|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Sivas Tarihi Sivas ile ilgili tarihi bilgiler |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
10.02.2008, 13:38 | #11 |
Usta Yiğido
sivaslıgenç Şuan
Son Aktivite: 21.03.2016 00:42
Üyelik Tarihi: 14.10.2007
Yaş: 32
Mesajlar: 2.527
Tecrübe Puanı: 882
|
--->: BİR ÇANAKKALE HİKAYESİ...
çanakkale savaşı
Gülmeyiniz ey düşmanlar, Çanakkale geçilemez. Bekler nice kahramanlar, Çanakkale geçilemez. Filo, filoya dayansa, Yerler bomba ile yansa, Siperler kana boyansa, Çanakkale geçilemez. On Sekiz Mart Zaferi’ni, Herkes tanır Türk erini, Ölür de vermez yerini, Çanakkale geçilemez. Türk’ün göğsü, Türk’ün kolu, İman ile kuvvet dolu, Aslan yurdu Gelibolu, Çanakkale geçilemez. Akan kanlar dönse sele, Conkbayır’ı geçmez ele, Dünya kopup gelse bile, Çanakkale geçilemez. Birçok milletin askeri, Yenilerek kaçtı geri, Anladılar Türk’ün yeri Çanakkale geçilemez. |
24.02.2008, 00:42 | #12 |
Yasaklı
bulutum Şuan
Son Aktivite: 09.09.2008 22:14
Üyelik Tarihi: 19.07.2007
Mesajlar: 265
Tecrübe Puanı: 0
|
ÇANAKKALE SAVAŞI
Çanakkale Savaşı, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara savaşlarıdır. İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti konumundaki İstanbul'u alarak boğazların kontrolünü ele geçirmek, Rusya'yla güvenli bir tarımsal ve askeri ticaret yolu açmak, Alman müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'na girmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olacak, iki tarafın da çok ağır kayıplar vermesiyle İtilaf Devletleri geri çekileceklerdir.
Çanakkale Savaşları, ilgili bütün ulusları derinden etkilemiştir. Avustralya ve Yeni Zelanda'da Anzak Günü adıyla her yıl düzenli bir seramoni tekrarlanır. Ayrıca Avustralyalı ve Yeni Zelandalılar o gün toplanarak Gelibolu Yarımadası'ndaki Anzakların (ANZAC: Australian and New Zeland Army Corps) çıkartma yaptıkları Anzak Koyu'na gelerek atalarının savaştıkları bu yeri ziyaret ederler. Bu savaşlarda İtilaf subaylarının bile takdirini toplayarak yıldızı parlayan Mustafa Kemal, 8 yıl sonra Türk Kurtuluş Savaşı'nda milletine önderlik edecek, savaş sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı olacaktır ŞAVAŞIN NEDENLERİ Osmanlı İmparatorluğu 2 Ağustos 1914 tarihinde Almanya ile, İttifak Devletleri safında yer almak üzere bir antlaşma imzalamıştı. Ancak bu antlaşma, Osmanlı İmparatorluğu’nun savaş hazırlıkları henüz başlamadığı için gizli tutulmuştu. Osmanlı İmparatorluğu bu antlaşmanın hemen ertesinde seferberlik hazırlıklarına başlamıştı. Akdeniz’de İngiliz donanması önünden çekilen Alman SMS Goeben ve SMS Breslau ağır kruvazörlerinin, Amiral Souchon komutasında 10 Ağustos 1914 günü Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstanbul’a gelmeleri büyük bir gerginlik yaratmıştı çünkü, Osmanlı İmparatorluğu, Boğazlar Antlaşması gereği tüm savaş gemilerine kapalı tutmaktadır. Alman Donanması’na bağlı bu gemilerin Boğazdan geçişine izin verilerek ayrıcalık yapılması, savaş nedeni sayılmaktadır. Ancak Osmanlı İmparatorluğu, bu gemilerin Almanya’dan satın alındığını açıklayarak gerginliği ertelemiştir. Sözkonusu gemiler 16 Ağustos 1914 tarihinde Yavuz ve Midilli adlarıyla Osmanlı Donanması’na katılmışlardı. Bu gemilerdeki Alman mürettebat, Osmanlı Donanması’na ait subay ve erat üniformaları giyerek gemilerdeki görevlerini sürdürmüşler, Amiral Souchon ise Osmanlı Donanması Komutanlığı’na getirilmişti. Yavuz ve Midilli’nin de içinde bulunduğu bir Osmanlı filosunun Amiral Souchon komutasında 27 Ekim 1914 günü Karadeniz kıyılarındaki Rus limanlarını bombalamaları ardından hem Rusya hem de İngiltere Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ilan etmiştir. Batı Cephesi’nde 1914 yılının Eylül ayı sonlarında Alman orduları, Fransız-İngiliz savunmasını yaramamışlar, tüm Batı Cephesi’nde cepheler kilitlenmişti. Bu durum Almanya açısından Batı Cephesi’ndeki savaşın kısa sürede bitmeyeceği anlamına geliyordu. Oysa Alman savaş planı (Schlieffen Planı), ilk adımda Batı Cephesi’nde kısa sürede Fransız-İngiliz kuvvetlerinin yenilgiye uğratılması, ikinci adımda ise tüm kuvvetlerin Doğu’ya kaydırılarak Rusya’nın savaş dışı bırakılması esasına dayanıyordu. Schlieffen Planındaki bu sapma ardından Almanya, önce Rusya’yı savaş dışı bırakmak, Doğu’da serbest kalan kuvvetleri ile Batı Cephesi’ne yeniden yüklenmek istemişti. Osmanlı 3. Ordu'sunun Kafkasya bölgesindeki Kasım – 1914 ayı başlarındaki taarruzları bu planın hazırlık aşamalarından biriydi. Avrupa cephelerindeki bu gelişmeler, İngiltere ve Fransa’nın müttefikleri Rusya’yı desteklemek zorunda bırakmıştı. Zaten Rusya, Almanya üzerinde yeterince güçlü bir baskı yapamamaktaydı. Kısıtlı endüstriyel kapasitesi dolayısıyla İngiliz ve Fransız desteğine gerek duymaktadır. Fransa ve İngiltere’nin bu desteği sağlaması için olası dört yol vardır. Kuzey ulaşım hatlarından ikisi olanaksızdır. Kuzey Buz Denizi, yılın çok büyük bölümünde donmuş olduğundan deniz ulaşımına olanak vermemektedir, Baltık Denizi ise Alman Donanması’nın denetimindedir. Orta ulaşım yolu olan Avrupa karayolu ise Alman denetimindedir. Olası dördüncü yol ise Osmanlı İmparatorluğu’nun denetiminde bulunan Çanakkale ve İstanbul boğazlarının oluşturduğu denizyoludur. Çok yakın geçmişte, Balkan Savaşı’nda, Trablusgarp Savaşı’nda ve Sarıkamış Harekatı’nda ağır yenilgiler almış olan Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri gücü, İtilaf Devletleri’nce zaten yetersiz olarak değerlendirilmektedir. Avrupalılarca "hasta adam" olarak görülen yaşlı Osmanlı İmparatorluğu'nın boğazlardaki bir saldırıyı kaldıramayacağı düşünülmektedir. Eğer Boğazlar askeri olarak kontrol altına alınabilirse, Rusya’nın desteklenmesi olanaklıdır. Gerçekten de Rusya, Kasım ayı başlarında müttefiklerinden Çanakkale Boğazı’na göstermelik de olsa bir saldırı yapılmasını istemiştir. Böylece Kafkasya’da Osmanlı ordusunun baskısı hafifleyecektir. Öte yandan Rusya direnmeyi sürdürecek olursa, Almanya’nın Batı Cephesi’nde yeni bir taarruza kalkışma olanağı da pek yoktur. Bu tesbit, özellikle İngiliz yüksek komutanlığının, Batı Cephesi’ndeki kuvvetlerin bir bölümünün burada atıl tutulup tutulmadığının sorgulanmasına yol açmıştır. Ayrıca İngiliz Donanması da yeterince etkili kullanılmamaktadır. Böylece Batı Cephesi’nden alınacak bir kısım kuvvetle donanmanın işbirliği ile daha etkili ve sonuç alıcı bir harekata girişilmesi yolları aranmaya başlandı. Sonuçta Boğazlar’a yönelik bir operasyon planı üzerinde tartışılmaya başlanmıştır. Rusya ile bağlantının bu şekilde, Boğazlar’ın kontrolünün sağlanarak sonuçlandırılması, Osmanlı Devleti’nin başkenti olan İstanbul’un da işgalini kaçınılmaz olarak gerektirmektedir. İkisi, aynı anda gerçekleşecek sonuçlardır. Çanakkale Boğazı’ndan geçilerek İstanbul’un işgalinin İtilaf Devletleri açısından diğer stratejik sonuçları şunlardır. Osmanlı Devleti savaş dışı bırakılmış olmakla, Almanya savaşın başlarında bir müttefikini kaybetmiş olacaktır. Osmanlının kontrolünde olan Süveyş Kanalı, dolayısıyla İngiltere’nin Uzakdoğu ulaşım yolunun güven altına alınması sağlanmış olacaktır. Osmanlı Devleti’nin savaş dışı bırakılması, ve müslüman ülkeler nezdinde İtilaf Devletleri lehine oluşturacağı kazanımlar açısından da önem arz etmektedir. Müslüman ülkelerin gerek Orta Doğu’da gerekse de Uzak Doğu’da İngiliz hakimiyetine karşı dirence zayıflamış olacaktır. Balkan devletleri, hemen doğudaki Osmanlı İmparatorluğu’nun çökmesi ve bunu İtilaf Devletleri’nin başarması üzerine, doğal olarak İtilaf Devletleri safında savaşa katılmaları yönünde etken olacaktır. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması, Balkan devletlerinin bölgedeki hesaplarına ulaşabilmeleri yönündeki en önemli engeli ortadan kaldırmış olacak ve bu durum, İtilaf devletlerinin bir hediyesi sayılacaktır. Rusya ile Karadeniz üzerinden deniz ulaşımının açılması özellikle önemlidir. Osmanlı İmparatorluğu'nun Boğazları her türlü deniz trafiğine kapatması sonucu, Rusya ile İngiltere ve Fransa arasındaki ticari ilişkiler de durma noktasına gelmiştir. Pek çok ticari gemi, Karadeniz'deki Rus limanlarında beklemektedir, Avrupa'da buğday fiyatları yükselirken ucuz Rus buğdayı ithal edilememekte, muazzam ticari karlardan mahrum kalınmaktadır. Kısacası Boğazların kapanması, İngiliz ve Fransız firmaları için büyük kar kaybı getirmektedir. Savaşın aşamaları [değiştir]Savaşlar, 18 Mart 1915'e kadar yapılan Deniz Savaşları ve sonrasındaki Kara Savaşları olmak üzere iki ana bölüme ayrılır. Deniz Savaşları 18 Mart 1915 te İtiliaf Devletleri,Osmanlı tarafından yenilgiye uğratıldı. Kara Savaşları Ana madde: Çanakkale Savaşları Kara Harekatı Deniz mayınları ve kıyılardaki Türk topçu bataryalarının isabetli atışları denizden geçişin mümkün olmayacağını göstermiş, İtilaf Devletleri Gelibolu Yarımadası üzerine çıkarak Türkleri karadan yenmeyi planlamışlardır. Gelibolu Yarımadasında Müttefik çıkartmaları yarımadanın güney bölümündeki altı kumsala, iki cephede yapılmıştır. Seddülbahir Cephesi’ne 29. İngiliz Tümeni ile Fransız Kolordusu (Fransız Doğu Sefer Kuvveti) çıkartma yaparken Arıburnu Cephesi’nde ise Anzaklar Kolordusu çıkartma yapmıştır. Her iki cephedeki kanlı çatışmalar ardından 1915 yılının Temmuz ayı sonlarında cepheler kilitlenmiş, çatışmalar mevzi harbine dönüşmüştü. Gelibolu Yarımadasında bir sonuç elde edebilmek için İngiliz General Sir Ian Hamilton, daha kuzeyde üçüncü bir cephe açmak gereği duymuş, Suvla Koyu’nda çıkartma yaparak Anafartalar Cephesi’ni açmıştır. 6 Ağustos 1915 tarihinde Suvla Koyu'na yapılan çıkartmayla Çanakkale Savaşları bu bölgeye kaymış, Arıburnu'ndaki Anzak Kolordusu ile Suvla çıkartma kuvvetleri, dolayısıyla bu iki cephe birleşmiştir. Gelibolu Yarımadası'nın Müttefik kuvvetlerce tahliyesine kadar asıl çatışmalar bu bölgede olmuş, Seddülbahir Cephesi, kayda değer bir çatışmaya sahne olmamıştır. Müttefiklerin Gelibolu Seferi'ne eklenen yeni takviyelerle üçüncü bir cephe açılmasına karşın kara harekatı Müttefikler açısından bir sonuç getirmemiş, Türk kuvvetlerinin direnci karşısında cepheler yeniden kilitlenmiştir. Bulgaristan'ın İttifak Devletlerine katılmasının, Almanya ile Osmanlı arasında Balkanlar üzerinden sağlam bir kara köprüsünün kurulması olduğunu düşünen İtilaf Devletleri, zaten 2 yıldır ilerleme kaydetmeden sürekli zayiat verdiklerini de hesaba katarak Aralık 1915'te geceleri yavaş yavaş ve sessiz sedasız Gelibolu'dan ayrılmışlardır. Böylece 2 yıldır süren şiddetli ve kanlı çarpışmalar Osmanlı galibiyetiyle sona ermiştir SAVAŞIN SONUÇLARI İngiltere ve Fransa ile Osmanlı ve Alman orduları arasında geçen ve iki taraftan toplam 500,000'den fazla insanın "kaybına" (ölüm, firar, esir, sakatlanma ve hastalıklar) neden olan savaşın ardından İtilaf Devletleri Çanakkale Boğazı'nı geçememiş, İstanbul'u işgal edememiş, Rusya'da zorda kalan çarlık rejimi devrilmiş ve I. Dünya Savaşı 2 yıl uzamıştır. Bunları kısaca şöyle özetleyebiliriz: Denizde başlayak karada süren ve 2 yıl sonunda biten, savaşın en acı biçimde yaşandığı savaşlardan biri olarak görülen Çanakkale Savaşları sonucunda Türkler tüm dünyaya "Çanakkale Geçilmez!" olgusunu kabul ettirmiştir. Rus Çarı I. Nikolas'ın Osmanlı İmparatorluğu'na yaptığı "hasta adam" yakıştırması Avrupalıların gözü önünde yıkılmıştır. Çanakkale Savaşları, müttefikleriyle Rusya'nın irtibatını önlemiş, bu arada Lenin ve yandaşları Bolşeviklerin Ekim Devrimi ile Rusya savaş dışı kalmıştır. Bu durum ihtilal Rusyası ile müttefiklerini birbirinden ayırmıştır. Sovyet Rusya Kurtuluş Savaşı yıllarında Türklere lojistik destek sağlamış ve Türk ordusunun kazanmasına katkıda bulunmuştur. Bu savaşlar, İngiliz ve Fransız kuvvetlerini Gelibolu Yarımadası'na bağlamış, Almanya ve müttefiklerinin yükleri hafiflemiştir. Gerek Rusya'nın savaş dışı kalması, gerekse İngiliz ve Fransızların Gelibolu üzerinde çok fazla uğraşması I. Dünya Savaşı'nı 2 yıl uzatmıştır. Karşılıklı olarak çok büyük insan ve malzeme zayiatı verilmiştir. İngiltere ve Fransa ile Osmanlı ve Alman orduları arasında geçen ve iki taraftan toplam 500,000'den fazla insanın "kaybına" (ölüm, firar, esir, sakatlanma ve hastalıklar) neden olan savaşın ardından İtilaf Devletleri Çanakkale Boğazı'nı geçememiş, İstanbul'u işgal edememiş, Rusya'da zorda kalan çarlık rejimi devrilmiş ve I. Dünya Savaşı 2 yıl uzamıştır. Bunları kısaca şöyle özetleyebiliriz: Denizde başlayak karada süren ve 2 yıl sonunda biten, savaşın en acı biçimde yaşandığı savaşlardan biri olarak görülen Çanakkale Savaşları sonucunda Türkler tüm dünyaya "Çanakkale Geçilmez!" olgusunu kabul ettirmiştir. Rus Çarı I. Nikolas'ın Osmanlı İmparatorluğu'na yaptığı "hasta adam" yakıştırması Avrupalıların gözü önünde yıkılmıştır. Çanakkale Savaşları, müttefikleriyle Rusya'nın irtibatını önlemiş, bu arada Lenin ve yandaşları Bolşeviklerin Ekim Devrimi ile Rusya savaş dışı kalmıştır. Bu durum ihtilal Rusyası ile müttefiklerini birbirinden ayırmıştır. Sovyet Rusya Kurtuluş Savaşı yıllarında Türklere lojistik destek sağlamış ve Türk ordusunun kazanmasına katkıda bulunmuştur. Bu savaşlar, İngiliz ve Fransız kuvvetlerini Gelibolu Yarımadası'na bağlamış, Almanya ve müttefiklerinin yükleri hafiflemiştir. Gerek Rusya'nın savaş dışı kalması, gerekse İngiliz ve Fransızların Gelibolu üzerinde çok fazla uğraşması I. Dünya Savaşı'nı 2 yıl uzatmıştır. Karşılıklı olarak çok büyük insan ve malzeme zayiatı verilmiştir. VERİLEN KAYIPLAR Çanakkale Savaşı'ndaki kayıplar Ölü Yaralı Toplam Müttefik toplamı 44,072 97,037 141,109 - Birleşik krallık 21,255 52,230 73,485 - Fransa (tahmini) 10,000 17,000 27,000 - Avustralya [3] 7,594 20,000 27,594 - Yeni Zelanda[4] 2,701 4,546 7,247 - Hindistan 1,358 3,421 4,779 - Newfoundland 49 93 142 Osmanlı Devleti 55,801 140,000 195,000 Toplam (Her iki taraf) 99,893 237,037 336,930 Konu bulutum tarafından (04.09.2008 Saat 00:53 ) değiştirilmiştir.. |
07.03.2008, 03:06 | #13 |
Yeni Yiğido
berguzar77 Şuan
Son Aktivite: 07.03.2008 10:28
Üyelik Tarihi: 07.03.2008
Yaş: 47
Mesajlar: 2
Tecrübe Puanı: 0
|
--->: BİR ÇANAKKALE HİKAYESİ...
Isterdim senin toprağına gömlünler beni
Koynunda yatar nice vatan sehitleri Kırmızı toprağın tarihi anlatmak ister gibi Yurduma güzel hediyem, benim canım Canakkalem Sarıçayında günesin bir baska batar Hangi düsman toprağına ayak basar Senin tek harfin hayini ipe asar Yurduma güzel hediyem, benim özel Canakkalem Uğrunda canını verdi nice kahraman Gururumuzur dağına dur yolcu yazan Saroz körfezinde bir çiçek gibi açan Yurduma güzel, hediyem saanı büyük Canakkalem Ne çok siirlere yazılmıstır güzel adın Köprüsüzde güzeldir senin boğazın Gece sahile vuran kale ısıkların Yuduma güzel hediyem, adı güzel Canakkalem Sehitler abiden karsıdan selam verir Trovan dikilmis sanki düsman gözetir Gurbetçileri memileriyle karsılayan Kilit Bahir Yurduma güzel hediyem, mavi gözlü Canakkalem Güzel memleketim benim güzel sehrim Sen beni Kayseriye gelinmi verdin Nerye gitsemde yine senin toprağindan geçerim Yurduma güzel hediyem, canım ici Canakkalem 18 mart 1915 tir senin doğum tarihin Daha övülecek nelerin var nelerin Sevdağlın Nilgün’dür seni bu siirim ile överim Vatanıma güzel hediyem, bal üstünde petek gibi Canakkalem Nilgün Kocadağ 18-Mart 2001 Merhaba sevgili dostlar bir Canakkaleli olarak bu Sivas sitesinde bu guzel yazilari gorunce duygulandim, harika bir paylasim dostlar emeginize yureginize saglik... sevgiler |
29.10.2008, 11:43 | #14 |
Usta Yiğido
yerliturkuaz Şuan
Son Aktivite: 28.03.2012 11:23
Yeti: Bloody Orca Slap Champion!Üyelik Tarihi: 05.09.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 2.017
Tecrübe Puanı: 808
|
Cevap: BİR ÇANAKKALE HİKAYESİ...
Okurken tuylerim diken diken oldu ne muhtesem kahramanliklari olan bir milletiz yarabbim bu ne muhtesemlik....
Bunlari anlatmaya yurek yetmez... Ey okuyun askerlikten kacanlar bu satirlari tek tek okuyun....
__________________
Zamanını en iyi değerlendiren zaman benim diyendir...
Sevmek yürek işidir yüreğin yoksa sen niye yaşıyorsun? |
Konuyu Toplam 2 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 2 Misafir) | |
|
|