27.11.2008, 20:44 | #201 |
Navigator
Kardelencicegi Şuan
Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5470
|
Cevap: Hikayeler/Kıssadan Hisseler
Ölen sevgili. Sabah uyandiginda midesinde bir yanma hissetti. Yanmanin nedeni aksam yedikleri degil,uyanir uyanmaz bugün yapacaklarinin aklina gelmesiydi. Bugün 2 yildir götürmeye çalistigi bir birlikteligi bitirecekti. Aslinda bunu yapmakta geç bile kalmisti. 'Bitmeli dedi içinden, her gün bu tatsiz uyanis bitmeli.' Genç adam bunlari düsünürken surati sekilden sekile giriyordu. Süratle giyinerek disari çikti. Bugüne kadar hiç bekletmemisti onu, simdi de bekletmemeliydi. Istanbul, soguk ve yagmurlu bir Nisan ayi yasiyordu. Genç adam gökyüzüne bakarak iç geçirdi; 'Bulutlar bizim yasayacaklarimizi biliyor. onlar bile agliyor halimize...' BULUSMA VAKTI... Artik Kadiköy iskelesindeydi. Birkaç dakikalik beklemeden sonra karsidan kiz arkadasinin geldigini gördü. Simdi midesindeki agri daha da artmisti. Besiktas'a geçtiler. Yolculuk sirasinda hiç konusmadilar. Genç kiz, sevgilisinin bu durgunluguna anlam verememisti. Nereden bilecekti bugün ayrilik çanlarinin çalacagini... Besiktas'a geldiklerinde bir cafede oturdular. Genç kiz anlamisti sevgilisinin kendisine bir sey söylemek istedigini. 'Bana birsey mi söylemek istiyorsun' diye sordu. Genç adam, gözlerini kaçirarak 'Evet' dedi. Genç kiz heyecanlanmisti, biraz da sinirlenerek 'Söylesene, ne diye bekliyorsun' dedi. Genç adam içini çektikten sonra 'Sence biz nereye kadar gidecegiz?' diye sordu. Genç kiz, 'Bunu sorma geregini niye duydun?' diye yanit verdi. Genç adam söze basladi... ''Birkaç ay önce aksam 23:00 civarinda sana telefon açip senin için yazdigim siiri okumak istemistim. Sen bana 'Sirasi mi simdi canim yaa, isin gücün yok mu?' demistin. Biliyormusun o an nakavt olan bir boksör gibi hissettim kendimi. Özür dileyip telefonu kapatmistim. Daha sonra da bu siiri benden hiç istememistin. Geçenlerde hasta olup yataklara düstügümde arkadaslarimla birlikte sen de gelmis, Meralin 'Sen sanslisin, sevgilin sana bakar' sözüne Isim yok da sana mi bakacagim, annen baksin' demistin. Hatirladin mi?'' DUYGUSALLIGI SEVMEM... Genç kiz, 'Biliyorsun ben duygusalligi sevmiyorum. Hem hasta bakici gibi göründügümü de kimse söyleyemez' diye yanitladi. Genç adam güldü, 'Evet canim haklisin. Zaten olmak istesen de bu kalbi tasidigin sürece hasta bakici, hemsire falan olamazsin.' Genç adam devam etti... 'Bana simdiye kadar kaç kere sabahin erken saatlerinde güzel sözcüklerden olusan bir mesaj çektin? Hiç... Hatta günün hiçbir saatinde çekmedin. Duygusalligi sevmeyebilirsin. Ama sen seni seven insanlari da mutlu etmeyi sevmiyorsun. Halbuki ben senin tam tersine kendimden çok insanlari mutlu etmeyi seviyorum. Seni tanidigimdan beri her sabah, her aksam, her gece yani seni andigim her saat tatli bir mesajim vardi senin için biliyormusun? Seninle ben AKLA KARA gibiyiz.' Genç kiz anlamisti, 'Yani ne istiyorsun benden sair olmami mi?' Genç adam tekrar gülümsedi içinden. Dün gece verdigi ayrilik kararinin ne kadar dogru oldugunu düsündü. 'Hayir' dedi, 'Sair olmani istemiyorum. Olamazsin da... BIZ AYRILMALIYIZ. Ayrilirsak ikimiz için de en hayirlisi olacak.' Genç kiz sasirmisti, 'Neden ama? Ben seni seviyorum. Senin de beni sevdigini saniyordum.' Genç adam iç çekerek 'Hayir canim, sen beni sevdigini saniyorsun. Eger beni sevseydin simdi baska seyler konusuyor olurduk' dedi. Genç kizin gözleri yasarmisti. Genç adam cebinden çikarttigi mendili uzatti, genç kiz gözyaslarini silerek 'Sen bilirsin, umarim beni bir baskasi için birakmiyorsundur...' dedi. Genç adam 'Nasil böyle bir sey düsünürsün, senden baska kimse olmadi ve uzun zaman da olacagini sanmiyorum' yanitini verdi. Genç adam ve genç kiz iki sevgili olarak oturduklari masada artik iki yabanciydilar. Birkaç dakika sessizce oturduktan sonra Genç kiz, 'Kalkalim istersen' dedi. Genç adam 'Ben biraz daha burada kalmak istiyorum, istersen sen kalkabilirsin' diye yanitladi. Genç kiz 'Tamam o zaman sana mutluluklar dilerim' diyerek elini uzatti. Genç kizin sesi ve eli titriyordu. Genç adam, 'Istersen arkadas kalabiliriz' dedi ve birbirlerine son kez sarildilar. "BEN DOGRU YAPTIM..." Genç adam dogru yaptigina inaniyordu. Eve döndügünde yürümekten bitap bir haldeydi. Odasina girdi. Gece bitmek bilmiyordu. Sabah erken kalkip ise gidecekti, uyumaliydi. Birkaç saat sonra uykuya dalmayi basardi. Sabah 7'de saatin ziliyle uyandi. Evden çikacagi zaman cep telefonuna bakti, mesaj ve 10 cevapsiz arama vardi. Yorgun oldugu için duymamisti telefonun sesini. Aramalar ve mesaj sevgilisindendi. Heyecanla mesaji açti, sunlar yaziyordu: SADECE ONLARI SEVMEYI SEVDIM, HEPSINI ONLARSIZ YASADIM DA, BIR SENI SENSIZ YASAYAMIYORUM, BU ASKI TEK KALPTE TASIYAMIYORUM, SANA YEMIN GÜZEL GÖZLÜM, BIR TEK SENI SEVDIM, VE SENI SEVEREK ÖLECEGIM, ELVEDA BIRTANEM... Genç adam sasirmisti. Onu tanidigi günden beri ilk defa siir aliyordu ve üstelik sabahin besinde yazmisti. Heyecanla onu aradi, telefonu yabanci bir ses açti. Genç adam ''Nalan'la görüsebilir miyim?'' dedi. Ama karsisindaki agliyordu, hiçkira hiçkira hemde... 'Ben onun annesiyim yavrum, kizim bu sabah intihar etti. Gece sabaha kadar birilerini arayip durdu. Sabah odasinin isigini sönmemis görünce girdim. Yavrum kendini asmisti....' YIGILIP KALDI... Genç adam beyninden vurulmusa döndü. Bir gün önceki mide agrisinin iki katini çekiyordu simdi. Oldugu yerde yigilip kaldi... Birkaç ay sonra iki doktor konusuyordu hastanede. Doktarlardan biri digerine karsidaki hastanin durumunu soruyordu. Doktor yanit verdi... 'Haaa o mu? Üç ay önce getirdiler. Kendisi yüzünden bir kiz intihar etmis. O günden sonra cep telefonunu elinden hiç birakmamis. Devamli bir seyler yazip birine yolluyor. Geçenlerde merak ettim. O uyurken gönderdigi numarayi aradim. Numara 3 ay önce iptal edilmis. Gelen mesajlarda bir siir var. Bu adam duygusal mi bilmem ama benim anladigim kadariyla siiri yazan çok duygusal biriymis... "ÇEVRENIZDEKI INSANLARIN NE HISSETTIGI YA DA NE DÜSÜNDÜGÜNDEN O KADAR EMIN OLMAYIN, BAZEN BIR KALBIN, IÇINDE NELER SAKLADIGINI ÖGRENDIGINIZDE HERSEY IÇIN ÇOK GEÇ OLABILIR
__________________
|
29.11.2008, 02:14 | #202 |
Usta Yiğido
Sweetgirl Şuan
Son Aktivite: 02.05.2015 00:50
Üyelik Tarihi: 13.08.2005
Mesajlar: 3.307
Tecrübe Puanı: 1064
|
Cevap: Hikayeler/Kıssadan Hisseler
Dil seni gül bahçelerine de götürebilir; balçık deryalarına da sürükleyebilir
M. SAİD TÜRKOĞLU Kalp ve dil... Ya iyilik, güzellik fidanlığı; ya kötülük, bozgunculuk bataklığı. İnsan nasıl işletirse dil madenini, öyle süsler, donatır ömür ağacını. Ve nasıl besleyip donatırsa öyle ürünlerle donatır kalp toprağını. Dil ve kalp, ya kötülükler yuvası, kumkuması, ya iyilikler-güzellikler ovası. Hani, Lokman Hekim, bir çırağıyla ava çıkmıştı, uzun yoldan evine döneceği sırada bir kabile reisi bu meşhur hekimi misafir etmek istedi. Lokman Hekim, nasıl beden dilinden anlıyorsa öyle de gönül ve ruh dilinden anlıyordu. Kırmadı kabile reisini. O gece misafir kaldılar. En semiz koyunlardan biri kesildi. Yemek için harekete geçildi. O sırada Lokman Hekim, çırağını imtihan etmek istedi: - Getir bakayım bana koyunun en temiz iki organını. Çırak gitti koyunun kalbini ve dilini getirdi. Lokman: “Aferin!” dedi, tam isabet. Bir canlının en temiz iki organı kalbi ve dilidir.” Yediler, içtiler, şükrettiler. Sabah olduğunda da her misafirin yaptığı gibi, yola revan oldular. Ne var ki yol kısa değil, Lokman aslında ava çıkmış gibi görünüyor; ama bu av sıradan bir yiyecek bulma avı değil. Hekimlik yolunda yeni bitkiler, ilaçlar bulma yolculuğu… Akşama yakın bir saatte bir başka kabile reisi de Lokman Hekim’e misafir olması için ısrar etti. İmkân varsa, davete icabet etmeli. Lokman Hekim de öyle yaptı. Yine akşam ve daha semiz bir koyun kesildi. Bu seferki imtihan daha zorluydu. Lokman, çırağına: “Haydi şimdi de koyunun en pis iki organını getir bana.” dedi. Çırak gitti, bir süre sonra yine kalp ve dille dönüp geldi. Uzattı kalp ve dili Lokman Hekim’e. İşte efendim, dedi, bir canlının en pis iki organı. Lokman: “Aferin dedi, sen sadece görünen, duyulan bilgilerle değil; aynı zamanda marifetle de donatmışsın kendini. Gerçekten de kalp ve dil, bir canlının hem en temiz, hem de en pis organlarıdır.” Dil ve kalp dedikodu, fitne kaynağı haline gelmişse hem sahibini yer bitirir, hem de çevresinde tahribatlara yol açar. Kısacası, şer için işlese, kötülükler, tahribatlar kaynağı olur. Ama aynı organlar hayır için işlese, güzellikler, iyilikler merkezi olur. *** Dilini bir binek bil. Seni gül bahçelerine de götürebilir. Balçık deryalarına da sürükleyebilir. Kalbini kirli, paslı ya da parlak bir ayna bil. Bütün güzelliklere karşı kör de kalabilir Güneşle parlayan, güneşi yansıtan bir talihe sahip de olabilir.
__________________
GÜLÜ SEVEN DIKENINE KATLANIR |
29.11.2008, 10:44 | #203 |
Yasaklı
EyüphanAydın Şuan
Son Aktivite: 22.05.2010 12:45
Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: Hikayeler/Kıssadan Hisseler
BİR MUSİBET...
Kumandanlarından biri bir zafer dönüşü Halife Hz. Ömer'in huzuruna çıktı. Yanında kısa boylu, tıknaz biri bulunuyordu. Hz. Ömer "Bu kim?" diye sordu. Kumandan anlattı: "Efendim bu benim sağ kolumdur. Hangi görevi verdimse başarı ile tamamladı. En gizli haberleri yerine ulaştırdı. Bazen bir orduya bedel hizmet gördü. Zaferlerimi onun sayesinde kazandım diyebilirim." Aradan zaman geçti, aynı kumandan halifenin huzuruna yeniden çıktı. Ama mağlup bir kumandan olarak Halife sordu: - Hani sağ kolun nerede? - Sormayın ya Ömer, ihanet etti, düşman tarafına geçti. Hz. Ömer bu defa konuştu: - Allah'tan başka hiç kimseye dayanmamak gerektiğini geçen sefer söyleyecektim vazgeçtim. Bir musibet bin nasihattan yeğdir diye düşündüm. |
29.11.2008, 10:44 | #204 |
Yasaklı
EyüphanAydın Şuan
Son Aktivite: 22.05.2010 12:45
Üyelik Tarihi: 25.01.2008
Yaş: 32
Mesajlar: 9.219
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: Hikayeler/Kıssadan Hisseler
ADAMIN ÖNEMİ
Halife Hz. Ömer bir mecliste hazır bulunanlara sordu: - Eğer dileğiniz hemen kabul ediliverecek olsa ne dilerdiniz? Birisi, "Benim falan vadi dolusu altınım olsun isterim. Onu harcayarak İslâm'a daha çok hizmet edeyim diye" dedi. Bir başkası, "Şu kadar sürüm (davar, koyun, keçi), mal ve mülküm olsun isterdim. Gerektikçe onları sarfederek dine yararlı olayım diye" dedi. Herkes buna benzer şeyler söyledi. Hz. Ömer hiçbirini beğenmedi. Bu defa meclistekiler, Hz. Ömer'e sordu: - Ya Ömer peki sen ne dilerdin? Cevap verdi: - Ben de Muaz, Salim, Ebû Ubuyde gibi müslümanlar yetişsin isterdim. İslâm'a onlar vasıtasıyla hizmet edeyim diye. |
01.12.2008, 16:58 | #205 |
Tecrübeli Yiğido
yigidonun_kızı Şuan
Son Aktivite: 13.12.2018 12:32
Üyelik Tarihi: 03.05.2008
Mesajlar: 372
Tecrübe Puanı: 655
|
BABAMI İSTİYORUM
BABAMI İSTİYORUM
Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki çocuğunu kapının önünde beklerken buldu. Çocuk babasına, "Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun" diye sordu... Zaten yorgun gelen adam, "Bu senin işin değil" diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk "Babacım lütfen, bilmek istiyorum" diye üsteledi. Adam "İllâ da bilmek istiyorsan 20 milyon" diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk "Peki bana 10 milyon borç verir misin" diye sordu. Adam iyice sinirlenip, "Benim senin saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi, derhal odana git ve kapını kapat" dedi. Çocuk sessizce odasına çıkıp kapıyı kapattı. Adam sinirli sinirli "Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder." diye düşündü. Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşti ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşündü, "Belki de gerçekten lazımdı"... Yukarı çocuğunun odasına çıktı ve kapıyı açtı... Yatağında olan çocuğa, "Uyuyor musun" diye sordu. Çocuk "Hayır" diye cevap verdi... "Al bakalım, istediğin 10 milyon. Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm. Ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim" dedi... Çocuk sevinçle haykırdı, "Teşekkürler babacığım"... Hemen yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkardı. Adamın suratına baktı ve yavaşça paraları saydı. Bunu gören adam iyice sinirlenerek, "Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun?... Benim, senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak vaktim yok" diye kızdı... Çocuk "Param vardı ama yeterince yoktu " dedi ve yüzünde mahcup bir gülücükle paraları babasına uzattı; "İşte 20 milyon... Şimdi bir saatini alabilir miyim babacım?..." |
01.12.2008, 17:01 | #206 |
Tecrübeli Yiğido
yigidonun_kızı Şuan
Son Aktivite: 13.12.2018 12:32
Üyelik Tarihi: 03.05.2008
Mesajlar: 372
Tecrübe Puanı: 655
|
Cevap: BABAMI İSTİYORUM
SEVEREK AYRILMAK Kaybettim seni bu gece.. Farkındayım. Sıradanlıkların içinden kurtulmuştum oysa seninle. Şimdi bakıyorum da sıradanlıklar esir almış bizi. Çarçabuk bitip tükenen heyecanların içinde... Zordur severken ayrılmak. Herhangi bir şeyden, yaşadığınız şehirden, oturduğumuz evden, eşinizden, işinizden… Bir ağaç düşünün; budadınız, suladınız, ilaçladınız; yaprak döküşünü, çiçek açışını izlediniz. Sonra, o ağacın artık sizin olmadığını söyledi birileri. İçiniz yanar. Kimselere emanet edemezsiniz. Çünkü, bu “sevgi”dir, “aşk”tır. Ağaç siz, siz ağaç olmuşsunuzdur. Ayrılık zordur. Artık size ihtiyaç duyulmayacak olması ise en ağırıdır. Bunu sindirmek ise hiç kolay değildir. ”Aşkım, Bir tanem, Canım, Hayatım, Sevgilim” her ne iseniz, artık değilsinizdir. Dün yanı başınızdayken, bugün artık yoktur. Sizden kimsenin beklediği bir şey kalmamıştır. Neyi ne kadar bildiğiniz, neler becerebildiğiniz kimsenin umurunda değildir. Bu dünyada yalnız bedeniniz kalmıştır, ruhunuz ise kimselerin bilmediği yerlerde… Unutmak için akşamları erkenden yatarsınız. Yatakta uyumak için verdiğiniz savaş onu unutmak için verdiğiniz savaşa yenik düşer. Unutamazsınız. Aklınızı yitirme noktasına da gelseniz, unutamazsınız... Derken eliniz telefona gider; isimler arasında dolaşırken tuşlarsınız numaraları… İçinizde bir ses yankılanır; “Neye inanıyorsan öyle davran “… Pehhhhhhhh… Sonra anında wazgeçersiniz, paketteki son sigarayı da içip düşünürsünüz; “Severken ayrılmak hakikaten ne kadar da zormuş.” ...ALINTIDIR... |
01.12.2008, 17:02 | #207 | |
Yiğido
tanju_58 Şuan
Son Aktivite: 07.12.2014 20:18
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 35
Mesajlar: 141
Tecrübe Puanı: 727
|
Cevap: BABAMI İSTİYORUM
Alıntı:
__________________
TANJU_58 S____İ____V____A____S____S____ P____O____R SUŞEHRİ'Lİ YİĞİDO |
|
01.12.2008, 17:04 | #208 |
Tecrübeli Yiğido
yigidonun_kızı Şuan
Son Aktivite: 13.12.2018 12:32
Üyelik Tarihi: 03.05.2008
Mesajlar: 372
Tecrübe Puanı: 655
|
Cevap: BABAMI İSTİYORUM
Annen öldü mü desem ?????
-------------------------------------------------------------------------------- bir yürekte iki kişi ağlıyoruz ben ve naz naz annesini görmeden kaybeden küçük kız ben ise yüreğinde nazı büyütten babası ya annesi nerede? biliyorum bu soruyu nazda soracak baba annem nerede diyecek naz annen öldümü diyecem ? zatten annesiyle doğmadıkki onu ben yanlız doğurup büyüttüm annesi sadece resmini çizdi ve gitti o ressimki yüreğimde büyüdü annesinin beni terk ettiği günden bu yana gözümden dökülen göz yaşlarıyla büyüdü böyllesine büyüyen bir kıza annen öldümü dessem ? oğlum sen erkekssin diyor annem nasıl bir nazı doğurup büyüttün güllerekmi cevap versem ağlayarakmı şaşırdım belkide haklıydı ben erkekttim nasılda nazı doğurup büyüttüm? gel otur anne anlatayım sana hatırlarmıssın sevdiğim o kızı işte adını bile anmaktan nefret ettiğim o kız vardıya evlilik hayallerimizde bir kızımız olursa adı naz olacak demişti biz nazın aşkına nazın hayalliyle yaşıyorduk herşeyi şimdi o yok terk edip gitti anne naz doğdu bende annem nerede derse annen öldümü diyecem ben söylermisin anne annen öldümü diyecem??? ...ALINTIDIR... |
01.12.2008, 17:05 | #209 | |
Tatlı Yarışması 1.si
gürün_güzeli Şuan
Son Aktivite: 31.01.2014 10:32
Üyelik Tarihi: 05.06.2007
Yaş: 35
Mesajlar: 2.812
Tecrübe Puanı: 934
|
Cevap: BABAMI İSTİYORUM
Alıntı:
__________________
Bak İbret Al Yere Düşen Yaprağa,oda eskiden yukardan bakardı toprağa...... HayAtıMa qiRen heRkese YasanmıS heRseYe TesekküRLer BüyüYoRm siziNLe...
|
|
01.12.2008, 18:04 | #210 |
Yeni Yiğido
kartane Şuan
Son Aktivite: 02.01.2009 18:25
Üyelik Tarihi: 29.11.2008
Mesajlar: 46
Tecrübe Puanı: 596
|
Cevap: Hikayeler/Kıssadan Hisseler
UZAKLARDAYIZ
(Birlik Cephesi) - Komutanım! - Söyle asker. - Komutanım çatışmada sekiz asker şehit oldu, iki arkadaşımızı da rehin aldılar. - Siz ne yaptınız? - Bizler de çatışmada üç kişiyi öldürdük ve bir rehin aldık. - Rehini derhal hücreye götürün, ben icabına bakarım çevresinde delici, kesici hiçbir alet bırakmayın! Elleri kolları bağlı kalsın, kendini öldürecek herhangi bir şeye izin verirseniz, ben sizi öldürürüm! Umutsuzdu Ali komutan. Yine de yapması gerekeni yapacaktı. ! Olur ya, belki bir şeyler söylerdi! Bu neydi böyle son bir ayda kaçıncı çatışma ve kaçıncı şehitti. Lanet ediyordu, ailesi Ankara’da kendisini beklerken o, çatışmadan çatışmaya koşuyor adeta can mücadelesi veriyordu. Geçen çatışmalardan birinde çok ağır yaralar aldığı için mutlaka dinlenmesi ve hiçbir çatışmaya katılmaması gerekiyordu. İyileşmeye başladığı şu günlerde her an çatışma arasında kalabilir canından olabilirdi. Bir de bunlar yetmiyor gibi askerler arasında efsanevi hikayeler dönmeye başlamıştı. Bir asker ‘ben gördüm, sen de gördün mü’ diyor ötekisi atlıyordu ‘evet, ben de gördüm’ Gördükleri şeylere Ali komutan inanmıyordu. Nasıl olur da ölmüş birisi ruhuyla diğer askerleri koruyabilirdi ki. Hele son dedikodular iyice akıl dışıydı. Bir önceki çatışma esnasında rüyasında askerlerden bir tanesi bir hafta önceki çatışmada ölen arkadaşını görmüş arkadaşı ona ‘Kalkın, geliyorlar!’ demişti. Bu da yetmezmiş gibi bir grup terör örgütü gerçekten karakola saldırmış büyük bir çatışma yaşanmıştı. Ama bu çatışmada ölen olmamış, askerlerin demesine göre diğer arkadaşları önlerinde savaşmışlar ve onları korumuşlardı. Peh! Böyle saçmalık mı olurdu? Hücreye doğru giderken aklından bu düşünceler geçiyordu. - Adın ne? - … - Adın ne dedim? - … - Kaldırın şunu yerden, götürün! Bu emir üzerine rehin derhal işkence odasına götürülmüş, komutan içeri girerek gerekeni yapmaya başlamıştı. Hüseyin kapının ardında kulaklarını tıkıyor, içeri girip komutanım yapmayın diye yalvarmak geliyordu içinden. Bu düşüncenin ardından ölen arkadaşları aklına geliyor ve içini tarif edilemez bir kin kaplıyordu. (terör cephesi) Seydi ve Ahmet gerilmiş ve bayılmış bir şekilde ağaçların arasındaydılar. Sekiz kişi aralarında konuşuyordu. - Ne yapacağız? - Öldürelim gitsin. - Saçmalama, bu sefer bunu yapmamamız için emir geldi. - Ne yapacağız peki? - Diğer emir gelene kadar bekleyeceğiz, yapacak bir şey yok! … |
Konuyu Toplam 5 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 5 Misafir) | |
|
|