20.04.2012, 19:29 | #101 |
Moderator
Cley Şuan
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 8.021
Tecrübe Puanı: 10
|
Cevap: 28 Şubat darbecileri tutuklandı
Ne kadar doğru bilmiyorum.
28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanan dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir’in üç gün gözaltında tutulduğu Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde seccade isteyip 5 vakit namaz kıldığı ortaya çıktı. Çevik Bir'in 28 Şubat döneminde irticai faaliyetlerden sayılan ve ordudan ihraç nedeni olan namaza başlaması herkesi fena halde şaşırttı. DİĞER KOMUTANLAR DA EŞLİK ETTİ Çevik Bir'in bilinmeyen yönü Star gazetesinin manşetinde yer aldı. Cevher Güven imzasıyla çıkan haberde, Çevik Bir ile birlikte namaz kılan emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan, Hüsnü Dağ ve Salih Eryiğit’in ise seccade bulunamayınca gazete kağıtlarının üzerinde namaz kılmak zorunda kaldıkları öğrenildi. NAMAZLARDAN SONRA UZUN UZUN DUA EDİYOR İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra uçakla Ankara getirilen Çevik Bir, yatsı ezanı okunduktan sonra namaz kılacağını söyleyerek görevlilerden seccade istedi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde seccade bulanamaması üzerine amirlerin talimatıyla müdüriyet kampusunda bulunan mescitten seccade getirilerek Çevik Bir’e verildi. Çevik Bir’in gözaltında tutulduğu üç gün boyunca abdest alıp 5 vakit namaz kıldığı ve namazlardan sonru uzun uzun dua ettiği öğrenildi. DİĞER ÜÇ KİŞİ GAZETE KAĞITLARI ÜZERİNDE KILDI Çevik Bir dışında gözaltına alınan şüphelilerden üç kişinin daha görevlilerden seccade istediği bildirildi. Abdullah Kılıçarslan, Salih Eryiğit ve Hüsnü Dağ’ın mescitte yalnızca bir tane seccade bulunması nedeniyle bu istekleri yerine getirilemedi. Bu üç kişinin ise gazete kağıtları üzerlerinde namazlarını kıldıkları öğrenildi. Kaynak : internethaber
__________________
Edep ile gelen Saygı ile karşılanır |
20.04.2012, 19:51 | #102 |
Usta Yiğido
mansur58 Şuan
Son Aktivite: 29.07.2014 06:38
Üyelik Tarihi: 15.10.2010
Mesajlar: 1.491
Tecrübe Puanı: 665
|
Cevap: 28 Şubat darbecileri tutuklandı
Allah'ın tevbe kapısı her zaman açıktır.
Rabbiniz, içinizdekini daha iyi bilir. Eğer Salih olursanız, şüphesiz O da (kendisine) yönelip dönenleri bağışlayandır. (İsra 25) Ancak kul hakkını kullar affeder. Namaz kılıp dua ediyor olabilirler ama şu ana kadar mağdur ettikleri milyonlarca insandan çıkıp helallik istemeye yanaşmadılar. Tevbe etmek yaptıklarından pişmanlık duymak demektir. Henüz pişmanlıklarını ifade eden bir ifade görmedik. Tam tersi yaptıklarının haklılığına inanıyor ve suçu da başkalarına atmaya çalışıyorlar. Ne diyelim inşallah yaptıklarının hata olduğunu anlayıp açıkça pişmanlık duyar bunu da kmuoyu öninde deklare ederler. Azab size gelip çatmadan evvel, Rabbinize yönelip-dönün ve O’na teslim olun. Sonra size yardım edilmez. (Zümer 54)
__________________
“belki” ler dünyasında… “keşke” lerle yaşarken… “iyiki” diyeceğimiz insanlarda var |
21.04.2012, 15:55 | #103 |
Usta Yiğido
mansur58 Şuan
Son Aktivite: 29.07.2014 06:38
Üyelik Tarihi: 15.10.2010
Mesajlar: 1.491
Tecrübe Puanı: 665
|
Cevap: 28 Şubat darbecileri tutuklandı
Emniyetten Çevik Bir yalanlaması 28 Şubat darbesi soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Orgeneral Çevik Bir hakkında çıkan namaz haberi yalan çıktı. 8 Şubat darbesi soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Orgeneral Çevik Bir 'in Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında tutulduğu sırada beş vakit namaz kıldığı yönündeki iddialar yalanlandı. "NAMAZ KILDI" İDDİASI YALANLANDI Ankara Emniyeti, yaptığı açıklamada şunları dile getirdi: "Çevik Bir'in namaz kıldığı ve müdürlerin özel odasında ağırlandığı hususunda yapılan haber tamamen asılsızdır. Gözaltında bulunan ve ibadet etmek isteyen şüphelilere bugüne kadar herhangi engellemede bulunmadık. Ancak Çevik Bir, habere konu olduğu gibi 3.5 gün boyunca beş vakit namaz kılmadı ve böyle bir talebi de olmadı." Zaten beklenmiyordu. Binlerce namaz kılanı ordudan atan bir adam.
__________________
“belki” ler dünyasında… “keşke” lerle yaşarken… “iyiki” diyeceğimiz insanlarda var |
21.04.2012, 19:47 | #104 |
Usta Yiğido
mansur58 Şuan
Son Aktivite: 29.07.2014 06:38
Üyelik Tarihi: 15.10.2010
Mesajlar: 1.491
Tecrübe Puanı: 665
|
Cevap: 28 Şubat darbecileri tutuklandı
O para, Güven Erkaya'nın ailesinden tahsil edilmelidir!
"28 Şubat" denildi mi; akla ilk gelen isimler elbette Çevik Bir'dir, Erol Özkasnak'tır, Doğu Silahçıoğlu'dur, Doğu Aktulga'dır... Ama, son günlerde tüm bu generallerden söz ediliyor da, meselâ, Güven Erkaya'nın adını anan yok!.. Oysa Güven Erkaya; "28 Şubat'ın 1 Numarası"dır!.. Erkaya, bu darbenin "Abi"sidir, "Akıl Hocası"dır!.. 28 Şubat'la ilgili hangi taşı kaldırırsanız, altından Güven Erkaya çıkar! Zira, Batı Çalışma Grubu onun komutanlığında kurulmuştur... Hükümeti "tehdit" eden açıklamaları en çok yapan odur... Öyle bir "Erbakan düşmanı"dır ki; bu düşmanlığını hem "söylem"leriyle, hem de "eylem"leriyle göstermiştir. "BANA RAKI GETİR!" Bilirsiniz; "İrticaya karşı verdiği mücadele"nin sembol eylemi "rakı" istemektir. Olayı biliyorsunuz... 1996 Ağustos'unda yapılan "YAŞ toplantısı"nın sonunda, Erbakan Hoca; "YAŞ üyesi komutanlar"a "Başbakan" olarak "yemek" veriyor. O yemekte, bütün misafirlere "portakal suyu" ikram ediliyor... Güven Erkaya, "Erbakan'ın ipliğini pazara çıkarmak"(!) için, "emir subayı" olan Kaya Albay'ı çağırıyor ve emir veriyor: "Git, bir rakı al da getir!" Gerisini, Güven Erkaya'nın kendi ağzından dinleyelim; "Biraz sonra garson bir kadeh rakıyı, görünmesin diye peçete kâğıdına iyice sarılmış olarak getirdi... Bardağın etrafındaki peçeteyi çıkarıp, garsonun eline tutuşturdum ve 'Bu böyle daha güzel gözüküyor' diyerek gülümsedim. Rakıdan bir yudum aldım. O sırada Genelkurmay Başkanı geldi. Başbakan onu doğrudan yemek masasına aldı.. Ben de, sofrada yerime oturdum. Rakı bardağımı da önüme koydum. Her masanın başında iki garson bekliyor ve kimseye sormadan bardaklara portakal suyu dolduruyorlardı. Genelkurmay Başkanı'nın bardağına da portakal suyu koydular, ama o, 'Ben şarap içeceğim' dedi. Bana portakal suyu koymak istediklerinde garsona, 'Ben rakıya devam edeceğim, sen şu rakı şişesini servis masasına koy, kadehim boşaldıkça doldurursun' diyerek karşı çıktım. Portakal suyu servisi bitti, yemeğe geçilmeden evvel basın ve medya mensuplarını içeri aldılar. Ben rakıyı ön plana geçirdim, etrafındaki bardakları kenara çektim. Genelkurmay Başkanı'nın şarabı, fotoğrafçılar gittikten sonra geldi. Resim ve film çekenler baktılar ki, bir tek benim önümde içki var, hepsinin ilgisi benim rakı kadehime yöneldi. Benim rakı kadehi ertesi günkü haberlerin de odak noktasını oluşturdu. Böylece Erbakan'ın oyunu bozulmuş oldu. Yemek bitti, eve geldim. Yatmak üzereyken telefon çaldı. Genelkurmay Başkanı telefondaydı; 'Aferin Güven, rakı istemekle çok iyi yaptın. Ben de biliyorsun şarap isteyip içtim' dedi. Bu; Refah Partisi'yle, iktidardaki ilk karşılaşmam idi." Güven Erkaya; İşte böyle bir "laikçi" idi!.. İşte böyle bir "irtica düşmanı" idi. Türkiye'yi, "rakı" içerek kurtaracağını sanan "laikçi bir vatansever"di!.. Ona göre; "portakal suyu" içenler "irticacı ve vatan haini" idi!.. Herhalde anladınız; Güven Erkaya liderliğindeki generaller, "rakı" ve "şarap" içerek, "sarhoş kafayla" yaptılar "28 Şubat Darbesi"ni!.. "Kafaları ayıkınca" da, Erbakan'ı aramaya başladılar, iyi mi?.. Bana göre; "28 Şubat"ın sembolü, asla "Sincan'da yürütülen tanklar" değildir... 28 Şubat'ın sembolü "rakı"dır, "şarap"tır!.. Mucidi de, Güven Erkaya'dır!.. GENELKURMAY'IN PARALARI ADD'YE Madem Güven Erkaya'dan açtık sözü, devam edelim öyleyse... Efendim, Tansu Çiller'in eski danışmanlarından Hüseyin Kocabıyık son günlerde "28 Şubat hatıraları"nı kaleme alıyor... Yeni Asır gazetesinin 15 Nisan tarihli nüshasında, "Bir 28 Şubat İcraatı Daha" başlıklı bir yazı kaleme almış ve "Güven Erkaya'nın bilinmeyen bir icraatı"ndan söz etmiş... Ne yalan söyleyeyim; Kendimi, bir "Güven Erkaya Uzmanı" zannederdim... Ama, Erkaya'nın "terörle mücadele"ye ayrılan paraları iç ettiğini ben de bilmiyordum. Hüseyin Kocabıyık yazmış da öğrendim. Efendim, yazı şöyle: "Kesin olarak bilmesem ve inanmasam bu yazıyı yazmazdım. 28 Şubat madem yargılanıyor, bütün gerçeklerin ortaya çıkması tüm toplumun yararınadır. İşte şimdi 28 Şubat'ın bilinmeyen bir tarafını daha açıklıyorum... Herkesin bildiği bir gerçek, 28 Şubat'ta hangi taşı kaldırsan altından şimdi hayatta olmayan devrin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya çıkar. 28 Şubat'ın yasadışı örgütlenmesi Batı Çalışma Grubu onun komutanlığında kuruldu. Kamuoyuna en sivri açıklamaları o yaptı. Hükümeti MGK'da ve dışarda en fazla o tehdit etti. Başbakan'ı rakı muhabbetiyle küçük düşürmek için özel bir çaba gösterdi. MGK'da Başbakan Erbakan'a nasıl el hareketleri yaptığını, aynı kurulun üyesi Meral Akşener'den dinledim ben. Güven Erkaya öldü gitti, eğer hayatta olsaydı onun sicilini biraz daha açardık ve kendimizin batırdığı Kocatepe Muhribi'nden başlardık. Güven Erkaya 28 Şubat'ın en militan generaliydi. 28 Şubat evrakının yıllar sonra Gölcük Donanma Üssü'nden çıkması tesadüfi değildir. Ama General Erkaya'nın marifetleri sadece 28 Şubat'ta yaptıklarıyla da sınırlı değil. Daha komutanlıktan ayrılmadan 28 Şubat sonrası için çalışmalar da yapmıştır. Bu çalışmalardan birisi de Atatürkçü Düşünce Derneği'nin yurt sathında ve Avrupa'da örgütlenmesidir. Bu çalışmaları; bilin bakalım hangi parasal kaynağı kullanarak yaptı Güven Erkaya? Genelkurmay Başkanlığı'nın terörle mücadele için ayırdığı yasal ve örtülü kaynakları kullanarak. Milyonlarca lira kaynak kullandı bu hesaplardan Atatürkçü Düşünce Derneği kurmak için. Bu çalışmalar için Avrupa'ya gitti... Orada kurulan derneklerin hepsi Güven Erkaya tarafından kurulmuş ve finanse edilmiştir. KIVRIKOĞLU DURDURDU Ta ki General Karadayı'nın yerine Hüseyin Kıvrıkoğlu gelene kadar. Kıvrıkoğlu Paşa bu harcamaları görünce çok fena sinirleniyor. Zira Kıvrıkoğlu ciddi bir komutandır. Bakmayın siz onun "28 Şubat bin yıl sürecek" filan dediğine, bildiğim kadarıyla darbeci bir asker de değildir. Güven Erkaya'nın yaptığı şeyin hem askerin görevi olmadığını hem de suç olduğunu bildiği için bu çalışmayı hemen durduruyor. Evet, 28 Şubat'ın en militan generali Güven Erkaya, Genelkurmay'ın örtülü ve açık fonlarını kullanarak Türkiye ve Avrupa'da Atatürkçü Düşünce Dernekleri kurdu. Yeni Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu da buna tepki gösterdi ve bu çalışmayı durdurdu. 28 Şubat soruşturmasında bunun da araştırılması gerekiyor. Çünkü harcanan o paralar milletin parası... Bu derneği, biz en son darbe tezgahlamak için Cumhuriyet mitingleri yapanların arasında görmedik mi? Başkanları halen darbecilik suçuyla yargı önünde hesap vermiyor mu? 28 Şubat, Güven Erkaya, ADD, Cumhuriyet mitingleri, Şener Eruygur, Ergenekon, Balyoz ve Genelkurmay bütçesinden harcanan paralar... Bütün bunları zihin tuvalinize bir resmedin bakalım, ortaya ne çıkıyor?.." Evet, Hüseyin Kocabıyık'ın, Yeni Asır'daki yazısı böyle... Dediği şu: "Güven Erkaya; terörle mücadeleye ayrılan parayla Atatürkçü Düşünce Derneği'ni finanse etmiştir... Yurt içinde ve yurtdışında kurulan bütün ADD'ler, Güven Erkaya tarafından örgütlenmiştir!.. Madem 28 Şubat araştırılıyor, o halde Erkaya eliyle ADD'ye aktarılan milletin parası da araştırılmalıdır." MALVARLIĞI DA ARAŞTIRILMALI Kocabıyık'a aynen katılıyorum. Hatta, "Yetmez" diyorum. Evet, yetmez!.. "Terörle mücadele" için ayrılan para, "Erkaya'nın kendi parası" olmadığına, yani kendi cebinden çıkmadığına göre, bu para ADD'den ve "varis"lerinden tahsil edilmelidir!.. Hatta ve hatta; Erkaya ailesinin "malvarlığı" da yeni baştan masaya yatırılmalıdır. ¥ Malûm, Güven Erkaya, ölmeden önce Etiler Alkent'te, değeri "1.5 milyon dolar" olan "lüks bir daire" satın almıştı... "Güven Erkaya'nın, hangi parayla satın aldığı" merak edilen bu dairede eşi Gülden Erkaya tek başına oturuyor. ¥ Erkaya ailesinin, yine Alkent'te "ikinci bir dairesi" bulunuyor. Onun değeri de, "2 milyon dolar" civarında!.. Pardon, pardon... ¥ Daha önce Etiler Alkent'te 2, Ulus Kibele Konutları'nda ise 1 dairesinin olduğu belirlenen Erkaya ailesinin Etiler'deki Aktek Sitesi'nde "4. bir dairesi" daha varmış, iyi mi?!? HANGİ PARAYLA ALDILAR? Şimdi sormak gerekmez mi; Güven Erkaya veya ailesi; Alkent Kibele ve Aktek Sitesi'ndeki, toplam bedeli "5 milyon dolar"ı bulan lüks daireleri hangi parayla satın aldı?.. Öyle ya; Erkaya, görevde olduğu dönemde "2.100 dolar" maaş alıyordu... 2.100 dolarlık maaşla, "5 milyon dolarlık bu daireler" nasıl alındı?.. Buyursunlar, cevabını versinler!.. Şimdi diyeceksiniz ki; "Adam öldü gitti... Şimdi ADD'ye aktardığı parayı ailesinden istemek de neyin nesi?.. Ortada bir suç varsa, bunun faturasını ailesi niye ödesin?" Siz de haklısınız... Ama, ben de derim ki; "Erkaya'nın rantı"nı yiyen bir aile, müsaade edin de "fatura"sını da ödesin!.. Ne yani; Oturdukları veya kiraya verdikleri o "lüks daireleri" kendileri mi aldılar?.. Hepsi Erkaya'dan miras!.. Kaldı ki; O evlerin alımında da, pekalâ "terörle mücadele parası" kullanılmış olabilir!.. Bu da araştırılmalıdır!.. HAKKIMIZI HELÂL ETMEYİNCE! Hatırlarsınız... Güven Erkaya öldükten sonra, "28 Şubat'taki icraatları"nı hatırlatıp, demiştik ki; "Hakkımızı helâl etmiyoruz." Vayy sen misin bunu diyen?.. Resmen "linç girişimi"ne maruz kalmıştık... Hiç, ölünün arkasından konuşulur muymuş?.. Biz de cevap vermiştik; Evet, dinin buyruğu "Ölülerinizin arkasından konuşmayın" şeklindedir... Ama Güven Erkaya "bizim ölümüz" değil ki!.. Sağlığında da bizden değildi, Öldükten sonra da!.. Derken, "Erkaya rantı"nı yemeye devam eden ailesi, hakkımızda dâvâ açtı... Mahkeme karar verdi: "Hakkımızı helâl etmiyoruz diyen Akit gazetesi ve yazarları Abdurrahman Dilipak ile Hasan Karakaya suçludur, manevi tazminat ödemelidirler!" Mahkemenin bu kararı üzerine "Erkaya ailesi" ne yaptı biliyor musunuz?.. Dilipak ve benim evlerime "haciz" koydurdu... Dâvâ hâlâ devam ediyor!.. O PARADA YETİMİN HAKKI VAR! Merak ediyorum; Bizim evlerimizi "haciz"le sattırıp, alacakları parayı ne yapacak Erkaya ailesi?.. "Güven Erkaya'nın anısı"na, götürüp Atatürkçü Düşünce Derneği'ne mi verecekler yoksa "Etiler'de lüks bir daire" daha mı alacaklar?.. Orasını bilmem... Bildiğim şu ki: "Erkaya ailesinin malvarlığı" bir an önce masaya yatırılmalı ve o "mal-mülk"te "terörle mücadele parası" var mıdır, yok mudur araştırılmalıdır!.. Yok bile olsa, o "lüks daireler" sattırılıp, "ADD'ye aktarılan para" kendilerinden tahsil edilmelidir... Öyle ya; O para, milletin parası!.. O parada "yetimin hakkı" var!.. Hasan Karakaya
__________________
“belki” ler dünyasında… “keşke” lerle yaşarken… “iyiki” diyeceğimiz insanlarda var |
21.04.2012, 23:44 | #105 |
Usta Yiğido
ÖnceVatan_58 Şuan
Son Aktivite: 15.07.2012 09:54
Üyelik Tarihi: 03.05.2008
Mesajlar: 3.605
Tecrübe Puanı: 968
|
Cevap: 28 Şubat darbecileri tutuklandı
AKP'nin 22 ayrı yolsuzluğu
CHP, AKP'nin 22 ayrı yolsuzluğunun yer aldığı bir broşür hazırladı. "Ülke soyulurken vatandaş yoksullaşıyor... AKP ve yandaşları kazanıyor" sloganıyla hazırlanan broşürün kapağında, Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan 'ın karikatürü yer aldı. AKP'nin 22 ayrı yolsuzluğu şu başlıklar altında sıralandı: 1 Ayda 9 milyar lira maaşla geçinemeyen bir Başbakan. 7 yılda dolar milyarderi oları Recep Tayyip Erdoğan, ayda 9 milyar liralık Başbakanlık maaşıyla geçinemediğini söylüyor! Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehlr Belediye Başkanlığı'na aday olduğu gün açıklanan serveti: "Kasımpaşa'da bit daire, Maltepe'de bir kooperatif hissesi. Bolluca'da (Gaziosmanpaşa) 346 metrekare arsa, Burak Gıda ve Ticaret Limited Şirketi'nde yüzde 10 hisse," (20 Şubal 1994 tarihli SABAH Gazetesi). 7 yıl sonra Rahmi Koç. "Tayyip Bey 1 milyar dolar para biriktirmiş." açıklamasını yaptı.(3 Ağustos 2001-CNN Türk) Başbakan'ın 26 yaşındaki oğlu Ahmet Burak Erdoğan, 2,325,000 dolara bir kuru yük gemisi aldı. Başbakan'ın diğer oğlu Bilal Erdoğan. ABD'de 261.000 dolara daire sahibi oldu. Ayrıca iki kardeş, Çamlıca Kısıklı'da "tapu kayıtlarına göre" 1 trilyon liralık villanın sahibi olular. Başbakan aynı yerde içi 450 metrekare olan villanın bir benzerini kendisi için satın aldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ben ticaret yapmasam, oradan para kazanmasam, bu maaşla (Başbakanlık maaşı) geçinemem," diyor. Peki, halk nasıl geçinsin? 2 Naylon fatura düzenlemekten sanık bir Maliye Bakanı. Sanık Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın oğlu Abdullah Unakıtan, hiç çalışmadan, yorulmadan, oturduğu yerde bir kalemde 366 milyar lira kazanıyor. Peki nasıl? 17 Nisan 2003 larihinde önce mısır ithalatındaki gümrük vergisi %20Ve indiriliyor. A Ağustos 2003 tarihinde Kemal Unakıtan'ın oğlu 4000 ton mısır ithal ediyor, İthalat işlemi bittikten sonra, 8 Ağustos 2003 tarihinde mısır ithalinde gümrük vergisi yeniden %45'e çıkarılıyor. Kimin hakkı yeniyor? Tabii ki halkın! Abdullah Unakıtan. pastörize yumurta ithalatı işine de giriyor. Önce şirketi AB Gıda San. ve Tic. A.Ş.'ye 2,5 milyon YTL'lik teşvik belgesi veriliyor. İşe başlamadan önce pastörize yumurtada KDV oranları %18'den %8'e iniyor. Yani Maliye Bakanı, aileye çalışıyor! 3 Bir arsa satışından bir trilyon lira kâr eden ama vergi vermeyen Maliye Bakanı. Kemal Unakitan, kendi aldığı mülkü kendine sattı. 19 ayda 1,244,400,000.000 TL kazandı! İzmir'in Foça ilçesinde bir taşınmaz, Kemal Unakıtan'a ait BEM Dış Ticaret A.Ş. tarafından 12 Ekim 2000 tarihinde 15.600.000.000 TL'ye satın alındı, Aynı taşınmaz. 10 Mayıs 2002 tarihinde, yani 19 ay sonra 1.260.000.000.000 TL'ye bir özel finans kurumuna satıldı. Satan şirketin ortağı Kemal Unakitan, alan şirketin genel müdürü de Kemal Unakitan! Bu olağanüstü kârdan kurumlar vergi ödenmedi, şirket tasfiye edildi. 4 13 günde 219 yol ihalesi. AKP hükümeti 18 Kasım 2002'de kuruldu. Hükümetin henüz ilk 13 gününde, 31 Aralık 2002 tarihine kadar, tam 219 adet yol ihalesi yapıldı. Toplamı 52 trilyon lira olan ihale bedelleri, Sayıştay vizesinden kaçırılmak için 750 milyar lirayı aşmayacak şekilde ayarlandı. Böylece, yolsuzluk saptamasın diye Sayıştay devre dışı bırakıldı. Yolsuzluk yapmadığını söyleyen bir hükümet, Sayıştay denetiminden niçin kaçar? 5 Yeşil kartlı AKP'li müteahhit. AKP hükümeti 18 Kasım 2002'de kuruldu. Hükümetin henüz ilk 13 gününde, 31 Aralık 2002 tarihine kadar, tam 219 adet yol ihalesi yapıldı. Toplamı 52 trilyon lira olan ihale bedelleri, Sayıştay vizesinden kaçırılmak için 750 milyar lirayı aşmayacak şekilde ayarlandı. Böylece, yolsuzluk saptamasın diye Sayıştay devre dışı bırakıldı. Yolsuzluk yapmadığını söyleyen bir hükümet, Sayıştay denetiminden niçin kaçar? 6 Hortumcular VIP salonunu kullanmaya devam ediyor. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, "Havaalanının VIP salonunda bankasına e konulan birisini gördüm. Adamın ayakkabısının fiyatına bir ay evrak memuru çalıştırıyorum, Nasıl olur, VlP'te ne işi var diye baktım," diyebiliyor. Aradan 4,5 yıl geçti, bu konuda hiç birşey yapılmadı. Aynı adamlar, bugün de VIP kapısından geçiyorlar. 7 Hortumcu helikopteriyle hortumcu köşküne giden bir Başbakan. Halis Toprak, özel helikopterini göndererek AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, Bozüyük'teki köşküne getirtti. Görüşmeye bazı hortumcu banka patronları da katıldı. Hortumcunun helikopteriyle gezen bir Başbakan, hortumculara VIP kapısını kapatır mı? 8 İhalesiz 2 milyon dolarlık iş alan AKP'li. TCDD İzmir Limanı, 15 yıllığına Reha Denizcilik adlı şirkete (toplam 2 milyar 100 milyon dolarlık iş) ihalesiz olarak bir sözleşmeyle verildi, Reha Denizcilik, sözleşme tarihinden sadece bir halta önce kuruldu, Bu ballı işi ihalesiz alan şirketin büyük hisseli ortaklarından biri, AKP'nin Bakırköy İlçe Başkanlığı'nı yapmış olan Rahmi Genç. "Yolsuzluklarla mücadele edeceğim, " diye halka söz verip, vatandaşın oyunu alan AKP, böylece yandaşlarını devletin olanaklarıyla besliyor. 9 Hortumcudan pahalıya al, yandaşına ucuza sat. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu. Ceylan Grubu'ndan, banka borcuna karşılık 52 milyon dolara Antalya'daki Deluxe Resort Otel'i aldı, Karşılığında da Ceylan Grubu'nun 52 milyon dolarlık borcu silindi. Devletin 52 milyon dolara aldığı otel, bir süre sonra 25 milyon dolara AKP yandaşı bir şirkete satıldı. Devletin bu ticaretten zararı tam 27 milyon dolar. Bunun adı, hortumcunun cebine devlet kesesinden para koymaktır; halktan çalmaktır... 10 Devletin 51 milyon dolarlık fabrikası, AKP yandaşına 1.1 milyon dolara satıldı. Gerçek değeri 51 milyon dolar olan Balıkesir SEKA Kağıt Fabrikası 1,1 milyon dolara AKP yandaşı Albayraklar A.Ş.'ye satıldı. Selüloz-İş Sendikası, mahkemeden fabrikanın satışını iptal ettirdi, Ancak bu arada şirkette 12,7 trilyonluk bir varlık kaybı tespit edildi (yaklaşık 10 milyon dolar). Halkın vergisiyle kurulan birçok şirket, AKP yandaşlarına bu şekilde peşkeş çekildi. Bunun adına AKP'nin özelleştirme - hortumlama politikası deniyor. 11 Ver ihaleyi kap milletvekilini. İkinci Beyaz Enerji Operasyonu'nda AKP'nin yolsuzluk batağına ne denli girdiği telefon kayıtlarıyla da ortaya çıktı. Milletvekili Cemal Kaya, işadamı jbrahim Selçuk'u arayarak eşi üzerine kayıtlı Aram Şirketi'ne, EÜAŞ'dan ihale alma girişiminde bulundu. Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, "Bu amaçla Kargamış, Özlüce ve Urfa ihaleleriyle ilgili ayrıntılı görüşmeler yaptıkları, bu görüşmelerde sanık Selçuk'un, Milletvekili Cemal Kaya'ya yapması gereken kırımları dahi söylediği, Cemal Kaya'nın teklif edilen bazı ihaleleri küçük bularak, kendisine daha büyük ihaleler vermesini istediği" ifadelerine yer veriliyor, İddianamede ayrıca, işadamı İbrahim Selçuk'un, Teftiş Kurulu Başkanı Cevdet Malkoç'a baskı yapması için, AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahinle görüştüğü ve Malkoç'a Şahin aracılığıyla baskı yapıldığı" açıklaması da yer alıyor. CHP'den AKP'ye geçen, yolsuzlukları ortaya çıkınca milletvekilliğinden istifa edip ayrılan ve yargılandığı dosyadan mahkum olan Cemal Kaya, 2007 seçimlerinde AKP'den Ağrı milletvekili adayıdır. 12 İçişleri Bakanı'nın işbitirici oğlu. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Bakan olduktan sonra Türkiye Jokey Kulübü hakkında inceleme - soruşturma açtırıyor. Ancak, Türkiye Jokey Kulübü, Bakan'ın avukat oğlu Murat Aksu'yu, aylık 7,5 milyar liraya danışman olarak tutuyor. Yani hem hakim, hem de savcı aynı aileden... 13 İhaleye fesat karıştıran Milli Eğitim Bakanı. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir kamu kurumu, bir bakan hakkında yolsuzluk iddiasıyla ilgili olarak soruşturma açılmasını istedi. Milli Eğitim Bakanlığı, 7 Haziran 2004 tarihinde,"!35 ilköğretim okulu inşaatı için 62 ihale açtı, Ancak ihalede yapılan yolsuzluklar nedeniyle, Kamu İhale Kurumu. Başbakanlığa resmen başvurarak Mili Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik hakkında soruşturma açılmasını istedi. Peki, soruşturma açıldı mı? Hayır... Yolsuzluk yapan AKP'li olduğu için özenle korundu. Böylece, Recep Tayyip Erdoğan, yolsuzluk yapan bir bakanı daha kanatlarının altına almış oldu. 14 Özelleştirme yağmasına örnek. Gemlik Gübre Sanayii A.Ş., 83,1 milyon dolara özelleştirildi. Oysa bu fabrikanın sadece arsası, içindeki 154 lojmanla birlikte 120 milyon dolar ediyor. Limanıyla birlikte fabrikayı salın alan İşadamı Ali Rıza Yıldırım'ın basına yaptığı açıklama: "IGSAŞ gübre, 90 milyon dolara satıldı, içinde 60 milyon dolar para vardı, Eti Gümüş, 33 milyon dolara satıldı. 20 milyon dolar nakiti vardı, Gemlik Gübre bugün satılsa, iki katına satılır." İşte, ülkemiz bu şekilde yoksullaştırılıyor... 15 Yağmaya devam, 4.5 ayda 4 misli kâr. 3 milyon 751 bin dolara özelleştirilen Sümerbank'ın arsasının sadece bir bölümü 13 milyon 750 bin dolara satıldı! Sümerbank'ın 50 yıl önce kurduğu Pamuklu Mensucat A,Ş,, 13 Temmuz 2005'te, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nca 3 milyon 751 bin dolara, 47 ortaklı Ortak Girişim Grubuna (OGG) satıldı. OGG'nun başında AKP'li Manisa Belediye Başkanı Bülent Kar bulunuyor Şirketi alan grubun ilk icraatı, Sümerbank'ın 90 dönümlük arsasının 55 dönümlük bölümünü, alışveriş merkezi yapılmak üzere KİPATESCO şirketine 13 milyon 750 bin dolara satmak oldu. Böylece şirket, sadece arsanın bir bölümünü satarak yatırdığı paranın 4 katını 4,5 ay sonra kazanmış oldu. Kaldı ki, daha fabrikanın 35 dönümlük arsası duruyor. Böylece özelleştirme bir yağmaya dönüştü; bir yatıranlar daha bir yıl geçmeden 4,5 ay sonra sadece arsanın bir bölümünü satarak 4 misli kâr elde ettiler, Tabii fabrikanın satılan bir trilyonluk hurdaları bu kârın içinde değil... OGG Yönetim Kurulu ve AKP Manisa Belediye Başkanı Bülent Kar, ÖİB ile yaptıkları gayriresmi anlaşmanın fabrikayı ekonomiye kazandırma amacı taşımadığını da açıkça belirtti, Amaç, özelleştirmek değil, halkın hakkım yağmalamak... 16 Ulaştırma Bakanı'nın oğlu nasıl gemi sahibi oldu? Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın oğlu Erkan Yıldırım, Almanya'daki Santour GmbH firmasından aldığı 200.000 Euro ile İtalya'da bir gemi satın aldı, Binali Yıldırım, milletvekili olmadan önce bu firmanın Genel Müdürüydü, Peki, Binali Yıldırım'ın oğluna 200.000 Euro para veren şirkete nasıl bir kıyak yapıldı? Türkiye Denizcilik İşletmesi'ne ait bir gemi ihalesiz olarak, Santour GmbH firmasına kiralandı! Kimin eli kimin cebinde? 17 AKP'nin ulusal yolsuzluk markası: OFER AKP hükümeti, yasalara aykırı olarak İsrailli işadamına 6 ayda 755 milyon dolar kazandırdı! TÜPRAŞ'ın yüzde 14,76'lık hissesi, kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla, yasadışı olarak İsrailli işadamı OFER'e 446 milyon dolara satıldı, Ancak 6 ay sonra TÜPRAŞ'ın %51'lik hissesi ihaleyle satıldığında gerçek fiyatın, bu rakamın çok üstünde olduğu anlaşıldı, 6 ay arayla yapılan, biri ihaleli, diğeri ihalesiz iki işlem karşılaştırıldığında, AKP hükümetinin OFER'lere 755 milyon dolar kazandırdığı ortaya çıktı. Danıştay, ihalesiz satışın yasalara aykırılığını karara bağladı. Fakat yargı kararı yerine getirilmedi. Önce OFER'i tanımadığını söyleyen Tayyip Erdoğan, daha sonra bir kez görüştüğünü açıkladı, Ancak OFER'le birden fazla görüştüğü ortaya çıktı. Kemal Unakıtan, Kuşadası, Galataport ve Tüpraş ihaleleriyle ilgili olarak kapalı kapılar ardında OFER ailesiyle pek çok kez görüşmeler yaptı. OFER'in özel uçağıyla Hong Kong'a gitti, Limanların özelleştirilmesiyle ilgili olarak, Mehmet Kutman adlı bir işadamından ihale tekliflerini gizli yazılarla aldı. Hükümet, Türk halkından yana değih OFER'den yana tavır alıyor. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve onun Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, OFER'i koruyor. 18 AKP'nin yerel yolsuzluk markası: ALİ DİBO. AKP'lilerin kurdukları "ALİ DİBO" düzeni, AKP'nin yolsuzluklarının yerel markası oldu. AKP Grup Başkan Vekili Sadullah Ergin'in de adının karıştığı Hatay'daki yolsuzluklar zinciri, halk tarafından "ALİ DİBO" düzeni olarak adlandırılıyor. Yolsuzluğu ortaya çıkaransa bir başka AKP milletvekili. AKP Grup Başkan Vekili Sadullah Ergin'in kendi el yazısıyla ihalelerin AKP'lilerce nasıl paylaşıldığı belgeleriyle ortaya kondu. Bir süre sonra AKP'nin yerel yönetimlerde nasıl bir ihale yağması yaptıkları, belgeleriyle birlikte Türkiye'nin her tarafından medyanın gündemine düştü, Kısa sürede görüldü ki, "ALİ DİBO" düzeni sadece Hatay'da değil, Türkiye'nin pek çok ilinde kurulmuş. Çorum, İstanbul, Samsun, Sinop, Ankara, Kırklareli, Gümüşhane, Bolu. Afyonkarahisar, Adana ve Amasya. "ALİ DİBO" düzeninin kurulduğu başlıca iller... "ALİ DİBO" düzeninin medyada sık sık yer alması üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bir AKP'li 10,20,50 milyarlık kamu ihalesine girse, o adam yandı, Elinize, dilinize dursun ya, insaf, Yani AKP'li bu memleketin evladı değil mi?" dedi. Oysa aynı Başbakan daha önce, "İş başka, siyaset başka; müteahhitlik yapmak isteyen başka yere gitsin," demişti. Bizzat Başbakan, "ALİ DİBO" düzenini meşrulaştınyor ve "ALİ DİBO"nun, AKP'nin yolsuzluklarının yerel markası olarak Türk siyasal tarihinde yerini almasını sağlıyor. 19 Bir Başbakan dokunulmazlıkların kaldırılmasını neden istemez? Dokunulmazlıklar kalkarsa, başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, pek çok bakan yargılanacak! 2002 seçimleri öncesinde, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. Uğur Dündar'ın sunduğu "seçim arenası" programında dokunulmazlıkları kaldıracaklarına dair halka söz verdiler, Recep Tayyip Erdoğan, dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda daha da ileriye giderek, "Neden kürsüdeki konuşmaya dokunulmazlık olsun? Gönül ister ki, o da kalksın. El ele verip onu da kaldıralım," dedi. Aradan 4,5 yıl geçti ama milletvekili dokunulmazlığı kalkmadı. 20 AKP neden yolsuzlukların üzerine gidemiyor? AKP. yolsuzlukların üzerine gidemez çünkü kendisi yolsuzluk batağına batmış durumda. Bazı bakan, il ve ilçe başkanlarının kapalı kapılar ardında nasıl ihale pazarladıkları, belgeleri ve mahkeme kararlarıyla kesinleşmiş durumda. Yurt dışında alın teri dökerek para biriktiren vatandaşlarımızın 5 milyar doları hortumlandi; AKP kılını bile kıpırdatmadı, Bir hortumcuyla aynı safta yer alan bakanlar, gazetelerin manşetine bile çıktı. 21 AB Türkiye'deki yolsuzluklar konusunda ne diyor? Avrupa Birliği'nin Türkiye ile ilgili olarak yayınladığı 2006 yılı ilerleme raporunda, yolsuzluklar konusunda şu gerçeğin allını çizilmektedir: "...yolsuzluk yaygın ve yolsuzlukla mücadele eden makamlar ve politikalar zayıf olmaya devam etmektedir." AKP iktidarının yolsuzluklarını Avrupa Komisyonu da kabul etmekte ve raporuna almakta sakınca görmemektedir. 22 AKP'nin yolsuzluklarını, AKP'li milletvekilleri nasıl itiraf ediyor? Bir AKP milletvekili diyor ki, "DUA İLE İKTİDARA GELDİK, ŞİMDİ BEDDUALAR BAŞLADI." (Hamza Albayrak - AKP Amasya Milletvekili - Tempo Dergisi -3 Mayıs 2007) KAYNAK: HEDDAM [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Bunların mahkemsi ne zaman olacak acaba nerde savcılar hakimler yargıçlar varsa yoksa hepsi silivri içinmi görevlendirilmişler. |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar ÖnceVatan_58'e Teşekkür Ediyor... |
22.04.2012, 00:26 | #106 |
Usta Yiğido
mansur58 Şuan
Son Aktivite: 29.07.2014 06:38
Üyelik Tarihi: 15.10.2010
Mesajlar: 1.491
Tecrübe Puanı: 665
|
Cevap: 28 Şubat darbecileri tutuklandı
Şaşkın ördek saklandığ yerden çıktı ey millet şenlik var. Sağa sola çarpa çarpa kafa tamamen gitmiş bir hal olmuştu en sonundan ortalardan tüymüştü. Aha ortaya çıktı emme kafayı yine toparlayamamış yazık.
__________________
“belki” ler dünyasında… “keşke” lerle yaşarken… “iyiki” diyeceğimiz insanlarda var |
22.04.2012, 01:27 | #107 |
Usta Yiğido
LaEdri Şuan
Üyelik Tarihi: 12.06.2006
Mesajlar: 6.011
Tecrübe Puanı: 1284
|
Cevap: 28 Şubat darbecileri tutuklandı
28 Şubat'ı düzenleyenlerin,planlayanalrın cebine kaç milyar dolar girdi,bunu hiç sordunuz mu kendinize?
O insanların malvarlıkalrını hiç düşündünüz mü? Darbelere alkış tutanların,böyle bir broşür hazırlaması hiç samimi değil..
__________________
Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.(Enbiya-52) |
22.04.2012, 01:59 | #108 | |
Usta Yiğido
mansur58 Şuan
Son Aktivite: 29.07.2014 06:38
Üyelik Tarihi: 15.10.2010
Mesajlar: 1.491
Tecrübe Puanı: 665
|
Cevap: 28 Şubat darbecileri tutuklandı
Alıntı:
Bakın işte hükümetin bakanı resmi ağızdan açıklamış 28 Şubat kadroları bu ülkede ne kadar para batırmışlar. Utanmaz arlanmaz adamlar şimdi de kalmış bu milletin yüzüne bakabilme pişkinliğini gösterebiliyorlar.
__________________
“belki” ler dünyasında… “keşke” lerle yaşarken… “iyiki” diyeceğimiz insanlarda var |
|
22.04.2012, 02:51 | #109 |
Usta Yiğido
ÖnceVatan_58 Şuan
Son Aktivite: 15.07.2012 09:54
Üyelik Tarihi: 03.05.2008
Mesajlar: 3.605
Tecrübe Puanı: 968
|
Cevap: 28 Şubat darbecileri tutuklandı
13 milyon fazla ödeme yapılmış
Sayıştay denetçileri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde yaptıkları incelemede, belediyede çalışan itfaiye personeline yapılan yiyecek yardımının, 'gerçek maliyetinden daha fazla tutarda olduğunu' ve kamu zararının 13 milyon 58 bin TL'yi bulduğunu saptadı. Ödenmesi gereken malzeme bedeli 3.6 milyon TL olarak hesaplanırken, İBB bütçesinden aynı iş için 16.6 milyon TL ödeme yapıldığı ortaya çıktı. [Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız] [Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız] Kadir Topbaş’ın başında bulunduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) itfaiye personeline yaptığı yiyecek yardımında 13 milyon TL’lik maliyet farkı saptandı. Ödenmesi gereken malzeme bedeli 3.6 milyon TL olarak hesaplanırken, İBB bütçesinden aynı iş için 16.6 milyon TL ödeme yapıldığı anlaşıldı. Sayıştay, aradaki 13 milyon 58 bin TL’lik farkı “kamu zararı” olarak gösterdi. Bu zararın toplam 42 bin 269 itfaiye personeline verilen yemekten kaynaklandığı vurgulandı. Sayıştay denetçileri, yaptıkları incelemede, Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan itfaiye personeline yapılan yiyecek yardımının, “gerçek maliyetinden daha fazla tutarda olduğunu” saptadı. Sayıştay sorgusunda, Belediye İtfaiye Yönetmeliği’ne göre “24 saat iş, 48 saat istirahat şeklinde çalışan itfaiye personeline 3; 12 saat iş, 24 saat istirahat ve 12 saat iş, 12 saat istirahat şeklinde çalışan itfaiye personeline 2, 12 saatten az çalışan itfaiye personeline 1 öğün yemek verilir. Yiyecek giderleri 657 sayılı kanunun 212. maddesi esas alınarak belediyece karşılanır” hükmünü içerdiği anımsatıldı. Belediyede çalışan memur ve işçilere ait yiyeceklerin yemekhanede hazırlandığı ve yiyeceklere ait malzeme bedellerinin de İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçesinden karşılandığı belirtildi. Yapılan incelemede, itfaiye mutfaklarına sevk edilen malzeme miktarı ve tutarının belediye bütçesinden ödenen tutardan çok daha düşük olduğunun anlaşıldığı vurgulandı. Sayıştay sorgusunda, “Oysa belediye bütçesinden itfaiye personeline ait yemek maliyeti (yemek belediye yemekhanesinde hazırlandığından malzeme maliyeti) kadar tutarda ödeme yapılması gerekmektedir. Bu itibarla belediyede çalışan itfaiye personeline yapılan yiyecek yardımının itfaiye mutfaklarına sevk edilen malzeme bedelinden fazla olması neticesinde hesabı ekli tabloda görüldüğü üzere 13 milyon 58 bin TL kamu zararına sebebiyet verilmesinin izahı...” istendi. Sayıştay denetçileri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin itfaiye personeline verdiği yemekteki maliyet ve ödeme farkını “Kamu Zararı Tablosu”na dönüştürdü. Zarar tablosuna göre belediyenin 12 farklı ödeme emri zararın konusunu oluşturdu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce toplam 42 bin 269 itfaiye personeline yiyecek yardımı yapıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ödemesi gereken malzeme bedeli, toplam 3 milyon 622 bin 394 TL olarak hesaplandı. Ancak aynı iş için belediye bütçesinden yapılan ödeme tutarının 16 milyon 680 bin 454 TL olduğu anlaşıldı. Bu nedenle aynı iş için oluşan kamu zararı 13 milyon 58 bin TL olarak hesaplandı. Cumhuriyet [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar ÖnceVatan_58'e Teşekkür Ediyor... |
22.04.2012, 18:43 | #110 |
Usta Yiğido
mansur58 Şuan
Son Aktivite: 29.07.2014 06:38
Üyelik Tarihi: 15.10.2010
Mesajlar: 1.491
Tecrübe Puanı: 665
|
Cevap: 28 Şubat darbecileri tutuklandı
‘Eşi başörtülü olanları TSK’dan atalım’ talimatı ASDER (Adaleti Savunanlar Derneği) Onursal Başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi 32. Gün’de 28 Şubat’ın kesinlikle bir darbe olduğunu ve faillerinin mutlaka yargılanması gerektiğini söyledi. Tanrıverdi, o dönem TSK’da yaşanan baskıyı şöyle anlattı: İstanbulda 2. Zırhlı Tugay Komutanı’yken 1995’te dönemin kolordu komutanı bizimle toplantı yaptı. İmzasız bir belgede; ismi yazılı askerler irticai faaliyet içinde bulunmaktadırlar. İkaz edilecek, uymazlarsa haklarında TSK’dan çıkartılma kararı alınacak. İşlem yapmayan amirleri hakkında da işlem başlatılacak yazıyordu. Ben bu arkadaşlar hakkında müspet sicil doldurdum, emekli edildim. Kuvvet Komutanı Hikmet Bayar masaya yumruğunu vurdu, ‘Eşinin başı kapalı olan askeri akademiye almam’ dedi. İnancını yaşamak isteyenlere, çok başarılı, vatanını milletini seven bu insanlara müthiş bir baskı uygulandı. Lojmanda oturan hanım evinden çıkamıyordu. İnanır mısınız başörtülü eşini arabasının bagajında taşıyan arkadaşlarımız vardı. Bu insanların haklarının geri verilmesi gerekir. Sizin gibi dini imanı bütün halkın değerleriyle barışık vatansever paşalarımıza ihtiyacımız var Adnan Tanrıverdi Paşam. Allah razı olsun.
__________________
“belki” ler dünyasında… “keşke” lerle yaşarken… “iyiki” diyeceğimiz insanlarda var |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
SİVAS BELEDİYESİ TSM KOROSU 14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜNE ÖZEL SEVGİ KONSERİ VERECEK… | _DuMaN_58 | Yarışmalar ve Aktiviteler | 7 | 14.02.2012 22:12 |
PİYASALAR TEPKİLİ | Sivaslilar.Net | Anasayfa Haberler | 14 | 11.12.2008 21:34 |
CUMHURİYET TARİHİ EKONOMİ KRONOLOJİSİ | WåñTêd_øØ7 | Arşiv | 3 | 19.06.2008 20:54 |
11 defa 28 Şubat | FatihCan | Arşiv | 13 | 28.02.2008 17:30 |
A Milli Takım'ın Şubat ayı karnesi | EyüphanAydın | Milli Takım | 0 | 06.02.2008 14:38 |