Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
Günün hikayesi - Sayfa 14 - Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar
Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Serbest Kürsü
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Serbest Kürsü Serbest Konular



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 25.12.2009, 14:27   #131
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 31
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: GÜNÜN HİKAYESİ

Yüz vermedin!

Fakîh Îsâ bin Muhammed şöyle anlatır:

Uzak bir diyârda idim. Abdullah el-Ayderûs'u açıkça bulunduğum yerde görmeyi temenni etmiştim. Mescide gittim. Oraya bir dilenci ve yanında birisi gelip benden bir şey istedi. Bir şey vermedim. Oradan ayrılıp başka yere gittim. O dilenci ve yanındaki kişi benim arkamdan geldi. Sonra yine yanıma yaklaşarak benden bir şeyler istedi. Yine yüz vermedim. Bunun üzerine o dilenci ve yanındaki ayrılıp gitti. Bir müddet sonra ben, Abdullah el-Ayderûs'un bulunduğu yere döndüm.

Şeyh Abdullah'ın yanına giderek;

- Ben sizi gittiğim yerde alenen görmeyi temenni ettim. Lâkin bu isteğim hâsıl olmadı,dedim.

Bunun üzerine Ebû Muhammed el-Ayderûs ;

- Sana alenî görünmem hâsıl oldu. Falan gün duhâ vaktinde sen falan mescidde idin. Senin yanına bir dilenci geldi. Yanında birisi de vardı. Senden bir şeyler istediler. Onlara bir şey vermedin. Sonra kalkıp bir yere gittin. Onlar da seni tâkib etti ve yine bir şeyler istediler. Yine yüz vermedin. İşte o dilencinin yanındaki ben idim. Ben, senin yanına o kılıkla gelmiştim, dedi.

Ben;

- Efendim! Sizin dedikleriniz doğrudur. Fakat o size fazla benzemiyordu,deyince,

Şeyh Abdullah da;
- Eğer ben bu hâlimle senin yanına gelse idim, sen beni tanır ve insanlara haber verirdin, buyurdu.
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 25.12.2009, 14:27   #132
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 31
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: GÜNÜN HİKAYESİ

Gerçek Anlaşılınca

Zülkarneyn Aleyhisselam ordusuyla gece yolda giderken ordusuna:

- Ayağınıza takılan şeyleri toplayın, diye emir verir.

Ordu bu emri duyunca; içlerinden bir grup:

-Çok yürüdük, çok yorgunuz. Gece vakti bir de ayağımızı takılan şeyleri toplayarak boşuna ağırlık mı yapacağız. Hiçbir şey toplamayalım, diyerek hiçbir şey toplamıyorlar.

İkinci grup ise;

- Madem Komutanımız emretti, birazcık toplayalım, emre muhalefet etmeyelim. Zira ordun komutanına itaat etmek gerekir, diyerek az bir şey topluyorlar.

Üçüncü grup ise;

-Komutanımız bir şeyi boşuna emretmez. Muhakkak bildiği bir şey vardır. Bir hikmete vardır, diyerek bütün abalarını ağzına kadar doldururlar.

Sabah olduğunda bir de bakıyorlar ki, meğer bir altın madeninden geçmişler de, ayaklarına değen şeylerin altın olduğunun farkına varamamışlar. Bunu anlayınca:

Hiç almayan birinci grup;
-Ah niçin almadık! Nasıl dinlemedik komutanımızın sözünü. Keşke alsaydık! Bir tane bari alsaydık diyerek pişman oluyorlar.
Az alan ikinci grup ise;

-Ah ne olaydı da biraz daha fazla alsaydık. Ceplerimizi, abalarımızı hınca hınç doldursaydık diye sitem ediyorlar kendilerine.

Çok alan üçüncü grup ise:

- Keşke gereksiz, lüzumu olmayan eşyalarımı atsaydım, daha çok toplasaydım. Her şeyimizi doldursaydık, daha fazla alsaydık diyerek, fazla almalarına rağmen üzülüyorlar.

İşte bu misalde olduğu gibi, Ahirette bütün insanlarda bunun gibi ağıtlarda bulunacak.

Kafir olan;

- Keşke iman etseydik, keşke inansaydık da hiç olmasa Cehenneme girdikten sonra iman etmemiz sonucunda Cennete girseydik, ebedi cehennemden kurtulsaydık,

Mümin, fakat az sevabı olan;

-Keşke biraz daha sevap işleseydim de, biraz daha ikrama mazhar olsaydım.

Mümin,çok sevabı olan ise;

-Ah ne olaydı da Makamımı biraz daha yükseltecek bir vakit daha namaz kılsaydım, biraz daha fazla sadaka verseydim,oruç tutsaydım, biraz daha sevap işleyecek ameller yapsaydım... diyeceklerdir.

Rabbim bu misallerden ders almak nasip etsin...
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 26.12.2009, 17:15   #133
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 31
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: GÜNÜN HİKAYESİ

Final

Yıllar önce, Seattle’ da düzenlenen Engelliler olimpiyatında, sıra 100 metre finallerine gelmişti. Finale kalan 9 yarışmacıdan her biri ya fiziksel açıdan engelliydi yahut zihinsel açıdan.


Yarışmacılar, başlama çizgisindeki yerlerini aldılar ve başlama işareti verilir verilmez var güçleriyle ileri atıldılar. Hiçbiri, atletizm yarışmalarında görmeye alışık olduğumuz türden bir hamle gerçekleştiremedi elbette. Ama hepsi de bu yarışı kazanmaya istekliydi ve yapabildikleri en iyi koşuyu yapmaya çalışıyorlardı.


Biri hariç!


O, daha ilk birkaç metrede tökezleyip yere yuvarlanmış, dengesini koruyamadığı için yerde iki takla atmış, sonra da hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı.


O kadar yüksek sesle ağlıyordu ki, öndeki 8 yarışmacı da onun hıçkırıklarını işitip önce yavaşladılar, sonra da bitiş çizgisine doğru koşmayı bırakıp yerdeki bu sakat gencin yardımına koştular. içlerinden biri, Down Sendromu’ndan muzdarip bir kızcağız eğildi, gözyaşları içinde yerde oturan genci öptü ve elinden tutup onu kaldırmaya çalıştı. Diğerleri de yardımcı oldular kendisine, Sonra,dokuz yarışmacı elele tutuşup bitiş çizgisine doğru beraberce koşmaya başladılar.


Yarış pistindeki bu tablo karşısında bütün stadyum ayağa kalkmıştı. Seyirciler dokuz yarışmacıyı da ayakta alkışlıyor, kimisi de bir duygu seli içerisinde, gözyaşlarını silmeye çalışıyordu. Alkışlar, yarışmacılar elele bitiş çizgisini geçtikten sonra dahi bitmek bilmedi.


O gün o stadyumda bulunanlar bu olayın hala anlatırlar. Zira o an hayatları boyunca unutamayacakları bir şey öğrenmişlerdir. Hayatta gerçekten değerli olan, her halükarda kazanıp birinci olmak değildir, başkalarının da kazanmasına yardım etmek çok daha değerlidir. Bu, bizi bir derece yavaşlatsa, hatta yürüdüğümüz istikameti bir parça değiştirmemizi gerekli kılsa bile…
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar EyüphanAydın'e Teşekkür Ediyor...
Alt 26.12.2009, 17:15   #134
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 31
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: GÜNÜN HİKAYESİ

ıza bir partide rastlamıştı.. Harika birşeydi. O gün peşinde o kadar
delikanlı vardı ki... Partinin sonunda kızı kahve içmeye davet etti.
Kız parti boyu dikkatini çekmeyen oğlanın davetine şaşırdı ama tam bir
kibarlık gösterisi yaparak kabul etti. Hemen köşedeki şirin kafeye oturdular.
Delikanlı öyle heyecanlıydı ki, kalbinin çarpmasından konuşamıyordu.
Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı...

Ben artık gideyim demeye hazırlanırken, delikanlı birden garsonu çağırdı.

Bana biraz tuz getirir misiniz dedi. Kahveme koymak için.

Yan masalardan bile şaşkın yüzler delikanlıya baktı. Kahveye tuz! Delikanlı
kıpkırmızı oldu utançtan ama tuzu kahvesine döktü ve içmeye başladı.

Kız, merakla Garip bir ağız tadınız var. dedi.. Delikanlı anlattı: Çocukken
deniz kenarında yaşardık. Hep deniz kenarında ve denizde oynardım.
Denizin tuzlu suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.
Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadı
dilimde hissetsem, çocukluğumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutlu
ailemi hatırlıyorum... Annemle babam hala o deniz kenarında oturuyorlar.
Onları ve evimi öyle özlüyorum ki...

Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının... Kız dinlediklerinden
çok duygulanmıştı. İçini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar
özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, evini
arayan, evini sakınan biri... Ev duyusu olan biri... Kız da konuşmaya
başladı. Onun da evi uzaklardaydı. Çocukluğu gibi...

O da ailesini anlattı. Çok şirin bir sohbet olmuştu... Tatlı ve sıcak.
Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel başlangıcı olmuştu tabii...
Buluşmaya devam ettiler ve her güzel öyküde olduğu gibi, prenses,
prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yaşadılar. Prenses
ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu...
Onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü...

40 yıl sonra, adam dünyaya veda etti. Ölümümden sonra aç diye
bir mektup bırakmıştı sevgili karısına. Şöyle diyordu, satırlarında: Sevgilim,
bir tanem. Lütfen beni affet. Bütün hayatımızı bir yalan üzerine kurduğum
için beni affet. Sana hayatımda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede.

İlk buluştuğumuz günü hatırlıyor musun? Öyle heyecanlı ve gergindim ki,
şeker diyecekken Tuz çıktı ağzımdan. Sen ve herkes bana bakarken,
değiştirmeye o kadar utandım ki, yalanla devam ettim. Bu yalanın bizim
ilişkimizin temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. Sana gerçeği anlatmayı
defalarca düşündüm. Ama her defasında korkudan vazgeçtim.
Şimdi ölüyorum ve artık korkmam için hiçbir sebep yok...

İşte gerçek: Ben tuzlu kahve sevmem! O garip ve rezil bir tat.
Ama seni tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyi içtim.
Hem de zerre pişmanlık duymadan. Seninle olmak hayatımın
en büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlu kahveye borçluydum.
Dünyaya bir daha gelsem, herşeyi yeniden yaşamak, seni yeniden
tanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim,
ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da...

Yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklam ıslattı. Lafı açıldığında
birgün biri, kadına Tuzlu kahve nasıl bir şey? diye soracak oldu..

Gözleri nemlendi kadının...
Çok tatlı!.. dedi...
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar EyüphanAydın'e Teşekkür Ediyor...
Alt 26.12.2009, 17:15   #135
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 31
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: GÜNÜN HİKAYESİ

Kıbrıs Harekatı'nda yaşanmışbir olay bu. Savaş sırasında bir gün bizim askerlerden

birinin yanına bir başka Mehmetçik gelmiş. Biraz hoşbeşten sonra ailesine

ulaştırması için ona bir mektup vermiş. Bizimki "Kardeşim savaştayız. Kimin

ne olacağı belli değil ki. Belki sen gidersin de ben

kalırım" dese de diğer asker sürekli "Hayır sen gideceksin ben

kalacağım" diyormuş. Sonunda başa çıkamayınca razı olmuş. Mektubu götüreceğine söz

vermiş. Bir daha o askeri görmemiş. Bi süre sonra da
olayı unutmuş.

Savaştan yıllar sonra askerlikle ilgili eşyalarını karıştırırken
bir anda eline o mektup geçmiş. Verdiği sözü tutmamış olmanın
rahatsızlığıyla hemen mektubun üzerindeki adrese doğru yola çıkmış
"Döndüyse kendisini görürüm şehit olduysa ailesine başsağlığı dileyip mektubu veririm"
diye aklından geçiriyormuş.
Sonunda evi bulup kapıyı çalmış. Kapıyı açan yaşlı teyzeye Kıbrıs'ta birlikte savaştıkları oğullarından .
bir mektup getirdiğini kendisiyle görüşmek istediğini söylemiş. Kadın şaşkınlık içinde
adamı içeri buyur edip kocasının yanına götürmüş. Yaşlı adam olayı
dinledikten sonra "İyi de evladım bizim Kıbrıs'ta savaşan bir oğlumuz
yok ki" demiş. Ardından da diğer odaya gitmiş ve elinde
bi fotoğrafla geri dönmüş. Resmi bizimkine göstererek "Sana mektubu veren
bu muydu?" diye sormuş. Bizim Kıbrıs gazisinin gözleri parlamış: "Evet
işte bu askerdi. Ama Kıbrıs'ta savaşan oğlunuz yok demiştiniz." Anne
çoktan gözyaşlarına boğulmuşmuş bile. Baba ise başını sallayıp üzüntülü bi
sesle "Evet bu bizim oğlumuz. Ancak Kıbrıs'ta değil yıllar önce
Kore'de şehit oldu" demiş.
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar EyüphanAydın'e Teşekkür Ediyor...
Alt 26.12.2009, 17:16   #136
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 31
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: GÜNÜN HİKAYESİ

Küçük kız aceleyle evden çıkıp, köşedeki
eczaneye gitti.

Eczacının dikkatini çekebilmek için büyük bir sabırla bekledi.
çok kalabalıktı .
Eczacı Sally'nin beklediğini görünce
-Evet, ne istiyorsun söyle bakalım dedi. Biraz acele et,
gördüğün gibi işim var diyerek
yanındaki şık giyimli adamı gösterdi.

Sally "Kardeşim" dedi.
Sessizce yutkunduktan sonra devam etti:
-Kardeşim çok hasta,bir mucize almak istiyorum.
Eczacı Sally'e bakarak:
-Anlayamadım dedi.
-Şeyy, babam Onu ancak bir mucize kurtarabilir dedi,
bir mucize kaç paradır, bayım?
Eczacı Sally'e sevgi ile baktı bu kez:
"Üzgünüm küçük kız, biz burada mucize satmıyoruz, sana yardımcı
olamayacağım" dedi.

Sally o kadar kolay vazgeçmek istemedi.
Eczacının gözlerinin içine bakarak
-Karşılığını ödemek için param var benim, bana yalnızca fiyatını
söylemeniz yeterli.. dedi.
Eczacının yanında bekleyen iyi giyimli bey Sally'e dönerek
-Ne tür bir mucize gerekiyor kardeşin için küçük hanım? diye sordu.
- Kardeşim... ameliyat olmazsa kurtulamayacakmış..
ama ameliyat paramız yok...
babam..
Onu ancak bir mucize kurtarabilir deyince ben de paramı alıp buraya geldim.
'' Peki, ne kadar paran var? '' diye sordu iyi giyimli adam.
- Bir dolar ve onbir sent dedi Sally. Ve... dünyadaki tüm param bu..
-Bu iyi bir şans, kardeşini kurtarmak için gerekli olan mucizeye yeter bence bu para..


Adam bir eline parayı aldı, öteki eliyle de Sally'nin elini tutarak
-Beni yaşadığın yere götürür müsün lütfen...
Küçük kardeşini ve aileni tanımak istiyorum..dedi.
İyi giyimli adam Dr. Carlton Armstrong'du ve George
için gerekli olan ameliyatı yapabilecek tanınmış bir cerrahtı.

Ameliyat başarıyla sonuçlandı
Hep birlikte mutluluk içinde evlerine döndükleri zaman
Anne:
-Hâlâ inanamıyorum. Bu ameliyat bir mucize
Doğrusu maliyeti ne kadardır merak ediyorum dedi.

Sally kendi kendine gülümsedi.
O bir mucizenin kaça mal olduğunu çok iyi biliyordu.
Tam ...tamına... bir dolar ve onbir sent...
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar EyüphanAydın'e Teşekkür Ediyor...
Alt 26.12.2009, 17:16   #137
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 31
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: GÜNÜN HİKAYESİ


Geçen seneki yaz tatilimizi dedemlerin yemyeşil ağaçlarla bezeli şirin mi şirin köy evinde geçirdik. Tatilimin her günü bir başka güzeldi. Köyün yemyeşil çayırlarında alabildiğine özgürdüm. Şehrin stresli günlerinin acısını çevreyi gezip dolaşarak, yaşıtlarımla oynayarak çıkarıyordum.

Güzel bir temmuz sabahı arkadaşım Hasan’la beraber atımıza bindiğimiz gibi soluğu çayırda aldık. Atımı dörtnala koşturmak en büyük zevkimdi. Rüzgâr sanki özgürlük türküleri fısıldıyordu kulaklarıma. Öylesine hızlı yol alıyordum ki köyden epeyce uzaklaştığımı, dahası da Hasan’ı gözden yitirdiğimi fark etmemiştim bile. Atım huzursuzlanmaya, kişnemeye başladığında iş işten geçmişti artık. Hemen elimi gözüme siper ederek çevremi iyice bir kolaçan ettim. Ağaçlarla kaplı ormanlık bir alanın kıyısındaydım. Küçücük bir dere yılan gibi kıvrılarak önümden akıyordu. Derenin karşı kıyısında çam ve gürgen ağaçlarıyla, çalılıklarla kaplı küçük ve şirin bir tepe vardı. Korkum geçince bu tepeye tırmanmaya karar verdim. Atımı bir ağaca sıkıca bağladıktan sonra dereyi geçip tepeye tırmanmaya başladım. Kâh sürünerek kâh yürüyerek nihayet tepeye varmayı başarmıştım. Tepeden aşağıya baktığımda köyün manzarası yetenekli bir ressamın yaptığı güzel bir tablo gibi önümdeydi. Köyün meydandaki camisi ve okulu göz kamaştırıcıydı. Meydandaki yaşlı çınar ağacı yıllara meydan okuyan vakûr ve gururlu bir sanat eseriydi sanki.

Etrafımı iyice inceledikten sonra tepenin diğer yamacını da görmek istedim. Çalılıklara sürtünmemeye çalışarak, dikkat ede ede aşağıya inmek beni epeyce yormuştu. Azıcık dinlenmek en doğal hakkımdı. Biraz daha yürüdükten sonra küçük, viran bir kulübeyle karşılaştım. Kulübeyi sarmaşıklar, yaban otları bürümüştü ve kulübenin tahtaları yer yer çürümüştü. Ama yine de bu kulübe neşemi geri getirmeye yetmişti de artmıştı bile. Kulübenin verandasındaki tahta sandalyeye iliştim ve türkü söylemeye başladım. Türkü söylerken serin serin esen rüzgârın yüzümdeki terleri bir anne şefkatiyle siler gibi okşaması çok hoşuma gitmişti. Yavaş yavaş gözlerim kapanmaya, görüntüler silikleşmeye başladı. Düş âleminde yaşıyordum sanki. Aniden “Hayâllerim Conk Bayırı’nda, Anafartalar’da kayboldu!” diyen bir sesle irkildim. Hemen gözlerimi açtım. Bu ses; seksen yaşlarında, hafif kamburu çıkmış, elindeki bastonuna dayanan,huysuz bir nineye aitti. Ninenin yüzündeki kırışıklıklar hayatın acılarını simgeliyordu sanki. Bastonuna havaya kaldırıp bana dedi ki:

-Benim hayâllerim Anafartalar’da, Conk Bayırı’nda kayboldu. Sen niye türkü çığırırsın a oğul! Arayıp bulsana yitirdiğim hayâlleri!

Bunun üzerine:

- Deli misin sen nine! Ne hayâlleri, ne Anafartalar’ı? Dediğinden hiçbir şey anlamıyorum, diyecek oldum. Sen misin onu diyen? Bastonuyla beni kovalamaya başlamasın mı? Neye uğradığımı anlayamadım.Yamacı tırmanıp nasıl tepeden aşağı indiğimi bir Allah bilir, bir de ben! Hemen atın yularını çözdüm ve onu deli gibi dörtnala koşturmaya başladım. Ben ata değil, at bana hükmediyordu adetâ. Biraz daha gittikten sonra köyün kıyısına geldiğimizi anladım ve içimden derin bir “Oh!” çektim. Köyün meydanından kan ter içinde geçip doğruca dedemlerin evinde aldım soluğu.

Dedem her zamanki yerinde sedirin üzerinde bağdaş kurmuş, oturuyordu. Beni görünce:

- Ne oldu a oğul? Betin benzin atmış, diyerek heyecanla sordu. Ben de ona olanları bir bir anlattım. Ben anlatırken onun yüzü şekilden şekle giriyordu.Beni dinlerken yüzündeki çizgiler daha da derinleşiyordu sanki.Eliyle sakalını sıvazlayarak bana dedi ki:

- Sen kulübede düş gördün herhal! Orada kimse yaşamıyor artık. Deli Zehra Nine oturuyordu o kulübede. Ama o öleli neredeyse otuz yıl oldu.

Ben bunun üzerine merakla:

- Ama dede, ben seksen yaşlarında bir nine gördüm sahiden de. “Hayâllerim Anafartalar’da, Conk Bayırı’nda kayboldu.” deyip duruyordu ağzı köpürerek. Üstelik elinde de baston vardı. O bastonla beni kovaladı. O nine kim dede?”diye ısrarla sordum.

Dedem:

- Sen Deli Zehra Nine’nin hayâletiyle karşılaşmış olamazsın a torun! Düş görmüşsündür herhal. Deli Zehra Nine kendi hâlinde bir kadıncağızdı eskiden. Kocasının Çanakkale Savaşları’nda, Anafartalar’da şehit olduğunu öğrenince altı aylık yetimiyle kalakaldı koca dünyada tek başına. Bebesi de yokluktan, fakirlikten zatürree hastalığına yakalanıp da ölüverince dünyası başına yıkıldı zavallının. Aklını oynatıp kendini dağlara, taşlara vurdu. Senin o gördüğün kulübede tek başına yaşadı tam elli yıldır. Gelene geçene “Hayâllerim Anafartalar’da kayboldu! Arayıp bulsana yitirdiğim hayâllerimi.” deyip durdu hep. Rahmetli ninen ölüm döşeğinde yanı başındaymış kadıncağızın. “Bana hayâllerimi geri verin ey Anafattalar! diye sayıklayarak ruhunu teslîm etmiş Allah’a, dedi.

Dedemin gözleri yaşarmıştı bana bunları anlatırken. Benim durumum da ondan farksız değildi hani. Elimin tersiyse gözümü silerek dedeme:

- Deli Zehra Nine’nin mezarı nerede dede? Onu ziyaret etmek istiyorum. Bu, benim ona vefa borcum, dedim.

Dedem de mezarı tarif etti bana. Hemen elime bir demet gül alıp mezarlığa gittim. Ruhuna Fatiha okudum ve ona içimden şöyle seslendim: “Kaybettiğin hayâlleri kim bulabilir ki senden başka? Yitirdiğin hayâllerin üstüne koskoca Türkiye inşa edildi. Kocan gibi yiğitler sayesinde hürüz ve başımız dik durabiliyoruz. Sizlerin hakkı ödenmez.”

Mezarlıktan gelirken Hasan’a rastladım. Beni çok merak ettiğini, başıma bir iş gelmesinden korktuğunu söyledi. Ben de kaybolduğumu ama sonunda evi bulabildiğimi anlattım ona. Zehra Nine’nin hayâletiyle karşılaştığımı ise söylemedim.

Bazen Deli Zehra Nine rüyalarıma giriyor. Başından vurulmuş bir asker elini tutuyor Zehra Nine’nin. Askerin kucağında altı yedi aylık, pembe yanaklı, şirin mi şirin bir bebek var. Etrafına gülücükler saçıyor o masum bebek. Zehra Nine bana el sallıyor gülümseyerek
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 26.12.2009, 17:16   #138
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 31
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: GÜNÜN HİKAYESİ

Çok zengin ama cimri bir adam, bir bilgenin yanına gidip nasihat almak istedi. Bilge onu pencerenin yanına götürüp sordu:

Pencereye baktığında ne görüyorsun?

Yoldan gelip geçen insanlar görüyorum. Bir de yolun kenarında oturmuş dilenen fakir bir adam var.

Bilge, başka bir odaya gidip elinde büyük bir aynayla döndü ve sordu:

Peki bu aynaya baktığında ne görüyorsun?

Kendimi.

Yani artık başkalarını görmüyorsun!"

"Farkında mısın, pencere camı da aynı maddeden, yani camdan yapılmıştır. Ama aynanın camının üstüne incecik bir gümüş tabakası kaplandığı için, ona baktığında kendinden başkasını göremiyorsun.

İşte, insan kalbi de cam gibi aslında şeffaftır, başkalarını görmemize engel değil vesile olur. Onlara merhamet besleriz o zaman. Ama ne zamanki altın gümüş gibi dünya süsleriyle kalbimizi kaplarsak o zaman sadece kendimizi görürüz. Kalbimizden de merhamet çekilip atılır.

"Yapman gereken şey kalbini temizlemek."

"Altınları ve gümüşleri cebinde taşı, kalbinde değil. O zaman bencillikten kurtulup başkalarına merhamet beslemeye başlarsın.
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 26.12.2009, 17:16   #139
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 31
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: GÜNÜN HİKAYESİ

Sinirlenildiği zaman kullanılan \”zıvanadan Çıkmak\” deyiminin aslı çokta uzaklara gitmemektedir. hâla anadolumuzda taş ve ağaç kullanılarak yapılan köy evlerine hepimis şahit olmuşusdur. etrafı taşlarla örülür ve üst kısmı sağlam 4-5 büyük kütük ile taşların üstüne yerleştirlir ve devamına çatı yapılır. İşte bu büyük kütüklerin taşlardan kaymaması, kurtulmaması için, lastikten taşların üst bölümüne yuva yapılır ve ağaçlar bu kısma oturtulur. yapılan bu yuvaya zıvana denir. zıvanadan kurtulması ev için büyük tehlike oluşturur. \”zıvanadan Çıkmak\” deyimi, yıkmak dağıtmak manasında kullanılmaktadır…
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 26.12.2009, 17:17   #140
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 31
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: GÜNÜN HİKAYESİ

Kuyumcular yaptıkları yüzük,küpe,gersanlık gibi ziynet eşyalarının üzerine mücevherin ışığı daha iyi yansıtması ve parlaklığının artması için FOYA adı verilen bir madde sürerler.Zamanla sürülen bu foya dökülür.Bu duruma foyası çıkmış denilir.

Halk arasında yalan söyleyen,sahtekarlık yapan kişilerin yalanları ortaya çıktığında "foyası meydana çıktı" şeklinde benzetme yapılır...
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 3 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 3 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Günün, Ayet ve Hadisi altuntas58 Serbest Dini Konular 19 13.11.2011 16:09
-CUMA SOHBETLERİ- Abdurrahman 58 Dini sohbet 50 28.08.2009 08:50
Peygamber Efendimizin tüm Ramazan boyunca okuduğu dua:)) seva Dualar 0 19.08.2009 17:02
Acıklı bir aşk hikayesi :) gürün_güzeli Hertelden 0 27.06.2008 18:09
Bİr Gelİncİk Hİkayesİ bayatlı kenan58 Arşiv 0 23.05.2008 16:58


WEZ Format +2. ?uan Saat: 09:04.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.