|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Arşiv Güncelliğini Yitirmiş Konular |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
10.01.2008, 11:39 | #11 |
Yiğido
KAFKASKAR Şuan
Son Aktivite: 02.09.2012 15:08
Üyelik Tarihi: 03.12.2007
Yaş: 77
Mesajlar: 175
Tecrübe Puanı: 640
|
--->: Şeyh Şamil (1797 - 1871)
Şamil Kafkas Dagı'nın hürriyet güneşidir Şamil'i bilmeyenler atasını ne bilir... Esaretin düşmanı , cesaretin timsali...
|
10.01.2008, 11:41 | #12 |
Yiğido
KAFKASKAR Şuan
Son Aktivite: 02.09.2012 15:08
Üyelik Tarihi: 03.12.2007
Yaş: 77
Mesajlar: 175
Tecrübe Puanı: 640
|
--->: Şeyh Şamil (1797 - 1871)
Yemin
Canım sağ oldukça rahmetli babam Susarsam,hakkını helal etmesin Ak sütün emziren ihtiyar anam Susarsam hakkını helal etmesin. Yerindedir daha aklım iradem Ve işte yeminim, işte ifadem İlk insan, ilk nebi Hazreti Adem, Susarsam hakkını helal etmesin. Meylim ne şöhrete, ne saltanata; Hak için sarıldım ben bu sanata; Kür-Şad, Bilge Kağan, Oğuzhan ata, Susarsam hakkını helal etmesin. Önünde dururken Türklüğün hali, Susup da boynuma almam vebali; Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali(R.A) Susarsam hakkını helal etmesin. Esir iken Kırım, Kerkük, Türkistan, Bana zindan olur Maraş, Elbistan İbni Sina, Dedem Korkut , Alparslan Susarsam hakkını helal etmesin İmanda bu fire, zillete bu zam! Doymuyor yüreğim ne kadar yazsam Farabi, Gazali, İmamı Azam, Susarsam hakkını helal etmesin. Nusret versin yeri göğü yaratan Çekip çıkartalım akı karadan Ertuğrul Bey, Osman Gazi, Murat Han, Susarsam hakkını helal etmesin. Ülküm aşk çölünde Veysel Karani Ulubatlı Hasan eyler göreni Fatih, Ak Şemsettin, Molla Gürani Susarsam, hakkını helal etmesin Bu yol bahadırlar, ermişler yolu; Kendini davaya vermişler yolu! Şeyh Mevlana, Derviş Yunus, Köroğlu, Susarsam hakkını helal etmesin. Türkçe sevdalanan İslamca yanan Adar milletine bir değil bin can Yavuz Sultan Selim, Barbaros, Sinan Susarsam hakkını helal etmesin. Uyutulmuş köy, nahiye, ilçe, il Yüreğimi yetmiş yerden yara bil; Mehmet Akif, Osman Batur, Şeyh Şamil Susarsam hakkını helal etmesin. Usta savaşçılar, genç mücahitler İmkanıma hizmetime şahitler Başbuğ, ülküdaşlar, aziz şehitler, Susarsam hakkını helal etmesin. İçimde İslam'ın ince manası Önümde Türklüğün soylu davası Of'lu Kör Şakir'in Elif anası Susarsam hakkını helal etmesin. Sevdim, milletime gönlümü verdim Zalimin zulmüne göğsünü gerdim Kırıkhanlı Kazım, Niksarlı Nedim Susarsam hakkını helal etmesin Kemal'imiz, Turan'ımız, Hacı'mız Beraberdir sevincimiz, acımız Mut'ta davar güden Zeynep bacımız Susarsam hakkını helal etmesin. Mühim değil güceneni, küseni Allah sevmez haksızlığa susanı Yozgat'ın Yerköy'lü Yetim Hasan'ı Susarsam hakkını helal etmesin. Komünist, siyonist, pusudan çıktı Dinime saldırdı, töremi yıktı Gönen'li Gülizar, Bünyan'lı Sıtkı, Susarsam hakkını helal etmesin. Yurdun bir kağıttır ışık beyazı Üstünde insanlar mukaddes yazı Genci ihtiyarı gelini kızı Susarsam hakkını helal etmesin. Mazlumlar hakkını almayıp ele, Günü gün edersem zalimler ile Evdeşim, öz kızım, öz oğlum bile Susarsam hakkını helal etmesin. Allah rızasıdır arzum, emelim! Bu necip milleti ondan severim Hazreti Muhammed(S.A.V) gerçek rehberim Susarsam hakkını helal etmesin. Abdurrahim Karakoç |
10.01.2008, 11:43 | #13 |
Yiğido
KAFKASKAR Şuan
Son Aktivite: 02.09.2012 15:08
Üyelik Tarihi: 03.12.2007
Yaş: 77
Mesajlar: 175
Tecrübe Puanı: 640
|
--->: Şeyh Şamil (1797 - 1871)
Kafkaslarda;sayıları az olan inanmış müslümanlarla milyonlarca rus ordusunu dize getiren kafkas kartalı Şeyh Şamil Hazretleri,her nereye gidecekse,misafir olacağı kişinin rüyasında Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ; Ev sahibine,evlatlarımdan Şeyh Şamil geliyor,ona hizmet ediniz,buyururdu.Hz.Şeyh Şamil'e bu rutbeye nasıl eriştiniz diye sorulduğunda; Şeyh;Ben her namazımın sonunda tövbe süresinin 128-129.cu ayetlerini okur ve salavat-ı şerifeyle birlikte Peygamber (S.A.V) Efendimizin mubarek ruhlarına hediye ederdim,buyurdu.
Selam ve dua ile. _________________ Halkı sev,ona Güneşte gölge,soğukta kaftan,kıtlıkta ekmek ol ! |
10.01.2008, 11:50 | #14 |
Yiğido
KAFKASKAR Şuan
Son Aktivite: 02.09.2012 15:08
Üyelik Tarihi: 03.12.2007
Yaş: 77
Mesajlar: 175
Tecrübe Puanı: 640
|
--->: Şeyh Şamil (1797 - 1871)
Seyh Samil Türküsü
(KAFKAS KARTALI SEYH SAMILE SELAM OLSUN) Kalkacak göge bir yumruk Sahadet geldigi vakit Taç olur verilen buyruk Sahadet geldigi vakit Dört kiliçli imam çikar Düsmani yerlere yikar Yedi nesil biat eder Sahadet geldigi vakit Surhayin yüzü soguk Canimizdan canan büyük Gimride bir Imam verdik Sahadet geldigi vakit Göründü görünmez hile Nara gelir suskun dile Huzur verir kutsal çile Sahadet geldigi vakit Rüzgâr atlar yele verdi Kara mavzer bagir deldi Kama kini bulmaz oldu Sahadet geldigi vakit Hak burda gerisi batil Sanli nesil sende katil Harbe yürü ileri atil Sahadet geldigi vakit Divan divan ulu divan Sahlandi burda iman Silahimiz yüce kuran Sahadet geldigi vakit Selim Alacahan |
10.01.2008, 11:51 | #15 |
Yiğido
KAFKASKAR Şuan
Son Aktivite: 02.09.2012 15:08
Üyelik Tarihi: 03.12.2007
Yaş: 77
Mesajlar: 175
Tecrübe Puanı: 640
|
--->: Şeyh Şamil (1797 - 1871)
ŞEYH ŞAMİL'İN RUHU
Beşir Ayvazoğlu Turan hayalleri ve ülkücülük heyecanıyla geçen ilk gençlik yıllarımızda Kafkas halk oyunlarını oynayan ekipler, iri kalpakları, siyah kostümleri, çaprazlama fişeklikleri ve uzun konçlu çizmeleriyle "Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa" türküsünü söyleyerek sahneye çıkıp da Türk bayrağını açtılar mı yüreklerimiz yerinden oynar, avuçlarımız çatlayıncaya kadar alkışlardık. Hele ekipten gür sesli birinin avaz avaz okuduğu, yanlış hatırlamıyorsam "Şamil'i bilmeyenler atasını ne bilir" mısraıyla başlayan bir şiir vardı ki, dinlerken tüylerimiz diken diken olurdu; kendimizi Şamil'in fedailerinden biri gibi hissederdik. Aslında Şeyh Şamil kimdir, ne yapmıştır, pek bildiğimiz söylenemezdi. Bir gün nasılsa elime Tarık Mümtaz Göztepe'nin Dağıstan Arslanı İmam Şamil adlı kitabı geçti. Yer yer fotoğraflarla süslenmiş, roman gibi sürükleyici bir kitaptı. Şeyh Şamil'in kim olduğunu ve destanlara yaraşır mücadelesini birkaç defa okuduğum o güzel kitaptan öğrendim. Kitabın hemen başlarında Şeyh Şamil imam olduktan kısa bir süre sonra harekete geçen General Grabe kumandasındaki Çar ordusuna karşı Ahulgoh'da yapılan inanılmaz savunma harbi anlatılır. Grabe, Ahulgoh'a ulaşabilmek için önce iki yüz kadar fedainin savunduğu, sarp bir tepede kartal yuvasını andıran Surhay Kule'yi almak zorundadır; vakit kaybetmeden tam mevcutlu sekiz taburu ve cehennem kusan toplarıyla hücuma geçer. Şeyh Şamil'in en değerli adamlarından biri olan Ali Bey'in yönettiği iki yüz savaşçı aylarca dayanır. Ordusunun çok büyük bir kısmı yamaçlarda eriyen Grabe, Surhoy'a, top ateşiyle yerle bir oluncaya ve son savaşçı da şehit düşünceye kadar giremez. Tarık Mümtaz Bey diyor ki: "Surhay Kule'nin korkunç yığınları altında yatan meşhur iki yüz fedainin o gün bugündür elbiseleri bozulmadan, silahları pas tutmadan ve güzel yüzleri solmadan orada sonsuz bir hayat yaşadıkları rivayet edilir." Surhay'ın düşmesi, Ahulgoh'un savunmasını da zorlaştırmıştır. Teslim olması yolundaki çağrıları düşünmeden reddeden Şeyh Şamil, aç ve susuz birkaç bin fedaisi ile General Grabe'nin kırk bin kişilik ordusuna ve ağır muhasara toplarına karşı durmaya kararlıdır. Üç ay boyunca direnen Şamil, generalin tekrarladığı teslim ol teklifini yine reddeder, ancak kadınların ve çocukların kaleden çıkarılıp ölülerin gömülebilmesi için on beş günlük bir mütareke ister. Bu teklifin kabul edilmesi için oğullarından birini rehin vermesi şart koşulunca, derin bir tereddüt geçiren Şeyh Şamil, ağır top ateşinin tekrar başlaması üzerine oğlu Cemaleddin'i rehin olarak Rus ordugahına göndermek zorunda kalır. Ne var ki General Grabe sözünde durmayacak ve zaten harabeye dönmüş olan Ahulgoh'un üzerine yeniden kudurmuşçasına ateş kusmaya başlayacaktır. Düşmana karşılık verecek bir atımlık barutu bile kalmayan Şeyh Şamil'in önünde tek yol vardır; düşmanı içeri çekip göğüs göğüse çarpışmak. Bir süre sonra Ahulgoh derin bir sessizliğe gömülür. Şamil'in savaşçıları nefeslerini tutup düşmanın kılıç menziline girmesini beklemeye başlarlar. Top ateşi aynı şiddetle devam ederken zafer sevinciyle yavaş yavaş ilerleyen ve bütün tehlikeli geçitlerden tek tüfek atışıyla bile karşılaşmadan geçen Rus müfrezeleri, birden Ahulgoh dağları yerinden oynamışçasına korkunç bir taş ve kaya yağmuru altında kalır. Ardından karşılarında yalınkılıç Çeçen savaşçılarını bulan askerler neye uğradıklarını anlamadan yok olurlar. Ancak General Grabe'nin askeri çoktur; arkadan gelen binlercesi arkadaşlarının cesetlerini çiğneyerek top ateşiyle taş taş üstünde bırakmadıkları Ahulgoh'a girerler. Şimdi göğüs göğüse bir savaş başlamıştır. Bu anababa gününde kılıçlar "ecel tırpanları gibi" inip kalkmakta ve canhıraş feryatlar yükselmektedir. Ahulgoh, aylarca süren korkunç ve kanlı bir mücadelenin sonunda, 28 Ağustos 1839 akşamı düşer. Ancak General Grabe, Ahulgoh'u karış karış arattığı halde büyük düşmanının ne ölüsünü bulabilir, ne dirisini. Kaleyi kuşatan binlerce askerin arasında adeta elini kolunu sallayarak geçip giden Şeyh Şamil'in büyük mücadelesi yeni başlamaktadır. Birkaç gün sonra yakalanan bir çobanın üzerinden General'e hitaben yazılmış bir mektup çıkar. İmam Şamil'in imzasını taşıyan bu mektubun ilk cümlesi şöyledir: "General! Çarına haber ver ki, Kafkasya'nın bağrında binlerce Ahulgoh var ve on binlerce Surhay Kule başını Tanrı'ya kaldırıp eceline susayanları bekliyor!" O günden bugüne hiçbir şey değişmedi; Şeyh Şamil'in ruhu Kafkasya dağlarında dolaştıkça değişmeyecek de! |
10.01.2008, 11:51 | #16 |
Yiğido
YiGiDo_58_06_nl Şuan
Son Aktivite: 24.08.2010 20:53
Üyelik Tarihi: 06.07.2006
Yaş: 45
Mesajlar: 76
Tecrübe Puanı: 679
|
-->: Şeyh Şamil (1797 - 1871)
emegine saglik abi gercekten cok guzel paylasim. TURK ISLAM aleminin yetistirdigi buyuk komutan buyuk liderlerden bir zat.ruhu sad olsun .ama ne yazikki uzulerek yaziyorum simdiki yetisen genclerimize sorsak Şeyh Şamil kimdir diye cogu bilemez.mevlam milletimize insallah nice Şeyh Şamil ler gibi yigitler nasip eyler
|
10.01.2008, 11:54 | #17 | |
Tecrübeli Yiğido
ceylankimya Şuan
Son Aktivite: 12.06.2008 08:57
Üyelik Tarihi: 21.02.2006
Yaş: 38
Mesajlar: 388
Tecrübe Puanı: 724
|
-->: --->: Şeyh Şamil (1797 - 1871)
Alıntı:
|
|
10.01.2008, 11:59 | #18 |
Yiğido
KAFKASKAR Şuan
Son Aktivite: 02.09.2012 15:08
Üyelik Tarihi: 03.12.2007
Yaş: 77
Mesajlar: 175
Tecrübe Puanı: 640
|
--->: Şeyh Şamil (1797 - 1871)
Kafkas kartalı diye anılan İmam Şamil, çarlık Rusya'sının düzenli ordularına karşı Kafkasya'nın bağımsızlığı için bir avuç fedakar ve sadık adamıyla uzun yıllar mücadele vermiş bir lider ve kahramandı. Çarlık Rusya'sının her imkana sahip orduları karşısında, insan da dahil eksilen hiç bir-şeyi yerine koyamadığı için sonunda mağlup olmuş ve esir düşmüştü Fakat Rus çarı onu, cesaret ve kahramanlığına hayranlığından dolayı bir esir gibi değil bir misafir gibi karşılamıştı Üstelik sarayında Şeyh Şamil için bir de ziyafet düzenledi Yemek devam ederken, Çar kaba bir tarzda imam Şamil'in iştahlılığını iğnelemeye kalkıştı ve "Yahu bu adam beni de yiyecek" dedi Şeyh Şamil bu, sözün altında kalmadı Misafirini, iğnelemekten çekinmeyen bu kaba Rus'a tereddütsüz şu sözü söyledi: "Elhamdülillah biz Müslümanız, domuz eti yemeyiz"
|
10.01.2008, 12:19 | #19 |
Yiğido
KAFKASKAR Şuan
Son Aktivite: 02.09.2012 15:08
Üyelik Tarihi: 03.12.2007
Yaş: 77
Mesajlar: 175
Tecrübe Puanı: 640
|
--->: Şeyh Şamil (1797 - 1871)
BARIŞLA YAŞAMAK
Savaşlarda duyarım cehennemin ayak seslerini, Dualarda bulurum cennetin hoş nefesini. Takatim yetmez öteleri tahayyül etmeye, İnsan kendisi karar verir oraya gitmeye yada gitmemeye. Sabır ile kaimdir cennetin meyveleri, Ancak oraya davetlidir peygamber ümmetleri. Neler gelmiş, neler geçmiştir bu alemden; Ebu Cehiller, Ebu Lehepler, Firavunlar, zalimler... Ey insanlar! önce kendinize batırın iğnenizi, Bir yoklayın kalbinizi. Ölçün acıları milim milim, metre metre, Açın gönül gözünüzü bakın, bakın acı çekenlere. Çeçenya dağlarında Şeyh Şamil’in şahinlerini görün, Karabağ’da kan ağlayanları, Afganistan’da acı çeken garibanları görün. Kerkük’te, Musul’da bomba atıklarını, Kolsuz, bacaksız, gözsüz, kulaksız, Allah’a açılmış parmaksız elleri görün, Suçsuz, günahsız merhamet dilenenleri. Ey insanlık, ey dünyalık güç sahipleri! Oku hedefe atmadan düşünün, iyi düşünün, Atılan ok, er geç sahibine dönecektir, Zalim, zulmünü yaşayacaktır eninde sonunda. Ne demiş büyükler; “Zalimin zulmü varsa, garibin Allah’ı var” Bir düşünün, mal kimin, mülk kimindir? Kimindir bu dünya, sahi kimin tekelindedir? Var mıdır dünyada baki kalan? Ne krallar, ne sultanlar gelmiş geçmiştir bu alemden. Hiç kimse götürememiştir varlığını gittiği yere. Bırakın silahı, bırakın kavgayı, Kıymayın çocuklara, bırakın uçursunlar uçurtmalarını. Biz onlardan ödünç aldık bu dünyayı. Kan istemiyoruz, savaş istemiyoruz, Herkes kendi toprağında otursun, Hak tanınsın Filistinliye, Bir nefes alsınlar hür ve özgürce. Sussun silahlar, çekilsin tanklar, Ölmesin yavrular, ağlamasın analar. Binlerce şehit vermeyelim Türkiye’de. Kürdistan yakışır mı Türk topraklarına? Türkiye’m bir bütündür doğusu, batısıyla. İşte Karadeniz, Lazıyla,Gürcüsüyle, İşte doğu, güneydoğu; Arabıyla, Azerisiyle, İşte batı, Çerkez’iyle, Türkmeniyle, Yörüğüyle. Kim kimden farklı ki? Bu topraklarda binlerce yıl kardeşçe yaşamışız, Yine de yaşayacağız, inadına yaşayacağız kardeşçe, El ele, gönül gönüle. Harp olmasın dünyada. Yakılmasın camiler, okullar, Bombalanmasın Bağdatlar, Kabiller... Ey insanlık! dünya geniş, çok geniş. Bir düşünün, bir daha düşünün; Hepimiz misafiriz bu alemde, Misafirlikse gelip geçici... Kalıcı olan bu kubbede bir hoş sada bırakmak. Ve barışla yaşamak... Rabia BARIŞ |
07.02.2008, 11:52 | #20 |
Yiğido
KAFKASKAR Şuan
Son Aktivite: 02.09.2012 15:08
Üyelik Tarihi: 03.12.2007
Yaş: 77
Mesajlar: 175
Tecrübe Puanı: 640
|
--->: Şeyh Şamil (1797 - 1871)
ÇOK ÇOK SAĞOLUN ÇOK TEŞEKKÜRLER HEMŞEHRİMLERİM
|
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|