|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Ozanlarımız Ozanlarımız Hakkında |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
14.09.2007, 22:57 | #11 |
Yeni Yiğido
sabri simsek Şuan
Son Aktivite: 19.07.2008 16:40
Üyelik Tarihi: 13.09.2007
Mesajlar: 31
Tecrübe Puanı: 628
|
--->: PİR SULTAN ABDAL
[quote=abircan;207357]Kul Olayım Kalem Tutan Ellere
Kul Olayım Kalem Tutan Ellere, Kâtip Arzuhalim Yaz Yare Böyle. Sekerler Ezeyim Şirin Dillere, Kâtip Arzuhalim Yaz Yare Böyle. Güzelim Ey Güzelim Ey Güzelim Ey Ey. Sivas Ellerinde Sazım Çalınır, Çamlı Beller Bölük Bölük Bölünür. Yardan Ayrılmışam Bağrım Delinir, Kâtip Arzuhalim Yaz Yare Böyle. Güzelim Ey Güzelim Ey Güzelim Ey Ey. Pir Sultan Abdal’ım Ey Hızır Paşa, Gör Ki Neler Gelir Sağ Olan Basa. Beni Hasret Koydun Kavim Kardaşa, Kâtip Arzuhalim Yaz Yare Böyle. Güzelim Ey Güzelim Ey Güzelim Ey Ey. |
05.10.2007, 22:05 | #12 |
Yeni Yiğido
Yasak--Resim Şuan
Son Aktivite: 20.11.2007 19:57
Üyelik Tarihi: 01.10.2007
Mesajlar: 14
Tecrübe Puanı: 0
|
--->: PİR SULTAN ABDAL
ya oldugun gibi görün yada göründügün gibi ol..
__________________
Birikti uğrunda döktüğüm yaşlar.Al götür vicdansız ruhun yıkansın.Her günümhasretin zulmüyle başlar.Ahımı hakettin ciğerin yansın |
05.10.2007, 22:25 | #13 |
Yeni Yiğido
Yasak--Resim Şuan
Son Aktivite: 20.11.2007 19:57
Üyelik Tarihi: 01.10.2007
Mesajlar: 14
Tecrübe Puanı: 0
|
--->: PİR SULTAN ABDAL
KIZIL ELMA
Bir milletin yürütücü kuvvetine 'ülkü' denir. Toplumlardaki kişileri birbirine bağlayan nesne, sadece kök birliği, çıkar ve ihtiyaç değil, bunlarla birlikte ve aynı zamanda ülküdür. ülküsüz topluluk yerinde sayan, ülkülü topluluk yürüyen bir yığındır. Sözlük anlamı 'and' ve 'uzak hedef' demek olan 'ülkü', topluluğu aynı yolda yürüten bir kuvvettir ki, bu uğurda insanlar birbirlerine karşı içten sözleşmiş gibidirler. ülkü, ilkönce, insanların gönüllerinde, gönüllerinin derinliğinde, şuuraltında, hayallerinde doğar ve kendini önce destanlarda gösterir. Sonra şuura geçer, büyük kılavuzlar tarafından açıklanır. Daha sonra da büyük kahramanlar, onu gerçekleştirmek için büyük hamleler yapar. Bu hamle sırasında da ülkülü millet, kahramanlar ardından gönül isteği ile koşar. Bütün bu uğraşmalar arasında da millet yürür; önce manen, sonra maddeten ilerler, olgunlaşır, erginleşir. Türk destanlarından çıkan anlama göre, Türklerin ülküsü, fetihler sonunda büyük ve üstün bir devlet kurarak bu devletin içinde bolluğa ve mutluluğa kavuşmaktır. Aşağı yukarı, her millet, aynı şekildeki milli gayelerin ardındadır. Milletlerin çapına, kaabiliyetine göre milli ülkülerin ayrıntılarında farklar olmakla beraber, ana çizgiler bakımından hepsi birbirine benzer: Büyümek ve rahatlığa kavuşmak! Türkler, kendi ülkülerine niçin 'kızılelma' demiştir, bunun sebebini bilmiyoruz. Yalnız bu addaki saflık ve tabiilik, Türk ülküsünün çok eski olduğunu göstermek bakımından manalıdır. Kızılelma adı, ülkünün aydınlardan önce halk arasında doğduğunu gösterse gerektir. Kızılelma ülküsü, Osmanlıların parlak çağlarında iyice belirip şekillenmiş ve konak konak, Türk büyüklüğünün, yükseklik fikrinin, ilahi bir gayenin timsali haline gelmiştir. Bu büyük düşünce olmasaydı, XI. Yüzyılda Anadolu'ya gelen, ençok bir milyon Türk, Bizans'ın Asya ve Avrupa'daki topraklarında rastladıkları diğer Türklerin birkaç tümenlik hrıstiyanlaşmış döküntülerinin yardımı ile de olsa, bu dünya çapında devleti kurup dört kıta 'dördüncüsü Okyanusya'dır' üzerindeki teşkilat ve medeniyet şaheserini yaratamazdı. Milletlere milli inanç ve güvenç veren ülkünün ne büyük bir kuvvet olduğunu anlamak için bugünkü olaylara bakmak yeter: 60 milyonluk bir millet olmalarına rağmen dağınık, teşkilatsız ve geri olan Araplar, milli ülküleri olan Arap Birliği düşüncesi sayesinde toparlanma yoluna girmişlerdir. ülkülerinden aldıkları güçle, Filistin işinde İngiltere ve Amerika'ya kafa tutmaktadırlar. ülkü sahibi millet oldukları için de dünyada itibarları ve değerleri artmıştır. Bizim için çok büyük isret ve ders olan şu olay, Arapların itibarını göstermesi bakımından manalıdır: Birleşmiş Milletler teşkilatının 11 üyeli Güvenlik Konseyi'nin beşi 'Amerika, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin' daimi, altısı geçicidir. 1945 yılında, bu altı üyelik için seçim yapıldı. 900 yıllık büyük bir geçmişi ve tarihi olan, askeri devlet olarak nam kazanmış bulunan Türkiye bu seçimde ancak bir tek oy alarak Konsey'e giremediği halde, İngiliz işgalinden henüz kurtulamamış olan ordusuz, donanmasız Mısır, 45 oy alarak bu üyeliğe seçildi. Demek ki, o zamanki Birleşmiş Milletler teşkilatına dahil bulunan 50 devletten 45'i, Mısır'ı bizden daha itibarlı ve üstün görmüştü. 1946'da geçici üyelik için yapılan seçimde de, Türkiye'ye kimse oy vermediği halde, Suriye 45 oy aldı. Bir iki yıllık bir devlet olan o zamanki üç milyon nüfuslu Suriye'nin Türkiye`ye tercih edilmesinin sebebi açıktır: Suriye, bir ülkünün ardındadır. Yani prensip sahibidir. Bundan dolayı da, düşmanlarının bile saygısını kazanmıştır. Yahudiler de, ülkü sahibi olmanın ikinci bir ibret verici örneğidir. Korkaklığı atasözü haline gelen bu millet, bugün, bir milli ülkünün ardında, herhangi bir millet kadar cesaretle çarpışıyor. Milli kahramanlar ve bu milli kahramanlar, idama mahkum edildikleri ve bağışlanma dileğinde bulunurlarsa ölümden kurtulacakları halde, İngiltere'den af dilemeyerek milletlerine şeref vermek suretiyle ölüyorlar. Bu milli ülkü sayesinde, Filistin'deki yarım milyon yahudi (O zaman Filistin'de yarım milyon Yahudi vardı), yalnız Araplarla değil, koca İngiltere ile savaşı göze alıyor, Amerika'ya meydan okuyor. Milli ülküye yapışmak sayesinde Yahudiler o kadar kuvvetlenmişledir ki, bugün İngiltere imparatorluğu onlara karşı bir şey yapamıyor. Tebaasında bir tek kişinin hapse atılmasını savaş sebebi saban İngiltere, bugün, İngiliz askerlerinin öldürülmesine, İngiliz subaylarının kaçırılıp dayak atılarak horlanmasına, masum İngiliz çavuşlarının Yahudiler tarafından canice asılmasına ses çıkaramıyor. Bütün bunların en önemli sebebi Arapların ve Yahudilerin olağanüstü kuvvetli olmasıdır. Bu kuvvet maddi değil, manevidir, Yani ülkü kuvvetidir. Kızılelma ülküsüne 'tehlikeli maceracılık' diyenler, bugünkü Araplar ile Yahudilere bakıp düşünmelidirler. Hele Yahudiler 2000 yıl önce kaybettikleri vatanlarını yeniden ele geçirmek ve yalnız kitaplarda kalmış olan İbrani dilini diriltip bir konuşma dili haline getirmek uğrundaki çalışmaları ile dünyaya örnek olmuşlardır. Biz ise bir yandan 'bir Türk dünyaya bedeldir' vecizesine inanmış görünürken, bir yandan da kendimizi baltalayıp inkar ettik. Büyüklükten korktuk. Küçüklüğü benimsedik ve milli ülkü ile delilik diye alay ettik. Güvenlik Konseyindeki seçimler göstermiştir ki, kimseden bir şey istememek, herkesle hoş geçinmek, ittifaklar yapmak bir millete itibar sağlamıyor. Kızılelma ülküsünü bir delilik sayacaksak, büyüklükten değil, yaşamaktan da vazgeçmeliyiz. 'Tarihi görevini yapmış ve artık ölmeye yüz tutmuş bir topluluk' olmayı kabul etmeliyiz. Eski Asurlular, Hititler, Romalılar gibi haritadan silinmeye razı olmalıyız. Buna razı değilsek milli ülkünün peşine düşmeliyiz ve demiryolu yapmakla birkaç fabrika kurmayı ülkü diye göstermek gafletinden çekinmeliyiz. ülküler için 'maddi faydası nedir?', 'uygulanabilir mi?' diye düşünmek doğru değildir. Hiçbir inanç riyazi mantığa vurulmaz. Tanrı'nın varlığı da riyazi metod ile isbat edilememiştir. Fakat yüz milyonlarca insan ona inanmakta ve bu inançtan güç almaktadır. ülküler de böyledir. Kızılelma ülküsünün gerisinde savaşlar ve büyük sıkıntılar görüp de korkanlar bulunabilir. Kendi rahatı ve keyfi kaçmasın diye insanlık davası (!) güdenler, ülküyü inkar edenler her zaman, her yerde çıkabilir. Fakat bir milletin içinde büyük bir çoğunluk milli ülküye inandıktan sonra, geri kalanlar da ister istemez bu milli akıntıya uymaya mecburdurlar. Bizim için önemli olan, dost kılıklı yabancıların milli ülküyü güya milli çıkar adına baltalamasının önüne geçmektir. Bir topluluktan ortak ülküyü kaldırın, insanların hayvanlaştığını görürsünüz. Ortak düşüncesi olmayan toplulukta, herkes, yalnız kendi çıkar ve zevkini düşünür. Böyle bir toplulukta fedakarlık, saygı, nezaket kalmaz. Bencillik, kabalık, rüşvet, iltimas ve namussuzluğun türküsü alır yürür. Maddileşmiş bir insan vatan için ölür mü? Bencil bir insan muhtaçlara yardım eder mi? Milletine inanmayan bir adam yabancı ile işbirliği yapmaz mı? Erdemi gülünç bulan birisi çalıp çırpmaz mı? Kızılelma, Türk milletinin manevi besinidir. Açlar yiyecek bulamadıkları zaman nasıl faydasız, zararlı, hatta zehirli nesneleri yerlerse; Türk milleti de 'Kızılelma' kendisine yasak edildiği için marksizm ve kozmopolitizm gibi zararlı ve zehirli fikirlere el uzatıyor. Fakat artık bu devir kapanmıştır. Gittikçe uyanan milli şuur karşısında gafiller ve hainler, Türk milletini daha çok aldatamayacaklardır. Kızılelmanın yolunu kapatamayacaklardır. Ziya Gökalp'ın mısraları düsturumuz olacaktır: Demez taş, kaya Yürürüz yaya... Türküz, gideriz Kızılelmaya.
__________________
Birikti uğrunda döktüğüm yaşlar.Al götür vicdansız ruhun yıkansın.Her günümhasretin zulmüyle başlar.Ahımı hakettin ciğerin yansın |
07.05.2008, 16:25 | #14 |
Yeni Yiğido
mesocan Şuan
Son Aktivite: 30.07.2009 15:14
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 42
Mesajlar: 18
Tecrübe Puanı: 0
|
--->: PİR SULTAN ABDAL
ne alaka şimdi bu
eğer bir alakası var da ben yakalayamadıysam özür dilerim...
__________________
Sivas, Merkez, Karaçayır [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] |
01.06.2008, 20:29 | #15 |
Tecrübeli Yiğido
ero Şuan
Son Aktivite: 13.08.2012 01:57
Üyelik Tarihi: 05.02.2008
Yaş: 35
Mesajlar: 446
Tecrübe Puanı: 658
|
--->: PİR SULTAN ABDAL
Dostun Bahçesine Bir Hoyrat Girmiş
Dostun Bahçesine Bir Hoyrat Girmiş Korudur Da Benli Dilber Korudur Gülünü Dererken Dalını Kırmış Kurudur Da Benli Dilber Kurudur Neredesin De Dudu Dillim Nerede Neredesinde Kömür Gözlüm Nerede Bu Meydanda Serilir Postumuz Çok Şükür Mevlaya Gördük Dostumuz Bir Gün Kara Toprak Örter Üstümüz Çürüdür De Benli Dilber Çürüdür Neredesin De Dudu Dillim Nerede Neredesinde Kömür Gözlüm Nerede Pir Sultan Abdal’ım Başımdan Başlar İyisini Korda Kemini Taşlar Bin Çiçekten Bir Kovana Bal İşler Arıdır Da Benli Dilber Arıdır Neredesin De Dudu Dillim Nerede Neredesinde Kömür Gözlüm Nerede
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] |
01.06.2008, 20:44 | #16 |
Usta Yiğido
BOUN Şuan
Son Aktivite: 27.12.2014 21:40
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 39
Mesajlar: 810
Tecrübe Puanı: 783
|
--->: PİR SULTAN ABDAL
Zengin kültürümüzün ve parlak geçmişimizin bir parçası da Sivasımızda elbette Pir Sultan Abdal'dır.
Bu güzel paylaşım için teşekkürler. Alakasız bir metni araya sokanlar, ''alakasızlık'' yapacaklarına bir zahmet oturup şu dizeleri okusalar ya!
__________________
|
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar BOUN'e Teşekkür Ediyor... |
29.10.2008, 11:35 | #17 |
Usta Yiğido
yerliturkuaz Şuan
Son Aktivite: 28.03.2012 10:23
Yeti: Bloody Orca Slap Champion!Üyelik Tarihi: 05.09.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 2.017
Tecrübe Puanı: 804
|
Cevap: PİR SULTAN ABDAL
Pir Sultan Abdal Anadolu kulturunun gunumuze kadar getirdigi buyuk ozan nur icinde yat yattigin yerde...
__________________
Zamanını en iyi değerlendiren zaman benim diyendir...
Sevmek yürek işidir yüreğin yoksa sen niye yaşıyorsun? |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar yerliturkuaz'e Teşekkür Ediyor... |
29.09.2009, 03:58 | #18 |
Usta Yiğido
ismail 58 Şuan
Son Aktivite: 10.01.2016 23:55
Üyelik Tarihi: 27.01.2008
Yaş: 48
Mesajlar: 4.223
Tecrübe Puanı: 1053
|
Cevap: PİR SULTAN ABDAL
ben bir sunniyim ama ozanlarımızla övünmüş, alevi kardeşlerimize hiçbir zaman kin duymamışımdır. gerçek sunnilerde böyledir.
emegi geçen arkadaşlara teşekkür ederim diyecegim o ki alakasız metini araya yazan, bir noktasını virgülünü kendisi yazsa gam yemeyeceğimde, bir yerden kopyala ile almış yapıştır ile buraya taşımış. eminim ki o metni benim burada okudugum kadar okusaydı alakasızlığı anlayıp, yazma(yapıştırma)yacaktı..... |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar ismail 58'e Teşekkür Ediyor... |
06.10.2009, 00:23 | #19 |
Usta Yiğido
sandalli Şuan
Son Aktivite: 21.04.2016 18:58
Üyelik Tarihi: 19.02.2006
Mesajlar: 38.277
Tecrübe Puanı: 4520
|
Cevap: PİR SULTAN ABDAL
ALLAH ALLAH DESEM GELSEM
Allah Allah desem gelsem Hakkın dîvanına dursam Ben bir yanıl alma olsam Dalında bitsem ne dersin Sen bir yanıl elma olsan Dalımda bitmeye gelsen Ben bir gümüş çövmen olsam Çeksem indirsem ne dersin Sen bir gümüş çövmen olsan Çekip indirmeye gelsen Ben bir avuç çavdar olsam Yere saçılsam ne dersin Sen bir avuç çavdar olsan Yere saçılmaya gelsen Ben bir güzel keklik olsam Bir bir toplasam ne dersin Sen bir güzel keklik olsan Bir bir toplamaya gelsen Ben bir yavru şahin olsam Kapsam kaldırsam ne dersin Sen bir yavru şahin olsan Kapıp kaldırmaya gelsen Ben bir sulu sepken olsam Kanadın kırsam ne dersin Sen bir sulu sepken olsan Kanadım kırmaya gelsen Ben bir deli poyraz olsam Tepsem dağıtsam ne dersin Sen bir deli poyraz olsan Tepip dağıtmaya gelsen Ben bir ulu hasta olsam Yoluna yatsam ne dersin Sen bir ulu hasta olsan Yoluma yatmaya gelsen Ben bir can alıcı olsam Canını alsam ne dersin Sen bir can alıcı olsan Canımı almaya geİsen Ben bir cennetlik kul olsam Cennete girsem ne dersin Sen bir cennetlik kul olsan Cennete girmeye gelsen Pir Sultan üstadın bulsan Bilecek girsek ne dersin Pir Sultan ABDAL
__________________
Yağmurlar Islanıyor
|
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar sandalli'e Teşekkür Ediyor... |
06.10.2009, 00:24 | #20 |
Usta Yiğido
sandalli Şuan
Son Aktivite: 21.04.2016 18:58
Üyelik Tarihi: 19.02.2006
Mesajlar: 38.277
Tecrübe Puanı: 4520
|
Cevap: PİR SULTAN ABDAL
BÜLBÜL NE YATARSIN KALK FÎGAN EYLE
Bülbül ne yatarsın kalk figan eyle Şakıyıp ötmenin günleri geldi Yeşil yaprak arasında gül kaldı Sevip koklamanın günleri geldi Benim yârim gelişinden bellidir Ak elleri deste deste güllüdür Bizi ziyan eden esmer tenlidir Niyaza varmanın günleri geldi Abdal Pir Sultan'ım bu dünya fâni Boz bulanık akar dağların seli Yanına almış da nazlı dilberi Doldurup içmenin günleri geldi Pir Sultan ABDAL
__________________
Yağmurlar Islanıyor
|
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar sandalli'e Teşekkür Ediyor... |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|