|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Koyulhisar Koyulhisar İlçesi ve Köyleri |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
25.12.2008, 23:43 | #21 |
Yiğido
selocan58 Şuan
Son Aktivite: 11.05.2009 04:00
Üyelik Tarihi: 04.12.2008
Yaş: 41
Mesajlar: 177
Tecrübe Puanı: 599
|
Cevap: KOYULHİSAR-Sarıkaya
evet güzelmiş sivaslilar nete tasısana herkes gorsun
|
01.01.2009, 09:49 | #22 |
Yiğido
selocan58 Şuan
Son Aktivite: 11.05.2009 04:00
Üyelik Tarihi: 04.12.2008
Yaş: 41
Mesajlar: 177
Tecrübe Puanı: 599
|
Cevap: KOYULHİSAR-Sarıkaya
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] yeni dizayn etmeye başladım hoşunuza getcekmi bakalım
|
29.04.2009, 01:49 | #23 |
Yeni Yiğido
o diyarın aşığı Şuan
Son Aktivite: 05.02.2013 14:42
Üyelik Tarihi: 29.04.2009
Yaş: 58
Mesajlar: 19
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: KOYULHİSAR-Sarıkaya
Köyümüzün biraz daha geniş tanıtımı; Sarıkaya, ilçe merkezine 15 km mesafede olup Kelkit Nehri’nin kuzeyinde yeşil, şirin tipik bir Anadolu köyüdür. Merkez Sarıkaya ve Hacılı olmak üzere iki mahalleden oluşan Sarıkaya’nın eski ismi “Çorak”tır. Çorak ismi, bacalara serilen ve su geçirmez özelliği olan topraktan esinlenerek verilmiştir. Köyden çıkan bu topraktan çevre köyler de istifade etmektedir.
1980’li yılların ortasına gelindiğinde ise Koyulhisar’daki bazı köyleri gibi Çorak’ın ismi de Sarıkaya olarak değiştirilmiştir. Sarıkaya ismi ise köyün kuzeybatı yamacında kalan sarı kayalardan esinlenerek verilmiştir. Sarıkaya’nın kuruluşu hakkında geniş çaplı bir araştırma içerisine girilmesine rağmen tatmin edici bilgilere ulaşılmamıştır. Sarıkaya Köyü Derneği’nin Osmanlı arşivlerinde yaptırdığı araştırmalarda, köyün yaklaşık 365 sene önce yaşayan hane reislerinin isimlerine ulaşılmıştır. Arşivlerde, 9 haneden kurulu olan köydeki hane reisleri; 1. Osman Oğlu Mehmet 2. Emrullah Oğlu Yahya 3. Sefer Oğlu Hikmet 4. Mehmet Oğlu İsmail 5. Mahmut Oğlu Ali 6. Halil oğlu Ali 7. Ethem Oğlu Mehmet 8. Osman Oğlu Abdullah 9. Emrullah Oğlu Ömer olarak görülmüştür. Yakın zamana kadar, Ordu’nun Mesudiye İlçesi’ne bağlı olan Sarıkaya, ilçeye uzaklığı sebebiyle ile Çaylı Köyü ile birlikte Koyulhisar İlçesi’ne geçmiştir. Sarıkaya halkının başlıca geçim kaynağı yem bitkilerine dayalı tarım ve hayvancılıktır. Arıcılık köyde diğer bir gelir kaynağıdır. Köyde narenciye ve zeytin hariç birçok meyve ve sebze türü yetişmektedir. Geçim sıkıntısı, Sarıkaya’da da beraberinde göçü getirmiştir. Sarıkayalılar, 1950’li yıllarda Tokat’ın Erbaa İlçesi’ne çalışmaya gitmesiyle gurbet hayatı da başlamıştır. 1960’lı yıllara gelindiğinde ise İstanbul’a göç başlamıştır. İstanbul’a göçen Sarıkayalılar, genellikle Kadıköy Fikirtepe Tuzcuoğlu ve Çayırova semtleri civarında yerleşmiştir. Gurbetteki Sarıkayalıların çoğu, ticaretle uğraşmaktadır. 1990’lı yıllardan sonra emekli olup ve işlerini çocuklarına devreden Sarıkayalılar, köylerine geri dönerek gerek yeni evler yapmaya gerekse mevcut evleri tamir etmek suretiyle köydeki yeni yapılanmaya ve köy nüfusunun artmasına katkı sağlamaktadır. Modern konutlar köye ayrı bir özellik katmaktadır. Son yapılan nüfus sayımına göre köyün nüfusu 180 kişidir. Köyde altyapı eksikliği devlet vatandaş işbirliği ile önemli ölçüde çözülmüştür. ŞİİR Geldim köyün önüne İndim görün büküne Mola verdim çukurların dikinde Erkekleri bahçede kadınları ekinde Çalışkandır benim köylüm Kışın soğuk olur ama; güzeldir yazı İklimleriyle güzeldir benim köyüm Ne söyleyelim Raif amca ile Oluk Hacı'ya Elma, kaysı ile çiri sererlerdi bacaya Soracak olursan Kantarın Temel'i Ölmeden yeniden evlenmektir onun emeli Yazan : Taşkın KAYNAR yukarıdaki şiirin tamamı; GÜZEL KÖYÜM SARIKAYA Geldim köyün önüne İndim gürün büküne Mola verdim çukurların dibine Erkekleri bahçede kadınları ekinde Çalışkandır benim köylüm Çıktım samanlıkların düzüne Göründü güzel köyüm gözüme Gurbette duramadım döndüm özüme Hasretin çekilmiyor benim güzel köyüm Okulun önünden girerken köye Rafet emmi önüne katmış bir inek, birde düğe Kimsenin yoktur hindisi, ördeği, kazı Yeğin olur Hurşitgilin balçıktaki vazı Evi dururken arabada yatar Memüğün Yılmaz'ı Kışın soğuk olur ama, güzeldir yazı İklimleriyle güzeldir benim köyüm Fırının önünden geçtim Ne patoz yaptım nede ekin biçtim Her şeyiyle seviyorum köyümü Ne söyliyeyim Raif amca ile Oluk Hacı'ya Elma , kayısı ile çiri sererlerdi bacaya Hamit amca ile Zühtü amcanın vardır çok macerası Çakır amcayı sorarsan o da sanki köyün ağası Soracak olursan Kantarın Temeli Ölmeden yeniden evlenmektir onun emeli Köyümüzün pek azdır ilim adamı, alimi Maaşallah koyunlarıda çoğaltmış Gıbıcın Salim'i Soracak olursan Ethem gilinkileri Onların evleride pınardan biraz ileri Bir leş kokusu olsa havada görür kartal Şavgı amcamda atar biraz partal Soracak olursan Kapıcıgilin Mustafa’yı Bir oturuşta yer bir kilo baklavayı Fadime yengemde baston niyetine kullanır elindeki odunu Salim dayı konuşurken ne amfiyi aratır nede mikrofonu İsmail amcamda satardı Melet’e erik ile dutu Dizlerinde derman kalmadı ondanda elini ayağını yudu Çıkmış idim tarihi orta oluğa Kalmış idim soluk soluğa Burada yıkardı buğdayı Karşıladı beni gücük Fehmi dayı İsmail amcamında Cengiz ile boldur muhabbeti Evlerinin önünden eksik olmazdı köpek ile kedi Mucuruda yapmışlar su bekçisi Biraz garibandır yoktur koyunu keçisi Yazın yeşerir yoncası çayırı Hümmetlide pek sever hayırı Bir hayır daha yaptı Düzelttik hayratutlardaki bayırı Herkes bilir şinik, halbur, sitili Gebede değiştirirlerdi kabak ile kili Yavan yesen bazlama ile fetili Vallahi tereyağı, baklavadan lezzetlidir benim köyüm Sapı yığarlar harmanın gaşına Usanırsan gurbetten değmeden 40 yaşına Bir cennet köşesidir köyüm başlı başına Kurban olayım yeşiline toprağına taşına 70’inden sonra reçber olanda var bakmadan yaşına Sıra ekin biçmeyle patoza gelince Yemin eder avu gatar aşına Küçüklerin sevilip büyüklerin sayıldığı Allah kelamının Sivas ve civarında yayıldığı Dışarıdan gelenlerin hayran olup bayıldığı İnsanların kabuk değiştirerek ayıldığı Kabaklarında araba yapmak için oyulduğu Bir yer varsa oda benim Sarıkayam Yokuştur Beyseküsü ile Karamerek arası Bacalardan belli olur böhrüklerin karası Yüreğini dağlarsa hasretlik yarası Hiç düşünme çek gel vereceğin bir yol parası Uzanalım birde geçmişe hele Değirmen deresi alışkandır sele Giderlerdi eskiden iskesüre kile Şampuan kullanmaya başlamış benim köylüm Vurdum Beyseküsü'nün yokuşuna Hayran kaldım suların akışına Tepeye çıkıpta köye kuş bakışına Doyum olmaz benim güzel köyümde Çok istedim ama her yerini gezemedim İnsanların çoğu birbirine küs çözemedim Belki şair gibi dizemedim Varın kusuruma bakmayın hemşehrilerim TAŞKIN KAYNAR -------------------------------------------------------------------------------- Konu o diyarın aşığı tarafından (29.04.2009 Saat 01:53 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Arka Arkaya Mesajlar Yazdığınızdan Dolayı Flood Önleyici Devreye Girdi.Mesajlar Sistem Tarafından Otomatik Olarak Birleştirilmiştir.. |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|