20.01.2009, 08:32 | #21 |
Yiğido
falconman Şuan
Son Aktivite: 10.02.2016 22:46
Üyelik Tarihi: 14.11.2008
Mesajlar: 155
Tecrübe Puanı: 614
|
Cevap: Seni Cok özledim ANNEM
Seni sevincime ortak etmeyi
özlemişim anne ellerini tutup,göğsünde uyumayı özlemişim, Sonra sarılışını özlemişim içime kalbinin dokunuşunu özlemişim Anne!.. Ilık rüzgarların getirdiği yapraklar kadar masum, soğuk mevsimin sararttığı çiçekler kadar hüzün dolusun. Seni özlemek anne seni özlemek günahsız bir bebeğin kokusu kadar saf bir kadın teninin inayeti kadar sorgusuzdu. Kimindi bu çevre kimindi çevrelenmiş bu yasaklık bunca kara bulutlar kimdendi? kimdendi anne özlemi? Şimdi adını anımsıyorum anne düşsel bir kelebeğin kanatlarına takılmış bir mutluluğa gülümsüyorum. seni anımsıyorum anne seni ve sana yaptığım mor çiçekleri. Kokunu özlemişim anne her sarılışında hissettiğim o eşsiz kuyunun o içimdeki ürpertinin hiç dinmeyen kokusunu özlemişim seni özlemişim anne Seni ve sana yaptığım mor çiçekleri İkimizde bir şarkının hiç söylenmedik, bir şiirin hiç yazılmadık kısmındayız ortalığa öyle bir düşmüş ki kalplerimiz öyle bir yangında yanmış ki bedenimiz seni bana öyle bir hatırlatmış ki bilsen anne Seni sevincime ortak etmeyi özlemişim anne Kokunu özlemişim her sarılışında hissettiğim anne kokunu. Sana tutunmayı özlemişim anne düşerken çocukluk çağlarımdan dalım olmanı özlemişim, gençliğimin en kırılgan, gençliğimin en yorgun dönemini senle geçirmeyi özlemişim anne seni özlemişim anne Seni ve sana yaptığım mor çiçekleri Kimi umutsuz çayırların otlağı kimi susuz toprağın suyu kimsesiz bir bedenin kimsesi olmuşsun kimi hani hayatın bitmesi var ya hani elinden tutupta bir çocuğu hayatın en son merdivenine bırakmak var ya işte sen böyle birşeysin anne işte sen uzanıp da dokunamadığım yağmurum, ağlayıp da susamadığım hıçkırığımsın. ulaşamadığımsın... Seni özledim anne elini tutmayı özledim gözlerine bakmayı seninle gülmeyi, seninle ağlamayı seni özledim anne seni ve sana yaptığım mor çiçekleri... Anne bırakma ellerimi tut Allah aşkına ne olursun anne kurtar beni bu yasaklardan yaşayamıyorum sensiz boğuldum insanlardan ne olursun anne ne olursun al götür beni bu diyarlardan Ve şimdi yoksun anne neden yoksun? yalvardım neden gelmedin neden sarılmıyorsun buz gibi tenime neden ısıtmıyorsun yeniden ayaklarımı kokunu neden esirgiyosun benden neden anne neden neden geri gelmiyorsun? Şimdi adını anımsıyorum anne yüzümde bir tebessüm elimde bir demet mor çiçekle... |
20.01.2009, 09:52 | #22 |
Navigator
Kardelencicegi Şuan
Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5461
|
Cevap: Seni Cok özledim ANNEM
Iste ondan ANNE...
Bir zamanlar hepimiz masum birer çocuktuk... El değmemiş, güneş görmemiş duygularımız vardı içimizde... O zamanlar belki bir oyuncak, belki bir uçurtma, ne bileyim belki de arkadaşlarımızda gördüğümüz yeni giysilere iç geçirirdik sadece... Çocuk yoktan anlamaz derler ya! Çocuktuk, yoktu ve biz anlamıyorduk... Bir başına kalmış bir kadının, çocukları için çırpınışını nasıl anlayabilirdik ki? Anlasaydık asıl yokluğun ne olduğunu, hiç şikayetçi olur muyduk halimizden? Mavinin her tonunda gözlerini görüyor ve seni çok özlüyorum... Bir başına kalmak, ne zormuş anne! |
20.01.2009, 14:53 | #23 |
Yeni Yiğido
RECEP_YÜKSEL Şuan
Son Aktivite: 02.01.2010 13:05
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 56
Mesajlar: 46
Tecrübe Puanı: 708
|
Cevap: Seni Cok özledim ANNEM
Küçük bir bebekken ninilerle uyttun beni
Biraz büyüdüm sevginle doyurdun beni Dizlerine uzanıp yattığımda şefkatınle sardın beni Şimdi sen yoksun hayat yok sevgi yok şefkat yok Hiçbiri Yok be CANIM ANNECİĞİM YAZAN: Recep YÜKSEL 20.01.2009 14:52
__________________
OSMANLI DIR SOYUM TÜRKLÜKTÜR YOLUM BİLMEM BAŞKA KONU BEN TÜRKOĞLUYUM İSTANBUL SİVASSPOR TARAFTAR DERNEĞİ KOMİTE BAŞKANI.... |
15.02.2009, 14:44 | #24 |
Navigator
Kardelencicegi Şuan
Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5461
|
Cevap: Seni Cok özledim ANNEM
AFFET BENİ ANNE
ELİMDE OLMADAN BİR GÖNÜL EYLEDİM ONUDA SENİN GİBİ ÇOK SEVDİM ANNE SENDEN BİR PARÇA OLDUĞUM GİBİ ONUDA KENDİMDEN BİR PARÇA BİLDİM ANNE ONA HAYATIM TEK VARLIĞIM DEDİM BAK ŞİMDİ TERK EDİLDİM SON ÜMİDİM MEYHANE SEÇTİM NE OLUR AF ET BENİ ANNE BEN DOĞARKEN Mİ GÜNAHKAR YARATILDIM NEDEN BÜTÜN DERTLER BENİ BULUR ANNE YAŞAMAK GÜZEL OLSAYDI DOĞARKEN AĞLAMAZDIM KIZMA NE OLUR KEŞKE DOĞMASAYDIM ANNE BEN İSTEMEZDİM BU HALE GELMEYİ SANA LAYIK OLAMADIM ANNE YÜZÜME BAKIP AĞLAMA NE OLUR SENİN SUÇUN DEĞİL BU ANNE.......... [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] |
22.02.2009, 15:24 | #25 |
Navigator
Kardelencicegi Şuan
Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5461
|
Cevap: Seni Cok özledim ANNEM
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] UMUDUM SENDİN ANNE Annesini, ona en çok ihtiyaç hissettiği zamanlarda kaybeden bütün evlatlar adına) Ellerimde yılgın rüzgârlardan biriktirdiğim yitik umutlar, gözlerimde yağmurların tanelerine saklanıp kalmış tesellisiz aşklar, yüreğimde hasar tespiti henüz yapılmamış derin, depderin yaralar, ayaklarımda taze baharlara inat bol baharatlı yorgunluklar, başımda değirmen taşlarının gıcırdayan ağır sesi, kulaklarımda yangın yerlerinden yükselen bol çığlıklı feryatlar… İşte sen, beni böyle bir günde terk edip gittin Sabahın Rabbi’ne… Sıcaklar henüz bastırmamıştı Maraş’ın tepelerine; esir almamıştı çocukların ince ve narin bedenlerini… Genç kızlar, orta yaşlı kadınlar henüz çıkarıyordu yazlıklarını… Aşıkların bahardan kalma umutları sararmamıştı henüz… Okul çocukları tatilin varlığını ancak ancak keşfediyor; gözleri ve bedenleri tatil mahmurluğuna yeni alışıyordu… Çiftçiler buğdaya tam da o günlerde başlayacaktı… Pamukçular daha ekmemişti pamuk tohumlarını… Tarhana mevsimi bir kaç gün önce gelmişti. Şehrimiz, tarhana katığının kokusuna bürünmemişti henüz… Bağlara göç için yeni yeni kıpırdanıyorlardı insanlar. Yaza dair ümitler, beklentiler Maraş için henüz başlıyordu, sen Karanlıkların Rabbi’ne doğru kanatlanıp uçtuğunda… Bense büsbütün yıkılmış, ezilmiş, horlanmış, kaderime terkedilmiştim. Başarısızlıklarım ayaklarımda onulmaz yaralar, gözlerimde katran karası yıkıntılar oluşturmuştu. Yüreğim, öfke dolu yüreğim, vicdan hırsızlarına sövmekle meşgûldü. Dertler, kederler ve yıkılmışlıklar içindeydim. Umudum sendin, senin gece görmemiş umutlarında sakladığın sözlerindi. Sana gelecektim, ince ellerimin tırnak uçlarına sakladığım masum yalanlarımı anlatacaktım. Bahaneler uyduracaktım başarısızlıklarıma. Senden bol tevekküllü bahaneler uydurmanı isteyecektim. Yıkılan gururumu onarmanı, kaybettiğim umutlarımı bahar tazeliğinde yenilemeni isteyecektim. Kendimi kandırdığım düşüncelerimi, öfkelerimi, yılgınlıklarımı, kaybettiklerimi paylaşacaktım seninle: en büyük kaybımın sen olacağını bilmeden... Seni babama karşı koz olarak kullanıp, masum yalanlarıma âlet edecektim. Öfkeler, kızgınlıklar, kırgınlıklar hep sana dönecekti; başarısızlığımın kalkanı, ümitsizliklerimin ümidi olacaktın. Yitip gitmekte olan zamanı durduracaktın belki de. İçimde erimekte olan beni görüp, tevekkülle yoğrulmuş bir savaş başlatacaktın, kimbilir… Dualar edecektin kör ve karanlık gecelerde Rabbine. Ellerin karıncalanacak, ayakların uyuşacak, gözlerin bahar yağmurları akıtacak, seccaden ter içinde kalacaktı; ne adaklar adayacaktın Rahmet-i Rahman’a belki de. Yüreğinde biriktirdiğin dürdaneleri en temiz, en halis duygularla Rahim’e gönderecektin. Ben gecenin kuytusunda uyurken, sen henüz sabaha varmamış ellerini büyük bir azim ve kararlılıkla açacak ve yalvaracak, yalvaracaktın benim için. Bana dair duaların bedeninde hasarlar oluştururken, duası kabul edilmiş bir kul edâsıyla uyandıracaktın beni. Sonra bana dönüp kederli gözlerime en karasından bir bakış fırlatıp, “Üzülme oğlum, her şey düzelir, gün gelir, gün geçer. Allah en hayırlısını, en güzelini verir, bizim işimiz ona tevekkül etmek, üzülmeden sabırla beklemek” diyecektin. Bense önce biraz öfkeli, biraz mutedil, biraz ümit, biraz ümitsizlik, biraz karamsarlık içinde, biraz da başımda dolaşan savruk rüzgârlar gibi dinleyecektim seni. Sen, mutmain olmuş bir kalple devam edecektin anlatmaya... “Sabır” diyecektin, “tevekkül” diyecektin, “Allah’ın şartları nasıl değiştireceğini” anlatacaktın. Peygamberimiz’in, Sahabi’nin ve âlimlerin hayatlarından örneklerle süsleyecektin anlatımlarını. Ben de içinde bulunduğum keşmekeşten kurtulmaya çalışıp daha bir serinkanlı dinlemeye başlayacaktım seni. Sen anlattıkça, kendimden daha çok utanacaktım. Utandıkça da daha çok sevecek, daha çok bağlanacaktım sana… Senin, o tevekkülün, beni kopmayacak iplerle bağlayacaktı hayata, yüreğim açık denizlere açılmış mutlu balıkçılara dönecekti o zaman. Gözlerim daha keskin, umutlarım yeni doğan çocuğun azminden daha diri, dipdiri olacaktı. Gözlerime astığım karanlıklar aydınlanıverecek, ellerimde biriktirdiğim yılgınlıklar uçup gidecekti. Sendeki masumiyet kaynaklı riyasız, yalansız, umut dolu sözcükler, tamahkâr umutsuzluklarımı, umuda çevirecekti, alabildiğince mavi-yeşil tonu güzelliklerle dolacaktı bütün benliğim. Değirmen taşına dönen başım, öğütmekten yorulmadığı karanlık düşüncelerini, yitik umutlarını gıcırdayan sesiyle eritecekti. Bir başka adam oluverecektim; avurdu çökmüş yanaklarım, sert ve keskin bakan gözlerim, karanlık çizgilere boyanmış haşin yüzüm, gülmeyi çoktan unutmuş gözlerim, yılgınlıklar, hüzünler içindeki ruhum müjdelenmiş birer mü’min edâsına bürüneceklerdi. Yaşama hırs ve arzusunu kaybetmiş bir adamken kıpır kıpır olacaktım, hüzün çarşısından satın aldığım ustura ağızlı koyu karanlık düşünceleri apansız fırlatıp atacaktım, yüreğimden ayak parmaklarıma kadar inen umutsuzluklarımı gri kaplı ajandamda bırakacaktım. “Umutsuzluğa kapılmak yok, umutsuzluğa kapılmak yok…” diye aynı cümleyi onlarca kez tekrar edecektim. Sonra, kederli gözlerimle sana dönüp, gözlerinin gölgesinde saklanan gri bulutları sarı nüktelerle dağıtacaktım. Sense, benim mutluluğumdan daha büyük mutluluklar, benim umutlarımdan kocaman umutlar çıkaracaktın kendine. Alıp gittiğin bunalımlarımın neler olduğunu bilmeden, “Senin mutluluğun, benim mutluluğumdur” diyerek Karakız’ın sütünü sağmaya inecektin. Bense, korkularım, endişelerim, umutsuzluklarımla baş başa kalmamak için senin Karakız’ı sağışını seyredecektim. Henüz buharı çıkmamış sorular soracaktın hayata, mutluluğa dair; cevaplarımı beklemeden, sanki içimdeki korkuların yeniden geldiğini görür gibi vazgeçecektin. Ağzından hiç eksilmeyen dualar edecektin bana ve kardeşlerime. Öğütler verecektin hayata ve insana dair, “Herkesin canından, malından emin olduğu insan ol. Güçsüzün, fakirin, yolda kalmışın yardımına koş. Vicdanını her zaman yanında taşı. Kimseye minnet etme, ne isteyeceksen Allah’tan iste. Her zaman ve daima iyi insan ol. İyilik malla, mevkii ile olmaz; yürekle, vicdanla olur…” diyecektin. Cebimde beş kuruşum olmadığını bilecektin, hiç hissettirmeden cebime biriktirdiğin paralardan koyacaktın. Her seferinde beni mahçup etmeye devam edecektin. Başımın daha dik, gururumun daha sağlam olmasını sağlayacaktın. Kışları İstanbul’un bunalımından kurtulup yanına geldiğimde, bana yazlardan devşirdiğin Maraş işi patlıcan, biber, kabak çeşnilerinden, lezzeti damağımdan hiç silinmeyecek yemekler yapacaktın. Bense, her seferinde kıtlıktan çıkmış insanlar gibi saldıracaktım bu eşsiz lezzetlere… Benim yanımda güzel günler görecektin; çalışmaktan törpülenmiş ellerin, hastalıktan parçalanmış ayakların rahat edecekti. Gemileri gören bir evim olacaktı; sen de pencereden o çeşit çeşit gemileri izleyecektin, denizdeki hareketlerine bakıp yorumlar yapacaktın. Babam ise bu yorumlarına sinsi sinsi gülecek ve seni tek başına bırakıp arkadaşlarının yanına gidecekti. Ama babamı beni beklediğin gibi hasretle beklemeyecektin. Eve her geç kalışımda pencere kenarında oturup beni bekleyecektin. Beni beklerken dualar edecektin; ettiğin dualar kabul olacaktı ve hemen gelecektim. Yemekleri sen yapacaktın, kimselere güvenmeyecektin. Eşkilaya sulusu, ekşili köfte, yoğurtlu köfte, sömelek köfte, boranı hazırlayacaktın. Bol şalgamlı tarhana çorbası pişirecektin, bol cevizli içli köfteler yapacaktın. Ben ne yemek istersem hazır edecektin. Evimde her mevsim kabak olacaktı, sen bu kabaklardan bol kıymalı dolmalar yapacaktın, ben de bu dolmaları, köfteleri huzurla yiyecektim. Sen, bütün bu yaşanacakları, umutları unutmuşçasına, beni terk edip gittin. Oysa gözlerime her değişinde gözlerin mevsimler açardı dudaklarımda, her gelişimde huzur dolardı bedenimin en kuytularında dolaşan kanım. Maraş, bir başka büyürdü gözlerimin karasında; ama sen gittiğinden beri ne gözümde Maraş kaldı ne de Maraş’a dair umutlar. Ne Tekke’nin biçimsiz ve karanlık yolları, ne kara bahtlı insanları, ne de Tekke… Sen gittiğinden beri bir kalemde silindi yaşadıklarım. Sen gittiğinden beri eşkilaya sulusu, sömelek köfte, boranı yemedim. Sen gittiğinden beri umutlarım yıkık dökük, gözlerim kederli, dualarım daha sessiz, yalnızlıklarım daha koyu, öfkelerim daha çabuk. Sen gittiğinden beri ne gemileri gören bir evim oldu, ne de böyle bir evim olsun diye hayâlim. Sen gittiğinden beri daha duygulu, daha tedirgin ve daha umutsuzum. Oysa sen umuttun, hayattın, yüreğimdin… Fakat artık gurbetsin, hüzünsün; en güzel ve en tatlı hatırasın. Seni rahmetle anıyorum sevgili anacığım… |
21.03.2009, 21:23 | #26 |
Navigator
Kardelencicegi Şuan
Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5461
|
Cevap: Seni Cok özledim ANNEM
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] 1 yaşınızdayken sizi elleriyle besledi ve yıkadı; Bütün gece ağlayıp onu uyutmayarak teşekkür ettiniz 2 yaşınızdayken size yürümeyi oğretti; Size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz 3 yaşınızdayken size özenle yemekler hazırladı; Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz 4 yaşınızdayken elinize rengarenk kalemler tutuşturdu; Evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz 5 yaşınızdayken sizi cici kıyafetlerle süsledi; Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz 6 yaşınızdayken okula kadar sizinle yürüdü; Sokaklarda "gitmiycem" diye ağlayarak teşekkür ettiniz 7 yaşınızdayken size bir top hediye etti; Komşunun camını kırarak teşekkür ettiniz 9 yaşınızdayken size piano öğretmeni buldu; Notaları bir gün bile çalışmayarak teşekkür ettiniz 10 yaşınızdayken doğumgünü partilerinden, dans derslerine kadar her yere sizi arabayla götürdü; Arabadan firlayıp giderken arkanıza bile bakmayarak teşekkür ettiniz 11 yaşınızdayken sizi arkadaşınızla sinemaya götürdü; "Sen bizimle oturma" diyerek teşekkür ettiniz 12 yaşınızdayken zararlı TV programlarını seyretmenizi istemedi; O evde değilken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz 15 yaşınızdayken sizi yurtdışında yaz kampına gönderdi; Tek satır mektup yazmayarak teşekkür ettiniz 17 yaşınızdayken erkek arkadaşınızla partiye gitmenize izin verdi; Bir telefon bile etmeden sabaha karşı eve dönerek teşekkür ettiniz 19 yaşınızdayken okul masraflarınızı karşıladı, sizi arabayla kampüse götürdü ve eşyalarınızı taşıdı; Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampüs kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz 21 yaşınızdayken iş hayatı ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek istedi; "Ben senin gibi olmayacağım"diyerek teşekkür ettiniz 22 yaşınızdayken kep giyme töreninizde size gururla sarıldı; 23 yaşınızdayken Avrupa seyahati için para isteyerek teşekkür ettiniz 24 yaşınızdayken uzun süredir çıktığınız çocukla tanışmak istedi; "Zamanını ben bilirim" diye tersleyerek teşekkür ettiniz 25 yaşınızdayken düğün masraflarınızı karşıladı, sizin için hem mutlu oldu hem çok duygulandı; Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz 30 yaşınızdayken bebek bakımı hakkında size akıl vermek istedi; "Artık bu ilkel yöntemleri bırak" diyerek teşekkür ettiniz 40 yaşınızdayken sizi arayıp bir akrabanızın doğumgününü hatırlattı; "Anne işim başimdan aşkın" diyerek teşekkür ettiniz 50 yaşınızdayken o, çok hastalandı, hafta sonunda onu görmeye gittiginizde mutlu oldu; Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz Derken bir gün O, öldü O güne kadar onun için yapmadığınız ne varsa, o anda kalbinize bir yıldırım gibi düştü EĞER HALA SİZİNLEYSE, ŞİMDİ ONU HER ZAMANKİNDEN DAHA ÇOK SEVİN .. |
25.03.2009, 14:13 | #27 |
Navigator
Kardelencicegi Şuan
Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5461
|
Cevap: Seni Cok özledim ANNEM
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Keske hic büyümeseydim Anne. Hic büyümeseydim de, Dizlerim kanasaydı yüregimin yerine. Mutluluk toplasaydım yine arka bahcemizden. Ve tac yapıp saclarına kondursaydım. Keske hep cocuk olsaydım da Anne, Dizlerinde uyusaydım. Acı nedir bilmeseydim yine kollarında. Korkularımı silseydin düslerimin icinden. Gözlerimi öpseydin baktıkca derinlerine. Yavrum deseydin yine her defasında. Ve masallar fısıldarken kulagıma, Ben yine asık olsaydım kokuna. Keske hic büyümeseydim Anne. Hic büyümeseydim de, Gitmeseydin benden, yüregimden. Böyle yapayalnız bırakmasaydın beni. Varımı yogumu götürmeseydin gittigin yere. Ah! be Anne, Ah! be. Neden göctün yıldızlar ülkesine. Keske hic büyümesek Anne. Hic büyümesek te, Dizlerimiz kanasa yüregimiz yerine. |
09.04.2009, 01:11 | #28 |
Navigator
Kardelencicegi Şuan
Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5461
|
Cevap: Seni Cok özledim ANNEM
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
|
24.04.2009, 23:14 | #29 |
Navigator
Kardelencicegi Şuan
Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 57
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5461
|
Cevap: Seni Cok özledim ANNEM
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
Anama Mektup Bugün sekiz mayıs ‘Anneler Günü’ Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi Kalplerde şefkatle tam koca bir gün Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi. Ben seni bugün hatırlamadım anne Sana karşı sevgim aynıydı yine Benim sevgim sığmaz ki öyle bir gün’e Bir ömür de olsa doyamam sevgine. Her an ruhumu ısıtır sıcaklığın Seni düşünmek bile doyumsuz zevk Acısı derin senden uzaklığın Sensin benim dünyama ışık ve renk… Özledim ışıl ışıl sevgi dolu gözlerini Ne güzeldi göğsüne yaslanıp öyle ağlamak Ellerimle yırtardım o gül yüzlerini Zevk verirdi nasırlı ellerinde hırpalanmak. Yine arıyorum dostluk dolu o yüzün Hep ben muhtaçtım sana yine muhtacım Aşkımı, sevgimi gösteremedim bir gün Saçlarım ağarsa da hep sana muhtacım. Yollarım açılsa bağrıma bassam Sımsıcak göğsünde öyle ağlasam Doyumsuz sevgini tekrar yaşasam Hıçkırıp, naz yapın “Ana” diyerek Anamsın, bu bir gerçek Sen olmasan ben olmazdım Sensin gönlümdeki en güzel çiçek İncinip, koparılsan yaşamazdım. Hasretin unutturdu beni bana Sevgine karşılık veremiyorum. Adet olsun diye olsa da sana Layık bir hediye bulamıyorum. Maddi değerleri tek tek arasam Hazırlasam güzel bir buket sana Zümrütten, yakuttan saraylar alsam Değeri ölçülmez yanında Anam… Çiçek aradım dün beklersin diye Bulamadım taş ve demirden başka Sevgimin ifadesi bir tek hediye Yollayamadım ki inan dua’dan başka Cennetle müjdelenmiş analar Sen de gezin cennet bahçelerinde Ayakların altından aksın ırmaklar Makamın melekler gibi yükseklerde Şefaatına mazhar ol Muhammed Mustafa (s.a.v)’nın Rahmetiyle kuşatsın seni Allah’ım Yoldaşı ol hurilerle anamız Fatma’nın Babamla firdevs bahçelerinde gezin cananım. Saadetle ol dünya ve ahirette Sana sağlık ve sıhhatler diliyorum Selam ve sevgiler yollayıp nihayette Ta yürekten ANA, ANA diyorum. |
07.05.2009, 00:00 | #30 |
Usta Yiğido
sivaburs Şuan
Son Aktivite: 18.03.2016 23:10
Üyelik Tarihi: 03.11.2008
Mesajlar: 10.382
Tecrübe Puanı: 1628
|
Cevap: Seni Cok özledim ANNEM
Anneciğim
Titriyor, durmuyor kalem elimde, Oysa ben sana şiirler yazacaktım. Sen bana ömrünü feda ettin de, Ben seni kağıda sığdıracaktım. Sensiz geçti hayat, daldım eleme Oysa, ben senle yaşlanacaktım. Sen beni dizinde yaşattın anne, Ben seni yalnız mı bırakacaktım? Sana gelemeden ömrü tükettim, Teselliler artık hiç avutmuyor. Ben seni Rabbime emanet ettim, Yüzüne bakmaya yüzüm tutmuyor. Ben seni her daim gencecik bildim, Ey hayat perim! Ne çabuk soldun. Önce ben senin çocuğun idim, Şimdi sen bana çocuk mu oldun? Sevginle büyüttün anne beni sen, Koynundu önce kutsal mabedim. Şimdi sen benim sırtıma binsen, Nasıl of derim, varlık sebebim. Çocuğun kurbandır senin yoluna, Varlığın başıma taç anneciğim. Düşmeden gireceğim bil ki koluna, Kolunu oğluna aç anneciğim… Halit Gültekin
__________________
|
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
HANGİ KÖYDENSİNİZ? (Anket) | Sivaslilar.Net | Köylerimiz (Sivas Köyleri) | 1222 | 17.01.2016 17:03 |
ASKER | cegceg | Diğer Konular | 584 | 08.12.2011 09:28 |
Seni Seviyorum ve Cevapları | yerliturkuaz | Serbest Kürsü | 4 | 10.12.2008 01:22 |
Rabbin Seni Şartsız Sevdi | HaZaN | Muhtelif konular | 0 | 13.11.2008 14:41 |
Amerika Seni Çok Seviyoruz!! | fertelliyim | Arşiv | 4 | 15.09.2008 00:08 |