10.08.2009, 01:48 | #11 |
Usta Yiğido
betüs58 Şuan
Son Aktivite: 10.02.2010 22:07
Üyelik Tarihi: 01.06.2009
Mesajlar: 2.429
Tecrübe Puanı: 808
|
Cevap: ATATÜRK ÖLDÜ BİLİYOR MUSUNUZ?
allahim yhaa kiz cohh tatli masllah nazar degmesinn kiyamammm yhaa
|
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar betüs58'e Teşekkür Ediyor... |
10.08.2009, 02:09 | #12 |
Yasaklı
ömer yalcin Şuan
Son Aktivite: 21.05.2010 18:13
Üyelik Tarihi: 23.06.2009
Yaş: 52
Mesajlar: 10.620
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: ATATÜRK ÖLDÜ BİLİYOR MUSUNUZ?
benim lafim ortaya,maksatim kimseyi elestirmek degil.
kötü bir sey yazmadim.Allah herkese ölümün dahi hayirlisini versin |
10.08.2009, 02:16 | #13 |
Usta Yiğido
betüs58 Şuan
Son Aktivite: 10.02.2010 22:07
Üyelik Tarihi: 01.06.2009
Mesajlar: 2.429
Tecrübe Puanı: 808
|
Cevap: ATATÜRK ÖLDÜ BİLİYOR MUSUNUZ?
amin ömer abii amin.
|
10.08.2009, 02:31 | #14 |
Yasaklı
ömer yalcin Şuan
Son Aktivite: 21.05.2010 18:13
Üyelik Tarihi: 23.06.2009
Yaş: 52
Mesajlar: 10.620
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: ATATÜRK ÖLDÜ BİLİYOR MUSUNUZ?
AMIN BETÜS KARDESIM AMIN
|
10.08.2009, 10:43 | #15 |
Usta Yiğido
HaZaN Şuan
Son Aktivite: 14.05.2013 15:36
Üyelik Tarihi: 03.11.2008
Mesajlar: 16.918
Tecrübe Puanı: 2287
|
Cevap: ATATÜRK ÖLDÜ BİLİYOR MUSUNUZ?
İlk defa izledim süper okuyor ya o hıçkıra hıçkıra ağlamsı insanın kanın donduruyor paylışım için teşekkürler.
__________________
Huzuru kendi içimizde bulamassak başka yerde aramak boştur.
|
10.08.2009, 10:53 | #16 |
Usta Yiğido
sibelYILMAZ Şuan
Son Aktivite: 05.09.2014 10:55
Üyelik Tarihi: 13.12.2007
Yaş: 36
Mesajlar: 2.927
Tecrübe Puanı: 916
|
Cevap: ATATÜRK ÖLDÜ BİLİYOR MUSUNUZ?
İlk defa izledim güzel paylaşım çokkkk tatlı ve duygu dolu zaten çocuklara bayılıyorum bu kızıda bayıldım yanımda olsada göz yaşlarını silseydim Allahım kıyamam ya :(
__________________
"Çöplüğe attılarda mukaddes emaneti, Hak bellettiler Hakka en büyük ihaneti." |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar sibelYILMAZ'e Teşekkür Ediyor... |
10.08.2009, 11:41 | #17 |
Usta Yiğido
Klimasuyu Şuan
Üyelik Tarihi: 02.05.2009
Mesajlar: 8.602
Tecrübe Puanı: 1429
|
Cevap: ATATÜRK ÖLDÜ BİLİYOR MUSUNUZ?
Aslın da böyle bişey yazmaya hiç niyetim yoktu ama bazı yorumları okuyunca yazmak zorunda kaldım...
G.Mustafa Kemal ATATÜRK'ün dinle alakası olmadığını herkes biliyor, "yok bu adam dinine çok bağlı birisiydi" diyen adam yalan söyler... Bu adamın içkiye düşkün olduğunu ve "Ordular il hedefimiz Akdeniz'dir" sözünü söylerken de içkili olduğunu iddaa edenler de var... Ama bütün bunlar ATATÜRK'ü sevmememiz için bir neden mi ? Değil... Çünkü O'nun Türk milleti için yaptıkları yatsınamaz, şuan ki Türkiye haritasındaki sınırlarımızı da İran'dan farkımız olmasını da G.Mustafa Kemal ATATÜRK ve O'nun silah arkadaşlarına borçluyuz ... O Türkiye ve Türk milletine hayatını adamış birisi... Tamam dinle çok fazla haşır neşir değildi ama İNANIYORDU!... Ve son olarak Atatürk'ün 29 Ekim 1923'te kendisiyle görüşen Fransız muhabiri Maurice Pernot'ya verdiği demeçtelele noktalamak istiyorum; Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinimize bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum. Şuura muhalif, terakkiye mani hiçbir şey ihtiva etmiyor. Halbuki, Türkiye'ye istiklalini veren bir Asya milletinin içinde daha karışık, sun'i, itikadat-ı batıldan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu cahiller, bu acizler sırası gelince, tenevvür (aydınlanma) edeceklerdir. Onlar ziyaya (ışığa) takarrüp (yaklaşma) edemezlerse kendilerini mahv ve mahkûm etmişler demektir. Onları kurtaracağız."Görülüyor ki Atatürk saf, temiz ve sade bir din anlayışı istemektedir. İslam dinine sonradan girmiş her türlü safsata, hurafe ve boş inançlara karşı akılcı bir din anlayışını benimsemiştir. Bunun ilk adımını da Kur'an-ı Kerim'in milletin bütün fertleri tarafından okunup anlaşılabilmesini sağlamakla atmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan iki yıl bile geçmeden 21 Şubat 1925 tarihinde Meclis'teki bütçe müzakereleri sırasında Kur'an-ı Kerim'in meal ve tefsirinin, Hadis-i Şerif tercümelerinin devlet imkánlarıyla yaptırılması için talimat vermiştir. Bunun üzerine mealin Mehmet Akif Ersoy, tefsirin Elmalılı Hamdi Yazır, hadis tercümelerinin de Kamil Miras tarafından yapılması kararlaştırılmıştır. Ancak, Mehmet Akif bilahare bu görevi bırakarak aldığı avansı iade etmiş, hem meal hem de tefsir yazma işi Hamdi Yazır tarafından yapılmıştır. Elmalılı Hamdi Yazır'ın hazırladığı 9 ciltlik tefsir 1935 yılında, Kamil Miras tarafından hazırlanan "Sahih-i Buhari Muktasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi" isimli 12 ciltlik hadis tercümesi de 1928 yılında yayımlanmıştır. Atatürk, Kur'an'ın Türkçe'ye çevrilmesinin şu gerekçeyle yapıldığını anlatıyor: "Türk, Kur'an'ın arkasından koşuyor, fakat onun ne dediğini anlamıyor. İçinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım, arkasından koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın." Ayrıca bu gerekçeyle hutbelerin de Türkçeleşmesini sağlamıştır. Ona göre hutbe demek, nasa hitap etmek, yani söz söylemek demektir. "Minberler halkın beyinleri, vicdanları için bir iyilik, doğruluk ve bir aydınlanma kaynağı olmuştur. Böyle olabilmek için minberlerden yankılanacak olan sözlerin bilinmesi, anlaşılması, sanat ve ilim gerçeklerine uygun olması gerekmektedir. Değerli hatiplerin siyasi ve toplumsal olayları ve medeni durumları ve gelişmeleri her gün izlemeleri zorunludur. Bunlar bilinmediği takdirde halka yanlış bilgiler verilmiş olur. Bundan dolayı, hutbeler tamamen Türkçe ve çağın gereklerine uygun olmalıdır. Ve olacaktır" sözleri, onun bu düşüncesini yansıtmaktadır. Atatürk, aynı ismi taşıdığı Hz. Peygamber'e son derece bağlı ve saygılı bir insandı. Bu saygı ve bağlılığı ifade etmesi açısından şu olayı nakletmemiz yerinde olacaktır: Batılı bir oryantalistin, Hz. Peygamber hakkında yazdığı bir kitap kendisine sunulur. Kitapta Yüce Peygamberimizden "Cezbeye tutulmuş sönük bir derviş" diye söz edilmektedir. Bunu okuyunca Atatürk öfkelenerek şöyle der: "Bu gibi cahil adamlar O'nun yüksek şahsiyetini ve başardığı büyük işleri kavrayamazlar. O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonsuza kadar O anılacaktır, yaşayacaktır." ATATÜRK'ü "din" silahıyla gözden düşürme mekanizmasının bazı çevrelerde "gaflet", bazı çevrelerde "gayret" boyutunda işlediğini görüyoruz. "Gaflet" boyutunda olanlar, dini çağdaşlığın önünde bir engel gibi görüp bu çıkışlarını Atatürkçülük adına yapmışlardır. Din karşıtlığını adeta bir moda haline getirmişlerdir. Bunun, zaman zaman Atatürk'e yaranma gayretkeşliği ile daha sevimsiz noktalara taşındığı da görülmüştür. 1938 yılında, Faruk Nafiz Çamlıbel, Atatürk'ü yüreğine bir put gibi oturttuğunu şu dizelerde söylüyor: "Yürüyor kalbimizin durduğu bir yolda değil/Kanlı bir gözyaşı nehrinde muazzam tabutun Ey ilahın yüce davetlisi, göklerden eğil/Göreceksin duruyor kalbimizin üstünde putun!" Atatürk'ün, sigara izmaritlerini onun huzurunda kültablasından alarak sedef işlemeli bir kutuya koymak isteyen birisini "Ne yapıyorsun çocuk? Beni putlaştırmak mı istiyorsun?" diye azarladığını, O'nun sofrasına oturmuş şahsiyetlerin hatıralarından öğreniyoruz. Bu sözler, Atatürk karşıtları tarafından yıllarca istismar edilmiş, sanki bu mevlidi Atatürk yazdırmış gibi bir kanaat oluşturulmaya çalışılmıştır. Gerçek şu ki; Atatürk bu aymazlıkların hiçbirine iltifat etmemiş, onların hepsine istihzai bakışlarla gülüp geçmiştir. Din silahını Atatürk'e doğrultanlar ise bütün gayretlerini, bütün nefeslerini Atatürk'ün din düşmanı olduğu iftirasına dayandırmışlardır. O'nun Kur'an'ı anlaşılır kılmak için meal ve tefsir yazdırmasını, İslam'ın Peygamberi'nin bize yansıttığı ışığın kalplerimizi aydınlatması için hadisler tercüme ettirmesini, İslam dini ve onun Peygamberi hakkında söylediği güzel sözleri daima gözden kaçırmak istemişlerdir. "Ey Millet! Allah birdir, şanı büyüktür" sözleriyle başlayan Balıkesir Paşa Camii'nde verdiği tarihi hutbe, mermerlere kazınması gereken bir "kitabe" niteliğindedir. Atatürk, din, düşünce ve fikir özgürlüğüne büyük önem vermiş, laikliği de bu temele oturtmuştur. Atatürk'ün 1937 yılında Anayasa'ya dahil ettiği laiklik anlayışını, bazı Marksist ve materyalistlerin savunduğu laiklik anlayışıyla mukayese etmek doğru değildir. Nitekim, Atatürk, "Ben Luther olmayacağım" diyerek bu çeşit fikirleri reddetmiştir. Atatürk'ün laiklikle ilgili görüşünü, Nutuk'tan aldığımız kendi sözleriyle belirleyelim: "Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin birbirinden ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların, vicdan, ibadet ve din hürriyetlerini tekeffül etmektir." Yani, din hürriyetine kefil olmaktır. Atatürk'ün de işaret ettiği gibi "İslam dini hürriyet-i efkára mani değildir". (Fikir ve düşünce hürriyetine engel değildir.) Dinde zorlama yoktur. Zaten, Kur'an-ı Kerim'in Bakara Suresi 256. Ayeti'ndeki "la ikrahe fiddin" (dinde zorlama yoktur) hükmü de bunu emretmiyor mu? O halde laiklik, dinsizlik demek değildir. Nitekim Atatürk, "Laik hükümet tabirinden dinsizlik manasını çıkarmaya yeltenen fesatçılara fırsat vermemek lazımdır" demiştir. Bizim dinimiz en tabii ve en makul bir dindir ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, fenne, ilme ve mantığa tetabuk etmesi lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen mutabıktır." (Akhisar konuşması, 1923) "İnsanlara feyzi ruhu vermiş olan dinimiz son dindir, ekmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, hakikate tamamen tevafuk ve tetabuk ediyor. Eğer akla, mantığa ve hakikate tevafuk etmemiş olsaydı bununla diğer kavanini tabiiyei ilahiye beyninde tezat olması icap ederdi. Çünkü bilcümle kavanini kevniyeyi yapan Cenabı Hak'tır demişlerdir." (İzmir konuşması, 1923) Konu Klimasuyu tarafından (10.08.2009 Saat 11:51 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Arka Arkaya Mesajlar Yazdığınızdan Dolayı Flood Önleyici Devreye Girdi.Mesajlar Sistem Tarafından Otomatik Olarak Birleştirilmiştir.. |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Klimasuyu'e Teşekkür Ediyor... |
10.08.2009, 17:42 | #18 |
Usta Yiğido
65serdal58 Şuan
Son Aktivite: 07.05.2016 11:20
Üyelik Tarihi: 17.04.2009
Yaş: 42
Mesajlar: 7.612
Tecrübe Puanı: 1332
|
Cevap: ATATÜRK ÖLDÜ BİLİYOR MUSUNUZ?
eyvallah kardeşim..........
yüreğine sağlık metinciğim bu konuya sapla samanı ayırmayı bilmeyenler lütfen yorum yapmasın...................... .... lütfen............. Konu 65serdal58 tarafından (10.08.2009 Saat 17:51 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Arka Arkaya Mesajlar Yazdığınızdan Dolayı Flood Önleyici Devreye Girdi.Mesajlar Sistem Tarafından Otomatik Olarak Birleştirilmiştir.. |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar 65serdal58'e Teşekkür Ediyor... |
10.08.2009, 17:58 | #19 |
Usta Yiğido
sivaslı fd Şuan
Son Aktivite: 31.03.2012 15:12
Üyelik Tarihi: 31.03.2009
Mesajlar: 5.145
Tecrübe Puanı: 1086
|
Cevap: ATATÜRK ÖLDÜ BİLİYOR MUSUNUZ?
Bu memleket gerçekten ATATÜRK'ün izinden gidiyor olsaydı şuan bu halde olmazdı...
__________________
TÜRKÜM; TÜRKLÜĞÜMLE ÖVÜNÜRÜM, YUMUŞAK BAŞLIYIM AMA SERT GÖRÜNÜRÜM, GEREKİRSE BU VATANIM İÇİN, BİN PARÇAYA BÖLÜNÜRÜM...FD |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar sivaslı fd'e Teşekkür Ediyor... |
10.08.2009, 18:01 | #20 |
Usta Yiğido
65serdal58 Şuan
Son Aktivite: 07.05.2016 11:20
Üyelik Tarihi: 17.04.2009
Yaş: 42
Mesajlar: 7.612
Tecrübe Puanı: 1332
|
Cevap: ATATÜRK ÖLDÜ BİLİYOR MUSUNUZ?
|
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar 65serdal58'e Teşekkür Ediyor... |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
SİVAS Atatürk Sağlık Meslek Lisesi. | Serd@r | Liseler | 3 | 28.01.2011 10:36 |
Sabiha Serin Siir Kösesi | Sabiha Serin | Şiirler | 169 | 02.09.2010 11:50 |
Dindar Bir Vatan Evladı: Atatürk | kaanansay | Atatürk ve Sivas | 14 | 09.07.2009 13:00 |
Atatürk'ün Komünizm Tehlikesine Karşı Uyarısı | kaanansay | Atatürk ve Sivas | 1 | 01.04.2009 12:42 |
Dünya Basınında ATATÜRK | orhanakbulut_58 | Atatürk ve Sivas | 0 | 07.11.2007 20:47 |