Gümüşdere'lilerin sohbet alanı.

[dark_yamtar58]

uy paralar



temel banka soymak suçundan yargılanıyormuş , son celsede hakim delil yetersizliğinden temelin tahliyesine karar vermiş . temel bunu duyunca çok sevinmiş ve bağırarak hakime ;
- uy cözünü sevdigumun hacim beyi , yani şimdi bu paralar penim oldu değil mu

[dark_yamtar58]

İçkiyi Bıraktım

Temel bir gün avrupaya gider.Temel'in kötü bir aliskanligida vardir, sürekli içki içer.

Birgun bir bara girip barmenden üç bira ister ve hepsini içer.Üç-bes defa böyle yapinca barmen merak eder ve sorar;

-"Niye hep üç tane bira içiyorsunuz?

Temel cevap verir;

-"Ben, Dursun ve Hamdi bizler üçüzüz. Hepimiz dünyanin farkli yerlerindeyiz. Hepimizde bara girdigimizde birbirimizin yerine bira içeriz, öteki iki birayi o yüzden içiyorum" der.

Yine günlerden bir gün Temel bara gelir ve iki bira ister, barmen verir.Temel biralari içtikten sonra tam kalkarken barmen sorar;

-"Allah rahmet eylesin efendim, kardesinizin biri öldü heralde?" deyince Temel cevap verir;



-"Hayir ben içkiyi biraktim da

[dark_yamtar58]

Yeni geldim

TEMEL apartmanın onikinci katından düşmüş. Arkadasları hemen gelip sormuşlar:

"Ne oldu lan Temel" demişler.

Temel'de:"VALLAHA BEN DE YENI GELDIM" demiş.

[dark_yamtar58]

Tarımsal Sigorta Yaptırın

İl Tarım Müdürü Mehmet KAYA, Tarım Sigortaları hakkında yaptığı açıklama da; Tarım sektörü, dünya nüfusu açısından taşıdığı kritik önemin yanı sıra ekonomik, sosyal, siyasal, teknolojik ve kişisel risklerden yüksek düzeyde etkilenen, son derece hassas bir faaliyet sahası olarak kendine özgü bir yapıya sahiptir. Bu açıdan bakıldığında, tarımın insanlığın beslenmesindeki fonksiyonunu etkili bir şekilde yerine getirmesi; tarımsal üretimi tehdit eden risklerin yönetimiyle doğrudan ilişkilidir. Ülkemizde tarım sektörünü tehdit eden risklerin teminat altına alınabilmesi amacıyla bir sigorta mekanizmasının devreye sokulması düşünülmüş ve bu amaçla. 14.06.2005 tarih ve 5363 sayılı “Tarım Sigortaları Kanunu” çıkarılmıştır. Çıkartılan bu kanun ile çiftçilerimizin yetiştirmiş oldukları bitkisel ve hayvansal ürünlerini çeşitli riskler ve afetlere karşı korumak amacıyla kısa adı (TARSİM) olan Tarım Sigortaları Havuzu oluşturulmuştur. Tarım Sigortaları Havuzu kapsamında sene başında ve uygun görülen zaman aralığında ürünlerini sigorta yaptıran çiftçilerimize her yıl Bakanlar Kurulu Kararı ile yaptırdıkları prim bedellerinin desteklenmesi uygun görülmektedir. 2008 yılında da ürünlerini sigortalatmak isteyen çiftçilerimize yönelik olarak 30 Aralık 2007 tarih ve 2007/13010 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile “Sigorta Priminin %50′ si oranında Prim Desteği,” Tarım Sigortaları Havuzuna bütçenin ilgili tertibinden aktarılarak karşılanması kabul edilmiştir. Bitkisel Ürünler için, dolu ana sigortası ile birlikte yangın, heyelan, deprem, fırtına, hortum ek teminatları paket halinde; ayrıca açık alanda yetiştirilen meyveler için bu belirtilen teminatlara ilave olarak isteğe bağlı don riski teminatı; ilgili genel şartlar, teknik şartlar, tarife talimatlar kapsamında Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçilerin arazi ve ürün bilgileri dikkate alınarak Tarım Sigortaları Havuzu tarafından verilir.TARSİM özel sigorta şirketlerinde poliçe hazırlanarak başlamaktadır. Hazırlanan poliçede hangi ürünün neye karşı sigortalandığı mutlaka belirtilmelidir. Sigorta bedelinin yarısı devlet tarafından teşvik amaçlı ödenmektedir. Daha önceleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığında uygulanan 2090 sayılı tabii afetlerden zarar gören çiftçilere yapılan yardım kanunu 2006 yılında yayınlanan yönetmelikle yeniden şekillenmiştir. 5. maddesi derki “Bu Yönetmelikte yer alan yardımlardan, 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu kapsamında uygulama yılında yer alan riskler için tarım sigortası yaptırmamış üreticiler yararlanamaz.” Buna göre doğal afetlerden dolayı 2090 sayılı kanun faydalanma imkânı ortadan kalkmıştır.


Tarım Sigortaları Kanunu uygulamaya konulduktan sonra 2007 yılında Türkiye’de 220.000 çiftçi sigorta yaptırmış, bunun 1.859’unu Sivas’lı çiftçiler oluşturmuştur. 2008 yılının ilk çeyreğinde bu rakamlar ülkemizde 80.000, ilimizde ise 102 çiftçiden oluşmuştur.
Sigorta bedelinin yarısı devlet tarafından ödenmektedir. Buda çiftçilerimizin hem doğal afetlerden korunmasını sağlamakta hemde ceplerine yüklü bir külfet getirmemektedir.” dedi.

[dark_yamtar58]

Patates Üreticilerine Eğitim Toplantısı Düzenlendi

İl Tarım Müdürü Mehmet KAYA: Patateste entegre mücadele, patates üretimi sırasında karşılaşılan hastalık ve zararlılar hakkında gerçekleştirilen toplantıyla ilgili yaptığı açıklama da: Son zamanlarda ülkemizde yoğun olarak tohumluk patates üretimi yapılan iller de Patates Siğili ‘nin ortaya çıkması, bu hastalığa bulaşık olmayan, hastalıklardan ari topraklarda yapılma zorunluluğunu getirmiştir. Bu noktada SİVAS ili önemli bir konumdadır. Çünkü ilimiz sınırları dahilinde bulunan tarım alanlarında gerek hastalık gerekse aşırı gübreleme ve ilaçlamaya bağlı bir kirlilik, patates nematodu ve hastalık tespit edilememiş topraklarımızın tamamı hastalıklar ve kirlilik konusunda temizdir. İlimizde bunun sonucu olarak son yıllarda alternatif ve sanayi ürünü olarak patates üretimi yaygınlaşarak artmaktadır. Bu amaçla İlimiz Patates Üreticileri Birliği üyeleri ve patates üretimi yapan çiftçilerle patates tarımı, patateste entegre mücadele ve patates üretimi sırasında karşılaştığımız hastalık ve zarlılarla mücadele konusunda bilgilendirme ve eğitim toplantısı gerçekleştirdik. Toplantı da: Dikim sezonunun yaklaştığı şu günlerde kaynağını bilmedikleri patates tohumunu almamaları ve mutlaka ‘Sertifikalı Patates Tohumu’ kullanılması konusunda uyarılarak dikkatli olunması gerektiği belirtilmiştir. Üreticilerimizin tarlalarını periyodik olarak kontrol etmeleri, tarlasındaki zararlı, hastalık ve yabancı otları tanımaları ve mücadele zamanına bilinçli karar vermeleri konusunda eğitim çalışması yapılmıştır. Entegre Mücadele sonucunda Patates üretiminin kalite ve miktar yönünden artırılması, Sağlıklı patates elde edilmesi, Doğal düşmanların ve doğal çevrenin korunması, İlaç kullanımının azaltılması ve ilaçların çevreye verdiği zararın önlenmesi amaçlanmaktadır”. Dedi

[dark_yamtar58]

Süne'ye Karşı Ağaç Dikimi Yapıldı

Tarım İl Müdürü Mehmet KAYA, Süne – Kımıl Mücadelesinde Biyolojik Mücadele Çalışmalarına Destek Amaçlı Ağaçlandırma Projesi kapsamında Kangal ilçesi Akpınar köyünde yapılan ağaç dikimiyle ilgili açıklamada bulundu:

İlimiz hububat üretimini olumsuz yönde etkileyen, önemli zararlara yol açan ve kaliteyi düşüren süne zararlısı ülke ekonomisine büyük kayıplar verdirmektedir.

İlimizde süne sürveyleri titizlikle yapılmakta olup; bugüne kadar yapılan çalışmalarda süne popülâsyonu ekonomik eşiği (m² de 10 adet süne) geçmediğinden ilaçlı mücadele yapılmamıştır. Bu nedenle Bakanlığımız Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülmekte olan ‘’Süne – Kımıl Mücadelesinde Biyolojik Mücadele Çalışmalarına Destek Amaçlı Ağaçlandırma projesi’’ kapsamında; Müdürlüğümüz tarafından 2008 yılında süne-kımıl zararlılarının görülebileceği 5 ilçede 7.500 adet Yalancı akasya, 7.500 adet Mahlep, 500 adet İğde, 2500 adet de Karaçam olmak üzere toplam 18.000 adet fidan dağıtımı yapılmıştır.

İl Müdürlüğümüz olarak süne ve kımıl zararlısının ilimiz de zarar oluşturmaması açısından sadece fidan dağıtmakla kalmayıp bu konuda çiftçilerimizi bilinçlendirmek amacıyla eğitim faaliyetleri de gerçekleştirmekteyiz. Bu amaçla eğitim faaliyetlerimiz kapsamında konu ile ilgili olarak 2.000 ad. Eğitici broşürleri hazırlayarak çiftçilerimize dağıtımı gerçekleştirmiştir.

Proje de belirtilen tür ve özellikteki fidanların dağıtılmasındaki amaç; süne ve kımılın doğal düşmanları olan parazitoid ve predatörlerin yazlama ve kışlama imkânlarını sağlamaktır. Bu nedenle de bölgemizde yeşil kuşak oluşturularak süne ve kımılın yayılışını azaltmaktır. Sünenin yumurta bırakmasının ardından bu predatör ve parazitoidler (Doğal düşmanlar) sünenin bıraktığı yumurtaya, kendi yumurtalarını bırakarak süne yerine kendi yumurtalarını besleyerek nesillerini artırırken, sünenin yayılışının önüne büyük oranda geçilecektir.

Sonuç olarak yukarıda açıklanan stratejinin zaman içerisinde uygulanması durumunda yaygın mücadelenin olumsuz etkileri en az düzeye indirilebileceği gibi süne salgınları da kontrol altına alınabilecektir. Bunun gerçekleşmesinde Müdürlüğümüzün yönlendirici görevi yanında, bu hedef ve stratejilerin uygulayıcısı durumunda olan üreticilerimize de düşen görev; bu dağıtılan fidanların dikim, bakım ve koruma gibi işlerin özenle yapılmasıdır.

Bu proje 5 yıllık olup 2006 yılından beri devam edilmektedir. Bakanlığımızın 2009 yılından itibaren süne mücadelesi Devlet yardım mücadelesinden çıkarılarak yönetimli çiftçi mücadelesine geçileceğinden üreticilerimizin bu konuda önlem almaları gerekmektedir. Dolayısı ile çiftçilerimizin tarlalarını sık sık kontrol ederek karşılaştıkları sorunlarla ilgili İl ve İlçe Müdürlüklerinden bilgi almaları uygun olacaktır. Dedi.”

[dark_yamtar58]

KIZLARIMIZI OKUTMALIYIZ!
Kader, mader değil... Vallahi değil! Bir şeyler yapmalıyız. Erken yaşta evlenmelerin önüne geçmeliyiz. Hem erkekleri hem kızları okutmalıyız. Bir ayırım yapacaksak önceliği kızlara tanımalıyız. Çocuklara ilk eğitimi veren onlar çünkü. Bir kız çocuğunu meslek sahibi olmadan, para kazanmasını bilmeden evlendirmemeliyiz. Bir kızı bekleyen tek gelecek evlilik değil! Bunu nasıl anlatacağız? Sevgili Fatih Altaylı, sevgili kız babaları. Anlarsınız ne demek istediğimi. İçimin nasıl yandığını. Ne yapacağız?

[dark_yamtar58]

01.22.08Kızlarımızı Neden Okutmak ZorundayızYazı kategorisi: Eğitim tagged Eğitim 5:25 pm yazan: Minik Kelebek

Kız evlatlarının okutulması gereğini ortaya koymak için, yüzlerce neden sıralanabilir. Bu nedenlerin başında da, “cehaletten” doğan korkunç faciaları ve acı sonuçları sıralayabiliriz. Etrafınıza ve çevrenize şöyle bir bakın: bütün kötülüklerin en baş kaynağı cehalet değil mi? Özellikle “kadının cehaleti, toplumun ve insanlığın cehaleti” demektir.

Çünkü kadın, yalnız çocuk doğurmaz aynı zamanda insanlığı ve toplumu da doğurur. Dünyayı idare edenleri, insanlığa hizmet edenleri kimler doğurmuştur? “Anneler yalnız doğurmuyorlar, doğurdukları evlatları eğitip büyütüyorlar da…” Bu açıdan ailenin, insanlığın ve toplumun teminatı kadınlardır. Her şeyin temelinde kadın olduğuna göre, kız evlatlarımızı câhil bırakmaya hakkımız var mı? Dünyaya gelen insan yavrusunun ilk bakıcısı ve hayata hazırlayıcısı anneler değil mi? “Anneden daha etkili eğitimci var mı?” Erkeğin en yakın dostu ve sırdaşı kadın değil mi? Bu bağlamda, kız çocuklarımızı en iyi şekilde okutmalıyız ki “kadınlık vasfına” ulaşabilsinler. Gerçek mânâda kadınlık vasfına ulaşamayan, annelik vasfına nasıl ulaşacak?..
Herkesin bilgiye mutlaka ihtiyacı var. Bu genel bir kavramdır. Kadın erkek arasında tercih yapılacak olursa, kadının ihtiyacı daha fazladır. Çünkü, toplumun temel direği olan ailede çocuğa kişilik kazandıran, hayata hazırlayan ve dinini sevdiren; birinci derecede annedir.

[dark_yamtar58]

Sevgili Adıslı defineci arkadaşlar.Yeni sezonda sizlere hayırlı kazılar dilerim inşallah şans sizleden yana olur.

[dark_yamtar58]

mehmetacik58 Nickli Üyeden Al?nt?

SEVGİLİ BEKİR KARDEŞİM SANA İSTEMİŞ OLDUĞUN YEDİDAĞIN EŞKIYASI EŞKİYA KASIM FOTOĞRFLARINI GÖNDERİYORUM HERKES TANISIN KABADAYI KASIMI
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
By [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
By [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

.............................. .............................. .............................. .................