Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Diğer Konular
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Diğer Konular Diğer konular. Yukarıda bulamadığınız konular hakkında burada yazabilirsiniz.



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 27.11.2008, 15:06   #191
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

GERÇEK ZENGİNLİK



Başlangıçta Türkistan taraflarında bir bölgenin hükümdarı yani dünya sultanı iken vâkî olan bazı ikazlarla hükümdarlığını bırakıp maneviyat sultanı olmaya azmeden, bunu da gerçekten başaran İbrahim Edhem (VIII. y.yıl) dünya malına karşı o kadar tenezzülsüzdü ki kimseden bir şey istemez ve beklemezdi. Nefsini yokluğa ve mahrumiyete o derece alıştırmıştı ki bir benzerine

rastlanamazdı. Birgün büyük velilerden çağdaşı ve hemşehrisi Şakik Belhi ile karşılaştı ve ona sordu:

- Ey Şakik nasıl geçiniyorsun? Şakik Belhi cevap verdi:

- Bulunca yiyoruz, bulmayınca sabrediyoruz. İbrahim Edhem:

- Horasan'ın köpekleri de aynı şeyi yapıyorlar, bulunca yiyorlar, bulmayınca sabrediyorlar, diye karşılık verdi.

Belhi sordu:

- Peki siz ne yapıyorsunuz?

- Biz bulunca dağıtıyoruz, bulmayınca sabrediyoruz.

Bizim İbrahim Edhem Hazretleri hakkında söylemek istediğimiz bu değil. İbrahim Edhem'in, amaç edindiği ve ulaşmayı başardığı yokluk ve mahrumiyeti o derece aşikar, o derece göze batıcı idi ki görenlerde kendisine yardım hissi uyandırıyordu.

Varlıklı bir kişi İbrahim Edhem'e yardım etmek istedi. İbrahim Edhem:

- Yardımını gerçekten zenginsen kabul ederim, dedi.

Adam gerçekten zengin olduğunu, bir şeye ihtiyacı bulunmadığını söyledi. Büyük veli sordu:

- Ne kadar paran var?

- Üç bin altınım var.

- Dört bin olmasını istemez misin?

- Elbette isterim.

- Beşbin olmasını?

- İsterim.

- On bin altının olsa çok sevinirsin değil mi?

- Şüphesiz çok memnun olurum.

- Zengin olduğunu söylüyorsun ama, sen gerçekte züğürdün birisin. Sen, on bin değil yüz bin altının olsa yine kanaat etmez fazlasını istersin. Kanaati olmayan insan zengin sayılmaz. Gerçekten zengin olsaydın yardımını kabul edecektim.
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27.11.2008, 15:08   #192
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

TEVEKKÜL BÖYLE Mİ OLUR?



Büyük velilerden Şakik Belhi (VIII. yyıl) bir kıtlık senesinde, herkesin kara kara düşündüğü bir ortamda, zengin bir adamın kölesinin şakır şakır oynadığına şahit oldu. Yanına yaklaştı ve sordu:

- Herkes kıtlıkla, açlıkla karşı karşıya olmaktan inler dururken sen neye güvenerek böyle oynayabiliyorsun? Köle cevap verdi:

- Herkesten bana ne? Benim için bir tehlike söz konusu değil. Benim efendimin 7-8 tane köyü var, her ihtiyacımız o köylerden sağlanıyor.

Bu açıklama Şakik'i adeta bir şamar gibi sarstı. Çünkü kendisi de kıtlıktan dolayı endişe içindeydi. Ama köle onu uyandırdı ve kendi kendine şöyle dedi:

- Hey Şakik kendine gel! Şu köle nihayet bir insan olan efendisine bunca güveniyor, kendini emniyet içinde hissediyor. Sen ki bütün canlıların rızkını garanti eden Allah'a inanıyor, tevekkül ediyorsun, Bu nice tevekküldür ki rızık endişesi içindesin?
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27.11.2008, 15:08   #193
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

GÜVENE LÂYIK OLMAK



Tasavvuf tarihinin önemli simalarından Zünnun Mısri (IX. y.yıl) kendisine bir yıl mürid olup hizmet ettikten sonra İsm-i Azam'ı (Allah'ın bütün vasıflarını ifade eden en yüce adı) öğrenmek isteyen Yusuf bin Hüseyin'in arzusunu yerine getirmedi. Bu isteğe gülüp geçti. Aradan tam altı ay daha geçti. Yusuf bin Hüseyin sabırla hizmete devam etti. Bir fırsatını bulup isteğini yine tekrarladı. Zünnun Mısri bu defa Yusuf bin Hüseyin'e ağzı bir bezle bağlanmış bir testi vererek, "Bunun içindeki hediyeyi falan yerdeki filan zata götür" dedi. Dikkatle götürmesini, içindekine bir zarar gelmemesini de ayrıca hatırlattı. Yusuf, hediyeyi aldı ve yola koyuldu. Yolda kendi kendine söyleniyordu: "Bir buçuk yıldır hizmetindeyim, benim bir dileğimi yerine getirmeyen şeyhim, hizmetinde bulunduğum bir buçuk yıldır bir defa ziyaretine bile gelmemiş olan bir dostunu hediye ile taltif ediyor..."

Yolculuğu sırasında bir yerde dinlenirken, içini, özenle götürülmesi istenen bu hediye nedir diye şiddetli bir merak sardı. Merakına mağlup olarak testinin ağzandıki bezi çözdü ve açtı. Açmasıyla birlikte bir fare fırt diye atladı ve çalılıkların, arasında kayboldu. Yusuf bin Hüseyin çok üzüldü, pişman oldu. Emanete hiyanet etmişti. Artık götürülecek hediye kalmadığına göre yoluna devam etmesi gereksizdi. Çaresiz üzüntülü ve mahcup bir halde geri döndü. Olacağı kalbine malum olan Zünnun Mısri "Sıradan bir hediyenin bile güvenilemeyeceği bir kimseye İsm-i Azam nasıl emanet edilir?" diyerek her isteyene her şeyin emanet edilemeyeceğini anlatmak istedi.
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27.11.2008, 15:09   #194
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

YUNUS HÜRMETİNE



"Anadolunun iç aydınlığı" bütün Anadolu'nun sevgilisi insan sevgisinin, hoşgörünün sınırlarını,

Yaradılmışı hoşgör

Yaradandarr ötürü

Bir kez gönül yıktın ise

Bu kıldığın namaz değil.

gibi söyleyişlerle kimseye nasip olmayacak ölçüde genişleten Yunus Emre (1240-1320) Tapduk Emre'nin dergahında uzun süre zevk ve hevesle odun taşımış, ayak işleri yapmıştı. Ama Tapduk bir türlü arzuladığı gibi Yunus'u ele almıyor, eren lerin gönül deryasından bir katre sunmuyordu. Yunus bu konuda bir dilekte bulunsa "Sen hâlâ dünya kokuyorsun" deyip savuşturuyordu. Yunus "Herhalde benim nasibim burada değil, bir başka şeyhin kapısında" diyerek Tapduk'a dahi haber

vermeden dergahı terketti. Ama dergahtan uzaklaştıkça içini bir hüzün kapladı. Tapduk Emre'nin kapısında en basit işleri yaparken bile gönlünde bir aydınlık, bir ferahlık, bir yumuşaklık vardı. Dergahtan ayrılalı gönlü kararmış, katılaşmıştı, uzaklaştıkça içini Tapduk'a ve dergaha karşı bir hasret kaplıyordu. Bu yolculuk sürerken bir akşam vakti yedi kişilik bir başka yolcu grubuna rastladı. İçini kaplayan hüzün ve hasrette belki bir hafifleme olur diye kendi de onlara katıldı. Yol arkadaşları ermiş kılıklı, yaşlıca insanlardı. Güven veren halleri vardı. Birlikte sürdürülen bu yolculuk sırasında bir an geldi ki hiçbirinin çıkınında (azık çantası) birşey kalmadı. Biryerde mola verdiler, açlık canlarına tak etmişti. Bu yedi arkadaştan bi ri ellerini kaldırıp Yaradan'a niyazda bulundu. Bu dua ve yakarmanın akabinde önlerinde türlü yiyeceklerle donanmış bir sofra peydah oldu. Yediler içtiler Rablerine şükrettiler. Bundan sonra bu yedi yolcudan herbiri yolda acıktıkça dua etti ve yemekleri ilahi bir lütuf olarak ikram edildi. Sonunda dua sırası Yunus'a gelmişti.

Yunus soğuk terler döküyordu. İşin içinde mahcup olmak vardı. Yol arkadaşlarının her biri Allah katında makbul kişilerdi ki duaları kabul görüyordu. Kendinin böyle bir imtiyazı yoktu. Ama duayı yapacaktı, çaresi yoktu. Bütün varlığı ve içtenliğiyle Allahla yalvardı: "Ya Rabbi, şu yol ar kadaşlarım sana kimin yüzü suyu hürmetine yalvarıyorlarsa ben de onun yüzü suyu hürmetine yalvarıyorum, beni mahcup etme..." Bu duanın arkasından öncekilerin iki katı yiyecek içecek lütfedildi. Şaşkınlık sırası yedi yolcudaydı. Sordular:

- Ey arkadaş, sen kimin hürmetine dua ettin? Yunus,

- Önce siz söyleyin dedi. Açıkladılar:

- Biz Tapduk Emre'nin dergahında Yunus adında çok makbul ve muteber bir derviş varmış onun hürmetine Allah'a yakarmıştık.

Yunus esas şimdi mahcup olmuştu. Yunus'un kendisi olduğunu açıklamaya utandı. Tapduk Emre'ye karşı da kalbini bozmuştu. Halbuki Tapduk ona Allah yolunda epeyi dereceler kazandırmıştı. Büyük bir pişmanlık içinde, bedeninden sıyrılmış bir ruh gibi akarak Tapduk dergahına döndü ve şeyhine bu defa kendini kayıtsız şartsız teslim etti.
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27.11.2008, 15:09   #195
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

GÖREV ŞUURU



Osmanlıların ilk Şeyhülislamı Molla Fenari (1350-1431) Şeyhülislam olmadan önce Bursa kadısı idi. Onun kadılığı sırasında bir adam pazardan bir at satın aldı. Fakat alış-verişin hemen arkasından atın hasta olduğunu farketti. Geri ver mesi gerekiyordu, ama satın aldığı adamı zorluk çıkartır, atın hastalığını kabul etmez diye önce kadıya gidip resmi kanaldan işi sağlama bağlamak istedi. Mahkemeye gittiğinde kadıyı (Molla Fenari) yerinde bulamadı. İşini ertesi güne bıraktı. Fakat at o gece öldü. Adam ertesi gün olanları kadıya anlattı, mağdur olduğunu, ne yapması gerektiğini sordu. Molla Fenari "Senin zararını ben ödeyeceğim" dedi. Adam hayretle kadıya baktı, "Niçin siz ödeyeceksiniz, konuyla hiçbir ilginiz ve suçunuz yok ki..." dedi. Molla Fenari, "Evet öyle görünüyor ama aslında benim de suçum büyük. Eğer sen dün makamıma geldiğinde ben yerimde olsaydım, olaya müdahale eder, atı geri verdirir, paranı iade ettirirdim. At da sahibinin elinde ölmüş olurdu. Bu imkân şimdi yok olmuştur. Senin zararına benim makamımda bulunmamam sebep olduğu için zararını ben ödeyeceğim" dedi ve ödedi.
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27.11.2008, 15:10   #196
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

ARADAKİ FARK



Anadolu'nun yetiştirdiği en büyük velilerden biri olan Hacı Bayram (XV. y.yıl) Anadolu kökenli başka birçok bilgin ve erenin de üstadıdır. Bunlardan biri de Fatih'in hocalarından Akşemseddin idi. Akşemseddin Hacı Bayram'a bağlanışından kısa bir zaman sonra zekası, anlayışı, kavrayışı, en önemlisi de şeyhine tam teslimiyeti sayesinde icazet (diploma) aldı ve irşadla görevlendirildi. Akşemseddin'in bu başarısı Hacı Bayram'ın diğer müridleri arasında kıskançlığa sebep oldu. Bunlardan biri Hacı Bayram'a sordu:

- Efendi Hazretleri, kırk yıldır talebeniz olanlar

henüz halifeliğe (sizi temsile) layık görülmezken Akşemseddin'in kısa zamanda bu rütbeye ulaşmasının sebebi ne ola?

Hacı Bayram, gerek maddi gerekse manevi hayatta yükselmenin veya yerinde saymanın sebebini açıklarcasına cevap verdi:

- Bu köse (Akşemseddin) bizde ne gördü ve işittiyse hemen inandı ve teslim oldu. Sebep ve hikmetini sonra kendi kendine bulup öğrendi. Kırk yıldır hizmetimizde bulunanlar ise bizde gördüklerinin ve duyduklarının önce sebep ye hikmetini öğrenip sonra inandı ve teslim oldu. İşte aradaki fark budur.
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27.11.2008, 15:10   #197
EyüphanAydın
Yasaklı
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
EyüphanAydın Şuan EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 22.05.2010 11:45

Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0 EyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer AnblickEyüphanAydın ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

İKİ ER KİŞİ İLE BİR HATUN KİŞİ



Hacı Bayram Veli, Sultan II. Murad'ın saygı duyduğu manevi önderlerdendi. Hükümdarın Hacı Bayram'a saygısı o derece büyüktü ki ona mürid olanlardan vergi almıyordu. Ama gelin görün ki bütün Ankara halkı Hacı Bayram'ın müridi olduğunu iddia ediyordu. Ankara'da kimden vergi istense "Ben Hacı Bayram'ın müridiyim" deyip işin içinden sıyrılıyordu. Bu durum hükümdara yansıtıldı. Hükümdar Hacı Bayram'a bir mektup gönderip, "Gerçek müritlerinizin sayısını bana bildiriniz, sizin bildirdiğiniz herkes vergiden mual tutulmak üzere kabulümdür"dedi.

Hacı Bayram devletine saygılı bir maneviyet büyüğü olarak kendisine bağlılığın kötüye kullanılmasından zaten şikayetçi idi. Mektubu fırsat bilerek müridlik iddiasındaki herkese haber saldı: "Falan gün falan yerde toplanınız" diye. O gün hemen bütün Ankara halkı şeyhlerinin davetine uyarak bildirilen yere akın ettiler. Hacı Bayraı ı bir tepeciğe kurdurduğu siyah kıl bir çadırdan çıkarak kalabalığa sordu: "Beni seviyor musunuz?' Kalabalık hep bir ağızdan karşılık verdi: "Elbette seviyoruz." "Bana yürekten bağlı mısınız? İstesem benim için canınızı verirmisiniz?" Kalabalık cevab verdi: "Canımız senin yoluna feda olsun..." Hacı Bayram bunun üzerine "Bugün bana inananları şu çadırın içinde bir bir kurban edip

canlarını cennete göndereceğim. Şimdi bir kişi çıksın" dedi. Kalabalıktan bir kişi çıktı. Hacı Bayram onu çadıra aldı. Çadırda önceden hazırlattığı koyunlardan birini kestirerek, kanını çadırdan dışarıya akıttırdı. Dışardakiler adamın gerçekten kurban edildiğini sanarak ürperdiler. Hacı Bayram dışarı çıktı, "Bir kişi daha gelsin"dedi. Bir adam daha çıktı. Onu da çadıra alıp aynı işlemi yaptı. Sonra dışarı çıktı ve bir kişi daha istedi. İşin şakayla gelir yanı yoktu. Giden gidiyordu. Bu defa bir şaşkınlık ve duraksama görüldü. Yine de bir hanım ileri çıktı. Hacı Bayram onu da çadıra aldı. Aynı olay tekrarlandı. Dördüncü defa Hacı Bayram kurbanlık isteyince tek kişi çıkmadı. Hacı Bayram artık hükümdara cevap verecek durumdaydı:

- Sultanım, vergiden affedilmek üzere gerçek müridlerimi sormuştunuz. Benim gerçek müritlerim iki er kişi ile bir hatun kişiden ibaret üç kişidir.
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27.11.2008, 19:27   #198
Kardelencicegi
Navigator
 
Kardelencicegi - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kardelencicegi Şuan Kardelencicegi isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5483 Kardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

AFFET BABACIĞIM AFFET BABACIĞIM

Evliliğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyor ve onun evde bir fazlalık olduğunu düşünüyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu. Yine böyle bir tartışma anında eşi bütün bağları kopardı ve 'Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacak' diyerek rest çekti.

Eşini kaybetmeyi göze alamazdı. Babası yüzünden çıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası sevdiği ve kendini seven bir eşi ve birde çocukları vardı. Eşi için çok mücadele etmişti evliliği sırasında. Ailesini ikna etmek için çok uğraşmış ve çok sorunlarla karşılaşmıştı. Hala onu ölürcesine seviyordu. Çaresizlik içinde ne yapacağını düşündü ve kendince bir çözüm yolu buldu. Yıllar önce avcılık merakı yüzünden kendisi için yaptırdığı kulübe tipi dağ evine
götürecekti babasını. Haftada bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak, böylelikle eşiyle de bu tür sorunlar yaşamayacaktı. Babasına lazım olacak bütün malzemeleri hazırladıktan sonra yatalak babasını yatağından kaldırdı ve kucakladığı gibi arabaya attı. Oğlu Can 'Baba ben de seninle gelmek istiyorum' diye ısrar edince onu da arabaya aldı ve birlikte yola koyuldular.

Karakışın tam ortalarıydı ve korkunç bir soğuk vardı. Kar ve tipi yüzünden yolu zor seçiyorlardı. Minik can sürekli babasına 'Baba nereye gidiyoruz ?' diye soruyor ama cevap alamıyordu. Öte yandan nereye götürüldüğünü anlayan yaşlı adamsa gizli gizli gözyaşı döküyor oğlu ve torununa belli etmemeye çalışıyordu. Saatler süren zorlu yolculuktan sonra dağ evine ulaştılar. Epeydir buraya gelmemişti. Baraka tipindeki dağ evi artık çürümeye yüz tutmuş, tavan akıyordu. Barakanın bir köşesini temizledi hazırladı ve
arabadan yüklendiği yatağı oraya itina ile serdi. Sonra diğer malzemeleri taşıdı. En son da babasını sırtlayarak yatağa yerleştirdi. Tipi adeta barakanın içinde hissediliyordu. Barakanın içinde fırtına vardı adeta. Çaresizlik içinde babasını izledi. Daha şimdiden üşümeye başlamıştı. Yarın yine gelir bir yorgan ve birkaç battaniye getiririm diye düşündü. Öyle üzgündü ki Dünya başına göçüyor gibiydi. O bu duygular içindeyken babası yüreğine bıçak saplanmış gibiydi. Yıllarca emek verdiği oğlu tarafından bir barakaya terk ediliyordu. Gururu incinmişti içi yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Minik Can ise olanlara hiçbir anlam veremiyordu. Anlamsızca ama dedesinden ayrılacak olmanın vermiş olduğu üzüntüyle sadece seyrediyordu. Artık gitme zamanıydı. Babasının yatağına eğildi yanaklarını ve ellerini defalarca öptü. Beni affet der gibi sarıldı, kokladı. Artık ikisi de kendine hakim
olamıyor ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Buna mecburum der gibi baktı babasının yüzüne ve Can'ın elini tutup hızla barakayı terk etti.

Arabaya bindiler. Can yol çıktıklarında ağlamaya başladı neden dedemi o soğuk yerde bıraktın diye. Verecek hiçbir cevap bulamıyordu, annen böyle istiyor diyemiyordu. Can 'Baba sen yaşlandığında bende seni buraya mı getireceğim' diye sorunca Dünyası başına yıkıldı. O sorunun yöneltilmesiyle birlikte deliler gibi geri çevirdi arabayı. Barakaya ulaştığında 'Beni affet baba' diyerek babasının boynuna sarıldı. Baba oğul sıkı sıkı sarılmış ve çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. Oğlu 'Baba beni affet, sana bu muameleyi yaptığım için beni affet' diye hatasını belli ediyordu.. Babası oğlunun bu sözlerine en anlamlı cevabı veriyordu...

'Geri geleceğini biliyordum yavrum. Ben babamı dağ başına atmadım ki, sen beni atasın. Beni bu dağda
bırakamayacağını biliyordum
__________________
Kardelencicegi isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 27.11.2008, 19:29   #199
Kardelencicegi
Navigator
 
Kardelencicegi - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kardelencicegi Şuan Kardelencicegi isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5483 Kardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

Sevgi, Barış, Zenginlik


Bir kadın evinden çıktı, evinin önünde beyaz, uzun sakalları olan 3 yaşlı adam gördü. Onlara:

- Sizi tanımıyorum ama aç olmalısınız, lütfen evime buyurun ve birşeyler yiyin, dedi.

- Kocanız evde mi?, diye sordular.

- Hayır, dedi kadın:"Dışarıda."

- O zaman giremeyiz, dediler.

Akşam kocası eve geldiğinde kadın olanları ona anlattı. Kocası:

- Onlara eve geldiğimi söyle ve onları eve davet et, dedi.

Kadın dışarı çıktı ve yaşlı adamları davet etti. "Biz bir eve hep beraber girmeyiz", dediler.

Kadın: "Neden?" dedi. Yaşlı adamlardan biri cevap verdi:

- "Onun adı Zenginlik'tir" dedi, arkadaşlarından birini göstererek.

Ve bir diğerini göstererek "Onun da adı Başarı'dır,

Ve ben de Sevgi'yim.

Ve ekledi: "Şimdi eşinle konuş ve hangimizi evinize davet edeceğinize karar verin", dedi.

Kadın eve girdi ve olanları kocasına anlattı. Kocası çok sevindi :

- "Ne kadar harika" dedi, "Zenginliği davet edelim, gelsin ve evimizi zenginlikle doldursun", dedi.

Kadın: "Neden başarıyı davet etmiyoruz?" dedi. O sırada onları dinlemekte olan kızları:

"Sevgiyi davet etsek daha iyi olmaz mi?" diye sordu, "O zaman evimiz sevgiyle dolar."

Adam:

- Bence kızımızın tavsiyesine uyalım, sevgiyi davet et, Sevgi bizim misafirimiz olsun, dedi.

Kadın dışarı çıktı, sevgiyi seçtiklerini söyledi ve sevgiyi evlerine davet etti. Sevgi kalktı ve eve doğru yürümeye başladı. Diğer iki arkadaşı da ayağa kalktı ve onu takip ettiler. Kadın büyük bir şaşkınlıkla:

- Ben sadece sevgiyi davet ettim, siz neden geliyorsunuz?" diye sordu.

Yaşlı adam cevap verdi:

Eğer siz zenginlik veya başarıyı davet etmiş olsaydınız, diğer ikimiz kalacaktık, ama siz sevgiyi davet ettiğiniz için, ben nereye gidersem, başarı ve zenginlik de benimle gelir.




__________________
Kardelencicegi isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 27.11.2008, 19:34   #200
Kardelencicegi
Navigator
 
Kardelencicegi - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kardelencicegi Şuan Kardelencicegi isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5483 Kardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer AnblickKardelencicegi ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

Ona "Sevdiğinizi" Söyleyin
Öğretmen, yetişkin sınıflardan birisine şöyle bir ödev verir:

- "Sevdiğiniz birine gidin ve ona kendisini sevdiğinizi söyleyin."

Bir sonraki dersin başında ise öğrencilerden birisi söze şöyle başlar:

- Geçen hafta bize bu ödevi verdiğinizde size sinirlenmiştim. Bu sözleri söyleyebileceğim hiç kimsenin olmadığını düşünüyordum. Eve giderken . bir anda yüreğimin sesine kulak verdim. İşte o zaman kime "Seni Seviyorum" diyeceğimi anladım.

Bundan beş yıl önce babamla aramızda bir tartışma geçmişti ve o günden bu yana bu sorunu çözememiştik. Önemli aile toplantılarının dışında birbirimizi görmemeye çalışıyorduk ve hemen hemen hiç konuşmuyorduk. Eve vardığımda babama kendisini çok sevdiğimi söylemeye hazırdım. Bu kararı almak bile üzerimden büyük bir yük kaldırmıştı. Saat 5:30da annemle babamın evinin kapısını çaldığımda kapıyı babamın açması için dua ettim. Çünkü kapıyı annem açarsa kendimi tutamayıp, ona kendisini sevdiğimi söylemekten korkuyordum. Fakat Allah yardım etti ve kapıyı babam açtı. Hiç zaman kaybetmeden eşikten adımımı attım ve :

- "Baba, buraya seni sevdiğimi söylemeye geldim" dedim. Babam sanki bir anda başka bir adam olmuştu. Yüzündeki ifade yumuşadı, kırışıklıklar yok oldu ve ağlamaya başladı. Kollarını açtı, beni kucakladı ve bana :

- "Ben de seni seviyorum oğlum, ama bunu hiçbir zaman dile getirmedim" . dedi.

Fakat sizlere asıl anlatmak istediğim esas nokta bu değil. Babamı ziyaretimden iki gün sonra babam bir kalp krizi geçirdi ve hala hastanede. Şimdi yaşam savaşı veriyor. Şimdi sizlere şu mesajı vermek istiyorum:

- "Yapmanız gerektiğine inandığınız hiçbir şeyi ertelemeyin. Ya babama olan sevgimi ifade . etmek için hala bekliyor olsaydım? Yapmanız gerekeni hemen yapın, hiç beklemeden...
__________________
Kardelencicegi isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 13:56.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.