Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Diğer Konular
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Diğer Konular Diğer konular. Yukarıda bulamadığınız konular hakkında burada yazabilirsiniz.



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 12.03.2008, 17:46   #121
altuntas58
Usta Yiğido
 
altuntas58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
altuntas58 Şuan altuntas58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 11.10.2012 21:24

Üyelik Tarihi: 29.08.2006
Yaş: 70
Mesajlar: 38.469
Tecrübe Puanı: 4531 altuntas58 isimli Üye Tecrübe Puan?n?zını Kapatmıştır.
Pfeil --->: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

İçinde 970 altın var. Babam Kabe’de bunu kaybetmiş. Bulan gence otuzunu vermiş. Kalanını da bana hediye etti. Çeyizine koyarsın dedi” diye anlattı. Demek ki bulduğum altınlar benim rızkım imiş. Vermese idim haram yoldan gelecekti. Şimdi helal yoldan yine bana geldi. Bana yardım edip haramlardan koruyan, nice nimetler ihsan eden yüce Rabbim’e hamd ederim. bu harika hikayeyi bizlerle paylaştığın için sağol kardeşim
__________________
altuntas58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 13.03.2008, 16:57   #122
Arif Coşkun
Moderator
 
Arif Coşkun - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Arif Coşkun Şuan Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 10.05.2016 19:12

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 61
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10 Arif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende Zukunft
Standart --->: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

GERÇEK DOST

Genç adamın biri, Dermiş babasına her gün;

'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'

Baba, itiraz eder, Olmaz öyle çok dost, hakikisi

Belki bir, belki iki, Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki...

Devam eder durur konuşma...

Aralarında başlar bir tartışma, Karar verirler bir sınava,

Dostun hakikisini anlamaya...

Bir akşam bir koyun keserler, Ve koyarlar çuvala. Baba der ki oğluna,

'Hadi al bu çuvalı, şimdi ***ür dostuna'.

Çuvaldan kanlar damlamakta, Sanki öldürmüşler de bir adamı, Koymuşlar çuvala,

Dıştan böyle sanılmakta. Delikanlı sırtlar çuvalı, Gider en iyi bildiği dostuna,

çalar kapıyı. O dost, bakar ki bir çuvala hem de kanlı,

Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına, Almaz içeri arkadaşını,

Böylece tek tek dolaşır delikanlı,

Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını.

Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır. evlat geriye döner.

Ama içten yıkılır...

Babasına dönerek; haklıymışsın baba ' der. Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana.

Baba 'hayır Evlat 'der, benim bir dostum var bildiğim. Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona.

Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar. Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar...

Gider, baba dostuna. Kabul görür, sevinir.

O dost, delikanlıyı alır hemen içeri. Geçerler arka bahçeye. Bir çukur kazarlar birlikte,

Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye, Üzerine de serpiştirirler toprak. Belli olmasın diye

dikerler sarımsak...

Genç adam gelir babasına;

'Baba, işte dost buymuş' diye konuşunca, Babası; 'daha erken, o belli olmaz daha.

Sen yarın git O'na, çıkart bir kavga, Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona,

işte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi. Sonra gel olanları anlat bana...'

Genç adam, aynen yapar babasının dediğini, Maksadı anlamaktır dostun hakikisini,

babasının dostuna istemeden basar iki tokadı! Der ki tokadı yiyen DOST;

'Git de söyle babana, biz satmayız Sarımsak tarlasını böyle iki tokada'!

Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile Seni Sevmeli...

Sarılacak biri olmadığın zamanlarda bile Sana Sarılmalı...

Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile Sana Dayanmalı...

Dost dediğin;

fanatik olmalı;

Bütün dünya seni üzdüğünde Sana moral vermeli.

Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli,

Ve ağladığında, seninle ağlamalı...

Ama hepsinden daha çok;

Dost matematiksel olmali;

Sevinci çarpmalı...

Üzüntüyü bölmeli...

Geçmişi çıkarmalı...

Yarını toplamalıi...

Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı... Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı...

İşi bitince seni bir tarafa atmamalı...

Mevlana
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin"
Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 13.03.2008, 17:15   #123
altuntas58
Usta Yiğido
 
altuntas58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
altuntas58 Şuan altuntas58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 11.10.2012 21:24

Üyelik Tarihi: 29.08.2006
Yaş: 70
Mesajlar: 38.469
Tecrübe Puanı: 4531 altuntas58 isimli Üye Tecrübe Puan?n?zını Kapatmıştır.
Pfeil --->: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

Dost dediğin;

fanatik olmalı;

Bütün dünya seni üzdüğünde Sana moral vermeli.

Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli,

Ve ağladığında, seninle ağlamalı...

Ama hepsinden daha çok;

Dost matematiksel olmali;

Sevinci çarpmalı...

Üzüntüyü bölmeli...

Geçmişi çıkarmalı...

Yarını toplamalıi...

Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı... Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı...

İşi bitince seni bir tarafa atmamalı...

Mevlana

Bu güzel hikayeyi bizlerle palaştığın için teşekkür ederim
__________________
altuntas58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 18.03.2008, 10:24   #124
puar
Usta Yiğido
 
puar - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
puar Şuan puar isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 29.04.2010 15:08
Tournaments Won: 1

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 44
Mesajlar: 803
Tecrübe Puanı: 794 puar BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart ONUDA SEN BUL.

Çok bir kış günü padişah, tebdil-i kıyafet gezmeye karar vermiş.
Yanına Baş vezirini alıp yola çıkmış. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir
adam görmüşler. Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş.
Padişah, ihtiyarı selamlamış:
-Selamünaleyküm ey pir-i fani...
-Aleykümselam ey serdar-i cihan...
Padişah sormuş:
-Altılarda ne yaptın?
İhtiyar cevap vermiş:
-Altıya altı katmayınca,otuz ikiye yetmiyor...
Padişah gene sormuş:
-Geceleri kalkmadın mı?
İhtiyar cevaplamış:
-Kalktık... Lakin, ellere yaradı...
Padişah gülmüş:
-Bir kaz göndersem yolar mısın?
İhtiyar cevaplamış:
-Hem de cıyaklatmadan...
Padişahla Baş vezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah
Baş vezire dönmüş:
-Ne konuştuğumuzu anladın mı?
Baş vezir cevaplamış:
-Hayır padişahım...
Padişah sinirlenmiş:
-Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım.
Korkuya kapılan baş vezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere
kenarına dönmüş. Bakmış adam hala orada çalışıyor.
İhtiyara sormuş:

-Ne konuştunuz siz padişahla...
Adam, baş veziri şöyle bir süzmüş:
-Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim.
Baş vezir, yüz altın vermiş.
-Sen padişahı, serdar-ı cihan, diye selamladın. Nereden anladın padişah
olduğunu.
İhtiyar cevaplamış:
-Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi.
Vezir kafasını kaşımış.
-Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek?...
Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.
-Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü
çalışıyorsun, diye sordu. Ben de, yalnızca altı ay yaz değil, altı ay da
kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim.
Vezir bir soru daha sormuş...
-Geceleri kalkmadın mı ne demek?
Adam bir yüz altın daha almış.
-Çocukların yok mu diye sordu. Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına
yaradılar, dedim...
Vezir gene kafasını sallamış.
-Bir de kaz gönderirsem dedi, o ne demek...
İhtiyar gülmüş ve:
-Onu da sen bul... demiş...
__________________
__________________
Gönülleri fetheden, beyan talâkatı değil hareket talâvetidir.
puar isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 18.03.2008, 10:33   #125
nedim can
Yiğido
 
nedim can - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
nedim can Şuan nedim can isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 23.05.2012 13:21

Üyelik Tarihi: 29.02.2008
Yaş: 42
Mesajlar: 52
Tecrübe Puanı: 624 nedim can FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Pfeil --->: ONUDA SEN BUL.

Rizeli imamlarla Trabzonlu imamlar turnuva düzenleyip ayda bir maç
yaparlarmis. Ama maci hep Rizeli imamlar kazanirlarmis.
Trabzonlular bir gün "bu böyle gitmez, buna bir çare bulalim, hep
yeniliyoruz demisler. Takim kaptani olan Temel Hoca öyle bir
teklifte bulunmus. Ula bizim Trabzonsporlu Hami'ye sari cübbeyi giydirelim,
"Bu da bizim Hami Hoca, merkez caminin imami,
yeni tayin oldu" diye kandiririz demis. Bu teklifi kabul edilmis ve ilk
maçta Hamiyi de alip Rizeye maça gitmisler. Ama maci yine 2-1 kaybetmişler.
Dönüşte takim kaptanı Temel Hocaya komşusu sormuş:
Temel ne oldu maçın sonucu, kazanabildinizmi?
Yok ya, Rizeliler bizi 2-1 yendiler.
Yapma ya, kim atti golleri? Bizim golü Hami Hoca atti,
onlarin golleri de Del Pierro Hoca ile, Roberto Carlos Hoca atti ...

__________________
DOĞRU OLSAM OK GİBİ UZAĞA ATARLAR BENİ
EĞRİ OLSAM YAY GİBİ ELDE TUTARLAR BENİ
nedim can isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 18.03.2008, 20:11   #126
fertelliyim
Usta Yiğido
 
fertelliyim - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
fertelliyim Şuan fertelliyim isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.10.2011 18:21

Üyelik Tarihi: 12.12.2007
Yaş: 51
Mesajlar: 1.253
Tecrübe Puanı: 753 fertelliyim BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart Boşanma Sebebi (Ders verici bir hikaye)

Boşanma Sebebi

Sevgili eşime,
7 senelik evliliğimizde sana iyi bir eş olmaya çalıştım ve zannedersem de oldum, ama hiçbir zaman senden bunun karşılığını görmedim.
Hele şu son iki hafta benim için bir cehennemden farksızdı. Bugün Patronun beni arayıp senin bugün işten ayrıldığını söylediğinde bu artık bardağı taşıran son damla olmuştu.geçen hafta eve geldiğinde, ne saçlarımdaki değişikliğin ne de senin en sevdiğin yemeği pişirdiğimin farkına bile varmadın, hatta senin için kendime yeni aldığım geceliği bile giydiğimi farketmedin.Ama sen ne yaptın? eve geldin, iki dakika içinde yemeği mideye indirdin,televizyonda maç seyrettin ve gidip yattın.Artık ne bana beni sevdiğini söylüyorsun ne de bana dokunuyorsun, hiç ama hiçbir şey yapmıyorsun. Sen ya beni aldatıyorsun ya da beni artık eskisi gibi sevmiyorsun.
işte bu yüzden artık seni TERKEDİYORUM.


NOT:
Lütfen beni aramaya kalkma, ERKEK KARDEŞİNLE beraberim ve sana hayatında
mutluluklar dilerim.!!!!
______________________________ ______________________________ ______________________________ _

Sevgili eski Karıma,
inan yazdığın bu mektuptan başka, hiç ama hiçbir şey beni bu kadar sevindirmezdi.
Evet doğru, 7 Yıldır evliydik, ama iyi bir eş olmak dışında, bana her şeyi yaptın.

Tamam çok fazla Spor programları seyrediyordum, çünkü senin dırdırlarını ancak bu şekilde biraz olsun duymamazlıktan geliyordum, ama bu bile fayda etmiyordu.

Tabiki geçen hafta saçlarını neredeyse tamamen kestirip tam bir erkeğe benzediğinin farkına varmıştım! tam aynı Erkeğe benzemişsin diyecektim ki,aklıma annemin bir sözü geldi;
EĞER AĞZINI GÜZEL BİR SÖZ SÖYLEMEK İÇİN AÇMIYACAKSAN, HİÇ AÇMA
senin en sevdiğin yemeği yaptım derken galiba sen beni Kardeşimle karıştırmıştın, çünkü o yaptığın yemek benim hiç sevmediğim bir yemekti!!
Ben yatmaya giderken üzerinde yeni ve çok seksi bir gecelik vardı tamam,ama üzerinde hala Etiketi duruyordu, ve inşallah bu bir tesadüftür ama,geceliğin fiyatı 49.99 du ve o gün kardeşim benden tam 50£ borç almıstı????

Ama biliyormusun bütün bunlara rağmen ben seni hep sevmiştim, ve herşeyin birgün güzel olucağını, değişiceğini ve mutlu olucağımızı umuyordum.
İşten ayrılmamın sebebine gelince, o gün Lotto da tam 10 Milyon Euro kazandığımı öğrenmiştim, hemen Patrona çıkıp istifamı verdim ve ikimiz için Jamayka ya iki bilet aldım, ama eve geldiğimde sen bir mektup bırakıp gitmiştin.
Belki de bu olayların böyle gelişmesinin bir sebebi vardı ve böyle olması gerekiyordu.
Dilerim seçtiğin ve her zaman hayalını kurduğun bu hayatta mutlu olursun.Avukatımın dediğine göre bıraktığın bu mektuptan sonra, benden hiç bir
Nafaka talep etmeye hakkın yokmuş!!! nerdeysen orda kal!!!

NOT: Bu seni ne kadar ilgilendirir bilmiyorum ama, adı Carl olan kardeşim bir zamanlar Carla idi...

İmza:
o şimdi çok zengin ve KUŞLAR KADAR HÜR!!!!
__________________
<<Ömür Dediğin Bir Gündür O da Bu Gündür...>>
"Her Kim Hakkımda Ne Düşünürse Allah İki Katını Versin"

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
fertelliyim isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 22.03.2008, 16:53   #127
RaZZcE
Usta Yiğido
 
RaZZcE - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
RaZZcE Şuan RaZZcE isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 18.01.2011 13:17
Yeti Long Ass Shot 2 Champion!
Üyelik Tarihi: 01.05.2007
Mesajlar: 1.140
Tecrübe Puanı: 768 RaZZcE COK SEVILEN BIR KISIRaZZcE COK SEVILEN BIR KISIRaZZcE COK SEVILEN BIR KISI
Standart sinirlenince aklınıza bu hikaye gelsin

Sinirlenince aklınıza bu hikaye gelsin

Adam yeni kamyonuna bakmak için evinden çıktığında, üç yaşındaki oğlunun gayet mutlu bir biçimde elindeki çekiçle kamyonunun kaportasını mahvettiğini görmüş. Hemen oğlunun yanına koşmuş ve çocugun eline çekiçle vurmaya başlamış. Biraz sakinleşince oğlunu hemen hastaneye götürmüş. Doktor, çocuğun kırılan kemiklerini kurtarmaya çalıştıysa da elinden bir şey gelmemiş ve çocuğun iki elinin parmaklarını kesmek zorunda kalmış. Çocuk ameliyattan çıkıp gözlerini açtığında, bandajlı ellerini fark etmiş ve gayet masum bir ifadeyle, “Babacığım, kamyonuna zarar verdiğim için çok üzgünüm.” demiş ve sonra babasına şu soruyu sormuş: “Parmaklarım ne zaman yeniden çıkacak?”

Babası eve dönmüş ve hayatına son vermiş...



Birisi masaya süt döktüğünde ya da bir bebeğin ağladığını işittiğinizde bu öyküyü hatırlayın. Çok sevdiğiniz birine karşı sabrınızı yitirdiğinizi anladığınızda, önce biraz düşünün. Kamyonlar onarılabilir, ama kırılan kemikler ve incinen duygular hiçbir zaman onarılamaz; genellikle kişiyle performansı arasındaki farkı göremeyiz. İnsan hata yapar. Hepimiz hata yaparız. Fakat öfkeyle ve düşünmeden yapılan şeyler, insanı sonsuza kadar rahatsız eder. Harekete geçmeden önce durun ve düşünün. Sabırlı olun. Anlayış gösterin ve sevin !


ALINTIDIR....
__________________
ʀɑZZcə ɢəəəʀɨ ɗööɴɗüü .. ♥
RaZZcE isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 26.03.2008, 10:32   #128
fertelliyim
Usta Yiğido
 
fertelliyim - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
fertelliyim Şuan fertelliyim isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.10.2011 18:21

Üyelik Tarihi: 12.12.2007
Yaş: 51
Mesajlar: 1.253
Tecrübe Puanı: 753 fertelliyim BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart --->: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

'NİYE BEN''
DİYEN HERKES İÇİN....



Brenda yamaç tırmanışı yapmak isteyen genç bir kadındı. Bir gün cesaretini toplayarak bir grup tırmanışına katildi. Tırmanacakları yere vardıklarında, neredeyse duvar gibi dik,büyük ve kayalık bir yamaç çıktı karsılarına.
Tüm korkularına rağmen, Brenda azimliydi. Emniyet kemerini takti, ipi yakaladı ve kayanın dik yüzüne tırmanmaya başladı. Bir süre tırmandıktan sonra, nefeslenebileceği bir oyuk buldu..
Orada asili dururken, gruptan yukarıda ipi tutan kişi dalgınlığa düşerek ipi gevşetiverdi. Aniden boşalan ip, hızla Brenda'nın gözüne çarparak lensinin düşmesine neden oldu. Lens çok küçüktü ve bulunması neredeyse imkânsızdı. Lens yamacın ortasında bir yerlerde kalmıştı ve Brenda artik bulanık görüyordu. Ümitsizlik içinde Brenda, lensini bulması için Allah'a dua edebilirdi yalnızca.. Ve içten içe düşünüp dua etmeye başladı.

"Allah'ım! Sen bu anda buradaki tüm dağları görürsün. Bu dağlar üzerindeki her bir tası ve yaprağı bildiğin gibi, benim lensimin yerini de biliyorsun. Onu bulmama yardım et."

Patikalardan yürüyerek aşağı indiler. Aşağı indiklerinde, tırmanmak üzere oraya doğru gelen yeni bir grup gördüler. İçlerinden biri;

"Aranızda lens kaybeden var mı?" diye bağırdı. Brenda’nın sonradan öğrendiğine göre, lensi bir karınca taşıyordu ve karınca yürüdükçe yavaşça kayanın üzerinde hareket edip parlayan lens kızların dikkatini çekmişti.

Eve döndüklerinde Brenda lensini nasıl bulduklarını babasına anlatacak ve bir karikatürcü olan babası da ağzıyla lens taşıyan bir karınca resmi çizerek, karıncanın üzerindeki baloncuğa bunları yazacaktı;

"Allah'ım! Bu nesneyi neden taşıdığımı bilemiyorum. Bunu yiyemem ve neredeyse taşıyamayacağım kadar ağır. Ama istediğin sadece bunu taşımamsa, senin için taşıyacağım..."

"BU YÜKÜ NİYE TAŞIYORUM" diyenlere.....
__________________
<<Ömür Dediğin Bir Gündür O da Bu Gündür...>>
"Her Kim Hakkımda Ne Düşünürse Allah İki Katını Versin"

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

Konu fertelliyim tarafından (26.03.2008 Saat 10:40 ) değiştirilmiştir..
fertelliyim isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 26.03.2008, 16:31   #129
fertelliyim
Usta Yiğido
 
fertelliyim - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
fertelliyim Şuan fertelliyim isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.10.2011 18:21

Üyelik Tarihi: 12.12.2007
Yaş: 51
Mesajlar: 1.253
Tecrübe Puanı: 753 fertelliyim BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart --->: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

"ANNE"

"21 senelik evlilikten sonra aşk"

21 senelik evlilikten sonra "aşk ışıltısını" canlı tutmanın yeni bir yolunu buldum. Bir süre önce, başka bir kadınla çıkmaya başladım ve bu aslında eşimin fikriydi.
*Bir gün eşim, beni çok şaşırtarak:*"Biliyorum ki onu seviyorsun"dedi.
*"Ona da zaman ayırman gerekiyor."
*Karımın, ziyaret etmemi istediği"öbür kadın" 19 yıldır dul olan annemdi. İşimin yoğunluğu ve üç çocuğumun beklentileri sebebiyle annemi görme fırsatım pek olamıyordu.O akşam annemi yemeğe ve ardından sinemaya davet ettim.
*Endişelendi ve hemen "İyi misin, her şey yolunda mı?" diye sordu.
*Annem de geç saatte gelen birtelefonun veya sürpriz bir davetin mutlaka kötü bir anlamı olacağından şüphelenen tipte kadınlardandı.
*"Seninle beraber ikimiz biraz zaman geçirmemizin güzel olacağını düşündüm ." diye cevapladım.
*"Sadece ikimiz mi?" Biraz düşündü ve"Çok isterim" diye cevap verdi.O Cuma, iş çıkışı onu almaya giderken kendimi biraz gergin hissediyordum. Eve vardığımda fark ettim ki o da, randevumuzdan ötürü hafif gergin görünüyordu.
*Kapısının önünde,paltosunu çoktan giymiş bir şekilde bekliyordu. Saçlarını yaptırmıştı ve üzerinde babamla kutladıkları son evlilik yıldönümlerinde giydiği elbise vardı. Bana melekler kadar ışıltılı bir yüzle gülümsedi.
*Arabaya bindiğimizde;
*"Arkadaşlarıma oğlumla dışarı çıkacağımı söyledim ve gerçekten çok etkilendiler" dedi.
*"Randevumuzun nasıl geçtiğini duymak için sabırsızlanıyorlar."
*Gittiğimiz restaurant, çok şık olmasa da sevimli, sıcak ve servisin kaliteli olduğu bir mekândı. Annemse, bir kraliçe edasıyla koluma girdi.Yerimize oturduktan sonra
ona mönüyü okumam gerekmişti, çünkü küçük yazıları göremiyordu. Ben daha mönünün ortalarındayken annemin nemli gözlerle ve nostaljik bir gülüşle bana bakmakta olduğunu fark ettim:
*"Eskiden, sen küçükken,mönüleri okuyan bendim, sense meraklı bakışlarla beni dinlerdin" dedi.
*Ben de gülümsedim;
*"O zaman, şimdi senin rahat rahat oturma sıran ve ben de okuyarak borcumu ödeyebilirim" dedim.
*Yemek boyunca muhabbetimiz çok güzeldi, sıra dışı hiçbir şey olmadı ama eskilerden ve hayatlarımızdaki yeniliklerden bahsederek kaybettiğimiz zamanın birazını telâfi etmeye çalıştık. O kadar çok konuştuk ve eğlendik ki film saatini kaçırdık. Akşam annemi bırakırken;
*"Seninle tekrar çıkmak isterim ama ancak bu sefer benim seni davet etmeme izin verirsen" dedi ve bir akşam tekrar buluşmakta karar kıldık.
*Eve geldiğimde eşim yemeğin nasıl geçtiğini sordu:
*"Çok güzeldi" dedim
*"Düşünebileceğimin çok üstündeydi"
*Birkaç gün sonra annem aniden ciddi bir kalp krizi sonucu vefat etti. Bu, o kadar âni gerçekleşmişti ki onun için bir şey daha yapma şansım olmamıştı. Birkaç zaman sonra evime,annemle yemek yediğimiz restorandan, ödenmiş iki kişilik bir yemek faturası ve üzerine iliştirilmiş bir not yollandı:
*"Oğlum, bu faturayı önceden ödedim, çünkü seninle kararlaştırdığımız randevu gününe gelemeyeceğimden neredeyse yüzde yüz emindim. Yine de iki kişilik bir yemek ayarladım
*çünkü bu sefer eşinle beraber gitmenizi istiyorum Seninle olan o günkü randevumuzun benim için ne anlam ifade ettiğini bilemezsin.
*"Seni Seviyorum."
*O esnada, "Seni Seviyorum"
*demenin ve hayatta değer verdiğimiz insanlara hak ettikleri zamanı ayırmanın önemini anladım. Hayatta hiçbir şey ailenizden daha önemli değildir. Onlara hakları olan zamanı ve ilgiyi verin
*çünkü böyle şeyleri erteleyebileceğiniz
**"başka bir zaman"** her istediğinizde yakalayamayabilirsiniz".

NOT: ALINTIDIR.
__________________
<<Ömür Dediğin Bir Gündür O da Bu Gündür...>>
"Her Kim Hakkımda Ne Düşünürse Allah İki Katını Versin"

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
fertelliyim isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 31.03.2008, 21:14   #130
fertelliyim
Usta Yiğido
 
fertelliyim - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
fertelliyim Şuan fertelliyim isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.10.2011 18:21

Üyelik Tarihi: 12.12.2007
Yaş: 51
Mesajlar: 1.253
Tecrübe Puanı: 753 fertelliyim BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart --->: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

Küçük Bir Jest | Bir Bardak Süt


Kapı kapı dolaşarak, eğitimi için para kazanmak gayesiyle, elbise satan fakir bir çocuk, o gün cebinde sadece 10 sent kadar bir para kaldığını görür. Karnı acıkmıştı ve kapısını çalmak üzere olduğu evden birazcık yiyecek bir şeyler istemeye karar verdi.

Ancak, ne var ki , kapıyı açanın genç ve güzel bir hanım olduğunu görünce açlığını unutuverdi ve yiyecek yerine bir bardak su istedi.

Genç bayan onun aç olduğunu hissederek ona su yerine büyük bir bardak süt verdi. Çocuk sütü yavaşça içti ve bitirdiğinde sordu…


«Size ne kadar borçluyum? »

« Bana hiç bir borcun yok, » diyerek cevapladı, kız

« Annem bana, yapılmış olan bir ikramın karşılığında hiçbir şey beklememiz gerektiğini öğretti ».

Çocuk bu cevabın karşısında :

« O zaman lütfen , size bütün kalbimle teşekkür etmeme izin verin ». diyerek kapıya yöneldi.

Howard Kelly, fiziksel gücünün geri geldiğini hissetmiş olarak evden ayrıldı ve neredeyse kaybetmekte olduğu olduğu, Tanrı’nın varlığına inanma duygusunun da geriye döndüğünü fark etti.

Yıllar sonra, aynı genç hanım çok ağır bir hastalığa yakalanarak yatağa düştü. Oradaki doktorlar bir teşhis koyamadılar ve onu yakındaki büyük şehire gönderdiler. Biliyorlardı ki bu ender rastlanan hastalığı teşhis edip, tedavisini yapabilecek doktor ve hastaneler ancak orada bulunabilirdi

Doktor Howard Kelly, bir hasta için görüşü alınmak üzere hastaneye çağrıldı. Hastanın geldiği kasabanın adını duyunca artık uzaklarda kalmış bir hatıranın içini yakarak canlandığını hissetti ve gözleri doldu.

Doktor Kelly hastaneye giderek ve hastanın odasına girdi. Odaya adımını atar atmaz, artık oldukça yaşlanmış olan bayan hastayı tanıdı. Muayenesini bitirdikten sonra konsültasyon odasına döndü ve içinden, kadının hayatını kurtarmak için elinden ne geliyorsa yapmaya karar verdi…

Doktor Kelly o günden sonra bu vakaya özel bir ilgi gösterdi. Uzun ve zorlu uğraşmaların sonunda hastalığa karşı verdiği savaş kazanılmıştı…

Doktor Kelly, taburcu olmadan hastanın faturasının incelenmesi ve onaylanması için önce kendisine gönderilmesi talimatını verdi. Faturaya göz gezdirdi ve sonra faturanın kenarına bir şeyler yazarak faturayı kadının odasına gönderdi.

Kadın fatura zarfını aldı ve onu açarken hayatının geri kalan kısmını onu ödemekle geçireceği bir meblağla karşılaşacağını ister istemez aklından geçirdi. Ancak zarfı açıp faturaya bakarken bir şey dikkatini çekti.


Faturanın kenarında farklı bir el yazısıyla yazılı bir şeyler vardı…

Kadın yazılı olanları okudu :

‘’Faturanın tutarı bir bardak süt karşılığında ödenmiştir.’’
Doktor Howard Kelly .

Kadının gözleri yaşlarla ve kalbi de tarif edilemez duygularla doldu.

« Tanrım, sana sonsuz şükürler olsun, çünkü senin sevginin bir adamın gönlünü doldurduğuna şahit oluyorum ».


Bu duruma uyan bir özdeyiş vardır:

Denize atılan iyilik bir gün sana döner.


Yapılmış olan küçük bir iyilik bir gün sana veya bir sevdiğine hiç beklemediğin bir anda bir şekilde geri döner. Eğer yaptığın iyiliğin geri dönmediğini, karşılık bulmadığını da görürsen, o zaman da düşün ki sen bu dünyada karşılıksız iyilik yapan ender kişilerdensin. Karşılık bulmayan iyilikler, düşününüz ki, bu dünyada yapılmış olan farklı bir davranış şeklidir ve bu dünyada var oluş nedenlerimizden bir tanesi de küçük de olsa bir fark yaratmak değil midir… Ve sonuçta tüm yaşam ne içindir ki???

Hayatımız boyunca bir çok insanla karşılaşır ve geçeriz ancak pek az ‘’gerçek’’ dost kalplerimiz de bir iz bırakabilir.
__________________
<<Ömür Dediğin Bir Gündür O da Bu Gündür...>>
"Her Kim Hakkımda Ne Düşünürse Allah İki Katını Versin"

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
fertelliyim isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 6 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 6 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 10:45.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.