Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Arşiv
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Arşiv Güncelliğini Yitirmiş Konular



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Konu Kapatılmıştır
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 08.02.2008, 10:53   #11
recosan58
Tecrübeli Yiğido
 
recosan58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
recosan58 Şuan recosan58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 05.09.2011 18:13

Üyelik Tarihi: 05.10.2007
Yaş: 49
Mesajlar: 232
Tecrübe Puanı: 635 recosan58 FAZLA SÖZE GEREK YOKrecosan58 FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart --->: MÜSLÜMAN KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ NEREYE KADAR

Gülay Göktürk

gokturkgulay@yahoo.com


--------------------------------------------------------------------------------


Herhangi bir özgürlüğe karşı olup da bunu açıkça ortaya koymaktan çekinenlerin çok sık başvurdukları bir gerekçe vardır: "Şimdi sırası mı? Şu şu meseleler dururken siz nelerle uğraşıyorsunuz" Bu itiraza genellikle talep edilen özgürlük doğrudan karşı çıkılamayacak kadar haklı ve güçlü olduğu zaman başvurulur.

İlk bakışta kullanışlı görünen ama aslında pek naif olan bu argümanın dünkü Meclis konuşmalarında da haddinden fazla kullanıldığına tanık olduk. Kimisi Kürt meselesi dururken türbana el atılmasını eleştirdi. Kimisi 301 dururken bu meselenin gündeme getirilmesini samimiyetsiz bulduğunu söyledi. Ak Parti'nin özgürlükler meselesini bir bütün olarak ele almadığını, bütün özgürlükleri bir arada ele almadığı sürece de "kendine demokrat' olmaktan kurtulamayacağını ve inandırıcı olmayacağını iddia etti.

Kimisi ise işi "işsizlik yoksulluk dururken nelerle uğraşıyorsunuz" demeye kadar vardırdı ( Bu tekerlemenin vazgeçilmez unsuru enflasyon canavarıydı eskiden, neyse ki artık tarih oldu) Aslında biz bütün bu bahaneleri yıllardır çok yakından tanıyoruz. Zamanında 141-142'nin kaldırılması ne zaman gündeme gelse, aynı yaveleri dinlerdik. Ne zaman ifade özgürlüğünden bahsedecek olsak, birileri çıkar ve "halkımız yiyecek ekmek bulamazken, ifade özgürlüğünün lafı mı olur" diye girerdi lafa.

Ne zaman modern kadının bir sorununu gündeme getirsek, "Anadolu'da töre cinayetine kurban giden kadınlar dururken bu ne fantezi böyle" diye itiraza kalkarlardı. Hatta sadece özgürlükler söz konusu olduğunda da değil; ne zaman yapılmasını istemedikleri bir icraat olsa; yapılması gereken diğer işleri sıralar ve "Bunlar dururken siz nelerle uğraşıyorsunuz" diye başlarlardı.

Bunlardan en meşhuru, "Boğaz'a köprü yapacağınıza Zap Suyu'na köprü yapın" sloganıydı ki, bu engelleme taktiğinin simgesi olarak tarihe geçti. Şimdi de aynı mahcup muhalefetin türban konusunda bol bol kullanıldığına tanık oluyoruz. Evet, çok sıkıcı ama ne yapalım ki, "mahcup muhalifler" bu tür itirazlardan vazgeçmediği sürece, bizim de cevap vermekten sıkılma gibi bir lüksümüz yok.

Öyleyse sıralayalım: Bu tip itirazlar karşısında ilk olarak söylenmesi gereken temel ilke, özgürlükler arasında hiyerarşik bir ilişki; bir öncelik- sonralık sıralaması yapılamayacağıdır. Hele hele temel bir hakkın ihlali söz konusu ise, hiç kimse hiç kimseye "sen şimdi bekle, sıran daha gelmedi" deme hakkına sahip olamaz. Herkes için kendi can acısı en önemlisidir ve diğerlerini beklemek zorunda değildir. Çünkü bu hakları sağlamak lütuf değildir, zaten ondan gasp edilen bir şeyin iadesidir.

İkinci olarak, Ak Parti'yi diğer özgürlükler konusunda kayıtsız kalırken sadece türban konusunda hassasiyet göstermekle eleştirmek biraz olsun hakkaniyet duygusu olan hiç kimsenin yapabileceği bir suçlama değildir. Bu parti, birinci iktidar döneminde, dostun düşmanın kabul ettiği devrim niteliğinde birçok reforma imza atarken, birçok alanda özgürlükleri genişletirken, kendi çekirdek seçmeninin en temel talepleri -türban ve katsayı- konusunda parmağını bile kıpırdatmadı.

Bunu da sırf kurumlar arasında yeterli mutabakat sağlanmadığı için yapamadı. Türbanlıları kayırmak bir yana, onları bekleterek haksızlık etti. Şimdi bu gerçek orta yerde dururken, bu partiyi "sadece kendine demokrat" olmakla suçlamak en hafifinden insafsızlıktır.

Üçüncü olarak (belki de en zor kavranacak nokta) tutarlı bir demokrat, bir hakkı savunmak için, hakkını savunduğu kişinin de demokrat olması şartını ileri süremez. Bu karşılıklı bir alışveriş değildir, koşullu bir destek değildir, bir pazarlık konusu hiç değildir. Siz, kendi dünya görüşünüz, kendi vicdanınızın sesi, kendi inandığınız ilkeler yüzünden savunursunuz özgürlükleri.

Bu sizin hayata bakışınız, sizin duruşunuzdur; muhatabınızın ne kadar özgürlükçü ya da özgürlük karşıtı oluşuyla değişmez. Aksi olsaydı, mesela iktidara gelirse eline geçirdiği zanlılara işkence yapacağı kesin olan faşizan bir akımın mensuplarına bugün sizin de işkence yapmanız mübah olurdu.

Ya da, "PKK'lılar örgüt içi infaz yapıyorlar, yargılamadan öldürüyorlar dava arkadaşlarını; o zaman biz de onları yakalayınca yargılamadan öldürelim" demeniz gerekirdi. Ve son bir nokta: Ak Parti'nın tutarlı bir özgürlükçü-demokrat olmadığını varsaysak bile, bunda başörtülü kızların suçu ne? Siz nasıl bir anlayışla Ak Parti'nin bir eksiği yüzünden onları cezalandırırsınız?

Unutmayın; biz Ak Parti'ye bir hak iadesine çalışmıyoruz. İade etmeye çalıştığımız örtünme hakkını kullanacak olanlar bu kızlardır. Ve Ak Parti'nin politikalarına da onlar karar vermiyorlar.
recosan58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 08.02.2008, 10:55   #12
recosan58
Tecrübeli Yiğido
 
recosan58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
recosan58 Şuan recosan58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 05.09.2011 18:13

Üyelik Tarihi: 05.10.2007
Yaş: 49
Mesajlar: 232
Tecrübe Puanı: 635 recosan58 FAZLA SÖZE GEREK YOKrecosan58 FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart --->: MÜSLÜMAN KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ NEREYE KADAR

Başörtüsüne “yükseköğrenim hakkı ve özgürlüğü” diye sloganlaştırılabilecek gelişmelerin çevresindeki hararetli tartışmanın belki de en önemli yansıması, AK Parti’nin “liberal-demokrat intelligentsiya”nın onayından mahrum kalması oldu. AK Parti liderinin, -liderlerinin değil- bu “olgu”dan gerekli dersi çıkartması beklenir.

“Temel hak ve özgürlükler” söz konusu olduğunda, 2002’den bu yana, 2007’de kesin biçimde AK Parti’nin bu yöndeki davranışlarında arkasında duranların çok önemli bir bölümü, “hazır kıta” olmadıklarını ortaya koydu.

Başörtüsüne “yükseköğrenim hakkı ve özgürlüğü”nü savunmadıkları ve istemedikleri için değil; hükümetin “siyasi tavrı” ve “yöntemi”ni doğru bulmadıkları için.

“Temel hak ve özgürlükler arasında hiyerarşi yoktur; bu, bir ilke meselesidir” diyerek, AK Parti ile MHP’nin arasında hangi özgürlük taleplerinin hasır altı edilmesine dair “zımnî” de olsa bir “uzlaşma” ihtimalini göz ardı ederek bu konuya yaklaşanların “vaazı”nın geçerliliği yoktur. Çünkü, tam da “ilke adına”, ister istemez, “amaç, araçları meşru kılar” şeklindeki “Makyavelist oportünizm”in tuzağına düşüyorlar.

AK Parti, siyaset yapıyor. Yaptığı siyaset doğrultusunda, temel hak ve özgürlükler arasında “hiyerarşi”yi o kuruyor; kurduğu şekliyle görünürde bir “temel hak ve özgürlüğü” yerine getirirken “liberal-demokrat destek”in ölçüsü ve gerekçesi olan “temel hak ve özgürlükler”in gerçekleştirilmesine sırtını döndüğü izlenimini veriyor. Ve sanki bir temel hak olarak sunulan başörtüsünü elma şekeri gibi “liberal-demokrat destek”in yalamasını bekliyor.

Bu, mümkün değildi. “İlke siyaseti” yerine 22 Temmuz çoğunluğuna bakarak “bildiğimi okurum” tavrını benimseyen bir hükümete kayıtsız-şartsız destek vermek söz konusu olamazdı.

*** *** ***

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, önceki gün TBMM’de başörtüsüne ilişkin anayasa değişikliklerinin tartışıldığı oturumda, gerçekten çok parlak bir konuşma ile AK Parti-MHP ortak önerisini savundu. Gelgelelim, aynı Cemil Çiçek, “301’in kaldırılmasının toplumun derdi olmadığını” da söyleyen yetkili.

301 “toplumun derdi” olmadığına, bunu söyleyen başbakan yardımcısı sıfatını taşıdığına göre Hrant Dink cinayetinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen cinayet soruşturması “siyasi irade/iradesizlik”ten kaynaklanan binbir hukuki gedikle garabet halini aldığına göre başörtüsü konusunu MHP ile ittifak halinde “yeni sivil anayasa”dan ayırt edip gündeme getirilmesiyle MHP’nin karşı çıktığı açıkça bilinen “yeni sivil anayasa”nın görünebilir bir gelecekte gündeme gelmeyeceği aşağı yukarı belli olduğuna göre, ayrıca, Ergenekon gibi siyasi tarihimizin “en büyük temizlik operasyonu” olabilecek ve “demokratikleşme”nin önünü açabilecek bir olayda “frene basıldığı” anlaşıldığına göre söz konusu anayasa değişikliklerine kayıtsız-şartsız “liberal-demokrat destek” çağrısı beklemek, siyasetle ilişkiyi tümden kesmek ve “Polyanna siyaseti”ni “ilkelilik” sanmak demek.

Böyle bir şey yok.

Başörtüsü yasağının kaldırılmasını içeren herhangi bir adımda, tozu dumana katacak olanlar çıkacaktı. Bu yasak, tüm temel hak ve özgürlükleri kapsayan bir “yeni anayasa paketi” içinde yer alsa da toplumun “özgürleşmesi” ve devletin “sivilleşerek demokratikleşmesi”ni başörtüsü tartışmasına indirgeyerek buna karşı koyanlar elbette olacaktı. Oldu da zaten.

Yasağın kalkması, YÖK’ün yeniden düzenlenmesiyle de yapılmaya kalkışsa, gündeme hararetli tartışmalar yine düşecekti.

Yani, fark etmez miydi?

Ederdi. Böyle bir “tarz-ı siyaset” izleyecek olan AK Parti, kendisine destek olan geniş bir yelpazenin bütününün duyarlılıklarını yansıttığını ortaya koymuş olacaktı. 22 Temmuz’u doğru okuduğunu sergilemiş olacaktı. 22 Temmuz’un “yüzde 47 beni destekledi; öyleyse ben, bildiğimi okurum” şeklinde okunmaması gerektiğini, kendisinin de öyle okumadığını belirtmiş olacaktı.

Destek de ona göre şekillenecekti. Ülkedeki “fay hattı”, temel hak ve özgürlüklerden yana olmak-karşı olmak, zemini üzerinden belirlenecekti.

Temel hak ve özgürlüklere ilişkin genel bir duyarsızlık sinyalini veren AK Parti-MHP ittifakı ile tek bir “temel hak ve özgürlüğü” selektif olarak gündeme getirdiği izlenimini vermemiş olacaktı.

*** *** ***

Türkiye’nin bilge hukukçusu Sami Selçuk günlerdir çırpınıyor ve “Türk hukuk mevzuatında fiili bir başörtüsü yasağı olmadığını”, bunun bir “sanal yasak” olduğunu kanıtlamaya çalışıyor.

Sami Selçuk’a kulak verirsek, anayasada ve daha sonra YÖK Yasası’nda yapılacak değişiklikler yürürlüğe girdiği takdirde, yasağın kalkması bir yana, bunun bir “gerçek yasak” haline dönüşeceğini, bir dizi hukuki argümanla vurguluyor.

Yani, yasağı kaldırıyoruz diye aslında yasağı koyma durumu. Hem de anayasal hale getirerek.

AK Parti’nin yanlış siyaset rotasında ilerlememesinin, tekrar “liberal-demokrat destek”i elde etmesi ve güvenmesinin tek yolu var: “Yeni sivil anayasa yapımını öne almak” ve 2008’i AB yılı yapmayı laftan çıkartıp, fiiliyatta da kanıtlamak.
recosan58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 08.02.2008, 10:57   #13
recosan58
Tecrübeli Yiğido
 
recosan58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
recosan58 Şuan recosan58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 05.09.2011 18:13

Üyelik Tarihi: 05.10.2007
Yaş: 49
Mesajlar: 232
Tecrübe Puanı: 635 recosan58 FAZLA SÖZE GEREK YOKrecosan58 FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart --->: MÜSLÜMAN KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ NEREYE KADAR

Fehmi Koru

f.koru@hotmail.com

Anayasa değişikliği için gerekli rakamın (367) çok üstünde bir oyun (397) ilk turda sandığa yansıması neyi gösteriyor? Toplumda esasen var olan uzlaşmanın siyasette de gerçekleştiğini, değil mi? Evet, Meclis'te hâlâ CHP, DSP ve kısmen DTP'den oluşan bir 'yasaktan yana' cephe var, ancak 22 Temmuz 2007 seçiminde sandığın oluşturduğu yeni Meclis tablosu milleti tam temsil ediyor ve yasaktan yana olanlar o temsil tablosunda 'kaybedenler' safında yer alıyorlar.

Maddeler üzerinde yapılacak ikinci oylama ve Cumhurbaşkanı onayı anayasa değişikliğini kesinleştirecektir.

Anayasada yapılan değişiklikler bir noktada yoğunlaşıyor: Bazı kaypak ifadeler başka hiçbir yöne çekilemeyecek keskinlikte yazılmış yeni cümlelerle takviye edildi. 10. madde “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetlerinden yaralanılmasında eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorundadırlar” olarak değişecek; 42. maddeye ise, “Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple, kimse, yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları, kanunla belirlenir” şeklinde bir fıkra eklenecek.

Bu değişikliklerin yapılma sebebi üniversitelerde uygulanan türban/başörtüsü yasağı, bunu hepimiz biliyoruz; ancak görüldüğü gibi, anayasada yapılmak istenen değişikliklerde sebeple doğrudan bağlantı kurulabilecek herhangi bir sözcük geçmiyor. Böylesi, anayasa mantığı açısından daha mantıklı...

Yasağı uygulatan YÖK ile uygulayıcı durumdaki üniversitelerin yönetimleri Meclis'ten anayasaya yansıyan bu irade karşısında ne yapacaklar acaba?

Aslında bu soruyu şöyle sormak daha doğru olabilir: Kamuoyu araştırmalarının çoktan beri varlığına işaret ettiği 'toplumsal uzlaşma' MHP'nin iktidara destek vermesiyle birlikte 'siyasi uzlaşma'ya dönüştü; sesli-sessiz desteklerden pek çok devlet kurumunun da yasağın artık kalkmasından yana oldukları anlaşılıyor. En yüksek itiraz yargıdan geliyor, ama şu aşamada yargının bir söz hakkı yok. Meclis'in anayasa metninde yaptığı değişikliği YÖK nasıl algılayacak? Uzlaşmaya yanaşan kurumlar arasında mı yerini alacak, yoksa karşı mı çıkacak?

YÖK'ün, bu konuda, tavrı en fazla önem taşıyan kurum olduğu ortada. Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Sami Selçuk'un yasakla ilgili hukukî mütalaasına burada yer vermiştim. Hüküm cümlesini yeniden okuyalım isterseniz: “Bir yasak bulunmadığına göre, yukarıdaki hukuksal görüşler doğrultusunda üniversiteler uygulamalarını gözden geçirmelidirler. / Girişim gücü, YÖK'ün elindedir.”

Gerçekten de öyle. Anayasada yeniden güçlendirilmiş özgürlüklere dair maddeler varken ve kendi yasasındaki geçici 17. madde “Yürürlükteki yasalara aykırı olmamak şartıyla yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir” derken, YÖK, “Hayır, yasak” inadını sürdürebilir mi? Sürdürebilir elbette, ancak anayasanın çok daha güçlendirilmiş o maddelerine ve kendi yasasına alenen aykırı davranmayı göze alabilirse...

Yalnız bu kadar da değil.

Üniversitelerde esas olan öğretim üyeleridir; yöneticilerin temel vasfı öğretim üyeliğidir çünkü... Düne kadar, “Üniversiteler yasağın kalkmasına karşı” diye bir gerekçe de vardı, oysa sayıları çoktan 3000'i aşan profesör, doçent ve doktor öğretim üyesi, bugünün zor ortamında, “Yasaklar kalksın” diye açılmış bir kampanyaya imzalarıyla katkıda bulundu. Üniversiteler Arası Kurulun (ÜAK) türban konulu son toplantısına üniversitelerin yarıdan fazlası temsilci göndermedi. Üniversite de kurum olarak uzlaşma karşısındaki cephede bütünüyle yer almıyor artık.

Bu durumda baştan beri aranan geniş kapsamlı 'uzlaşma' nihayet bulunmuş oluyor. Bu uzlaşmanın içerisinde bir tek Aydın Doğan medyası yok; son bir yıl içerisinde meydana gelmiş hangi uzlaşmada yer aldı ki onlar?
recosan58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 08.02.2008, 11:00   #14
ero
Tecrübeli Yiğido
 
ero - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
ero Şuan ero isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 13.08.2012 01:57

Üyelik Tarihi: 05.02.2008
Yaş: 35
Mesajlar: 446
Tecrübe Puanı: 644 ero FAZLA SÖZE GEREK YOKero FAZLA SÖZE GEREK YOKero FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart --->: MÜSLÜMAN KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ NEREYE KADAR

Yönetiminde taraf tutup hep bizim yorumlarımızı silmesi TUTUMlarını gösterio..
ero isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 08.02.2008, 11:01   #15
ero
Tecrübeli Yiğido
 
ero - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
ero Şuan ero isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 13.08.2012 01:57

Üyelik Tarihi: 05.02.2008
Yaş: 35
Mesajlar: 446
Tecrübe Puanı: 644 ero FAZLA SÖZE GEREK YOKero FAZLA SÖZE GEREK YOKero FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart --->: MÜSLÜMAN KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ NEREYE KADAR

bn yorum yapmıcam artık gerek yok savunulacak bi ortam yok çünkü
ero isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 08.02.2008, 11:01   #16
recosan58
Tecrübeli Yiğido
 
recosan58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
recosan58 Şuan recosan58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 05.09.2011 18:13

Üyelik Tarihi: 05.10.2007
Yaş: 49
Mesajlar: 232
Tecrübe Puanı: 635 recosan58 FAZLA SÖZE GEREK YOKrecosan58 FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart --->: MÜSLÜMAN KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ NEREYE KADAR

eğer bunu yazarların yazılarıyla tartışacaksak bizdede çaok yazı var başaka istermisiniz......
recosan58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 08.02.2008, 11:08   #17
ero
Tecrübeli Yiğido
 
ero - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
ero Şuan ero isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 13.08.2012 01:57

Üyelik Tarihi: 05.02.2008
Yaş: 35
Mesajlar: 446
Tecrübe Puanı: 644 ero FAZLA SÖZE GEREK YOKero FAZLA SÖZE GEREK YOKero FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart --->: MÜSLÜMAN KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ NEREYE KADAR

Nazligül kardeşim islamın 5 farzı vardır onu sen daha iyi bilmelisin neler olduğunu!! türbana farz demişssn

Konu ero tarafından (08.02.2008 Saat 11:16 ) değiştirilmiştir..
ero isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 08.02.2008, 11:12   #18
abircan
Usta Yiğido
 
abircan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
abircan Şuan abircan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.01.2015 09:55

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1018 abircan COK SEVILEN BIR KISIabircan COK SEVILEN BIR KISIabircan COK SEVILEN BIR KISI
Standart --->: MÜSLÜMAN KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ NEREYE KADAR

olur farketmezzz, herkes eteğindeki taşı döküyor bende tembelliğimden ve herkese yetişemeyeceğime göre bence uygun olanları taşıyorum, zaten herkeste onu yapıyor anlayışı gereği neyi yakın buluyorsa onu yazıyor onu getiriyor, ne güzel elinizdeki gavur icadının kıymetini bilelim keyfini sürelim, bir asır daha meleklerin cinsiyetini tartışalım bizans gibi, saf temiz inanan kadının baş örtüsüne asla karşı değilim, bu böyle biline , ama benim derdim erkek türbancılara , siyaseti ticareti dine bulayıp toplumun önüne ayrımcılık ateşi olarak atanlaradır kardeşim recosan58, ayrıca şu bizdede lafı biz- siz lafı beni çok üzüyor bilgine
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık
KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ
abircan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 08.02.2008, 11:32   #19
Nazligül
Yiğido
 
Nazligül - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Nazligül Şuan Nazligül isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.04.2009 10:10

Üyelik Tarihi: 11.10.2005
Yaş: 46
Mesajlar: 111
Tecrübe Puanı: 702 Nazligül SITEMIZE IŞIK ŞACIYORNazligül SITEMIZE IŞIK ŞACIYORNazligül SITEMIZE IŞIK ŞACIYORNazligül SITEMIZE IŞIK ŞACIYORNazligül SITEMIZE IŞIK ŞACIYORNazligül SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR
Standart --->: MÜSLÜMAN KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ NEREYE KADAR

Alıntı:
ero Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
Nazligül kardeşim islamın 5 farzı vardır onu sen daha iyi bilmelisin neler olduğunu!! türbana farz demişssn
Islamin sartlari dedigimi hatirlamiyorum
Islamin sartlari 5 dir.

Arasindaki farki sorarsan kelimeleri arastirirsan farki sende görürsün!!!
Yaaa allah askina bence sen bi git su "Türban" kelimesini öncelikle Basörtüsüne cevir. Sonra Kuranda Basörtüsü hakkinda ne yazildigini arastir. Hatta biliyormusun hic arastirmana gerek yok, forumlari gezerken gördüm bazi arkadaslar Kuran'i Kerim'den bu konu hakkinda ayetleri cikarmis. Yani fazla ugrasmana bile gerek yok.
Ya aslinda söyle düsünüyorum kac gündür sen üyeligimi silin silin diyen degilmisin. Üyeliginin silinmesine gerek yok bence eger girmek istemiyorsan siteye girmezsin. Bakmazsin!!!! Ama iste size o kadar iyi ögretmislerki bosu bosuna yaygara koparmayi.

Ayriyetden site yöneticilerine taraf tutdugunu söylüyorsun. Evet bu düsüncene katiliyorum. Cünkü dedigim gibi gecen biri belden asagi sözler ediyor basörtüsüne sadece mesaji siliniyor. Ne bir ceza ne bir yasak! Sence bu nasil oluyor????
__________________

Hatirlanmak gönül dagindaki Gül kadar güzelse
Unutulmak hüzün dagindaki diken kadar acidir.


Nazligül isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 08.02.2008, 11:39   #20
recosan58
Tecrübeli Yiğido
 
recosan58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
recosan58 Şuan recosan58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 05.09.2011 18:13

Üyelik Tarihi: 05.10.2007
Yaş: 49
Mesajlar: 232
Tecrübe Puanı: 635 recosan58 FAZLA SÖZE GEREK YOKrecosan58 FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart --->: MÜSLÜMAN KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ NEREYE KADAR

Alıntı:
abircan Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
olur farketmezzz, herkes eteğindeki taşı döküyor bende tembelliğimden ve herkese yetişemeyeceğime göre bence uygun olanları taşıyorum, zaten herkeste onu yapıyor anlayışı gereği neyi yakın buluyorsa onu yazıyor onu getiriyor, ne güzel elinizdeki gavur icadının kıymetini bilelim keyfini sürelim, bir asır daha meleklerin cinsiyetini tartışalım bizans gibi, saf temiz inanan kadının baş örtüsüne asla karşı değilim, bu böyle biline , ama benim derdim erkek türbancılara , siyaseti ticareti dine bulayıp toplumun önüne ayrımcılık ateşi olarak atanlaradır kardeşim recosan58, ayrıca şu bizdede lafı biz- siz lafı beni çok üzüyor bilgine
son cümlendeki mesajını anladım haklısın özürdiliyorum
kusura bakma daha dikkatli olurum
recosan58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Konu Kapatılmıştır


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 19:37.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.