16.10.2009, 16:52 | #11 |
Usta Yiğido
gülrüba Şuan
Son Aktivite: 05.11.2010 13:11
Üyelik Tarihi: 15.10.2009
Mesajlar: 894
Tecrübe Puanı: 639
|
İşte Şimdi Evlenebilirsin
Bir zamanlar, bir genç herkes gibi evlenmek istiyordu. Bu niyetini ailesine açtığında, babası ona şöyle dedi:
“Elbette oğlum, elbette evlenebilirsin. Bana kendi alınterinle kazandığın bir altını getirdiğinde, seni hemen evlendireceğim.” Delikanlı babasının bu sözlerine gülümsedi. Ne kadar da kolay bir sınavdı bu böyle. Ertesi gün, istenilen altın lirayı götürüp gururla babasının avucuna koydu. Babası hiçbir şey söylemeden, altını evlerinin yanından akan nehre fırlattı. Çocuk, altının düştüğü nehre şaşkınlıklı bir-iki saniye baktıktan sonra, babasına döndü ve sordu: “Şimdi evlenebilirim, değil mi babacığım?” Babası başını iki yana salladı: “Hayır oğlum. Sana kendi alınterinle ve emeğinle kazandığın bir altını getirmeni söylemiştim. Bu altını sen kazanmamışsın ki!” Genç delikanlı babasının gerçeği nasıl keşfettiğini anlayamamıştı. Sahiden de, parayı bir arkadaşından ödünç almıştı. Ertesi gün, bu defa annesinden bir altın borç aldı ve parayı babasına götürdü. Babası altını aldı ve yine nehre fırlattı. Delikanlı bir kez daha şaşırmıştı: “Bunu niye yapıyorsun baba, anlamadım. Ama sana bir altın getirmiş oldum, artık evlenebilir miyim?” Babası bu defa da izin vermedi oğluna: “Bu altını da sen kazanmamışsın!” Genç, babasının yanından ayrıldıktan sonra uzun uzun düşündü. Başkasından borç alıp getirdiğinde babası parayı yine nehre atacaktı ve bu gidişle evlenemeyecekti. O yüzden, bir iş bulup çalışmaya ve altını kendi emeğiyle kazanmaya karar verdi. Günler geçti ve kazandığı bir altını babasına götürdü. Babası her zamanki gibi parayı nehre atmaya hazırlanıyordu ki, oğlu can havliyle babasının kolunu tuttu ve bağırdı: “Hayır baba! O altını nehre atamazsın! Onu kazanmak için günlerce çalıştığımı ve sırtımın ağrılar içinde kaldığını biliyor musun sen?” Babası, yüzünde ışıltılı bir gülümseme ile, elini oğlunun omzuna koydu ve: “İşte şimdi evlenebilirsin, oğlum” dedi. “Çünkü, emeğinin karşılığı olan bu altının değerini artık biliyorsun ve eminim ki onu akıllıca harcayacaksın.”
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
|
16.10.2009, 17:51 | #12 |
Yasaklı
ayten58 Şuan
Son Aktivite: 19.03.2010 21:23
Üyelik Tarihi: 10.02.2009
Yaş: 61
Mesajlar: 11.519
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: İşte Şimdi Evlenebilirsin
paylaşım güzel eline sağlık teşekkürler.
|
16.10.2009, 19:13 | #13 |
Usta Yiğido
gülrüba Şuan
Son Aktivite: 05.11.2010 13:11
Üyelik Tarihi: 15.10.2009
Mesajlar: 894
Tecrübe Puanı: 639
|
Cevap: İşte Şimdi Evlenebilirsin
güzel olan sizin yüreğiniz sağolun güldane
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
|
24.10.2009, 14:35 | #14 |
Usta Yiğido
gülrüba Şuan
Son Aktivite: 05.11.2010 13:11
Üyelik Tarihi: 15.10.2009
Mesajlar: 894
Tecrübe Puanı: 639
|
Sahipsiz Kalan Diploma
Üniversitede derslerin bitmesine az bir zaman kalmıştı. Birkaç ay sonra diplomasını alacak, öğretmen olacaktı. Hayalleri ve hedefleri vardı. Arkadaşlarına karşılık beklemeden yardım eder, herkes onu daha çok bu özelliğiyle tanırdı. Ders kitaplarının ilk sayfalarına güzel sözler yazar, bunları hayatına uygulamaya çalışırdı. Bu güzel sözlerden biri, "Sizin en hayırlınız, insanlara en faydalı olanınızdır." hadîs-i şerifiydi.
O gün Salim Bey, "Osmanlı Tarihi" dersinin vize sonuçlarını açıklıyordu. Elindeki son yazılı kâğıdı Tayfun Şahin'indi. Üzerinde 100 yazıyordu. İsmini okumadı; ama Salim Beyin yüz ifadelerinden sınıf arkadaşları bu kâğıdın ona ait olduğunu anlamışlardı. Sınıfı birden derin bir sessizlik kapladı. Herkesin üzüntüsü yüzünden okunuyordu. Tayfun, bir öğrenci yurdunda kalıyordu. Yurt idarecilerini çok seviyor, onlardan insanî değerler adına çok şeyler öğrendiğini söylüyordu. Yurt, onun için evi kadar sevdiği bir yuvaydı. Ona ek bir bina daha yapılmıştı. Kendisi gibi daha birçok talebe orada barınacaktı. Buna çok seviniyordu. Sadece temizlik işleri kalmıştı; o da tamamlanınca yeni öğrenciler gelecekti. Temizlik yapmak için öğrenciler arasından birkaç gönüllü aranınca, Tayfun ve iki arkadaşı, "İnsanlığa hizmet, Hakk'ın rızasını kazanmaktır." diyerek hemen kolları sıvayıp işe giriştiler. Gayretli bir çalışmayla iki gün içinde binanın temizliği bitti. İkinci gün akşam geç vakitte toz toprak içerisinde odasına döndüğünde, Tayfun sıcak bir duş alıp rahatlamak istedi. İşte ne olduysa o anda oldu. Bu bir dalgınlık mıydı, yoksa bir davetiye mi yollanmıştı kendisine? Şofbenden sızan gazın tesiriyle derin bir uykuya daldı. Kimsenin bundan haberi yoktu. Uzun bir süre sonra, yurt müdürü, banyonun ışığını açık görünce olayın farkına vardı. Derhal Tayfun'u hastahaneye kaldırdılar. Ama yapılacak bir şey kalmamıştı. Müdür, gece yarısına doğru yurda döndü. Bitkin bir halde idare odasına geçti. Üzüntüsünden ne yapacağını bilemiyordu ki telefon çaldı. Gecenin bu saatinde arayan da kimdi? Ahizeyi korkuyla kaldırdı. Telefondaki ses, yurdun ihtiyaçlarının temininde kendilerine yardımcı olan emekli öğretmendi. O, yurda on kilometre kadar uzakta bir evde oturuyordu. Gördüğü bir rüyanın tesiriyle uyanmış, bir daha uyuyamamıştı. Yurdu aramadan içi rahat etmeyecekti. Hemen gördüğü rüyayı müdüre anlattı: "Rüyamda, Kâinatın Efendisi (sas) ile yeni yapılan yurdu gezdik. Allah Resulü (sas) yurttan ayrılırken, sevdiği bir genci yanında götürdü." Tayfun'un vefat haberi kadar bu rüya da dostları arasında yayıldı. Bütün sınıf arkadaşları da duydu. İşte onun adı okunmadan sınıfı sessizlik ve hüzün kaplamasının sebebi buydu. Selim bilinen rüyayı anlatarak sınıftaki sessizliği bozdu. Diğer arkadaşları da o güzel insanla olan hatıralarını anlatıp biraz olsun rahatlamak istiyorlardı. Bunun farkında olan Salim Bey, o günü Tayfun'u anmaya ayırdı. İlk sözü Enver aldı. "Liseyi de onunla beraber okudum. Yedi yıldır beraberdik. O sanki başka bir dünya için yaşıyordu. Şimdi bana bıraktığı büyük bir hatıra var elimde: ders notlarını tuttuğu büyük bir defter... Her ders için ayrı bir bölüm ayrılmış. En sonda ise duygu ve düşüncelerini yazdığı bir bölüm var. İşte dikkatimi çeken bir yazı. 'Dikkat!' ile başlıyor. O bir mektup mu, yoksa vasiyetname mi, bilemiyorum. Şöyle devam ediyor yazı: 'Dizmeye başladığın boncukları bitirmeden ölebilirsin. Sıvamaya başladığın odanı tamamlamadan hayata gözlerini yumabilirsin. Çıktığın seferini tamamlamadan fâni ömrün bitebilir. Evet, her an ölebilirsin. Madem hakikat böyledir; gurur ve enaniyeti bırak, üzerindeki gafleti at ve ölüme daima hazırlıklı ol. Tâ ki, ölüm meleği geldiğinde seni hazır bulsun. İşte sen böylesine bir şuurla yaşa ki kabirde de, mahşerde de rahat edesin. Öyleyse, işlediğin günahları pişmanlık ve istiğfar gözyaşlarınla yıkamaya bak; onlara bir daha yaklaşmamaya karar ver! Olur ki, Yüce Mevlâ, hâline ve gözyaşlarına acır da merhamet eder." Sınıftaki herkes bir şeyler söyledi. Kimi onun vefasından, kimi çok kitap okumasından, kimi bilgiçlik için değil, yaşamak için okuduğundan, kimi Yaratıcı?sıyla alâkasından bahsetti. Ama konuşmaktan çok dinlediler. Enver'in okuduğu yazı ve emekli öğretmenin gördüğü rüya, zihinlerde bir araya gelince herkes bir daha sarsılmıştı. Bundan da öte, hepsinde bir merak vardı. Tayfun bu satırları yazarken, vefatının yakın olduğunu mu hissetmişti, yoksa sürekli ahiret endişesiyle mi yaşıyordu? Belki her ikisi de söz konusuydu! Dr. Saim Arı
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
|
24.10.2009, 14:55 | #15 |
Moderator
Salim58 Şuan
Üyelik Tarihi: 11.05.2009
Yaş: 58
Mesajlar: 59.381
Tecrübe Puanı: 10
|
Cevap: Sahipsiz Kalan Diploma
'Dizmeye başladığın boncukları bitirmeden ölebilirsin. Sıvamaya başladığın odanı tamamlamadan hayata gözlerini yumabilirsin. Çıktığın seferini tamamlamadan fâni ömrün bitebilir. Evet, her an ölebilirsin. Madem hakikat böyledir; gurur ve enaniyeti bırak, üzerindeki gafleti at ve ölüme daima hazırlıklı ol. Tâ ki, ölüm meleği geldiğinde seni hazır bulsun. İşte sen böylesine bir şuurla yaşa ki kabirde de, mahşerde de rahat edesin. Öyleyse, işlediğin günahları pişmanlık ve istiğfar gözyaşlarınla yıkamaya bak; onlara bir daha yaklaşmamaya karar ver! Olur ki, Yüce Mevlâ, hâline ve gözyaşlarına acır da merhamet eder."
çok güzel bi paylaşım sonsuz teşekkürler
__________________
Asil İnsan İdare Eder, Aciz İnsan Şikayet Eder, Basit İnsan İftira Eder, Dürüst İnsan Sabreder... |
24.10.2009, 15:53 | #16 |
Usta Yiğido
gülrüba Şuan
Son Aktivite: 05.11.2010 13:11
Üyelik Tarihi: 15.10.2009
Mesajlar: 894
Tecrübe Puanı: 639
|
Cevap: Sahipsiz Kalan Diploma
Ben teşekkür ederim efendim okuyan gözünüze gönlünüze sağlık...
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
|
28.10.2009, 17:38 | #17 |
Yeni Yiğido
Garip Musalı Şuan
Son Aktivite: 28.12.2009 23:45
Üyelik Tarihi: 04.07.2009
Mesajlar: 43
Tecrübe Puanı: 564
|
Cevap: İşte Şimdi Evlenebilirsin
Teşekkürler gülrüba çok beğendim yazdıklarını ders alınacak dizeler bunlar
|
28.10.2009, 18:03 | #18 |
Usta Yiğido
gülrüba Şuan
Son Aktivite: 05.11.2010 13:11
Üyelik Tarihi: 15.10.2009
Mesajlar: 894
Tecrübe Puanı: 639
|
Cevap: İşte Şimdi Evlenebilirsin
Ben teşekkür ederim beğenmeniz e sevindim....
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
|
12.11.2009, 00:57 | #19 |
Usta Yiğido
MİKAİLOGLU Şuan
Son Aktivite: 21.09.2010 20:56
Üyelik Tarihi: 01.06.2009
Mesajlar: 2.693
Tecrübe Puanı: 833
|
Cevap: İşte Şimdi Evlenebilirsin
EMEGİNE SAGLIK PAYLAAŞIMINLARIN HARİKA.
|
12.11.2009, 01:21 | #20 |
Usta Yiğido
MİKAİLOGLU Şuan
Son Aktivite: 21.09.2010 20:56
Üyelik Tarihi: 01.06.2009
Mesajlar: 2.693
Tecrübe Puanı: 833
|
Cevap: Sahipsiz Kalan Diploma
BUNUN DEGİŞİK RİVAYETLERİNİ OKUMUŞTUM.İNŞAALLAH ONLARI BİRGÜN SİZLERLE PAYLAŞIRIM.ŞİMDİ SİZİN YAAZDIKLARIZI OKUMAK ZEVKİ DERYADA YÜRÜMEK İSTİYORUM.PAYLAŞIM İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERRİM.ALLAAH GÖNLÜNE GÖRE VERSİN.
|
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
DİNSİZLİĞİN DİNİ | barikat58 | İslami Konular | 1 | 20.11.2009 02:12 |
DAHA GENCİM, DİNİ İLERİDE YAŞARIM DOĞRU BİR MANTIK MI | kaanansay | Dini Bilgiler | 1 | 19.04.2009 21:25 |
GENÇLİĞİMİZE DİNİ EĞİTM | seva | Muhtelif konular | 4 | 17.08.2008 18:34 |
Dini kurallara şekilcilik denmez | bayatlı kenan58 | Dini sohbet | 1 | 14.06.2008 13:57 |