|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Anketler Burada anketleri bulabilirsiniz |
Anketimiz: SİZCE PKK'YI EN ÇOK KİM DESTEKLİYOR | |||
Talabani + Barzani | 80 | 45,20% | |
İsrail | 109 | 61,58% | |
Abd | 97 | 54,80% | |
Suriye | 33 | 18,64% | |
Yunanistan | 62 | 35,03% | |
AB | 79 | 44,63% | |
Kürt Vatandaşlarımız | 75 | 42,37% | |
Hiçbiri PKK`yı desteklemiyor.. | 7 | 3,95% | |
Birden Fazla seçeneğe oy verilebilir. Katılımcı sayısı: 177. Sizin Bu Ankette Oy kullanma Yetkiniz Bulunmuyor |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
14.09.2009, 20:36 | #11 |
Usta Yiğido
sivaslıgenç Şuan
Son Aktivite: 21.03.2016 00:42
Üyelik Tarihi: 14.10.2007
Yaş: 32
Mesajlar: 2.527
Tecrübe Puanı: 882
|
Cevap: SİZCE PKK'YI KİM DESTEKLİYOR
Listedekilerin hepsi ve meclisteki ........... sayalım.
|
14.09.2009, 20:43 | #12 |
Usta Yiğido
seheresma Şuan
Son Aktivite: 28.07.2010 17:34
Üyelik Tarihi: 22.09.2008
Yaş: 44
Mesajlar: 542
Tecrübe Puanı: 648
|
Cevap: SİZCE PKK'YI KİM DESTEKLİYOR
benim bilgim dogrultusunda birazda nefret etigim icin ABD soysuzu diyorum, ve kürt vatandaslarimiz diye yazilmis ben hepsinin destekledigini düsünmüyorum,söyle dense bazi kürt vatandaslari destekliyor .))))))))
|
14.09.2009, 20:47 | #13 |
Usta Yiğido
Klimasuyu Şuan
Üyelik Tarihi: 02.05.2009
Mesajlar: 8.602
Tecrübe Puanı: 1429
|
Cevap: SİZCE PKK'YI KİM DESTEKLİYOR
|
14.09.2009, 20:50 | #14 |
Usta Yiğido
seheresma Şuan
Son Aktivite: 28.07.2010 17:34
Üyelik Tarihi: 22.09.2008
Yaş: 44
Mesajlar: 542
Tecrübe Puanı: 648
|
Cevap: SİZCE PKK'YI KİM DESTEKLİYOR
siz bilirsiniz ben takip edemiyorum ,sadece yorum yaptim tskkk metin kardesim))))))))))))
|
14.09.2009, 20:54 | #15 |
Usta Yiğido
Klimasuyu Şuan
Üyelik Tarihi: 02.05.2009
Mesajlar: 8.602
Tecrübe Puanı: 1429
|
Cevap: SİZCE PKK'YI KİM DESTEKLİYOR
Biz teşekkür ederiz, yorumlarınızın devamını diliyoruz ...
|
14.09.2009, 21:02 | #16 |
Moderator
Cley Şuan
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 8.021
Tecrübe Puanı: 10
|
Cevap: SİZCE PKK'YI KİM DESTEKLİYOR
İçindeki kafatası milliyetçiliğini aşmanı diliyorum
__________________
Edep ile gelen Saygı ile karşılanır |
14.09.2009, 21:03 | #17 |
Yasaklı
ömer yalcin Şuan
Son Aktivite: 21.05.2010 18:13
Üyelik Tarihi: 23.06.2009
Yaş: 52
Mesajlar: 10.620
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: SİZCE PKK'YI KİM DESTEKLİYOR
Yemin ben desteklemiyorum )))
lanet ediyorum ................... |
14.09.2009, 21:06 | #18 |
Usta Yiğido
Klimasuyu Şuan
Üyelik Tarihi: 02.05.2009
Mesajlar: 8.602
Tecrübe Puanı: 1429
|
Cevap: SİZCE PKK'YI KİM DESTEKLİYOR
|
14.09.2009, 23:48 | #19 |
Tecrübeli Yiğido
cebe Şuan
Son Aktivite: 17.08.2016 15:36
Üyelik Tarihi: 12.01.2009
Mesajlar: 245
Tecrübe Puanı: 604
|
Cevap: SİZCE PKK'YI KİM DESTEKLİYOR
"İnançlarına göre fırat ve dizle nehirlerinin sınırları arasındaki yer onlara aittir..
Burda duralım, bu fırat ve dizle bizim ülkemizden geçmiyor muydu?" PKK=İKK (İsrail Kara Kuvvetleri) ? Vaad edilmiş topraklar: "O günde Rab, Abraham'la ahdedip dedi: Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar bu diyarı, Kenileri ve Kenizzileri ve Kadmonileri ve Hittileri ve Perizzileri ve Refaları ve Amorileri ve Kenanlıları ve Girgaşileri ve Yebusileri senin zürriyetine (soyuna) verdim (Tekvin/Bab:15) Bu tanıma göre ise Fırat Nehri'nden Nil Nehri'ne kadar olan geniş bölge İsrailoğulları'na vadedilmiştir. İsrail, kendisini güven altına alabilmek için sürekli olarak yeni topraklar zaptetmek zorunda kalmıştı; fakat, bu, sonunda kendi varlığını tehdit eden bir boyuta ulaştı. Artık israil hem bu toprakları koruyabilecek bir nüfustan yoksundur ve hem de hâlâ yeni topraklar işgal etmek zorundadır. Trajik bir hal ve buna, kısaca "Büyük İsrail Projesi" deniyor; Yahudiler arasında Tevrat'taki müphem "vaat edilmiş toprak" coğrafyasını, Urfa'yı ve çevresini de içine alacak şekilde anlayanlarsa çoğunlukta görünüyor. Bu kadar değil, “Büyük İsrail" projesi tek başına bir toprak meselesi olmaktan uzaktır; aynı zamanda kayıp kabileleri, kripto-Yahudileri ve akraba kavimleri bulup çıkarma meselesidir. Kürtler, hem "Kenan" topraklamadadırlar ve hem de bugün İsrail'de yüz elli bine yakın Kürt Yahudi’si yaşamaktadır. Peki, hepsi bu kadar mı, kalanlar var mı, işte sorun budur. Bu sorunu olumlu ve hızlı olarak çözmek, İsrail'de bir "beka meselesi" düzeyine çıkmıştır, başlangıç buradadır. (Y. Küçük) Kanıtlar: 1. Hatay-Güristan Hattı PKK (İKK) , savaşı sadece Kürtlerin görece daha yoğun olduğu Güneydoğu Anadolu’yla sınırlı tutmuyor, Roma döneminden beri Yahudi yerleşim yeri olarak bilinen ve Kürtlerin sadece ekmek paralarını kazanmak için bulundukları Güney’deki Antakya (Hatay)’dan (Amanos Dağları) başlatarak Kuzeydoğu’daki Gürcistan’a kadar olan hattın her noktasında yoğunlaştırıyor. Bunun böyle olduğu Hürriyet Gazetesi izlenerek kolayca anlaşılabilir. Çünkü, Hürriyet Gazetesi Hatay-Gürcistan hattından naklen yayın yapar. İsrail Devleti'nin kuruluşu ile Hürriyet Gazetesi’nin yayına başlaması, nerede ise, aynı tarihte idi. Hürriyet Gazetesi 1 Mayıs 1948’de, İsrail Devleti 14 Mayıs 1948’de kuruldu. Bu gazete, artık Türkiye Cumhuriyeti'nin gereksiz olduğu zihniyetinin mahsulü mü ? 2. Kürtler ile Yahudilerin Etnik Kökenleri Aynı: Aynı Ata’dan Geliyorlar Çalışmalarımda, Yahudilere en uzak kavmin Araplar değil Elenler ve en yakın da Türkler değil Kürtler olduğunu yazıyordum.( Prof. Dr. Y. Küçük: İsyan-1, s: 296.)Hazar Yahudileri üzerine bir kitabı olan K. A. Brooks'un, yeni ve kısa bir incelemesi şu şekilde başlamaktadır: "In 2001, a team of Iraeli, Germen and Indian scientists discovered taht the majorty of Jewss around the world are closly to the Kurdish people more closely than they are to the Semitic-speaking Arabs or any other population that was tested.” Brooks'un haberine göre, İsrail, Almanya ve Hindistan’dan bilim adamlarının yaptıkları araştırmalar, Kürtler ile Yahudilerin yakın akraba olduklarını ortaya çıkarmıştır; Brooks, "Kurdu are the closest relatives of Jews" demektedir. Demek ki, genler üzerine araştırmalar, Yahudiler'in en yakın akrabalarını bulmuş olmaktadır; bunlar, Kürtler'dir. Çalışmalar yeni değil, 1990 yıllarında bir grup bilimadamı, "cohen model haplotype" adını verdikleri bir haplotype keşfetmişlerdi, "cohen" veya “kohen", Ruslar "kağan" diyorlar ve biz genellikle "kaan" diyoruz, iki bin yıllık İbrani din adamı soyunu temsil ediyor ve "cmh", genetik açıdan Yahudiliğin en iyi göstergesi sayılmaktadır. Öyleyse, "cmh", Yahudilik araştırmalarında bir baz eleman kapasitesindedir; daha sonraki araştırmalarda bu baz elaman önemli bir katsayı oluyor; Ariella Oppenheim, Müslüman Kürtler'in katsayısının, Yahudi katsayısından ihmal edilecek ölçüde küçük bir fark gösterdiğini buluyor ve böylece akrabalık güvenilirlik kazanmaktadır. Brooks, bu araştırmaları özetlerken, "this exciting research showing Kurds and Jews may have common fathers several millenia ago", bu hey verici araştırmaların Kürtler ve Yahudiler'in, pek çok bin yıllar öncesinden beri ortak atalara sahip olduğunu gösterdiğini de kaydetmektedir. Araştırmalar, sadece Kürtler ile Yahudiler arasında çok yakın akrabalığa işaret etmekle kalmıyor; Kürt Yahudileri'nin seferad'lara benzediklerini ortaya çıkarıyor; bunlar, eşkenazlar'dan uzaktırlar. Bütün bunları duymak için İsrail'de heyecanlı bir bekleyiş yarattığını tahmin edebiliriz, Savunma eski Mordehay, şimdiki Savunma bakanı Mofaz, her ikisi de generaldiler, halihazır Dış İşleri bakanı Silvan, bilinen ve yüksek görevlere gelmiş Kürt Yahudileri arasında yer alıyorlar. Kürt Yahudileri üzerine hâlâ en güvenilir kaynak Bauer'dir, Kürt Yahudileri için sağlam bir tarif vermenin güçlüğünü kabul ederek başlıyor ve may perhaps best define a Kurdish Jew as one lives in the territory occupied by the Kurds and speaks Aramaic, Targun, but we must also include in territory a few scattered districts where the Jews speak mainly Arabic (e.g. Nisebin) tarifini yapıyor; dillerine "Targum" denmektedir ve Kürt kontrolünde yaşamaları esastır. Brauer, Kürt Yahudileri'nin yaşadıkları yöreleri, Volkanik Göl çevresi, Urumiye ve Van Gölleri, Dicle çevresindeki ovalar ve olmak üzere üçe ayırmaktadır. Diğer Kürtler türünden kırıcı olarak tanımlanıyorlar; bütün davranış özelliklerine sahipler ve koruyorlar. Daha yeni bilgiler, İsrail'de yaşayan Kürt Yahudileri'nin kültürlerinde hiçbir değişiklik yapmadıklarını teyit ediyorlar. Orada da bizim "Kürt Dügünü” olarak bildiğimiz seremonilerle evleniyorlar; giysilerini koruyorlar, dilleri Targum'dur. Moti Zaken, 1988 Temmuz ayında Avrupa'ya turneye çıkan ve "teenager" bir İsrailli dans grubundan söz etmektedir; yalnız bu dans grubu Avrupa'da İsrail değil Kürt halk dansları sunmuşlar; bununla ilgili açıklaması çok ilginç görünmektedirler. Çünkü bu çocuk-dans grubu, İsrail’de Gonenim kasabasından geliyorlar ve yakınlarında pek çok Kürt Yahudi yaşamaktadır; etkileşim sürüyor, bunu anlayabiliyoruz. Diğer yandan "Gonenim “adını, "Gönenli" olarak almak isabetlidir; "gönen" soyadına da rastlıyoruz ve bizde, "gönensay" şeklinde de var. Dilbilimde Arnavutça'yı hep örnek alıyoruz, sözcüklerin en çok yüzde onbeşi has Arnavutça'dır, Türkçe, Bulgarca, Elence, İtalyanca karışımı, fakat, dilbilimine göre hiç kuşkusuz, bir dildir. "Targum" ise, İbrani, eski Arami, Arabi, Kürtçe, Farisi ve Türkçe karışımıdır; yalnız, pazar birliğini sağlamamış ekonomisine geçememiş coğrafyalarda, birbirinden çok izole halde bütün topluluklarda olduğu üzere, pek çok dialektle karşılaşıyoruz. Yazıları yok, sözcüklerin standartlaşması zor, sözcükler hep kesilmektedir; dillerinde ve argoda gördüğümüz bu davranış, Kırmançi'de ve Targum’da karşımıza çıkmaktadır. Bu sözcük, "y'huda" İbrani'de var, "yehuda" karşılığıdır; ancak, "y"' kolaylıkla düşüyor ve geriye "huda" kalıyor; nisbet eki, Farisi ve Kırmançi'de "-i", biliyoruz, ve "hudai" olmaktadır, Kürt Yahudileri, bununla, "Yahudi" sözcüğünü karşılıyorlar. Türkiye'de isim olarak taşınıyor; kuşkusuz, Farisi’de Tanrı anlamında "Huda" da olduğunu biliyoruz; fakat soyadı "çelebi" veya “ oral” olursa, "y'hudai" çok daha makul görünüyor. Bunun ötesinde Kürt Yahudileri, "ju" ve "ji'a" sözcüklerini de "jew", Yahudi ve belki de "cıfıd” karşılığı kullanıyorlar, burada sadece not ediyorum ve analizine girmek istemiyorum. “Çıfıt” kelimesi de Anadolu’da hem Sünni hem de Alevi Türkler arasında aşağılama –küçümseme ve biraz da alaya alma anlamında çok kullanılır. “Çıfıt” sözcüğünün doğrudan “Jew :Yahudi” sözcüğünün karşılığı olduğu ileri sürülmüştür. “İster Kara-id ve ister Rabbinik olsun, Kırım'daki Yahudiler, "Çıfıt Kale" denilen bir gettoda yatmak mecburiyetinde idiler; gündüz Seray'da ve gece "Kale" veya Kaya'da yaşıyorlardı. “Çufut“ da yazılıyor; ”Kale-i Çufut“ söylenebiliyor. “Çıfıt Kalesi“ tabirini de biliyoruz; İbrani, "Sela ha-Yahudim" denmektedir. Başka ismi de var, şimdi burada duruyoruz. Bu sözcükte, "Çıfıt" ya da "Çufut" hiçbir aşağılama tonu bulunmuyor; Ibrani "Ibr" veya "Ivr" olmasına karşın, İngilizce "Jew", ki "civ" söyleyebiliyoruz ve Fransızca Juif’in, yine civ'e yakındır, bizim Çıfıt'tan çıkması ihtimali var. Doğrusu, "Civelek" ve l'yi okumamakla "Ciliv" sözcüklerini, "civ" olarak anlamamız münasiptir. Bizde bu ekin, ev-lek veya kaba-lak, yat-alak, hayli işlek olduğunu biliyoruz…Çıfıt Kaya'sının daha önceki adı "Kırkler" idi, "Kırk", Kırk-yeri veya " Kırker" ( Cuft –Kale, Çuft-Kale) olarak da biliniyor ve "Kırk, soyadı olarak da kullanılmaktadır. Ancak "Kırker" veya "Kırk", Karaylar için bir ad'dır ve bu nedenle Karay Yahudileri anlamına da geliyor.“( Prof.Dr. Yalçın Küçük: İsimlerin İbranileştirilmesi, s :251.) Muğla Milas’ta doğan, Anadolu Yahudiliği’nin tarihçisi Profesör Avram Galante," Muğla-Gumlu yöresinde, Yahudilerin oturdukları "Cifit Kalesi" denilen bir tepe olduğundan söz etmektedir ve Türkçe bu sözcüklerin yanına da "chateau juif" ibaresini koyuyor ki "çıfıt = juif = yahudi" eşitliğini buluyoruz. İngilizler "Jew" diyorlar, Fransızca, Galante'nin cümlesinde de var, “juif” çağrılıyor. Muğlalı Galente "bugün bile" Çıfıt Kalesi dendiğini eklemektedir. Dolayısıyla "çıfıt kalesi" adının çok eski olduğunu ve en azından Osmanlı öncesinden geldiğini tahmin edebiliriz; buradan "çıfıt" sözcüğünün de çok eski zamanlara uzandığı sonucunu çıkarıyoruz. (Prof.Dr. Yalçın Küçük :Tekeliyet-2, s:452.) Türklerin “Heber”lere, ( Heber= Yahudi) “Jefoud” dedikleri, Fransızca “ Juif” ve İngilizce “Jew” sözcükleri bu kelimedem türediği kaydedilmiştir. “ Jefoud” , “ çıfıt” okunur. (Agy, s: 454.) Dr. Rıza Nur, Atatürk’ün Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’tan “ bizim çıfıt” diye söz eder. Brauer, Yemen Yahudileri'nin tarihlerine pek düşkün olmalarına karşını Kürt Yahudileri'ni ilgisiz ve hatta tarih-cahili olarak nitelemektedir. Bu nedenle Kürt Yahudileri hakkında bilgiler son derece azdır; tarih içinde ortaya çıkan Yahudi seyyah veya hacılardan öğrendiklerimizle yetinmek zorundayız. Bunların bir kısmı, cehalet yargısını pek çok genişletiyorlar; bunlardan birisi, Kürt Yahudileri üzerine en geniş bilgileri bırakan J. Israel Benyamin'dir, kendisine "Benjamin II" demeyi tercih ediyordu, seyahatine 1845 yılında başlamıştı ve Barzan'ı da ziyaret etmişti."Barzan-i", burada yaşayanların adıdır Benjamin'in, Barzani Yahudileri için bıraktığı bilgi şudur: "The ignorance our jewish brethren here is so great that they are not even capable of recitiı a prayer; and nowhere, I must confess with pain, did 1 find them in such debased state and sunk in such moral turpitude, as here." Benjamin, "bizim Yahudi kardeşlerimiz" olarak andığı Barzaniler'in cehaletini anlatacak söz bulamıyor; bir tek duayı bile söyleyemiyorlardı ve ahlaki çöküntü içinde yaşıyorlardı, I must confess with pain, sözleriyle de acısını belli ediyordu. Brauer, bunları abartma saymaktadır ve "that the famous Barzani family, which produced many hahamim, came from Barzan" diyerek karşı çıkmaktadır; itirazını, "pek çok haham vermiş olan meşhur Barzani Ailesi Barzan'dan çıkmıştır" tespitine dayandırmaktadır. Peki hepsi ırk olarak da İbrani mi; aksini düşünmek için hiçbir neden göremiyorum. Yalnız, İsa'dan sonra 1. Yüzyılda, merkezi Erbil olan Adiebene Krallığı'nda hanedan ailesi, din değiştirerek judaizme geçmişti, bu hem Erbil'e Yahudilerin toplanmasını ve hem de Yahudiliğe geçişi özendirmiştir; fakat bunların kavmi hakkında bir yazıma sahip değiliz. Dolayısıyla Hazar Türkleri’nin judaize oluşlarıyla aynı düzlemde sayılmamaktadır; fakat yine de tarihinde hem bu din değiştirme ve hem de "Erbil" çok değerlidir, bu nedenle Yahudi veya Sabetayistler, "Arbil" ya da "Erbil" olarak isim veya soyadı şeklinde taşıyorlar. Sabetayizme gelince, Kürt Yahudileri arasında büyük bir rüzgar estirmiş olduğu kesindir; Encydopeâia Judaica, bu konuda hiç kuşku bırakmamaktadır. Bir yerde, Sabetay Sevi ve Peygamberi Nathan hakkında, Yemen, Constantinople, Selanik, Venedik, Amsterdam Yahudileri'nden başka Kürt Yahudileri tarafından da şiir düzüldüğünü haber vermektedir. Yahudi Ansiklopedisi’nin başka bir kaydına göre ise, Kürt Yahudileri, dualarının sonuna Mesih'i ekleyerek övgü söylemekteydiler; Sevi'nin etkisinin güçlü olduğuna dair işaretler net ve açık olarak ortadadır. Kuşkusuz bu işaretleri, bütün Kürt Yahudileri'nin sabetayizme geçtiği yollu anlamamak gereklidir; kaldı ki daha sonra Sevi'nin rüzgarının dindiğini ve judaizme dönüşlerin olduğunu biliyoruz. 3. İsrail’de Devlet Bürokrasisinde Kürt Yahudiler Var “İsrael'de iki yüz bine yakın Kürt-Yahudi’si olduğunu, Paris'te, Kürdoloji tedris ederken, derslerimizde öğrenmiştim, evlerinde Kürtçe konuşuyorlardı ve bürokraside önemli görevlere geliyorlar. Örneğin, Savunma eski Bakanı Mordehay, şimdiki Savunma Bakanı Mofaz, her ikisi de generaldiler, halihazır Dışişleri Bakanı Silvan, bilinen ve yüksek görevlere gelmiş Kürt Yahudileri arasında yer alıyorlar. Nereden göçtükler; Kuzey Irak'ta varsa, ki bunlara "mizrahi" dendiğini, "Doğulu" veya "Doğulu Yahudi" ya da "Irak Yahudisi" anlamına geldiğini, daha önce kaydetmiştim. Bunlara bir de şunu ekleyebiliyorum, Sabetay Sevi, Yemen Yahudileri ile Kürt-Yahudilerini çok etkilemişti; bundan, Kürtler içinde açık, hem kripto-Yahudi ve hem de Sabetayist olduğunu şimdi biliyoruz ve teşhis ediyoruz. (Şişirilerek) “Dünyaca Ünlü Romancımız" diye andıkları Yaşar Kemal'in İsrael'e gittiğinde, bunlarla temas kurmak istediğini artık öğrenmiş haldeyiz. Demek Yaşar'a da sorabiliriz ve adının önündeki tırnak, Yaşar'ın özadıdır. "Yaşar" ise bu yazılış ve telaffuz ile, aynen, yalnız anlamı farklı, İsraeliyat'ta da taşınmaktadır. Daha çok yakında, Talabani'nin, kendisine bağlı Süleymaniye'de, "Kürdistan Yahudileri Milli Partisi" kurdurduğunu yazmıştım.” ( isyan-2, 26) Böyle olmakla birlikte, İsrail'e göç etmemiş Kürt Yahudileri'nin ne kadarının-saf kripto ve ne kadarının Sabetayist olduğunu söyleyemeyiz; bu genel bir imkansızlıktır. Örneğin, bazı kaynaklar İsmet İnönü’nün eşi Mevhibe Hanım’ın bir erkek kardeşinin İsrail’e yerleştiğini ileri sürüyor.”(İsyan-1, s: 443, dip not). Ancak, Sabetayist mi, Yahudi mi? Öyleyse, genel ifadeler kullanıldığı zaman, M. Emre Güreli'nin önerdiği üzere, "Yahudi Asıllı" ibaresini kullanmak, bilimsel açıdan çok daha isabetlidir. Fakat ne yazık, henüz buradan uzak bir yerdeyiz. Yanılsama ve Jeopolitik Önce, her gördüğümüz şeyin, göründüğü gibi olmayabileceğini ve hatta algıladığımızın tam tersi de olabileceğini baştan kabul etmemiz gerekir. Örneğin, yürüdüğümüz bir yolun kıyısındaki bir ağacı uzaktan bir insana benzetebiliriz. Bu olaya bilim diliyle “yanılsama” deniliyor; uyaranların yanlış algılanması ve yorumlanmasını ifade eder. Başka bir söylemle, yanılsama, hafızamızda gerçeğin yerini yalanın almasıdır; “İllüzyon” da deniliyor. Nedenleri öznel ya da nesnel olabilmekle beraber, bütün normal insanlar doğada buna bezer algılama yapabilirler ve geçicidir. Ancak, dış koşulları düzenleyerek yanılsama durumunu sürekli yapmak da olasıdır, böyle düzenleme yapanlara “illüzyonist” ya da “sihirbaz” deniliyor. Dış koşullar algılamada bir düzeltmeye başvurmayı olanak sağlamıyor, hatta engelliyorsa birey ve toplum hastalıklı bir haldedir. Sihirbazın asli görevi doğru algılamayı engellemektir. Bunu, şöyle de söyleyebiliriz: Hastalıklı halin sürekliliği için uygun koşulları yaratır. Sosyal hayatımızı politikacı ya da siyasetçi denilen asıl işleri yalanı gerçekmiş gibi gösteren, tümü aynı ırktan ve aynı amaç için çalışan illüzyonistler düzenliyorlar. Türkiye’de ekonomi, siyaset, askeri ve sivil bürokrasi, sanat, kültür, bilim ve tüm yaşam alanları –kendilerinin Tanrı’nın seçilmiş kavmi olduklarına inanan- ve binyıllar öncesinin kavim asabiyesini koruyan bu Gizli Yahudi illüzyonistlerin kontrolündedir. Eğer komplo teoricilerinin baktıkları/baktırdıkları açıdan bakarsak, Türkiye’ye 1860-1960 arasında büyük kitleler halinde getirilen göçmenlerin yerleştirilmeleri, sanayi kuruluşlarının kurulduğu yerlerin seçimi ve sonradan özellileştirme adı altında talan edilmeleri, asker-sivil bürokratik atamaları, mülakat sınavları, varlık vergisi, 6-7 Eylül, 12 Mart-12 Eylül-Hayata dönüş-F-tipi kırımları, PKK’nın MIT-CIA tarafından örgütlendiğine dair çok ciddi kuşkuların olması (Uğur Mumcu’nun bu iddiayı kanıtladığı ve bunun için öldürüldüğü de başka bir iddia), Sünni İslam’ın zorunlu ders olması, vb ekonomik, politik, askeri uygulamaların-dayatmaların tüm Türkiye toplumun çıkarları için yapıldığına inanmak, İbrani sihirbazların sahip oldukları tüm medya ve halk içindeki ajanlarıyla yarattıkları birer yanılsamadır, gerçek bu tür uygulamaların tümünün sadece Türkiye’deki Yahudilerin gönenci için değil, tüm dünya Yahudiliğinin yaşayacağı tarihsel “vaad edilmiş toprakları” ele geçirmek içindir. Bunu başarabilmek için en büyük engel gördüğü Hıristiyan unsurlar ile Alevilerin de içinde olduğu solcu-eşitlikçi, dolayısıyla sermaye düşmanı halkı kırmıştır. Bu uygulamalar Türkiye’deki egemen kavmin “jeopolitik”i dir ve en büyük desteğini denetimindeki iletişim araçlarıyla yarattığı “yanılsama”dan almaktadır. Örneğin, Kürtçe konuşan kripto’nun kendini Kürt, Türkçe konuşan kriptonun da kendini Türk olarak tanıtması, MHP’nin Türk, PKK-DTP’nin Kürt ırkçılığı yapmaları, D.Perinçek’in Türk ulusçusu, M. Ali Aybar’ın Türk Komünist, H. Feyzullah’ın(Türkeş’in) Türkçü, Abdullah(=Abraham) Öç-alan’ın Kürtçü, F. Gülen’in İslamcı, İ. Doğan’ın Alevici, A. Birdal’ın insan hakları savunucusu, A. Çatlı’nın Türk milliyetçisi, D. Karataş’ın devrimci, R. Ecevit’in halkçı, D. Baykal’ın Cumhuriyetçi, Hürriyet G.’nin liberal-ulusalcı, Cumhuriyet G’nin demokrat-cumhuriyetçi, vb gözükmeleri birer yanılsamadır, gerçekte tümü İbrani ırkçısıdır, herkes ortak bir jeopolitik strateji doğrultusunda- kendilerine verilen rolleri oynuyorlar: Büyük İsrail Ülkesi’ni kurmak için canlarını ortaya koyarak çalıştılar, çalışıyorlar ve bunlar Türkiye’deki sayısız örneğin birkaçıdır, sadece. Hatay-Gürcistan hattının doğusunu, dolayısıyla da PKK’yı bu bağlamda düşünmek gerekir. “Jeopolitik” sözcüğüyle topraklar (geo=jeo=yer, toprak) ve o topraklar üzerinde yaşayan insanlarla ilgili her şey ifade edilir. Bu terim ile daha çok, bir ülkenin dünya üzerinde işgal ettiği konum dolayısıyla sahip olduğu askeri, siyasi ve ekonomik önem ifade edilir. Yani jeopolitik denildiği zaman, bir ülkenin coğrafyası, nüfusu ve ekonomisine göre başka ülkelere karşı ürettiği politikalar anlaşılır. Ayrıca, bir ülkenin herhangi bir yerindeki nüfus ile devletin o yere yönelik uygulamaları da jeopolitik kavramıyla ifade edilir. “Strateji” ise, önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için izlenen yoldur. Başka bir söylemle strateji, Jeo-politikaya en fazla desteği vermek amacıyla politik, ekonomik, psikolojik ve –gerektiğinde- askerî güçleri bir arada kullanma bilimi ve sanatıdır. Son yıllarda, başta Prof. Dr. Yalçın Küçük olmak üzere, bazı teorisyenler-ki bunlara “komplo teoricileri” deniliyor- Türkiye’de -hangi siyasal görüşün temsilcileri olurlarsa olsunlar-tüm siyasal iktidarların Türkiye toplumunun tümünün yararı için değil, sadece (gizli) Yahudi toplumunun yararı için jeopolitik stratejiler ürettiklerini ileri sürmektedirler. Onlara göre, Osmanlının son döneminde, Anadolu’nun yerli halklarından olan Ermeniler ile Rumları Anadolu’dan kırdıktan/kovduktan, 19.yüzyılın ikinci yarısından sonra Kafkasya’dan gelerek yerleşen ve İttihat Terakki örgütünde ve Kurtuluş Savaşı sürecinde çok aktif rol alan Çerkezleri pasifize ettikten sora, doğan boşlukta Türk kimliğindeki Yahudiler (kriptolar) diplomaside, üniversitelere, gazetecilikte, sanatta ve düşün yaşamında, zenginliklerin üretilip kontrol edilmesinde kilit bir role sahip oldular; sadece kendilerinin yönetip yönlendirdiği bir sistem (tekeliyet) kurudular. Konu cebe tarafından (14.09.2009 Saat 23:59 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Arka Arkaya Mesajlar Yazdığınızdan Dolayı Flood Önleyici Devreye Girdi.Mesajlar Sistem Tarafından Otomatik Olarak Birleştirilmiştir.. |
14.09.2009, 23:53 | #20 |
Tecrübeli Yiğido
Ayşegül1967 Şuan
Son Aktivite: 01.07.2012 22:41
Üyelik Tarihi: 04.09.2009
Yaş: 38
Mesajlar: 418
Tecrübe Puanı: 598
|
Cevap: SİZCE PKK'YI KİM DESTEKLİYOR
Abd
ırak israil dtp hepsi olmasada kürtlerin büyük çoğunluğu hatta ve hatta Türk olduğunu idda eden şeref mağdurlarıda yok değil |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Kim Haklı - Kim Haksız ? | Sivaslilar.Net | Anasayfa Haberler | 3 | 28.09.2009 22:45 |
Kim Ne Bilsin | Kaptan-58 | Aşk şiirleri | 4 | 14.05.2009 15:41 |
Anneler Gününüz Kutlu Olsun | Sivaslilar.Net | Anasayfa Haberler | 37 | 11.05.2009 11:54 |
ALLAHIM SENDEN BAŞKA KİMİM VARKİ | MeLody58 | Allah Azze ve Celle | 8 | 28.04.2009 17:39 |