Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
AB'ye EVET mi?, HAYIR mı? - Sayfa 23 - Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar
Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Anketler
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Anketler Burada anketleri bulabilirsiniz



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Anketimiz: AB'ye Evet mi? Hayır mı?
Evet 98 32,13%
Hayır 207 67,87%
Katılımcı sayısı: 305. Sizin Bu Ankette Oy kullanma Yetkiniz Bulunmuyor

Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 07.04.2009, 14:38   #221
barikat58
Usta Yiğido
 
barikat58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
barikat58 Şuan barikat58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 06.04.2016 17:19

Üyelik Tarihi: 03.01.2007
Mesajlar: 15.450
Tecrübe Puanı: 2189 barikat58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: AB'ye EVET mi?, HAYIR mı?

ab ye sonuna kadar hayır ölene kadar hayır
barikat58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 07.04.2009, 14:41   #222
Arif Coşkun
Moderator
 
Arif Coşkun - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Arif Coşkun Şuan Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 10.05.2016 18:12

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 61
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10 Arif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende Zukunft
Standart Cevap: AB'ye EVET mi?, HAYIR mı?

Alıntı:
barikat58 Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
ab ye sonuna kadar hayır ölene kadar hayır
Ne ABD Ne AB Tam bağımsız Türkiye en güzeli demiii
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin"
Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar Arif Coşkun'e Teşekkür Ediyor...
Alt 07.04.2009, 14:43   #223
barikat58
Usta Yiğido
 
barikat58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
barikat58 Şuan barikat58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 06.04.2016 17:19

Üyelik Tarihi: 03.01.2007
Mesajlar: 15.450
Tecrübe Puanı: 2189 barikat58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: AB'ye EVET mi?, HAYIR mı?

Alıntı:
arifcoskun Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
Ne ABD Ne AB Tam bağımsız Türkiye en güzeli demiii
tabi abi tam bagımsız türkiye.biz görmedik bari torunlarımız görse o türkiyeyi
barikat58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 07.04.2009, 15:21   #224
sevgim 58
Usta Yiğido
 
sevgim 58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
sevgim 58 Şuan sevgim 58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 09.06.2015 00:53

Üyelik Tarihi: 02.11.2008
Yaş: 47
Mesajlar: 3.916
Tecrübe Puanı: 984 sevgim 58 ist ein wunderbarer Anblicksevgim 58 ist ein wunderbarer Anblicksevgim 58 ist ein wunderbarer Anblicksevgim 58 ist ein wunderbarer Anblicksevgim 58 ist ein wunderbarer Anblicksevgim 58 ist ein wunderbarer Anblicksevgim 58 ist ein wunderbarer Anblick
Standart Cevap: AB'ye EVET mi?, HAYIR mı?

AB bize bise gelsin bize yalvarsin AB gelin diye ......... biz türküz türk gibi yasamayliiz AB le isimiz olmaz ...........
__________________
LÜTFEN!!!
YERLERE TÜKÜRMEYINIZ, TÜKÜRECEK O KADAR SURAT VARKEN !!
sevgim 58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 15.04.2009, 15:31   #225
seva
Usta Yiğido
 
seva - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
seva Şuan seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 31.08.2010 20:51

Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2164 seva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz sein
Standart Cevap: AB'ye EVET mi?, HAYIR mı?

Avrupa Birliği 50'nci kuruluş yıldönümünü kutlarken, İngiliz The Independent gazetesi, 'AB’nin 50 yararı'na göz atıp, ''Avrupa bizim için ne yaptı?'' sorusuna yanıt aradı. İşte 50 neden:

Gazetenin dikkat çektiği 50 maddelik liste şöyle:

1-Avrupalı milletler arasında savaşlara son verdi
2- 27 ülkede demokrasi dört başı mamur hale geldi
3- İrlanda, Yunanistan ve Portekiz gibi bir zamanların fakir ülkelerinde refah düzeyi yükseldi
4- Dünyanın en büyük iç pazarı yaratıldı
5- Avrupalı tüketicilere benzeri olmayan haklar verildi
6- Göçmen politikasında kıta çapında işbirliğine gidildi
7- Europol sayesinde suça karşı işbirliği tapıldı
8- İngilizlerin Avrupa'da gayrimenkul almalarını kolaylaştıran yasalar getirildi
9- Tüm Avrupa'da daha temiz plaj ve nehirler kendini gösterdi
10- Avrupa’da işçilere dört hafta ücretli izin hakkı tanındı
11- Ölüm cezası yasağı kaldırıldı (AB üyeliği ile bağdaşmıyor)
12- Özel şirketler arasındaki rekabet telefon ücretlerini ucuzlattı
13- Küçük AB bürokrasisi oluştu (BBC’de çalışan sayısından 24 bin kişi daha az)
14- Fransızlar yine İngiliz sığır eti yedi
15- İrlandaca, Gal ve Katalan gibi azınlık diller korundu
16- Karbondioksit oranlarında düzenleyici azaltmalara giden Avrupa gezegeni kurtarmaya katkıda bulunuyor
17- Bantry'den Berlin'e tek para birimi getirildi (İngiltere hariç)
18- Zimbabve’nin Robert Mugabe'si gibi despotlara Avrupa çapında seyahat yasağı getirildi
19- AB gelişen ülkelere ABD'den iki katı daha fazla yardımda bulunuyor
20- Arabalar, otobüsler ve hava araçları için daha katı emniyet standartları getirildi
21- Turistlere bedava sağlık yardımı yapıldı
22- AB barış güçleri dünyanın her yerinde görev yapıyor
23- Avrupa'nın tek pazarı kitlelerin havayollarıyla ucuz seyahat etmelerini ve bu sayede unutulan kentlerin rehafa kavuşmasını sağladı
24- Ev hayvanlarına da pasaport verildi
25- Artık Londra'dan Paris'e Eurostar treniyle gitmek sadece 2 saat 35 dakika sürüyor
26- AB'ye üyelik umudu Türkiye'yi modernleşmeye zorladı
27- Arada sınırlar olmadan alışveriş yapabilmek tüketicileri pazarları şekle sokabilmeleri için daha güçlü hale getirdi
28- Ucuz seyahat ve eğitim programları Avrupalı gençlere daha fazla hareket imkanı sağladı
29- Gıda maddelerinin etiketleri daha açık hale geldi
30- Sınırlardaki bıktırıcı kontroller kalktı (İngiltere hariç)
31- Gecikmeler nedeniyle mağdur olan havayolları yolcularına tazminat getirildi
32- Kozmetik sanayi için hayvanlar üzerinde yapılan deneylere katı yasaklar uygulandı
33- Avrupa'nın doğal hayatı daha fazla korundu
34- Bölgesel kalkınma fonları İngiltere'nin mahrum bölgelerine katkıda bulundu
35- Avrupa sürücü belgeleri AB’nin her yerinde geçerli hale geldi
36- İngilizler artık kendilerini daha az tecrit edilmiş hissediyor
37- Şüphecilerin korkularına karşın Avrupa'nın muzu hala bükük (Tüm korkulara rağmen, AB'nin kurallarından taviz vermemesi anlamında)
38- Güçlü ekonomik büyüme geçtiğimiz yıl ABD'den daha büyük oldu
39- Tek pazar sayesinde kıtanın en iyi futbolcuları İngiltere'ye geldi
40- İnsan hakları yasaları kişilerin haklarını koruma altına aldı
41- Avrupa Parlementosu tüm AB yasalarını demokratik kontrollerden geçiriyor
42- AB ulus devletlere daha az değil daha çok egemenlik tanıyor
43- Olgunlaşan AB, ABD ve Çin’in gücüne karşı doğru dürüst bir denge gücü oluşturuyor
44- Avrupalı göçmenler İngiliz ekonomisine destek verdi
45- İngilizler hariç Avrupalılar artık çok dil konuşabiliyor
46- Avrupa ulusal sağlık hizmetlerinin nasıl finanse edileceği konusunda İngiltere için bir örnek oldu
47- İngiliz restoranları artık daha çok uluslu oldu
48- Avrupa'da kariyer peşinde olanlar için sınırsız hareketlilik geldi
49- Avrupa İngilizlerin yemek ve yemek yapma alışkanlıklarında devrim yarattı
50- Son olarak, bu gibi listeler Avrupa karşıtlarını deli etmeye başladı


CNN Türk
Metin Güneş
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle,
Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle.


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


CANDA ÖZÜR OLMAZ...
seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 15.04.2009, 22:30   #226
titizyiğido
Usta Yiğido
 
titizyiğido - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
titizyiğido Şuan titizyiğido isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.06.2012 23:55

Üyelik Tarihi: 03.06.2008
Yaş: 44
Mesajlar: 1.270
Tecrübe Puanı: 720 titizyiğido BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart Cevap: AB'ye EVET mi?, HAYIR mı?

bence girsek iyi olur ama avrupalı bunlar birşey almadan hiçbirşey vermezler...........burada bence ne aldığımıza değil avrupa birliğine girme karşılığında ne vereceğimize dikkat etmeliyiz............astarı yüzünü geçerse bence hiç gerek yok girmesekte olur..........
__________________
CESARETİN BİTTİĞİ YERDE
ESARET BAŞLAR.......................
titizyiğido isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 15.04.2009, 22:35   #227
sinan58_34
Yiğido
 
sinan58_34 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
sinan58_34 Şuan sinan58_34 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 31.01.2010 13:23

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 38
Mesajlar: 118
Tecrübe Puanı: 707 sinan58_34 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: AB'ye EVET mi?, HAYIR mı?

AB üyeliğinin ülkemize sağlayacağı faydalar


Türkiye’nin üyeliği beş alanda AB’nin yapısında değişiklik yaratacaktır:
1. Türkiye’nin AB Parlamentosunda temsili
2. Türkiye’nin AB Konseyinde ve diğer organlarda temsili
3. Türkiye’nin AB bütçesine yapacağı katkı ve fonlardan alacağı pay
4. Malların serbest dolaşımı
5. İşgücünün serbest dolaşımı
Türkiye dahil aday ülkelerin nüfuslarının toplamı, mevcut AB nüfusunun %45,4’ünü, Türkiye hariç ise %28’ini oluşturmaktadır. Türkiye’nin bu nüfus ağırlığı, AB içindeki dengeleri köklü bir şekilde değiştirmektedir.
AB parlamentosu halen 626 üyeden oluşmaktadır. Burada en çok üyeye 99 parlamenterle Almanya, 87’şer parlamenterle İngiltere, Fransa ve İtalya sahiptirler. Türkiye, üyelik hakkı kazanması halinde AB Parlamentosuna en az İngiltere, Fransa ve İtalya kadar üye gönderecektir. Yani AB parlamentosunda en çok üyeye sahip ilk 5 ülke arasında yer alacaktır.
Avrupa Komisyonu 20 üyeden oluşmaktadır. Komisyonda Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve İngiltere 2’şer, diğer ülkeler birer üye ile temsil edilmektedir. 2005 yılından itibaren üye sayısı 27’ye çıkacaktır. Aday ülkelerin tümünün üyeliğinden sonra muhtemelen komisyonda dönüşümlü üyelik sistemine geçilecek ve Türkiye bir üye ile burada temsil edilecektir. Ayrıca, tam üyelik halinde Türkiye komisyona bin kadar idari personel gönderecektir. AB Sayıştayı ve Avrupa Adalet Divanına da birer üye verecektir. Türkiye, gündeme göre ilgili bakanların katıldığı ve kararları bağlayıcı olan Avrupa Birliği Konseyine de iştirak edecektir. AB konseyinin 342 olan üye sayısına göre Türkiye bu organda, Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya ile birlikte 29 üyeye sahip olacaktır. Bu sayı ile Türkiye, özellikle nitelikli oyla alınması gereken kararlarda ciddi söz sahibi olacaktır. Çünkü, bu sistemde 89 oy kararları engelleyebilmektedir.
1998 yılı verilerine göre Türkiye tam üye olması halinde AB bütçesine yılda 2,8 milyar ECU katkı yapacak, buna karşılık çeşitli fonlardan alacağı payların toplamı 10,3 milyar ECU olacaktır. Yani tam üyelik durumunda Türkiye yılda 7,5 milyar ECU net kaynak girişi sağlayacaktır. Yani AB’ye ödediğimiz her 1 ECU’ya karşılık 3,5 ECU geri alacağız. Nitekim 1998 yılında Yunanistan AB’ye ödediği 1,29 milyar ECU’ya karşılık 5,8 milyar ECU, Portekiz 1 milyar ECU’ya karşılık 3,9 milyar ECU, İspanya 5,3 milyar ECU’ya karşılık 12,2 milyar ECU, İrlanda 0,7 milyar ECU’ya karşılık 3,1 milyar ECU katkı almıştır.
AB’yle olan dış ticaret, Türkiye’nin toplam dış ticaret hacminin yüzde 50’sini oluşturmaktadır. Türkiye, 1980’li yıllarda AB’nin üçüncü ülkelerden yaptığı ithalatta 46. sırada yer alırken 1990’ların sonuna gelindiğinde 12. sıraya yükselmiştir. AB’nin ihracatında ise Türkiye’nin yeri 6. sıradır. Dolayısıyla, hem Türkiye, hem de AB için aradaki ekonomik ilişkiler vazgeçilmez öneme sahiptir.
Ortaklık Konseyi kararlarına göre 1987 yılı başında Türk işçilerine serbest dolaşım hakkı verilmesi gerekirken, çeşitli bahanelerle bu yapılmamıştır. AB içinde, Türk vatandaşlarına serbest dolaşım hakkı verilmesi halinde, Avrupa’da zaten çözümü giderek zorlaşan bir sorun haline gelen işsizliğin altından kalkılamayacak boyutlara ulaşacağı endişesi vardır. Ancak, Avrupa ülkelerinin tümünde nüfus hızla yaşlanmakta, mevcut sistemin ve ekonomik üretimin devam edebilmesi için göçmene ihtiyaç doğmaktadır. Bu bakımdan birlik içinde, AB’ye yeni üye olan ülkelerin doğrudan serbest dolaşım hakkına sahip olmaları görüşü tartışılmaktadır. Türkiye’nin serbest dolaşım hakkı, bu tartışmaların sonuçlarına bağlı gözükmektedir. Bu tartışmanın olumlu yönde sonuçlanması, Türkiye’nin tam üyeliği yolundaki ene önemli engellerden birinin ortadan kalkması anlamına gelecektir

__________________
[SIGPIC][/SIGPIC]İSTANBUL SİVASSSPOR TARAFTAR DERNEGİ
sinan58_34 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 17.04.2009, 11:56   #228
seva
Usta Yiğido
 
seva - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
seva Şuan seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 31.08.2010 20:51

Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2164 seva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz sein
Standart Cevap: AB'ye EVET mi?, HAYIR mı?

AB ve Türk Sağlık Sistemi Tıbbiyeliler Derneği Genel Merkezinde Avrupa Birliğine entegrasyon düşünüldüğü süreçte Türk Sağlık Sektörü ana hatları ile tartışıldı. Konu ile ilgili olarak yayınlanan makaleler değerlendirildi. Türkiye'nin, yıkılmakta olan AB'ye girmek yerine, sağlık sektörünün güçlendirilmesi ve göstergelerinin iyileştirilmesi gerekliliğinin altı çizildi.


Türkiye'nin, yıkılmakta olan AB'ye girmek yerine, sağlık sektörünün güçlendirilmesi ve göstergelerinin iyileştirilmesi gerekliliğinin altı çizildi.

Ayrıca Türkiye'nin AB'ye girmesi halinde sağlık finansman açığının daha fazla artacağı, sağlık hizmet ve maliyetlerinin sosyal güvenlik fonları ve devlet tarafından karşılanmasının da zorlaşacağının altı çizildi.

Tartışılan metnin ana hatları aşağıda yer almaktadır.





AVRUPA BİRLİĞİ İLE ENTEGRASYON SÜRECİNDE TÜRK SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN DURUMU

Hızlı küreselleşmenin yaşandığı günümüzde, sermaye, teknoloji, mal ve hizmet piyasalarında olduğu gibi, sağlık sektörü de ciddi bir değişim süreci içerisine girmiştir.

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nde ve Dünya Sağlık Örgütü Anayasası'nda sağlık politikası; "Irk, din, politik inanç ve ekonomik güç ayrıcalığı olmaksızın, herkesin olabilen en yüksek düzeyde sağlık hizmetinden yararlanma hakkı" olarak ve sağlık ise; "yalnız hastalık ya da sakatlığın bulunmayışı değil, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik hali" şeklinde tanımlanmıştır (EREN,1982:7).



Kişilerin ve toplumların sağlıklarını korumak, hastalandıklarında tedavilerini yapmak, tam olarak iyileşmeyip sakat kalanların başkalarına bağımlı olmadan yaşayabilmeleri için rehabilitasyon yapmak ve toplumların sağlık düzeyini yükseltebilmek için yapılan planlı çalışmaların tümüne "sağlık hizmetleri" denilmektedir.

"Sağlık hizmetlerinin temel amacı; kişilerin hasta olmamalarını sağlamak, kişileri hastalıklardan korumaktır. Ancak, her türlü çabaya karşın herkesi, her hastalıktan korumak mümkün olmaz, bazıları hastalanır. İşte o zaman, sağlık hizmetlerinin ikinci amacı olan; hastaların tedavisi söz konusu olur. Bugünkü bilgilerle ve var olan yöntemlerle her hasta tam olarak tedavi edilemez; bazıları ölür, bazıları ise sakat kalır. Sağlık hizmetlerinin üçüncü amacı; sakatların başkalarına bağımlı olmadan, kendi kendilerine yeter biçimde yaşamalarını sağlamak, yani rehabilite etmektir" (ÖZTEK, 1995:374).

Avrupa Birliği ile entegrasyon sürecinde, Türk sağlık sektörünün durumunu incelemeyi amaçlayan çalışmanın birince bölümde; sektörün mevcut durumu incelendikten sonra, ikinci bölümünde; Avrupa Birliği müktesebatının üstlenilmesi çalışmalarında sağlık boyutunu inceleyip, üçüncü bölümde; kısa bir değerlendirme yapılmıştır.

1. Türkiye’de Sağlık Sektörünün Yapısı ve Mevcut Durumu[1]
Ülkelerin ulaşmak istedikleri ekonomik kalkınma, günümüzde yeni bir yaklaşımla ele alınmakta ve sağlık konusu bu yaklaşımda önemli bir yer tutmaktadır. Sağlık sektörünün kalkınma üzerindeki rolünü ön plana çıkartan bu yeni yaklaşım, sektörün önemini daha da artırmış ve ülkelerin kalkınmışlık göstergelerinde sağlık verileri yer almaya başlamıştır.

Kişi başına düşen milli gelir dağılımı, sanayileşme, işsizlik oranı, altyapı, beslenme ve eğitim düzeyi gibi bir çok ekonomik, sosyal ve kültürel göstergelerle açıklanan, klasik anlamda kalkınma, yeni yaklaşımda; beşeri kalkınma nosyonu ön plana alınarak, eğitim ve sağlık göstergeleriyle özdeşleştirilmiştir. Diğer göstergelerle birlikte, toplam sağlık harcamalarının topluma yansıması olan kişi başına hekim sayısı, yatak sayısı, ilaç tüketimi, sağlık hizmetleri kalitesi ile buna ulaşabilirlik ve bunların doğal uzantısı olan bebek ölüm oranı, genel ölüm oranı ve ortalama ömür gibi temel sağlık göstergeleri, toplumun kalkınmışlık düzeyini belirleyen faktörlerdir.

Ülkelerde, sağlık politikaları ve sağlığın kurumsallaşması, tarih boyunca toplumların politik ve ekonomik koşullarına, toplumsal yapılarına, değer sistemlerine, sağlık koşullarındaki toplumsal değişim ve gereksinimlerine göre şekil almıştır. Türk sağlık politikası ve bunun kurumsallaşması ise, sosyal devlet anlayışının bir unsuru olarak doğup gelişmiştir.

Dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de, sosyal ve ekonomik kalkınmanın temel göstergelerinden olan sağlık hizmetleri, giderek artan bir önem kazanmaktadır. Türkiye’de sağlık hizmetleri talebini karşılama, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamasını ve sağlık hizmetlerinden eşit ve en iyi şekilde faydalanmasını sağlama görevi Anayasa ile devletin yükümlülüğüne verilmiş ve sağlık kuruluşlarının planlanmasının tek elden ve devlet tarafından yürütülmesi öngörülmüştür.

Tablo 1: Sağlık Sektöründe Yer Alan Kuruluşların İşlevlerine Göre Sınıflandırılması

Politika Oluşturan

Kuruluşlar
Sağlık Hizmeti

Sunan Kuruluşlar Sağlık Hizmetine Finansman Sağlayan Kuruluşlar
İdari Yetkili(Yönetim) olan Kuruluşlar
Sağlık Konusunda Dolaylı İşlevleri Olan Kuruluşlar

Sağlık Bakanlığı

Devlet Planlama Teşkilatı

Yüksek Öğretim Kurulu

Anayasa Mahkemesi

Yüksek Planlama Kurulu

TBMM Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonu

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu

TBMM Genel Kurulu
Kamu
Sağlık Bakanlığı

Sosyal Sigortalar Kurumu

Üniversite Hastaneleri

Belediyeler

Kamu İktisadi Teşebbüsleri

Diğer Bakanlıklar

Özel
Vakıflar

Yerli-Yabancı Hastaneler

Pratisyen ve Uzmanlar

Eczacılar

Özel Klinik ve Laboratuarlar

Sosyal Amaçlı

Kızılay

Türk Aile Planlaması Vakfı

İnsan Kaynaklarını Geliştirme Derneği

Diğerleri
Kamu
Maliye Bakanlığı

Sağlık Bakanlığı

Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı

Sosyal Sigortalar Kurumu

Bağ-Kur

Özel

Vakıflar

Özel Sigorta Şirketleri

Uluslararası Kuruluşlar (Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler vb.)
Sağlık Bakanlığı

İl Sağlık Müdürlükleri

İçişleri Bakanlığı

İl (Vali ve Kaymakamlar)
Bayındırlık Bakanlığı

Belediyeler

İçişleri Bakanlığı

Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı

Diğerleri


Kaynak: ÇİLİNGİROĞLU, 1995:407; SOYSAL, 1993.



Tablo 1'in incelenmesinden de görüleceği gibi, sağlık sektörü çok merkezli bir yönetim ve yapılanmaya sahip olmakla birlikte, sektörde daha çok kamu kuruluşları faaliyet göstermekte ve bunun içinde hizmet sunma, hizmeti finanse etmede en büyük payı, Sağlık Bakanlığı almaktadır. Bunu, SSK Genel Müdürlüğü, Milli Savunma Bakanlığı takip etmektedir. Bu yapılanma, aşırı derecede merkeziyetçi ve katı bir yönetim tarzını da beraberinde getirmekte ve bunun sonucu kurumlararası koordinasyon sağlanamamaktadır.

Sağlık hizmetlerinin sunumunda; koruyucu sağlık hizmetleri, teşhis ve tedavi edici sağlık hizmetleri ile rehabilite edici sağlık hizmetleri olmak üzere, üç boyutlu sağlık hizmeti sınıflandırması yapılmaktadır.

Sağlık sektörünün gelişmişlik düzeyini ölçmede; demografik göstergeler ile bazı hastalıkların ve hizmetlerin sunumunun yanı sıra, özellikle uluslararası karşılaştırmalarda aşağıdaki göstergeler kullanılmaktadır:

1) Toplam sağlık harcamaları:

- Kamu ve özel sektör sağlık harcamaları ve kurumsal dağılımı,

- Sağlık harcamalarının GSMH içindeki payı,

- Kişi başına düşen sağlık harcamaları,

2) Sağlık hizmetleri arzı:

-Sağlık personeli ve kişi başına düşen sağlık personel sayısı,

- Hasta yatağı ve kişi başına düşen yatak sayısı,

3) Sağlık yatırımları.

Ülkelerin sağlık hizmetlerini ulusal ve uluslararası düzeyde ölçmek ve değerlendirme yapmak için belli kriterler kullanılmaktadır. Sağlık düzeyi ve sağlık hizmetleri etkinlik göstergeleri olarak; Ana Çocuk Sağlığı Hizmetleri Göstergeleri, Demografik Ölçüler, Aile Planlaması Hizmetleri Etkinliğinin Ölçülmesi, Bulaşıcı Hastalıklar İnsidans Hızı, Sağlık Personeli Başına Düşen Nüfus, Yatak Başına Nüfus, Sağlık Kayıtları, Hekim başına Hasta Sayısı, kullanılmaktadır (Sağlık Bakanlığı, 1992e).

Türkiye'de temel sağlık göstergelerindeki gelişim Tablo 2'de verilmiştir. Tablonun incelenmesinden de görüleceği gibi, temel sağlık göstergeleri olarak kabul edilen ve uluslararası karşılaştırmalarda kullanılan kaba doğum ve ölüm hızı, bebek ölüm oranı ve doğuşta hayatta kalma ümidi verilerinde önemli iyileşmeler olmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarıyla karşılaştırıldığında, kaba doğum hızı binde 48.2'den binde 20.8'e, kaba ölüm hızı binde 23.5'den binde 6.3'e düşmüş, doğuşta hayatta kalma ümidi 43 yıldan 69 yıla çıkarak önemli bir gelişme göstermiştir.

Tablo 2: Temel Sağlık Göstergeleri

Veriler*

1991-1996

1997

1998

1999

Kaba Doğum Hızı (binde)

26,3

21,4

21,1

20,8

Kaba Ölüm Hızı (binde)

6,9

6,3

6,3

6,3

Bebek Ölüm Hızı (binde)

50,3

39,5

37,9

36,3

Yıllık Doğum Sayısı (binkişi)

1565

1340

1339

1338

Yıllık Ölüm Sayısı (bin kişi)

410

395

402

408

Yıllık Nüfus Artış Hızı (yüzde)

19,7

1,51

1,48

1,45

Doğuşta Hayatta Kalma Ümidi (yıl)

67,8

68,6

68,8

69,0

Kaynak: DPT, Yıllık Yatırım Programlarından derlenmiştir.

* Veriler çeşitli kaynaklarda farklılık göstermektedir.



Sağlık harcamaları ve sağlık hizmetleri arzının bir sonucu olarak yorumlanan ve "hayat kalitesi" göstergeleri adı altında da tanımlanan "genel ölüm ve bebek ölüm oranları" ile "doğuşta hayatta kalma ümidi" göstergelerinin Türkiye'deki durumu dünya ve AB ortalamasıyla karşılaştırıldığında; Türkiye'de sağlık sektörünün gelişmiş ülkelere göre geri kaldığı görülmektedir. Kaba doğum hızı Türkiye'de (1999) binde 20.8 iken, AB'de (1989) binde 10-15, dünyada (1992) binde 26'dır. Kaba ölüm hızı, aynı yıllar için, Türkiye'de binde 6,3 iken, AB'de binde 7-11 ve dünyada binde 9'dur. Yine aynı yıllar için, bebek ölüm hızı Türkiye'de binde 36,3 iken, AB'de 10-15 ve dünyada binde 53'dür. Doğuşta hayatta kalma ümidi göstergesi, Türkiye'de 69 yıl iken, AB'de 75 yıl ve dünyada 66 yıldır (Sağlık Bakanlığı, 1990a; YILDIRIM, 1994:23; DPT, 1999 Yılı Programı:40). Bu verilerden de görüldüğü gibi, Türkiye sağlık hizmetlerinde, gelişmiş ülkelerin 1980'li yıllarda yakaladığı düzeyin bile çok gerisinde kalmış olup, dünya ortalamasının biraz üstündedir.



Bugün ABD, İngiltere, Fransa, İsveç ve Almanya gibi gelişmiş ülkelerde, sağlık harcamalarının GSMH içindeki payı yaklaşık %10'lara yükselerek, sektör "en çok kaynak tüketen sektör" durumuna gelmiştir. İktisadi kalkınmanın temel unsurlarından olan insan sağlığının korunup geliştirilmesi ve hastalıkların tedavi edilmesi için, gelişmiş ülkeler, milli gelirlerinden artan oranda bu sektöre pay ayırmakta ve sektöre yapılan yatırımı "üretken yatırım" olarak kabul etmektedir (YILDIRIM, 1994:14).



Türkiye'de sağlık harcamalarının milli gelire esnekliği 1980-1992 dönemi içinde 1.44 olarak bulunmuştur. Yani GSMH'daki %10'luk bir artışa karşılık, sağlık harcamaları %14.4 artmaktadır. Bu esneklik oranı OECD ülkelerinde daha düşük olmakla birlikte, sağlık harcamalarındaki artış milli gelir artışından daha yüksektir (ÇİLİNGİROĞLU, 1995:406). Bu düzeydeki esneklik, milli gelirdeki artışın sağlık harcamalarında daha yüksek oranda artışa neden olduğunu göstermektedir.



Türkiye’de sağlık harcamalarının GSMH içindeki payı, kamu ve özel kesime dağılımda, toplam sağlık harcamalarının GSMH içindeki payı 1992-1995 döneminde azalmıştır. Harcamalarda, 1997 yılında 1996'ya göre 0.38’lik artış olmuştur. GSMH içinde kamu sağlık harcamalarının payı özel sektör harcamalarından daha yüksektir (TOKAT, 1997b:62; TOKAT, 2000:39).



Sağlık harcamaları içinde kamu ve özel sektör harcamalarında, toplam sağlık harcamaları, 1992-1997, nominal olarak hızlı bir artış gösterirken, reel olarak yavaş bir artış göstermiştir. Bu harcamalar içinde kamunun payı özel sektörden fazla olup, dönem içinde kamu sağlık harcamalarında %24.2'lik reel bir artış gerçekleşmiştir. Buna karşın, aynı dönemde, özel sektör dalgalı bir gelişme izlemiş ve %2’lik bir azalış gerçekleşmiştir (TOKAT, 1997b:59; TOKAT, 2000:39).



Kişi başına düşen sağlık harcamalarının dağılımında, 1992-1996 döneminde, kişi başına düşen sağlık harcamaları nominal olarak hızlı bir artış gösterirken, reel olarak daha yavaş bir artış göstermiştir. Dolar bazında ise, kişi başına düşen sağlık harcamalarında 1992-1997 döneminde %12'lik artış gerçekleşmiştir (TOKAT, 1997b:66; TOKAT, 2000:42).



Sağlık sektörü harcamalarının, harcama konularına göre dağılımında, 1992-1997 yılları arasında, gerçekleştirilen toplam sağlık harcamalarının %63-64'ü ayakta tedavi giderlerine, %25-29'u yatarak yapılan tedavi giderlerine, %1-2'si koruyucu sağlık hizmetlerine ve %6-9'u da diğer giderlere harcanmıştır. Ayrıca, toplam kamu harcamaları içinde, hastane harcamaları ilk sırayı alırken, yatırım harcamaları ikinci ve ilaç harcamaları üçüncü sırayı almaktadır. Özel sektör harcamaları içinde, ilaç harcamaları ilk sırayı, yatırım harcamaları ikinci ve hastane harcamaları üçüncü sırayı almaktadır (YILDIRIM, 1994:107).



Bazı Avrupa ülkelerinde sağlık harcamalarının GSMH içindeki paylarına bakıldığında, OECD ülkelerinde GSMH içinde sağlık harcamalarının payı 1997 yılı itibariyle ortalama %7.9'dur. Bu ülkeler arasında GSMH içinde sağlığa en fazla pay ayıran ülkeler sırasıyla, ABD, Almanya, Fransa, Kanada, İtalya, Japonya ve İngiltere'dir. Sağlık harcamalarında hızlı artış gösteren İsviçre'nin, 1997 yılı, GSMH'dan sağlığa ayırdığı pay %10 olmuştur. Bu ülkeler içinde GSMH'dan sağlığa en az pay ayıran ülke, tüm yıllar için, %2-4 ile Türkiye olmuştur. AB sağlık harcamaları ortalamasıyla karşılaştırıldığında, Türkiye'nin bu ortalamanın çok gerisinde kaldığı görülmektedir (OECD, Health Data 99:3).





Sağlık sektörüne GSMH'dan en çok pay ayıran ülkeler, aynı zamanda, kişi başına sağlık harcamalarında da ilk sıraları almaktadır. Kişi başına sağlık harcamaları içinde en az harcamayı yapan ülke, yine bu dönemde, Türkiye olmuştur. Ancak buna karşın, Türkiye’de kişi başına sağlık harcamaları artış hızı yüksek olup, AB'nde, 1990-1997 döneminde, kişi başına sağlık harcamaları %43 artış gösterirken, Türkiye'de bu artış %51.4 olarak gerçekleşmiştir (OECD, Health Data 99:5).



OECD ülkelerinde sağlık harcamaları ile harcamaların kamu ve özel sektöre göre dağılımında; ülkelerde sağlık harcamaları içinde kamunun payı özel sektörün payından daha yüksektir (World Bank,1999).



Dünyada sağlık harcamalarının dağılımında, en yüksek payı yatarak yapılan tedavi hizmetleri almaktadır. 1997 yılı itibariyle, AB'de toplam sağlık harcamalarının %41.8'i yatarak tedavi hizmetlerine, %32.1'i ayakta tedavi hizmetlerine ve %15.1'i ilaç tüketimine yapılmıştır. OECD ülkeleri ortalamasında ise, toplam sağlık harcamalarının %42.5'ini yatarak tedavi hizmetleri, %30.3'ünü ayakta tedavi hizmetleri ve % %15'ini ilaç tüketim harcamaları almıştır (OECD, Health Data 1999). Türkiye'de sağlık harcamaları içinde yatarak tedavi hizmetlerinin payı %41.5, ayakta tedavi ile ilaç harcamalarının payı %52.1, koruyucu ve geliştirici sağlık harcamalarının payı %6.4'dür (TOKAT, 1997:58).



Sağlık harcamalarının finansman kaynakları temel olarak; vergiler, fonlar, sigorta primleri ve doğrudan kişiler tarafından (cepten ödeme) yapılan ödemelerdir. Sektörde, çok sayıda resmi, yarı resmi ve özel kuruluş hizmet sunmanın yanı sıra, finansman sağlamaktadır.



Sağlık hizmetlerinin finansmanında kullanılan toplam kaynakların, %43'ü vergi ve fonlardan, %28'i sigorta primlerinden ve geri kalan %29’u kişilerin kendilerinden karşılanmaktadır. Dönem içinde, sigorta primlerinde %8.8 ve çepten ödemelerde, 1997 yılı hariç, %3.2 oranında artış gerçekleşirken, vergilerde %6.5 oranında gerileme olmuştur (TOKAT, 1997: 63-64. sayfalarda yer alan tablolardan derlenerek oluşturulmuştur; TOKAT, 2000:41).



Sağlık harcamalarının aile bütçesi içindeki payı, 1970'lerde 4. sırada iken, son yıllarda, barınma harcamalarından sonra, ikinci sırada yer almaya başlamıştır (Sağlık Bakanlığı, 1992d). Bu payın artması, sağlık sektöründe yaşanan yüksek enflasyonun bir göstergesidir. Dünyada, özellikle OECD ülkelerinde sağlık sektöründeki fiyat artışı, genel fiyat artışından daha yüksektir. Bu ülkelerde, 1980-1996 döneminde, genel fiyat artışı %4.4 iken, sağlık hizmetleri fiyat artışı %5.1 olmuştur (OECD, Health Data 1999:7).



Sektörde hizmet sunumu ve finansmanında ilk sırayı %80'lik payla Sağlık Bakanlığı almaktadır. Bakanlığın bütçesi, sektörde en önemli payı alması nedeniyle, devletin sağlık sektörüne verdiği önemin bir göstergesi olması açısından anlamlıdır. Bakanlığın toplam bütçesi ve GSMH içindeki payı, özellikle 1992 yılından sonra azalma göstermiş olup, 1999 itibariyle, Bakanlığın Devlet Bütçesi içindeki payı %2.4, GSMH içindeki payı %0.5’dir (Sağlık Bakanlığı İstatistikleri).



Her alanda olduğu gibi, sağlık sektöründe de etkili hizmet sunmanın en önemli koşullarından biri, gerekli özelliklere sahip yeterli insangücünün sektörde istihdam edilmesidir. Sağlık sektörü emek ve teknoloji yoğun bir sektör olduğundan, istihdam edilen personelin hem nicel hem de nitel açıdan yeterli olması önemlidir.



Ülkede sağlık personelinin gelişiminde olumlu bir ilerleme gözlenmekle birlikte, bu alanda yaşanan temel sorun, sağlık personelinin bölgesel istihdamında görülen dengesizliklerdir. Personel, genellikle, Ege ve Akdeniz bölgeleri başta olmak üzere, büyük illerde yoğunlaşmıştır. Hekimlerin %48.5'i, uzman hekimlerin %56.1'i Ankara, İstanbul ve İzmir olmak üzere, üç büyük ilde toplanmıştır (YILDIRIM, 1994:33). Ayrıca, Türkiye’deki sağlık personel durumu, Avrupa ülkelerinin göstergeleriyle karşılaştırıldığı zaman, yetişmiş sağlık insan gücünün yetersiz olduğu görülmektedir (TOKAT, 1997b:72).



Toplam yatırımlar içinde sağlık sektörü yatırımları düşük bir paya sahiptir. Sektörün, sabit sermaye yatırımları içindeki payına bakıldığında; 1990-1998 döneminde, sağlık sektörü sabit sermaye yatırımları toplam yatırımlar içinde ortalama %2.7'lik artış göstermiş, 1990 yılında toplam yatırımlar içinde %2.8'lik paya sahip olan sektör, 1998 yılında %4.6'lık paya ulaşmıştır (DPT, 1990-1999 Yıllık Programları).

2. Avrupa Birliği’ne Mevzuat Uyumu Çalışmaları Kapsamında Sağlık Sektörü

Bugün dünyada globalleşme rüzgarları hızla esmekte olup, ülkeler ortak çıkarlarını korumak için bölgesel entegrasyonlara gitmektedirler. Avrupa Kıtasında; Avrupa Birliği (AB), Amerika Kıtasında; Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) ve Asya Kıtasında; Asya – Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) entegrasyonları yaşanmaktadır. Bugünkü konjonktürde, bölgesel entegrasyonların dışında kalan ülkelerin, ekonomik ve politik açıdan gelişme imkanları sınırlıdır. Küreselleşme sürecinde, Avrupa Birliği en başarılı entegrasyon olarak görülmektedir.

Türkiye, 1958 yılında kurulan Avrupa Birliği ile 1963 yılında “Ortaklık Anlaşması” imzalamış, 1995 yılında “Gümrük Birliği”ni gerçekleştirmiştir. 10-11 Aralık 1999 tarihlerinde yapılan AB Konseyi Helsinki Zirvesi’nde ülkemize tanınan “Aday Ülke Statüsü”, Türkiye–AB ilişkilerine yeni bir ivme kazandırmıştır.

Türkiye’ye tanınan “Aday Ülke Statüsü” kapsamında, Avrupa Birliği Komisyonu tarafından, Türkiye için, 8 Kasım 2000 tarihinde açıklanan “Katılım Ortaklığı Belgesi”ne karşılık, Türkiye 24 Mart 2001 tarihinde, Bakanlar Kurulu’nda kabul edilen Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine ilişkin “Ulusal Program”ı yayımlamıştır.

Ulusal Programda; Birlik müktesebatına uyum sağlanması için; Türk mevzuatında ihtiyaç duyulan değişiklikler, yenilikler ve oluşturulması gereken yeni kurumlar ile, bu düzenlemelerin gerektireceği finansman ihtiyacı belirlenmiştir.

Sağlık sektörünün kalkınma üzerindeki rolünü ön plana çıkartan yeni ekonomik yaklaşım kapsamında, Ulusal Program’da yer alan sağlık konularında, Türk sağlık mevzuatının Avrupa Birliği sağlık mevzuatına uyumlaştırılması gerekmektedir.

Sağlık hizmetlerinin yüksek seviyelerde olduğu AB’de sağlık konuları sosyal politikalar içinde yer almaktadır. Birliğe üye ülkeler, sosyal politikalarını değiştirme, tek tip veya ülkelerüstü bir sosyal politika uygulama yönünde bir düzenlemeye gitmemiştir. Bu nedenle, sosyal politikalar içinde yer alan sağlık politikaları, ulusal düzeyde organize edilmiş olup, ülkelerarasında sağlık ve sağlık finansman sistemleri, hizmet sunumu, mevzuat ve uygulama konularında farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin; İtalya, İngiltere ve İrlanda gibi bazı ülkelerde sağlık hizmetleri tamamen devletin sorumluluğunda iken, Belçika, Fransa ve Almanya’da sağlık hizmetlerinde devlet ve özel sektör olmak üzere, karma sistem uygulanmaktadır. Sağlık sektöründe özel sektörün ağırlıklı olduğu ülke ise Hollanda’dır (Sağlık Bakanlığı, 1993a). Aynı şekilde, AB ülkelerinde, sağlık hizmetlerinin finansman yöntemlerinde de farklılık vardır.

AB’de sağlık sektörünü yönelik ortak bir düzenleme ve politika olmamakla birlikte, Birlik içinde yapılan düzenlemelerde sağlık konularına yer verilmiştir. AB mevzuatında sağlık sektörünün yerine bakıldığında;

1- Kurucu anlaşmalarda ( Avrupa Kömür Çelik Topluluğu Anlaşması, Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu Anlaşması, Avrupa Ekonomik Topluluğu (Roma) Anlaşması) sağlık konularına dolaylı olarak sosyal politikalar içinde değinilmiştir.

2- Kurucu anlaşmalarda değişiklik yapan anlaşmalarda (Tek Avrupa Senedi, Maastricht Anlaşması, Amsterdam Anlaşması) sağlık konularına doğrudan yer verilmiştir.

AB, yaşam kalitesini yükseltmeyi hedef olarak benimsediği halde, bu hedefe ulaşmada en önemli unsur olan insan sağlığına yönelik sağlık politikası oluşturmayı ve hizmetlerin iyileştirilmesine yönelik doğrudan düzenlemeleri 1990 yılına kadar gerçekleştirmemiştir (ALAIN, 1998:1-2).

AB’de 1993 yılında yürürlüğe giren ve Roma Anlaşmasında önemli değişiklikler yapan Maastricht Anlaşması ile sağlık politikasının resmi hedefleri belirlenmiş ve sağlık politikası Birliğin diğer politikası arasında yer almış (Madde 5 ve 129) ve bu konularda çeşitli faaliyet programlarının belirlenmesi ve yürütülmesi karara bağlanmıştır.

Maastricht ve Amsterdam Anlaşmaları ile özellikle, kamu sağlığı alanında yeni bir perspektif yaratılmış, kişilerin (sağlık çalışanı ve hastalar dahil), hizmetlerin (sağlık sektörü dahil) ve malların (tıbbi cihazlar, gıda, farmasotik ürünler dahil) AB içinde serbest dolaşımlarını sağlamak için çalışmalar başlatılmıştır.

Bugün, AB’de sağlıkla ilgili doğrudan düzenlemeler, genellikle, Birlikte görülen önemli sağlık konularında (enfeksiyon ve bulaşıcı hastalıklar, kronik hastalıklar, kanser, AIDS, alkol ve ilaç bağımlılığı vb.) ve zamanın getirdiği sorunlarla ilgili yapılmaktadır.

AB Müktesebatının üstlenilmesine yönelik Türkiye’nin hazırladığı “Ulusal Program” incelendiğinde; Programın "Üyelik Yükümlülüklerini Üstlenebilme Yeteneği" bölümünde sağlık konularının ele alındığı görülmektedir. Bu bölümde[2] yer alan alt konu başlıkları altında, sağlık sektöründe mevzuat uyumuna yönelik düzenlemeler yer almaktadır. Alt konu başlıkları altında sağlık alanında mevzuat uyumunun yapılması öngörülen konular aşağıdaki şeklide özetlenebilir.

-Malların Serbest Dolaşması başlığı altında; gıda sanayii, kimyasallar altında psikotrop maddeler, tıbbî ürünler, kozmetikler, tıbbi cihazlar ve oyuncaklarla ilgili mevzuatta AB mevzuatına tam uyum öngörülmektedir.
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle,
Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle.


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


CANDA ÖZÜR OLMAZ...
seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 23.04.2009, 00:01   #229
Merkez_Alperen
Usta Yiğido
 
Merkez_Alperen - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Merkez_Alperen Şuan Merkez_Alperen isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 11.09.2012 11:23

Üyelik Tarihi: 03.01.2009
Mesajlar: 676
Tecrübe Puanı: 641 Merkez_Alperen FAZLA SÖZE GEREK YOKMerkez_Alperen FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart Cevap: AB'ye EVET mi?, HAYIR mı?

O'(Muhsin YAZICIOĞLU) Avrupa birliğine hep karşıydı...Onun izinden yürüyen bir TÜRK genci olarak AB ye HAYIR diyorum!

ALAYINA İSYAN ÖLÜMÜNE TURAN!
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
Merkez_Alperen isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 23.04.2009, 01:41   #230
barikat58
Usta Yiğido
 
barikat58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
barikat58 Şuan barikat58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 06.04.2016 17:19

Üyelik Tarihi: 03.01.2007
Mesajlar: 15.450
Tecrübe Puanı: 2189 barikat58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: AB'ye EVET mi?, HAYIR mı?

Avrupa hristiyan toplulugu bizden bişey almasında ben onlardan bişey istemiyorum.sinan kardeşimizin paylaştıgı maddelerde malların serbest dolaşımı olacak diyor.Zaten mallar dolaşıyor yeteri kadar ortada daha fazla dolaşması için ortam saglanmasına hiç gerek yok
barikat58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 00:15.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.