07.04.2009, 11:26 | #11 |
Usta Yiğido
sibelYILMAZ Şuan
Son Aktivite: 05.09.2014 10:55
Üyelik Tarihi: 13.12.2007
Yaş: 36
Mesajlar: 2.927
Tecrübe Puanı: 914
|
Cevap: Allah'a Coşkulu Bir Sevgi ile Bağlanmak
"Allah Aşkı, Her An, Her Dakika Yaşanan Bir Sevgidir "
Allah razı olsun güzel paylaşımın için kardeş......
__________________
"Çöplüğe attılarda mukaddes emaneti, Hak bellettiler Hakka en büyük ihaneti." |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar sibelYILMAZ'e Teşekkür Ediyor... |
07.04.2009, 12:45 | #12 |
Usta Yiğido
MeLody58 Şuan
Son Aktivite: 02.06.2015 18:15
Üyelik Tarihi: 02.08.2008
Mesajlar: 2.608
Tecrübe Puanı: 861
|
Cevap: Allah'a Coşkulu Bir Sevgi ile Bağlanmak
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
“De ki Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin”(Ali İmran:31) “Allah’ın size verdiği sayısız nimetlerden dolayı, Allah’ı sevin Beni de Allah için, Allah beni sevdiği için seviniz” |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar MeLody58'e Teşekkür Ediyor... |
07.04.2009, 16:28 | #13 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2173
|
Cevap: Allah'a Coşkulu Bir Sevgi ile Bağlanmak
Kainatın yaradılış sebebi Muhabbettir... Duygular, özelliklede Sevgi, Aşk ve Muhabbet gibi duygular bile Ölümün bir son olmadığının ve hayatın da sadece bu dünyadan ibaret olmadığının bir dedlilidir bence.
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] CANDA ÖZÜR OLMAZ... |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar seva'e Teşekkür Ediyor... |
08.04.2009, 14:19 | #14 |
Yiğido
kaanansay Şuan
Son Aktivite: 04.02.2015 21:09
Üyelik Tarihi: 01.04.2009
Mesajlar: 101
Tecrübe Puanı: 580
|
Allah (cc)'a İhlasla Bağlanmak
Allah (cc)'a İhlasla Bağlanmak
Kuran'a göre ne çok çalışmak, ne çok yorulmak, ne de insanlardan saygı ve sevgi görmek tek başına bir üstünlük nedeni değildir. İnsanları Allah (cc) Katında üstün kılan özellikler, imanları, Allah (cc)’ın rızasını kazanmak için yaptıkları salih ameller ve tüm bu amelleri yaparken kalplerinde taşıdıkları niyetleridir. Allah (cc) bu gerçeği Kuran'da şöyle açıklamıştır: Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah'a ulaşmaz, ancak O'na sizden takva ulaşır. İşte böyle, onlara sizin için boyun eğdirmiştir; O'nun size hidayet vermesine karşılık Allah'ı tekbir etmeniz için. Güzellikte bulunanlara müjde ver. (Hac Suresi, 37) Ayette Allah (cc)’ın rızası doğrultusunda bir faaliyette bulunan kişinin yaptığını Allah (cc) Katında değerli kılanın, bu kişinin takvası, yani Allah (cc) korkusu olduğu bildirilmektedir. Eğer yaptıklarını gerçekte Allah (cc) rızası için yapmıyorsa, bu durumda gösterdiği çabanın Allah (cc) Katında bir değeri yoktur. Önemli olan insanın bir salih amelde ya da bir ibadette bulunurken bunu salih bir niyetle yapması ve Allah (cc)'a karşı samimi olmasıdır. Dolayısıyla kişiye Allah (cc) Katında değer kazandıran sadece yaptığı iyilikler, yerine getirdiği ibadetler, gösterdiği tavırlar, söylediği güzel sözler değildir. Elbette ki tüm bunlar her Müslümanın hayatı boyunca yapması gereken salih davranışlardır ve her birinin hesap gününde güzel bir karşılığı olacağı umulmaktadır. Ancak asıl önemli olan kişinin tüm bunları yaparken Allah (cc)'a karşı ne kadar samimi ve ihlaslı olduğudur. İhlas, "insanın yaptığı işleri, hiçbir menfaat gözetmeksizin, başka hiçbir beklenti içerisine girmeksizin sadece Allah (cc) emrettiği için yapması"dır. İhlas sahibi bir insan yaptığı her işte, attığı her adımda, söylediği her sözde, ibadetinde ya da günlük hayatında gönülden Allah (cc)'a yönelir ve katıksız olarak Rabbimiz'in rızasını hedefler. İşte bu da ona güçlü bir iman kazandırır ve onu 'takva' sahibi bir insan haline getirir. Allah (cc) Katındaki asıl üstünlük ölçüsünün takva olduğu Kuran’da şöyle bildirilmektedir: ... Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır. (Hucurat Suresi, 13) Kuran'ın pek çok ayetinde "sadece Allah (cc)'ın rızası gözetilerek" yapılan salih amelin önemi hatırlatılmaktadır. Kuran'da ayrıca, hayatlarının sonuna kadar çalışmış, çaba harcamış olup da yaptıkları boşa gitmiş insanların durumu da haber verilmektedir. "O gün, öyle yüzler vardır ki, 'zillet içinde aşağılanmıştır.' Çalışmış, boşuna yorulmuştur." (Gaşiye Suresi, 2-3) ayetleri, tüm insanları böyle bir tehlikeye karşı uyarmaktadır. Bu da bize insanların ahirette iki farklı durumla karşılaşabileceğini göstermektedir: Hayatları boyunca görünüşte neredeyse birbirleriyle aynı işleri yapan, aynı çabayı harcayıp, aynı azmi gösteren iki insan sırf niyetlerindeki farklılık nedeniyle ahirette farklı karşılıklar alabilirler. Hesap gününde ihlas sahipleri cennetle müjdelenirken, hayatları boyunca aynı işleri yaptıkları halde ihlası gözetmeyenler ise cehennem azabıyla karşılık görürler. Allah (cc), "Ancak tevbe edenler, ıslah edenler, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah için (halis) kılanlar başka; işte onlar mü'minlerle beraberdirler. Allah mü'minlere büyük bir ecir verecektir." (Nisa Suresi, 146) ayetiyle müminlere, dini; 'Allah (cc)'a sımsıkı sarılan ve dinlerini katıksız olarak Allah (cc) için halis kılan' kimseler olarak yaşamalarını emretmiştir. Bir kimsenin Allah (cc)'a sımsıkı sarılması, Allah (cc)'tan başka bir İlah olmadığını bilerek, hayatını yalnızca Rabbimiz'i razı etmeye adaması ve her ne olursa olsun Allah (cc)'a olan sadakatinden vazgeçmemesidir. Allah (cc) Kuran'da "... Kim Allah'a sımsıkı tutunursa, artık elbette o, dosdoğru olan bir yola iletilmiştir." (Al-i İmran Suresi, 101) şeklinde buyurur. İman eden bir kişi Allah (cc)'tan başka hiç kimsenin rızasını gözetme çabasında değildir. Kalplerin Allah (cc)'ın takdirinde olduğunu, Allah (cc) dilediği takdirde tüm insanların kendisinden razı olacağını bilir. Üstelik insan dünya hayatında ne kadar takdir, övgü ya da iltifat görürse görsün, sonsuz ahiret hayatında bunların ona hiçbir şey kazandırmayacağının da bilincindedir. Ahirette her insan tek başına Rabbimiz'in huzurunda hesap verecek ve tüm yapıp ettikleri önüne getirilecektir. O gün asıl olarak, kişinin imanı, takvası, samimiyeti ve teslimiyeti önemli olacaktır. Nitekim Peygamberimiz de "Amellerinizi Allah (cc) için halis kılınız. Zira Allah Teala (cc) ancak kendisi için ihlasla yapılan ameli kabul eder." şeklindeki sözleriyle iman edenlere ihlasın önemini hatırlatmıştır. |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar kaanansay'e Teşekkür Ediyor... |
08.04.2009, 14:26 | #15 |
Usta Yiğido
MeLody58 Şuan
Son Aktivite: 02.06.2015 18:15
Üyelik Tarihi: 02.08.2008
Mesajlar: 2.608
Tecrübe Puanı: 861
|
Cevap: Allah (cc)'a İhlasla Bağlanmak
Kuşkusuz her iman sahibi, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), diğer peygamberler ve Kuran'da bahsedilen salih müminler gibi güçlü bir Allah sevgisine sahip olmak ister. Bu sevginin kalpte sağlanmasının yolu öncelikle halis bir iman ve samimi bir duadır. Unutmayın ki coşkulu Allah sevgisi ve Allah aşkını, kalplere ilham edecek ve yerleşik kılacak olan yalnızca Yüce Rabbimiz'dir.
Sevgi duyulan her şey Allah'ı anmak için bir vesiledir |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar MeLody58'e Teşekkür Ediyor... |
08.04.2009, 14:59 | #16 |
Yiğido
kaanansay Şuan
Son Aktivite: 04.02.2015 21:09
Üyelik Tarihi: 01.04.2009
Mesajlar: 101
Tecrübe Puanı: 580
|
ALLAH RIZASI
Allah, Rızasına Uyanları Karanlıklardan Nura Çıkarır
Akıl ve vicdan sahibi samimi bir insanın yapması gereken, hiç vakit kaybetmeden hayatını, Allah'ın emrettiği ahlakı yani Kuran ahlakını yaşayacak şekilde düzenlemesidir. Sonsuz rahmet sahibi Yüce Rabbimiz, Kendi rızasına uyanlara kurtuluş yollarını göstereceğini Kuran'da şu şekilde müjdelemektedir: "Allah, rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları Kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır. Onları dosdoğru yola yöneltip-iletir." (Maide Suresi, 16) Müslümanlar Allah'ın varlığının ve büyüklüğünün farkına varan, O'ndan "korkup-sakınan" ve hayatlarını farkına vardıkları bu büyük gerçeğe göre düzenleyen insanlardır. Din ahlakından uzak yaşayan insanlar ise, ya Allah'ı inkar ederler (Allah'ı tenzih ederiz.), ya da Allah'ın varlığını bilmelerine rağmen Allah'tan "gereği gibi" korkup-sakınmazlar. Bu özellikteki insanların büyük çoğunluğu yaşamlarını, kendilerini yaratmış olan Yüce Allah'ın varlığını ve yaratılış gayelerini düşünmeden geçirirler, hayatlarının kim tarafından, nasıl ve neden başlatıldığını göz ardı ederler. Kuran'da, böyle bir yaşamın boş ve çürük bir temele dayandığını, yıkımla bitmeye mahkum olduğunu Rabbimiz şu hikmetli benzetmeyle bildirmiştir: "Binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluğa hidayet vermez." (Tevbe Suresi, 109) Oysa mümin, herşeyi hakkıyla bilen Yüce Allah'ın varlığının ve gücünün farkındadır. Allah'ın onu niçin yarattığını ve ondan neler istediğini bilir. Bu nedenle de dünyadaki asıl amacı Allah'ın razı olacağı bir kul olmak için çalışmaktır. Bu amaç için her yolu dener, tüm yaşamı boyunca bunun için ciddi bir çaba gösterir. Müminler Tüm Hayatlarını Kuran Ahlakına Göre Yaşar Allah kullarına yol gösterici olarak indirdiği hikmet dolu Yüce Kuran'da insanın gerçek yaratılış amacını bildirmiştir. Bu amaç, insanın kendisini yaratan ve yaşatan Rabbimiz'e kulluk etmesidir. Yüce Allah bu amacı Kuran'da "…insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zariyat Suresi, 56) ayetiyle bildirmiştir. Bazı insanlar ahiretin varlığını kabul ettikleri halde anlaşılmaz bir duyarsızlık içindedir. Hayatlarının gerçek amacını unutarak, kendilerine bambaşka konular bulur, bambaşka amaçlar edinirler. Dünyaya yönelik önemsiz bir konu için aylarca, yıllarca çalışır çabalar, ama Allah'a karşı olan sorumluluklarını akıllarına bile getirmek istemezler. Halbuki yeryüzünde bu gerçeklerden tümüyle habersiz olduğunu söyleyebilecek tek bir kişi bile yoktur. Allah, insanlara "biz bunlardan habersizdik" gibi mazeretler öne sürememeleri için Hz. Adem'den bu yana her dönemde Kendisi'ni tanıtan, onlara Kendisi'ne nasıl kulluk edeceklerini öğreten kitaplar indirmiş, uyarıcı elçiler göndermiştir. Bu gerçek bir ayette şöyle bildirilir: "Elçiler; müjdeciler ve uyarıcılar olarak (gönderildi). Öyle ki elçilerden sonra insanların Allah'a karşı (savunacak) delilleri olmasın. Allah, üstün ve güçlü olandır, hikmet ve hüküm sahibidir." (Nisa Suresi, 165) Önceki satırlarda da belirtildiği gibi, Allah'tan gereği gibi korkup sakınmadıkları için iman ettiklerini söyledikleri halde gaflet içinde olan ve inandıkları gerçekleri hayatlarına geçirip yaşamayan bazı insanlar vardır. Bu kimselerin, genellikle din ahlakından uzak, Kuran hükümlerine uymayan tavır ve düşünceler içinde olduklarını görürüz. Gaflet içindeki bu insanlar kıyametin kopacağından, cennet ve cehennemin varlığından da emindirler. Ancak bu durum onlarda "vakit varken harekete geçip bir an önce hayatlarını Allah için yaşama" düşüncesini uyandırmaz, sanki o gün hiç gelmeyecekmiş ya da çok uzakmış gibi günlerini tüketirler ve yine ayette buyrulduğu üzere "...önlerinde bulunan ağır bir günü" (İnsan Suresi, 27) bırakırlar. Allah bir Kuran ayetinde insanların kendilerini kandırıp gerçeklere gözlerini kapatarak kapıldıkları gaflet halini şöyle haber vermiştir: "İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar." (Enbiya Suresi, 1) Allah'ın sonsuz kudretinin farkında olmak ise, yalnızca, bir Yaratıcı'nın var olduğunu tasdik etmek demek değildir. Bu gerçek, Kuran'da hikmetli bir örnekle haber verilmiştir. Ayette haber verildiği üzere soru sorulan kişi, Allah'ın varlığını tasdik ederek O'nun sıfatlarını kabul etmesine rağmen, "Allah'tan korkup-sakınma" özelliğinden yoksun olmayı ve din ahlakından yüz çevirmeyi tercih etmiştir. Kuran'da bu örnek bildirilerek yalnızca Allah'ın varlığını tasdik etmenin yeterli olmadığı, aynı zamanda Rabbimiz'den "korkup-sakınmak" gerektiği şöyle haber verilmiştir: De ki: "Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve işleri evirip-çeviren kimdir?" Onlar: "Allah" diyeceklerdir. Öyleyse de ki: "Peki siz yine de korkup- sakınmayacak mısınız? (Yunus Suresi, 31-32) Kuran'da da bildirildiği üzere Allah'ın büyüklüğünü kavramak bunu sözle tasdik etmekten ibaret değildir. Müslümanları diğer insanlardan ayıran temel fark, onların Allah'ın sonsuz kudretinin farkında olan, O'ndan "korkup-sakınan" ve bunun sonucunda hayatlarını farkına vardıkları bu önemli gerçeğe göre düzenleyen insanlar olmalarıdır. "Kendi Kendini Kandırma" Tehlikesi İnsanların gaflet hali içindeyken, hayati gerçekleri göz ardı etmek ve bunu yaparken de kendi kendilerini avutmak için kullandıkları bazı savunma mekanizmaları vardır. Bunlardan biri ve belki de en etkilisi insanın "kendi kendini kandırması"dır. Kendini kandıran insan, başta ölüm olmak üzere tüm gerçeklerden ve sorumluluklardan kaçabileceğini zanneder. Oysa kendini kandırmak, insanın kurtuluşu için bir çare değildir; aksine dünyada bulunuşunun gerçek amacını anlamazlıktan gelmek, insanı, sonu cehennemle bitecek çıkmaz bir yola sürükler. Samimi olarak Allah'a iman eden bir kimse ise Allah'a saygı dolu bir korku ve çok büyük bir sevgi duyar. Kendisine "bir genelleme yaparak" (Nahl Suresi, 18) bile sayamayacağı kadar çok nimet veren Rabbimiz'e sürekli şükreder ve O'nu hoşnut edecek bir hayat sürmeyi kendisine tek amaç edinir. "Benim nasılsa kalbim temiz, Allah beni affeder", "tüm bunları biliyorum ve şükrediyorum daha ne yapabilirim ki?" şeklindeki düşüncelerle kendini kandırmaz. Allah elbette sonsuz merhamet sahibi ve bağışlayıcı olandır; ancak Allah'ın bu merhametini kalben iman ederek hak etmek gerekir. Öyleyse insanın yapması gereken, gerçekleri göz ardı ederek kendisini kandırmayı bir kenara bırakması, bir an önce tevbe edip vakit varken harekete geçmesi ve Allah'ın kendisine dünyada tanıdığı süreyi en iyi şekilde değerlendirmesidir. Allah Rızasını Seçenleri Karşılayan Müjde: Din Ahlakını Yaşamanın Kolaylığı ve Güzel Bir Hayat Gaflet halinden kurtulup, Allah'ın rızasını kazanmak için yaşamaya karar veren birinin fark edeceği ilk şey "din ahlakını yaşamanın kolaylığı" olacaktır. İslam dini, Allah'ın insanlar için, yaratılışlarına en uygun olarak seçtiği dindir. Allah, bildirdiği din ahlakını insanların yaşayabilmesi için çok kolay kılmıştır. Din ahlakı, insanların üzerindeki tüm külfeti, kısıtlayıcı ve sınırlayıcı, insanlara zorluk getiren ağırlıkları kaldırır; insanın sadece sonsuz merhametli, şefkatli, bağışlayıcı, salih kulları için herşeyi hayırla yaratan, tüm gücün sahibi olan Allah'ın kendisi için belirlediği kadere teslim olmasını, herşeyde sadece O'nun rızasını arayarak O'na yönelmesini buyurur. Allah, Kuran'da din ahlakının kolay olduğunu, bu ahlaka tabi olanların işlerini kolaylaştıracağını şöyle bildirmiştir: "… O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi)..." (Hac Suresi, 78) "Güzel bir hayat" kavramı insanlara çoğu zaman yabancı ve uzak gelir. İnsanların büyük bir çoğunluğu, hiçbir sıkıntı, üzüntü, korku, endişe duymayacakları bir hayatı, erişilmesi imkansız bir hayal olarak görürler. Müminler için çok yakın ve kolay olan bu hayat, din ahlakından uzak yaşayan insanlar için erişilmesi mümkün olmayan bir hayaldir. İnsan şimdiye kadar Kuran ahlakını yaşamakta zayıflık göstermiş, bu üstün ahlaktan uzak durmuş ve birçok hata yapmış olabilir. Ya da din ahlakını yaşamak konusunda yanlış bilgilerle yönlendirilmiş olabilir. Ama bu üstün ahlakı yaşamaya karar verdikten sonra önemli olan, kişinin samimi olarak Allah'a tevbe edip, ahireti için en hayırlısını yapması, kendisine Kuran ahlakını rehber edinmesi ve kolay olana yönelmesidir. Bu karara vardığında Allah'ın izniyle o ana kadar alıştığından çok farklı ve "güzel bir hayat"a kavuşacağı ise kesin bir gerçektir. (Nahl Suresi, 97) Sonuç Kuran'da, insanın sahip olduğu her imkan ve nimetten sorumlu olduğu "Sonra o gün, nimetten sorguya çekileceksiniz." (Tekasür Suresi, 8) ayetiyle haber verilmiştir. İnsanın öldüğü zaman Kuran'dan sorguya çekileceği de, "Ve şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız." (Zuhruf Suresi, 44) ayetiyle bildirilir. Kuran ayetlerinde de bildirildiği gibi insanın kendisini kandırması değil, son derece açık bir şuurla ve dikkatle kulluk görevini yerine getirmesi gerekir. Bu da, kişinin her an vicdanının sesini dinlemesi ve Kuran ahlakına uyması ile mümkündür. Samimi olarak iman eden bir insan için başka bir yol yoktur. İnsanın dünyada yaşadığı süre boyunca her geçen saniye ölüme ve hesap gününe biraz daha yaklaştığını, yaptığı her davranışın, aklından geçen her düşüncenin Allah'ın bilgisi dahilinde olduğunu ve bunlardan sorumlu tutulacağını düşünmesi, kendisi için en güzel ve kazançlı olan yoldur. Bir anlık düşünmenin ve karar almanın ardından insan tüm yaşamı boyunca bu kararın getirdiği şuur açıklığı ile yaşayabilir. Bunun için insanın kendisine bir vesileyle mutlaka ulaşmış olan Kuran ahlakıyla ilgili bilgileri anlamazlıktan gelmeyi bırakması, bunları önemsiz ya da yaşlanınca ilgileneceği konular olarak düşünmemesi gerekir. İnsanın ne zaman öleceği belli değildir. Belki de bu yazı ölümle karşılaşmadan önceki son uyarı olacaktır. Henüz vakit varken bu önemli gerçeğin farkına varmak en doğru davranış olacaktır. İşte tüm bu gerçeklerin bilincine varan her akıllı insan hemen harekete geçmeli, hayatını bu gerçeklere göre düzenlemeli ve bir anlık kararın getireceği sonsuz mutluluğu yani Rabbimiz'in rızasını umut etmelidir. Unutulmamalıdır ki Kuran, kolay olana ileten bir rehberdir: "Biz sana bu Kuran'ı güçlük çekmen için indirmedik. İçi titreyerek korku duyanlara; ancak öğütle-hatırlatma (olsun diye indirdik)." (Taha Suresi, 2-3) Huzurlu ve sevinç içinde bir hayatı sadece Allah'ın rızasını, cennetini ve rahmetini kendilerine hedef edinen, Allah'tan korkup sakınan müminler yaşayabilirler. Bu Allah'ın inanan kullarına müjdelediği bir gerçektir: "Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz." (Nahl Suresi, 97) |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar kaanansay'e Teşekkür Ediyor... |
08.04.2009, 15:02 | #17 |
Usta Yiğido
sibelYILMAZ Şuan
Son Aktivite: 05.09.2014 10:55
Üyelik Tarihi: 13.12.2007
Yaş: 36
Mesajlar: 2.927
Tecrübe Puanı: 914
|
Cevap: ALLAH RIZASI
"Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz." (Nahl Suresi, 97)
ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM HERŞEYİN CEVABI MUHAKKAK Kİ KURAN-I KERİMDE HİÇ ŞÜPHESİZ.....
__________________
"Çöplüğe attılarda mukaddes emaneti, Hak bellettiler Hakka en büyük ihaneti." |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı sibelYILMAZ'e Teşekkür Ediyor... |
08.04.2009, 15:02 | #18 |
Usta Yiğido
MeLody58 Şuan
Son Aktivite: 02.06.2015 18:15
Üyelik Tarihi: 02.08.2008
Mesajlar: 2.608
Tecrübe Puanı: 861
|
Cevap: ALLAH RIZASI
" De ki: "Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve işleri evirip-çeviren kimdir?" Onlar: "Allah" diyeceklerdir. Öyleyse de ki: "Peki siz yine de korkup- sakınmayacak mısınız? (Yunus Suresi, 31-32)
Allah razı olsun kardeşim çok güzek konulara deginiyorsun |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı MeLody58'e Teşekkür Ediyor... |
08.04.2009, 16:05 | #19 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2173
|
Cevap: Allah (cc)'a İhlasla Bağlanmak
Allah (c.c.)'ı seven ve Allah (c.c.)'tan korkan bir insan, O'nun sınırlarını büyük bir şevk ve istekle korur; Allah (c.c.)'ın her emrini kusursuzca yerine getirmek için titizlik gösterir, Allah (c.c.)'ın hoşnutluğunu, sevgisini, rahmetini ve cennetini kazanmak için hayatı boyunca bütün gücüyle çalışır.
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] CANDA ÖZÜR OLMAZ... |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar seva'e Teşekkür Ediyor... |
08.04.2009, 16:53 | #20 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 21:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2173
|
Cevap: ALLAH RIZASI
Müslümanin Hayatinin Amaci: Allah Rizasi zaten..
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] CANDA ÖZÜR OLMAZ... |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı seva'e Teşekkür Ediyor... |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
ÜNİVERSİTELERE TÜRBANLI GİRİLMELİ Mİ? | banu58 | Arşiv | 131 | 09.01.2008 19:56 |