.1878’deki Halepa Sözleşmesi: * Girit Valisi sadece Müslümanlardan seçilmeyecekti, Hıristiyan da olacaktı. * Vilayet Genel Meclisi’nde Rumlar (49/31) çoğunlukta olacaktı. * Hıristiyan kaymakamlar Müslüman kaymakamlardan sayıca fazla olacaktı. * Vilayet Meclisi ve mahkeme dili Rumca olacak; * Ancak resmi zabıtlar ve dilekçeler Rumca ve Türkçe olabilecekti. * Ve en önemlisi asayişi sağlayan jandarma, yerli halktan seçilecekti. Osmanlı bu açılıma da “evet” dedi. Yeter ki “kardeş kanı dursun” diyordu. Diyeceksiniz ki, “durdu mu?” Hayır!.. Açılımın üçüncü aşaması: Avrupa’ya müdahale hakkı. En büyük isyan 1896’da oldu. Girit yanıyordu. İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, Rusya asayiş amacıyla savaş gemilerini Girit’e gönderdiler. Ve Osmanlıya yine, yeni bir sözleşme “açılım” dayattılar. Girit Valisi kesinlikle Hıristiyan olacaktı. Vali, adada karışıklık çıkması halinde Batı’dan silah ve asker yardımı isteyebilecekti. Hemen genel af ilan edilecekti. Memurların üçte biri Hıristiyan olacaktı. Avrupalı hukukçular adli bir ıslahat reformu hazırlayacaktı. Osmanlı bu açılıma da boyun eğdi. İstanbul’un Girit’te açılım yapmaktan başı dönmüştü. Elleri silahlı Rumlar artık şehir merkezlerinde bile Türkleri öldürmeye başladı. Girit’te oluk oluk Türk kanı akıyordu. Toplu katliamlar başladı. Türk köyleri yakılıp yıkıldı; Türkler adadan kaçış yolu arıyordu artık. Hanya ve Resmo’da 60 bin Müslüman sığınmacı kurtarılmayı bekliyordu. Sonunda Osmanlı, 18.4.1897’de Yunanistan’a savaş açtı. Beklendiği gibi bir ay gibi kısa sürede Yunan ordusunu perişan etti. Türk ordusu Atina’ya girecekken, Rus Çarı II. Nikolay’ın isteği ve İngiltere’nin baskısıyla II. Abdülhamit Türk ordusunu durdurdu. Osmanlı, bırakın bir avuç toprağı, savaş tazminatı bile alamadı. Aksine Girit’teki nüfuzunu kaybetti... Açılımın dördüncü aşaması: Otonom ilan edildi. Diyeceksiniz ki, “bu yenilgiden Girit’teki Rumlar korkup sinmişlerdir.” Ne gezer! En acıklısı Girit’te yaşandı. “Türkler, Rumları kesecek” iddiasıyla Avrupalılar adaya asker çıkardı. Asayişi artık onların askeri sağlayacaktı. Türk askerine gerek yoktu. Türk askeri gidince Rumlar bir daha ayaklanmazdı!.. Aynı gerekçeler günümüzde Kıbrıs için de söylenmiyor mu?.. Türk askeri 1898’de Girit’ten çekildi. Ada otonom ilan edildi. Avrupalılar, Rumların ve Türklerin can ve mal güvenliklerini garanti altına aldıktan sonra adadan ayrılacaklardı. Girit’e böylece barış gelecekti. Girit Valisini seçme hakkı, büyük devletlerin onaylaması şartıyla Osmanlı padişahına bırakıldı. Sonunda Prens Otto, Girit Valisi yapıldı. Kısa bir süre sonra dört devlet adadan çekildi. Ve sonuç: 1910’da Girit Meclisi, Yunanistan’la birleşme kararı aldı. Girit onca açılıma rağmen 1913’de Osmanlının elinden kuş olup uçtu, gitti! Osmanlı, topraklarının çoğunu diplomasi oyunlarıyla kaybetti. Abdullah Gül, “İmparatorluk refleksi ile hareket etmeliyiz” derken acaba bunu mu kastediyordu?.. Sizce bir ders alındı mı?.. Yoksa tarih tekerrür mü ediyor?.. Sorulara doğru cevap veren şanslı okurlar “Yetenek Sizsiniz” yarışmasının finaline katılmaya hak kazanacaklar!.. |
09.04.2013, 11:18 | #14 |
Yiğido
35gürün58 Şuan
Son Aktivite: 21.03.2014 16:15
Üyelik Tarihi: 23.12.2005
Mesajlar: 170
Tecrübe Puanı: 708
|
Cevap: Bekir COŞKUN Yazıları
ARSLAN BULUT - YENİÇAĞ - 09.04.2013
ABD, HER AN MAT OLABİLİR ! Silivri Cezaevi’ndeki Ergenekon yargılamaları on binlerce kişi tarafından protesto edildi. Halkın üzerine tazyikli su ve biber gazı sıkıldı. Kullanılan yüzlerce gaz bombasının kutuları üzerinde “Bu bir ABD malıdır” diye yazıyordu.. Amerikan malı olan, sadece gaz bombaları değildi.. Nitekim, davanın savunma avukatlarından Vural Ergül, olaylardan sonra duruşma salonu önünde yapılan basın açıklamaları sırasında, “Bugün burada görülmekte olan dava, Oslo ve İmralı görüşmelerinden bağımsız olarak ele alınamaz” dedi. *** Bir zamanlar terör örgütünün önde gelenlerinden biri olan Şemdin Sakık’ın da davada gizli tanık olduğu ortaya çıkmıştı. Yani Vural Ergül’ün bahsettiği ilişki, somut olarak da görülmüştür.. Anayasa Uzlaşma Komisyonu, esas olarak, Oslo toplantısını düzenleyen koordinatör ülkenin ve Abdullah Öcalan’ın taleplerini görüşmektedir. BDP, federasyon önerisini sunmuştur. Tayyip Erdoğan da alenen eyalet modelini savunmaktadır. Bugüne kadar AKP de PKK da Anayasa’ya “Türk” yerine “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” yazılmasını istiyordu. Durum, halkın bilgisine sunuldukça, AKP’nin oylarında düşüş başladı. AKP sözcüleri, herkesin gözünün içine baka baka yalan söyleyerek Türk Milleti ifadesini çıkaracakları iddiasının iftira olduğunu ileri sürdü! Ancak kendi getirdikleri öneride, hem değiştirilemez maddelerle oynuyorlar hem de değiştirilemezlik ilkesini tamamen kaldırarak, asıl değişikliği başkanlık seçimleri sonrasına bırakıyorlar.. *** “Yeni Anayasa” nın bir ABD dayatması olduğunu hep söylüyorduk. Hürriyet’ten Zeynep Gürcanlı’nın haberine göre ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Türkiye’deki son temasları sırasında daha önce hem kendisi, hem de selefi Hillary Clinton tarafından kullanılan “Türk halkı” (Turkish nation/Turkish people) ifadesini “Türkiye vatandaşları” ifadesi ile değiştirdi. Hürriyet’in İnternet sitesi, haberi, “ABD, ’Türk’ü sildi” diye verdi! ABD’nin Türk ile ve özellikle Atatürk ile meselesi var. Çünkü, ABD 1896 yılında, Türkiye’yi İstanbul’un da bir devlet olduğu, Hıristiyan eyaletlere bölerek, kendi atadığı bir Hıristiyan tarafından yönetme kararı almıştı. Atatürk, bu hesapların tamamını bozdu. Üstelik Atatürk, bunu ABD Başkanı Wilson’ın getirdiği “milletlerin kendi kaderini tayin hakkı” nı kullanarak, yani Amerikalıların ayırmak istedikleri Kürtleri, Türk varlığı ile bütünleştirerek yaptı. ABD, şimdi Atatürk’ten ve Türk’ten intikam almaya çalışıyor.. *** Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği ikametgahında, Osmanoğlu ailesi mensuplarına yemek vermesi ise projenin bir başka ayağıdır. Fakat, ABD yönetiminden 16 yıl önce BM Genel Sekreteri Butros Gali, İstanbul’da yapılan Habitat toplantısında, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel yanı başındayken, İstanbul’dan “İstanbul Federe devleti” ve Türkiye’den “Türkiye Federal Cumhuriyeti” diye söz etmişti! Butros Gali, “Dünya 200 devletli yapıdan 2000 devletli, 5000 devletli bir yapıya doğru gidiyor” demişti! İşte Kerry’nin, Tayyip Erdoğan’ın ve Abdullah Öcalan’ın “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” diyerek, Türk Milleti’ni milliyetsizleştirmek istemesinin arkasında böyle büyük bir proje vardır ve “Orta Doğu acelesi” nin sebebi de Rusya ve Çin engel çıkarmadan, Türkiye-İsrail ortaklığıyla Suriye ve İran’ın işini bitirdikten sonra Orta Asya’da, yani Avrasya satranç tahtasında “şah” diyebilmektir. Yalnız unutmasınlar; satranç, bir İran oyunudur! ABD, Türkiye’deki piyonlarına güvenerek yanlış bir yola girdi; her an mat olabilir.. |
25.04.2013, 07:25 | #15 |
Usta Yiğido
sivaslınet Şuan
Son Aktivite: 02.03.2016 06:48
Üyelik Tarihi: 11.09.2011
Mesajlar: 2.221
Tecrübe Puanı: 705
|
Cevap: Bekir COŞKUN Yazıları
Akiller; Unuttuğunuz bir şey var!
"Tamam... Dolanıp “barış, sevgi, demokrasi” dersiniz... * Ama biraz aklı olan, adalet olmadan barışın ve demokrasinin olamayacağını bilir... * Ülkenin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve silah arkadaşları “Silahlı terör örgütü” kurmaktan hapiste... Dünya çapındaki bilim adamımız Prof. Mehmet Haberal hapiste... Gazeteciler hapiste... Yazarlar, aydınlar hapiste... Gidip “demokrasiden” söz ettiğiniz insanların seçtikleri milletvekilleri hapiste... Sendikacılar, öğrenciler, akademisyenler, sivil toplum liderleri hapiste... Tümü 4-5 yıldır tutuklu... Yani haklarında hüküm olmadan ceza çekiyorlar... * Yetmedi... Türkiye bir hapishane... Baskı, tehdit, korku... * Eğer iktidarın kullandığı insanlar değilseniz... Eğer gerçekten ülkede demokrasi, barış, hukuk istiyorsanız... Eğer BM’nin, AB’nin, dünya basın örgütlerinin, AİHM’nin, elin, âlemin, yabancının duyarlılığının birazı dahi varsa sizde... Eğer ülkemizin yaşamsal sorunlarını biraz olsun hissediyorsanız... Eğer gerçekten biraz olsun “akil” iseniz... (.........) Durdurmaya çalıştığınız dağdaki terörün, aşağıda iktidar eliyle sürdüğünü görmezlikten gelmeyin... * Sizden “barışı, sevgiyi, demokrasiyi, hukuku” insanlara anlatmanızı isteyen o kişiye dönüp isteyin: Hukuku isteyin... Adaleti isteyin... Vicdanı isteyin... İnsanlığı isteyin... Kine, intikama, yok edişe karşı çıkarak, önce adam gibi devleti geri isteyin... * Aranızda yıllardır sevdiğimiz insanlar var... İktidara yapışmışlara, çıkarı olanlara, nemalananlara kanmayın... Akil insanların en çok sahip olmaları gereken hakkaniyet duygusu ve cesaret varsa sizlerde, korkmayın dönüp söyleyin... * Yok eğer bir gariban anneyi bulup boynuna sarılarak fotoğraf çektirmekse işiniz... Ve bir büyük, günahı perdelemekse göreviniz... Ben size söyleyeyim: Sokağa çıkmayın... Çıkamazsınız..." Bekir COŞKUN
__________________
Ezberlerimizin yerini bilgiler almalı.. |
11.06.2013, 12:12 | #16 |
Usta Yiğido
Pusula_58 Şuan
Son Aktivite: 28.08.2013 15:51
Üyelik Tarihi: 19.05.2008
Mesajlar: 1.304
Tecrübe Puanı: 756
|
Cevap: Bekir COŞKUN Yazıları
“Şaşırırsın...
Gördün... Sürprizlerle doludur bu ülke... Ormanları yok ettin, ses çıkmadı... Ama bir ağaç dalından gidersin... * Genelkurmay Başkanı’nı kapatırsın içeri... Ordu komutanlarını, kuvvet komutanlarını hapse atarsın... Kartondan ordu yaparsın... Tam zafer sarhoşluğundayken sen... Gezi Parkı’nda, annesi altını değiştirirken bir bebek gözükür, milyonlar bir anda ordu ordu düşer peşine... Şaşırırsın... * Hukuku yıkarsın... Yargıyı bitirirsin... Savcı sen olursun... Yargıcın yerine oturursun... Ama gözyaşlarını sile sile balkonlarına çıkan o insanların yüreklerinde bir büyük mahkeme kurulur... Mahkûm olursun... * Valin... Emniyet müdürün... Tomaların, panzerlerin, gaz bombaların, bölük bölük polisin... Ama su şişesini yarım kesip mendili ile burnuna bağlamış genç kız yumruğunu salladı mı?.. Çuvallarsın... * İstediğin kadar gazetelere el koy... Televizyonlara yalakaları oturt... Patronu korkut... Kendi kafana göre bir medya yarat... Ama 30 milyon muhabiri, 30 milyon yazarı, 30 milyon kameramanı, 30 milyon editörü, 30 milyon genel yayın müdürü olan sosyal medya yayına geçti mi... Çuvallarsın... * İstediğin kadar böl milleti... Bir anda sarılır birbirine; Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı... MHP’li, CHP’li, BDP’li, İP’li... Ülkücü, solcu, sağcı, milli görüşçü, komünist, muhafazakâr Renklerini, farklılıklarını, kimliklerini bir kenara bırakıp el ele verdiler mi... Afallarsın... * Bak... Cumhuriyetin kurumlarını yıkabilirsin... İlkelerine tekme atabilirsin... Önderlerimizi aşağılayabilirsin... Ama gaz bombaları altındaki o gençlerimizin yüreklerindeki ışığı söküp alamazsın... Yurdun dört bir yanında bir anda başlarını güneşe çevirdiklerinde... Şaşırırsın. Bekir Coşkun |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Pusula_58'e Teşekkür Ediyor... |
11.06.2013, 17:54 | #17 | |
Usta Yiğido
BekirBayrak Şuan
Son Aktivite: 25.02.2016 19:01
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 796
Tecrübe Puanı: 785
|
Cevap: Bekir COŞKUN Yazıları
Alıntı:
Yazı mı yazmış şiir mi yazmış Gerçi her ikisinide yazacak ne kapasite nede yetenek olduğunu düşünmüyorum... Çok güldüm ya valla komedyen mi bu adam _????
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] |
|
12.06.2013, 01:22 | #18 |
Usta Yiğido
Pusula_58 Şuan
Son Aktivite: 28.08.2013 15:51
Üyelik Tarihi: 19.05.2008
Mesajlar: 1.304
Tecrübe Puanı: 756
|
Cevap: Bekir COŞKUN Yazıları
Anlama kapasitesi ve idrak meselesi kardeşim. Sen bu yazıya gülüyorsan sende bir şey var demektir.
|
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Günün hikayesi | altuntas58 | Serbest Kürsü | 410 | 29.12.2012 01:33 |
Deli Bekir | mansur58 | Dini sohbet | 13 | 24.04.2012 00:19 |
Arif Coşkun | sandalli | Sivaslı Önemli Şahsiyetler | 26 | 16.11.2009 20:55 |
Cennetle Müjdelenen Sahabeler | WåñTêd_øØ7 | Muhtelif konular | 10 | 19.06.2008 13:56 |
sivas barosu başkanı Coşkun dan tepki | recosan58 | Arşiv | 3 | 04.03.2008 11:47 |