sensizlik fakültesi

[altuntas58]

Fotoğraf

Durakta üç kişi
Adam kadın ve çocuk

Adamın elleri ceplerinde
Kadın çocuğun elini tutmuş

Adam hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü

Kadın güzel
Güzel anılar gibi güzel

Çocuk
Güzel anılar gibi hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi güzel


Cemal Süreya

[Kardelencicegi]

SENSİZ OLURMU SANDIN:?
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


Sensiz doğan güneşışıtmıyor karanlık her yer.
Kurudu gözlerimiçim ise kan ağlıyor.
Nereye kadar bu sabıryoksa toprak benimi çağrıyor.?
Sensiz olurmu sandın ? bastığım yerler ağlıyor.

Hasretin büyüdügüçüm bunu kaldırmıyor.
Bilmemkineden ısracı bu kalb sende ne arıyor.
Uzatsam ellerimiulaşmak kolay olmuyor.
Sensiz olurmu sandın ? gezdiğim yerler ağlıyor.

Bıraktığın yerdeyim dimdik ayaktakalb senin için çarpıyor.
Yıldızlı gecelerdeaylar yıldızlar seni anlatıyor.
Güneşin doğuşunu bekliyorgecelerbeni ağlatıyor.
Sensiz olurmu sandın ? maziler beni ağlatıyor.

Sonu olmayan ümitlersoktu beni çıkmaza.
Yalnızlıklardaralttı ufkumubu yol çıkmazda.
Seviyorum dene olur kavuşamasakta.
Sensiz olurmu sandın ? yüreğim ağlamakta.

Cemil acıları aldı sırtınadüştü yollara.
Selam olsun beni seven tüm dostlarıma.
Unutmadım yaralıyımsende aşkını tamamla.
Sensiz olmuyorbir selamını yolla….

Cemil Koc

[sivaburs]

İNTİZAR

Sevdam boğazda düğüm, yutkunmalar yetersiz,
Bir seraptı gördüğüm, umudum kifayetsiz.

Sevdaya yakalandım, kanım mikrop taşıyor,
Kalbime hayran kaldım, hala nasıl yaşıyor.

Acılar her gün vurup, alıştırdı dayağa,
Sevda elimden tutup, kaldırmadı ayağa.

Cananıma ne oldu, yüzü nereye dönük?
Rayihası kayboldu, şekli zihnimde sönük.

İstemedim istemem, sizin olsun mutluluk,
Başlıyorsa yok demem, bilinmeze yolculuk.

Acı çeken sevendir, bu düzen böyle işler,
O yüzden değil midir, bilinmeze gidişler.

Tersine aktı ırmak, güneş batıdan doğdu,
Boğazımı sıkarak, nefret; sevgimi boğdu.

Nefretin sebebi var, kinim içimde saklı,
Her konuşma ahu zar, bilmiyorum kim haklı?

Katran karası gece, bilmem şafak söker mi?
Aydınlığı dönence, avucuma döker mi?

İçim doldu kederden, her günüm ayrı elem,
Silin beni defterden, sönsün artık meş’alem!


Halit Gültekin

[SİVASLIM-58]

İNTİZAR

Sevdam boğazda düğüm, yutkunmalar yetersiz,
Bir seraptı gördüğüm, umudum kifayetsiz.

Sevdaya yakalandım, kanım mikrop taşıyor,
Kalbime hayran kaldım, hala nasıl yaşıyor.

Acılar her gün vurup, alıştırdı dayağa,
Sevda elimden tutup, kaldırmadı ayağa.

Cananıma ne oldu, yüzü nereye dönük?
Rayihası kayboldu, şekli zihnimde sönük.

İstemedim istemem, sizin olsun mutluluk,
Başlıyorsa yok demem, bilinmeze yolculuk.

Acı çeken sevendir, bu düzen böyle işler,
O yüzden değil midir, bilinmeze gidişler.

Tersine aktı ırmak, güneş batıdan doğdu,
Boğazımı sıkarak, nefret; sevgimi boğdu.

Nefretin sebebi var, kinim içimde saklı,
Her konuşma ahu zar, bilmiyorum kim haklı?

Katran karası gece, bilmem şafak söker mi?
Aydınlığı dönence, avucuma döker mi?

İçim doldu kederden, her günüm ayrı elem,
Silin beni defterden, sönsün artık meş’alem!


hemşerim yüreğin var olsun muhteşem bir şiirdi kaleminiz kavi ilhamınız daim olsun keyifle takibe değer bir kalem

[Kardelencicegi]

Büyük bir kelimedir. Oysa...
İçinde açıklama, kırgınlık, pişmanlık,
hayret, küskünlük ve daha bir dolu duygu barındırır.
Bazen tek başına koca bir paragrafı açıklamaya bile yeter...

"Oysa" dersiniz.................

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

Oysa;



"böyle değildi başlangıçta,"
"beni sevdiğini söylüyordu,"
"başaracağından emindi,"
"çok güveniyordu kendine,"
"yağmur yağmayacak, bir değişiklik olmayacak, verilen sözler tutulacak demişlerdi,"
"burada olacağını söylemişti;"
"yapabilirim, yetişebilirim, toparlayabilirim sanıyordum,"
"çok uzak değil diye düşünüyordum,"
"başka türlü hayal ediyordum,"
Başına getireceğiniz her "oysa" anlaşılır bir burukluk taşımaktadır
kuduğunuz şu cümlelerde...

Ölüm oracıkta duruyor, kapının kıyısında.
Kimine 80 yıllık bir renkli ömür veriyor,
kimini yirmisinde alıyor.

Oysa..................

Oysa herkes hiç ölmeyeceğini düşünerek yaşıyor.
Bu yüzden hiçbir yere götüremeyecekleri "taşınmazlar" için diş biliyor, tırnak bileyliyorlar.

Bu yüzden hiç sakınmadan nefret ve öfke kusuyorlar.
Bu yüzden sadece kendilerine bakıyorlar, "iç" lerine hiç göz atmadan...

Oysa kısacık hayat.
Kendisine verilenin nasıl alındığını anlamıyor bile insan...

Bugün bir düşünsenize; üç ay önce, beş yıl önce, yirmi yıl önce ne düşlemiştiniz?..

Neler kurmuştunuz, ne çiçekler sipariş etmiştiniz ömrünüzün en güzel bahçesi için...

Görüyor musunuz "oysa" ne yaptınız kendinize?

[Salim58]

İkiye üç kala...Penceremin kuytusunda demliyorum geceyi sabaha...Bakışlarım yanıp sönüyor bir sokak lambasında...Apansızca bir nef(es) akıyor genzime doğru...Nedensiz bir iç çekiş yırtılıyor ortasından...Bir gölge düşüyor cama...Ruhunu teslim eden firari bir buğu...Son nefesi kapaklanıyor gözlerimin tenine ;

[Kardelencicegi]

Sensizlikten

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

Bir tas düser yüregimin ta ortasina
Her hayal kirikligiyla beraber.
Tutunacak bir dal ararken ta ortasinda denizin
Bogulmak üzereyim Sensizlikten.

Sevdiklerimin vefasizligi köreltti
Umuda dair özlem ile hayallerimi
Yazsamda kimse duymaz bu satirlari
Suskun bir cigligim BEN Senizlikten.


Yilginliktan baska birsey vermedi hayat
Huzur, rahat dilerken sayet
Kimine göre sikayet kimine göre kabahat
Yitmek üzereyim BEN sensizlikten...............

Kardelencicegine ait..........

[seten65]

"İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde kazanması zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.

Kuşlar toplanmış göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

Cemal Süreya

[Salim58]

Bir masaldı bu! Sen anlatırdın...

Miş'li geçmiş zamanlardan yokluğa uzanan

Dinle derdin:

Ateşi,yağmuru,güneşi dinle

Kekik kokulu dağlarda

Bir çoban kavalında saklı

Eski bir türkünün yakarışını

Alev alev bir yüreğin yanışını dinle...



Sen anlatırdın...

Yanmış bir türkünün ezgisinde

Diyar diyar dolaşan aşkları

Oysa

Yalınayak sevdalarım gezinirdi düşlerinde

Bilmezdin...

Düşlerin vardı

Asırlar öncesinden uykularıma süzülen

Ve gözlerin...

Her mevsim yeniden yeşeren



Kim bilir şimdi neresindesin zamanın

Hangi yüzyılın masalında saklısın

Belki bin bir geceli Şehrazat’sın

Belki Babil’in asma bahçelerinde

Çocukluğumun ellerinden tutmaktasın



Bir masaldı bu!

Hep sen anlattın...

[seten65]

Vedadır Bu Gidişin Adı

Gözyaşları neye yarar
şehirden uzaklaşır deniz.
Dalgalanmaz kıyılarında
eskisi kadar sık sevgilinin etekleri.

Bu sebepten dir;
Alıp başını gidişi.

Bulutlarını toplar deniz
yüklenir dalgalarını.
Kalın bir sis kaplar
şal gibi örter üstünü.

Dönecek gibi yol almaz
Vedadır bu gidişin adı.

Funda Bahçeci